-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Sokak gürültüsü)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Sokak gürültüsü)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Araba çalıştı)
-
Hey, hey!
-
Hey, hop!
-
(Erkek) Ne oluyor lan burada?
-
Gel güzelim, gel. Gel bir tanem.
-
(Erkek) Ne yapıyorsun sen burada, çık!
-
Gel buraya, şuna bak yamyam gibi.
-
Geberip gideceksiniz açgözlülükten.
-
Hey! Gözü değil, karnı aç çocuğun.
-
(Erkek) Onu bana demeyeceksin,
annesine diyeceksin.
-
Tabii, bulabilirsen.
-
Doğur doğur sokağa at. Ondan sonra benim başımı belaya soksun bu bebelerle.
-
(Erkek 2) Yürüyün gidin başımızdan!
-
Gel, bir tanem.
-
(Duygusal müzik)
-
Ohh!
-
Hadi.
-
(Erkek dış ses) Ben Yaman.
-
Bu gördüğünüz çocukların,
büyümeyi başarmış hâliyim.
-
Adımı kendim seçtim.
-
-Hadi yürüyün lan, hadi yürü!
-Ne bağırıyorsun?
-
(Yaman dış ses) Adım olmadan önce
'lan'dım, 'hişt'dim, 'hey'dim.
-
(Bip)! Adı olmayan
sokaktaki bir hiçtim.
-
Yaman'ı, hiç olmaya tercih ettim.
-
Mecbur kalmadıkça kimseye bulaşmam.
-
Kimseyle konuşmam.
-
Mecbur kalmadıkça kimse de
konuşmamızı istemez zaten.
-
Sessizce yok olup gitmemizi
beklerler, gördükleri yerde.
-
Bizi yok saymayı seçerler.
-
Ama illaki...
-
...var olduğumuzu kabullenmek zorunda
kalacakları anlar da gelecektir.
-
("Kaan Boşnak- Barbar" çalıyor)
"Yolunuzdan geçmem"
-
"Ben bu (Bip) para versen içmem"
-
"Dalgalarım derindir"
-
"Dalarım vazgeçmem"
-
"Gülüşün bana oksijen"
-
"Göremezsem deliricem"
-
"Bebeğim gel bana sokul"
-
"Sana aşktan söz edicem"
-
"Gel güzelim bana gel sen"
-
"Doğruyu yanlışı bulsam"
-
"Ya da gönlüne asker gönderip"
-
"Barbar devletler kursam"
-
"Gel güzelim bana gel sen"
-
"Doğruyu yanlışı bulsam"
-
"Ya da gönlüne asker gönderip"
-
"Barbar devletler kursam"
-
(Şarkı devam ediyor)
(Konuşmalar anlaşılmıyor)
-
"Geçtiğim yerlerden, fışkırdı ağaçlar"
-
"Çölün ortasındaki Nil gibi"
-
"Öyle ki sen anladın, kalbimi ağırladın"
-
"Ben de hiç düşünmeden sevdim seni"
-
"Gel güzelim bana gel sen"
-
(Kadın) Rüya! Rüya, Alaz nerede?
-
-(Rüya) Ne?
-(Kadın) Alaz nerede?
-
Belasını arıyordur yine.
-
(Erkek) Kafamı açma, oğlum!
-
(Bağırıyorlar)
-
Bingo!
-
Tamam, tamam.
-
(Bip) zekâlı!
-
Oğlum sakin ol, sakin!
-
(Koruma) Gel bakayım benimle sen.
-
Ben mi? Emin misin?
-
Tamam, bu arkadaşı dışarı alıyoruz.
-
(Koruma) Kusura bakmayın, Alaz Bey.
İyi eğlenceler.
-
Tamam oğlum.
Şovunu da yaptın lan, hadi.
-
Oğlum, Eşref Soysal'ın torunu o.
Sıkın biraz dişinizi.
-
(Kadın) Alaz, ne yapıyorsun?
-
Hiç sırası değil. Hiç sırası değil
şu an, tamam mı?
-
Annem arıyor kaç saattir.
Geç kaldık. Ne diyeceğim?
-
Yatsın, zıbarsın! Rahat bıraksın bizi.
-
-Rahat bıraksın.
-Alaz!
-
Aşkım, tamam.
-
(Bağırıyor)
-
İnanılmazsın!
-
Oh!
-
(Erkek) Yapma böyle.
Kızım!
-
Germe ortamı, bir sakin ol.
-
Eğlenmeyi öğrensene biraz
beceremiyorsan da taklit et bari.
-
Canımı acıtıyorsun.
-
Çağla, git ötede ağla.
Vallahi çekilmiyorsun.
-
-Rüya ne haber, nasılsın?
-İyiyim, senden ne haber?
-
-İyiyim ben de. Nasıl gidiyor?
-Vallahi, güzel gidiyor.
-
-Senin nasıl gidiyor.
-(Erkek) İyidir ne olsun.
-
Rüya, hadi gidelim.
-
-Sebep?
-Sebep, sebep, sebep...
-
Sıkıldım hadi.
-
Ben de senden sıkıldım, arkadaşım.
-
(Telefon çalıyor)
-
-Alo.
-(Kadın ses) Çağla.
-
Niye telefonuna bakmıyorsun? Saatlerdir
sizi arıyorum aklımı kaçıracağım.
-
Yok bir şey anne. Her şey yolunda.
-
-(Kadın ses) Alaz?
-Alaz, iyi. Keyfi gayet yerinde.
-
Senin sesin bir tuhaf geliyor.
Bir şey mi oldu?
-
Anne ne olabilir ki en fazla?
Sadece eğleniyoruz işte.
-
Tamam, zaten saat çok geç oldu.
Alaz'ı da al. Eve dönün, lütfen.
-
Tamam, hadi.
Sen yat lütfen, tamam mı?
-
Alaz sana emanet, ona göre.
-
Tamam, Alaz bana emanet.
Tamam. Hadi iyi geceler.
-
(Müzik)
-
Ne eğlenmesi bu saatte?
-
Şeytan diyor, git. Şunları kollarından tut, getir eve.
-
Büyüdüler onlar kuzum.
-
Bakarlar başlarının çaresine, yapma.
-
Ali de büyümüş müdür, Feride abla?
-
(Duygusal müzik)
-
(Kadın) Ali'ye sahip çıkamadım.
-
(Kadın) Çağla'yla Alaz'ın da
durumu ortada.
-
Benden iyi anne olmuyor galiba.
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Hızlanıyor)
-
Alaz, yavaş. Midem bulanıyor zaten.
-
Alaz, yavaş! Önüne baksana.
-
(Gerilim müziği)
-
-Boğuluyorum.
-Alaz, iyi misin sen?
-
Boğuluyorum, Rüya.
-
İyi misin, sen?
Alaz, ne yapıyorsun?
-
-Al şunu.
-Alaz, önüne bak!
-
Tamam, tamam.
-
(Bağırıyor)
-
Alaz, ne yapıyorsun?
Yavaşla, önüne bak!
-
Uçuyoruz!
-
Alaz, sen uyuşturucu
falan mı kullandın?
-
Alaz, durdur arabayı. İneceğim!
-
Nefes alamıyorum.
-
Alaz, neden soyunuyorsun?
Saçmalama.
-
Alaz!
-
İşte bu!
-
Durdur arabayı! Alaz!
-
Alaz, dur!
Alaz yapma. Alaz!
-
(Bağırıyor)
-
Alaz, nereye gidiyoruz biz?
Neresi burası?
-
Tamam, dur bir nefes alalım.
-
Alaz bak yalvarıyorum.
Eve götür...
-
Dur! Eve gitmek istiyorum, dur!
-
Dur, yeter artık.
Midem bulandı. Durdur şu arabayı!
-
(Gülüyor)
-
-(Alaz) Nereye?
-(Erkek) Ne oluyor lan, gece gece!
-
(Rüya öksürüyor ve kusuyor)
-
Ne yapıyorsun sen orada?
-
-Asıl senin ne işin var orada?
-Pardon.
-
Sokağı kirletmekten iyidir.
Çöptür diye düşündüm ama...
-
Çöp mü bu sence? Bir bak.
İşim bu benim.
-
Tamam, neyse parası veririz.
Ne olmuş yani?
-
Bir git gözünü seveyim.
-
Allah'ın yabanisi.
-
Bu arada erkek arkadaşına söyle...
-
...buralarda soyunanı öperler.
-
Alaz, ne yapıyorsun? Saçmalama.
-
Saçmalama, giy şunları üstüne.
Ne yapıyorsun?
-
Alaz, kendine gel!
-
(Rüya) Bana bir bak.
Bana bak, sus!
-
Alaz, kalk şuradan.
Kalk, bana bir bak!
-
Bana bak. Bana bir bak.
-
Bak, bizi burada kesseler
kimsenin haberi olmaz.
-
Ne olur giyin artık!
Eve gitmek istiyorum.
-
Kim kesecek?
Alaz'ı kim kesebilir?
-
Kim kesebilir Alaz'ı?
Kim kesecek Alaz'ı?
-
Uyumayın lan!
-
(Alaz gülüyor)
-
Çağla neredesin?
-
Alaz delirdi. Bir şey kullanmış.
Uyuşturucu sanırım, bilmiyorum.
-
(Rüya) Bilmiyorum.
Neredeyiz bilmiyorum, Çağla.
-
-Çağla çok korkuyorum.
-Bana bak, hey!
-
Bilmiyorum, Çağla. Bilmiyorum.
-
Şu kilidi açar mısın?
Bunu gerçekten keserler burada.
-
(Gerilim müziği)
-
Hey!
-
Ben araba kullanmayı bilmiyorum.
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Parfüm sıkıyor)
-
(Öksürüyor)
-
Pardon.
-
Sizden geliyor o koku.
-
-Efendim?
-Artık ne içtiyseniz!
-
Bir de püskürtüyorsunuz
üstünüze şampanyaları.
-
Bir yerden sonra o pahalı
parfümleriniz kurtarmıyor tabii sizi.
-
Tabii, sen mis gibi kokuyorsundur
mesleğin gereği.
-
-Ne?
-Çöp topluyorsun ya hani.
-
Çöp değil o. Geri dönüşüm.
Acaba hayatında hiç duydun mu?
-
Nereden geliyor bu öz güven,
anlamadım ki.
-
(Navigasyon ses)
Hafifçe sağdan devam edin.
-
Yavaşlasan mı biraz?
-
Konum sağdan diyordu,
nereye gidiyorsun?
-
(Rüya) Nereye götürüyorsun sen bizi?
-
Durdur arabayı! Arabayı durdur!
Durdur ineceğim!
-
İmdat!
-
(Rüya) İmdat, yardım edin!
Adam kaçırıyorlar.
-
Durdur şu arabayı.
-
Dur!
-
(Navigasyon ses)
Hedefe iki kilometre düz devam edin.
-
Artık bizi eve götürebilir misin?
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
-(Çağla) İyi misin?
-(Rüya) İyiyim.
-
Rüya, Alaz nerede?
-
Bizimkiler bunu böyle görse
benim (Bip)!
-
-Nasıl sokacağım ben bu hâlde eve?
-Ne bileyim?
-
Buraya kadar getirebildiğime
dua et sen.
-
Bu kim?
-
(Çağla) Hişt!
-
(Gerilim müziği)
-
-Hadi, hadi.
-Hadi, yürü.
-
-Ne yapıyorsun?
-Yürü, yürü. Yürü.
-
(Müzik)
-
Açma!
-
(Rüya) Geç.
-
Ne bekliyorsun? Yatırsana.
-
-(Çağla) Yavaş.
-(Rüya) Sağ ol, ya!
-
Yaşıyorsa da öldü artık zaten.
-
Neyse tamam, gidebilirsin.
-
Pardon, bir dakika.
Nerede bunun cüzdanı, Rüya?
-
-Anlaşıldı. Hesaplar yine benden.
-Dur, dur. Bende var.
-
Yok, tamam. Ben hallederim.
-
-(Rüya) Tamam, uzatma Çağla.
-Tamam, bir dahakine senden olsun.
-
-Nasıl olsa akıllanmaz bu.
-Orası kesin.
-
-Al.
-Al.
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
Kimsin sen? Ne işin var evimde?
-
(Kadın) Ne demek çok içti?
-
Ne içti de bu hâle geldi?
-
-Bilmiyorum.
