< Return to Video

Organik kimyaya hızlı bir bakış

  • 0:01 - 0:02
    Kendinize sormanızı
    istiyorum.
  • 0:03 - 0:07
    "Organik Kimya" lafını duyunca
    ne hissediyorsunuz?
  • 0:07 - 0:08
    Aklınıza neler geliyor?
  • 0:09 - 0:12
    Neredeyse her üniversitede
  • 0:12 - 0:14
    organik kimya adında bir ders vardır.
  • 0:14 - 0:17
    Konuya ağır, işkence
    gibi bir giriş yapılır.
  • 0:18 - 0:21
    Öğrenciler içeriğin
    yoğunluğundan bunalır.
  • 0:21 - 0:25
    Eğer doktor, diş hekimi ya da
    veteriner olmak istiyorsanız
  • 0:25 - 0:27
    bu dersi geçmek zorundasınız.
  • 0:27 - 0:31
    Bu yüzden pek çok öğrenci
    bu bilimi önlerine konulan
  • 0:32 - 0:34
    bir engel olarak görür,
  • 0:34 - 0:36
    ondan korkar ve nefret eder.
  • 0:36 - 0:38
    Ona ayıklama dersi diyorlar.
  • 0:38 - 0:41
    Bir dersin gençlere yapabileceği
    en kötü şey
  • 0:41 - 0:43
    onları ayıklamak.
  • 0:44 - 0:47
    Bu algı çok uzun zamandır
    üniversite dışına yayılmış durumda.
  • 0:47 - 0:51
    Bu iki kelimeyle
    ilgili evrensel bir korku var.
  • 0:53 - 0:55
    Bu bilimi hep sevdim
  • 0:55 - 0:58
    ve onu böyle bir
    duruma getirmiş olmamızın
  • 0:58 - 1:00
    bir mazereti yok.
  • 1:00 - 1:04
    Ne bilim için ne de toplum için iyi
  • 1:04 - 1:06
    ve bence böyle olmamalı.
  • 1:06 - 1:11
    Bu ders daha kolay olmalı demiyorum.
    Zaten olmamalı.
  • 1:12 - 1:16
    Fakat bu iki kelimeden anladığınız
  • 1:17 - 1:21
    hayatlarının çok sıkıntılı bir döneminde
    olan tıp hazırlık sınıfı öğrencilerinin
  • 1:21 - 1:24
    deneyimleriyle eş değer olmamalı.
  • 1:26 - 1:28
    Bugün buradayım çünkü
  • 1:28 - 1:31
    temel organik kimya bilgisinin
    değerli olduğuna inanıyorum.
  • 1:31 - 1:35
    Bence herkesin anlayabileceği
    şekilde anlatılabilir.
  • 1:35 - 1:38
    Bugün size bunu kanıtlamak istiyorum.
  • 1:38 - 1:39
    Denememe izin verir misiniz?
  • 1:39 - 1:41
    Seyirciler: Evet!
  • 1:41 - 1:44
    Peki o zaman başlayalım.
  • 1:44 - 1:45
    (Gülüşmeler)
  • 1:45 - 1:48
    Elimde oldukça pahalı olan EpiPen var.
  • 1:49 - 1:51
    Bunun içinde epinefrin adı
    verilen bir ilaç var.
  • 1:51 - 1:54
    Epinefrin kalp atışımı
    yeniden başlatabilir
  • 1:54 - 1:57
    ya da öldürücü bir
    alerjik reaksiyonu durdurabilir.
  • 1:57 - 2:00
    Şuraya bir enjeksiyon yeterli.
  • 2:01 - 2:03
    Vücudumun savaş ya da
    kaç sistemini kontrol eden
  • 2:03 - 2:05
    bir kontak anahtarı gibi.
  • 2:05 - 2:09
    Kalp atışım, tansiyonum
    yükselir ki kaslarıma kan gidebilsin.
