< Return to Video

Carl Honore yavaşlığı övüyor

  • 0:01 - 0:03
    Bir gözlemle başlamak istiyorum
  • 0:03 - 0:05
    Geçen yıl boyunca eğer birşey öğrendimse
  • 0:05 - 0:07
    o da, yavaşlıkla ilgili bir kitap yayınlamak için
  • 0:07 - 0:09
    promosyon konusunda gerçekten hızlı hareket
  • 0:09 - 0:11
    edilmesi gereğinin super ironisidir.
  • 0:12 - 0:14
    Bu günlerde zamanımın çoğunu
  • 0:14 - 0:17
    şehirden şehire, stüdyodan stüdyoya,
  • 0:17 - 0:19
    görüşmeden görüşmeye koşuşturmakla geçiriyor gibiyim,
  • 0:19 - 0:21
    kitabı gerçekten ufak, tadımlık boyutunda parçalar halinde sunarak.
  • 0:21 - 0:23
    Çünkü bu günlerde herkes
  • 0:23 - 0:25
    nasıl yavaşlanacağını bilmek istiyor,
  • 0:25 - 0:28
    ancak, nasıl yavaşlanacağını gerçekten hızlıca öğrenmek istiyorlar.
  • 0:28 - 0:30
    Geçen gün CNNe çıktım.
  • 0:30 - 0:33
    Makyaj için yayında konuştuğumdan fazla zaman harcadım.
  • 0:34 - 0:36
    Ve sanıyorum ki bu, o kadarda süpriz değil, öyle mi?
  • 0:36 - 0:38
    Çünkü şu anda yaşadığımız dünya, bu türden bir dünya,
  • 0:38 - 0:41
    hızlı sarma modunda takılmış bir dünya.
  • 0:41 - 0:43
    Hız saplantılı bir dünya,
  • 0:43 - 0:46
    herşeyin daha hızlı yapıldığı; daha az zamana
  • 0:46 - 0:48
    daha fazlanın tıkıştırıldığı.
  • 0:48 - 0:50
    Günün her anı,
  • 0:50 - 0:52
    zamana karşı bir yarış olarak hissediliyor.
  • 0:52 - 0:54
    Carrie Fisher'den, içimde biyomda olan bir ödünç cümle:
  • 0:54 - 0:56
    işte yine sarfedeceğim:
  • 0:56 - 0:59
    "Bugünlerde yerçekimi bile çok zaman alıyor"
  • 0:59 - 1:01
    Ve
  • 1:01 - 1:03
    yapılacakları daha iyi yapmaya nasıl çalıştığımızı düşünürseniz; ne yapıyoruz?
  • 1:03 - 1:06
    Hızlandırıyoruz, değil mi? Yani, tuşluyorduk, şimdi hızlı modda tuşluyoruz.
  • 1:06 - 1:09
    Okuyorduk, şimdi hızlı okuyoruz. Yürüyorduk, şimdi hızlı yürüyoruz.
  • 1:09 - 1:12
    Ve tabiiki randevulaşıyorduk, şimdi hızlı randevulaşıyoruz.
  • 1:12 - 1:15
    Ve doğası gereği yavaş olan şeyleri dahi--
  • 1:15 - 1:18
    hızlandırmaya çalışıyoruz.
  • 1:18 - 1:20
    Ha, geçenlerde New Yorkdaydım, ve bir spor salonunun önünden geçerken,
  • 1:20 - 1:22
    camda yeni bir kursun tanıtımı vardı, yeni bir akşam kursu.
  • 1:23 - 1:26
    Ve bu, tahmin edin ne içindi, hızlı yoga.
  • 1:26 - 1:29
    Bu, zaman-delisi profesyoneller için mükemmel bir çözüm.
  • 1:29 - 1:31
    Biliyorsunuz, güneşin doğuşunu selamlamak isteyen,
  • 1:31 - 1:33
    ancak buna sadece 20 dakika kadar ayırabilecek onlar.
  • 1:34 - 1:36
    Söylemek istediğim, bunlar aşırı türden örnekler
  • 1:36 - 1:38
    ve bunlar eğlendirici ve gülmek için güzel örnekler.
  • 1:38 - 1:40
    Ancak, ciddi bir nokta var,
  • 1:40 - 1:43
    ve bence günlük hayatın delice akışı içinde
  • 1:43 - 1:46
    çoğu zaman bu, cadde koşucusu tarzı yaşamın
  • 1:46 - 1:49
    bize verdiği zararı gözden kaçırıyoruz.
  • 1:49 - 1:52
    Hız kültürüyle öyle bir marine olmuş vaziyetteyiz ki
  • 1:52 - 1:54
    neredeyse bunun, hayatımızın her alanındaki maliyetini farketmekte
  • 1:54 - 1:56
    başarısız oluyoruz.
  • 1:56 - 1:58
    Sağlığımız, beslenmemiz, işimiz
  • 1:58 - 2:01
    ilişkilerimiz, çevre ve toplumumuz üzerindeki maliyet.
  • 2:01 - 2:03
    Ve bazen bir uyan zili gerekiyor,
  • 2:03 - 2:05
    bize koşuşturduğumuzun,
  • 2:05 - 2:08
    yaşamımız olduğu gerçeğini hatırlatacak,
  • 2:08 - 2:10
    güzel bir yaşam yerine, gerçekte yaşadığımızın
  • 2:10 - 2:12
    hızlı yaşam olduğu gerçeğini.