-Peki, bu çocuk kim?
-
Niye benim evimde?
-
(Rüya ses) Başka çarem yoktu.
Yardım istedim.
-
-O getirdi bizi eve.
-(Kadın) Rüya beni niye aramıyorsun?
-
Arasan hemen gelirim. Sokaktan
adam toplamaya gerek var mı?
-
Kim bilir bu adam nedir.
Psikopat mı? Size bir zarar verse.
-
Mecbur kaldım diyorum, Neslihan teyze.
Yoksa benim ne işim olur bu yabaniyle?
-
(Çağla) Anne, tamam.
Gitme kızın üstüne, yeter!
-
(Neslihan) Sen sus!
Seninle sonra hesaplaşacağız.
-
Seni aradım. Eğleniyoruz, her şey yolunda
dedin, değil mi? Hesabını vereceksin.
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Kapı açıldı)
-
(Neslihan) Adın ne?
-
Evin, ailen falan yok mu?
-
-Yoksa sen sokak...
-Ben artık gidebilir miyim?
-
Oğlum ve arkadaşını çok
zor bir durumdan kurtarmışsın.
-
Ben de senin için
bir şeyler yapmak istiyorum.
-
(Neslihan) Neye ihtiyacın varsa.
-
(Neslihan) Okuman yazman yoksa
vakıf başkanıyım ben.
-
-Sokak çocuklarını koruma vak...
-Kimi, kimden koruyorsunuz tam olarak?
-
Bizi sokaklardan mı...
-
...yoksa sokakları bizden mi?
-
Bakın...
-
...biz bu kapılara daha önce çok dayandık.
-
Çocuk da değiliz zaten artık.
Büyüdük.
-
O yüzden siz en iyisi bizi...
-
...beni bir salın artık, ben kaçayım.
-
(Neslihan) Bir dakika.
-
Ben yaptığın iyiliğin
karşılığını vermek istiyorum.
-
En azından para vereyim.
-
(Neslihan) Tabii,
kötü bir şey için kullanmayacaksan.
-
Ne gibi kötü bir şey mesela?
-
Mesela senin oğlunun kullandığı
madde gibi mi?
-
Ne diyorsun sen?
-
Bizim ters bir alışkanlığımız yok diyorum.
-
Yani paramız olsa çok daha hayırlı
işlere harcarız. Emin ol diyorum.
-
Saçmalama da ne kadar istiyorsan
söyle. Sonra çek git buradan!
-
Ben para için değil.
-
Kızı o hâlde görünce yani...
-
Yoksa senin oğlun isterse
donunu başına geçirip koşsun.
-
-İnan ki benim gram umurumda olmaz.
-Bana bak...
-
...senin umurunda olmayabilir
ama benim için çok kıymetli oğlum.
-
Ne kadar borcumuz?
-
Ne kadar istiyorsun?
-
(Müzik)
-
Evet?
-
Bin dolar.
-
Bin dolar, tamam.
-
Al, al.
-
Tamam mı?
-
Tamam.
-
(Müzik)
-
(Müzik devan ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Yaman dış ses) Sizden geliyor o koku.
-
Bir yerden sonra o pahalı
parfümleriniz de kurtarmıyor tabii sizi.
-
Salak!
-
(Gerilim müziği)
-
(Feride) Neslihan, kuzum.
-
(Feride) İyi misin?
-
-İyi değilim, abla.
-Ne oldu, ne oldu?
-
Alaz uyuşturucu kullanmış.
-
(Ağlıyor)
-
(Yaman) Şurada durabilirsin.
Eyvallah.
-
Eyvallah.
-
Hop hop! Abi! Abi!
-
-Ümit abi.
-Ne haber oğlum?
-
-Yaşıyorsun bu hayatı.
-Ne yapacaksın? İşimiz bu.
-
Günaydın gençler.
Üsküdar'da sabah oldu, uyan.
-
Alo? Kalk, kalk, kalk.
-
Hey! Alo? Kalk!
-
Kalk koçum, kalk, kalk, kalk!
-
Alo? Oğlum hadi lan hadi.
-
Bana bakın, bahar geldi.
Cemre düştü, çiçekler açtı...
-
...kuşlar döndü. Ee, ne demişler?
Her kışın sonu bahar oğlum.
-
Her kışın sonu bahar.
-
Bana bak, kalk lan. Kalk.
-
-Ne yapıyorsun ya? Allah Allah!
-Abi iyi misin ya?
-
Umut ben sana ne demiştim?
-
-Ne demiştin abi?
-O gün ben sana ne demiştim?
-
-Hangi gün abi?
-Adını koyduğumuz gün oğlum.
-
Ne dedim ben sana?
Adın gibi ol kardeşim.
-
-Umudunu asla kaybetme.
-Aynen öyle.
-
Peki, Asi o haberi dolaba yapıştırdığı
gün ne dedim ben size?
-
Ne demiştin ya?
(Bip) mal ettin hepimizi sabah sabah.
-
-O parayı bulacağız...
-Ve...
-
...Umut'u...
-
...ayağa kaldıracağız.
-
Bin dolar!
-
Buldum lan!
-
Buldum!
-
Allah!
-
Allah!
-
Allah! Allah!
-
"Lay lay lay, Umut ayağa"
-
"Lay lay lay, Umut ayağa"
-
"Lay lay lay, Umut ayağa"
-
-Dur, geliyorum.
-"Lay lay lay"
-
"Umut ayağa"
-
-"Lay lay lay"
-Dur, doktor bugün geliyor!
-
-"Umut ayağa"
-Doktor bugün geliyor!
-
Hey, bir susun!
-
Doktor bugün geliyor. Konferans bugün.
-
-Tamam, toplanın hadi. Hemen çıkıyoruz.
-Oğlum Cesur ne yaptın ya?
-
-(Cesur) Ne var oğlum, toplarız.
-(Asi) Gel, giyelim şunları.
-
Aslanım benim.
-
(Müzik)
-
-Elinle alma, elini kesersin.
-Peki efendim.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Baktım, bu dolap beygiri gibi dönüyor...
-
...artık ne zıkkımın dibini içtiyse
uçmuş (Bip) zekâlı.
-
Bıraksaydın orada olduğu gibi,
bizim yamyamlar...
-
...donunu da çekip alsalardı altından.
-Lan oğlum, kızın aklı gitti zaten.
-
-Yazık.
-Ay, aman ne yazık.
-
Takar, kafam kadar pırlantayı
parmağına unutur gider.
-
(Asi) Ayrıca çoktan barışmışlardır bile.
-
Orası onun bileceği iş,
bizlik bir şey yok.
-
Hişt, baksanıza bana.
-
Nasıl, yakıştı mı? Benzedim mi
o zengin bebelerine.
-
Çok iyi oldun. Özellikle çorapların
cuk yani. Bundan sonra böyle devam.
-
-Kızım kim görecek bu çorabı?
-Salak.
-
Abi ayakkabılar benim olsun mu?
-
Oğlum sen önce hayırlısıyla
ayağının üstüne bas da.
-
Sen nasıl konuşuyorsun, (Bip) sen?
Allah Allah, bir sus.
-
Ne var ya ne yapacak,
ayağına süs diye mi giyecek?
-
Oğlum senin dilini düğümleyip
gırtlağına sokmak lazım. Ver lan şunu.
-
-Ver.
-(Asi) Ver.
-
Güle güle giy, tamam mı?
Çok yakında koşacaksın zaten bunlarla.
-
İnşallah abi.
-
Ee Umut, hadi kalk, bir koşu yetişelim
madem. Geç kalıyoruz vallahi.
-
-Lan bak...
-Şaka oğlum şaka. Allah Allah.
-
Bunlar da şakadan hiç anlamıyorlar.
-
Sen beni anlıyorsun ama, değil mi?
Aslanım benim be.
-
Sen hiç somurtma.
Sen hep gül, güzel kardeşim benim.
-
-Aslanım benim.
-(Yaman) Zevzek bu çocuk ya...
-
...yemin ediyorum, bu çocuk zevzek.
-
Direkt, vallahi saf.
-
Lan, bu cüzdanı da bırakmış
oğlum bunun içinde!
-
Allah, ne kadar güzel bir güne
uyandık arkadaş biz.
-
-Kaç para var?
-Ne yapacaksın kaç para var?
-
-Ne yapacağım ya, sordum. Allah Allah.
-Cesur, ver şunu.
-
-Bir dakika abiciğim.
-Cesur, Cesur!
-
Abi bir dur bir sakin ol ya.
Bir dur, sağlamasını yapalım önce.
-
Sen bu veledi kurtarmasaydın
bıçağı takmamışlar mıydı buna?
-
-Hiç şansı yoktu.
-(Cesur) işte, aynen öyle.
-
Etti mi sana varan bir. Canını kurtardın
yani, ipten aldın sen bu (Bip).
-
Bir dakika abiciğim bir dakika. Arabasını
ne yapmışlardı, araklamamışlar mıydı?
-
-Çoktan parçalamışlardı bile.
-İşte, etti mi sana varan iki?
-
Malını da kurtardın. Kıza
ne yapmışlardı abi, en iyi ihtimalle?
-
Ya, nereden baksan
dev hizmet yaptın oğlum sen.
-
Bu paraları kuruşu kuruşuna
hak ettik biz, güzel kardeşim.
-
-Tamam, sen hak ettin yani.
-Evet.
-
O yüzden anası bin doları
gözünü kırpmadan attı önüme.
-
Yani biz, emeğimizin karşılığını
aldık mı? Aldık.
-
Umut'un muayene ücretini
bulduk mu? Bulduk.
-
Bak, biz hırsız değiliz oğlum.
-
Aynen abi aynen, biz hırsız değiliz.
Biz safız abi biz iflah olmaz...
-
...(Bip) zekâlılarız
güzel abiciğim. Aynen.
-
-Cesur.
-Ne?
-
Oğlum taksi parası için aldım onu,
vallahi taksi parası için aldım.
-
Ne yapacağız, bunca yol
sırtımızda mı taşıyacağız bunu?
-
(Yaman) Sen az değilsin oğlum.
-
Halledeceğiz.
-
(Sevinçle bağırıyorlar)
(Hareketli müzik)
-
Allah Allah!
-
Eller yukarı!
-
Vay, Salim abim.
-
-Al.
-Oo, eyvallah.
-
Leblebi, dağıt. Ana, ne bu ya?
-
-Bunu bana versene.
-Olmaz.
-
Umut kalk, ben bineyim.
Kalk, in aşağıya in.
-
-İn lan in aşağıya.
-(Cesur) Salim abi!
-
Sen ne yapacaksın
tekerlekli sandalyeyi ya?
-
-Lazım.
-Neye lazım?
-
Uçak motoru takacağım, uçacağım.
-
Abim sana araç ne gerek,
sen uçuyorsun ya zaten.
-
-Nasıl uçuyorum?
-Bayağı, pır diye.
-
-Hadi ya, versene.
-Hadi hadi, geç kaldık.
-
Üzülme abi,
yakında ihtiyacım kalmayacak.
-
-O zaman senindir.
-Söz mü?
-
(Birlikte) Söz.
-
Umut Havaalanı.
-
(Neslihan) Kalk.
-
(Öksürüyor)
-
-(Neslihan) Bir duş al.
-Ne oluyor ya?
-
Ke sesini! Sesini bile
duymak istemiyorum.
-
-İkinizi de aşağıda bekliyorum.
-Anne ben neden geliyorum, pardon da?
-
Aşağıda bekliyorum, dedim.
-
Ya anne!
-
(Alaz) Sabah sabah nereye gidiyoruz?
-
(Öksürüyor)
-
Hem bu odamın hâli ne lan böyle?
-
(Gerilim müziği)
-
-Kim yaptı lan bana bunu?
-Var ya, az bile yapmış.
-
Ağzını burnunu dağıtsaymış keşke de
kemiklerini kırsaymış.
-
-Kim?
-Ara Rüya'yı, o anlatsın.
-
Rüya! Telefonum nerede benim?
-
Hiç boşun arama, varsa bir umut
kaybettin sen onu dün gece.
-
-Rüya artık ölsen bakmaz senin yüzüne.
-Ya, kes sesini!
-
Anlat, ne oldu dün akşam,
hiçbir şey hatırlamıyorum zaten.
-
Kendini kaybetmişsin bu defa.