  • 2:09 - 2:12
    Gözbebeklerim büyür.
    Bana bir güç geldiğini hissederim.
  • 2:12 - 2:17
    Epinefrin pek çok insan için
    yaşam umudu olmuştur.
  • 2:17 - 2:20
    Bu elinizde tutabileceğiniz
    bir mucize gibi.
  • 2:21 - 2:25
    Bu epinefrinin kimyasal yapısı.
  • 2:26 - 2:28
    Organik kimya işte böyle bir şey.
  • 2:28 - 2:30
    Sadece çizgiler ve şekiller.
  • 2:31 - 2:33
    Pek çoğu için bir şey ifade etmiyor.
  • 2:34 - 2:37
    Size bu resme baktığımda ne
    gördüğümü göstermek istiyorum.
  • 2:38 - 2:39
    Derinliği ve dönen parçaları olan
  • 2:41 - 2:43
    ve hareket eden fiziksel
  • 2:43 - 2:45
    bir obje görüyorum.
  • 2:47 - 2:49
    Buna bir bileşik ya da molekül diyoruz.
  • 2:49 - 2:55
    26 atom birbirine kimyasal
    bağlar ile bağlı.
  • 2:55 - 3:00
    Atomların bu eşsiz dizilimi
    epinefrinin kimliği.
  • 3:00 - 3:02
    Daha önce kimse bunlardan
    bir tanesini görmedi
  • 3:02 - 3:04
    çünkü çok küçükler.
  • 3:04 - 3:07
    O yüzden buna soyut gösterim
    diyeceğiz.
  • 3:07 - 3:09
    Size bunun ne kadar küçük
    olduğunu anlatacağım.
  • 3:11 - 3:15
    Burada bir miligramın yarısı
    kadarı suda çözünmüş hâlde.
  • 3:15 - 3:16
    Bir kum tanesinin ağırlığı kadar.
  • 3:16 - 3:20
    Burada bir kentilyon
    epinefrin molekülü var.
  • 3:22 - 3:23
    18 tane 0 ediyor.
  • 3:23 - 3:25
    Hayal etmesi zor bir sayı.
  • 3:25 - 3:28
    Bu dünyada bizden 7 milyon tane var.
  • 3:29 - 3:34
    Galakside de 400 milyar yıldız
    vardır herhalde.
  • 3:34 - 3:35
    Daha da büyük.
  • 3:35 - 3:37
    Eğer doğru bir tahmin
    isterseniz,
  • 3:37 - 3:40
    dünyadaki tüm kumsallardaki,
    tüm okyanusların ve göllerin
  • 3:40 - 3:43
    altındaki her bir kum tanesinin
    buraya sığacak şekilde
  • 3:43 - 3:46
    küçüldüğünü düşünün.
  • 3:48 - 3:51
    Epinefrin o kadar küçük ki onu
    asla göremeyiz,
  • 3:51 - 3:53
    hangi mikroskopla olursa olsun.
  • 3:54 - 3:56
    Ama nasıl göründüğünü biliyoruz
  • 3:56 - 3:59
    çünkü kendisini havalı isimleri olan
    bazı karmaşık makinelerle
  • 3:59 - 4:02
    gösterebiliyor.
  • 4:02 - 4:04
    Nükleer manyetik
    rezonans spektrometresi gibi.
  • 4:05 - 4:09
    Görünür olsun ya da olmasın
    bu molekülü gayet iyi biliyoruz.
  • 4:09 - 4:11
    4 farklı atomdan
    oluştuğunu biliyoruz, bunlar:
  • 4:11 - 4:13
    hidrojen, karbon, oksijen ve azot.
  • 4:13 - 4:16
    Bunlar onları göstermekte
    sıklıkla kullandığımız renkler.
  • 4:16 - 4:19
    Evrendeki her şey
    atom dediğimiz
  • 4:19 - 4:20
    küçük kürelerden oluşur.
