< Return to Video

Kavita Ramdas: Gelenekleri kucaklayan radikal kadınlar

  • 0:01 - 0:03
    Selam. Namaskar.
  • 0:03 - 0:05
    Günaydın.
  • 0:05 - 0:07
    TED profilime baktığınız için sizlere bugün
  • 0:07 - 0:09
    en son hayırseverlik eğilimlerinden
  • 0:09 - 0:11
    bahsedeceğimi; özellikle son dönem
  • 0:11 - 0:13
    Wall Street ve Dünya Bankasının
  • 0:13 - 0:15
    kadınlara nasıl yatırım yaptığından, onların
  • 0:15 - 0:17
    kurtarılmaları, güçlendirilmeleri için
  • 0:17 - 0:20
    yaptıklarından bahsedeceğimi bekliyorsunuzdur.
  • 0:20 - 0:22
    O ben değilim.
  • 0:22 - 0:24
    Ben kadınların bizi nasıl kurtardığıyla
  • 0:24 - 0:26
    ilgileniyorum.
  • 0:26 - 0:29
    Kadınlar; çağdaşlık ve geleneksellik,
  • 0:29 - 0:32
    birinci ve üçüncü dünya,
  • 0:32 - 0:34
    baskılar ve fırsatlar gibi
  • 0:34 - 0:37
    çok uzun zamanlardır kabul gören kutuplaşmalara
  • 0:37 - 0:40
    karşı gelen bir geleceği hayal ederek ve
  • 0:40 - 0:43
    yeniden tanımlayarak
  • 0:43 - 0:45
    bizleri kurtarıyorlar.
  • 0:45 - 0:47
    Küresel bir topluluk olarak yüzleştiğimiz bu
  • 0:47 - 0:49
    yıldırıcı meydan okumaların orta yerinde
  • 0:49 - 0:51
    kalbim bu üçüncü yola ait
  • 0:51 - 0:53
    birşeyler sebebiyle
  • 0:53 - 0:55
    şarkı söylüyor.
  • 0:55 - 0:57
    Beni en çok kadınların tüm bunları
  • 0:57 - 0:59
    bunca hem sinir bozucu ve hem de
  • 0:59 - 1:01
    etkileyici çelişki arasında
  • 1:01 - 1:04
    nasıl başarabildikleri şaşırtıyor.
  • 1:04 - 1:07
    Bu kadınlar bir yandan kültürel uygulamalarının
  • 1:07 - 1:10
    hain baskıları altında bu kadar mazlumken
  • 1:10 - 1:12
    diğer taraftan da, aynı zamanda
  • 1:12 - 1:15
    toplumlarındaki kültürlerin koruyucuları olabiliyorlar?
  • 1:15 - 1:17
    Çarşaf veya başörtüsü
  • 1:17 - 1:19
    itaat etmenin mi sembolü,
  • 1:19 - 1:21
    yoksa direncin mi?
  • 1:21 - 1:24
    Bunca kadın ve kız; onur, gurur,
  • 1:24 - 1:26
    din uyruk gibi sebeplerden dolayı
  • 1:26 - 1:28
    her gün dayak yerken,
  • 1:28 - 1:30
    tecavüze uğrayıp sakat bırakılırken
  • 1:30 - 1:32
    bu kadınların toplumlarına
  • 1:32 - 1:35
    yeni baştan şekil verecek ağaçlar yeşertip
  • 1:35 - 1:37
    radikal şiddet karşıtı hareketlere
  • 1:37 - 1:39
    liderlik yapmalarına ve toplumsal değişimler
  • 1:39 - 1:41
    sağlamalarına yol açan nedir?
  • 1:41 - 1:43
    Korumacı giden kadınlarla
  • 1:43 - 1:46
    bu radikal kadınlar farklı kadınlar mıdır?
  • 1:46 - 1:48
    Veya hepsi bir ve aynı mı?
  • 1:48 - 1:51
    Yoksa bizler, Oxford'daki TED konferansında konuşan
  • 1:51 - 1:53
    Chimamanda Adichie'nin
  • 1:53 - 1:56
    bize anımsattığı gibi, hakları için savaşan
  • 1:56 - 1:58
    kadınlara dair "tek bir hikaye" olduğunu
  • 1:58 - 2:00
    zannettiğimiz için hatalı mıyız?
  • 2:00 - 2:02
    Ve erkeklerin bununla,
  • 2:02 - 2:04
    eğer varsa, ilgisi nedir?
  • 2:04 - 2:06
    Hayatımın büyük bölümü bunun gibi
  • 2:06 - 2:09
    sorulara cevap aramakla geçti.
