-
(Jenerik müziği)
-
(Neslihan ağlıyor)
Oğlum, oğlum, oğlum.
-
Oğlum...
-
(Üst üste konuşmalar)
-
Oğlum...
-
(Kadın muhabir) Neslihan Soysalan'ın oğlu
Ali Soysalan bulundu.
-
Anne oğul seneler sonra kavuşuyorlar.
-
(Üst üste konuşmalar)
-
Neslihan hadi kızım.
-
(Eşref) Hadi oğlum, evimize gidelim.
-
(Kadın muhabir) Neslihan Hanım
bir açıklama lütfen.
-
(Kadın muhabir 2) Neslihan Hanım.
-
(Üst üste konuşmalar)
-
(Üst üste konuşmalar devam ediyor)
-
(Müzik)
-
(Üst üste konuşmalar)
-
(Üst üste konuşmalar devam ediyor)
-
Siz arkadaşlarısınız,
bir açıklama yapacak mısınız? Lütfen.
-
(Kadın muhabir) Biz bunu hak ediyoruz.
Bir açıklama istiyoruz.
-
Çok kısa bir açıklama.
-
(Müzik)
-
Ne oluyor dışarıda?
-
Ya bir şey söylesenize, Yaman abim nerede?
-
-Gitti.
-Nereye gitti, ne demek gitti?
-
Evine.
-
Evine mi?
-
(Gerilim müziği)
-
(Geçiş sesi)
Ay! Kimsin sen? Ne işin var evimde?
-
(Geçiş sesi)
-
-Ah!
-Ailemden uzak duracaksın...
-
...özellikle de karımdan.
-
(Geçiş sesi)
-
Adın ne senin?
-
Evin, ailen falan yok mu?
-
Bu benim senden isteğim...
-
...ailemden uzak durman.
-
Durdurun arabayı.
-
Tamam, tamam. Derin nefes al.
-
Ne kadar istiyorsan söyle
sonra da çek git buradan!
-
-Karşımıza çıkarsan hayatını mahvederim.
-Açın kapıyı!
-
Baba!
-
-Kenara çek, sağa çek. Sakin ol!
-Açın kapıyı!
-
(Eşref) Tamam sakin ol, tamam.
-
Sağda dur! Sakin ol tamam.
-
(Yaman derin nefesler alıyor)
-
-Dur bekle!
-(Eşref) Ali!
-
-Oğlum!
-(Eşref) Ali!
-
-İyi misin?
-(Eşref) Ali!
-
İyi misin? İyi misin? Derin bir nefes al.
-
Derin bir nefes al. İyi misin?
-
Ne oldu?
-
Ne mi oldu?
-
Bana bunu mu soruyorsun gerçekten?
-
Bunca sene ya...
-
Nereden başlayayım ki anlatmaya!
-
Hayır madem bu kadar güçlüydünüz
madem bu kadar adamınız vardı...
-
...ya madem bu kadar büyüktünüz,
neredeydiniz, nerede?
-
(Duygusal müzik)
-
-Ali lütfen.
-Ali yok!
-
Kim ki Ali?
-
Ne Ali'si? Kim Ali, kim?
-
Ben bilmiyorum Ali'yi,
ben tanımıyorum Ali'yi!
-
(Duygusal müzik)
-
Yok olmuş, hiç olmuş Ali!
-
Yapma oğlum, ne olur!
-
(Duygusal müzik)
-
İnsan var ya...
-
Günahını kaybetse düşer peşine.
-
Nasıl bulamadınız el kadar çocuğu?
-
Ben geldim sizin yanınıza ben!
-
Ben çıktım sizin karşınıza, ben dedim
o çocuk ben olabilirim, diye.
-
Oğlum...
-
İnanmadın ki!
-
Sen de inanmadın bana sen de!
-
-Hiçbiriniz inanmadınız bana!
-Özür dilerim...
-
Bırak.
-
Bırakmayacağım!
-
Bırakmayacağım!
Bir daha seni bırakmayacağım, anladın mı?
-
Seni ölene kadar bırakmayacağım.
-
(Duygusal müzik)
-
(Neslihan ağlıyor)
Seni bir daha bırakmayacağım!
-
Neredeydiniz ya...
-
Özür dilerim, bensiz geçen her günün için
özür dilerim.
-
(Duygusal müzik)
-
(Yaman) Lütfen.
-
(Ağlıyorlar)
-
Ali ne olur...
-
(Neslihan ağlıyor)
-
(Yaman) Neredeydiniz?
-
(Eşref) Hadi evlat, kalk!
-
Hesapları evde keselim.
-
Kalkmıyor musun?
-
Tamam, iyi.
-
Oturalım o zaman. Ah!
-
Sen olmadan, o eve girmeyeceğiz evlat!
-
(Duygusal müzik)
-
(TV kadın ses) Neslihan Soysalan'ın oğlu
Ali Soysalan bulundu...
-
...anne, oğul seneler sonra kavuşuyorlar.
-
(TV kadın ses) Ailenize kavuştunuz
mutlu musunuz Ali Bey?
-
Duygularınızı öğrenmek istiyoruz...
-
...basın sizden bir
açıklama istiyor, lütfen.
-
Geberteceğim...