  • 4:20 - 4:22
    Bu temel bileşenlerden
    yaklaşık yüz tane var
  • 4:22 - 4:25
    ve her biri şu üç küçük parçacıktan
    oluşuyor:
  • 4:25 - 4:26
    proton, nötron, elektron.
  • 4:26 - 4:29
    Atomları bu bildiğiniz tabloda
    sıralıyoruz.
  • 4:31 - 4:33
    Her birine bir isim ve bir sayı veriyoruz.
  • 4:33 - 4:36
    Fakat hayat ve canlılık için
    hepsi gerekli değil.
  • 4:36 - 4:38
    Sadece küçük bir kısmı, sadece bunlar.
  • 4:39 - 4:42
    Özellikle bu dört atom yaşamın
    yapı taşları olarak
  • 4:42 - 4:44
    diğerlerinden ayrılıyor.
  • 4:44 - 4:47
    Bunlar epinefrinde bulunan atomlar:
  • 4:47 - 4:50
    hidrojen, karbon, azot ve oksijen.
  • 4:53 - 4:55
    Şimdi size en önemli
    kısmı söyleyeceğim.
  • 4:56 - 4:59
    Bu atomlar bir dizi kurallar
    çevresinde
  • 4:59 - 5:01
    birleşip molekül oluştururlar.
  • 5:01 - 5:03
    Hidrojen bir bağ yapar,
  • 5:03 - 5:05
    oksijen her zaman iki bağ yapar,
  • 5:05 - 5:07
    azot üç bağ yapar
  • 5:07 - 5:08
    ve karbon dört bağ yapar.
  • 5:09 - 5:10
    Bu kadar.
  • 5:10 - 5:12
    HOAC bir, iki, üç, dört.
  • 5:14 - 5:18
    Eğer 4'e kadar sayabiliyorsan
    ve baş harfleri hatırlayabilirsen
  • 5:18 - 5:20
    bunu hayatının sonuna kadar
    unutmazsın.
  • 5:20 - 5:22
    (Gülüşmeler)
  • 5:22 - 5:24
    Burada bu bileşenlerin
    olduğu dört kâse var.
  • 5:25 - 5:27
    Bunları kullanarak
    bir molekül oluşturabiliriz.
  • 5:29 - 5:30
    Epinefrinle başlayalım.
  • 5:31 - 5:36
    Atomların arasındaki bu bağlar
    elektronlar sayesinde oluşur.
  • 5:36 - 5:40
    Atomlar elektronları kol gibi kullanarak
    uzanıp komşularını tutarlar.
  • 5:40 - 5:42
    Her bağdaki iki elektron
    el sıkışmaya benzer
  • 5:42 - 5:44
    ve el sıkışma gibi kalıcı değildirler.
  • 5:44 - 5:46
    Bir atomu bırakıp diğerini tutabilirler.
  • 5:46 - 5:48
    Kimyasal Reaksiyon dediğimiz şey budur.
  • 5:48 - 5:51
    Atomlar partner değiştirdiğinde
    yeni moleküller oluşur.
  • 5:51 - 5:55
    Epinefrinin omurgası
    çoğunlukla karbondan oluşur,
  • 5:55 - 5:56
    Bu olağandır.
  • 5:56 - 5:58
    Karbon yaşamın en sevdiği
    yapı malzemesidir
  • 5:59 - 6:02
    çünkü pek çok atomla
    tam ayarında bir güçle
  • 6:02 - 6:04
    el sıkışır.
  • 6:04 - 6:07
    Bu yüzden organik kimyanın tanımı
    karbon moleküllerini inceleyen bilimdir.
  • 6:09 - 6:14
    Kurallarımıza uyan, düşünebildiğimiz
    en küçük molekülleri oluşturalım.
  • 6:14 - 6:17
    Kurallarımızı tam olarak gösteriyorlar
    ve tanıdık isimleri var:
  • 6:17 - 6:20
    su, amonyum ve metan,
    H20, NH3 ve CH4.