  • 2:09 - 2:11
    Bu arayış beni dünyanın öbür ucuna
  • 2:11 - 2:13
    götürüp bazı inanılmaz insanlarla tanıştırdı.
  • 2:13 - 2:16
    Bu davada öncelikle bu bilmeceye bir parça
  • 2:16 - 2:19
    ışık düşürecek bir kaç kırıntı toplamıştım.
  • 2:19 - 2:21
    Bu üçüncü yola dair gözlerimi açmama yardımcı
  • 2:21 - 2:23
    olanlar arasında,
  • 2:23 - 2:26
    Afganistandan dindar bir müslüman,
  • 2:26 - 2:29
    Croatia'dan uyum içinde bir grup lezbiyen
  • 2:29 - 2:32
    ve Liberia'dan (Batı Afrika) bir tabu kırıcı var.
  • 2:32 - 2:34
    Onlara da geçmiş yaşamlarındaki
  • 2:34 - 2:36
    pek çok kötü şeyden dolayı
  • 2:36 - 2:39
    bu yaşamlarında üç kızla kutsanan
  • 2:39 - 2:42
    ebeveynlerime borçlu olduğum kadar borçluyum.
  • 2:42 - 2:44
    Sebebini bilemediğim bir şekilde
  • 2:44 - 2:47
    bizim üçümüzle de çok gurur duyuyorlar.
  • 2:48 - 2:50
    Hindistan'da doğup büyüdüm,
  • 2:50 - 2:52
    ve daha çok küçük yaşlarımda
  • 2:52 - 2:55
    önümüzde durup bize doğru eğilip başımızı okşayan,
  • 2:55 - 2:57
    ardından da anne babama, hiç tereddüt etmeden;
  • 2:57 - 2:59
    "Zavallı şeyler.
  • 2:59 - 3:01
    Sadece üç kız...
  • 3:01 - 3:04
    Ama daha gençsiniz, hala deneyebilirsiniz"
  • 3:04 - 3:07
    diyen amca ve halalardan şüphe etmeyi öğrendim.
  • 3:07 - 3:09
    Kadın haklarına yapılan
  • 3:09 - 3:11
    tecavüze karşı duygularım
  • 3:12 - 3:15
    11 yaşıma vardığımda kaynama noktasına vardı.
  • 3:15 - 3:17
    İnanılmaz ölçüde konuşkan ve
  • 3:17 - 3:19
    güzel bir kadın olan halam
  • 3:19 - 3:22
    erkenden dul kalmıştı.
  • 3:22 - 3:25
    Bir yığın dolusu akraba üstüne çöktü.
  • 3:25 - 3:27
    Rengarenk elbisesini çıkarıp
  • 3:27 - 3:30
    beyaz bir elbise giymesini sağladılar (Ç.N; matem rengi)
  • 3:30 - 3:33
    Alınındaki bindiyi sildiler (Ç.N; evli kadınların alnındaki nokta)
  • 3:33 - 3:35
    Bileziklerini kırdılar.
  • 3:35 - 3:37
    Kızı, Rani,
  • 3:37 - 3:39
    benden birkaç yaş küçüktü,
  • 3:39 - 3:41
    kucağında ne olduğunu anlamadan
  • 3:41 - 3:43
    bir zamanlar kendine güvenen
  • 3:43 - 3:45
    annesi olarak bildiği kadına
  • 3:45 - 3:47
    olanları şaşkınca izliyordu.
  • 3:47 - 3:49
    O gece geç saatlerde annemin
  • 3:49 - 3:51
    babama yalvardığını duydum,
  • 3:51 - 3:54
    "Ne olur bir şey yap Ramu. Araya giremez misin?"
  • 3:54 - 3:57
    Babam da alçak sesle şöyle fısıldıyordu,
  • 3:58 - 4:01
    "Ben en genç erkek kardeşim, yapabileceğim bir şey yok.
  • 4:01 - 4:03
    Gelenek böyle."
  • 4:03 - 4:05
    O gece bu dünyada kadın olmanın
  • 4:05 - 4:08
    ne anlama geldiğinin kurallarını öğrendim.
  • 4:09 - 4:11
    Kadınlar bu kuralları koyamaz,
  • 4:11 - 4:13
    ama bizi tanımlayabilirler; fırsatlarımızı
  • 4:13 - 4:15
    ve şanslarımızı tanımlayabilirler.
  • 4:15 - 4:18
    Ve erkekler de bu kurallardan etkileniyor.
  • 4:18 - 4:21
    Üç savaş görmüş babam,
  • 4:22 - 4:24
    bu acıdan kendi kız kardeşini
  • 4:24 - 4:26
    kurtaramadı.