Çırılçıplak yolun ortasında soyunmuşsun.
-
Kızı da abuk sabuk bir yerde bırakıp,
manyak manyak hareketler yapmışsın.
-
Kız ne yapacağını şaşırmış.
Ödü kopmuş.
-
-Ee?
-Ne e'si be?
-
Sonra ne olmuş Çağla sonra ne olmuş?
-
Sonrası elemanın biri
seni paketleyip eve getirdi canım.
-
Bir dakika bir dakika, kimmiş o eleman?
o hâlde dövmüş mü beni?
-
-Konu bu mu ya?
-Kızım...
-
...kim bana el kaldırabilir,
üstelik Rüya yanımdayken?
-
-Ne kullandın sen dün gece ne kullandın?
-Lan sana ne sana ne?
-
-Sen soruma cevap ver.
-(Çağla) Aynen. Bana ne, değil mi?
-
Bence de bana ne?
Ama sayende bana ne olmuyor işte.
-
Annem senin yüzünden
beni de uyuşturucu testine götürecek.
-
-Ne?
-Var ya, keşke annemin...
-
...karnındayken yeseydim seni,
keşke boğsaydım da...
-
...kordonunu boynuna dolasaydım keşke.
-
(Gerilim müziği)
-
Allah kahretsin!
-
(Gerilim müziği)
-
Bana bak, ne yapıp ne edip
beni bu durumdan kurtaracaksın.
-
Duydun mu beni?
Ben kan falan vermeyeceğim.
-
Sana ne oluyor?
Sen ne saklıyorsun, dökülsene.
-
-Anne.
-Geçin arabaya.
-
-Anne bir konuşsak mı?
-Deden bakıyor.
-
Sebebini açıklayabileceksen
sabaha kadar tartışabilirim seninle.
-
-Geç arabaya geç.
-Ablacığım, abiciğim...
-
...size de günaydın.
Evet, yine ölmedim, çok iyiyim.
-
Ece iner misin? Yine tepelerdesin, in.
Yorma kendini, diyorum.
-
Kahvaltını et, ilaçlarını da iç.
Hadi, gir içeri kızım.
-
Anne ben artık
okula geri dönmek istiyorum.
-
Şimdi değil sonra. Tamam mı?
Hadi, geç içeri. Geç, göreyim.
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Erkek) Serhan Bey.
-
Bir soru sorabilir miyiz Serhan Bey?
-
Mucize Doktor'la röportaj yapmak
istiyoruz efendim.
-
(Üst üste konuşmalar)
-
Arkadaşlar konferans başlamak üzere.
Sadece tek bir soru alabiliriz.
-
Mucize Doktor, diyorlar kendisine.
Astronomik muayene ücretlerine rağmen...
-
...randevularının aylar öncesinden
dolu olduğunu öğrendik.
-
-Yalnız bu soru değil, soru alalım.
-Gerçekten mucizeler yaratabiliyor mu?
-
(Serhan) Kendisinin tüm randevuları
dolu arkadaşlar.
-
Sağ olsun, bizim ricamızı kırmadı...
-
Anne, anne bu saçmalığa
artık bir son verir misin lütfen?
-
Gerçekten bu sefer,
büyük saçmalıyorsun.
-
-(Kadın) Günaydın hocam.
-Günaydın.
-
Uyuşturucu falan kullandığım yok benim.
-
-O zaman korkacak bir şeyin de yok.
-Keşke beni bir salsan artık ya keşke.
-
Anne ben Alaz'dan ayrı bir canlıyım,
farkındasın değil mi?
-
-Ben niye her seferinde...
-Yürü Çağlacığım yürü.
-
(Gerilim müziği)
-
(Serhan) Siz kantine gidip çay için.
-
-Evet, ne oluyor burada?
-Annemin bir düğmesi varsa...
-
...basıp durdurabilir misin?
Çünkü durmuyor.
-
-Neslihan ne yapıyorsun hayatım?
-Uyuşturucu testi yapacakmış.
-
-Ne? Bir dakika, sebep?
-Sebep; dün gece oğlumuzun...
-
...çırılçıplak bir hâlde
bir başkasının sırtında eve gelmesi.
-
Üstelik de bu hâlde.
-
Sence yeterli bir sebep mi?
-
-Kim yaptı oğlum bunu sana?
-Bilmiyorum ki baba.
-
-Bilsem hesabını soracağım da.
-Hesap mı soracaksın?
-
Sen de Rüya da hayatınızı
o çocuğa borçlusunuz.
-
Sağ salim sizi eve getirdi.
Teşekkür edeceğine hesap mı soracaksın?
-
Biraz içkiyi fazla kaçırdım,
kendimde değildim, hatırlamıyorum...
-
Konuşma artık. Eğer o çocuk olmasaydı
farkına bile varmayacaktım.
-
-Bir de beni mi ispiyonladı beni sana?
-Sen kullandın yani?
-
-Hayır canım, lafın gelişi sadece.
-Kalk, kalk oradan. Hadi.
-
-(Neslihan) Otur Çağla, sıra sende.
-Hayır ya, istemiyorum, diyorum.
-
Konunun benle ne alakası var ayrıca?
Dün gece uyuşturucu kullanmış gibi...
-
...bir hâlim var mıydı sence benim?
-Tamam, kullanmadıysan...
-
...zaten onu anlayacağız.
-Korkuyorum ya iğneden. Fobim var.
-
Çağla saçmalama,
yeni yeni icatlar çıkartma.
-
Geç şuraya, dedim sana geç.
-
(Neslihan) Aç şu kolunu aç.
-
Aç şu kolunu. Aç kolunu, dedim.
Amma nazlandın. Üf!
-
(Gerilim müziği)
-
-Bunlar ne?
-Ya, bir şey yok.
-
Çıkart üstünü başını,
her yerine bakacağım.
-
Anne ne yapıyorsun babamın önünde ya?
-
Tamam, Serhan sen
Alaz'ı alıp çıkar mısın?
-
Sen beni en son
ne zaman çıplak gördün ki?
-
Üç yaşında falan mıydım? Banyomu bile
Feride teyze yaptırıyordu...
-
...hatırladığım kadarıyla.
-Çağla!
-
-(Neslihan) Çekil.
-Bir dakika, sakin olur musun lütfen?
-
Kızım...
-
...kim yaptı kızım bunu sana?
-
Bizimle her şeyi paylaşabilirsin.
Korkmana hiç gerek yok. Tamam mı?
-
Çağla...
-
Rüzgâr mı?
-
Yok artık ya, daha neler.
İyice kafayı yediniz ama artık siz.
-
Ufacık çarpsam morarıyor.
Tenim hassas herhâlde, bilmiyorum.
-
(Çağla) Fark etmiyorum bile.
Bir bakıyorum, böyle.
-
-Şiddet falan gördüğüm yok yani. Relaks.
-Ne kadar zamandır oluyor bu?
-
-Kendimi bildim bileli anneciğim.
-Neden bana söylemiyorsun?
-
Sormadığın için olabilir mi mesela?
-
Nasılsınız, iyi misiniz?
Var mı bir ihtiyacınız? Ama yok.
-
Çünkü sen nasıl olduğumuzla değil,
ne yaptığımızla ilgilendiğin için.
-
-Bitti.
-Güzel.
-
Bir de arabanı garaja çektirdim.
-
Bundan sonra şoförle gidiyorsun okula.
-
Baba ne olursun bir şey yap artık.
Yoksa kendimi keseceğim.
-
(Gerilim müziği)
-
Neslihan sakin olur musun?
Çocukların üzerine fazla gidiyorsun.
-
Sana kalsa her gün parti yapabilirler.
-
Görüyorsun değil mi
eğlence anlayışlarını?
-
Gençler, eğlensinler.
Sana izin verme, dedim.
-
Çocuk içkiyi fazla kaçırmış, o kadar.
Bir serserinin lafıyla.
-
Serhan göz bebekleri
iğne deliği kadardı.
-
-Alaz uyuşturucu almış.
-Sesini yükseltme!
-
Burası bizim hastanemiz,
farkında mısın?
-
Kendi hastanemizde kendi çocuklarımıza
uyuşturucu testi yapamayız.
-
-Duyulursa büyük skandal.
-Duyulmadığı sürece...
-
...hiçbir sıkıntı yok yani, değil mi?
Çocuklarımız sessizce...
-
...kendilerini öldürsünler.
Hiçbir şeyin anlamı yok.
-
-Ben bunu mu diyorum Neslihan? Sadece...
-Neyi diyorsun?
-
Neslihan!
-
Ee, babacığım?
-
Efendim sizi hiç beklemiyorduk,
sürpriz oldu. Hayırdır?
-
Şu Mucize Doktor'u
bir de ben dinleyeyim, dedim.
-
Ne anlatıyormuş, maharetleri neymiş...
-
...bir de biz öğrenelim, dedik.
-
(Serhan) Estağfurullah efendim,
size kim, ne öğretebilir ki?
-
Hayırdır, sabahleyin erkenden
kaçırır gibi çıkarttın çocukları evden?
-
Bu yüzden mi, hasta mı oldular?
-
Yok, gayet iyiler çocuklar gayet iyi.
-
Öpeyim dede.
-
(Alaz) Ben de öpeyim dedeciğim.
-
(Gerilim müziği)
-
Serserinin biri önünü kesmiş,
cüzdanını istemiş...
-
...Alaz da tabii karşı çıkınca
olan olmuş. Biz de pansumana getirdik.
-
-Geçmiş olsun.
-Sağ ol dede.
-
-Kan tahlili için sebep ne peki?
-(Kekeleyerek) O şey... Tamamen rutin.
-
-Uzun zamandır ihmal etmiştik.
-İyi etmişsiniz.
-
Annelik babalık ihmale gelmez.
-
Sonuçları ağır olur sonra.
-
(Gerilim müziği)
-
Ben, ben hallederim baba.
-
(Gerilim müziği)
-
A'dan Z'ye her şeylerine bakılsın.
-
-Sonuçları da direkt bana gönderin.
-Hemen efendim.
-
Bravo Neslihan bravo.
-
(Gerilim müziği)
-
Siz ne duruyorsunuz burada?
İkinizi de gözüm görmesin.
-
Özellikle de seni.
-
Yürü.
-
(Gerilim müziği)
-
Sana bir defa soracağım Alaz.
-
O tahlil sonuçlarında
bizim canımızı sıkacak...
-
...herhangi bir şey
çıkma ihtimali var mı?
-
Baba...
-
...ben...
-Allah kahretsin!
-
Neden böyle yapıyorsun oğlum?
-
Neden bana bunu yapıyorsun Alaz?
-
Annene kızıyorsun, tamam.
-
Beni neden cezalandırıyorsun?
-
Deden beni ezmek, üzerime basmak için
fırsat kolluyor, görmüyor musun?
-
Ve sen her seferinde ısrarla
o adama karşı beni mahcup ediyorsun.
-
Yaptığın her hatanın faturası
bana da kesiliyor.
-
Senin hata yapma lüksün yok.
-
Benim seni savunacağım, tutunacağım
tek bir dal olsun, ver artık.
-
(Gerilim müziği)
-
Canım kızım, sen de bana
yalan söylemiyorsun, değil mi?
-
(Gerilim müziği)
-
Baba...
-
...ilk ve sondu, bir daha olmayacak.
-
Tamam, geç arabaya.
-
(Gerilim müziği)
-
Ne oluyor? Çocuklar
niye buradaydı sabah sabah?
-
Neslihan'a sor, zıvanadan çıkmış yine.
-
-Ne oldu yine?
-Uf!
-
Çocuklara uyuşturucu testi
yaptıracakmış.
-
Ay, yok artık daha neler!
-
Canım sen de niye sıkıyorsun canını?
-
Bırak, yaptırsın.
Nasıl olsa bir şey çıkmayacak.
-
Alaz pozitif çıkacak.
Dün gece ilk kez denemiş.
-
Saçmalama!
-
O zaman belki Rüya da...
-
Zaten son zamanlarda
tuhaf tuhaf davranışlar.
-
Dün de deli deli hareketler.
Ben de mi bir test yaptırsam?
-
Sakın, bir Neslihan bize yeter.
Bir de seninle uğraşmayalım.
-
Yalnız Neslihan'la
kıyaslamazsan sevinirim, anneliğimi.
-
Tahlil sonuçlarını Eşref Bey'e
göndereceklermiş.