  • 2:12 - 2:14
    Çoğu insan için uyan zilinin
  • 2:14 - 2:16
    bir hastalık biçiminde geldiğini sanıyorum.
  • 2:16 - 2:19
    Anlıyorsunuz, devrelerin yanması ve neticede vücudun
  • 2:19 - 2:21
    "artık daha fazla dayanamıyorum" demesi ve havlu atması.
  • 2:21 - 2:23
    veya bir ilişkinin duman içinde uçup gitmesi
  • 2:23 - 2:25
    çünkü zamanımız ya da sabrımız
  • 2:25 - 2:27
    ya da başka birisiyle olacak huzurumuz,
  • 2:27 - 2:29
    onları dinleyecek zamanımız yoktur.
  • 2:29 - 2:31
    Benim uyan zilim,
  • 2:31 - 2:34
    oğluma yatak zamanı masalları okumaya başladığımda çaldı.
  • 2:34 - 2:36
    ve günün sonunda
  • 2:36 - 2:39
    oğlumun odasına gittiğimde yavaşlayamadığımı gördüm.
  • 2:39 - 2:41
    "Şapkadaki kedi"yi hızlı modda okuyordum.
  • 2:41 - 2:43
    Anlıyorsunuz işte, bazen satırları,
  • 2:43 - 2:45
    bazen paragrafları ve bazen de tüm sayfayı atlıyordum.
  • 2:45 - 2:48
    Ve tabiiki küçük oğlum kitabı ezbere biliyordu ve neticede tartışıyorduk.
  • 2:48 - 2:51
    Günün, en rahat, en özel, en sıcak
  • 2:51 - 2:53
    olması gereken zamanı,
  • 2:53 - 2:56
    bir babanın oturup oğluna okuduğu zaman,
  • 2:56 - 2:59
    isteklerin gladyatörvari savaşlarına dönüşmüştü;
  • 2:59 - 3:01
    benim hızım ve benim...--
  • 3:01 - 3:04
    veya benim hızımla onun yavaşlığı arasında bir çatışma.
  • 3:04 - 3:06
    Ve bu durum bir süre devam etti,
  • 3:06 - 3:08
    kendimi, hızlı insanlar için zaman tasarrufu tavsiyeleri içeren
  • 3:08 - 3:10
    bir gazete makalesini scan ederken yakalayana kadar.
  • 3:10 - 3:12
    Tavsiyeleden birisi, "Bir dakikalık yatak zamanı hikayeleri" adında bir kitap serisini
  • 3:12 - 3:14
    referans olarak veriyordu.
  • 3:14 - 3:17
    Bunları şimdi söylemeye ürperiyorum,
  • 3:17 - 3:19
    ancak, o zamanki reaksiyonum çok farklıydı.
  • 3:19 - 3:21
    İlk refleksim,
  • 3:21 - 3:23
    "Hallelujah--ne müthiş bir fikir!
  • 3:23 - 3:26
    Bu, hikaye işini daha da hızlandırmam için tam aradığım şey." demek oldu.
  • 3:26 - 3:28
    Ancak, ne mutluki
  • 3:28 - 3:30
    kafamda bir lamba yandı ve sonraki reaksiyonum çok farklıydı,
  • 3:31 - 3:33
    bir adım geri çekildim ve
  • 3:33 - 3:35
    "whoa--gerçekten bu noktaya geldi mi?
  • 3:35 - 3:37
    Gerçekten
  • 3:37 - 3:40
    günün sonunda oğlumu savuşturacak kadar bir acelem var mıydı?" diye düşündüm.
  • 3:41 - 3:43
    Ve gazeteyi bir tarafa bıraktım--
  • 3:43 - 3:45
    ve bir uçağa biniyordum-- ve bir yere oturdum,
  • 3:45 - 3:47
    ve uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım--hiçbir şey.
  • 3:47 - 3:50
    Sadece düşündüm, uzun ve derin düşündüm.
  • 3:50 - 3:53
    Uçaktan indiğimde, bu knuda birşey yapmaya karar vermiştim.
  • 3:53 - 3:56
    Bütün bu cadde koşucusu kültürünü araştırmak istiyordum,
  • 3:56 - 3:59
    bana ve tüm herekese ne yaptığını.
  • 3:59 - 4:01
    Kafamda iki soru vardı.
  • 4:01 - 4:04
    Birincisi, nasıl bu kadar hızlandık?
  • 4:04 - 4:06
    İkincisi, yavaşlamak mümkün müdür?
  • 4:06 - 4:09
    hatta arzu edilebilir mi?
  • 4:09 - 4:11
    Şimdi, dünyamızın nasıl bu kadar fazla hızlandığı konusunda düşünürseniz,
  • 4:11 - 4:14
    bilinen zanlılar kafalarını kaşırlar.
  • 4:14 - 4:16
    Şehirleşme,
  • 4:16 - 4:19
    tüketim, işyeri ve teknolojiyi düşünürsünüz.
  • 4:19 - 4:21
    Ancak, bu güçleri es geçerseniz,
  • 4:21 - 4:24
    varacağınız noktanın, daha derin bir itici,
  • 4:24 - 4:27
    ve problemin özü olan,
  • 4:27 - 4:29
    zamanın kendisi hakkında ne düşündüğümüz olacağını düşünüyorum.
  • 4:29 - 4:32
    Diğer kültürlerde, zaman döngüseldir.
  • 4:32 - 4:35
    Devasa acele etmeden hareket eden
  • 4:35 - 4:37
    döngüler olarak görülür.
  • 4:37 - 4:39
    Daima kendisini yeniler ve tazeler.