  • 6:22 - 6:24
    Hidrojen, oksijen ve
    azot kelimelerini
  • 6:24 - 6:26
    aynı atomdan iki tane bulunduran
  • 6:27 - 6:29
    bu üç molekül içinde kullanıyoruz.
  • 6:29 - 6:31
    Hâlâ kurallara uyuyorlar
  • 6:31 - 6:33
    çünkü aralarında sırasıyla bir,
    iki ve üç bağ var.
  • 6:33 - 6:35
    Bu yüzden oksijene O2 deniyor.
  • 6:36 - 6:39
    Size yanmanın nasıl olduğunu
    gösterebilirim.
  • 6:39 - 6:42
    Bu karbondioksit, CO2.
  • 6:42 - 6:47
    Onun üstüne de suyu, oksijeni yanına
    da bazı çabuk tutan yakıtları koyalım.
  • 6:47 - 6:49
    Bu yakıtlar sadece hidrojen
    ve karbondan oluşur.
  • 6:49 - 6:52
    O yüzden bunlara hidrokarbonlar deniyor.
    Çok yaratıcıyız.
  • 6:52 - 6:53
    (Gülüşmeler)
  • 6:53 - 6:55
    Bunlar oksijen molekülleriyle
    çarpıştıklarında
  • 6:55 - 6:59
    ki bunu motorda,
    mangalda yapıyorlar
  • 7:00 - 7:03
    bir enerji açığa çıkar ve
    yeni bir düzen oluştururlar.
  • 7:03 - 7:05
    Her bir karbon atomu bir CO2'nin
    merkezi olur
  • 7:05 - 7:06
    ve iki oksijen tutar.
  • 7:06 - 7:09
    Tüm hidrojenler su moleküllerinin
    bir parçası olur.
  • 7:09 - 7:11
    Her biri kurallara uymuş olur.
  • 7:11 - 7:12
    Kurallar duruma
    göre,
  • 7:12 - 7:15
    bu üç molekül gibi
    daha büyük moleküller için bile
  • 7:15 - 7:16
    olsa değişmezler.
  • 7:17 - 7:20
    En sevdiğimiz vitamin
  • 7:20 - 7:21
    en sevdiğimiz uyarıcının yanında.
  • 7:21 - 7:22
    (Gülüşmeler)
  • 7:22 - 7:26
    Morfin tıp tarihinin en önemli
    hikâyelerinden birini oluşturur.
  • 7:26 - 7:29
    Morfin, tıbbın fiziksel acı üzerindeki
    ilk zaferidir.
  • 7:29 - 7:31
    Her molekülün bir hikâyesi vardır.
  • 7:31 - 7:33
    Hepsi de yayınlanmıştır.
  • 7:33 - 7:36
    Bunları araştırmacılar yazar
    ve diğer araştırmacılar da okur.
  • 7:36 - 7:39
    Bunu kâğıt üzerinde yapmak için
    kullanışlı gösterimler vardır.
  • 7:39 - 7:41
    Size nasıl yapacağınızı anlatmalıyım.
  • 7:41 - 7:44
    Bir kâğıda epinefrin çizeriz
  • 7:44 - 7:47
    ve her bir küreyi harflerle değiştiririz.
  • 7:47 - 7:49
    Kâğıt üzerindeki bağlar da
  • 7:49 - 7:51
    düz çizgilere dönüşür.
  • 7:51 - 7:53
    Öne ya da arkaya doğru olan
    bağlar, bazen içi
  • 7:53 - 7:55
    dolu bazen de derinliği
    vermek
  • 7:55 - 7:57
    için kesik çizgiyle gösterilir.
  • 7:57 - 8:00
    Normalde bu karbonları
    çizmiyoruz.
  • 8:00 - 8:02
    Onları saklayarak
    zaman kazanıyoruz.
  • 8:03 - 8:06
    Bağlar arasındaki köşeler
    karbonları temsil ediyor.
