Return to Video

Ben Cameron: Sahne sanatlarının gerçek gücü

  • 0:00 - 0:02
    Ben kültürle beslenen,
  • 0:02 - 0:04
    günlük yaşantısını
  • 0:04 - 0:07
    yanında taşıdığı iPod la sağlayan,
  • 0:07 - 0:09
    öyle bir iPod ki, içinde Wagner'in ve Mozart'ın
  • 0:09 - 0:11
    pop divası Christina Aguilera'nın
  • 0:11 - 0:13
    "country" şarkıcısı Josh Turner'ın
  • 0:13 - 0:15
    "gangsta rap" sanatçısı Kirk Franklin'in
  • 0:15 - 0:17
    konçertoların, senfonilerin ve daha birçoğunun olduğu bir iPod.
  • 0:17 - 0:19
    Gözü doymayan bir okurum,
  • 0:19 - 0:22
    Ian McEwan'dan Stephanie Meyer'e kadar okuyan.
  • 0:22 - 0:25
    "Twilight" dörtlemesini okudum.
  • 0:25 - 0:28
    Ve evimdeki sinema sistemi için yaşıyorum,
  • 0:28 - 0:30
    öyle bir sistem ki DVD'leri, videoları
  • 0:30 - 0:32
    ve televizyonu yiyip yuttuğum.
  • 0:32 - 0:34
    Benim için "Law and Order: SVU,"
  • 0:34 - 0:36
    Tine Fey ve "30 Rock"
  • 0:36 - 0:39
    ve "Judge Judy"'deki insanlar gerçek, davalar gerçek,
  • 0:39 - 0:41
    ve hükümler kesin.
  • 0:41 - 0:43
    Şimdi eminim ki, çoğunuz
  • 0:43 - 0:45
    benimle bu tutkuları paylaşıyorsunuz,
  • 0:45 - 0:47
    özellikle de "Judge Judy" tutkumu,
  • 0:47 - 0:49
    ve onu bizden ayırmak isteyecek
  • 0:49 - 0:51
    herkesle kavga edersiniz,
  • 0:51 - 0:54
    ama hayatımın temel tutkusunu paylaştığınızdan o kadar da emin değilim,
  • 0:54 - 0:57
    canlı profesyonel sahne sanatları için hissettiğim tutku,
  • 0:57 - 1:00
    evet, orkestra repertuvarını ifade eden ama aynı zamanda
  • 1:00 - 1:03
    caz, modern dans, opera, tiyatro
  • 1:03 - 1:05
    ve daha da fazlasını ifade eden.
  • 1:05 - 1:07
    Dürüst olmak gerekirse,
  • 1:07 - 1:09
    bu öyle bir alan ki, bu alanda çalışan çoğumuz
  • 1:09 - 1:11
    onun gelişen teknoloji yüzünden yok olma ve büyük ihtimalle parçalanma tehlikesiyle
  • 1:11 - 1:13
    yüz yüze olduğuna inanıyoruz.
  • 1:13 - 1:15
    İlk başlarda İnternet'i,
  • 1:15 - 1:17
    her problemimizi çözecek olan
  • 1:17 - 1:19
    harika bir pazarlama aracı olarak selamlamış olmamıza rağmen
  • 1:19 - 1:21
    şimdi fark ediyoruz ki İnternet
  • 1:21 - 1:23
    bu anlamda gereğinden fazla etkili oldu.
  • 1:23 - 1:26
    Kimi okuduğunuza bağlı olarak,
  • 1:26 - 1:28
    insanların ilgisini çekmeye çalışan
  • 1:28 - 1:30
    bir sanat organizasyonu ya da bir sanatçı,
  • 1:30 - 1:32
    artık normal bir vatandaşın her gün gördüğü
  • 1:32 - 1:34
    3 ila 5000
  • 1:34 - 1:36
    farklı pazarlama mesajıyla
  • 1:36 - 1:39
    rekabet etmekte.