  • 4:39 - 4:41
    Buna karşılık Batıda, zaman düzlemseldir.
  • 4:41 - 4:43
    Sonlu bir kaynaktır,
  • 4:43 - 4:45
    daima akıp gider.
  • 4:45 - 4:47
    Ya kullanırsın ya da kaybedersin.
  • 4:47 - 4:50
    Zaman paradır, Benjamin Franklinin söylediği gibi.
  • 4:50 - 4:52
    Bunun bize psikolojik olarak yaptığının,
  • 4:52 - 4:54
    bir denklem yaratmak olduğunu sanıyorum.
  • 4:54 - 4:56
    Zaman azdır, öyleyse ne yapacağız?
  • 4:56 - 4:58
    evet, evet, hızlanırız, değil mi?
  • 4:58 - 5:00
    Daha az zamanda daha çok işler yapmaya çalışırız.
  • 5:00 - 5:02
    Her günün her anını
  • 5:02 - 5:04
    bitiş çizgili bir yarışa dönüştürürüz.
  • 5:04 - 5:07
    Öyle bir bitiş çizgisi ki, asla varamayız,
  • 5:07 - 5:09
    ancak yine de bir bitiş çizgisi.
  • 5:09 - 5:11
    Sanıyorumki problem,
  • 5:11 - 5:13
    bu kafa yapısından kurtulmamızın mümkün olup olmadığıdır.
  • 5:13 - 5:15
    Ne mutlu ki cevap evettir, çünkü
  • 5:15 - 5:17
    etrafa bakmaya başladığımda,
  • 5:17 - 5:20
    bize devamlı daha hızlının herzaman daha iyi olduğunu, daha fazla meşgul olmanın en iyisi olduğunu söyleyen
  • 5:20 - 5:23
    bu kültüre karşı global bir geri tepme olduğunu keşfettim.
  • 5:23 - 5:26
    Dünya çapında, insanlar, düşünülmeyeni yapıyorlar:
  • 5:26 - 5:28
    yavaşlıyorlar, ve bilinen aklın, yavaşlarsan ölürsün söylemine karşın
  • 5:28 - 5:31
    tersinin doğru olduğunun ortaya çıktığını
  • 5:31 - 5:33
    görüyorlar.
  • 5:33 - 5:35
    Doğru zamanlarda yavaşlayarak,
  • 5:35 - 5:37
    herşeyi daha iyi yaptıklarını görüyorlar.
  • 5:37 - 5:40
    Daha iyi yiyorlar, daha iyi sevişiyorlar, daha iyi egzersiz yapıyorlar,
  • 5:40 - 5:43
    daha iyi çalışıyorlar, daha iyi yaşıyorlar.
  • 5:43 - 5:46
    Bu türden yavaşlama
  • 5:46 - 5:49
    zaman, yer ve faaliyetlerin temelinde,
  • 5:49 - 5:52
    bugün çoğu insanın
  • 5:52 - 5:54
    Uluslararası Yavaş Hareket olarak işaret ettiği oluşum yatıyor.
  • 5:54 - 5:57
    Şimdi, ufak bir iki yüzlülük yapmama izin verirseniz,
  • 5:59 - 6:02
    sizlere Yavaş Hareket içerisinde ne olup bittiğine dair
  • 6:02 - 6:05
    çok çabuk bir görünüm sunacağım. Beslenme konusunu düşünürseniz,
  • 6:05 - 6:07
    çoğunuz Yavaş Beslenme hareketini duymuş olacaksınız.
  • 6:07 - 6:09
    İtalyada başladı, ancak tüm dünyaya yayıldı,
  • 6:09 - 6:11
    ve şu anda 50 ülkede
  • 6:11 - 6:13
    100,000 üyesi bulunuyor.
  • 6:13 - 6:16
    Ve çok basit ve duyarlı bir mesajla gidiyor:
  • 6:16 - 6:19
    Yediklerimizi kabuledilebilir bir hızda yetiştirir,
  • 6:19 - 6:21
    pişirir ve tüketirsek,
  • 6:21 - 6:25
    daha fazla zevk alır ve daha sağlıklı oluruz.
  • 6:25 - 6:27
    Aynı şekilde organik tarım hareketi ve
  • 6:27 - 6:30
    çifçi pazarlarındaki patlamanın,
  • 6:30 - 6:33
    insanların, yiyeceklerini, endüstriyel bir
  • 6:33 - 6:36
    zaman çizelgesine bağlı olarak
  • 6:36 - 6:38
    yemek, pişirmek ve yetiştirmekten kaçınma konusundaki
  • 6:38 - 6:40
    çaresizliklerinin diğer göstergeleri olduğunu düşünüyorum.
  • 6:40 - 6:43
    İnsanlar daha yavaş ritimlere geçmek istiyorlar.
  • 6:43 - 6:46
    Ve bu Yavaş Yemek Hareketinden
  • 6:46 - 6:49
    İtalyada başlayıp tüm Avrupa ve ötesine yayılan
  • 6:49 - 6:51
    Yavaş Şehirler adlı bir hareket gelişmiştir.
  • 6:51 - 6:53
    Bunula beraber, şehirler,
  • 6:53 - 6:56
    yerleşim alanlarını yeniden nasıl organize edeceklerini düşünmeye başladılar.
  • 6:56 - 6:59
    Böylece insanlar yavaşlamaya, gülleri koklamaya
  • 6:59 - 7:01
    ve birbirleriyle iletişim kurmaya teşvik ediliyorlar.