  • 8:06 - 8:10
    Aynı zamanda karbona bağlı
    hidrojen atomlarını da gizliyoruz.
  • 8:11 - 8:12
    Karbon bize 4'ten az bağ
  • 8:12 - 8:15
    gösterdiğinde kalan bağları
    hidrojenle yaptığını biliyoruz.
  • 8:16 - 8:19
    En son sıra OH ve NH arasındaki
    bağlara geldi.
  • 8:19 - 8:22
    Onların arasındaki çizgileri
    de siliyoruz
  • 8:22 - 8:23
    ve sonunda bu meydana çıkıyor.
  • 8:23 - 8:26
    Moleküller teknik olarak
    böyle çizilir.
  • 8:26 - 8:28
    Wikipedia sayfalarında
    gördükleriniz de böyledir.
  • 8:31 - 8:35
    Biraz çalışma gerektiriyor ama
    bence buradaki herkes yapabilir.
  • 8:35 - 8:37
    Bu epinefrin,
  • 8:38 - 8:41
    aynı zamanda da adrenalin.
    Aynı şeyler.
  • 8:41 - 8:43
    Böbrek üstü bezlerinden salgılanır.
  • 8:43 - 8:45
    Şu anda bu molekül vücudunuzda
    dolaşıyor.
  • 8:45 - 8:47
    Doğal bir molekül.
  • 8:47 - 8:51
    Bu EpiPen bir kentilyon kadarını
    daha size verebilir.
  • 8:51 - 8:53
    (Gülüşmeler)
  • 8:53 - 8:56
    Epinefrini koyun ya da sığırdan
  • 8:56 - 9:00
    elde edebiliyoruz.
  • 9:00 - 9:02
    Fakat bunu onlardan
    elde etmedik.
  • 9:02 - 9:05
    Bu epinefrini fabrikada
    ham petrolden elde ettiğimiz
  • 9:05 - 9:10
    daha küçük molekülleri
    birbirine bağlayarak yaptık.
  • 9:11 - 9:13
    Yüzde yüz yapay.
  • 9:14 - 9:17
    Yapay kelimesi bazılarımızı
    rahatsız ediyor.
  • 9:18 - 9:21
    Sanki doğal kelimesi bizi
    hep iyi hissettiriyormuş gibi.
  • 9:21 - 9:25
    Bu iki molekül birbirinden
    ayırt edilemez.
  • 9:26 - 9:30
    Burada aynı montaj hattında üretilen
    iki arabadan bahsetmiyoruz.
  • 9:30 - 9:32
    Arabanın üzerinde bir çizik olabilir
  • 9:32 - 9:34
    ama atomu çizemezsin.
  • 9:34 - 9:39
    Bu ikisi soyut, neredeyse
    matematiksel olarak özdeşler.
  • 9:39 - 9:42
    Atom ölçeğinde matematik
    neredeyse gerçekliğe dokunur.
  • 9:42 - 9:44
    Bir epinefrin molekülü
  • 9:45 - 9:46
    nereden geldiğini hatırlamaz.
  • 9:47 - 9:48
    Sadece oluşmuştur
  • 9:48 - 9:49
    ve onu elde ettiğinde
  • 9:49 - 9:54
    artık doğal ve yapay gibi
    kelimelerin bir anlamı olmaz.
  • 9:54 - 9:57
    Doğa da bizim sentezlediğimiz
    gibi sentezliyor
  • 9:58 - 10:00
    fakat o bu işte bizden daha iyi.
  • 10:00 - 10:02
    Yeryüzünde yaşamdan önce
  • 10:02 - 10:05
    tüm moleküller küçüktüler, basittiler:
  • 10:05 - 10:07
    karbondioksit, su, azot
  • 10:08 - 10:09
    sadece basit şeyler.
  • 10:09 - 10:11
    Yaşamın ortaya çıkışı bunu
    değiştirdi.