  • 1:39 - 1:41
    Artık biliyoruz ki aslında
  • 1:41 - 1:43
    teknoloji boş zamanımızın en büyük rakibi haline geldi.
  • 1:43 - 1:45
    5 yıl önce,
  • 1:45 - 1:48
    X jenerasyonu mensupları 20.7 saati İnternet'te çevrim içi olarak ve
  • 1:48 - 1:50
    çoğunlukla da televizyon izleyerek geçiriyorlardı.
  • 1:50 - 1:52
    Y jenerasyonu mensupları daha da fazla--
  • 1:52 - 1:54
    23.8 saati, çoğunluk İnternet'te geçiriyordu.
  • 1:54 - 1:56
    Ve şimdi, normal
  • 1:56 - 1:58
    bir üniversite öğrencisi
  • 1:58 - 2:00
    üniversiteye başladığında
  • 2:00 - 2:02
    20,000 saatini İnternet'te,
  • 2:02 - 2:04
    ve 10,000 saatini de
  • 2:04 - 2:06
    bilgisayar oyunlarıyla
  • 2:06 - 2:08
    çoktan geçirmiş oluyor,
  • 2:08 - 2:10
    ki bu da bize
  • 2:10 - 2:12
    bilgisayar oyunlarının satışının
  • 2:12 - 2:14
    müzik ve film satışlarının toplamını
  • 2:14 - 2:17
    geçtiği bir kültürel bağlamda çalıştığımızın sade bir göstergesidir.
  • 2:18 - 2:20
    Dahası, teknolojinin bizim kültürel tüketim ile
  • 2:20 - 2:23
    ilgili varsayımlarımızı değiştirmiş olmasından endişe duymaktayız.
  • 2:23 - 2:25
    İnternet sayesinde zannediyoruz ki,
  • 2:25 - 2:28
    istediğimiz her şey, ne zaman istersek
  • 2:28 - 2:30
    kapımıza gelecek.
  • 2:30 - 2:32
    Sabahın 3'ünde ya da akşam 8'de
  • 2:32 - 2:35
    üzerimize göre yapılmış kotların siparişini verebiliriz.
  • 2:35 - 2:37
    Başlama saati, yeri belli olan
  • 2:37 - 2:39
    park veya ulaşım sıkıntıları yaşanan
  • 2:39 - 2:41
    sahne sanatlarıyla
  • 2:41 - 2:44
    kişiselleştirme
  • 2:44 - 2:47
    ve özelleştirme beklentileri
  • 2:47 - 2:49
    bir arada olamaz.
  • 2:49 - 2:51
    Ve ciddi bir şekilde farkındayız ki:
  • 2:51 - 2:53
    İnternet'ten günün 24 saati,
  • 2:53 - 2:55
    99 sente ya da bedavaya
  • 2:55 - 2:58
    şarkı indirmeye alışmış kültürel tüketiciden
  • 2:58 - 3:01
    bir senfoni, opera ya da bale bileti için
  • 3:01 - 3:03
    100 dolar ödemesini istediğimizde
  • 3:03 - 3:05
    bu ne anlam ifade edecek?
  • 3:07 - 3:09
    Bunlar, bu alanda çalışan bizler için
  • 3:09 - 3:11
    çok önemli sorular.
  • 3:11 - 3:13
    Ama ne kadar bize özgü görünürlerse görünsün,
  • 3:13 - 3:15
    biliyoruz ki yalnız değiliz.
  • 3:15 - 3:17
    Hepimiz, iletişim ve kültürün
  • 3:17 - 3:19
    şiddetli ve derin, yeniden
  • 3:19 - 3:21
    düzenlemesiyle meşgulüz,
  • 3:21 - 3:23
    bu yeni düzenleme gazete, dergi, kitap
  • 3:23 - 3:26
    ve basım endüstrilerini derinden
  • 3:26 - 3:29
    sarsmakta ve yok etmekte.
