< Return to Video

Sarah Kaminsky: Babam bir kalpazan

  • 0:01 - 0:04
    Ben bir kalpazanın kızıyım,
  • 0:04 - 0:06
    öyle diğer kalpazanlar gibi değil...
  • 0:06 - 0:09
    "Kalpazan" sözcüğünü duyduğunuzda "paragöz" aklınıza gelir.
  • 0:09 - 0:12
    "Sahte para", "sahte resimler" aklınıza gelir.
  • 0:12 - 0:15
    Benim babam öyle biri değil.
  • 0:15 - 0:16
    Hayatının 30 yılında,
  • 0:16 - 0:19
    sahte evraklar hazırladı--
  • 0:19 - 0:20
    asla kendisi için değil, her zaman başka insanlar için,
  • 0:20 - 0:24
    zulüm gören ve ezilenlerin yardımına koştu.
  • 0:24 - 0:26
    Sizi onunla tanıştırayım.
  • 0:26 - 0:30
    Burada babam 19 yaşında.
  • 0:30 - 0:34
    Onun için herşey İkinci Dünya Savaşı sırasında,
  • 0:34 - 0:36
    17 yaşında kendisini
  • 0:36 - 0:37
    sahte evrak atölyesine sığınırken bulduğunda başladı.
  • 0:37 - 0:42
    Çok hızlı bir biçimde sahte evrak uzmanı oldu.
  • 0:42 - 0:44
    Bu sıradan bir hikaye değildir--
  • 0:44 - 0:46
    kurtuluştan sonra 70 lere kadar
  • 0:46 - 0:50
    sahte evrak hazırlamaya devam etti.
  • 0:50 - 0:51
    Küçükken
  • 0:51 - 0:53
    konu hakkında hiçbir bilgim yoktu tabi ki.
  • 0:53 - 0:56
    Ortadaki, dil çıkaran benim.
  • 0:56 - 0:58
    Paris'in banliyölerinde büyüdüm
  • 0:58 - 1:02
    ve üç kardeşin en küçüğüydüm.
  • 1:02 - 1:05
    Herkes gibi benim de "normal" bir babam vardı,
  • 1:05 - 1:07
    benden 30 yaş büyük olması dışında...
  • 1:07 - 1:11
    aslında, büyükbabam olabilecek kadar yaşlıydı.
  • 1:11 - 1:14
    Herneyse, o bir fotoğrafçı ve sokak eğitimcisiydi,
  • 1:14 - 1:17
    ve her zaman bize katı bir biçimde kurallara uymamızı öğretti.
  • 1:17 - 1:20
    Ve tabiki bir kalpazan olduğu zamanlar hakkında
  • 1:20 - 1:22
    hiç konuşmadı.
  • 1:22 - 1:24
    Buna rağmen size anlatacağım bir olay var
  • 1:24 - 1:27
    belki de bu olay birşeylerden şüphe etmeme yol açmış olabilir.
  • 1:27 - 1:30
    Lisedeydim ve düşük bir not almıştım,
  • 1:30 - 1:32
    benim için nadir bir olaydı,
  • 1:32 - 1:35
    bu yüzden bunu ailemden saklamaya karar verdim.
  • 1:35 - 1:39
    Bunu yapabilmek için onların imzasını taklit etmeye koyuldum.
  • 1:39 - 1:42
    Annemin imzası üzerinde çalışmaya başladım,
  • 1:42 - 1:45
    çünkü babamınki taklit edilemeyecek kadar imkansızdır.
  • 1:45 - 1:48
    Böylece, çalışmalara başladım, birkaç yaprak kağıt aldım
  • 1:48 - 1:51
    ve pratik yapmaya başladım, düzgün bir imza elde
  • 1:51 - 1:53
    ettiğimi düşünene kadar denedim, denedim..
  • 1:53 - 1:55
    ve harekete geçtim.