  • 10:11 - 10:14
    Yaşam, güneşle çalışan biyosentez
    fabrikalarını getirdi.
  • 10:14 - 10:18
    Bu fabrikaların içinde küçük
    moleküller birbirie çarparak daha büyük
  • 10:18 - 10:21
    molekülleri oluşturdu: karbonhidratlar,
    proteinler, nükleik asitler,
  • 10:21 - 10:24
    yığınla olağanüstü oluşum.
  • 10:26 - 10:28
    Gerçek organik kimyacı
    doğa aslında
  • 10:29 - 10:32
    ve onun yapıtları gökyüzümüzü
    soluduğumuz oksijen gazıyla dolduruyor,
  • 10:32 - 10:34
    bu yüksek enerjili oksijen ile.
  • 10:36 - 10:39
    Bütün bu moleküller
    güneşin enerjisiyle bir araya geldiler.
  • 10:39 - 10:41
    Enerjiyi bir pil gibi depoluyorlar.
  • 10:41 - 10:44
    Doğa, kimyasallardan oluşmuştur.
  • 10:44 - 10:47
    Belki bu kelimeyi geri kazanmamda
    bana yardım edersiniz
  • 10:47 - 10:50
    çünkü bu kelime bizden çalındı.
  • 10:50 - 10:52
    Zehirli, zararlı,
  • 10:52 - 10:55
    yapay ya da doğal
    olmayan anlamına gelmiyor.
  • 10:55 - 10:58
    Sadece madde demek, anlaşıldı mı?
  • 10:58 - 11:00
    (Gülüşmeler)
  • 11:00 - 11:04
    Kimyasallardan arınmış
    bir kömür parçası olamaz
  • 11:04 - 11:05
    Bu çok saçma.
  • 11:05 - 11:06
    (Gülüşmeler)
  • 11:06 - 11:08
    Başka bir kelimeden
    daha bahsetmek isterim.
  • 11:09 - 11:12
    Doğal demek güvenli
    demek değildir.
  • 11:12 - 11:14
    Bunu hepiniz biliyorsunuz.
  • 11:14 - 11:19
    Doğadaki pek kimyasal
    oldukça zehirlidir.
  • 11:19 - 11:21
    Bazıları da lezzetlidir.
  • 11:21 - 11:23
    Bazıları da zehirli ve lezzetlidir.
  • 11:23 - 11:25
    (Gülüşmeler)
  • 11:25 - 11:26
    Zehirli ve lezzetli.
  • 11:27 - 11:30
    Bir şeyin zararlı olup olmadığını
    bilebilmenin tek yolu
  • 11:30 - 11:31
    onu test etmektir.
  • 11:32 - 11:34
    Sizden bahsetmiyorum.
  • 11:34 - 11:37
    Profesyonel toksikologlar
    yapar bu işi.
  • 11:37 - 11:38
    İyi eğitimlidirler.
  • 11:38 - 11:40
    Onlara güveniyorum
    siz de güvenmelisiniz.
  • 11:41 - 11:43
    Doğanın molekülleri her yerde.
  • 11:43 - 11:45
    Petrol dediğimiz, ayrışıp siyah
  • 11:45 - 11:47
    karışımlara dönüşen
    moleküller de buna dâhil.
  • 11:47 - 11:49
    Bu molekülleri arıtıyoruz.
  • 11:50 - 11:52
    Gayet doğallar.
  • 11:52 - 11:53
    Onları saflaştırıyoruz.
  • 11:54 - 11:57
    Enerjiyi sürekli bunlardan üretmemiz
  • 11:57 - 12:01
    oradaki karbonlardan her birinin
    CO2'ye dönüşmesi demek.
  • 12:01 - 12:04
    Bu da iklimi değiştiren
    sera gazlarından bir tanesi.
  • 12:04 - 12:08
    Belki kimya bilmek bazı insanların
    bu gerçeği kabullenmesini kolaylaştırır.