  • 4:30 - 4:32
    18'lerimde
  • 4:32 - 4:34
    annemin kusursuz velayeti altında,
  • 4:34 - 4:36
    tahmin edebileceğiniz gibi,
  • 4:36 - 4:38
    asi bir feminist olmuştum.
  • 4:38 - 4:40
    Sokaklarda ilahi söylüyordum,
  • 4:40 - 4:42
    (hindu)
  • 4:42 - 4:44
    (hindu)
  • 4:44 - 4:47
    "Biz Hindistan kadınlarıyız.
  • 4:47 - 4:49
    Bizler çiçek değiliz, bizler değişim kıvılcımlarıyız"
  • 4:49 - 4:52
    1995'de Beijing'e gittiğimde
  • 4:52 - 4:54
    cinsiyet eşitliğini sağlamanın
  • 4:54 - 4:56
    tek yolunun yüzyıllardır devam eden
  • 4:56 - 4:58
    baskıcı gelenekleri
  • 4:58 - 5:00
    devirmek olduğuna emindim.
  • 5:00 - 5:02
    Beijing'den dönmemden kısa süre sonra
  • 5:02 - 5:05
    kadınlar tarafından kurulmuş olan bu muhteşem organizasyonda
  • 5:05 - 5:07
    çalışma fırsatına atladım,
  • 5:07 - 5:10
    dünya çevresinde kadın haklarını destekleyen organizasyonlar.
  • 5:12 - 5:14
    İşe başlayalı henüz 6 ay olmuştu ki
  • 5:14 - 5:16
    tüm tahminlerimi
  • 5:16 - 5:19
    değiştirmem için beni zorlayan bir kadınla tanıştım.
  • 5:19 - 5:21
    Adı Sakena Yacoobi'ydi.
  • 5:23 - 5:25
    Amerika'da henüz
  • 5:25 - 5:27
    Afganistan'ın nerede olduğunu
  • 5:27 - 5:30
    bilen kimse yokken, ofisimden içeriye girdi.
  • 5:32 - 5:35
    Bana "Bunun çarşafla alakası yok" dedi.
  • 5:35 - 5:37
    Duyduğum en kararlı kadın hakları
  • 5:37 - 5:39
    savunucularından birisiydi.
  • 5:39 - 5:42
    Afganistan'daki toplumunda kadınların yeraltı okullarını
  • 5:42 - 5:45
    idare ettiklerini söyledi.
  • 5:45 - 5:47
    ve organizasyonunun, "Afgan Öğretim Enstütüsü"nün
  • 5:47 - 5:50
    Pakistan'da bir okul açtığını ekledi.
  • 5:50 - 5:53
    Bana "Müslüman olan herkesin bildiği ilk şey Kuran'ın
  • 5:54 - 5:57
    okur yazarlığı gerektirdiği
  • 5:57 - 6:00
    ve güçlü bir şekilde de desteklediğidir" dedi.
  • 6:00 - 6:02
    Peygamber her inananın Kuran'ı
  • 6:02 - 6:04
    kendileri için okuyabilmesini istemişti."
  • 6:04 - 6:06
    Doğru mu duymuştum?
  • 6:06 - 6:08
    Bir kadın hakları savunucusu
  • 6:08 - 6:11
    dini mi hatırlatıyordu?
  • 6:11 - 6:13
    Ame Sakena etiketlere meydan okur.
  • 6:13 - 6:16
    Her zaman baş örtüsü takar.
  • 6:16 - 6:18
    Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken
  • 6:18 - 6:21
    deniz kıyısında da yürüyüş yaptım.
  • 6:21 - 6:23
    Her dersine bir dua ile başlar, ama
  • 6:23 - 6:26
    ülkesinde kızlar 12 yaşında
  • 6:26 - 6:28
    evlendirilirken o bekar, cesur ve
  • 6:28 - 6:31
    maddi bağımsızlığı olan bir kadın.
  • 6:31 - 6:34
    Son derece de işini bilen bir kadın.
  • 6:35 - 6:38
    "Bu başörtüsü ve bu kıyafetler bana yapmam gereken
  • 6:38 - 6:41
    neyse onu yapma, işim için destek ve yardımı
  • 6:41 - 6:43
    gerekli ve kritik olan kişiler ile konuşabilme
  • 6:43 - 6:46
    özgürlüğü veriyor" der...
  • 6:46 - 6:48
    Mülteci kampında bir okul açmam gerektiğinde,
  • 6:48 - 6:50
    imam'ı görmeye gittim.
  • 6:50 - 6:53
    Ona "Ben bir inananım, bu berbat koşullarda yaşayan
  • 6:53 - 6:55
    kadınların ve çocukların
  • 6:55 - 6:58
    hayatta kalmak için inanca ihtiyacı var" dedim.