  • 1:55 - 1:57
    Sonra, annem okul çantamı karıştırırken
  • 1:57 - 2:00
    okul belgesini buldu ve hemen imzanın sahte olduğunu gördü.
  • 2:00 - 2:02
    Bana daha önce hiç bağırmadığı kadar bağırdı .
  • 2:02 - 2:05
    Odama, battaniyenin altına saklanmaya gittim
  • 2:05 - 2:08
    ve sonra da babamın işten dönmesini bekledim
  • 2:08 - 2:10
    daha çok korkuyla beklediğim de denilebilir.
  • 2:10 - 2:12
    Geldiğini duydum.
  • 2:12 - 2:16
    Battaniyenin altında kaldım. Odama girdi,
  • 2:16 - 2:18
    yatağın köşesine oturdu,
  • 2:18 - 2:21
    ve sessizdi, bu yüzden battaniyeyi başımdan çektim,
  • 2:21 - 2:24
    beni gördüğünde gülmeye başladı.
  • 2:24 - 2:27
    O kadar çok gülüyordu ki gülmeyi durduramıyordu ve elinde benim belgem duruyordu.
  • 2:27 - 2:31
    Sonra dedi ki: "Ama gerçekten Sarah üzerinde daha fazla çalışabilirdin! Görmüyor musun bu gerçekten çok küçük"
  • 2:31 - 2:37
    Gerçekten birazcık küçüktü.
  • 2:37 - 2:39
    Cezayir'de doğdum.
  • 2:39 - 2:42
    Orası insanların babama "mücahit" dediğini duyacağım yerdi
  • 2:42 - 2:44
    ve bu "savaşçı" demekti.
  • 2:44 - 2:48
    Sonrasında, Fransa'da büyüklerin konuşmalarına kulak kabartmayı sevdim,
  • 2:48 - 2:51
    ve babamın önceki yaşamı hakkında hikayeler duyacaktım,
  • 2:51 - 2:54
    özellikle de 2. Dünya Savaşında "yaptıklarını"
  • 2:54 - 2:56
    Cezayir savaşında "yaptıklarını".
  • 2:56 - 2:59
    Ve kafamda "savaşıyorsa" o bir askerdir diye düşünecektim.
  • 2:59 - 3:03
    Fakat babamı tanıdığımdan ve sürekli nasıl pasifist ve şiddet karşıtı olduğunu söylediğinden
  • 3:03 - 3:06
    onu başında miğfer ve elinde silahla canlandırmak çok zordu.
  • 3:06 - 3:08
    Ve gerçekten ikonuya çok uzaktım.
  • 3:08 - 3:11
    Birgün babam, Fransız kimliğimizi elde etmek için
  • 3:11 - 3:14
    bir dosya üzerinde çalışırken,
  • 3:14 - 3:16
    ilgimi çeken
  • 3:16 - 3:19
    bazı belgelerle karşılaştım.
  • 3:19 - 3:20
    Bunlar gerçek!
  • 3:20 - 3:23
    Bunlar benim, Arjantinli olarak doğmuşum.
  • 3:23 - 3:25
    Fakat bulduğum bu belgeler
  • 3:25 - 3:27
    yetkililer için örnek oluşturmamıza yardım edecek
  • 3:27 - 3:30
    babamın gizli servisler adına
  • 3:30 - 3:33
    yaptığı çalışmalar için
  • 3:33 - 3:35
    ordudan aldığı teşekkür belgesiydi.
  • 3:35 - 3:38
    Sonra aniden dedim ki :"Vay Canına!"
  • 3:38 - 3:39
    Babam bir gizli ajan mı?
  • 3:39 - 3:42
    Tam James Bond gibiydi.
  • 3:42 - 3:46
    Ona sorular sormak istedim ama cevaplamadı.
  • 3:46 - 3:49
    Ve sonra, kendime dedim ki
  • 3:49 - 3:52
    bir gün onu sorgulayacağım.