  • 12:08 - 12:09
    Bilemiyorum.
  • 12:09 - 12:12
    Fakat bu moleküller sadece
    fosil yakıt değiller.
  • 12:13 - 12:15
    Aynı zamanda sentez dediğimiz
    şeyi yapabilmemiz için
  • 12:15 - 12:18
    bulunabilen en ucuz ham madde.
  • 12:18 - 12:20
    Bunları LEGO parçaları gibi kullanıyoruz.
  • 12:21 - 12:25
    Bunları kontrol altında birleştirmeyi
    ve birbirinden ayırmayı öğrendik.
  • 12:25 - 12:27
    Bunu kendim pek çok sefer yaptım
  • 12:27 - 12:29
    ama bunun mümkün oluşu bile
    beni hâlâ şaşırtıyor.
  • 12:29 - 12:33
    Yaptığımız şey kutularca
    LEGO parçasını alıp
  • 12:33 - 12:36
    çamaşır makinesinin içine boşaltmaktan
    başka bir şey değil,
  • 12:36 - 12:37
    ama işe yarıyor.
  • 12:37 - 12:41
    Epinefrin gibi doğadakinin aynısı
    olan moleküller yapabiliyoruz
  • 12:41 - 12:45
    ya da bu ikisi gibi sıfırdan yeni
    moleküller yaratabiliyoruz.
  • 12:45 - 12:50
    Bunlardan bir tanesi çoklu sklerozun
    semptomlarını azaltıyor.
  • 12:50 - 12:53
    Diğeri de T-tipi hücreli lenfoma denilen
    bir çeşit kan kanserini iyileştiriyor.
  • 12:53 - 12:58
    Doğru boyut ve şekildeki bir molekül
    kilide sokulan anahtar gibidir
  • 12:58 - 13:01
    ve kilide uyduğunda, bir hastalığın
    kimyasına müdahale edebilir.
  • 13:01 - 13:03
    İlaçlar böyle etki eder.
  • 13:04 - 13:05
    Doğal ya da yapay olsun,
  • 13:05 - 13:09
    hepsi yalnızca önemli bir yere
    rahatlıkla uyan moleküllerdir.
  • 13:09 - 13:11
    Fakat doğa onları
    bizden daha iyi yapıyor.
  • 13:11 - 13:14
    Bu nedenle onunkiler daha etkileyici,
  • 13:14 - 13:15
    bunun gibi.
  • 13:15 - 13:17
    Bunun adı vankomisin.
  • 13:17 - 13:20
    Doğa bu heybetli canavara
    bir çift küpe gibi taksın diye
  • 13:20 - 13:22
    iki klor atomu vermiş.
  • 13:22 - 13:28
    Vankomisini 1953'te Borneo'da ormanda bir
    çamurlu su birikintisinin içinde bulduk.
  • 13:28 - 13:29
    Bir bakteri tarafından üretiliyor.
  • 13:30 - 13:34
    Bunu laboratuvar ortamında çok pahalıya
    patlayacağından sentezleyemiyoruz.
  • 13:34 - 13:38
    Bizim yapamayacağımız kadar karmaşık
    ama doğal kaynağından elde edebiliriz.
  • 13:38 - 13:42
    Ediyoruz da çünkü en güçlü
    antibiyotikler arasında yer alıyor.
  • 13:42 - 13:45
    Ve her gün literatüre yeni yeni
    moleküller rapor ediliyor.
  • 13:45 - 13:49
    Onları ya sentezliyoruz ya da
    dünyanın her bir köşesinde buluyoruz.
  • 13:50 - 13:52
    İşte ilaçlar böyle bulunuyor
  • 13:52 - 13:54
    ve bu sayede doktorlarınız
    muazzam güçlere sahip.
  • 13:54 - 13:55
    (Gülüşmeler)
  • 13:55 - 13:58
    Ölümcül enfeksiyonları iyileştirmek
    ve daha niceleri.