-
-Yani?
-Yani...
-
...halletmem gereken
büyük bir kriz var. İzninle.
-
(Gerilim müziği)
-
Benim cüzdan nerede?
-
Yardım ediyorum ayağına
cüzdanı çarptı.
-
İşin yoksa kartlarla uğraş şimdi.
-
Bir de anneme niye ispiyonluyorsun
lan beni? Neden lan neden?
-
-Bağırma başımda.
-Sana ne oluyor ya sana ne oluyor?
-
Neden? (Bip) dün akşam.
Sen neden ağlıyorsun?
-
Aynen, en birinci mağdur sensin.
Şampiyonsun Alaz, bravo.
-
(Gerilim müziği)
-
-Senin ceketin nerede?
-Arabada unuttum galiba.
-
Cüzdanı vereceksin ya, iste gitmişken.
Çok yakışıyor sana.
-
Öyle mi? Eyvallah.
-
Lan, vallahi keyfin beyde yok.
Az kalk da biz oturalım lan, yorulduk.
-
-Gel, gel otur.
-Bana bak...
-
...beni kucağına oturtacak adam
daha anasının karnından doğmadı aslan.
-
Oğlum gülme sen de şuna.
Bak, sen gülüyorsun diye şımarıyor bu.
-
Bu garip bugün gülmesin de
ne zaman gülsün be oğlum?
-
Hişt, bana bak, bu Mucize Doktor
seni ayağa kaldıracak ya...
-
-Hadi inşallah.
-İşte ondan sonra...
-
...ben seni hayatta oturtmam,
haberin olsun.
-
Bütün getir götür işlerimi
sen yapacaksın bundan sonra.
-
Ona göre. Bunca zaman yattığına say lan.
-
Ne gülüyorsun oğlum, ciddiyim lan.
Vallahi yorulduk.
-
Git lan, git dinlen o zaman.
-
İyi, ben eve gidiyorum o zaman.
Yatarım azıcık.
-
İyi, hadi defol. Durduğun kabahat.
-
Bak, kalbimi kırıyorsunuz ama.
Sonra atarım kendimi şu yola...
-
...kıyarım canıma,
çok ağlarsınız arkamdan.
-
Bir üzülürüm bir üzülürüm var ya.
-
İyi, eyvallah o zaman.
Hakkınızı helal edin.
-
Cesur ne yapıyorsun oğlum, Cesur?
(Fren sesi)
-
(Asi) Bir yürü ya!
-
-Abi ne yapıyorsun sen ya?
-(Şoför) Bir çekil ya!
-
-Ya, yine mi bu?
-Kim?
-
Seni paketleyen eleman işte.
-
(Cesur kahkahayla gülüyor)
-
-(Cesur) Ne var be ya, Allah Allah?
-Hangisi?
-
-Şu uzun olan.
-(Yaman) Oğlum aklımızı aldın.
-
Ne oldu ama umurumuzda değiller falan?
Ne oldu?
-
-Tamam, bekleyin burada siz.
-(Şoför) Alaz Bey?
-
-Bekleyin, dedim.
-(Çağla) Alaz lütfen, bir dur artık.
-
-(Bağırarak) Ya, bir bekleyin!
-(Şoför) Ama Alaz Bey...
-
Tamam, bırak. Karışma,
gidip yesin dayağını da rahatlasın.
-
(Cesur gülüyor)
-
-(Asi) Gülme.
-(Yaman) Sen dümdüz bir salaksın.
-
Tamam, ne abarttınız .
Hadi yürüyün geç kalacağız.
-
Sohbetiniz bittiyse şu cüzdanı alayım.
-
(Gerilim müziği)
-
Anladım, tamam, parayı yemişsiniz.
-
Sıkıntı yok, kartlar önemli zaten. Hadi.
-
(Gerilim müziği)
-
Kostüm pek de yakışmamış ama...
-
...senin olsun, kalabilir.
-
Tamam, sen osun. Yok yok, tamam.
-
Al sen kıyafetlerini,
hatırası vardır oğlum.
-
Al, al kıyafetlerini. Aynısı
vardır sende. Giyer giyer (Bip)...
-
...kızı nasıl bıraktığını hatırlarsın.
-Ne diyorsun lan sen?
-
Bir adım daha atarsan
seni buraya gömerim.
-
Abi ne olur bir gönder gelsin ne olur.
-
-(Alaz) Abisi, kardeşin mi yoksa?
-Aynen.
-
Nasıl yani? Hep birlikte böyle
sokağa mı atmışlar sizi?
-
Yok, biz kardeşlerimizi
sokaktan seçeriz.
-
Kan bağı değil, can bağıyla.
Bilmem anlatabildim mi?
-
Sen de gel al şunu.
Götür yatağına geri yatır.
-
Belli ki kafası daha yerine gelmemiş.
-
(Gerilim müziği)
-
Dua et, bir daha görüşmeyelim.
-
Ayıp ediyorsun ama her zaman bekleriz.
-
(Gerilim müziği)
-
Hişt!
-
(Gerilim müziği)
-
Sen de annene dua et.
-
(Gerilim müziği)
-
Hadi devam et.
-
(Gerilim müziği)
-
Aferin benim abime.
-
Aferin abime. Ne oldu abim,
verdin cüzdanını ne oldu abim?
-
Daha mı delikanlı adam oldun?
Daha mı erkek oldun şimdi, ne oldu?
-
-Ne biçim konuşuyorsun oğlum sen?
-O biçim konuşuyorum abi.
-
Çatır çatır yiyecektik o paraları biz.
El âleme (Bip) poz keseceğim diye...
-
...al, elde var sıfır yine.
-Oğlum para senin mi benim mi lan?
-
Nasıl yiyecektin o parayı
nasıl geçecekti boğazından?
-
Yemişim senin fakir ama
gururlu edebiyatını.
-
-Seni var ya ben...
-(Bağırarak) Yeter!
-
Hop!
-
Yeter ya!
-
Bugün güya benim en mutlu günüm.
-
Yaman abi niye kavga ediyorsunuz ya,
niye kavga ediyorsunuz?
-
Bugün mü abi, bugünü mü seçtiniz ya?
-
(Yaman) Yok.
-
Yok oğlum, sen ne bakıyorsun bize ya?
-
Oğlum, ne olacak lan bizim kavgamızdan?
Kardeşiz lan biz, kardeş.
-
(Cesur) Asi, sen ne diyordun biz kavga
edince, kardeş kardeşe bir şey yapıyordu?
-
Kardeş kardeşi bıçaklamış,
sonra dönmüş yine kucaklamış.
-
Hah, aynen.
-
-Tamam, barışın o zaman.
-Tamam.
-
Elimi öpsün o zaman.
-
-Yok ya?
-Öpeceksin tabii lan, büyüğün o senin.
-
(Cesur) Ne belli lan büyüğüm olduğu,
kafa kâğıdımız mı var...
-
...doğum tarihimiz mi belli sanki,
belki benim en büyüğünüz?
-
Akıl yaşına göre hesaplıyoruz ya canım,
unuttun galiba.
-
O zaman benden de küçük.
-
(Bip) bacağına ha!
-
-İyi bayramlar.
-Ne bayramı be?
-
Deliye her gün bayram.
-
Gel lan buraya, gel. Tabii bugün
bizim bayramımız oğlum.
-
(Yaman) Umut'umuzun bayramı.
Umut ne yapacak?
-
-Ne yapacak?
-Ne yapacak?
-
Yürüyecek. O zaman...
-
(Hep bir ağızdan)
"Lay, lay, lay"
-
"Umut ayağa"
-
(Müzik)
-
(Telefon çalıyor)
-
(Kapı açıldı)
-
1000 dolar.
-
Bu mu muayene ücreti bu adamın?
-
-Adam dünyaca ünlü bir doktor baba.
-Ünlü?
-
Neyiz biz damat, şarkıcı mıyız,
artist miyiz?
-
Doktorun ünlüsü olmaz,
kabiliyetlisi olur.
-
Bu saçmalığa derhâl son vereceksin.
-
O şovmeni de geldiği yere
geri göndereceksin, hemen, derhâl.
-
O şovmen sayesinde bütçemizdeki
açığı kapatıyoruz.
-
Bilmem farkında mısınız.
-
Hastanenizi ayakta tutmaya çalışıyorum.
-
Her şeye rağmen.
-
Her şeye rağmen?
-
(Serhan boğazını temizledi)
-
Vakıf adına sokak çocuklarına
verdiğimiz amme hizmeti malum.
-
Yılda bir ücretsiz check up,
haftada bir ücretsiz muayene.
-
15 yıldır binlerce sokak çocuğu
bu hastanede tedavi gördü ücretsiz.
-
-Buna rağmen hâlâ ayaktayız.
-Buna rağmen değil.
-
Bunun yüzü suyu hürmetine
ayakta duruyor bu hastane.
-
Peki.
-
Ee...
-
Bütçedeki açığı
nasıl dengeleyeyim istersiniz?
-
Var mı bir öneriniz babacığım?
-
O senin işin damat. Biz doktoruz,
sense idareci.
-
Damat.
-
Sana sadece kızımı değil,
soyadımı da verdim.
-
Oğlumu bir çırpıda silip attım.
-
Sana koskoca bir imparatorluk
emanet ettim.
-
Eğer bu emanete sahip çıkmazsan...
-
...verdiklerimi tek tek
geri almasını da çok iyi bilirim.
-
(Eşref) Henüz ölmedim çok şükür.
-
(Gerilim müziği)
-
(Asi) Hadi, hadi hızlı!
-
Ya kızım tek beygirli motor bu kadar
gidiyor, Allah Allah. Bizimki de can be.
-
Geldim geldim, hadi.
-
Oğlum arabaya bak lan,
bu neymiş böyle?
-
-Buyurun.
-Buyurduk.
-
Ücretsiz muayene çarşamba
günleri gençler.
-
Ama bizim günümüz bugün be abiciğim.
Bizi izlemeye devam edin yani.
-
Eyvallah.
-
-Kolay gelsin.
-Sağ olun.
-
Bizim çocukların
tahlil sonuçları çıktı mı?
-
Efendim, numuneler henüz geldi.
-
Hım.
-
Size zahmet sonuçlar çıkar çıkmaz
doğrudan bana getirin.
-
Sonra da sistemden derhâl silin.
-
Ancak Eşref Bey'in kesim talimatı var.
Yani bizzat onu kendisine vermemizi...
-
Çocukların babası Eşref Bey değil, benim.
Ayrıca bu hastaneyi ben yönetiyorum...
-
...Eşref Bey değil, değil mi?
-
Sonuçları sadece bana getiriyorsun.
-
Kolay gelsin.
-
-Ücretsiz muayene için çarşamba günleri.
-Tamam, sünmesin abiciğim mevzu.
-
Ya biz şu Mucize Doktor'a... Neydi adı?
-
Michael bir şeydi, Amerikalı doktor.
Bugün hasta bakımı için gelecekti.
-
Onun için geldik.
-
-Üzgünüm, hasta alamıyoruz.
-Hayırdır, sebep?
-
(Yaman) Ya bir dakika, dur, sakin ol.
-
Bizim muayene ücretimiz tam,
bize zaten 1000 dolar demişlerdi.
-
Biz de tam getirdik yani, sayabilirsiniz.
-
Randevular aylar öncesinden doldu.
-
Tamam şöyle yapalım.
Siz bizi sıraya ekleyin...
-
...mutlaka bugün gelmeyen olur,
biz bekleriz.
-
-Gerekirse en son gireriz, sıkıntı yok.
-Mümkün değil.
-
Bak, güzel kardeşim benim,
şimdi birkaç saat öncesine kadar...
-
...benim bu parayı bulmam da
mümkün değildi ama bak buldum.
-
Arkadaşım mümkün değil diyorum sana.
-
Lan ne mümkün değil lan,
ne mümkün değil?
-
Parasıyla değil mi oğlum,
ne mümkün değil?
-
Bak, biz muayene olmadan
hiçbir yere gitmeyeceğiz, tamam mı?
-
Ben bu parayı bulduysam
sen de bir yolunu bulacaksın lan!
-
-Bak kardeşim...
-Bak kardeşim bak kardeşim yok!
-
-Beni delirtme!
-Doktor, doktor!
-
Hah.