  • 3:52 - 3:54
    Daha sonra anne oldum, bir oğlum oldu,
  • 3:54 - 3:57
    ve sonunda zamanı geldiğine karar verdim--artık bizimle konuşmak zorundaydı.
  • 3:57 - 3:59
    Ben anne olmuştum
  • 3:59 - 4:01
    ve o 77. doğumgününü kutluyordu,
  • 4:01 - 4:04
    birden çok ama çok korktum.
  • 4:04 - 4:06
    Gitmesinden
  • 4:06 - 4:08
    sırlarıyla birlikte
  • 4:08 - 4:10
    sessizliğiyle gitmesinden korktum.
  • 4:10 - 4:12
    Bunun bizim, muhtemelen diğer insanlar için de
  • 4:12 - 4:14
    önemli olduğuna onu ikna etmeyi başardım,
  • 4:14 - 4:16
    ki o da hikayesini paylaştı.
  • 4:16 - 4:18
    Bana anlatmaya karar verdi
  • 4:18 - 4:19
    ve ben de bunlardan bir kitap yazdım
  • 4:19 - 4:21
    ki size kitaptan bazı bölümleri daha sonra okuyacağım.
  • 4:21 - 4:24
    İşte onun hikayesi. Babam Arjantin'de doğdu.
  • 4:24 - 4:26
    Annesi ve babası Rus asıllı idi.
  • 4:26 - 4:30
    Tüm aile 30larda Fransa'ya yerleşmeye geldi
  • 4:30 - 4:35
    Ailesi Yahudi, Rus'du, ve dahası çok fakirlerdi.
  • 4:35 - 4:38
    Bu nedenle babam 14 yaşında çalışmak zorunda kaldı.
  • 4:38 - 4:39
    Sadece diplomasıyla,
  • 4:39 - 4:40
    ilkokul diplomasıyla,
  • 4:40 - 4:43
    kendini boyacıda-kuru temizlemede çalışırken buldu.
  • 4:43 - 4:46
    Burası onun tamamiyle sihirli birşey keşfettiği yerdi
  • 4:46 - 4:48
    ve anlattıkça büyüleniyordu--
  • 4:48 - 4:51
    bu boya kimyasının sihriydi.
  • 4:51 - 4:53
    Bu sırada savaş devam ediyordu ve
  • 4:53 - 4:55
    babam 15 yaşındayken annesi öldürülmüştü.
  • 4:55 - 4:58
    Bu kendi bedenini ve ruhunu
  • 4:58 - 5:00
    kimyaya adadığı zamana denk geldi.
  • 5:00 - 5:03
    çünkü acısının tek tesellisi buydu.
  • 5:03 - 5:06
    Tüm gün patronuna öğrenmek, daha fazla bilgi toplamak için
  • 5:06 - 5:09
    sorular soracak,
  • 5:09 - 5:10
    ve geceleyin kimse bakmıyorken,
  • 5:10 - 5:13
    öğrendiklerini uygulamaya geçirecekti.
  • 5:13 - 5:18
    Babam daha çok mürekkep ağartmayla ilgileniyordu.
  • 5:18 - 5:20
    Bütün bunları size anlatmamın sebebi
  • 5:20 - 5:22
    eğer babam bir kalpazan olduysa aslında
  • 5:22 - 5:24
    bu tamamiyle bir rastlantı sonucudur.
  • 5:24 - 5:27
    Ailesi Yahudiydi ve bu sebeble kovulmuşlardı.
  • 5:27 - 5:30
    En sonunda hepsi yakalandı ve Drancy Kampına götürüldü
  • 5:30 - 5:33
    ve Arjantin belgeleri sayesinde son anda oradan kurtulmayı başarabildiler.
  • 5:33 - 5:34
    Artık dışarıdaydılar,
  • 5:34 - 5:37
    ama her zaman tehlike içindeydiler. Belgelerinde hala büyük "Yahudi" damgası duruyordu.
  • 5:37 - 5:40
    Sahte evraklara ihtiyaçları olduğuna karar veren büyükbabamdı.