  • 6:58 - 7:00
    Kurnazca gülümsedi.
  • 7:00 - 7:02
    "Gururu okşandı.
  • 7:02 - 7:05
    Merkezime haftada 2 defa gelmeye başladı
  • 7:05 - 7:07
    çünkü kadınların camiye gitme izni yok.
  • 7:07 - 7:09
    Ve o gittikten sonra
  • 7:09 - 7:11
    kadınlar ve kızlar ardında kalıyor.
  • 7:11 - 7:13
    Küçük bir okuma yazma kursuyla
  • 7:13 - 7:15
    Kuran okumaya başladık,
  • 7:15 - 7:18
    sonra matematik sınıfı, ingilizce sınıfı, bilgisayar sınıfı eklendi.
  • 7:18 - 7:21
    Birkaç hafta içinde mülteci kampındaki herkes
  • 7:21 - 7:23
    derslerimizdeydi."
  • 7:23 - 7:26
    Sakena, Afganistan'da
  • 7:26 - 7:29
    kadınların eğitilmesinin tehlikeli olduğu
  • 7:29 - 7:31
    zamanlarda öğretmenlik yapıyor.
  • 7:31 - 7:34
    Taliban'ın vurulacaklar listesinde.
  • 7:34 - 7:37
    Ülke içindeki her seyahatinde onun için endişelenirim.
  • 7:37 - 7:40
    Ona güvenliğini sorduğumda omuzunu silker.
  • 7:40 - 7:43
    "Kavita Jan, korku duymaya izin veremeyiz.
  • 7:43 - 7:45
    Yüzlerine asit atılan zamanlarda okula geri dönen
  • 7:45 - 7:47
    şu genç kızlara baksana"
  • 7:47 - 7:49
    Gülümser ve başımı sallarım,
  • 7:49 - 7:51
    bu izlediğim kızların ve kadınların kendi dini
  • 7:51 - 7:54
    geleneklerini ve uygulamalarını alıp, bunları
  • 7:54 - 7:56
    başkaldırı ve fırsat aletlerine
  • 7:56 - 7:59
    dönüştürdüklerini anımsarım.
  • 7:59 - 8:01
    İleride farklı olacak
  • 8:01 - 8:04
    bir Afganistan için izledikleri bu yol
  • 8:04 - 8:06
    onların kendi yolu.
  • 8:06 - 8:08
    Hırvatistan, Zagreb'deki Lesbor Grubu
  • 8:08 - 8:10
    kadınları için değişik olmak
  • 8:10 - 8:12
    hepsinin çok iyi bildiği bir şey.
  • 8:12 - 8:14
    Lezbiyen olmak, bir sevici,
  • 8:14 - 8:16
    bir homoseksüel olmak
  • 8:16 - 8:18
    tüm dünyada olduğu kadar, burada
  • 8:18 - 8:20
    Hindistanda'da da
  • 8:20 - 8:22
    çok büyük bir huzursuzluk ve olağanüstü
  • 8:22 - 8:24
    peşin hükümlere taabi olmak demek.
  • 8:24 - 8:27
    Croatia gibi savaş sonrası uç noktada ulusalcılık
  • 8:27 - 8:30
    ve dindarlık ile yaratılan bir çevrede,
  • 8:30 - 8:32
    sosyal olarak toplumdan
  • 8:32 - 8:34
    dışlanmış biri olarak görülmek
  • 8:34 - 8:36
    katlanılmaz bir şey.
  • 8:36 - 8:38
    Lezbiyenliğini açıkça yaşayan
  • 8:38 - 8:41
    ve bir zamanlar o bölgede Makedonya'dan
  • 8:41 - 8:43
    Bosna'ya, Sırbistan'dan Slovenya'ya yayılmış
  • 8:43 - 8:45
    eski müziğe ilgi duyan genç kadınlardan
  • 8:45 - 8:47
    oluşmuş bu gruba girelim.
  • 8:47 - 8:50
    Bu folk şarkıcıları kolejde cinsiyet araştırmaları yapan bir programda tanışmış.
  • 8:51 - 8:54
    Çoğunluğu 20'li yaşlarda. Bazıları anne olmuş.
  • 8:54 - 8:57
    Çoğu toplumlarından çıkabilmek için çaba sarfetmiş.
  • 8:57 - 9:00
    Ailelerde dini inançlar kızlarının hasta değil de
  • 9:00 - 9:02
    sadece gay olduklarını kabullenmeyi
  • 9:02 - 9:04
    zorlaştırıyor.
  • 9:04 - 9:07
    Grubun kurucularından biri olan Leah'ın dediğine göre,
  • 9:07 - 9:10
    "Geleneksel müziği çok seviyorum.