  • 3:30 - 3:33
    Sahne sanatlarıyla uğraşan herkes, tıpkı bizim gibi,
  • 3:33 - 3:36
    mekanik üretimleri ve yayınları kısıtlayan
  • 3:36 - 3:38
    ve çoğunlukla yasaklayan,
  • 3:38 - 3:40
    demode sendika sözleşmeleri ile
  • 3:40 - 3:42
    ancak 19. yüzyıla uygun,
  • 3:42 - 3:44
    fahiş fiyatlar talep edilen,
  • 3:44 - 3:46
    yüksek bilet gelirleri üzerine kurulmuş,
  • 3:46 - 3:48
    sanatçı ve seyirci arasındaki ideal ilişkiyi kalıplaştırmak için
  • 3:48 - 3:51
    tasarlanmış ticaret modelleri tarafından büyük tesislere tıkılmış durumda
  • 3:51 - 3:54
    ve bir çoğumuz,
  • 3:54 - 3:57
    Tower Records'un çökmesi üzerine ürpererek kendimize soruyoruz:
  • 3:57 - 4:00
    " Sırada biz mi varız?"
  • 4:01 - 4:03
    Sahne sanatlarında konuştuğum insanların hepsinin kulaklarında
  • 4:03 - 4:06
    Adrienne Rich'in, "Dreams of a Common Language"da
  • 4:06 - 4:08
    yazdığı şu sözler yankılanıyor:
  • 4:08 - 4:10
    "Hiçbir dili ve kuralı olmayan
  • 4:10 - 4:12
    bir ülkede yaşıyorz.
  • 4:12 - 4:14
    Yaptığımız her şey saf bir keşif.
  • 4:14 - 4:16
    Bize verdikleri haritalar
  • 4:16 - 4:19
    geçerliliğini yitirdi."
  • 4:20 - 4:22
    Ve sanata aşık sizler
  • 4:22 - 4:25
    beni gününüzü aydınlatmam için buraya davet ettiğinize memnun değil misiniz?
  • 4:25 - 4:27
    (Gülüşmeler)
  • 4:27 - 4:29
    (Alkış)
  • 4:29 - 4:32
    Şimdi, kendi yıkımımızın kenarındayız demek yerine,
  • 4:32 - 4:35
    tıpkı 16.yy'daki dini Reformda olduğu gibi
  • 4:35 - 4:38
    şu anda da önemli bir reformun içinde olduğumuza
  • 4:38 - 4:40
    inanmayı tercih ediyorum.
  • 4:40 - 4:43
    Sanat reformu, dini Reform'da olduğu gibi,
  • 4:43 - 4:45
    kısmen teknolojiyle birlikte
  • 4:45 - 4:47
    ama daha çok, dini Reform'da başı çeken
  • 4:47 - 4:49
    matbaa tarafından şekillenmiştir.
  • 4:49 - 4:52
    İki reform da, kavgacı tartışmalara
  • 4:52 - 4:54
    içsel şüphelere
  • 4:54 - 4:57
    ve demode iş modellerinin yeniden düzenlemelerine dayanıyordu.
  • 4:57 - 4:59
    Ve bana kalırsa, en derinde, iki reform da
  • 4:59 - 5:01
    aynı soruyu soruyordu:
  • 5:01 - 5:03
    Uygulamadan kimler sorumlu?
  • 5:03 - 5:05
    Uygulamadan nasıl sorumlu oldular?
  • 5:05 - 5:07
    Ve aslında, ruhani bir güçle
  • 5:07 - 5:09
    bir tecrübe yaşamak için
  • 5:09 - 5:12
    bir aracıya ihtiyacımız var mı?
  • 5:14 - 5:17
    Hepinizin bildiğini umduğum, Chris Anderson,
  • 5:17 - 5:19
    Wired dergisinin müdürü ve editörü, "The Long Tail"in yazarı,
  • 5:19 - 5:22
    bana kalırsa, bunun çoğunu kavrayan ilk kişiydi.