  • 5:40 - 5:44
    Zulüm görmüş olmasına rağmen babama
  • 5:44 - 5:46
    kanunlara saygılı olması gerektiği aşılanmıştı,
  • 5:46 - 5:48
    babam sahte evrakları hiç düşünmemişti.
  • 5:48 - 5:51
    Fakat Direnişçiler'den bir adamla görüşmeye giden babamdı.
  • 5:51 - 5:54
    O zamanlardaki belgelerin
  • 5:54 - 5:55
    el yazısı ile yazılmış
  • 5:55 - 5:58
    ne iş yaptığınızı gösteren ciltleri vardı.
  • 5:58 - 6:00
    Hayatta kalması için,
  • 6:00 - 6:02
    çalışıyor olması gerekiyodu. Adamdan
  • 6:02 - 6:04
    "boyacı" diye yazmasını istedi.
  • 6:04 - 6:07
    Aniden adam çok hem de çok ilgili baktı.
  • 6:07 - 6:10
    "Boyacı" olduğuna göre, mürekkep işaretlerini nasıl sileceğini biliyor musun?
  • 6:10 - 6:12
    Tabiki biliyordu.
  • 6:12 - 6:14
    Birden adam şunu açıklamaya çalıştı
  • 6:14 - 6:17
    gerçekte tüm Direnişçilerin büyük bir problemi vardı:
  • 6:17 - 6:20
    en gözde uzmanlar bile
  • 6:20 - 6:23
    "silinemez" denilen "Waterman" mavi mürekkep lekesini
  • 6:23 - 6:25
    beyazlatmayı başaramıyorlardı.
  • 6:25 - 6:29
    Babam hemen tam olarak nasıl
  • 6:29 - 6:30
    beyazlatıldığını bildiğini söyledi.
  • 6:30 - 6:34
    Adam kendisine hemen formulü verebilecek olan 17 yaşındaki bu gençten
  • 6:34 - 6:38
    şüphesiz etkilenmişti, bu yüzden onu işe aldı.
  • 6:38 - 6:40
    Babam aslında bilmeden birşey icat etti
  • 6:40 - 6:43
    her okul çocuğunun kalem kutusunda bulabiliriz:
  • 6:43 - 6:46
    "düzeltme kalemi."
  • 6:46 - 6:52
    (Alkışlar)
  • 6:52 - 6:53
    Ama bu sadece bir başlangıçtı.
  • 6:53 - 6:55
    Bu babam.
  • 6:55 - 6:56
    Laboratuara gelir gelmez,
  • 6:56 - 6:58
    en gençleri olmasına rağmen
  • 6:58 - 7:01
    sahte evrak hazırlamada bir problem olduğu hemen anladı.
  • 7:01 - 7:04
    Gerçek belgeleri değiştirmek için yaptıkları tüm hamleler durduruluyordu.
  • 7:04 - 7:06
    Fakat talep de hızla artıyordu ve
  • 7:06 - 7:09
    mevcut belgeleri değiştirmek zordu.
  • 7:09 - 7:10
    Kendi kendine herşeyi sıfırdan yapmak gerek dedi.
  • 7:10 - 7:13
    Baskıya başladı. Fotoğraf klişesi yapmaya başladı.
  • 7:13 - 7:15
    Lastik damgalar yapmaya başladı.
  • 7:15 - 7:17
    Her türlü şeyin icadına başladı--
  • 7:17 - 7:20
    bazı materyallerle bisiklet tekerleği kullanarak santrifüjü buldu.
  • 7:20 - 7:22
    Herneyse, O bunların hepsini yapmak zorundaydı
  • 7:22 - 7:25
    çünkü babam sonuçlarla tamamiyle kafayı bozmuştu.
  • 7:25 - 7:27
    Basit bir hesaplama yaptı:
  • 7:27 - 7:30
    Bir saat içerisinde 30 sahte evrak hazırlayabiliyordu.