  • 9:10 - 9:12
    Roack and Roll'da seviyorum.
  • 9:12 - 9:14
    Yani Lesbor'da bu ikisini harmanlıyoruz.
  • 9:14 - 9:16
    Geleneksel müziği, özellikle eski
  • 9:16 - 9:19
    Yugoslavya Cumhuriyetinin başka kesimlerine ait
  • 9:19 - 9:21
    geleneksel şarkıları, insanların
  • 9:21 - 9:23
    seslerini duyurabildikleri bir isyan olarak görüyorum
  • 9:23 - 9:26
    Savaş sonrası bu şarkıların çoğu kayboldu.
  • 9:26 - 9:28
    Ama bunlar çocukluğumuzun, tarihimizin parçaları,
  • 9:28 - 9:30
    ve bunları unutmamalıyız."
  • 9:30 - 9:33
    Umulmadık bir şekilde, bu LGBT şarkı korosu
  • 9:33 - 9:35
    değişim yaratmak için geleneklere
  • 9:35 - 9:38
    sarılıp, akordsuzluğun ritme
  • 9:38 - 9:41
    nasıl dönüştürüleceğini ispatlıyorlar.
  • 9:41 - 9:43
    Repertuarlarında Hırvat
  • 9:43 - 9:45
    ulusal marşı da var,
  • 9:45 - 9:47
    bir bosna aşk şarkısı da
  • 9:47 - 9:49
    ve sırp düetleri de.
  • 9:49 - 9:51
    Ve leah sırıtarak ekliyor,
  • 9:51 - 9:54
    "Kavita, özellikle yeni yıl şarkımızla çok gurur duyuyoruz
  • 9:54 - 9:57
    çünkü bu her ne kadar katolik kilisesi LGBT olarak bizden
  • 9:57 - 9:59
    nefret etse de, bizim dini inanışlara
  • 9:59 - 10:01
    açık olduğumuzu gösteriyor.
  • 10:01 - 10:03
    Evet, konserleri kendi
  • 10:03 - 10:05
    toplumlarından çıkıyor, ama
  • 10:05 - 10:07
    aynı zamanda homoseksüellikten
  • 10:07 - 10:09
    şüphe duyabilecek eski nesilden
  • 10:09 - 10:11
    de gelişiyor; ama kendi müzikleri
  • 10:11 - 10:14
    olduğu için ve geçmişi betimlediği için de nostaljik.
  • 10:14 - 10:17
    İlk zamanlarda kızına ayak diremiş olan bir baba,
  • 10:17 - 10:19
    bu koroya katılıp şu an
  • 10:19 - 10:21
    onlar için şarkılar yazıyor.
  • 10:21 - 10:23
    Orta çağlarda, halk ozanları efsanelerin
  • 10:23 - 10:25
    şarkılarını söyleyerek ve koşuklarını
  • 10:25 - 10:28
    paylaşarak ülkeyi boydan boya gezerlerdi.
  • 10:28 - 10:31
    Lesbor'da Balkanları bu şekilde geziyor,
  • 10:31 - 10:33
    şarkı söyleyerek dinin, ulusalcılığın
  • 10:33 - 10:36
    ve dilin böldüğü insanları, Bosnalıları,
  • 10:36 - 10:38
    Hırvatları ve Sırpları, tarihlerinde
  • 10:38 - 10:41
    nadir görülen ortak bir alanda birleştiriyor,
  • 10:41 - 10:43
    Lesbor onlara bir grubun sadece kendilerine
  • 10:43 - 10:46
    ait olduğunu sandıkları şarkıların aslında hepsine
  • 10:46 - 10:48
    ait olduğunu anımsatıyor.
  • 10:48 - 10:55
    (şarkı)
  • 11:08 - 11:10
    Dün Mallika Sarabhai müziğin
  • 11:10 - 11:12
    bize verilmiş olana kıyasla,
  • 11:12 - 11:14
    farklılıkları daha hoş gören bir dünya
  • 11:14 - 11:17
    yaratabileceğini gösterdi.
  • 11:17 - 11:19
    Layma Bowie'ye savaşan bir
  • 11:19 - 11:21
    dünya verilmişti.
  • 11:21 - 11:24
    Liberya on yıllardır sivil savaş ile parçalanmıştı.
  • 11:25 - 11:28
    Layma bir aktivist değildi, üç çocuğu olan bir anneydi.
  • 11:28 - 11:30
    Ama endişelenmekten hasta oluyordu.
  • 11:30 - 11:32
    Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker
  • 11:32 - 11:34
    yapılmasından endişe ediyordu.
  • 11:34 - 11:36
    Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu.
  • 11:36 - 11:39
    Yaşamları için endişeliydi.