-
Doktor doktor! Bak, bir
kardeşimi getirdik. Hasta, hasta.
-
Bir dakika, bir dakika, bir dakika!
-
'Help! Help! It is Umut. No' bacak.
'No' yürümek. Bak, 'help, help'!
-
(Kadın) Güvenlik!
Biriniz yardımcı olabilir mi?
-
-Çık dışarı!
-Lan!
-
Bırak!
-
Lan, lan!
-
(Üst üste konuşmalar)
-
(Gerilim müziği)
-
(Yaman) Lan!
-
Bırak lan! Umut!
-
Umut!
-
(Hüzünlü müzik)
(Üst üste konuşmalar)
-
(Yaman) Umut!
-
Umut!
-
Lan! Umut!
-
Umut!
-
(Yaman) Bırak lan!
-
Atın bunları dışarı, derhâl!
-
(Yaman) Bırak lan! Umut!
-
Umut!
-
-Bırakın beni! Bırak!
-Umut!
-
Bırakın lan!
-
Durun! Ne oluyor burada?
-
(Müzik)
-
(Neslihan) Eşkıya mısınız siz,
hastaneye mi basıyorsunuz...
-
...bu ne rezillik böyle?
-
Konuşsana çocuğum, konuşsana!
-
Ne istiyorsunuz siz, derdiniz ne sizin?
-
Kardeşim ayağa kalsın istiyoruz.
-
(Hüzünlü müzik)
-
Bak şu çocuğa.
-
Dön bak.
-
Hâlâ gülümsüyor, gördün mü?
-
Çok mu memnun hâlinden sence?
-
(Yaman) Çok mu mutlu?
-
Peki niye gülümsüyor bu çocuk?
-
Neden sırıtıyor hâlâ?
-
Ben üzülmeyeyim diye, ben.
Çünkü benim yüzümden geldi bu hâle.
-
Ben rahat durmadım, ben gittim kafa
tuttum bizi çalıştıran o şerefsize.
-
Eğeceksin başını dedi, eğmedim,
öpeceksin elimi dedi, öpmedim.
-
Çalacaksın dedi, ben çalmam dedim.
-
Günlerce aç, susuz bıraktı beni.
-
Umut dayanamadı bana bir bardak
su getirdi diye...
-
...ben de o suyu içtim diye...
-
...dövdü çocuğu.
-
(Hüzünlü müzik)
-
El kadar çocuğu duvardan duvara fırlattı.
-
(Yaman) Ama o çocuk var ya,
bir kere bile bana surat asmadı.
-
Ben vicdan azabı çekmeyeyim diye.
-
Ama ben bazen yürüyebildiğim için bile
suçlu hissediyorum kendimi.
-
Şu öbür çocuk var ya Cesur, yıllarca
sırtında taşıdı Umut'u, kamburu çıktı.
-
Bir kere dönüp de bana abi bu benim
yüküm değil, abi bu senin yükün demedi.
-
Şu öbür kız var ya, bir kere ya,
bir kere bile of çekmedi.
-
Bebek gibi yedirdi, içirdi,
her şeyi yaptı Umut için.
-
Ya biz çok bir şey istemiyoruz,
gerçekten çok bir şey istemiyoruz.
-
Bir umut ya, sadece bir umut.
-
(Hüzünlü müzik)
-
(Yaman) Tek kurşuna dokunmadım.
-
Belli ki sen çok önemli birisin.
-
(Yaman) Bak, yalvarıyorum sana.
-
Git kiminle konuşacaksan konuş.
-
O doktor eğer gerçekten
bir mucize yaratabiliyorsa...
-
...Umut'u da muayene edecek,
etmek zorunda.
-
(Hüzünlü müzik)
-
Mucizeler sadece sizin hakkınız değil.
-
(Hüzünlü müzik)
-
O doktorun mucize falan yarattığı yok.
-
O sadece insanların parasını alıp,
umutlarını çalıyor.
-
(Neslihan) Ama biz elimizden
geleni yaparız.
-
Ondan çok daha iyi doktorlarız.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
-Özür dilerim.
-Yok, hayır.
-
Çok özür dilerim,
gerçekten çok özür dilerim.
-
Aman, tamam.
-
Aman.
-
(Duygusal müzik)
-
Koş, koş Salim.
-
Ne yapıyorsun be Salim abi?
-
Koş Salim.
-
Koş Salim, koş.
-
(Hareketli müzik)
-
Ne güzel oldu bu be.
-
Bize de mi çözecek ya birer tane?
-
-Ya.
-Yeh!
-
Ama en çok benim yakışıklıma yakıştı.
-
-Lan! Oğlum lan!
-İtmeyin ya!
-
(Çocuk Umut dış ses) Hadi Yaman abi,
biz kazanacağız, hadi.
-
(Çocuk Yaman dış ses) Kazanacağız aslanım.
Sen sıkı tutun, tamam mı?
-
(Çocuk Cesur dış ses)
Sona kalan ebe olur, ben karışmam.
-
(Çocuk Umut dış ses) Sona kalan ebe.
-
Sona kalan ebe.
-
Koş, koş!
-
(Yaman) Asi!
-
Hile yapıyorsun kız!
-
Kız bekle! Lan nereye?
-
Gel lan buraya!
-
(Çocuk Asi dış ses) Cesur dur,
yakalayacağım sizi. Durun.
-
Sona kalan ebe olur. Hadi Yaman abi.
-
-Hadi.
-Bu sefer ben kazanacağım Yaman.
-
-Hiç şansınız yok.
-(Umut) Hadi Yaman abi, biz kazanalım.
-
Hadi, koş, koş, koş.
-
(Asi) Cesur, durun! Yakalayacağım sizi!
-
Cesur, durun!
-
(Cesur) Ne yavaş koşacağım kızım?
Ben kazanacağım.
-
(Umut) Hadi Yaman abi, koş.
Ebe olacaksın, hadi koş.
-
(Cesur) Hadi Yaman, koşsana,
yakalarsın belki.
-
(Asi) Hadi Yaman, hadi.
-
(Çocuk Umut dış ses) Aslanım be,
biz kazandık be.
-
Biz kazandık hadi, biz kazandık.
-
Biz kazandık!
-
(Duygusal müzik)
-
Hop!
-
-Ya!
-(Asi) Yetiş, yetiş.
-
(Umut) Ya bu kadar basıyor bu,
olmaz ama böyle.
-
Gel yakışıklı, gel. Sen kazandın.
-
-(Umut) Kim ebe?
-Sen.
-
(Gülüyorlar)
-
-Hadi eve. Hava çok sıcak.
-Hadi.
-
Sen de bir ayağa kalk,
sonra geçersin bizi.
-
Senin var ya kafanı gözünü ha!
-
Ya ne var be? Allah Allah!
Bir şey mi dedik?
-
Hadi, hadi.
-
-Gel.
-(Umut) Abi, buraya bir rampa lazım.
-
-Cesur, tut lan.
-Geldim geldim.
-
Hop.
-
(Serhan) Oğlumuzun yüzünü
gözünü dağıtmış.
-
Üstüne bir de para vermişsin ödül gibi.
-
Yetmemiş çocuk kalkmış
hastanemizi basmış serseri.
-
Sen kalkmışsın
arkadaşını tedavi edeceğiz falan.
-
Dünya kadar tetkik yaptırmışsın.
-
Akülü sandalye hediye etmişsin.
-
Son model.
-
Çocuk yürüyemiyordu Serhan, ne yapsaydım?
-
Oldu.
-
Böyle mi yapacağız? Bunlar taşkınlık
yaptıkça biz böyle alkışlayacak mıyız?
-
Aferin çocuklar diyeceğiz. İstersen
bir de ödüllendirelim, para verelim.
-
Al çocuğum zıkkımlan daha sonra gel yine
benim başıma musallat ol, öyle mi diyelim?
-
Bizden aldığı parayla senin tabirinle bir
şeyler zıkkımlanan o çocuklar değil...
-
...bizim kendi oğlumuz.
-
Benden 1000 dolar istedi.
-
Ne kadar istiyorsan,
ne kadar lazımsa dedim.
-
1000 dolar dedi.
-
Ve o çocuk o parayla yemedi içmedi,
o parayla koşa koşa...
-
...bizim hastanemizde
dolandırılmaya geldi.
-
Dolandırılmaya geldi, çok güzel
bizim hastanemize? Bravo!
-
Ya ne peki?
-
Mucize Doktor'muş! Abrakadabra
hokus pokus! Ne yapacaksa acaba?
-
Yok ya ben yaranamayacağım size,
ne sana ne babana.
-
Ben gece gündüz buradayım.
-
Çalışıyorum.
-
Yeri geliyor uyumadan çalışıyorum.
-
Babanın kurduğu o imparatorluk
nasıl hâlâ ayakta acaba hiç düşündün mü?
-
Baba kız bitmeyen hayır işleriniz
hangi paralarla yapılıyor?
-
Ve bu para nedense hiç bitmiyor
neden acaba?
-
(Serhan) Nereden geliyor
bu değirmenin suyu hiç düşündün mü?
-
Saçtığınız parayı yerine koyduğum için
ben kötü oluyorum...
-
...siz hayırsever oluyorsunuz, öyle mi?
Hadi be!
-
Serhan, sen neyi anlamıyorsun? Ben neyim?
-
Sokak Çocukları Koruma Vakfı
başkanıyım, değil mi?
-
Ve ben bizim hastanemize bu çocuklara
umut tacirliği yapıyormuşum.
-
Ben umut tacirliği falan yapmıyorum.
Eğer satmaya çalıştığım bir umut varsa...
-
...o çocuklar benim müşterim değil,
tamam mı?
-
Vakıf dedin açtık, ücretsiz muayene
diyorsun, yapıyoruz.
-
Ee? O çocuk da bir zahmet gelecek
polikliniğine...
-
...girecek arkadaşlarıyla sıraya,
olacak muayenesini...
-
...ilacı varsa alıp gidecek,
bu kadar basit.
-
Boyunu aşan hayaller kurmayacak.
Öyle mucize peşinde falan koşmayacak.
-
Tabii. O çocukların mucize için umut etme
hakları bile yok, öyle değil mi?
-
-Ee, yapma!
-Ne yapma?
-
Ne yapma?
-
O çocuklardan biri bizim çocuğumuz
olabilirdi.
-
(Serhan) Ama değil.
-
Beş kuruş almadan tedavi ettiğin...
-
...bütün kaynaklarını, varını yoğunu,
sevgini, ilgini, vaktini...
-
...ailen yerine harcadığın o çocuklar
senin çocuğun değil!
-
Benim de değil! Yeter!
-
Bak, ben bu tiyatrodan iyice sıkıldım,
tamam mı?
-
Bu bitmek bilmeyen vicdan azabından
beni de çocuklarımı da azat et.
-
Yalvarıyorum sana.
-
(Hüzünlü müzik)
-
(Hüzünlü müzik devam ediyor)
-
(Kadın) Tatlım.
-
Yedin bitirdin ya.
-
Kendini de aileni de yedin bitirdin.
-
(Kadın) Değiyor mu Neslihan, değiyor mu?
-
Yani anne babasının bile umursamadığı
sokak çocukları bunlar.
-
Sen sokak çocuğu mu dedin?
Biz ne yapıyoruz?
-
Şebnem, bak, biz yazdık bunu.
-
"Sokak çocuğu diye bir şey yoktur.
Sokaklar çocuk doğurmaz." diye biz dedik!
-
Keşke yıllardır hiç kaçırmadan katıldığın
vakıf toplantılarında...
-
...ne giyeceğine kafa yorduğun kadar
ne yaptığımıza da kafa yorsan biraz.
-
Keşke sen de kendine kızgınlığının
faturasını ailene, çocuklarına...
-
...arkadaşlarına kesmekten
vazgeçebilseydin, değil mi arkadaşım?
-
-Şebnem, yapma
-Ya her şeyin var, her şeyin!
-
Zengin bir baban, anlayışlı bir kocan,
dünya güzeli üç tane çocuk.
-
Dört!
-
Benim dört çocuğum var.
-
Ama sen sahip olduğun şeyler yerine
sahip olamadığın tek şeye odaklan...
-
...ve hayatı kendine zehret.
-
Aynen böyle devam et,
aynen böyle arkadaşım.
-
(Gerilim müziği)
-
Rüya.
-
Rüya.
