Susan Blackmore "mim" ve "tim" kavramları hakkında konuşuyor
-
0:00 - 0:03Kültürel evrim, yeryüzündeki tüm canlı türleri için
-
0:03 - 0:06başıboş bırakılması tehlikeli olan bir çocuktur.
-
0:06 - 0:10Tam ne olduğunu fark ettiğiniz anda, emeklemekte olan bu çocuk
-
0:10 - 0:16ayağa kalkıp bir sürü kargaşaya neden olur, ve onu geri alması da çok zordur.
-
0:16 - 0:19Bizler, insanlar dünyanın Pandora türleriyiz.
-
0:19 - 0:24İkincil kopyalacıyı kutusundan serbest bıraktık,
-
0:24 - 0:26ve şimdi onu kutusuna geri koyamıyoruz.
-
0:26 - 0:29Bunun sonuçlarını etrafımızda her yerde görüyoruz.
-
0:30 - 0:34Şimdi, ben inanıyorum ki,
-
0:34 - 0:36mimetikleri ciddiye alan bir görüş ortaya çıkıyor.
-
0:36 - 0:38ve bu görüş bize yeni bir şekilde düşünmeyi öğretiyor.
-
0:38 - 0:40Sadece gezegenimizde neler olup bittiğini değil,
-
0:40 - 0:43evrende başka yerlerde neler oluyor olabileceğini de gösteriyor.
-
0:43 - 0:46Bu nedenle öncelikle mimetik ve mim teorisi hakkında
-
0:46 - 0:48birkaç şey söylemek istiyorum.
-
0:48 - 0:53ikinci bahsedeceğim şey ise bu konunun eğer oralarda uzaklarda birileri varsa
-
0:53 - 0:56onlar hakkındaki soruları nasıl yanıtlayabileceği.
-
0:56 - 0:58Evet, mimetik.
-
0:58 - 1:02Mimetik, evrensel Darwinizm prensipleri üzerine kurulmuş bir bilim.
-
1:02 - 1:05Darwin'in muhteçem bir fikri vardı.
-
1:05 - 1:07Hatta bazı insanlar bunun şimdiye dek
-
1:07 - 1:10öne sürülmüş en iyi fikir olduğunu düşünüyorlar.
-
1:10 - 1:14Bu müthiş bir şey değil mi, bir fikrin, şimdiye kadar
-
1:14 - 1:16insanların aklına gelen en iyi fikir olması?
-
1:16 - 1:17Bu olabilir mi sizce?
-
1:17 - 1:18Seyircileri: Hayır.
-
1:18 - 1:19( Gülüşmeler)
-
1:19 - 1:21Susan Blackmore: Birisi hayır diyor, oldukça yüksek sesli hem de, şurada.
-
1:21 - 1:25Bence evet, ve eüer böyle bir ödül olsa idi ben bunu Darwin' e verirdim.
-
1:25 - 1:27Neden mi?
-
1:27 - 1:30Çünkü bu fikir öylesine basitti ki,
-
1:30 - 1:36ama evrenin tüm yapısını da açıklamaya yetiyordu.
-
1:36 - 1:38Sadece biyolojik yapısını da değil üstelik,
-
1:38 - 1:40insanların ürettiği şeylerin yapısını bile.
-
1:40 - 1:42Aslında orada da olan şeyler aynı.
-
1:42 - 1:44Darwin ne dedi?
-
1:44 - 1:46Kabaca biliyorsunuz, doğal seleksiyon fikrini ortaya koydu,
-
1:46 - 1:51ama 1859'da yayınlanan "Türlerin Kökeni'nden" birkaç cümle
-
1:51 - 1:53alıntı yapmama izin verin.
-
1:53 - 1:56Darwin'in söylediği şuna benzer bir şeydi --
-
1:56 - 2:00"eğer elinizde çeşitlilik gösteren canlılar varsa, ki şüphesiz vardır--
-
2:00 - 2:03Ben Galapagos adalarına gittim ve buradaki kuşların gagalarının,
-
2:03 - 2:05kaplumbağaların kabuklarının boylarını ölçtüm diye gidiyor.
-
2:05 - 2:07100 sayfa kadar sonra --
-
2:07 - 2:09(Gülüşmeler)
-
2:09 - 2:13" ve eğer bu ortamdaki canlılar
-
2:13 - 2:16hayatta kalma mücadelesi veriyor, ve hatta ölüyorlarsa --
-
2:16 - 2:19ki mutlaka böyledir. Malthus'u okudum ve
-
2:19 - 2:21eğer fillerin kısıtlanmadan üreyecek olurlarsa dünyanın tamamını
-
2:21 - 2:24ne kadar zamanda tamamen kaplayacağını hesapladım..." vesaire vesaire--
-
2:24 - 2:28100 sayfa kadar sonra,
-
2:28 - 2:33" ve eğer bu hayatta kalabilen canlılar, hayatta kalmalarını
-
2:33 - 2:36sağlayan özelliklerini bir sonraki nesile aktarabiliyorlarsa,
-
2:36 - 2:38bir sonraki nesil, ebeveynlerine göre
-
2:38 - 2:40bu koşullarıa çok daha hızlı ve iyi
-
2:40 - 2:43uyum sağlayabileceklerdir.