  • 11:39 - 11:41
    Bir gece bir rüya gördü.
  • 11:41 - 11:43
    Kendisi ve binlerce kadının bu akan kanlara
  • 11:43 - 11:45
    bir son verdiğini gördü.
  • 11:45 - 11:48
    Ertesi gün kilisede diğer kadınlara nasıl hissettiklerini sordu.
  • 11:48 - 11:50
    Hepsi de kavga etmekten yorgundu.
  • 11:50 - 11:53
    Bizim barışa itiyacımız var ve liderlerimiz de barış
  • 11:53 - 11:56
    sağlanmadan vazgeçmeyeceğimizi bilmeliler.
  • 11:56 - 11:59
    Layma'nın arkadaşları arasında müslüman bir polis kadın da vardı.
  • 11:59 - 12:02
    Bu konuyu kendi ortamında gündeme getireceğine söz verdi.
  • 12:02 - 12:04
    Bir sonraki cuma vaazında,
  • 12:04 - 12:06
    cami içindeki yan odada oturan kadınlar olayları ve
  • 12:06 - 12:09
    yaşanan durum ile ilgili sıkıntılarını paylaşmaya başladılar
  • 12:09 - 12:12
    "Ne farkı var ki?" dediler. "Kurşun müslüman mı hristiyan mı
  • 12:12 - 12:14
    diye ayrım yapmıyor".
  • 12:14 - 12:16
    Bu küçük kadın grubu
  • 12:16 - 12:18
    savaşa bir son getirmeye azmetti.
  • 12:18 - 12:21
    Ve bunun için de geleneklerini kullanmaya karar verdiler.
  • 12:21 - 12:23
    Liberya'lı kadınlar genelde fazlaca
  • 12:23 - 12:25
    mücevher takıp renkli giyinirler.
  • 12:25 - 12:27
    Ama protesto için bembeyaz giydiler
  • 12:27 - 12:29
    makyaj yapmayı bıraktılar.
  • 12:29 - 12:31
    Layma'nın dediği gibi "Beyaz giyiyoruz
  • 12:31 - 12:33
    çünkü barış için çalışıyoruz"
  • 12:33 - 12:35
    Charles Taylor'un konvoyunun hergün geçtiği
  • 12:35 - 12:37
    yolun kenarında durdular.
  • 12:37 - 12:39
    Haftalarca orada beklediler.
  • 12:39 - 12:42
    Önce 10 sonra 20, derken 50, yüzlerce kadın oldular
  • 12:42 - 12:45
    beyazlar içinde şarkı söyleyip dans ederek
  • 12:45 - 12:48
    barış istediklerini ifade ettiler
  • 12:48 - 12:50
    Zamanla Liberya'daki karşıt güçler
  • 12:50 - 12:53
    Ghana'da barış konuşmaları yapmaya zorlandı.
  • 12:54 - 12:57
    Barış konuşmaları ağırca devam etti ve etti.
  • 12:57 - 12:59
    Layma ve kızkardeşlerinin canına tak etti.
  • 12:59 - 13:01
    Kalan paralarıyla küçük bir grubu barış
  • 13:01 - 13:03
    konuşmalarının olduğu yere götürdüler ve
  • 13:03 - 13:05
    binanın çevresini sardılar.
  • 13:05 - 13:08
    Bu, şimdilerde CNN'de meşhur
  • 13:08 - 13:10
    olan klipte, onları kolları bağlanmış şekilde yerde otururken görüyorsunuz.
  • 13:10 - 13:13
    Bunu Hindistan'da biliriz. Buna (hindu) denir
  • 13:14 - 13:16
    Sonra ortam gerildi.
  • 13:16 - 13:19
    Polisleri çağırıp kadınları almaları söylendi.
  • 13:19 - 13:22
    Kıdemli polisin copu ile geldiğini görüyorsunuz,
  • 13:22 - 13:24
    Layma tedbirli şekilde ayağa kalkıyor,
  • 13:24 - 13:26
    kollarını kaldırıp kafasının üstüne getiriyor
  • 13:26 - 13:28
    ve son derece yavaşca
  • 13:28 - 13:31
    saçlarını kapatan baş sargısını çözmeye başlıyor.
  • 13:31 - 13:34
    Polisin yüzünü görüyorsunuz.
  • 13:34 - 13:37
    Utanmış görünüyor geri çekiliyor.
  • 13:37 - 13:39
    Sonra da polislerin
  • 13:39 - 13:41
    ortadan kaybolduğunu görüyoruz.
  • 13:41 - 13:43
    Layma bana daha sonrasında
  • 13:43 - 13:46
    "Batı Afrika'da yaşı büyük bir kadının
  • 13:46 - 13:49
    kendi istediği için bir erkeğin önünde soyunması
  • 13:49 - 13:51
    tabu'dur,
  • 13:51 - 13:53
    erkeğin ailesi lanetlenir" dedi.