-
...o serseriyi bu sefer geberteceğim
kimse elimden alamayacak.
-
Alaz tamam! Bir sakin ol!
-
Mutlaka bir açıklaması vardır.
İlk önce ne olduğunu anlayalım!
-
Neyi anlayacaksın Çağla,
neyi anlayacaksın? Yalan söylüyor işte!
-
O küçücük beyniyle annemi kandırmış!
Kapat şunu!
-
(TV kadın ses) Soysalan ailesinin
kayıp oğlu Ali Soysalan...
-
...15 yıl aradan sonra ait oldu yere,
evine dönüyor.
-
(Bip) dönüyor! O herif buraya girmeyecek
anladınız mı!
-
Kapat şunu!
-
-Ya kapatsana!
-Alaz!
-
Babam nerede?
-
-Bu saçmalıktan babamın haberi var mı?
-Bilmiyorum!
-
(Telefon çalıyor)
-
(Telefon ısrarla çalıyor)
(Banyodan su sesi geliyor)
-
Sessiz!
-
Efendim hayatım? Toplantıdayım,
sessizdeydi, ne oldu?
-
Ne!
-
Nasıl yani? Emin misin?
-
Evet Serhan, eve getiriyorum.
-
(Neslihan ses) Bak sen şimdi çocukları
hazırla. Ee...
-
...ama özellikle de Alaz'a dikkat et.
-
Bir taşkınlık falan çıkmasını
kesinlikle istemiyorum.
-
Çocuk dağılmış hâlde.
-
Yani kaldıramaz hiçbir şeyi.
-
(Duygusal müzik)
-
Bunca seneden sonra...
-
...seni böyle karşımda kanlı canlı
gördüm ya...
-
...artık...
-
...ölsem gam yemem.
-
(Duygusal müzik)
-
Ah be çocuk...
-
...bilsen ne kadar özledik biz seni.
-
Ne kadar bekledik. Allah'a şükürler olsun.
-
Şükürler olsun.
-
Evimize gidelim mi artık oğlum?
-
Oğlum bak sen gel...
-
...göreceksin seni nasıl kucaklayacağız,
nasıl saracağız, nasıl sarmalayacağız.
-
Ama yeter ki sen izin ver buna,
müsaade et.
-
Biz telafi ederiz bunu, merak etme.
-
(Duygusal müzik)
-
Hadi.
-
(Duygusal müzik)
-
(Üst üste konuşmalar)
-
(Kadın muhabir) Yıllar süren hasret
sona erdi...
-
...Ali Soysalan az önce ailesiyle birlikte
evine giriş yaptı.
-
(Erkek muhabir) Soysalan ailesinin
15 yıllık özlemi son bulmak üzere...
-
...gelişmelerin takipçisiyiz.
Şu an ailenin evinin önündeyiz.
-
Olamaz, olamaz bunda bir iş var.
Baba bak...
-
...o herif benim abim, senin oğlun olamaz.
-
-Annemi kandırdı kesin.
-Alaz yeter.
-
O zaman sen de DNA testi yaptır
annemden gizli.
-
-Saçmalıyorsun.
-Ya ne kadar zor olabilir...
-
...alacaksın kılı, tüyü vereceksin
laboratuvara, annemin ruhu bile duymaz.
-
-Baba bence çok mantıklı.
-Bak kalıbımı basarım yalan söylüyor.
-
Geldiler, geldiler.
-
-(Alaz, Çağla) Baba!
-(Serhan) Yeter!
-
Değil konuşmak tek bir ima...
-
...o çocuğun canını sıkacak en ufak şey,
her ne olursa...
-
...sonucu gerçekten ağır olur. Tamam mı?
-
Ali döndü! Abiniz eve döndü!
-
(Gerilim müziği)
-
Bu duruma alışsanız çok iyi olur, nokta!
-
Gel. Gel...
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Oğlum?
-
Ee çocuklar hadi.
Hoş geldin desenize abinize.
-
Abi!
-
(Duygusal müzik)
-
Ece, Ece yavaş!
-
Şey... Ben pardon.
-
Birazcık garip oldu sanki böyle.
-
Hadi evlat.
-
Hadi. Hadi!
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Evlat?
-
(Neslihan) Hadi.
-
(Duygusal müzik)
-
-Bir terlik verin torunuma!
-(Feride) Hemen.
-
(Eşref) Evine hoş geldin evladım.
-
(Duygusal müzik)
-
(TV kadın ses) Lütfen bir açıklama
alalım lütfen.
-
(TV'den gelen üst üste konuşmalar)
-
(Rüya) Ne oluyor ya sabah sabah?
Sağır mısın acaba?
-
-Dayı!
-Evet?
-
(TV kadın ses) Yıllar süren hasret bitti.
Ali Soysalan az önce ailesine kavuştu.
-
Biliyordum...
-
...biliyordum Neslihan teyze vazgeçmemiş.
Oymuş o, Ali'ymiş.
-
-Yalan söylemiyormuş, Ali'ymiş işte.
-Kim?
-
Kimmiş Ali?
-
Yabani.
-
-Abla!
-Duydum.
-
(Gerilim müziği)
-
-Bir şeyler koyayım, hadi ye.
-Aç değilim sağ ol.