-
2:43 - 2:45Fikri görebiliyor musunuz?
-
2:45 - 2:47Eğer, eğer, eğer ve o zaman.
-
2:47 - 2:49Algoritm hakkında çok fazla bilgisi yoktu,
-
2:49 - 2:52ama bu kitapta bahsedilen şey
-
2:52 - 2:55bugün evrimsel algoritma dediğimiz şeyin ta kendisi.
-
2:55 - 2:59Bu prensip uyarınca sadece üç şeye ihtiyaç vardır --
-
2:59 - 3:02çeşitlilik, seçim ve kalıtsallık.
-
3:02 - 3:06Dan Dennett'in dediği gibi, eğer bu üçü mevcutsa
-
3:06 - 3:08o zaman eninde sonunda mutlaka evrim gerçekleşecektir.
-
3:08 - 3:13Ya da, aklın yardımı olmaksızın kaostan tasarıma gidiş.
-
3:13 - 3:15Bu slaytta çok sevdiğim bir kelime var.
-
3:15 - 3:17Bu kelimeyi tahmin edebilir misiniz?
-
3:17 - 3:18Seyirciler: Kaos.
-
3:18 - 3:21SB: Kaos mu? Değil. Ne? Akıl mı? Yok o da değil.
-
3:21 - 3:22Seyirciler: Olmaksızın.
-
3:22 - 3:23SB: Yok, olmaksızın da değil.
-
3:23 - 3:24( Gülüşmeler)
-
3:24 - 3:26Hepsini sırayla deniyorsunuz... hadi ama?
-
3:26 - 3:27Seyirciler: Mutlaka.
-
3:27 - 3:31Mutlaka, evet eninde sonunda mutlaka.
-
3:31 - 3:33Bu durumu bu kadar inanılmaz kılan da bu zaten.
-
3:33 - 3:36Bir yaratıcıya, bir plana, bir ön tasarıma
-
3:36 - 3:39ya da benzer bir başka şeye ihtiyacınız yok.
-
3:39 - 3:42Eğer çeşitlilikten köken alan ve bir sonraki nesile kopyalanan
-
3:42 - 3:46ve seçilime uğrayan bir özellik varsa, yoktan var olan bir tasarım elde edeceğiniz kesindir.
-
3:46 - 3:48Bunun önüne geçemezsiniz.
-
3:48 - 3:52Benim buradaki favori kelimem mutlaka.
-
3:53 - 3:55Peki, bunun mim'lerle ne ilgisi var?
-
3:55 - 4:00Buradaki çeşitliliğin kopyalanması ve seçilimi
-
4:00 - 4:01prensibini pekçok şeye uygulamak mümkün
-
4:01 - 4:04Biyolojik terimlerle düşünmeye çok alışkın olduğumuzdan
-
4:04 - 4:06genleri bu şekilde düşünebiliyoruz.
-
4:06 - 4:09oysa ki Darwin, elbette genler hakkında birşey bilmiyordu.
-
4:09 - 4:11Genelde bitkiler ve hayvanlar hakkında konuşmuştu,
-
4:11 - 4:14ama aynı zamanda evrimleşen ve soyu tükenen dillerden de bahsetmişti.
-
4:14 - 4:16Evrensel Darwinizm prensibine göre
-
4:16 - 4:20çeşitliliği olan ve tercih edilen her tür bilgi
-
4:20 - 4:22bir tasarıma dönüşecektir.
-
4:22 - 4:24Richard Dawkins'in 1976 yılında yayınlanan çok satan kitabı
-
4:24 - 4:27"Bencil Gen"de bahsettiği kavram da buydu.
-
4:27 - 4:31Kopyalanan veri, ki o buna replikatör adını takmıştı,
-
4:31 - 4:33kendini bencilce kopyalar.
-
4:33 - 4:37Elbette bundan kastım hücrenin içinde oturup beklerden "kopyalanmak istiyorum" demesi değil.
-
4:37 - 4:39Şu demek, sonuçları ne olursa olsun
-
4:39 - 4:41olabiliyorsa, kendini kopyalayacaktır.
-
4:42 - 4:45Kopyalamanın sonuçlarını düşünemez, çünkü düşünme yetisi yoktur,
-
4:45 - 4:47kopyalanan sadece verilerdir.