  • 13:53 - 13:55
    (kahkahalar)
  • 13:55 - 13:57
    (alkışlar)
  • 13:57 - 14:00
    "Bana inandı mı bilmiyorum ama, bizim gitmeyeceğimizi
  • 14:00 - 14:02
    gayet iyi biliyordu.
  • 14:02 - 14:05
    Barış uzlaşması imzalanana kadar ayrılmama kararındaydık" dedi.
  • 14:05 - 14:07
    Ve barış uzlaşması imzalandı.
  • 14:07 - 14:09
    Ve Liberya'lı kadınlar daha sonra
  • 14:09 - 14:12
    kendisi de birkaç tabuyu delmiş bir kadın olan
  • 14:12 - 14:14
    Ellen Johnson Sirleaf'a destek olmak için
  • 14:14 - 14:16
    hareketlendiler, Afrika'da yıllardır seçilen ilk
  • 14:16 - 14:19
    kadın başkandır.
  • 14:20 - 14:23
    Başkanlık konuşmasını yaptığında Liberya'nın bu
  • 14:23 - 14:25
    tanınan cesur kadınlarının bir futbol yıldızına karşı
  • 14:25 - 14:28
    verdiği başkanlık savaşını kendisine nasıl
  • 14:28 - 14:30
    kazandırdığını da anlattı-- bu Amerika
  • 14:30 - 14:32
    için soccer'dan az değildir.
  • 14:32 - 14:34
    Sakena and Leah ve Layma gibi
  • 14:34 - 14:36
    kadınlar
  • 14:36 - 14:39
    beni değiştirip alçakgönüllü yaptılar
  • 14:39 - 14:42
    ve herhangi bir konuda bir şeyleri farzetmekte
  • 14:42 - 14:45
    çok aceleci davranmamam gerektiğini öğrettiler.
  • 14:46 - 14:48
    Ayrıca bu üçüncü yolu hakkında içgörü kazanıp
  • 14:48 - 14:51
    haklı öfkemden de beni kurtarmış oldular.
  • 14:52 - 14:54
    Filipinli bir aktivist bir gün bana,
  • 14:54 - 14:56
    "Pirinç kekini nasıl pişirirsin?" diye sordu
  • 14:56 - 14:59
    "Üstten ve alttan gelen sıcaklıkla"
  • 14:59 - 15:01
    Protestolar, yürüyüşler,
  • 15:01 - 15:03
    kadın haklarının insan hakları olduğunu
  • 15:03 - 15:06
    kabul etmeyen pozisyonlar, nokta.
  • 15:07 - 15:09
    Bu alttan gelen ısı.
  • 15:09 - 15:11
    Bu Malcolm X ve kadının oy hakkını savunanlar
  • 15:11 - 15:13
    ve homoseksüel onur geçitleri.
  • 15:13 - 15:15
    Ama üstten gelen ısıya da ihtiyacımız var.
  • 15:15 - 15:17
    Ve dünyanın pek çok yerinde
  • 15:17 - 15:19
    bu üst taraf
  • 15:19 - 15:21
    hala erkeklerin kontrolünde.
  • 15:21 - 15:24
    Marx'tan alıntı yaparsam; Kadınlar kendi seçimleri
  • 15:24 - 15:27
    dahilindeki şartlar haricinde fark yaratırlar.
  • 15:27 - 15:29
    Pazarlık yapmalılar.
  • 15:29 - 15:32
    Onları bir zamanlar susturan gelenekleri,
  • 15:32 - 15:35
    yeniliklere bir ses vermek için devirmeliler.
  • 15:35 - 15:38
    Ve toplumlarından müttefiklere ihtiyaçları var
  • 15:38 - 15:40
    imam gibi müttefiklere
  • 15:40 - 15:42
    Hırvatistan'da Lezbiyen bir gruba şarkı sözü yazan
  • 15:42 - 15:45
    bir baba gibi müttefiklere,
  • 15:45 - 15:48
    bir tabuyu onurlandırıp geri çekilen o polis gibi müttefiklere,
  • 15:48 - 15:50
    benim babam gibi müttefiklere,
  • 15:50 - 15:53
    kardeşine yardım edemedi ama üç kızının da rüyalarının
  • 15:53 - 15:55
    gerçek olmasına yardımcı oldu.
  • 15:55 - 15:57
    Belkide bu feminizmin tüm diğer
  • 15:57 - 15:59
    sosyal hareketlerden farklı olarak,
  • 15:59 - 16:02
    belirgin baskıların karşısında durmamasındandır.