  • 7:30 - 7:34
    Eğer bir saat uyursa 30 insan ölebilirdi.
  • 7:34 - 7:38
    Diğer insanların
  • 7:38 - 7:41
    hayatları için sadece 17 yaşındayken bu sorumluluk duygusu--
  • 7:41 - 7:44
    ve ayrıca arkadaşları kaçamazken kendisi kamptan kaçtığı için
  • 7:44 - 7:47
    hayatta kalmasının suçluluğu
  • 7:47 - 7:50
    tüm hayatı boyunca peşini bırakmadı.
  • 7:50 - 7:52
    Belki bu 30 yıldır, her türlü fedakarlıklar pahasına
  • 7:52 - 7:55
    neden sahte evrak yapmaya
  • 7:55 - 7:57
    devam ettiğini açıklar.
  • 7:57 - 7:58
    Size bu fedakarlıklardan bahsetmek istiyorum,
  • 7:58 - 8:00
    çünkü çoklardı.
  • 8:00 - 8:03
    Açıkçası, maddi fedakarlıklar vardı
  • 8:03 - 8:04
    çünkü babam kendisine para ödenmesini kabul etmiyordu.
  • 8:04 - 8:07
    Ona göre, para almak paragöz olmak demekti.
  • 8:07 - 8:09
    Eğer ödemeyi kabul etseydi,
  • 8:09 - 8:11
    haklı yada hasız bir nedene inanmasına bağlı olarak
  • 8:11 - 8:13
    "evet" ya da "hayır" diyemeyebilirdi.
  • 8:13 - 8:15
    Bu yüzden 30 yıldır, gündüzleri bir fotoğrafçı,
  • 8:15 - 8:16
    akşamları da kalpazandı.
  • 8:16 - 8:18
    Her zaman parasızdı.
  • 8:18 - 8:22
    Sonra duygusal fedakalıklar oldu:
  • 8:22 - 8:24
    Biri, bu kadar çok sırrı varken nasıl bir kadınla beraber yaşayabilir?
  • 8:24 - 8:29
    Biri geceleyin laboratuarda ne yaptığını nasıl açıklayabilir, her bir gece?
  • 8:29 - 8:32
    Benim daha sonra anladığım ailesini de içeren
  • 8:32 - 8:35
    başka türlü fedakarlıklar da oldu tabiki.
  • 8:35 - 8:38
    Bir gün babam beni kız kardeşimle tanıştırdı.
  • 8:38 - 8:42
    Daha sonra bana bir erkek kardeşimin olduğunu da söyledi,
  • 8:42 - 8:48
    onları ilk gördüğümde sanırım üç ya da dört yaşında olmalıydım
  • 8:48 - 8:50
    benden 30 yaş büyüklerdi
  • 8:50 - 8:56
    Şimdi her ikiside altmışlarında.
  • 8:56 - 8:58
    Bu kitabı yazmak için,
  • 8:58 - 9:02
    kız kardeşime sorular sordum. Babamın kim olduğunu bilmek istedim,
  • 9:02 - 9:04
    onun bildiği babası kimdi,
  • 9:04 - 9:08
    Babalarının Pazar günü geleceğini
  • 9:08 - 9:12
    ve onları alıp gezmeye götüreceğini söylediğini anlattı.
  • 9:12 - 9:14
    Hepsi kıyafetlerini giyip onu beklemiş,
  • 9:14 - 9:16
    ama o asla gelmemiş.
  • 9:16 - 9:20
    "Arayacağım" demiş. Aramamış.
  • 9:20 - 9:22
    Sonra gelmemiş de.
  • 9:22 - 9:25
    Bir gün tatmiyle gözden kaybolmuş.
  • 9:25 - 9:26
    Zaman geçti ve
  • 9:26 - 9:29
    onlar babalarının kendilerini unuttuğunu düşündüler
  • 9:29 - 9:31
    ilk önce.