-
(İç çekiyor)
-
Tüh tüh...
-
Kim yaptı bunu sana?
-
-Alaz?
-Yok, ben ötekini benzetmiştim.
-
(Neslihan) Yukarı çık abine
giyecek bir şeyler getir.
-
Alışverişe çıkana kadar.
-
Yalnız benim kıyafetler olmaz ona...
-
...pot yapar üstüne.
-Alaz...
-
...anneni duydun, hadi!
-
(Eşref) Feride!
-
Geldim.
-
-(Eşref) Ay...
-(Neslihan) Baba yavaş!
-
-Ben yapayım baba ver, ben yapayım.
-Allah yarattı dememiş.
-
İnsan böyle vurmaz ki be!
-
Bu böyle basit bir sokak kavgası değil,
belli.
-
Kim yaptı sana bunu?
-
Söyle gidip hesabını soralım.
-
(Yaman) Bugüne kadar...
-
...her dayak yediğimden hesap sormaya
kalkarsanız...
-
...bitmez o hesap yani.
-
Bak bakayım bana oğlum...
-
...yok bu böyle olmayacak
yukarıda yapacağım.
-
(Telefon çalıyor)
-
Ben gelirim az sonra. Alo?
-
Sana evi gezdireyim mi?
-
Gezdi zaten, biliyor yani...
-
...avcunun içi gibi.
-
Çağla!
-
Pardon gerçekten ya...
-
...annemi bıçaklayan çocuğu, abim diye
kucaklayamadığım için çok özür dilerim.
-
Ece'ye devredeyim ben kendisini.
-
Onun hafızası balık kadar olduğu için
yaşadıklarımızı çoktan unutmuştur!
-
Çağla!
-
Yüzme biliyorsan o zaman takip et beni.
-
-Dur çekiştirme, Ece çekiştirme.
-Hadi!
-
-(Ece) Turumuza alt kattan başlıyoruz.
-Ben de geleyim.
-
Burası salondu...
-
...burası da yemek odası.
-
Yani genellikle bu kadar kalabalık olmaz.
-
Yemekler bazen de kahvaltılar...
-
...o da dedemin korkusuna zaten.
-
(Ece) Burası da mutfak!
-
Abur cuburlar bu dolapta. Benden
sakladıklarını sanıyorlar ama işte.
-
Hadi gel.
-
Şimdiki rotamız, çalışma odası.
-
Ya hadi biraz hızlansana abi!
-
Hadi! Ev kocaman değil mi?
-
(Ece) Hadi abi!
-
Burası da çalışma odası...
-
...o yüzden gayet sıkıcı bir yer.
-
Genellikle tatsız iş görüşmeleri için
kullanılıyor.
-
(Neslihan) Bir dakika!
(Geçiş sesi)
-
Ben yaptığın iyiliğin karşılığını vermek
istiyorum.
-
En azından para vereyim...
-
...tabii kötü bir şey için
kullanmayacaksan!
-
(Geçiş sesi)
-
Hadi gel, evin diğer yerlerini de
göstereyim.
-
Hadi... Özür dilerim!
-
Pardon, iyi misin?
-
Şimdi bence üst katlardan başlayalım.
-
En üst kat Alaz abimin odası...
-
...yani yırtıcı bir türün ini gibi de
düşünebilirsin.
-
Bence sessiz, sakin ve...
-
...usulca uzaklaşmanı tavsiye ediyorum...
-
...çünkü ben öyle yapıyorum.
-
Ve şimdi de Çağla ablamın odasında sıra.
-
(Ece) Çağla abla...
-
Hiç üstüne alınma bana bile böyle yapıyor.
-
Sanırım insan sevmiyor,
yani Rüzgâr abi dışında.
-
Ee erkek arkadaşı.
-
Ve burası da...
-
...Ali abimin odası yani bu durumda
senin odan oluyor.
-
(Duygusal müzik)
-
Şey... Biz bu güzel turumuza
küçük bir ara verelim...
-
...ben dışarıdayım.
-
(Neslihan dış ses) Kimse yok mu,
kimse yok mu?
-
Hayır ah!
-
Ah!
-
(Geçiş sesi)
-
(Alaz) Anne!
-
Anne!
-
(Alaz dış ses) Ne yaptın lan!
-
(Üst üste konuşmalar)
-
(Alaz dış ses) Anne...
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Nasıl olacak?
-
Yokluğun kadar zor olmayacağı kesin.
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Ciddi ciddi ailesi çıktılar ya.
-
Bildiğin ailesini buldu lan Yaman.
-
Ne oldu? İnanmıyordun.
-
Burnundan getirdin çocuğun.
-
Ya kızım, nereden bileyim ben? Dünyada
milyonlarca, milyarlarca insan varken...
-
...sen git Soysalanların oğlu ol falan.
-
O değil de yangından mal kaçırır gibi
alıp götürdüler çocuğu. Bir arasak mı ya?
-
Ara diyeceğim de telefonu yok ki.
-
Hayda! Ne olacak böyle şimdi apar topar
bari bir konuşsaydık ya!
-
-Tamam ailesini buldu da yani...
-Yaman abi bırakmaz ki bizi, gelir.