  • 7:01 - 7:03
    Trafiği azaltıp
  • 7:03 - 7:06
    bir parka bir bank koyar ya da yeşil bir alan oluştururlar.
  • 7:06 - 7:09
    Ve bazı yönlerden bu değişiklikler, toplama kendi katkılarından daha fazlasını verebilirler.
  • 7:09 - 7:12
    Çünkü, Yavaş Şehir resmi olarak bir Yavaş Şehir olduğunda,
  • 7:12 - 7:14
    bunun filozofik bir deklarasyon olacağını düşünüyorum.
  • 7:14 - 7:17
    Bu, dünyanın geri kalanına ve o şehirdeki insanlara,
  • 7:17 - 7:19
    21.yüzyılda yavaşlığın bir rolü olacağına inandığımızın
  • 7:19 - 7:23
    bir ifadesidir.
  • 7:23 - 7:25
    Tıp alanında, birçok insanın, konvesiyonel tıpda gördüğünüz
  • 7:25 - 7:27
    çabuk-tedavi anlayışla derin bir şekilde
  • 7:27 - 7:29
    yanıltıldığını düşünüyorum.
  • 7:29 - 7:31
    Ve bu insanların milyonlarcası
  • 7:31 - 7:34
    daha yavaş, nazik ve ruhani tarzda iyileştirme tarzlarına yönelik
  • 7:34 - 7:36
    tamamlayıcı ve alternatif tıp formlarına
  • 7:36 - 7:39
    yöneliyorlar.
  • 7:39 - 7:42
    Günümüzde juri açıkça bu tamamlayıcı terapileri denemekte ve
  • 7:42 - 7:45
    ben, şahsen kahve damlası anlayışının bir daha
  • 7:45 - 7:48
    genel kabul göreceğinden kuşkuluyum.
  • 7:48 - 7:50
    Ancak, akapuntur ve masaj ya da sadece dinlenme gibi
  • 7:50 - 7:53
    diğer tedavilerin
  • 7:53 - 7:55
    açık olarak bir çeşit faydaları bulunuyor.
  • 7:55 - 7:57
    Her yerdeki bilgisayarlı tıp fakülteleri,
  • 7:57 - 8:00
    bu türden tedavilerin nasıl sonuç verdiğini ve
  • 8:00 - 8:02
    bunlardan neler öğrenebileceğimizi anlamak çalışmaya başlalıyorlar.
  • 8:02 - 8:04
    Seks. Etraf bir sürü hızlı seksle dolu değil mi?
  • 8:04 - 8:07
    Geliyordum--
  • 8:07 - 8:10
    diğer anlamı çağrıştırma niyeti yok burda
  • 8:10 - 8:13
    Oxforda doğru, yavaşça diyelim, geliyordum,
  • 8:13 - 8:15
    ve bir haber ajansının önünden geçtim ve bir dergi gördüm,
  • 8:15 - 8:17
    bir erkek dergisi ve kapakta
  • 8:17 - 8:20
    "Partnerinizi nasıl 30 saniyede orgazm edersiniz" yazıyordu.
  • 8:20 - 8:22
    Yani, biliyorsunuz, bugünlerde seks bile
  • 8:22 - 8:24
    kronometrede.
  • 8:24 - 8:26
    Şimdi,
  • 8:26 - 8:28
    ben de çabuk bir işten herkes kadar hoşlanırım,
  • 8:28 - 8:31
    ancak, yavaş bir seksten--yatak odasında yavaşlamaktan
  • 8:31 - 8:33
    kazanılacak çok şeyin olduğunu düşünüyorum.
  • 8:33 - 8:36
    Biliyorsunuz, yavaşta daha derin psikolojik, duygusal ve ruhsal
  • 8:36 - 8:39
    akımlara dokunuyor ve birikimle
  • 8:39 - 8:42
    daha iyi bir orgazma ulaşıyorsunuz.
  • 8:42 - 8:44
    Kutuya daha fazla doldurursunuz diyelim.
  • 8:44 - 8:47
    Pointer Sisters bunu en güzel şekilde ifade ettiler, değil mi?
  • 8:47 - 8:50
    Yavaş elli bir aşığın iyiliklerini söyledikleri zaman.
  • 8:50 - 8:52
    Şimdilerde, hepimiz Sting'e güldük
  • 8:52 - 8:54
    birkaç yıl önce Tantric yaptığında,
  • 8:54 - 8:57
    ancak, birkaç yıl hızlı sardırın, ve şimdi, her yaştan
  • 8:57 - 8:59
    workshoplara yada kendi başlarına yatak odalarına akın edip
  • 8:59 - 9:02
    frene basma yollarını bulan ve daha
  • 9:02 - 9:05
    iyi seks yapan çiftleri görürsünüz.
  • 9:05 - 9:07
    Tabiiki İtalyada--demek istediğim, İtalyanlar
  • 9:07 - 9:09
    daima eğlencenin nerede olduğunu biliyor gibiler--
  • 9:09 - 9:12
    resmi bir Yavaş Seks hareketi başlattılar.
  • 9:13 - 9:15
    İşyeri--
  • 9:15 - 9:17
    hemen dünyanın tamamı--
  • 9:17 - 9:19
    Kuzey Amerika farkedilir bir istisna--
  • 9:19 - 9:21
    çalışma saatleri gittikçe azalıyor.
  • 9:21 - 9:23
    Ve Avrupa buna bir örnek,
  • 9:23 - 9:26
    ve insanlar, daha az çalıştıkça yaşam kalitelesinin
  • 9:26 - 9:28
    ve aynı zamanda saat başına
  • 9:28 - 9:30
    üretimlerinin arttığını görüyorlar.