-
4:48 - 4:49Dawkins, bu konuda herkesin genleri örnek gösterip
-
4:49 - 4:52düşünmesinden uzaklaşmak isteiği için
-
4:52 - 4:55"dünyada bu şekilde çalışan bir başka veri kopyalayıcı var mı?" diye düşündü.
-
4:55 - 4:57Evet, elbette var.
-
4:57 - 5:00Etrafınıza bir bakın, bu odadaki grup bile yeterli.
-
5:00 - 5:03Hepimizin çevresi, hala dikkatsizce sağa sola savrulan
-
5:03 - 5:06bir ilkek kültür çorbasıyla kaplı durumda, bu da bir başka replikatör.
-
5:06 - 5:11Verileri insandan insana taklit ederek,
-
5:11 - 5:13dilimizi kullanıp konuşarak ya da hikayeler anlatarak,
-
5:13 - 5:16kılık kıyafetimizle ya da yaptıklarımızla aktarıyoruz.
-
5:16 - 5:21Bu bilgiler de çeşitlilik ve seçim ile kopyalanıyorlar,
-
5:21 - 5:24ve tasarım süreci devam ediyor.
-
5:24 - 5:27Dawkins bu kopyalayıcıya yeni bir isim vermek istedi,
-
5:27 - 5:31ve Yunanca bir kelime olan "mimeme"yi seçti, ki bu taklit edilen anlamına geliyor.
-
5:31 - 5:33Unutmayın ki temel tanım bu.
-
5:34 - 5:35Taklit edilen şey.
-
5:35 - 5:38Ve bu kelimeyı kısalatarak mim adını verdi, kulağa hoş geliyor çünkü
-
5:38 - 5:41ve güzel bir mim yarattı, oldukça etkin yayılan bir mim hem de.
-
5:41 - 5:44Bu fikrin ortaya çıkışı bu şekilde.
-
5:45 - 5:48Bu tanıma sadık kalmakta fayda var.
-
5:48 - 5:52Mimetik bilimi oldukça yanlış algılanmış,
-
5:52 - 5:55amacından saptırılmış ve korkulan hale gelmiş bir bilim.
-
5:55 - 5:58Ama bu sorunların çoğu bu kelimenin
-
5:58 - 6:00esas tanımını hatırlamakla ortadan kalkıyor.
-
6:00 - 6:02Mim, bir fikir ile eş anlamlı değildir.
-
6:02 - 6:04Bir fikir ya da benzer başka bir şey ile aynı değildir.
-
6:04 - 6:06Tanıma sadık kalalım.
-
6:06 - 6:08Taklit edilen bir şey.
-
6:08 - 6:11Ya da insandan insana kopyalanarak geçen bilgi.
-
6:12 - 6:13Bazı mim örneklerine bakalım şimdi.
-
6:13 - 6:16Bayım siz, gözlüklerinizi dikkat çekici bir şekilde
-
6:16 - 6:18boynunuza asmışsınız.
-
6:18 - 6:20Bunu kendiniz mi akıl ettiniz,
-
6:20 - 6:22yoksa bir başkasında mı gördünüz?
-
6:22 - 6:25Bir başkasında gördünüz ve kopyaladınız, bu bir mim.
-
6:25 - 6:28Başka, başka... hmm burada ilginç mimler göremiyorum şu an.
-
6:28 - 6:31Evet, bakalım başka ilginç mimler var mı?
-
6:31 - 6:33Ah evet, küpeleriniz,
-
6:33 - 6:35küpe takma fikrini sizin keşfettiğinizi sanmıyorum
-
6:35 - 6:37muhtemelen dışarıda bir yerlerden satın aldınız onları.
-
6:37 - 6:39Dükkanlarda daha bir sürü mevcut.
-
6:39 - 6:41Bu da insandan insana geçen bir şey.
-
6:41 - 6:44Tüm anlattığımız hikayeler de öyle, elbette,
-
6:44 - 6:48TED'in kendisi bile dev bir mim festivali.
-
6:48 - 6:50Mimler hakkında dişünmemiz gereken şey ise şu,
-
6:50 - 6:52neden yayılıyorlar?
-
6:52 - 6:56Onlar bencil verileri, eğer becerebilirlerse kopyalanıyorlar.
-
6:56 - 6:59Bazıları iyi, güzel, doğru ya da faydalı
-
6:59 - 7:01oldukları için kopyalanıyor.
-
7:01 - 7:03bazıları ise öyle olmasalar da kopyalanıyorlar.
-
7:03 - 7:05Bazılarının neden kopyalandıklarını anlamak imkansız.
-
7:06 - 7:09Hoşuma giden çok tuhaf bir mim var.
