-
Vur, kendini koru!
-
Vur, kendini koru!
-
Tamam. İşte böyle.
-
Hey, ben zil sesi duymadım!
- Tamam
-
Tamam! İşte böyle. Vur, kendini koru.
-
Bu kadar. Kafanda canlandır!
Önündeki serseriyi görüyor musun?
-
Kendini doğruları yaparken gör
ve doğru yap.
-
Güzel. Bu çok güzel.
-
Süre doldu!
-
Buraya gel, Rock.
Tanrım, hazırsın, değil misin?
-
Apollo, neyin çarptığını bile
anlamayacak. Buldozer gibi üstünden geçeceksin.
-
Bir İtalyan buldozeri.
-
Biliyor musun evlat, dövüşle ilgili
ne hissettiğini biliyorum.
-
Çünkü ben de bir zamanlar gençtim.
-
Sana bir şey söyleyeyim.
-
Sen olmasaydın
-
ben bugün hayatta olmazdım.
-
Burada olman ve gerekenin en iyisini
yapman beni
-
nasıl diyorlar... yaşamaya
teşvik ediyor
-
Çünkü insanlar bazen yaşamak istemediklerinde ölürler diye düşünüyorum
-
Doğa insanlardan daha akıllı.
-
Doğa insanların sandığından daha güçlü.
Sırayla arkadaşları kaybediyoruz
-
herşeyi kaybediyoruz ve şunu söyleyene
kadar da kaybetmeye devam edeceğiz:
-
"Bu cehennemde ne için yaşıyorum?
Devam etmek için hiç bir sebebim yok."
-
Ama seninle evlat
-
devam etmek için sebebim var
-
Hayatta kalacağım.
Ve senin başarılarını seyredeceğim.
-
- Ve seni asla bırakmayacağım.
- Ölene kadar seni asla bırakmayacağım.
-
Çünkü seni bıraktığımda,
sadece dövüşmeyi değil
-
Ringin dışında da kendini korumayı
öğrenmiş olacaksın. Tamam mı?
-
- Tamam
- Tamam o zaman
-
- Sana bir hediyem var.
- Ah, Mickey.
-
- Dur bir dakika.
- Gerçekten, hiç bir şeye ihtiyacım yok.
-
Şuna bak. Bak? Bu dünyada sahip olup ta en çok sevdiğim şey.
-
Ve bunu bana Rocky Marciano verdi
-
Ne olduğunu biliyor musun?
Kol düğmesi.
-
Ve şimdi bunu sana veriyorum.
-
Bu sanki, omuzlarında bir melek gibi olacak.
-
Yaralanıp dibe doğru çöktüğünü
hissettiğin an
-
bu küçük melek
kulağına fısıldayacak.
-
Diyecek ki "Ayağa kalk piç kurusu!"
-
"Çünkü Mickey seni seviyor."
-
Tamam mı?
-
Sağol, Mick. Ben de seni seviyorum.
-
Tanrım. Şimdi onu alaşağı et evlat.
-
- Onu alaşağı et.
- Sağol.
-
Melek olan sendin
-
- İşte burada
- Diğer kol düğmesine ne olmuş?
-
Bilmiyorum.
Bana sadece bir tanesini verdi.
-
Diğerini serserinin birine vermiştir.