  • 9:30 - 9:32
    Şimdi, Fransada haftalık 35 saat
  • 9:32 - 9:34
    çalışmayla ilgili problemler olduğu açık--
  • 9:34 - 9:36
    çok fazla, çok erken, çok katı.
  • 9:36 - 9:39
    Ancak, Avrupadaki diğer ülkeler, özellikle Kuzey ülkeleri,
  • 9:39 - 9:41
    işkolik olmadan da
  • 9:41 - 9:43
    o biçim bir ekonomi
  • 9:43 - 9:45
    olabileceğini gösteriyorlar.
  • 9:45 - 9:47
    Norveç, İsveç
  • 9:47 - 9:49
    Danimarka ve Finlandiya şu anda
  • 9:49 - 9:52
    dünyadaki en rekabetçi ülkeler arasında ilk altıncı sırada.
  • 9:52 - 9:54
    Bu ülkelerde insanlar, ortalama bir Amerikalıyı
  • 9:54 - 9:56
    kıskançlıktan ağlatacak saatlerde çalışıyorlar.
  • 9:56 - 9:59
    Ülke boyutundan
  • 9:59 - 10:01
    mikro-işletme seviyesine inerseniz,
  • 10:01 - 10:02
    gitttikçe daha fazla işletme
  • 10:02 - 10:04
    çalışanlarına ya daha az saat çalışmaları ya da
  • 10:04 - 10:06
    fişi tamamen çekip bir yemek arası vermeye ya da
  • 10:06 - 10:09
    sakin bir odaya gidip oturmalarına;
  • 10:10 - 10:13
    iş günleri veya hafta sonlarında Blackberrylerini, --sen arkadaki--
  • 10:14 - 10:16
    mobil telefonlarını,
  • 10:16 - 10:19
    beyinlerinin, yeniden yaratıcı düşünce moduna geçebilmesi
  • 10:19 - 10:21
    için gereken yeniden şarj zamanını bulabilmesi
  • 10:21 - 10:24
    amacıyla kapatmalarına izin vermeleri gerektiğini görüyor.
  • 10:25 - 10:28
    Bu arada, günümüzde aşırı çalışanlar sadece
  • 10:28 - 10:30
    yetişkinler değil, aynı zamanda çocuklar da.
  • 10:31 - 10:34
    Ben 37 yaşındayım ve çocukluğum 80lerin ortasında son buldu,
  • 10:34 - 10:36
    Günümüzde çocuklara bakıyorum ve daha fazla ev ödevi,
  • 10:36 - 10:38
    daha fazla ders alma, daha fazla mefrudat dışı çalışma
  • 10:38 - 10:40
    arasında etrafta koşuşturmalarına hayretle bakıyorum.
  • 10:40 - 10:43
    Bunu bir jenerasyon öncesinde idrak edemezdik.
  • 10:43 - 10:45
    Websiteme gelen en fazla kalp burukluğu yaratan
  • 10:45 - 10:47
    emaillerin bir kısmı esasen,
  • 10:47 - 10:50
    çökme aşamasındaki genç yetişkinlerden geliyor.
  • 10:50 - 10:52
    Benden, ebeveynlerine yazmamı ve
  • 10:52 - 10:54
    yavaşlamaları ve bu son hızda
  • 10:54 - 10:57
    giden koşu bandından atlamalarına
  • 10:57 - 11:00
    yardım etmemi istiyorlar.
  • 11:00 - 11:02
    Ne mutlu ki ebeveynlerde de bir karşı tepki sözkonusu
  • 11:02 - 11:04
    Birleşik Devletlerdeki şehirler
  • 11:04 - 11:07
    birleşerek mefrudat dışı ödevleri ayın belli günleri
  • 11:07 - 11:09
    yasaklıyorlar ki, insanlar aileleriyle biraz
  • 11:09 - 11:12
    zaman geçirsin, rahatlasın ve yavaşlayabilsin.
  • 11:13 - 11:16
    Ev ödevi başka bir şey. Ev ödevi yasakları,
  • 11:17 - 11:19
    yıllarca bunlara boğulmuş olan geliş ülke
  • 11:19 - 11:22
    okullarında yayılıyor,
  • 11:22 - 11:24
    ve artık daha azın daha fazla demek olduğunu keşfediyorlar.
  • 11:24 - 11:26
    Yakınlarda Scotlandda bir olay yaşandı:
  • 11:26 - 11:28
    ücretsiz ve üstün başarılı özel bir okul,
  • 11:28 - 11:30
    13 yaşın altındaki herkes için
  • 11:30 - 11:32
    ev ödevini yasakladı,
  • 11:32 - 11:34
    ancak, üstün başarılı ebeveynler telaşlandı ve
  • 11:34 - 11:36
    "Ne yapıyorsunuz? Çocuklar başarısız olacak" dediler.
  • 11:36 - 11:39
    Müdür "Hayır, hayır, çocuklarınızın günün sonunda yavaşlaması gerekiyor" dedi.
  • 11:39 - 11:42
    Hemen geçen ay sınav sonuçları açıklandı ve
  • 11:42 - 11:45
    matematik ve fen notları, geçen yıla göre ortalama
  • 11:45 - 11:47
    yüzde 20 yükseldi.