-
7:09 - 7:12Mutlulukla söyleyebilirim ki, buraya konferans için geldiğimde de gördüm onu,
-
7:12 - 7:14eminim ki siz de karşılaştınız onunla.
-
7:14 - 7:17Bir yerlerde güzel bir otel odası kiraladınız,
-
7:18 - 7:20odaya girdiniz, elbiselerinizi yerleştirdiniz ve
-
7:20 - 7:23banyoya gittiniz, orada ne gördünüz?
-
7:23 - 7:24Seyirciler: Banyo sabunu.
-
7:24 - 7:25SB: Anlamadım?
-
7:25 - 7:26Seyirciler: Sabun.
-
7:26 - 7:28SB: Sabun, evet peki, başka?
-
7:28 - 7:29Seyirci: ( Anlaşılmıyor)
-
7:29 - 7:30SB: Hı, hı.....
-
7:30 - 7:31Seyirciler: Lavabo, tuvalet!
-
7:31 - 7:33SB: Lavabo, tuvalet, evet bunlar da mim, hepsi mim,
-
7:33 - 7:36ama bunlar bir anlamda faydalı, ama bir de bu var.
-
7:36 - 7:39( Gülüşmeler)
-
7:40 - 7:42Bu nedir böyle?
-
7:42 - 7:43( Gülüşmeler)
-
7:43 - 7:45Bu olay dünyanın her yanına yayılmış durumda.
-
7:45 - 7:47sizin de buradaki banyonuzda bu mim ile
-
7:47 - 7:49karşılaşmış olmanız şaşırtıcı değil.
-
7:49 - 7:54Ama ben bu fotorafı, Assam'da, ormanın ortasındaki
-
7:54 - 7:56bir ekolojik kampta çektim.
-
7:56 - 7:57( Gülüşmeler)
-
7:58 - 8:01Bunu kim böyle katlamış ve neden?
-
8:01 - 8:02( Gülüşmeler)
-
8:02 - 8:04Bazıları bu işe kendini epey kaptırıyor.
-
8:04 - 8:07( Gülüşmellr)
-
8:08 - 8:11Bazıları daha tembel ve hata yapıyorlar.
-
8:11 - 8:14Bazı oteller bu mim'e başka mimler ekleme fırsatını kaçırmıyor,
-
8:14 - 8:16mesela bu küçük etiketle.
-
8:16 - 8:17(Gülüşmeler)
-
8:17 - 8:19Bunun ne anlamı var?
-
8:19 - 8:21Sanırım birinin buraları temizlediğinin
-
8:21 - 8:23göstergesi bu, çok güzel.
-
8:23 - 8:26Ama biliyorsunuz aslında bir başka insanın kendi
-
8:26 - 8:29mikroplarını sağa sola yaydığını da gösteriyor.
-
8:29 - 8:30(Gülüşmeler)
-
8:30 - 8:32Bunu şöyle düşününç
-
8:32 - 8:34Beyinlerle dolu bir dünya hayal edin
-
8:34 - 8:37ve burda kendine bir yer bulamayacak kadar çok mim olsun.
-
8:37 - 8:40Bu mimler kopyalanmanın bir yolunu arıyorlar,
-
8:40 - 8:43tırnak içinde "kendilerine ev arıyorlaræ ve
-
8:43 - 8:46eğer kopyalanmayı başarırlarsa bunu becerecekler.
-
8:46 - 8:52Sizi ve beni kendilerini kopyalayacak makineler olarak kullanıyorlar,
-
8:52 - 8:55biz onların mim makineleriyiz.
-
8:55 - 8:57Bu neden önemli sizce?
-
8:57 - 8:59Neden faydalı bir şeyö ya da bize ne anlatıyor?
-
8:59 - 9:03Bize insanoğlunun kökenleri hakkında, insan olmanın
-
9:03 - 9:04ne demek olduğu hakkında yepyeni bir bakış açısı sağlıyor.
-
9:04 - 9:08Kültürel evrimin bilinen tüm teorileri,
-
9:08 - 9:10insanlığın tüm kökeni ve
-
9:10 - 9:14bizi diğer canlılardan farklı kılan öeyler hakkında.
-
9:14 - 9:16Diğer teoriler beynin büyüklüğünü, konuşma yetimizi ve alet kullanımını
-
9:16 - 9:18genlerimizden köken alan ve bizi benzersiz kılan
-
9:18 - 9:21diğer özelliklerimizi açıklıyor.
-
9:21 - 9:24Konuşma yeteneği genlerimize faydalı olmuş olmalı.
-
9:24 - 9:27Alet kullanmamız hayatta kalma ve üreme şansımızı artırmış olmalı.
-
9:27 - 9:30Her zaman konu dönüp dolanıp, Richard Dawkins'in de
-
9:30 - 9:33bir zaman önce yakındığı gibi genlerimize geliyor.