-
Sabahtan beri arıyorum, mesaj atıyorum,
niye cevap vermiyorsun?
-
Rüya.
-
Ne oluyor Rüya, ne oluyor?
-
Yok bir şey.
-
Ne olabilir ki?
-
Ben dün gece Alaz Bey'le normal, sıradan,
rutin bir gece geçirdim sadece.
-
Tamam, bu sefer biraz çizgiyi aşmış
olabilirim, kabul.
-
Biraz?
-
Yolun ortasında
çırılçıplak soyundun Alaz.
-
Ne güzel işte,
manzaranın tadını çıkarsaydın bari.
-
Biliyor musun komik bile değilsin artık.
-
Çocukken yaptığın bu saçmalıklara
gülüyorduk.
-
Ne bileyim en azından zararsızdın.
-
Büyüdükçe sevimsizleştin.
-
Tamam, biraz alkolü fazla kaçırdım
ama bitti gitti, uzatmaya gerek yok.
-
İkimizin de boğazını kesebilirlerdi
dün gece Alaz.
-
Biz ne kadar ucuz atlattık,
farkındasın değil mi?
-
Normalde karşıma çıksa yolunu
değiştireceğim yabaninin tekiyle...
-
...eve döndük ya biz!
-
Sen arkada baygın yatıyordun.
Çocuk bana bir şey yapmaya çalışsa...
-
...senin ruhun duymayacaktı!
-
Sana kaç kere söyledim
araba kullanmayı öğren diye?
-
Her seferinde gidiyoruz, yiyoruz,
içiyoruz, aynı problemler yaşanılıyor.
-
Direksiyona geçseydin
muhtaç kalmazdık böyle işte.
-
Ne bakıyorsun, yalan mı?
-
Ben bir şey fark ettim, biliyor musun?
-
O yabani senden çok daha düzgün
bir adammış meğer.
-
Ben boşuna korkmuşum ya dün gece.
-
Çocuk beni senden korumaya
çalışıyormuş da işte ben anlamamışım.
-
(Gerilim müziği)
-
(Erkek ses) Efendim Alaz Bey.
-
Ameleyi evine sen mi götürdün?
-
(Erkek ses) Evet efendim.
-
-Bekle beni.
-(Erkek ses) Tamamdır efendim.
-
Oha!
-
Ya, Allah Allah!
-
Yalnız bu kadın bayağı
kanatsız melek çıktı.
-
Bunun oğlu kime benzedi acaba?
Babasına falansa demek ki...
-
Aman bunun arabası varmış ya.
Allah Allah.
-
Yapacağım rampasını beklesin.
-
Ah!
-
-Ah! Ulan...
-Gel, gel.
-
-Gel, gel. Yıktın yine.
-Dur, dur, bir dakika.
-
Buz koy, gel.
-
Bak, bu da buradan bakıyor tipine (Bip)!
-
Soyguncu çıktı ya lan bu da.
-
'Oh my god! Oh my god!' Salak!
-
Yok ama yok. Ben bunu yazdım listeye,
keseceğim bir ara hesabını.
-
O zaman...
-
"Yaz dostum"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Güzel sevmeyene adam denir mi?"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Yaz dostum"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Selam almayana yiğit denir mi?"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Yaz dostum"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Altı üstü beş metrelik bez için"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Yaz dostum"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?"
-
"Lay, lay, lay"
-
"Yaz tahtaya bir daha"
-
"Tut defteri, kitabı"
-
"Sarı çizmeli Mehmet Ağa"
-
"Bir gün öder hesabı"
-
Oğlum kadın almadı parayı geri.
Dedi ki bu da özrümüz olsun size.
-
Ne diyorsun oğlum,
bütün bu para bizim mi şimdi?
-
-Aynen öyle.
-Hepsi, kesin?
-
-Kesin.
-Ne yapıyoruz peki abi?
-
Şey mi, ne alıyorduk?
Yatak alalım mı, yatak?
-
Ne diyorduk ona ya, rahat olandan?
Adı neydi lan? Ortopedik miydi neydi?
-
-Çamaşır makinesi alalım.
-Ya bir dur kızım ya.
-
-Neyimiz var da neyimizi yıkayacağız?
-Lan niye bana yıkatıyorsun o zaman?
-
-Ha.
-(Yaman) Şofben. Sıcak suyumuz olur hem.
-
Oğlum koktuk soğuk sudan korkumuzdan ya.
-
Abi kaç kere yıkanıyor zaten?
-
Alalım bir tane yatak,
rahat rahat yatalım işte.
-
(Bip) bu yatakta yatmaktan,
belimiz tutuldu ya.
-
-Bak, çocuğun bacakları da tutmuyor.
-Seni var ya!
-
-Tamam, tamam.
-İkisine de yeter belki.
-
Bir dakika, hangi ikisine,
yatakla şofben mi?
-
Çamaşır makinesiyle şofbene.
-
Bu yatak listeden niye çıkıyor ya?
Ben bunu anlamadım.
-
Oğlum sen de bir destek atsana lan.
-
Lan sen (Bip) mısın? Düne kadar yerde
yatıyorduk, neyin ortopedik yatağı? (Bip)!
-
Tamam, bölüşelim abi o zaman parayı.
Kim neye yettiriyorsa yani.
-
-Bence de.
-Televizyon?
-
-Televizyon.
-Ya ne?
-
-Ver lan.
-Yok.
-
-Ver, ver, ver!
-Ya oğlum bir dakika ya! Ne oluyor be?
-
Konu kapandı.
-
İyi ama bölüşseydik bari be.
-
-Ha.
-Ha.
-
Ne sırıtıyorsun lan?
-
(Müzik)
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
-(Cesur) Asi?
-(Asi) Efendim?
-
Şunun sandalyesini bitpazarında okutsak,
yemin ediyorum...
-
...hem çamaşır makinesine yetiririm ben
hem de yatağa.
-
Çok doğru bir şey söyledin. İn lan aşağı.
-
-Ya! Bırak! Hayır, vermem!
-İn lan aşağı!
-
Oğlum bir de ne biçim tutunuyor ha.
Ah! Isırma lan!
-
-Lan bıraksan!
-Vermem!
-
Gıdıkla, gıdakla bunu, gıdıkla.
-
Ya bırak! Ya abi bırakın!
Nefes alamıyorum bırakın!
-
(Asi) Oğlum sen...
-
Hoppa! Yakaladım!
Götür sat sandalyeyi, sat, sat.
-
-Abla ne olur bırak.
-Biz gidiyoruz.
-
Abla ne olur bırak, abla!
-
Ablası ya kıyamam ben buna
getir şunun emziğini, ağlayacak.
-
Oy kıyamam ama umurumda değil.
Hadi ben gittim.
-
-Asi abla, ne olur bırak abla, ne olur ya!
-(Cesur) Lan bırak!
-
(Alaz) Hoş bulduk.
-
Sen hayırdır lan, yolunu kaybettin gene?
-
Oğlum bir hoş geldin demek yok mu ya?
Her zaman bekleriz diyordun.
-
İlla dayağımı yiyeceğim diyorsun.
-
-Alfanız nerede, yok mu?
-Ne oluyor lan size?
-
Yoksa sizi yalnız mı bıraktı? Tüh.
-
Yok! Ben varım vekaleten.
-
O zaman seni bekletmeyelim.
-
Cesur dur!
-
(Üst üste bağrışmalar)
(Aksiyon müziği)
-
Tamam yeter.
-
(Aksiyon müziği)
-
Tamam, bir şey yok, tamam.
-
-Bak bana, tamam, bak...
-Bırak!
-
-Abi!
-(Asi) İyi misin?
-
Bana bak, Allah aşkına bana bak.
-
Beni bir sal!
-
Abi iyi misin?
-
-Cesur nereye?
-Nereye olacak, Yaman'ı bulmaya!
-
Bizim yamyamları toplasın,
bunlara iadeiziyaret yapacağız.
-
Ben bu bebenin (Bip) kan almazsam
bana da adam demesinler lan.
-
Ben bunu anasından doğduğuna
pişman etmezsem...
-
...bana da Cesur demesinler.
-
Yaman duyarsa o çocuğu öldürür
-
Ona gerek kalmayacak, sen merak etme.
-
O çocuğa bir şey olursa
annesi Umut'u tedavi etmez!
-
Kadın bize yardım edecek!
-
Belki de artık bu çocuk yürüyecek.
-
Lan biz yıllardır
bunun için uğraşmıyor muyuz?
-
Tek hayalimiz bu değil miydi,
bu çocuğun yürümesi?
-
Bak, bu bizim ilk ve son şansımız,
bunu iyi değerlendireceksin.
-
Yaman duyarsa ne olur? Ne olur?
Yerinde durur mu?
-
Gider öldürür çocuğu. Lan kim
çocuğuna zarar veren birine yardım eder?
-
-Söylesene!
-Ben bunu nasıl yutayım Asi?
-
Ben bunu nasıl yutayım?
-
Herifler ordu gibi geldiler, bir
tane adama saldırıyorlar lan.
-
Hak mı lan bu? Ulan ben bunu
nasıl yutayım?
-
Yutacaksın!
-
(Duygusal müzik)
-
(Asi) Biz bugüne kadar neleri yuttuk!
-
Umut için son umudumuz için
bunu da yutacaksın lan!
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Müzik)
-
Rüzgâr!
-
Küs değiliz, değil mi?
Ben dün gece istemeden...
-
Durduk yere keyfini kaçırdım.
-
Şu an istesen de keyfimi
kaçıramazsın Çağla.
-
Var ya uzun zamandır
bu kadar iyi vakit geçirmiyordum.
-
Ah!
-
-Çok iyi geldi be.
-Ne iyi geldi?
-
Siz nereden geliyorsunuz?
-
Geçen gün elemanın teki
size mesele olmuş ya...
-
...o meseleyi çözdük işte.
-Çözdük derken?
-
Çözdük derken, ziyaret ettik diyelim.
-
Neyse, ben elimi yıkayıp geliyorum.
-
(Gerilim müziği)
-
-Sen iyi misin?
-İyiyim, bir şey yok.
-
Hop! Oğlum biri el atsın lan!
-
Belim koptu, Cesur!
-
Kime diyorum, alo!
-
(Duygusal müzik)
-
Ne oldu?
-
(Yaman) Oğlum kötü bir şey mi oldu,
söylesene.
-
Asi ne oluyor? Cesur nerede?
-
Yattı o biraz, içeride.
-
-Hayırdır bu saatte?
-Dur.
-
Yeni yattı çocuk. Yemek hazır olsun
ben onu uyandırırım, dinlensin.
-
Bir dakika.
-
Bu ikisi televizyon yüzünden
kavga etti, değil mi?
-
Oğlum siz var ya
adamın hevesini kursağında bırakırsınız.
-
Tamam, söz, ben size çamaşır makinesi de
alacağım, yatak da alacağım.
-
Siz benim ne zaman bir söz verip de
tutmadığımı gördünüz?
-
-Söz diyorum, söz.
-Yemek...
-
Yakışıklı!
-
Bana bak.
-
Ben şu televizyonu var ya, şuraya
çakayım, en çok bu ikisi sevinecek.
-
Ama sen bunları kafana takma, tamam mı?
Söz mü?
-
Oh!
-
Asi Hanım'ın meşhur yemeklerinden
bir tanesi yine, mis gibi koktu.
-
Oh!
-
(Yaman) Bana bak,
sana bir şey diyeceğim...
-
...bizim şu Hayri amcanın çanak
çatıdaydı, değil mi?
-
-Evet.
-Ben bir koşu gideyim, bakayım geleyim...
-
...tamam mı?
-Tamam.
-
Umut'um, yakışıklım. Bana bak,
gül oğlum, gül biraz.
-
Aslanım benim, geliyorum hemen.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Serhan dış ses) Sevgili konuklar...
-
...sokak çocukları adına bu katılımınız
için hepinize çok teşekkür ediyorum.
-
Sayenizde o çocukların
yüzleri gülmeye devam edecek.
-
İyi ki varsınız.
-
Vakıf başkanımız, aynı zamanda
çok değerli karım Neslihan Soysalan'ı...
-
...konuşmaları için
sahneye davet ediyorum.
-
(Alkışlıyorlar)
(Hep bir ağıdan) Bravo!
-
(Neslihan) İyi akşamlar. Hoş geldiniz.