  • 13:58 - 14:01
    Bugün bir hekim olmak beyaz atlı prens
    olmaya benzer.
  • 14:02 - 14:05
    Onlar cesaret ve dinginlikle
    savaş verirler
  • 14:05 - 14:06
    ve aynı zamanda da iyi teçhizatla.
  • 14:07 - 14:11
    Bu bağlamda nalbantların
    da rolünü unutmayalım,
  • 14:11 - 14:14
    çünkü nalbant olmasa
    işler çok daha farklı olurdu...
  • 14:14 - 14:16
    (Gülüşmeler)
  • 14:16 - 14:18
    Fakat bu bilim dalı
    ilaçtan çok daha fazlası.
  • 14:19 - 14:25
    Bu yağları, çözücüleri, aromaları,
    kumaşları, tüm plastikleri,
  • 14:25 - 14:27
    üstünde oturduğunuz minderi...
  • 14:27 - 14:30
    Hepsi üretilmiş
    ve neredeyse hepsi karbondan.
  • 14:30 - 14:32
    Bu da hepsini organik kimyanın
    birer parçası yapar.
  • 14:32 - 14:34
    Bu zengin bir bilim dalı.
  • 14:34 - 14:36
    Bugün birçok şeyi dâhil etmedim:
  • 14:36 - 14:39
    Fosforu, sülfürü ve diğer atomları
  • 14:40 - 14:42
    ve neden belirli şekillerde
    bağ kurduklarını
  • 14:42 - 14:43
    ve simetriyi
  • 14:43 - 14:45
    ve bağ yapmayan elektronları
  • 14:45 - 14:47
    ve elektrik yüklü iyonları
  • 14:47 - 14:50
    ve reaksiyonları ve çalışma
    mekanizmalarını... vesaire vesaire.
  • 14:50 - 14:52
    Ve sentezi öğrenmesi oldukça zaman alıyor.
  • 14:52 - 14:55
    Fakat buraya size organik
    kimya öğretmeye gelmedim.
  • 14:55 - 14:57
    Size sadece onu göstermek istedim
  • 14:57 - 15:02
    ve bunu yaparken Weston Durland adlı
    bir genç adamdan epey yardım aldım
  • 15:02 - 15:03
    ve siz onu çoktan gördünüz.
  • 15:04 - 15:07
    Kendisi kimya alanında
    bir lisans öğrencisi
  • 15:07 - 15:10
    ve bilgisayar grafikleriyle
    de arası oldukça iyi.
  • 15:10 - 15:12
    (Gülüşmeler)
  • 15:12 - 15:15
    Weston, bugün gördüğünüz
  • 15:15 - 15:17
    tüm hareketli molekülleri tasarladı.
  • 15:17 - 15:21
    O ve ben bu grafikler aracılığı ile
    bu karmaşık bilim hakkında konuşmanın
  • 15:21 - 15:24
    nasıl daha kolay olabileceğini
    göstermeye çalıştık.
  • 15:24 - 15:26
    Fakat temel hedefimiz size
  • 15:26 - 15:29
    organik kimyanın korkulacak
    bir şey olmadığını göstermekti.
  • 15:29 - 15:33
    O, temelinde,
    içinden doğal dünyanın
  • 15:33 - 15:36
    güzelliklerinin çok daha
    zengin görüldüğü bir penceredir.
  • 15:36 - 15:38
    Teşekkürler.
  • 15:38 - 15:41
    (Alkışlar)
Title:
Organik kimyaya hızlı bir bakış
Speaker:
Jakob Magolan
Description:

Jakob Magolan organik kimya ile ilgili düşüncelerinizi değiştirmeye geldi. Anlaşılır dili ve kullandığı çarpıcı grafiklerle bizlere en temel bilgileri öğretirken bir yandan da organik kimyanın korkunç bir ders olduğu algısını yıkıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:53

Turkish subtitles

Revisions