-
9:33 - 9:37Mimetik biliminin amacı ise, " Yo, hayır her zaman değil." demek.
-
9:37 - 9:40Yaşadığımız bu gezegende iki tan kopyalayıcı mevcut.
-
9:40 - 9:43İki milyon yıl öncesindeki atalarımızdan beri
-
9:43 - 9:45süregelen, onların taklit etmesi ile başlayan
-
9:45 - 9:49yeni bir kopyalama süreci mevcut.
-
9:49 - 9:51Değişkenlikle kopyalama ve aralarından seçme.
-
9:51 - 9:56Yeni bir kopyalayıcı serbest bırakılmıştı ve bir daha asla --
-
9:56 - 9:57en başından beri, bu kopyalayıcıyı serbest bırakan atalarımız
-
9:57 - 10:02onu sadece yararlı, güzel ve doğru
-
10:02 - 10:05şeylerde kullanıp diğer şeylerde kullanmamazlık
-
10:05 - 10:07edemezdi elbette.
-
10:07 - 10:10Beyinleri bu koylamadan edindikleri avatajları özümserken --
-
10:10 - 10:15ateş yakmak, ateşi canlı tutmak, yeni avlanma yöntemleri,
-
10:15 - 10:17buna benzer şeyleri --
-
10:17 - 10:20kaçınılmaz olarak aynı zaman da saçlarına tüyler takmayı,
-
10:20 - 10:22tuhaf kılıklar giymeyi, yüzlerini boyamayı veya
-
10:22 - 10:23benzer şeyleri de taklit ettiler.
-
10:23 - 10:27Böylece ortaya insanlara onların vaktini bu tip gereksiz şeyleri kopyalayarak
-
10:27 - 10:31vakitlerini harcamayı engelleyecek ufak, verimli beyinler
-
10:31 - 10:33sağlamaya çalışan genler ile, bunların tersini yapan
-
10:33 - 10:37mesela insanların yaptığı sesleri kopyalayan ve sonunda
-
10:38 - 10:40bunun konuşma diline dönüşmesini sağlayan ve beyinleri gittiçe daha büyük
-
10:40 - 10:43hale getirmek için yarışan mimler arasında bir çekişme ortaya çıktı.
-
10:43 - 10:47Bu teoriye göre büyük beyinlerimiz mimlerin bir ürünü.
-
10:47 - 10:51Bu nedenle "Mim Makinesi"nde bu durumu mimetik ivme olarak nitelendirdim.
-
10:51 - 10:54Mimler evrimleştikçe, ki kaçınılmaz olarak evrimleşmek zorundadırlar
-
10:54 - 10:58mimleri kopyalamada daha usta hale gelmiş, daha büyük
-
10:58 - 11:00bir beyine sahip olacaklardır.
-
11:00 - 11:04Bu nedenle böyle tuhaf beyinlere sahip olduk,
-
11:04 - 11:07din, müzik ve sanattan hoşlanıyoruz.
-
11:07 - 11:10Konuşma dili, bu görüşe göre
-
11:10 - 11:12uyum sağlamayı başardığımız bir parazit,
-
11:12 - 11:14başlangıçtan beri genlerimizden gelmiyor.
-
11:14 - 11:17ve hemen bütün parazitler gibi tehlikeli olarak başlıyor,
-
11:17 - 11:20ama sonradan evrimleşiyor ve uyum sağlıyor
-
11:20 - 11:22ve bu yeni parazitle simbiyotik yeni bir
-
11:22 - 11:23ilişki kuruyoruz.
-
11:23 - 11:25Kendi bakış açımızdan bunun
-
11:25 - 11:28nasıl başladığının ayırdına varamıyoruz.
-
11:28 - 11:31Bu insanların ne olduğuna dair bir görüş.
-
11:31 - 11:34Bu gezegendeki diğer canlıların tümü gen makinaları,
-
11:34 - 11:37taklitçilik konusunda çok iyi değiller, balki birazcık.
-
11:37 - 11:42Ama biz, tek başımıza hem gen hem de mim makineleriyiz.
-
11:42 - 11:46Mimler bir gen makinesin aldılar ve onu bir mim makinesine çevirdiler.
-
11:46 - 11:48Ama hepsi bu değil.
-
11:48 - 11:51Artık yeni bir tür mime sahibiz.
-
11:51 - 11:52Bunu uzunca bir zamandır merak ediyorum,
-
11:52 - 11:54çünkü mimler hakkında epeyce çok düşünüyorum.