-
(Boğazını temizledi)
(Fotoğraf çekiliyor)
-
Ali Soysalan Sokak Çocukları Koruma Vakfı
adına bu gece...
-
...Sokak Çocuklarını Koruma Vakfı adı...
-
(Fotoğraf çekiliyor)
(Gerilim müziği)
-
Biz kimi kimden koruyoruz?
-
Bu soruyu bana
dün gece bir sokak çocuğu sordu.
-
Bizi mi sokaklardan koruyorsunuz...
-
...yoksa sokakları mı bizden
koruyorsunuz, dedi.
-
Ben cevap veremedim.
-
Aranızda cevap verecek olan var mı acaba?
-
(Duygusal müzik)
-
Ben de öyle tahmin etmiştim.
-
Biz 15 senedir ne yapıyoruz Allah aşkına?
-
Dün gece bu çocuk,
oğlum çok kötü bir durumdaydı...
-
...onu eve getirdi, sağ salim olarak.
Ve ben teşekkür bile etmedim.
-
Sen ettin mi oğlum?
-
(Neslihan) Çağla?
-
(Neslihan) Rüya?
-
Etmediniz. Ben de etmedim.
-
Ama para teklif ettim,
vicdanımı rahatlatmak için.
-
(Neslihan) Çünkü bir an önce
verdiği hizmetin karşılığını verip...
-
...evimden göndermek derdindeydim.
-
Çocuklarımı ondan uzak tutmak istedim.
-
Tıpkı onun dediği gibi,
onu sokaklardan değil...
-
...kendimi, çocuklarımı
ondan korumak istedim.
-
Oysa bize yardım etmişti.
-
Galiba artık bir gerçeği
kabul etmek zorundayız.
-
Bu çocuklar hiçbirimizin umurunda değil.
-
(Neslihan dış ses) Hiçbirinizin.
-
Biz sadece vicdanımızı
rahatlatmaya çalışıyoruz.
-
Bu çocuklar sokakta bize bulaşmasınlar,
ayağımıza dolaşmasınlar istiyoruz.
-
Bütün bunları onun için yapıyoruz.
-
Hepimiz ikiyüzlüyüz.
-
(Duygusal müzik)
-
(Neslihan dış ses) Neyse,
ben lafı daha fazla uzatmak istemiyorum.
-
Her sene olduğu gibi vicdanımızı
rahatlatacak yardımı toparlayalım.
-
Daha sonra da bu çocukları
Allah'a emanet edelim.
-
Hep yaptığımız gibi. Teşekkür ederim.
-
(Gerilim müziği)
(Fotoğraf çekiliyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Duygusal müzik)
-
Rüya.
-
Hadi.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Baş tarafa koy.
Masanın en başına koyacaksın. Hadi.
-
Günaydın!
-
-Günaydın canım.
-Günaydın.
-
-Oh, geç hadi.
-Dedem nerede?
-
Odasında kahvaltı edecekmiş.
-
Sen dün gece ilaçlarını aldın mı?
Kontrol etmedim.
-
Aldım, sakin.
-
Yine harika bir sabaha uyanmışız
bakıyorum, yüzünüzde güller açıyor.
-
Annem sağ olsun.
-
-Dün gece sayesinde bayağı eğlendik.
-İzledim. İnternete düşmüş.
-
Ama güzel kafaydı sanki,
ben beğendim açıkçası.
-
Test sonuçları çıkmış.
-
Ece'nin.
-
Ablacığım, abiciğim, beni bu kadar
düşündüğünüzü bilmiyordum vallahi.
-
Sağ olun, var olun.
-
Sonuçlar gayet iyi,
daha da iyi olacak, tamam mı?
-
-Evet, gözümüz aydın o zaman.
-Ben çıkıyorum, gel.
-
Bugün abinizin doğum günü.
-
Yaşıyor muymuş hâlâ?
-
Bari bu sefer doğum gününe
gelecek mi kendisi?
-
Siz akşam evde olun. Geç kalmayın.
-
Ben demirbaş evdeyim. Beklerim.
-
Başlayacağım abisine de doğum gününe de.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Kapı vuruldu)
-
(Duygusal müzik)
-
Aa! Kahvaltınıza hiç dokunmamışsınız.
-
Beğenmediyseniz ben size hemen
istediğiniz bir şeyler hazırlatayım.
-
İştahım yok Feride, al götür sana zahmet.
-
Bugün Ali'nin doğum günü, tabii.
-
O gün parkta ne yapmıştı,
bir daha anlatsanıza.
-
Hani tek başına çocuklara girişmiş bu.
-
-Kaç, üç çocuk mu vardı karşısında?
-Ne üçü?
-
Altı, yedi varlardı.
-
Bunu öldüreceklerdi,
ellerinden zor aldım.
-
Oğlum senin zorun ne, dedim.
-
Dede, kuşun yuvasını dağıttılar, dedi.
-
Bu kuşun birini kedi kaptı yedi
diğerini de annesi terk etti gitti.
-
Oğlum sen bir kuşun canı için
kendi canından mı geçtin, dedim.
-
(Duygusal müzik)
-
Feride bunları dinlemekten sıkılmadın mı?
Sana bu hikâyeyi kaçtır anlatıyorum.
-
Hayır.
-
Hiç sıkılmadım.
-
Devam edin lütfen.
-
Kuşu aldık işte, eve getirdik,
veteriner çağırdık.
-
Kendi elleriyle baktı.
-
Sonra saldı gökyüzüne, gitti.
-
Daha beş yaşındaydı.
-
Bu öyle merhametliydi,
öyle vicdan sahibi.
-
Bildiğin gözü kara.
-
Umut 15, 16 yaşında.
-
Küçükken yediği bir dayak sonucunda...
-
...felç olmuş. Bu çocuğun
belden aşağısı felç.
-
(Kapı açıldı)
(Serhan) Pardon.
-
(Neslihan) Sokak çocuğu olduğu için
doktora da görünememiş tabii.
-
Bakın, burada.
-
Devam edin lütfen,
ben burada yokmuşum gibi.
-
Şöyle, aslında çocuk
birkaç defa hastanemize gelmiş.
-
Fakat yapacak bir şey olmadığını
söyleyerek...
-
...çocuğu geri yollamışız maalesef.
Ben tüm bunların aksine...
-
...elimizden ne geliyorsa
yapmak istiyorum.
-
Hep beraber oturalım, inceleyelim...
-
...Umut için umut var mı bakalım.
Ne diyorsunuz?
-
(Erkek doktor) Önce detaylı
tetkikler yapmak lazım tabii.
-
Ne gibi hocam? Tomografi, MR gibi mi?
-
Tabii. Şimdi travmatik omurga hasarı
sonucu felç kalmış hastalarda...
-
...malum önce omurga ve omurilikteki
sinir köklerindeki hasarı...
-
...tespit etmek lazım.
Kök hücre tedavisi denenebilir.
-
Şüphesiz, evet.
-
(Erkek doktor) Kayıp yüksekse
sinir aktarım ameliyatı denenebilir.
-
Bu yeni bir tedavi yöntemi mi hocam?
İlk kez duyuyorum.
-
-(Doktor) Yurt dışında sonuçlar alındı.
-Öyle mi? Bir bakalım.
-
Ardından yoğun bir fizyoterapi süreci.
-
Tabii. O ne kadar sürer hocam?
-
-(Kadın doktor) İki sene kadar.
-İki sene, güzel.
-
Sonuç olarak ben yapılacak
bir şeyler var gibi algılıyorum.
-
Umut var yani, öyle diyebiliriz,
değil mi?
-
Umut var tabii, umut hep var.
-
Umut, fakirin ekmeği Neslihan.
-
Ne yaptığını sanıyorsun?
-
Sen doktor musun?
Konsültasyonda ne işin var?
-
Al, bak, benim işim bu.
-
Senin ısrarla devam ettirdiğin
bu saçmalığın...
-
...ortalama maliyeti
bize tam 170 bin dolar.
-
Bir insanın hayatı söz konusu,
bir çocuğun hayatı söz konusu.
-
Ve ben doktorum, bu yaptıklarım az bile.
-
Bize bu az bile.
-
Bulmuşlar seni yumuşak karınlı,
bu çocuklar daha çok (Bip) bizi.
-
Bu daha başlangıç, evet, doğru.
-
Sana ne Serhan,
ben senin paranı mı harcıyorum?
-
Ayrıca dert etme.
-
Bir izahat yapmak gerekirse
babama ben yaparım.
-
Bu arada...
-
...çocukların tahlil sonuçlarını
babana vermişler.
-
Umarım bu defa anneliğinin
izahını yapabilirsin.
-
Gerçi o seni her zamanki gibi affeder.
-
Senin yaptığın hataların bedeliniyse...
-
...yine biz öderiz.
-
(Duygusal müzik)
-
Ben ve çocuklar.
-
O doğum gününe Ali gelmeyecek.
-
(Serhan) Ali eve dönmeyecek.
-
Boşuna insanları ayağa dikme, olur mu?
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Kapı vuruldu)
-
-(Asi) Yaman!
-Ne?
-
-Kapıya bir baksana.
-Tamam, tamam, geldim.
-
(Hızlıca nefes alıp veriyor)
-
Asi! Asi ne oluyor?
-
Kim geldi?
-
Beyler, kim geldi oğlum?
-
(Rüya) Selam.
-
Habersiz geldim ama
adresini şoförden aldım.
-
Hayırdır?
-
-Yine çok kibarsın.
-Sevgilin yok mu? Tek mi geldin?
-
Alaz benim sevgilim değil.
-
-Bize ne?
-Az önce, sevgilin, dedin ya.
-
Geldiğinden haberi var mı, diyorum.
-
Ben bir yere giderken
kimseden izin almıyorum.
-
-Sordum mu?
-Evet, sordun. Haberi var mı, dedin ya.
-
İşte, haberi var mı, diye sordum.
İzin alıyor musun, diye sormadım.
-
-Asi.
-Ne?
-
Evet, buyur?
-
Ben sana bunu getirmiştim.
-
-Ne oldu buna böyle?
-Kuru temizlemeye götürdüm ama...
-
...rengi attı sanırım, kusura bakma.
-
Yok, o onun orijinal rengidir.
O pislikten koyulaşmıştır.
-
Neyse, tam zamanında oldu,
iyi de oldu.
-
Ben de banyo yapmıştım temiz temiz.
-
-Zahmet olmuş, yormuştur seni banyo.
-Bak şimdi.
-
-O zaman ben...
-O zaman sen gel, otur abla...
-
...bir çayımızı falan iç.
-Evet.
-
Yok, bu ortam onu açmaz.
-
Şimdi bizim ev ona kokar.
-
Bir zahmet camları aç da
havalandır o zaman.
-
İçkileri kaldırın gençler,
kendisine dokunuyor.
-
-Oo!
-Bu arada sen şöyle mi geçsen?
-
Kendisi evimizin en temiz
ve en yeni eşyası olur da.
-
(Umut) Çok da rahat.
-
Senin gözüne ne oldu lan?
-
Kafayı tahtaya çarptı ya.
Sana buz koy dedim, değil mi?
-
Aynen. Geçer oğlum, bir şey olmaz.
-
Neyse, tanıştırayım, Umut.
-
-Memnun oldum.
-Asi.
-
-Bu da Cesur.
-Memnun oldum.
-
Ben de çok memnun oldum.
-
Rüya.
-
-Rüya.
-Senin adın ne peki?
-
Yabani.
-
Ya da Yaman,
sen hangisini tercih edersen.
-
Memnun oldum Yabani.
-
Şu an ne oluyor, ben anlamadım.
-
-Herkese benden çay geliyor Asi.
-Benden de.
-
-(Cesur) Asi.
-Ne?
-
Ben bu gözle mi kalkayım koyayım,
bana yazık değil mi?
-
Ben de kalkamıyorum.
-
Hadi canım benim.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Sokak ortam sesi)
-
Buralardan taksi geçmez.
Mecbur caddeye kadar yürüyeceğiz.
-
-(Erkek) Hayırlı işler Yaman.
-Ahmet abi hadi.
-
Bunlar tuhaf tuhaf
ne bakıyor, anlamadım ki.
-
Ne tuhaf?
-
-Bakışları sanki şeymişim gibi.
-Yabaniymişsin gibi mi?
-
Sen hep böyle misin?
-
Nasıl mıyım? Yabani mi?