-
Gelir tabii lan. Gelir tabii oğlum
nereye bırakıyor lan bizi!
-
Ailesini bulduysa buldu. Allah Allah yani!
-
Nedir yani biz de kardeşleriyiz sonuçta,
yalan mı?
-
Dağda kurtla kuşla mı büyüdü bu çocuk be!
-
Nereye bırakıyormuş lan bizi!
-
Bırakmaz.
-
Aslanım benim nasıl da biliyor
Yaman abisini!
-
Bana bak, sen yürüdün bil kendini.
-
Tedavin falan bitti, koşuyorsun hatta
ben sana diyeyim.
-
Asi! Kız kurtulduk, kurtulduk.
-
Kafamıza talih kuşu kondu, piyango vurdu!
-
Çocukları Yaman. Biz değiliz farkındasınız
değil mi?
-
Tamam onların çocukları Yaman'sa...
-
...biz de Yaman'ın kardeşleriyiz,
ailesiyiz. Bir alana üç bedava yani.
-
Nereye gidiyorsun ya?
-
Ne yapıyor bu?
(Kapı açıldı)
-
-(Erkek muhabir) Biri çıktı.
-Gel, hadi hadi. Kamerayı aç hadi.
-
-(Kadın muhabir) Fotoğraf çekin.
-(Kadın muhabir 2) Kayıtta mısın?
-
Burası Ali Soysalan'ın evi değil mi?
-
-Yaman.
-Anlamadım?
-
Yaman diyorum adı Yaman.
Öyle bir günde Ali olunur mu ya!
-
Hayır yani olsa dükkân sizin de...
-
Şimdi bir adama yıllarca Yaman dediysen,
Ali deyince dönüp bakmaz değil mi?
-
Sen şimdi... Hangisi daha iyi çekiyor
bunların?
-
Şimdi benim adım Cesur, bana bir Ahmet de.
-
Ahmet.
-
Pardon bacım, kim Ahmet?
-
Ha! Ahmet seni çağırıyorlar oğlum!
-
Gibi mesela, hani.
-
Siz Ali Bey'in yani Yaman Bey'in
arkadaşları mısınız?
-
Hayır abiciğim bilemedin.
Biz kardeşleriyiz.
-
Ee, isterseniz fakirhanemizi de bir görün.
-
Tabii tabii buyurun. Buyurun böyle önden.
-
Buyurun.
-
Girebilirsiniz oradan, buyurun.
(Üst üste konuşmalar)
-
Şimdi Ali Soysalan'ın yaşadığı evdeyiz.
-
Senelerce bu evde arkadaşlarıyla yaşamış.
-
Hişt! Bir dakika, bir dakika...
-
...yanlışlık olmasın arkadaşları dediniz
ama kardeşleri olacak.
-
(Asi) Cesur!
-
-Cesur! Ne yapıyorsun sen ya?
-Ne yapıyorum kızım?
-
Soysalanlara Yaman'ın ailesi kimmiş...
-
...evi neresiymiş onu gösteriyorum işte.
-
Şimdi odalara bakıyoruz,
şurası banyo galiba.
-
İçeri geçiyoruz yatak odası herhâlde.
-
İçeride yatak var. Hemen dışarıdaki
odalara da bakıyoruz.
-
(Kadın muhabir) Şurada yerde
bir yatak daha var.
-
Ali Bey neden annesini bıçakladı?
-
Şimdi benim hatırladığım kadarıyla...
-
...olay şöyle olmuş galiba.
Alaz buna bıçak çekince...
-
...evde bir arbede çıkmış, orada kazayla
olmuş diye biliyorum ben.
-
-(Kadın ses) Alaz Soysalan mı?
-Aynen, Alaz Soysalan.
-
Zaten daha önce geldi bizim evimizi de
bastı yani...
-
...beni burada tek sıkıştırdılar
sopayla falan dövdüler yani.
-
Olay yerini de göstereyim isterseniz
oradan da görüntü alın.
-
Bir dakika kızım, bir dakika!
-
Buyurun, böyle gelin.
-
(Cesur) O olay şöyle oldu...
-
Ne anlatıyor bu çocuk böyle!
-
Gidip susturun şunları, basının önüne
çıkmasınlar. Abuk sabuk konuşuyorlar.
-
Efendim siz bir açıklama
yapmayacak mısınız...
-
...çünkü bir an önce bir aile fotoğrafı
vermek gerekir de.
-
Torunuma yeni kavuştum,
basın mı şimdi benim derdim?
-
-Hadi çık, çabuk hadi.
-Emredersiniz.
-
Evet! Sıra benim odamda.
-
Yani 7/24 ziyaretçiye açığım...
-
...ama refakatçi kabul etmiyorum.
Herkes kendi odasında yatacak.
-
Neyin var?
-
Benim kalbim var.
-
Benim minnak ve hassas kalbim için
çok acımasızmış bu dünya.
-
Buna tıbbi tanı olarak da
kalp yetmezliği diyorlar.
-
Ama annesi ve dedesi doktor olduğu için
onu iyileştirecekler, değil mi?
-
Sakın. Yıllarca sokaklarda büyümüş
birisi olarak bana böyle acıyamazsın.
-
Hele bu suratla asla olmaz.