  • 11:47 - 11:49
    Bence bunun gösterdiği,
  • 11:49 - 11:52
    insanların çocuklarını bu kadar çok zorlamalarının
  • 11:52 - 11:54
    sebebi olarak gözüken elit üniversitelerin,
  • 11:54 - 11:57
    kendilerine gelen öğrencilerin kalibrelerinin
  • 11:57 - 12:00
    azalmakta olduğunu farketmeleridir. Bu çocukların harika notları var,
  • 12:00 - 12:03
    Cvleri mefrudat dışı çalışmalarla öyle dolu ki
  • 12:03 - 12:05
    gözleriniz yaşarır.
  • 12:05 - 12:07
    Ancak, ışık saçmıyorlar,
  • 12:07 - 12:09
    yaratıcı düşünceden yoksunlar ve
  • 12:09 - 12:12
    nasıl hayal kurulacağını bilmiyorlar.
  • 12:12 - 12:14
    Oxford, Cambridge ve diğerleri,
  • 12:14 - 12:17
    ebeveyn ve öğrencilere, biraz frenlere basmaları gerektiğini bildiren mektuplar yolluyorlar.
  • 12:17 - 12:20
    Örneğin Harvard,
  • 12:20 - 12:23
    yeni başlayan lisans öğrencilerine
  • 12:23 - 12:26
    frene basarlarsa hayattan ve Harvarddan
  • 12:26 - 12:28
    daha fazla kazançlı çıkacaklarını anlatan bir mektup gönderiyor.
  • 12:28 - 12:31
    Eğer daha az çalışır, uğraşılarına zaman, uğraşılarının gerektirdiği zamanı verirlerse,
  • 12:31 - 12:33
    zevk alacaklarını ve sindireceklerini bildiriyor.
  • 12:33 - 12:35
    Zaman zaman hiçbir şey yapmasalar dahi.
  • 12:35 - 12:37
    Bu arada mektubun adı -- bence çok manidar --
  • 12:37 - 12:40
    "Yavaşla!", sonunda bir ünlem işaretiyle.
  • 12:40 - 12:43
    Anlayacağınız bana öyle geliyor ki nereye bakarsanız mesaj aynı.
  • 12:43 - 12:45
    Daha az, çoğu zaman daha çok.
  • 12:45 - 12:48
    Daha yavaş, çoğu zaman daha iyi.
  • 12:48 - 12:50
    Bunu söylerken, şüphesiz,
  • 12:50 - 12:52
    yavaşlamak kolay değil, değil mi?
  • 12:52 - 12:54
    Aşırı hızdan bir ceza yediğimi duydunuz.
  • 12:54 - 12:56
    Yavaşlamanın faydaları hakkındaki kitabım için araştırma yapıyordum.
  • 12:56 - 12:58
    Bu doğru, ancak tamamı bu değil.
  • 12:58 - 13:00
    Aslında bir akşam yemeği için yoldaydım.
  • 13:00 - 13:02
    Slow Food tarafından veriliyordu.
  • 13:02 - 13:05
    Utanç verici ama o cezayı İtalyada yedim.
  • 13:05 - 13:08
    İçinizden birisi İtalyan otoyollarında araç kullandıysa,
  • 13:08 - 13:10
    ne kadar hızlı gittiğim konusunda bir fikri olacaktır.
  • 13:10 - 13:13
    (gülüşmeler)
  • 13:13 - 13:15
    Ancak, yavaşlamak neden bu kadar zor?
  • 13:15 - 13:17
    Bence değişik sebepler bulunuyor.
  • 13:17 - 13:20
    Birincisi -- hız eğlenceli -- biliyorsunuz, hız seksi.
  • 13:20 - 13:23
    Adrenalinin fırlaması. Bundan vazgeçmek zor.
  • 13:23 - 13:25
    Bence metafiziksel bir boyut var --
  • 13:25 - 13:27
    hız, daha büyük ve derin problemlere karşı
  • 13:27 - 13:29
    etrafımıza duvar örmenin bir yolu oluyor.
  • 13:29 - 13:31
    Kafalarımızı dikkatimizi dağıtan meşguliyetlerle
  • 13:31 - 13:33
    dolduruyoruz ki; İyi miyim? Mutlu muyum?
  • 13:33 - 13:36
    Çocuklarım düzgün büyüyorlar mı? Politikacılar beni gözeten
  • 13:36 - 13:39
    kararlar alıyorlar mı? sorularını sormak durumunda kalmayalım.
  • 13:40 - 13:42
    Diğer bir sebep -- belkide bence en kuvvetli sebep--
  • 13:42 - 13:45
    yavaşlamanın neden zor gelmesi kültürel bir tabudur.
  • 13:45 - 13:48
    Yavaşlamaya karşı yükselttiğimiz bir tabu.
  • 13:48 - 13:50
    Kültürümüzde yavaşlama kötü bir kelimedir.
  • 13:50 - 13:52
    Tembel ve uyuşuk gibi kelimeler yerine kullanılır,
  • 13:52 - 13:54
    vazgeçmiş birisi için.
  • 13:54 - 13:56
    Biliyorsunuz, "O biraz yavaştır.", gerçekte
  • 13:56 - 13:59
    aptal olmakla aynı anlamdadır.
  • 13:59 - 14:01
    Yavaş hareketin amacının,
  • 14:01 - 14:03
    bu tabuyu düzeltmek olduğunu sanıyorum,
  • 14:03 - 14:06
    ve evet -- yavaş
  • 14:06 - 14:08
    bazen cevap değildir,
  • 14:08 - 14:10
    "kötü yavaş" diye birşey vardır.