  • 9:31 - 9:32
    Daha sonra zaman geçtikçe,
  • 9:32 - 9:34
    hemen hemen iki yılın sonunda,
  • 9:34 - 9:38
    "Pekala, belki de babamız öldü" diye düşündüler.
  • 9:38 - 9:40
    Sonra anladım ki
  • 9:40 - 9:43
    babama bu kadar fazla soru sormak
  • 9:43 - 9:46
    muhtemelen hakkında konuşmak istemediği geçmişini karıştırıyordu
  • 9:46 - 9:47
    çünkü acı veriyordu.
  • 9:47 - 9:52
    Üvey kız ve erken kardeşlerim terkedildiklerini
  • 9:52 - 9:54
    öksüz kaldıklarını düşünürken,
  • 9:54 - 9:56
    babam sahte evrakları hazırlıyordu.
  • 9:56 - 10:00
    Eğer bunu onlara söylemediyse, şüphesiz ki onları korumak içindi.
  • 10:00 - 10:01
    Kurtuluştan sonra, toplama kampından sağ kurtulanların
  • 10:01 - 10:04
    İsrail'in kuruluşundan önce Filistin'e göç etmesini sağlayacak
  • 10:04 - 10:06
    sahte evraklar hazırladı.
  • 10:06 - 10:08
    Sadık bir sömürgecilik karşıtı olduğu için
  • 10:08 - 10:12
    Cezayir savaşı sırasında Cezayirliller için sahte evraklar yaptı.
  • 10:12 - 10:15
    Cezayir savaşından sonra,
  • 10:15 - 10:17
    uluslararası direniş hareketlerinin kalbinde
  • 10:17 - 10:19
    ismi yayıldı
  • 10:19 - 10:21
    ve tüm dünya onun kapısını çaldı.
  • 10:21 - 10:25
    Afrika'da bağımsızlıkları için savaşan ülkeler vardı:
  • 10:25 - 10:28
    Gine, Gine-Biassu, Angola.
  • 10:28 - 10:32
    ve babam Nelson Mandela'nın ayrımcılık karşıtı partisine üye oldu.
  • 10:32 - 10:36
    Zulüm gören siyah Güney Afrikalılar için sahte evraklar yaptı.
  • 10:36 - 10:38
    Bir de Latin Amerika vardı.
  • 10:38 - 10:40
    Babam, Dominik Cumhuriyeti ve Haiti diktatörlüklerine direnen
  • 10:40 - 10:42
    insanlara yardım etti.
  • 10:42 - 10:48
    ve sıra Brezilya, Arjantin, Venezuela, El Salvador, Nikaragua,
  • 10:48 - 10:54
    Kolombiya, Peru, Uruguay, Şili ve Meksika'daydı.
  • 10:54 - 10:56
    Sonra Vietnam savaşı vardı.
  • 10:56 - 10:58
    Vietnamlılara karşı silahlanmak istemeyen
  • 10:58 - 11:01
    Amerikalı asker kaçakları için sahte evrak hazırladı.
  • 11:01 - 11:03
    Avrupa da kurtulmuş değildi.
  • 11:03 - 11:05
    Babam, İspanya'da ki Franco'ya karşı muhalifler için
  • 11:05 - 11:09
    Portekiz'deki Salazar karşıtı muhalifler için
  • 11:09 - 11:14
    Yunanistan'da albayların diktatörlüğüne karşı, Fransa'da bile
  • 11:14 - 11:16
    sahte evraklar hazırladı.
  • 11:16 - 11:19
    Sadece bir kez 1968'in Mayıs ayında birşey oldu.
  • 11:19 - 11:21
    Babam elbette ki yardımsever bir şekilde
  • 11:21 - 11:24
    mayıs ayı gösterilerini izledi,
  • 11:24 - 11:26
    ama kalbi başka bir yerdeydi, zamanı da
  • 11:26 - 11:30
    çünkü hizmet edeceği 15 ülke daha vardı.