-
Sen kime benziyorsun acaba?
-
Ama sanırım bunun için
birazcık daha zamana ihtiyacım var.
-
Ece tamam, yeter artık.
-
Ben de seni birine benzettim.
-
-Kalbini yani.
-Deme, yazık etme her kimse.
-
Umut'a benziyorsun,
benim kardeşime.
-
Şey... Bir telefon varsa
ödünç alabilir miyim?
-
Teşekkür ederim.
Meraktan ölmüşlerdir.
-
Bu arada teknik olarak
kardeşin benim aslında.
-
Ece...
-
...biraz daha zamana ihtiyacı var, bekle.
-
Gel.
-
Melek.
-
(Telefon çalıyor)
-
-Alo.
-Asi, benim Yaman.
-
-Yaman.
-Abim, Yaman abim!
-
Yaman Soysalan diyeceksin oğlum!
Alo! Kardeşim!
-
-Ver şunu ya!
-Aç, aç.
-
Alo Yaman, nasılsın?
Her şey yolunda mı?
-
Yani nasıl desem ki şimdi...
-
...tuhaf.
-
Ne tuhaf oğlum?
Ters bir durum varsa gelelim anında.
-
Ne dur kızım?
Belki Allah'ın zibidisi bir şey yaptı.
-
Bana bak, ihtiyacın varsa
anında damlarız.
-
İlk günden! Anası babası yanında.
-
Yok. Siz beni merak etmeyin.
-
İyiyim ben, telaşlanmayın.
-
Ama nasıl olacak böyle?
-
-Ben yapamıyorum.
-Çok güzel olacak, mis gibi olacak.
-
Daha ilk günün, alışacaksın zaten.
-
Aynen be oğlum, ne kasıyorsun kendini?
-
Bak güzel kardeşim, sen kendine
güzel kokteyl söylüyorsun geçiyorsun ha...
-
Havuz var değil mi lan?
-
Var.
-
Şey var mı? Bir tane
kuş var ya ördek değil.
-
Leylek gibi uzun bacaklı olan. Neydi o?
-
-Flamingo.
-Flamingo var mı?
-
-O da var.
-Pembe mi?
-
-Pembe!
-Geliyoruz o zaman.
-
Hoş geldin yabani.
-
Alo.
-
Cesur ben kapatıyorum.
Sonra yine konuşuruz.
-
İyi, sana tatlı rüyalar
o zaman abiciğim.
-
Görüşürüz abiciğim!
-
Kapat.
-
Ne oldu senin yüzüne?
-
Madem bir lakabımız var
hakkını verelim dedim.
-
Ekstra bir çabaya gerek yoktu.
-
Orijinal hâlinle ben zaten çok
iknaydım yabaniye ama...
-
...bu da işin şovu olmuş.
-
-Yakışmış.
-Eyvallah.
-
Ali Soysalan demek?
-
Aslında o yersiz
öz güveninden anlamalıydım ben.
-
Bir havalar, bir 'cool' hâller falan.
-
-Genetik demek ki bu işler.
-Senin bu kafayı bırakman lazım yalnız.
-
Hangi kafa?
-
Bu yoksul olan ezik olur kafasını.
-
-Yoksa...
-Yoksa ne?
-
Yoksa biz anlaşamayız seninle.
-
Diyorsun?
-
Bence bu daha çok senin
problemin olur.
-
Çok acıyor mu?
-
Hangi hayvan yaptı ya bunu sana?
-
Bunu yapan hayvansa
ben de hayvan oğlu hayvan oluyorum.
-
Nasıl? Serhan amca mı yaptı?
-
Değil oğlum, kapımdaki köpek
olamazsın, dedi bana.
-
Adamın oğlu çıktım iyi mi?
-
Ne düşüyordur şimdi sence?
-
Köpek gibi pişmandır, ne düşünecek?
-
Gel buraya.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Çekecek misin ayağını?
Gel ağzıma sok!
-
Ne oldu kızım? Neye tutuldun
sen bu kadar? Ben anlamadım.
-
Hişt, alo! Kime diyorum?
-
(Bip) vardı değil mi doldurdun
o kadar insanı içeri!
-
Çünkü burası ev değil, burası ahır ya...
-
...o yüzden herkes
ayakkabılarıyla girebilir bu eve!
-
Çünkü Asi temizliyor ne de olsa.
-
(Kapı vuruluyor)
-
Cesur eğer haber için geldilerse var ya...
-
Kızım bir dur, ne bileyim?
-
-Merhabalar gençler.
-Hoş geldiniz, buyurun.
-
Ayakkabı...
-
Onları şöyle koyalım abiciğim.
Verin isterseniz.
-
Aynen şöyle aldım ben bunları.
-
Yaman gönderdi tabii sizi,
içine sinmedi öyle.
-
Yok, bunları Eşref Bey gönderdi.
Ben de kendisinin avukatıyım.
-
Olur. O da olur. Artık yabancısı değiliz.
Hepimiz aileden neticede.
-
Soysalan ailesinin bu durumdan
daha fazla zarar görmemesi adına...
-
...sizlere daha dikkatli
davranmanızı söylemeye geldim.
-
Şimdi söyleyeceklerimi
dikkatle dinlemenizde fayda var.