  • 16:02 - 16:04
    Hükmeden sınıfa karşın değildir
  • 16:04 - 16:07
    yada işgal edilen tarafa, yada sömürgecilere.
  • 16:07 - 16:10
    Bu kadınların pek çok defa kendilerini içinde tuttukları
  • 16:10 - 16:13
    bir dizi inanç ve düşüncenin
  • 16:13 - 16:15
    karşısında durmaktır.
  • 16:15 - 16:18
    Ve belki de feminizmin en büyük hediyesi de budur,
  • 16:18 - 16:21
    kişisel olan şey aslında politiktir de.
  • 16:21 - 16:23
    Eleanor Roosevelt'in İnsan Hakları ile söylediği gibi, bunlar
  • 16:23 - 16:26
    küçük yerlerde başlar, eve yakın yerlerde,
  • 16:26 - 16:29
    ve bu nokta kadın erkek eşitliği için de geçerli.
  • 16:29 - 16:31
    Sokaklarda, evet,
  • 16:31 - 16:34
    ama aynı zamanda mutfak masasında ve
  • 16:34 - 16:36
    yatakta yapılan müzakerelerde
  • 16:36 - 16:38
    ve aşıkların ilişkilerinde, ebeveynler, kız kardeşler
  • 16:38 - 16:40
    ve arkadaşlar arasında da mevcut.
  • 16:42 - 16:44
    Ve sonra, sonrasında
  • 16:44 - 16:46
    gelenek ve toplumun görüşünü
  • 16:46 - 16:48
    kendi çırpınmalarına entegre
  • 16:48 - 16:50
    ettiklerinde,
  • 16:50 - 16:53
    Sakena, Leah ve Layma gibi kadınların yanısıra,
  • 16:53 - 16:55
    Hindistan'da Sonia Gandhi
  • 16:55 - 16:58
    Şile'de Michelle Bachelet
  • 16:58 - 17:01
    İran'da Shirin Ebadi'nin de
  • 17:01 - 17:03
    başka bir şey yaptığını görürsünüz.
  • 17:03 - 17:05
    Batı modelinde gelişmiş fikirlere
  • 17:05 - 17:08
    meydan okumaya başlarlar.
  • 17:08 - 17:11
    Değişmek için sizin gibi olmak zorunda değiliz
  • 17:11 - 17:13
    mesajını veriyorlar.
  • 17:13 - 17:16
    Çarşaf, sari, pantalon
  • 17:16 - 17:18
    veya boubou giyebiliriz,
  • 17:18 - 17:21
    ve parti lideri, devlet başkanı veya
  • 17:21 - 17:23
    insan hakları avukatı olabiliriz.
  • 17:23 - 17:26
    Değişime yön vermek için geleneklerimizi kullanabiliriz.
  • 17:26 - 17:29
    Toplumu askeri güçten arındırıp
  • 17:29 - 17:31
    bu kaynağı kendi özümüzün
  • 17:31 - 17:34
    güvenliğine ayrılan hazneye akıtabiliriz.
  • 17:35 - 17:38
    Bu küçük hikayelerle,
  • 17:38 - 17:40
    bu bireysel hikayelerle,
  • 17:40 - 17:42
    dünya çevresindeki kadınların radikal
  • 17:42 - 17:44
    bir destan yazmakta olduğunu görüyorum.
  • 17:44 - 17:46
    Bu ipliklerden örülen
  • 17:46 - 17:48
    esnek kumaşın içinde
  • 17:48 - 17:51
    toplumların umut bulacağına
  • 17:51 - 17:53
    inanıyorum.
  • 17:53 - 17:55
    Ve kalbimin şarkı söyleme sebebi de
  • 17:55 - 17:58
    tüm bu küçük kırıntılar arasından
  • 17:58 - 18:00
    gözüme, ara sıra, bütünleşmiş,
  • 18:00 - 18:03
    tamamen yenilenmiş bir dünyanın parlaması.
  • 18:03 - 18:06
    Ve o kesinlikle yolunda ilerliyor.
  • 18:06 - 18:08
    Teşekkür ediyorum
  • 18:08 - 18:16
    (alkışlar)
Title:
Kavita Ramdas: Gelenekleri kucaklayan radikal kadınlar
Speaker:
Kavita Ramdas
Description:

Yetki sahibi bir kadın nasıl görünür? Çarşaf, başörtüsü veya sari (Hint tesettürü) giyebilir mi? Kavita Ramdas, kültürel miraslarıyla övünürken bu mirasın baskıcı geleneklerinde reform yapmaya çalışan üç olağanüstü kadından bahsediyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
18:19
Ayşe Demirel added a translation

Turkish subtitles

Revisions