  • 5:22 - 5:24
    Bildiğiniz gibi, çok uzun zaman önce yazdığı üzere:
  • 5:24 - 5:26
    internetin,
  • 5:26 - 5:28
    web teknolojisinin
  • 5:28 - 5:30
    mini kameraların ve dahasının
  • 5:30 - 5:32
    icadı sayesinde, sanatsal üretim yöntemleri
  • 5:32 - 5:34
    insanlık tarihinde
  • 5:34 - 5:37
    ilk kez demokratikleştirildi.
  • 5:37 - 5:39
    1930'larda, aranızdan biri film yapmak istese,
  • 5:39 - 5:42
    ya Warner Bros. ya da RKO için çalışması gerekirdi,
  • 5:42 - 5:44
    çünkü kim film setinin
  • 5:44 - 5:46
    ve ışık ekipmanlarının ve kurgu ekipmanlarının
  • 5:46 - 5:48
    ve orkestranın ve dahasının parasını karşılayabilirdi ki?
  • 5:48 - 5:51
    Peki ya şimdi, aranızdan kim, 14 yaşında birinin
  • 5:51 - 5:53
    ikinci, üçüncü veya dördüncü filmi üzerinde çalıştığını bilmiyor?
  • 5:53 - 5:55
    (Gülüşmeler)
  • 5:55 - 5:58
    Benzer şekilde, sanatsal dağıtım yöntemleri de
  • 5:58 - 6:01
    insanlık tarihinde ilk kez demokratikleştirildi.
  • 6:01 - 6:04
    Yine '30'larda, Warner Bros, RKO bunu sizin için yaptı.
  • 6:04 - 6:06
    Şimdi, Youtube'a, Facebook'a girerseniz
  • 6:06 - 6:08
    odanızın kapısından dahi çıkmadan
  • 6:08 - 6:11
    dünya çapında dağıtım yapma imkanına sahipsiniz.
  • 6:12 - 6:14
    Herkesin potansiyel bir yaratıcı olduğu bu zamanlarda,
  • 6:14 - 6:17
    bu çifte darbe, kültürel pazarın geniş, yeniden bir tanımına
  • 6:17 - 6:20
    sebep oluyordu.
  • 6:21 - 6:23
    Açıkçası, şu an çevremizde önemli bir zamana
  • 6:23 - 6:25
    tanıklık ediyoruz,
  • 6:25 - 6:27
    bütün dünya değişirken,
  • 6:27 - 6:30
    seyirci sayısının azaldığı bir zamandan geçiyoruz.
  • 6:30 - 6:32
    Ama sanatla uğraşanların sayısı,
  • 6:32 - 6:35
    şiir yazan insanlar, şarkı söyleyenler,
  • 6:35 - 6:37
    kilise korolarında çalanlar
  • 6:37 - 6:40
    hayal edebileceğimizin bile ötesinde bir hızla artıyorlar.
  • 6:40 - 6:43
    Bu grup, başkalarının deyimiyle "pro ams",
  • 6:43 - 6:45
    profesyonel düzeyde iş yapan amatör sanatçılar.
  • 6:45 - 6:47
    Onları Youtube'da, dans yarışmalarında,
  • 6:47 - 6:49
    film festivallerinde ve dahasında görüyorsunuz.
  • 6:49 - 6:51
    Geleneksel kurumlarımızın
  • 6:51 - 6:54
    kültürel otonomlarını zorlarken ve kuyusunu kazarken,
  • 6:54 - 6:57
    potansiyel estetik dağarcığın kavramlarını
  • 6:57 - 7:00
    temelinden genişletiyorlar.
  • 7:00 - 7:02
    Sonuçta, şu anda, tüketimle değil
  • 7:02 - 7:04
    katılımla tanımlanmış
  • 7:04 - 7:06
    bir dünyada yaşıyoruz.