-
Bundan sonra basınla vesaire
konuşmak, görüşmek yok.
-
Hareketlerinize ve konuşmalarınıza
dikkat edeceksiniz.
-
-Başka?
-Başka bir de belaya bulaşmayın.
-
Problem istemiyoruz.
-
(Gerilim müziği)
-
Anladım ben sizi abiciğim!
-
Alın erzaklarınızı.
Al, al, al. Alın abiciğim!
-
Eşref Bey'e de benden selam söyleyin.
Bize akıl vermeye kalkmasın.
-
Bizim aklımız kendimize yetiyor. Sadaka
vermeye hiç kalkmasın hadi güle güle!
-
-Ama ya...
-Aması falan yok abiciğim!
-
Çıkın hadi evimizden! Çıkın hadi!
-
Girdiniz ayakkabılarla zaten.
Ahır mı ulan burası? Ev, ev!
-
Hadi selametle.
-
-Abi ne yapıyorsun?
-Ne yapıyorum abisi?
-
Köpeğin önüne kemik atar gibi geldiler
bize bağırmayın, havlamayın diyorlar.
-
Havlarım ben abiciğim! Sokak köpeğiyim,
kimse bana tasma takamaz!
-
(Müzik)
-
Al bakalım Ali abisi.
-
Misafir odasını vermişler sana,
mantıklı.
-
Kısa bir süre kalacağın için.
-
Yalnız benim kıyafetleri giyince...
-
...öyle Soysalan falan
olunmuyor, uyandırayım da.
-
Beş yaşına dönmen lazım.
Oradan eğitimlere başlayacaksın falan.
-
Tuvalet eğitimin vardır diye düşünüyorum
yoksa bu yaşta zorlar bizi.
-
Ayakkabılarını çıkar!
-
Ne?
-
Ayakkabılarını çıkar.
İnsan yatacak orada.
-
Oğlum benim ayakkabım,
senin suratından temiz lan.
-
Şu hâline bak!
Ayakkabı diyor bir de herif!
-
Ne istiyorsun oğlum sen benden?
-
Derdin ne senin benimle?
-
Ben sana yardım ettim.
Yatağına kadar sırtımda taşıdım seni.
-
-Geldin evimi bastın.
-Ne güzel söyledin.
-
Evini.
-
Evine gitsene lan sen!
Burası benim evim, benim!
-
-Kardeşimi dövdün oğlum!
-Aynen.
-
Kardeşini dövdüm!
-
Aslında aynı şeyleri konuşuyoruz.
İlk defa seninle anlaşıyoruz.
-
Evin, kardeşin. Netiz yani bu konuda.
-
O zaman...
-
...şöyle yapacağız.
-
Sen eşyalarını falan ne varsa alıp (Bip)
gideceksin evimden. Çünkü ne Ece...
-
...ne Çağla, ne ben senin
kardeşin falan değiliz.
-
Alaz!
-
Oğlum biz senin gibileri çok gördük.
-
-Hepsine inansaydık ev kreşe dönerdi.
-Çık dışarı!
-
Bir daha seni ne annemin ne de evimin
etrafında görmeyeceğim, anladın mı lan?
-
-Çık dışarı dedim!
-Oğlum biz illa birini besleyeceksek...
-
...senin yerine bahçeye bir it alırız,
onu besleriz lan!
-
(Müzik)
-
Özür dile abinden.
-
Hemen!
-
(Müzik devam ediyor)
-
Ben bilseydim...
-
Ali...
-
(Duygusal müzik)
-
Özür dilerim oğlum.
-
Sıkıntı değil.
-
Ben alışkınım zaten.
-
Git, sen ondan özür dile.
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Alaz...
-
Daha ilk günden babamı da yanına çekti.
-
Bana tokat attı.
Babam bana tokat attı, Çağla.
-
-Tamam, sakin ol.
-Ne Ali'ymiş be!
-
Herkes ne meraklıymış bu herife!
Kahraman Ali! 'Survivor' Ali!
-
-Ben o herife abi falan demem.
-Deme.
-
-O yabaniyle aynı evde kalmam.
-Kalma, tamam.
-
Bu herif gidecek; çünkü buraya ait değil.
O yüzden seçimini yap Çağla.
-
-Yanımda mısın, değil misin?
-(Bip) tabii ki yanındayım.
-
Annemizin karnındayken bile
yanındaydım. Başka şansım var sanki!
-
(Gerilim müziği)
-
Benim olan hiçbir şeyi vermeyeceğim ona.
-
Arkasına bile bakmadan
hayatımdan defolup gidecek.
-
Hadi, çıkmıyor muyuz?
-
-Nereye?
-Neslihan teyzelere anne.
-
-Anne ne yapıyorsun Allah aşkına?
-Rüya ne yapıyorsun ya? Saçmalama.
-
Ne? Neslihan teyze yıllar sonra
aradığı oğlunu bulmuş.
-
En yakın arkadaşı olarak
bir gözün aydın falan, ne bileyim...
-
Bu şu anda bir tek
bana mı tuhaf geliyor?
-
Nasıl bakacağım yüzüne? İnanma dedim.
O çocuk yalan söylüyor...
-
...DNA testi falan yaptırma, dedim.