  • 11:30 - 11:32
    Birkez daha, tanıyabileceğiniz biri için
  • 11:32 - 11:34
    sahte evrak hazırlamayı kabul etti.
  • 11:34 - 11:37
    (Gülüşmeler)
  • 11:37 - 11:39
    O zamanlarda daha genç idi
  • 11:39 - 11:41
    babam onun bir toplantıya gelip konuşabilmesi
  • 11:41 - 11:44
    için sahte evrak yapmayı kabul etti.
  • 11:44 - 11:49
    Bana dedi ki bu sahte evraklar medya ile alakalı ve
  • 11:49 - 11:52
    yapmak zorunda olduğu en yararsız şeydi.
  • 11:52 - 11:54
    Daniel Cohn-Bendit'in hayatı
  • 11:54 - 11:57
    tehlikede olmamasına rağmen bunu yapmayı kabul etti
  • 11:57 - 12:00
    çünkü bu
  • 12:00 - 12:01
    otoritelerle dalga geçmek için
  • 12:01 - 12:03
    sınırlardan daha geçirgen
  • 12:03 - 12:06
    birşey olmadığını--fikirlerin sınırları olmadığını
  • 12:06 - 12:11
    göstermek için iyi bir fırsattı.
  • 12:11 - 12:13
    Tüm çocukluğum,
  • 12:13 - 12:17
    arkadaşlarımın babaları onlara Grimm'in peri masalları anlatırken
  • 12:17 - 12:21
    babam bana, mucizeler yaratmayı başaran
  • 12:21 - 12:24
    sarsılmaz ütopyaları olan
  • 12:24 - 12:27
    fazlaca alçakgönüllü kahramanlar hakkında hikayeler anlatırdı
  • 12:27 - 12:31
    Ve bu kahramanların orduya ihtiyaçları yoktu.
  • 12:31 - 12:33
    Zaten, inançlı ve cesaretli bir avuç erkek ve kadın dışında
  • 12:33 - 12:37
    onları kimse takip etmeyecekti.
  • 12:37 - 12:38
    Daha sonra anladım ki
  • 12:38 - 12:41
    babamın uykuya dalmam için anlattığı hikaye, aslında kendi hikayesiymiş.
  • 12:41 - 12:44
    Yapmak zorunda kaldığı fedakarlıkları göz önünde bulundurarak
  • 12:44 - 12:46
    babama hiç pişman olup olmadığını sordum.
  • 12:46 - 12:48
    Hayır dedi.
  • 12:48 - 12:50
    Hiçbirşey yapmadan adaletsizliğe tanık olamayacağını
  • 12:50 - 12:53
    ya da teslim olamayacağını söyledi.
  • 12:53 - 12:56
    Başka bir dünyanın mümkün olduğuna--
  • 12:56 - 12:58
    bir kalpazanın ihtiyaç duyulmadığı bir dünyanın varlığına
  • 12:58 - 13:01
    ikna edilmiş, ve hala buna inanır.
  • 13:01 - 13:03
    Hala bunu hayal eder.
  • 13:03 - 13:05
    Babam
  • 13:05 - 13:06
    şu anda bu odada.
  • 13:06 - 13:11
    Adı Adolfo Kaminsky ve ondan ayağa kalkmasını isteyeceğim.
  • 13:11 - 13:31
    (Alkış)
  • 13:31 - 13:34
    Teşekkür ederim
Title:
Sarah Kaminsky: Babam bir kalpazan
Speaker:
Sarah Kaminsky
Description:

Sarah Kaminsky, babası Adolfo'nun olağanüstü hikayesini ve onun 2. Dünya Savaşı sırasındaki faaliyetlerini-- kalpazanlık marifet ve yeteneğini hayat kurtarmak için kullanmasını anlatıyor. Bu konuşma Fransa'da yapılan TEDxParis'dendir; Öntanımlı olarak İngilizce altyazılıdır.

more » « less
Video Language:
French
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
13:40
Tuba Şahin added a translation

Turkish subtitles

Revisions