  • 7:07 - 7:09
    Açıkça söylemem gerekirse,
  • 7:09 - 7:11
    tıpkı dini Reform'un, resmi Kilise'nin ve
  • 7:11 - 7:14
    papazlığın sonunu getirmediği gibi
  • 7:14 - 7:16
    inanıyorum ki; sanatsal kurumlarımız da
  • 7:16 - 7:18
    belli bir öneme sahip olmaya devam edecekler.
  • 7:18 - 7:20
    Bu kurumlar, ekonomik saygınlık, bolluk değil saygınlık,
  • 7:20 - 7:22
    içerisinde yaşamak isteyen sanatçılar için,
  • 7:22 - 7:25
    en iyi fırsat konumundalar.
  • 7:25 - 7:27
    Ve bu kurumlar, belirli bir derecede kaynağa
  • 7:27 - 7:29
    sahip olarak çalışmak isteyen ve bunu hakeden sanatçılar için
  • 7:29 - 7:31
    ev olacaktır.
  • 7:31 - 7:33
    Ama bu kurumları,
  • 7:33 - 7:35
    tüm sanat camiasıyla eşdeğer tutmak
  • 7:35 - 7:38
    tabii ki, çok dar görüşlü bir düşünce olur.
  • 7:38 - 7:40
    Ve aslinda, biz amatörle profesyoneli
  • 7:40 - 7:42
    kutuplaştırma eğilimindeyken,
  • 7:42 - 7:44
    son 5-10 yilda gerçekleşen
  • 7:44 - 7:46
    en heyecan verici gelişme
  • 7:46 - 7:48
    öncelikli olarak
  • 7:48 - 7:50
    konser salonlarında veya sahnede değil de
  • 7:50 - 7:52
    daha çok kadın hakları
  • 7:52 - 7:54
    veya insan hakları
  • 7:54 - 7:56
    veya küresel ısınma konuları
  • 7:56 - 7:58
    veya AIDS yardımlari etrafinda
  • 7:58 - 8:01
    ekonomik nedenlerden ötürü değil de
  • 8:01 - 8:03
    sıkı bir sanat ortamında
  • 8:03 - 8:05
    gerçekleştirmesi mümkün olmayan
  • 8:05 - 8:08
    içsel ve derinden bir inançla iş yapmak isteyen
  • 8:08 - 8:10
    iyi eğitimli profesyonel veya profesyonel sanatçı tipinin
  • 8:10 - 8:12
    yükselişi oldu.
  • 8:12 - 8:15
    Bugünün dans dünyası
  • 8:15 - 8:18
    sadece Royal Winnipeg Ballet veya National Ballet of Canada ile değil de,
  • 8:18 - 8:21
    dansçilarinin yaşlari 18 ile 82 arasında değişen,
  • 8:21 - 8:24
    ve DNA sarmalını şekillendirmeye çalışan gen mühendisleri
  • 8:24 - 8:27
    ve CERN'deki nükleer fizikçilerle çalışan,
  • 8:27 - 8:29
    geniş yaş aralığına sahip,
  • 8:29 - 8:31
    profesyonel dans şirketi
  • 8:31 - 8:34
    Liz Lerman's Dance Exchange ile tanımlanıyor.
  • 8:34 - 8:36
    Bugünün profesyonel tiyatro topluluğu
  • 8:36 - 8:39
    sadece the Shaw and Stratford Festival ile değil de,
  • 8:39 - 8:42
    11 Eylül' den sonra,
  • 8:42 - 8:45
    10 farklı dini topluluğu
  • 8:45 - 8:48
    biraraya getiren --
  • 8:48 - 8:50
    Bahialara, Katoliklere,
  • 8:50 - 8:52
    Müslümanlara, Yahudilere
  • 8:52 - 8:54
    ve hatta Amerikan Yerlilerine
  • 8:54 - 8:56
    ve gay ve lezbiyen topluluklara,
  • 8:56 - 8:59
    topluluklar arası iyileşme için önemli bir ilk adım oluşturacak;
  • 8:59 - 9:01
    inançlarındaki farklılıkları keşfettikleri
  • 9:01 - 9:03
    ve benzerlikleri buldukları, kendi bireysel oyunlarını
  • 9:03 - 9:05
    ve bir büyük oyun yaratmalarına yardım eden,
  • 9:05 - 9:07
    sanatçılar kolektifi,
  • 9:07 - 9:09
    Cornerstone Theater of Los Angeles ile tanımlanıyor.