-
Anne saçmalama. Ona bakarsan
Serhan amca sakladı.
-
Bir de gitmiş çocuğu dövmüş.
Ağzını yüzünü dağıtmış.
-
-Ne!
-Anneciğim şu hayret ifadesini...
-
...yüzünden silip
arkadaşının yanına gider misin?
-
Dayıcığım sana da zahmet olacak ama
eşlik edersen!
-
Bize ne!
-
Yani aile meselesi.
Bize ne bundan, değil mi?
-
Sen de otur ablacığım, boş ver.
-
Ben bazen, hatta sıklıkla
sizin ebeveyniniz gibi hissetmekten...
-
...hoşlanmasam da yine de
görevimi yapayım.
-
(Bip) gibi gitmek zorundasınız,
affedersiniz.
-
Ben hiçbir yere gitmiyorum.
-
Aman iyi, gelme! İşin düşünce
koşa koşa gidersin.
-
-Anne!
-Tamam, Rüya. İnsanın üstüne gelme.
-
Tamam. Ben aile büyüğünüz olarak
vazifemi yerine getirmeye gidiyorum.
-
Eğer sizi sorarlarsa da çocuklar
parka gitti falan derim artık.
-
Merak etmeyin.
-
(Sessizlik)
-
(Kuşlar ötüyor)
-
Oğlum hiçbir şey yememişsin.
Yemeği beğenmedin mi?
-
İstersen sana
başka bir şey hazırlatabilirim.
-
Ali.
-
Ali iyi misin evlat?
-
Ali!
-
-Yaman.
-Ne?
-
Adamın adı yıllardır Yaman'mış.
-
Ali deyince bakmaz tabii.
-
-Evlat yemekleri beğenmediysen eğer...
-Yok, yok...
-
...her şey çok güzel.
-
Ben yemek seçmem.
-
İnsan sokakta olunca...
-
...pek seçim şansı olmuyor.
-
Değil mi?
-
(Çatalı, bıçağı bıraktı)
-
Tamam, sakin.
-
Hazır tüm bakışlar bendeyken...
-
...yani böyle aile ortamı,
yemekler falan her şey şahane.
-
(Gerilim müziği)
-
Ben senden özür dilerim.
-
(Müzik)
-
Yani bütün bu yaşananlar falan...
-
Abim olduğunu bilseydim...
-
Aslında abimiz olduğunu
bilmemize gerek yoktu.
-
Ayıp ettik galiba.
-
Galiba?
-
Tamam, anne ayıp ettik.
-
Ben de özür dilerim.
-
Ben de bu ortama uyup
özür dilemek istiyorum ama...
-
...maalesef kendimde
bir kusur bulamıyorum.
-
Kahretsin, o kadar mükemmelim ki!
-
Ama keşke bu haberi
bir hafta öncesinden öğrenseydik.
-
Doğum gününü kaçırdın ama her yıl
olduğu gibi bu yıl da pastan efsaneydi.
-
Aslında tekrar kutlayabiliriz.
Yarın mesela.
-
Çok güzel olmaz mı?
-
Yine mi ya? Canımdan bezdim artık.
-
Bu sefer dileğini ben dilemem,
şimdiden söylüyorum.
-
Hem bir zahmet de şu mumunu da
artık kendin üfle.
-
Hediye alacağız, değil mi?
-
Beni hiç karıştırma, ben hediyemi
Çağla'yla ortak alacağım.
-
(Kapı kapandı)
-
(Ayak sesi yaklaşıyor)
-
-Rüyacığım.
-Merhaba.
-
Gel.
-
Çok teşekkür ederim.
Her şey senin sayende.
-
-Rüya, kızım hoş geldin.
-Hoş buldum.
-
-(Eşref) Annenle dayın neredeler?
-Şey...
-
Afiyet olsun.
-
Ne güzel ya, bütün aile bir arada!
-
(Şebnem) Canım, ne kadar mutlu oldum
senin için.
-
(Neslihan) Ben de.
-
İyi ki beni dinlemedin,
iyi ki o testi yaptırdın.
-
-Serhancığım.
-Şebnemciğim hoş geldin.
-
Hoş bulduk. Eşref amcacığım
gözümüz aydın.
-
İlker de gelecekti ama hasta oldu,
evde yatıyor.
-
Hepinize çok selamı var.
-
Geçmiş olsun.
-
Hoş geldin Aliciğim.
-
(Gerilim müziği)
-
(Kuşlar ötüyor)
(Anlaşılmayan konuşmalar)
-
Bu kameralar falan hep gitmiş.
Dışarıda kimse kalmamış.
-
Ne sandın? Star mı olacaktın?
-
Alacaklarını aldılar, gittiler.
İşleri bitti.
-
Doğru diyorsun.
Tabii asıl star Yaman şimdi.
-
Ne yapsak? Yarın gidip
şu çocuğu bir görsek mi? Ne diyorsun?
-
-Olur.
-Gel dedi mi sana?
-
Umut, ablacığım sen öyle bir şey
duydun mu?
-
Yok, duymadım.
-
Ee?
-
Hakikaten niye demedi?
-
Şey... İlk gün ya, o yüzden dememiştir.
-
Yoksa Yaman abim der.