-
11:54 - 11:56kopyaladığımız bu mimler ile etrafımızdaki bütün bu
-
11:56 - 11:58teknolojik şeyler arasında bir ilinti var mı? --
-
11:58 - 12:00kopyaladığımız mimler derken, birbirimize söylediğimiz kelimeler
-
12:00 - 12:02vücut dilimiz, diğer insani şeyerden bahsediyorum.
-
12:02 - 12:06Bu güne kadar, bu şeyleri her zaman mim diye adlandırdım,
-
12:06 - 12:09ama doğrusunu isterseniz artık
-
12:09 - 12:12teknolojik mimler için yeni bir kelimeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
-
12:12 - 12:15Bunlara teknomimler ya da timler diyelim.
-
12:15 - 12:18Çünkü süreçleri biraz daha farklı işliyor.
-
12:19 - 12:22Bundan 5000 yıl kadar önce, yazı yazmaya başladık.
-
12:22 - 12:29Biriktirdiğimiz mimleri kilden tabletlere aktardık,
-
12:30 - 12:32ama gerçek timler ve tim makinaları elde etmek için
-
12:32 - 12:35çeşitliliğin, seçilimin ve kopyalamanın
-
12:35 - 12:37insanların dışında yapılıyor olması gerekli.
-
12:37 - 12:39Ve bu noktaya geliyoruz.
-
12:39 - 12:41Neredeyse bu koşulları sağlayacak olağandışı bir noktadayız
-
12:41 - 12:43artık bunu yapan makinalar var.
-
12:43 - 12:45Aslında, TED'de bulunduğum şu kısa süre boyunca bile
-
12:45 - 12:47buna daha önce düşündüğümden daha yakın olduğumuzu gördüm.
-
12:47 - 12:53Gerçekte, artık timler beyinlerimizi daha çok
-
12:53 - 12:55tim makinaları gibi davranmak için zorluyor.
-
12:55 - 12:58Çocuklarımız okuma yazmayı çok hızlı öğreniyorlar,
-
12:58 - 13:00makine kullanmayı da öyle.
-
13:00 - 13:01Bir sürü implant, uyumadan ayakta kalmamızı
-
13:01 - 13:04sağlayacak bir sürü ilaca sahibiz.
-
13:04 - 13:06Bunları kendinizin seçtiğini düşünüyor olabilirsiniz,
-
13:06 - 13:09ama aslında bunu yapan timler.
-
13:10 - 13:11Şu anda gezegenimizde üçüncü bir
-
13:11 - 13:15kopyalayıcı olması nedeniyle ilginç br değişim içindeyiz.
-
13:16 - 13:21Peki evrenin diğer noktalarında neler olup bitiyor bu konuda?
-
13:21 - 13:23Oralarda birileri var mı?
-
13:23 - 13:26İnsanlar uzunca bir zamandır bu soruyu soruyorlar.
-
13:26 - 13:28TED'de, burada da bu soruyu soruyoruz.
-
13:28 - 13:321961'de Frank Drake meşhur formülünü öne sürdü,
-
13:32 - 13:34ama bence yanlışi bir şeye konsantre oldu.
-
13:34 - 13:36Bu formül çok verimli bir formül oldu,
-
13:36 - 13:38N'in değerini öngirmek istemişti,
-
13:38 - 13:42yani galaksimizde bulunan, iletişim kurma yetisine sahip uygarlık sayısını.
-
13:42 - 13:46Formüle yıldız oluşma hızını, gezegen sayısını,
-
13:46 - 13:50ve kaşınılmaz olarak zeki olmayı ekledi.
-
13:50 - 13:54Bence bu yanlış bir düşünce şekli.
-
13:54 - 13:57Zeka, her yerde olabilir, çok farklı şekillere bürünebilir.
-
13:57 - 13:59İnsan zekası bildiğimiz zekalardan sadece biri.
-
13:59 - 14:02Ama esas önemli olan şey çoğaltıcınızın olup olmadığı
-
14:02 - 14:06ve varsa kaçıncı derece oldukları, hangisinin kimden beslendiği.
-
14:06 - 14:11Bu nedenle, zekayı değil de, çoğaltıcıları
-
14:11 - 14:13göz önüne alalım diyorum.
-
14:13 - 14:16Bundan yola çıkarak da farklı bir formül öneriyorum.
-
14:16 - 14:18Çok basit bir formül.
-
14:18 - 14:20N, aynı anlama geliyor.
-
14:20 - 14:23Galaksimizde bulmayı umduğumuz iletişim kurabilecek
-
14:23 - 14:25uygarlıkların sayısı.
-
14:25 - 14:29Bizim galaksimizdeki gezegenlerin sayısını alın,
-
14:29 - 14:33bunların çok az bir kısmında birinci derece bir çoğaltıcı olacaktır.
-
14:33 - 14:37Bunların çok az bir kısmında da ikinci derece bir çoğaltıcı var olabilir.