  • 9:10 - 9:12
    Rhodessa Jones gibi, bugünün sanatçıları
  • 9:12 - 9:14
    kadın mahkumların hapsedilme acısını
  • 9:14 - 9:17
    ifade edebilmeleri için kadın mahkumlarla çalışırken,
  • 9:17 - 9:19
    bugünün oyun yazarları ve yönetmenleri, şiddete alternatif kanallar aramak için
  • 9:19 - 9:22
    genç çetelerle çalışıyor ve bunun gibi
  • 9:22 - 9:25
    bir sürü bir sürü bir sürü örnek daha.
  • 9:25 - 9:28
    Ve aslında, bence, yok olmaktan ziyade
  • 9:28 - 9:30
    sahne sanatları, şimdiye kadar olduğumuzdan
  • 9:30 - 9:32
    çok daha önemli olacağımız bir zamanın
  • 9:32 - 9:34
    eşiğine geldi.
  • 9:34 - 9:36
    Biliyorsunuz, çok uzun zamandır söylüyoruz,
  • 9:36 - 9:39
    şehrinizdeki ekonomik toplumların sağlığı konusunda hassasız.
  • 9:39 - 9:41
    Ve kesinlikle.
  • 9:41 - 9:44
    Umarım biliyorsunuzdur ki, bir toplumda, bir sahne sanatları bileti için harcanan her dolar
  • 9:44 - 9:47
    yerel ekonomi için 5 ila 7 arası ek dolar oluşturuyor;
  • 9:47 - 9:49
    restoranlarda veya park yapmada,
  • 9:49 - 9:52
    kostümler için kumaş aldığımız kumaş mağazalarında,
  • 9:52 - 9:55
    piyanonun akordunu yapan akordçu için ve daha birçoğu için harcanan dolarlar.
  • 9:55 - 9:57
    Ama sanatlar, biz ilerledikçe ekonomiler için
  • 9:57 - 9:59
    çok daha önemli hale gelecek,
  • 9:59 - 10:02
    özellikle de henüz tahmin edemediğimiz endüstrilerde,
  • 10:02 - 10:04
    tıpkı iPod'un ve bilgisayar oyunlarının
  • 10:04 - 10:06
    merkezini oluşturdukları gibi,
  • 10:06 - 10:08
    ki bunu bazılarımız,
  • 10:08 - 10:10
    10 - 15 sene önce görmüşlerdi.
  • 10:11 - 10:13
    İş yönetimi; duygusal anlayışa,
  • 10:13 - 10:15
    içten dinleme yeteneğine,
  • 10:15 - 10:17
    empati kurmaya,
  • 10:17 - 10:19
    değişimi ifade etmeye,
  • 10:19 - 10:21
    diğerlerini motive etmeye çok daha fazla
  • 10:21 - 10:23
    bağımlı hale gelecek --
  • 10:23 - 10:26
    her karşılaşmada sanatların kapasiteleri daha da geliştirdiği.
  • 10:26 - 10:28
    Özellikle şu an,
  • 10:28 - 10:30
    toplumsal bilinç tarafindan
  • 10:30 - 10:33
    bilgilendirilmemiş, pazar-bazlı yönelimin
  • 10:33 - 10:35
    yanlışlığıyla yüzleşmek zorunda olduğumuz gibi,
  • 10:35 - 10:38
    bireysel ve ulusal karakterlerimizi,
  • 10:38 - 10:41
    özellikle de sıklıkla; sindirilmiş bir tecrübeden ziyade,
  • 10:41 - 10:44
    duyum bombardımanına maruz kalan
  • 10:44 - 10:47
    genç insanların karakterlerini şekillendirecek sanatların
  • 10:47 - 10:49
    gücünü anlamalı ve onları yüceltmeliyiz.