  • 14:10 - 14:12
    Geçenlerde Londrada bir ring yolu
  • 14:12 - 14:14
    olan M25de çakıldım kaldım,
  • 14:14 - 14:16
    üç buçuk saat harcadım. Ve size söyleyebilirim ki
  • 14:16 - 14:18
    bu gerçekten kötü bir yavaştı.
  • 14:18 - 14:20
    Ancak, Yavaş Hareketin
  • 14:20 - 14:22
    devrimvari yeni fikri,
  • 14:22 - 14:24
    "iyi yavaş" gibi birşeyin de olmasıdır.
  • 14:24 - 14:26
    İyi yavaş, anlıyorsunuz,
  • 14:26 - 14:29
    ailenizle beraber, TV kapalıyken bir yemek yemeye,
  • 14:29 - 14:32
    veya bir probleme, her yönüyle,
  • 14:32 - 14:34
    en iyi karara varmak üzere
  • 14:34 - 14:36
    işteyken bakmaya zaman ayırmaktır.
  • 14:36 - 14:38
    Ya da basitçe,
  • 14:38 - 14:40
    yavaşlamaya
  • 14:40 - 14:42
    ve hayatın tadını çıkarmaya zaman ayırmaktır.
  • 14:42 - 14:45
    Şimdi, kitabın piyasaya çıkmasından
  • 14:45 - 14:48
    bu yana etrafında dönenlerden
  • 14:48 - 14:51
    en rahatlatıcısı, verilen reaksiyondur.
  • 14:51 - 14:53
    Ve yavaşlık hakkındaki kitabım piyasaya çıktığında,
  • 14:53 - 14:55
    New Age brigade tarafından memmunlukla karşılanacağını biliyordum.
  • 14:55 - 14:58
    Ancak, şirketler dünyası tarafından da,
  • 14:58 - 15:00
    biliyorsunuz, bir çeşit
  • 15:00 - 15:02
    iş dünyası basını,
  • 15:02 - 15:04
    büyük şirketler ve lider kuruluşlar tarafından da büyük bir sevinçle karşılandı.
  • 15:04 - 15:07
    Çünkü sizin gibi halkanın başındaki insanlar, öyle sanıyorumki
  • 15:07 - 15:09
    sistemde çok fazla
  • 15:09 - 15:11
    hız olduğunu faretmeye başladılar,
  • 15:11 - 15:14
    çok fazla acelelik var ve şimdi,
  • 15:14 - 15:18
    kaybelen vites değiştirme sanatını bulma zamanıdır.
  • 15:18 - 15:20
    Diğer bir cesaret verici işaret,
  • 15:20 - 15:22
    bu fikirlerin sadece gelişmiş ülkelerde
  • 15:22 - 15:25
    ele alınmamasısıdır. Gelişen dünyada,
  • 15:25 - 15:27
    birinci sınıf ülkeler arasına girmek üzere
  • 15:27 - 15:29
    bir atılım yapma aşamasındaki ülkeler -- Çin, Brezilya,
  • 15:29 - 15:31
    Tayland, Polonya ve diğerleri --
  • 15:31 - 15:34
    Slow Movement fikrini benimsediler.
  • 15:34 - 15:37
    Medyalarında, sokaklarında
  • 15:37 - 15:39
    bir tartışma sürüp gidiyor.
  • 15:39 - 15:41
    Çünkü, bence Batıya bakıyor ve
  • 15:41 - 15:44
    "Sizdekinin şusunu beğeniyoruz,
  • 15:44 - 15:46
    ancak busundan emin değiliz." diyorlar.
  • 15:46 - 15:48
    Tahminimce söylenenlerin tamamı,
  • 15:48 - 15:51
    bu mümkün müdür sorusudur.
  • 15:51 - 15:54
    Bugün önümüzdeki ana soru budur. Yavaşlamak
  • 15:54 - 15:56
    mümkün müdür?
  • 15:56 - 15:58
    Size söyleyebilmekten mutluyum ki
  • 15:58 - 16:00
    cevap güçlü bir evettir.
  • 16:00 - 16:03
    Ve ben, kendimi Örnek A olarak takdim ederim,
  • 16:03 - 16:06
    bir tür yeniden biçimlendirilmiş ve tedavi edilmiş
  • 16:06 - 16:08
    bir hız-kolik olarak.
  • 16:08 - 16:10
    Halen hıza aşığım. Anlıyorsunuz, Londrada yaşıyorum,
  • 16:10 - 16:12
    ve bir gazeteci olarak çalışıyorum,
  • 16:12 - 16:14
    ve hareketi ve aceleciliği seviyorum,
  • 16:14 - 16:16
    ve bunlardan gelen adrenalin fırlamasını.
  • 16:16 - 16:18
    Sukuaş ve buz hokeyi oynuyorum,
  • 16:18 - 16:21
    iki hızlı spor ve bunlardan dünyada vazgeçmem.
  • 16:22 - 16:25
    Ancak, geçem bir yıldır
  • 16:25 - 16:27
    içimdeki kaplumbağa ile de temesa geçtim.
  • 16:27 - 16:28
    (Gülüşmeler)
  • 16:28 - 16:30
    Bu,
  • 16:30 - 16:33
    artık
  • 16:33 - 16:36
    kendime aşırı yüklenmediğim demek oluyor.
  • 16:36 - 16:39
    Benim normal modum artık
  • 16:39 - 16:41
    acele-kolik olmayacak.