-
Anlaşıldı, sanırım sen bu kelimeyi
daha yeni öğrendin...
-
...böyle cümle içerisinde kullanarak
pratik falan yapmaya çalışıyorsun ama...
-
...işte cümleler basit, hep
iki kelimelik. Biraz geliştirmen lazım.
-
Öyle mi?
-
Tamam.
-
Bir yabani bir yabaniye gel
beraber yabanileşelim demiş.
-
Yabaniyi yabanileştirip de mi saklasak,
yabanileştirmeyip de mi saklasak?
-
O kitapların hepsi senindi, değil mi?
-
Bizim.
-
Bizim hayatımızda benim diye bir şey yok.
-
Benim olan her şey bizim.
Onların olan da.
-
Ama onlar okumuyor anladığım kadarıyla.
-
Yok.
-
Ben o gece için teşekkür ederim.
-
Esas ben teşekkür ederim.
-
Niçin?
-
Ceket için.
-
Şaka mı yapıyorsun?
-
Senin yardımının yanında
bu gerçekten önemli mi?
-
Yani, hayatında hiç üşümediysen değil.
-
Umarım arkadaşın iyileşir.
-
Arkadaşım değil, onlar benim ailem.
-
Peki ya gerçek aileleriniz?
-
Gerçek olan yanında olandır.
Gerisi yalan dolan.
-
-Seni sokağa mı bırakmışlar?
-Kim bilir.
-
Pardon, ben sadece anlamaya çalışıyorum.
İnsan çocuğunu neden...
-
Ben eğer bir gün olur da
anlarsam sana anlatırım. Olur mu?
-
İyi olur.
-
Çünkü ben de babamın
neden beni bırakıp gittiğini...
-
...hâlâ anlamaya çalışıyorum.
-
(Müzik)
-
Bir dakika.
-
Hop! Gel abi, gel!
-
Yabani...
-
...bir ara bana araba kullanmayı
öğretebilir misin?
-
Bende ehliyet yok.
-
Bende var.
-
Araba da yok.
-
Bende var.
-
Anlaştık o zaman.
-
Anlaştık.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Ben anlamadım şimdi.
Cesur niye gelmedi?
-
Benim bunu aklım almıyor Asi.
-
Çocuk üşütmüş. Dünden beri
keyfi yoktu zaten.
-
Yatacak, dinlenecek. Hasta.
Ayrıca şimdi bizim derdimiz bu mu yani?
-
Hem bakalım kadın ne diyecek, ne olacak?
Sonuçlardan ne çıkacak? Allah Allah!
-
Bir dakika! Senin hâlâ bir şüphen mi var?
Bu çocuk buraya sandalyeyle girecek...
-
...yürüyerek çıkacak.
Ne, değil mi lan?
-
-Aynen.
-Keşke o işler o kadar kolay olsa.
-
Sen kimsin? Hayırdır?
-
İncelemek ister misin? Okuman var mı?
-
Ne ki bu?
-
Arkadaşının hastaneme olan maliyeti.
Ortalama 170 bin dolar.
-
Bildiğim kadarıyla sizde 1000 dolar vardı.
Eğer hâlâ kaldıysa!
-
Üstü ne olacak?
-
Kimse bize para falan demedi, değil mi?
-
Şey... Siz bir çekilir misiniz?
Biz Doktor Hanım'ın kendisiyle konuşalım.
-
O Doktor Hanım dediğin benim karım.
-
Gözünü patlattığın çocuksa oğlum.
-
Karımdan kopardığın o 1000 dolar da benim,
bu hastane de benim.
-
Bana bak! Doktor Hanım bize bir söz verdi;
bizi yukarıda bekliyor, tamam mı?
-
Zaten geç kaldık, biz bir gidip
kendisini görelim.
-
(Serhan) Karımın duygularını
yeterince sömürdünüz.
-
Üzgünüm ama umutsuz bir vaka için
onca parayı çöpe atamam.
-
İyi yerinden bakın.
Mesela o sandalye de benim ama...
-
...karımın hediyesi olarak
size bırakıyorum.
-
Şimdi gidin, başka kapıda ağlayın, hadi.
-
Bir dakika! Neslihan Hanım!
Neslihan Hanım!
-
-Bırak.
-Neslihan Hanım! Abi bir dakika!
-
Abi ne olur gidelim.
Yalvarırım gidelim abi.
-
Abi bir dakika! Söz verdi bana.
Bir dakika!
-
Abi ne olur gidelim. Abi!
-
Ne olur gidelim, yalvarırım gidelim.
İstemiyorum abi.
-
Sandalyeyi de istemiyorum,
tedavi olmak da istemiyorum.
-
Ne olur gidelim abi.
Hadi indir beni şundan abi.
-
Ne olur, yalvarırım götür beni abi.
-
Asi abla ne olur...
Ne olur gidelim abi. Yalvarırım gidelim.
-
(Umut) Hadi götür beni abi.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Ah, ah...
-
(Kapı açıldı)
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
Kim yaptı bunu?
-
-Tamam abi, yok bir şey.
-Cesur...
-
...Yok bir şey, ne demek oğlum?
-
-Konuşsana lan! Sana bunu kim yaptı?
-(Asi) Yaman.
-
Benim kardeşime bunu kim yaptı?
-
Senin kurtardığın (Bip)!
Biz de mecburen yuttuk.
-
Tamam, bitti gitti.
Değdi mi bari Asi?
-
(Cesur) Beni susturduğuna değdi mi?
-
Bu çocuğun sandalyesi nerede?
-
Bu çocuk niye kucakta geliyor abi?
-
Lan birisi bana değdi desin.
Yemin ediyorum helali hoş edeceğim lan!
-
Helali hoş edeceğim.
Birisi değdi desin.
-
(Cesur) Biriniz değdi deyin lan!
Değdi mi abi? Biriniz değdi deyin.
-
Değdi mi abi?
-
-(Asi) Yaman...
-(Cesur) Yaman!
-
-Yaman.
-Yaman bir dur.
-
Yaman! Yaman dur! Yaman dur! Yaman!
-
(Asi) Yaman!
-
(Gerilim müziği)
-
Eşref Bey inmek üzere.
-
Baba şu tahlilleri alamadın mı sen?
-
Yemin ederim dedem beni öldürecek!
-
(Kapı kapandı)
-
(Gerilim müziği)
-
(Neslihan) İyi akşamlar, baba.
-
(Gerilim müziği)
-
Susuz kalmışsın. Su içilecek.
-
Sen de güneşe çık azıcık.
-
Neslihan D vitamini takviyesi yapın.
Sen takip et.
-
Tabii, baba.
-
Dede.
-
Dedesinin gülü!
(Eşref gülüyor)
-
Sen benimle gel bakayım böyle.
-
-Saçların çok güzel.
-Teşekkür ederim dedeciğim.
-
Ah...
-
İşte bu!
-
Gerçek sonuçları dedene göndertmedim
yüreğine inmesin diye.
-
Yarından itibaren uyuşturucu
tedavisine başlıyorsun.
-
Senin tahlillerin temiz çıktı.
-
Ama Rüzgâr'ı polise şikâyet ettim.
Sen de gidip ifade vereceksin.
-
(Gerilim müziği)
-
Getir canım.
-
Getir kızım.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Hadi bakalım.
-
Önce dilekler.
-
Umarım bir dahaki doğum gününe
gelip kendisi üfler.
-
Yaşıyorsa dönsün, gelsin artık.
-
Öldüyse de cesedini bulalım artık.
-
-Mümkünse.
-Alaz!
-
Efendim, dede?
-
Ali yok, Alaz burada.
Buyur, dinliyorum.
-
Yahu Ali yok artık.
-
Biz varız. Ben varım.
-
Elinde tek erkek torun
ben kaldığım için gerçekten çok üzgünüm.
-
Sana benzemediğim için.
-
Bir torunda her neyse bende olmadığı için
gerçekten çok üzgünüm ama...
-
...elinizde kalan bu. Yani malzeme bu.
-
Bir şey soracağım.
Sen benim doğum günümü hatırlıyor musun?
-
Ya da annem hatırlıyor mu? Anne sen
benim doğum günümü hatırlıyor musun?
-
Babam hatırlatmasa...
-
...hanginiz biliyor?
-
Ya da gözünüzde hangimizin değeri var?
-
Üçümüzü topladınız, bir Ali etmedik be!
-
(Duygusal müzik)
-
Ama benden bu kadar, tamam mı?
-
Benim bu saçmalığa artık tahammülüm yok.
-
Yüzünü bile hatırlamadığım ölü
bir abinin...
-
...hayaletiyle yaşamak istemiyorum
ben artık.
-
Abin ölmedi.
-
-Kaçırıldı.
-Sahip çıksaydın o zaman...
-
...kıymetli oğluna.
-Alaz...
-
...odana çık.
-
Derhâl.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Hareketli müzik)
-
Selamünaleyküm.
-
Ne işin var lan senin burada?
-
Gel.
-
(Hareketli müzik)
-
(Odada yüksek sesle müzik çalıyor)
-
Bunların hepsi yenecek, hadi.
-
(Hareketli müzik)
-
(Gerilim müziği)
-
İzninizle.
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
Öyle değil, böyle basılır lan!
-
Öyle değil, böyle basılır!
-
(Gerilim müziği)
-
(Sessizlik)
-
(Duygusal müzik)
-
(Geçiş sesi)
-
Neredesin oğlum?
-
Ali.
-
Ali!
-
(Yasemin) Neredesin?
(Geçiş sesi)
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Gerilim müziği)
-
(Yasemin dış ses) Ali!
(Geçiş sesi)
-
Ali!
-
Ali!
-
(Geçiş sesi)
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Yasemin dış ses) Ali!
-
(Geçiş sesi)
-
Ali! Ali! Ali!
-
(Geçiş sesi)
-
Ali!
-
(Geçiş sesi)
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Ne işin var senin burada?
-
(Gök gürledi)
-
-Kimse yok mu?
-Hayır...
-
-Alaz sakın!
-Sen kimin evinde kimin öldüreceksin!
-
Yapma. Yapma.
-
(Üst üste konuşmalar)
-
Hayır! Alaz sakın! Alaz!
-
Öldürürüm lan seni! Öldürürüm!
-
-Yapma!
-Öldürürüm lan seni!
-
-Öldüreceğim lan seni!
-Alaz sakın! Alaz!
-
(Alaz) Öldürürüm lan seni!
Öldürürüm lan!
-
Yapma!
-
Öldüreceğim!
-
(Gerilim müziği)
-
Ah...
-
Anne...
-
Anne...
-
(Bilge Kotkay -
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde" çalıyor)
-
"Karanlık bir gece"
-
Anne iyi misin?
-
"Yol görünmüyor"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde"
-
Anne! Anne!
-
"Kara çalı bana aman vermiyor"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde"
-
Alaz Bey eline bıçak aldı.
-
-Ne?
-Ne bıçağı?
-
Çabuk yetişin!
-
Dayan anne biraz.
-
Baba!
-
Baba ambulans çağır!
-
Ne oldu burada?
-
(Alaz) Ambulans çağırın.
Dede ambulans çağır.
-
Anne!
-
(Eşref) Tamam, sakin ol.
-
Ne olur ambulans çağır.
Ne olur ambulans.
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde"
-
Çabuk ilk yardım çantasını getirin!
Feride hemen ilk yardım çantasını getir.
-
"Yaralıyım üstünde"
-
Anne!
-
(Alaz) Anne!
-
(Bilge Kotkay -
Yürüyorum Dikenlerin Üstünde" çalıyor)
-
(Şarkı devam ediyor)
-
"Güneş erken doğup şafak sökmüyor"
-
"Gökteki bulutu söküp atmıyor"
-
(Geçiş sesi)
-
"Ay karardı bize ışık tutmuyor"
-
Anne.
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde"
-
Bu dizinin ayrıntılı altyazısı
FOX TV tarafından...
-
...Sesli Betimleme Derneğine
yaptırılmıştır.
-
www.sebeder.org
-
Ayrıntılı Altyazı Çevirmenleri:
Ayhan Özgören - Belgin Yılmaz...
-
...Bülent Temür - Çağıl Doğan
- Ece Naz Batmaz
-
Editör: Ela Korgan
-
"Işık tutmuyor"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde"
-
"Yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde yaralıyım"
-
"Üstünde"