  • 10:50 - 10:53
    Sonuçta, özellikle şu anda,
  • 10:53 - 10:55
    reality TV programlarında
  • 10:55 - 10:58
    göçmenleri aşağılamayı meşrulaştıran
  • 10:58 - 11:01
    geriye yönelik ve ağır göçmen yasalarıyla dolu,
  • 11:01 - 11:03
    ve United States'te gün aşırı,
  • 11:03 - 11:05
    her tren istasyonunda
  • 11:05 - 11:08
    her otobüs durağında, her havaalanında
  • 11:08 - 11:10
    tekrar tekrar duyduğumuz
  • 11:10 - 11:12
    "Bayanlar ve baylar,
  • 11:12 - 11:14
    lütfen şüpheli hareketlerde bulunan
  • 11:14 - 11:16
    veya şüpheli gördüğünüz kişileri
  • 11:16 - 11:18
    en yakınınızdaki ilgili kişiye bildirin."
  • 11:18 - 11:20
    anonslarıyla yaşadığımız bu dünyada,
  • 11:20 - 11:22
    bizi hemcinsimiz insanoğluna düşmanca ve korkuyla ve nefretle
  • 11:22 - 11:25
    ve şüpheyle bakmaya teşvik ediyorlar.
  • 11:26 - 11:29
    Sanatlar, ne yaparlarsa, ne zaman bizi bir araya getirirlerse;
  • 11:29 - 11:31
    bizi, hemcinsimiz insanoğluna
  • 11:31 - 11:34
    cömertle ve merakla bakmaya davet ediyor.
  • 11:35 - 11:37
    Tanrı biliyor ki, insanlık tarihi boyunca
  • 11:37 - 11:39
    böyle bir güce ihtiyacımız olmadıysa bile,
  • 11:39 - 11:42
    şu anda var.
  • 11:45 - 11:47
    Biliyorsunuz, birbirimize kenetlendik,
  • 11:47 - 11:50
    bana kalırsa; teknoloji, eğlence ve tasarımla değil de
  • 11:50 - 11:52
    ortak bir neden için.
  • 11:52 - 11:55
    İnsanların acı çekmesini önleyecek,
  • 11:55 - 11:58
    daha düşünceli, anlamlı ve duyarlı bir dünya düzeni oluşturacak
  • 11:58 - 12:00
    sağlıklı ve enerji dolu toplumlar
  • 12:00 - 12:03
    oluşturmak için çalışıyoruz.
  • 12:04 - 12:07
    Amacınız ne olursa olsun,
  • 12:07 - 12:10
    hepinizi bu maceradaki birer aktivist olarak selamlıyorum
  • 12:10 - 12:13
    ve işlerinizdeki sanatı kucaklamaya ve ona değer vermeye çağırıyorum.
  • 12:13 - 12:16
    Size temin ederim ki; Doris Duke Charitable Foundation'ın eli
  • 12:16 - 12:19
    bugünden itibaren hepinize dostlukla uzanıyor.
  • 12:19 - 12:21
    Ve bugün beni dinlemekte gösterdiğiniz incelik ve sabrınız için hepinize teşekkür ederim.
  • 12:21 - 12:23
    Teşekkürler, yolunuz açık olsun.
Title:
Ben Cameron: Sahne sanatlarının gerçek gücü
Speaker:
Ben Cameron
Description:

Sanat yöneticisi ve sahne gösterisi hayranı Ben Cameron, sahne sanatının durumuna bakıyor ve soruyor: Canlı tiyatro gösterilerinin, canlı müzik konserlerinin ve canlı dans gösterilerinin büyüsü Internet'le nasıl yarışabilir? Ben Cameron, TEDxYYC'de geleceğe cesur bir bakış atıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
12:24
Burak Serin added a translation

Turkish subtitles

Revisions