  • 16:42 - 16:44
    Artık
  • 16:44 - 16:46
    zamanın atlı arabasının yaklaştığını duymuyorum,
  • 16:46 - 16:48
    ya da en azından eskiden duyduğum kadar değil.
  • 16:48 - 16:51
    Aslında şu anda duyabiliyorum, çünkü zamanım bitiyor.
  • 16:52 - 16:54
    Bunların tamamının geldiği noktanın,
  • 16:54 - 16:57
    kendimi gerçekten daha mutlu, sağlıklı
  • 16:57 - 17:00
    ve daha üretici hissetmemdir.
  • 17:00 - 17:02
    Hayatımı, yarışmaktan ziyade
  • 17:02 - 17:05
    yaşadığımı hissediyorum.
  • 17:06 - 17:08
    Ve belkide, bunun başarısının
  • 17:08 - 17:10
    en önemli ölçüsü,
  • 17:10 - 17:13
    ilişkilerimin çok daha derin,
  • 17:13 - 17:15
    daha zengin, daha kuvvetli olduğunu hissetmemdir.
  • 17:15 - 17:18
    Ve benim için--bunun işe yarayıp yaramadığı veya ne anlama geldiği
  • 17:18 - 17:20
    konusundaki litmus testi,
  • 17:20 - 17:23
    uyku zamanı hikayeleri olacaktır, çünkü hikayenin başladığı yer
  • 17:23 - 17:26
    burasıdır. Ve burada da haberler pembedir.
  • 17:26 - 17:28
    Biliyorsunuz, günün sonunda,
  • 17:28 - 17:30
    oğlumun odasına gidiyorum,
  • 17:30 - 17:32
    saat takmıyorum. Bilgisayarımı kapatıyorum ki
  • 17:32 - 17:34
    sepete düşen emaili duymayayım ve
  • 17:34 - 17:37
    oğlumun ritmine adapte olayım ve birlikte okuyalım.
  • 17:38 - 17:41
    Çocukların kendi tempo ve içsel saatleri olduğundan,
  • 17:41 - 17:43
    size, kendilerini açmaları için ancak 10 dakika ayırabildiğiniz
  • 17:43 - 17:45
    "kaliteli zaman" peşinde değiller.
  • 17:45 - 17:48
    Sizin onların ritmine uymanız ihtiyacındalar.
  • 17:48 - 17:50
    Ben o 10 dakikayı hikaye sırasında buluyorum, anlıyorsunuz,
  • 17:50 - 17:52
    oğlum aniden " bugün oyun oynarken
  • 17:52 - 17:54
    beni gerçekten rahatsız eden birşey oldu" diyecektir.
  • 17:54 - 17:57
    Ve böylece bunun üzerine bir diyaloğa girişiriz.
  • 17:57 - 18:00
    Şimdi uyku zamanı hikayelerinin,
  • 18:00 - 18:02
    bir tür
  • 18:02 - 18:05
    yapacaklarım listesindeki şeylerden yapmaya korkuğum birşey olduğunu anlıyorum,
  • 18:05 - 18:07
    çünkü çok yavaş bir şeydi ve benim bunu hızlı bir şekilde atlatmam gerekiyordu.
  • 18:07 - 18:09
    Ancak, nihayetinde benim kazancım haline dönüşüverdi,
  • 18:09 - 18:11
    gerçekten değer verdiğim birşey.
  • 18:11 - 18:13
    Öğleden sonraki bu konuşmama
  • 18:13 - 18:15
    bir tür Hollywood sonu
  • 18:15 - 18:17
    veriyorum. Şöyleki:
  • 18:17 - 18:20
    Birkaç ay önce, başka bir kitap turuna
  • 18:20 - 18:23
    çıkmaya hazırlanıyordum ve çantalarımı toplamıştım.
  • 18:23 - 18:26
    Aşağıda ön kapının önündeydim ve taksiyi bekliyordum,
  • 18:26 - 18:28
    oğlum yanıma geldi,
  • 18:28 - 18:30
    benim için bir kart yapmıştı ve o elindeydi.
  • 18:30 - 18:32
    İki kartı, bunlar gibi yapıştırmıştı,
  • 18:32 - 18:35
    ve ön yüzdeki favori karakterinin, Tintin,
  • 18:35 - 18:37
    üzerine bir sticker yapıştırmıştı.
  • 18:37 - 18:39
    Bana söylediği,
  • 18:39 - 18:41
    daha doğrusu elime verdi ve benim okuduğum:
  • 18:41 - 18:43
    "Babaya, seni seviyorum Benjamin".
  • 18:43 - 18:46
    "Aah, bu gerçekten hoş ve
  • 18:46 - 18:49
    kitap turunda şans getirmez mi?" dedim.
  • 18:49 - 18:51
    "Hayır, hayır Baba-- bu, dünyanın en iyi
  • 18:51 - 18:53
    masal okuyanı olduğun için" dedi.
  • 18:53 - 18:56
    Ve ben " Evet, anlıyorsunuz, bu yavaşlama işi...." diye düşündüm.
  • 18:56 - 18:57
    Çok teşekkür ederim.
Title:
Carl Honore yavaşlığı övüyor
Speaker:
Carl Honoré
Description:

Gazeteci Carl Honore, Batı dünyasının hız konusundaki vurgusunun, sağlık, üretim verimliliği ve yaşam kalitesini aşındırdığına inanıyor. Ancak, insanların, herşeyiyle acaip modern yaşamlarını frenlemeye başlamalarıyle gelişen bir geri tepme sözkonusu.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
18:57
ercan onge added a translation

Turkish subtitles

Revisions