-
14:37 - 14:39Bunların çok öok az bir kısmı da üçünü seviye çoğaltıcıya sahip olacaktır.
-
14:40 - 14:43Çünkü sadece içinci derece çoğaltıcı gezegen dışına gitmeye çalışıp
-
14:43 - 14:46bilgi, uzay aracı vesaire göndermeye çalışarak
-
14:46 - 14:48uzaktakilerle iletişim kurmaya çalışacaktır.
-
14:48 - 14:51Tamam, eğer bu formülü göz önüne alırsak,
-
14:51 - 14:56neden hala orada bir yerlerden mesaj almadık?
-
14:56 - 15:00Çünkü bu süreçteki her adım tehlikelidir.
-
15:00 - 15:03Yeni bir çoğaltıcı sahibi olmak tehlikelidir.
-
15:03 - 15:05Bunu başarabilirsiniz, biz başardık ama
-
15:05 - 15:07tehlikelidir.
-
15:07 - 15:10ilk adımı ele alın, dünyada yaşam ortaya çıktıktan hemen sonra.
-
15:10 - 15:12Gaian görüşü benimseyelim.
-
15:12 - 15:15Peter Ward'ın dünkü konuşmasını çok beğendim -- her zaman Gaian olmak mümkün değil.
-
15:15 - 15:18Yaşam biçimleri, kendilerini lödürecek şeyler üretebilirler.
-
15:18 - 15:21Evet, biz bu gezegende başarılı olup hayatta kaldık,
-
15:21 - 15:23Ama, uzun bir zaman sonra, milyarlarca yıl sonra
-
15:23 - 15:26İkinci bir çoğaltıcıya sahip olduk: mimler.
-
15:26 - 15:28Bu tehlikeliydi, tamam mı?
-
15:28 - 15:30Büyük beynimizi düşünün.
-
15:30 - 15:33Burada kaç anne vardır sizce?
-
15:33 - 15:35Sizler büyük beyinleri oldukça yakından tanıyorsunuz.
-
15:35 - 15:37Onları doğurmak epey zordur.
-
15:37 - 15:39Çok acı vericidir.
-
15:39 - 15:40( Gülüşmeler)
-
15:41 - 15:43Benim kedin dört yavru doğurdu, doğum bıyunca da guruldadı.
-
15:43 - 15:45Eee, bizdekinden epey farklı değil mi?
-
15:45 - 15:47( Gülüşmeler)
-
15:47 - 15:50Sadece acı verici olmakla kalmaz, pekçok bebeğin ve annenin
-
15:50 - 15:52ölümüne neden olur.
-
15:52 - 15:54Bu beyni yapması da çok pahalıdır.
-
15:54 - 15:56Genler, bu myelini üretmek için uğraşırlar,
-
15:56 - 15:58bütün yağları myeline çevrilir.
-
15:58 - 16:00Biliyor musunuz, burada öylesine otururken
-
16:00 - 16:04beyniniz, vücudunuzun sadece ağırlıkça %2'sine sahip olduğu halde
-
16:04 - 16:06enerji tüketiminizin %20'sini harcıyor.
-
16:06 - 16:08Çalıştırması gerçekten de en pahalı olan organdır.
-
16:08 - 16:10Neden? Çünkü mimleri üretiyor.
-
16:10 - 16:14Ama bu hepimizi öldürebilirdi, hepimizi öldürebilirdi,
-
16:14 - 16:16belki de neredeyse bunu yaptı, görüyorsunuz ya, tam bilemiyoruz
-
16:16 - 16:18Belki de neredeyse bunu yaptı.
-
16:18 - 16:19Daha önce benzer birşeyi deneyen olmuş muydu?
-
16:19 - 16:21Diğer türlere ne dersiniz?
-
16:21 - 16:23Louise Leakey dün anlattı,
-
16:23 - 16:26biz evrim ağacının bu dalına hayatta kalan tek grubuz.
-
16:26 - 16:28Diğerlerine ne oldu?
-
16:28 - 16:30Bu taklit etme deneyi,
-
16:30 - 16:32bu ikincil çoğaştıcı deneyi
-
16:32 - 16:36bu insanları öldürmüş olacak kadar tehlikeli olabilir mi?
-
16:36 - 16:38Biz paçayı kurtardık ve uyum sağladık.
-
16:38 - 16:41Ama şu anda, daha önce de söylediğim gibi
-
16:41 - 16:43üçüncü çoğaltıcıya gelmiş durumdayız.
-
16:43 - 16:46Ve bu daha öncekilerden daha da tehlikeli--
-
16:46 - 16:48tekrar bir tehlike var .
-
16:48 - 16:52Neden? Çünkü tümler bencil çoğaltıcılardır
-
16:52 - 16:55ne biz, ne gezegenimiz ne de başka şeyler umurlarında.
-
16:55 - 16:58Onlar sadece bilgiden ibaret -- neden umursasınlar ki?
-
16:59 - 17:01Şu anda gezegenin kaynaklarını tüketmek için bizi kullanıyorlar,
-
17:01 - 17:03daha fazla bilgisayar üretmek için,
-
17:03 - 17:06ya da burada TED'de dinlediğimiz diğer müthiş şeylerden üretmek için.
-
17:06 - 17:10"Ah, ama interneti kendi menfaatimiz için biz yarattık." diye düşünmeyin.
-
17:10 - 17:12Bize öyle geliyor elbette.
-
17:12 - 17:16Ama timlerin, buna zorunlu oldukları için yayıldığını düşünün.
-
17:16 - 17:18Bizler eski makineleriz.
-
17:18 - 17:20Şimdi, bu defa da paşayı kurtarabilecek miyiz?
-
17:20 - 17:22Ne olacak?
-
17:22 - 17:24Paşayı kurtarmak ne demek?
-
17:24 - 17:26paşayı kurtarmanın iki yolu var aslında
-
17:27 - 17:29birincisi çu an etrafımızda zaten olup bitenlerden ibaret,
-
17:29 - 17:33timler bizi tim makinalarına dönüştürecek,
-
17:33 - 17:35bu implantlar, ilaçlar ve bizim
-
17:35 - 17:38teknoloji ile bitinleşiyor olmamız sayesinde.
-
17:38 - 17:40Peki bunu neden yapsaınlar ki?
-
17:40 - 17:42Çünkü biz kendi kendimize çoğalabiliyoruz.
-
17:42 - 17:44Bebek doğuruyoruz.
-
17:44 - 17:47yeni bireyler meydana getiriyoruz, bu nedenle bizim sırtımıza tutunmak mantıklı
-
17:47 - 17:51çünkü, bu gezegende henüz diğer aşamaya geçemedik.
-
17:51 - 17:53Her ne kadar yakın da olsa
-
17:53 - 17:55bu sabah duydum hatta
-
17:55 - 17:57zennettiğimden de yakınmış.
-
17:57 - 18:00ikinci aşamada tim makinaları kendilerini çoğaltmanın bir yolunu bulacaklar.
-
18:00 - 18:04Bu olduğunda, gezegenin iklimi tamamen değişse de
-
18:04 - 18:06bunun bir önemi olmayacak.
-
18:06 - 18:08ve insanların artık burada yaşayamacak olması da önemsiz olacak.
-
18:08 - 18:10Çünkü bu tim makinaları, artık bize
-
18:10 - 18:12çabucak ezilen, nemli gövdeli, oksijen soluyan
-
18:12 - 18:15sıcaklık isteyen yaratıklara ihtiyaç duymuyor olacaklar.
-
18:15 - 18:17Bizsiz de çoğalabilecekler.
-
18:17 - 18:20İki olasılık bunlar.
-
18:20 - 18:24İkinci olasılığa henüz çok da
-
18:24 - 18:26yakın olduğumuzu düşünmüyorum.
-
18:26 - 18:28Ama ilki hızla geliyor.
-
18:28 - 18:31Ve gezegenimize şimdiye kadar verdiğimiz zarar
-
18:31 - 18:36üçüncü noktanın ne kadar tehlikeli olduğunu da gösteriyor.
-
18:36 - 18:39Üçüncü tehlikeli an, üçüncü kopyalayıcıyı elde etmek.
-
18:40 - 18:42Bu tehlikeli noktadan da, daha önce birinci ve ikincisinden
-
18:42 - 18:45geçtiğimiz gibi kurtulup hayatta kalabilecek miyiz?
-
18:46 - 18:48Belki evet, belki de hayır.
-
18:48 - 18:51Hiç bir fikrim yok.
-
18:55 - 19:05( Alkışlar)
-
19:06 - 19:08Chris Anderson: Bu inanılmaz bir konuşmaydı.
-
19:08 - 19:10SB: Teşekkürler. Ben bile korktum.
-
19:10 - 19:11CA: ( Kahkaha)
- Title:
- Susan Blackmore "mim" ve "tim" kavramları hakkında konuşuyor
- Speaker:
- Susan Blackmore
- Description:
-
Susan Blackmore mim kavramını inceliyor: bir virüs gibi çoğalarak beyinden beyine yayılan fikirler. Aynı zamanda yeni ve cesur bir önerge sunuyor: İnsanlık yeni bir tür mim olan tim'yi yarattı, teknoloji aracılığı ile yayılan ve hayatta kalmak için yeni yöntemler geliştiren yeni bir tür mim.
- Video Language:
- English
- Team:
closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 19:10