-
Tabii canım, doğru söylüyorsun.
Ondan dememiştir.
-
Asi ben acıktım. Ne yiyeceğiz?
-
Zıkkımın kökünü. Artistlik
yapmadan önce düşünecektin onu.
-
Hani saat kaç? Pazar vardı,
pazara gidecektin. Pazar mı kaldı!
-
Evde sadece salça var.
-
İyi, tamam işte. Onu ekmeğe sür,
onu yeriz gururumuzla.
-
(Duygusal müzik)
-
Bakacağız.
-
Anlattı mı bir şey?
-
Gerçi çok küçüktü, hatırlamaz tabii de.
-
-İçer misin Şebnem?
-Sağ ol.
-
Ama mesela Rüya bazen
üç yaşında yaşadığı bir şeyi...
-
...dün yaşamış gibi anlatabiliyor.
Hatırlayabiliyor.
-
Şebnemciğim...
-
...oğlumuzu sonunda bulduk.
Şu an önemli olan bu.
-
Ne yapsaydık? Daha hasret gidermeden
çocuğu sorguya mı çekseydik? Aşk olsun!
-
Doğru söylüyorsun.
Ben heyecandan herhâlde.
-
Boşboğazlık diyelim.
-
Her şey sırayla.
-
Onun da zamanı gelecek.
-
(Öksürüyor)
-
Pardon.
-
Bu ne?
-
Çiçek mi?
-
Lotusmuş.
-
"-Muş" derken? Ne olduğu bile
bilmeden mi yaptırdın?
-
Bilmiyordum. Araştırdım.
-
Ama...
-
...adını bilmesem de çiçeği biliyordum.
-
Kendimi bildim bileli bunu görüyorum.
-
Görüyorum?
-
Rüyamda.
-
Kâbusumda.
-
Belki geçmişinle ilgili bir şeydir.
-
Bilmem.
-
Belki de öyledir.
-
Hiç mi bir şey hatırlamıyorsun gerçekten?
-
Gözümü açtığımda bir yol kenarındayım.
-
Başım kanıyor.
-
Öncesi yok.
-
Ne bileyim, ailem... Hiçbir şey yok.
-
Kim olduğumu bile bilmiyorum yani.
-
Neslihan Hanım gönderdi.
Hiçbir şey yememişsiniz de.
-
Çocukken de çok severmişsiniz.
-
Afiyet olsun.
-
(Rüya) Salçalı ekmek?
-
Abimiz o zamandan
sokaklara hazırlanıyormuş ya.
-
En azından senin gibi
toprak yemiyormuş.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Ne o öyle gülüşmeler filan?
Çok yüz veriyorsun o sokak serserisine.
-
O sokak serserisi Neslihan teyzenin
oğlu ya anne.
-
Senin için Alaz'dan bir farkı
kalmamalı artık.
-
Dünya kadar fark var tatlım. Birini
o büyüttü, öteki sokaklarda büyüdü.
-
İstemiyorum. Duyuyor musun beni?
Arana mesafe koy. Başımıza iş açma.
-
Abla ne arıyorsun?
-
Bıçakları ne yaptın? Bıçaklar nerede?
-
Çocuk geldi ya...
-
...oraya kaldırdım güvenlik amacıyla.
-
Of... Abla sen ne istiyorsun?
Alsın da böğrüne mi saplasın bıçakları?
-
Sen ölmeyi bayılmak mı sandın?
-
Saçma sapan! Laflara gel!
-
Aman! Hiçbir şey de yenmedi ki.
Anam bunlar da kuş gibi.
-
İki bık bık, sonra da bırak.
-
Etleri kuruttum demiyor da!
Yazık, onlar ne olacak şimdi?
-
Ne yapılacak işte, bunlar yenmez ki;
çöpe gidecek.
-
Şey...
-
Onlar atılacaksa...
-
Oğlum sen acıktın mı?
Biz sana hemen bir şeyler hazırlayalım.
-
Onlar kurumuştur.
-
Yok, atılmasın.
-
Doğru söylüyorsun, atılmasın.
Sokak hayvanlarına verelim, değil mi?
-
Yurdagül şimdi onları güzelce
bir kaba koysun.
-
(Duygusal müzik)
-
Ablacığım.
-
Al çocuğum.
-
(Duygusal müzik)
-
Acaba Yaman abi ne yapıyordur şimdi?
-
Ne yapacak oğlum!
Kuş tüyü yastığına kafasını koymuş...
-
...tam ortopedik yatağında
rüya görüyordur kesin.
-
Ne Rüya'sı be! Yaman buldumcuk mu!
Onun derdi şu an Rüya mı!
-
Yok be! Ben uyuyordur diye dedim kızım.
-
Sen bu kıza bu kadar niye tutuldun be?
-
Ne tutulacağım ya, Allah Allah!
Boş boş konuşuyorsunuz gece gece!
-
-Cesur abi.
-Ne?
-
-Yalnız yakışıyorlar.
-Yersin terliği vallahi.
-
(Yaman kapıya vuruyor)
(Yaman) Hop, uyudunuz mu?
-
Geldi lan! Vallahi geldi.
-
-Yaman.
-Kardeşim!
-
Lan, lan! Lan oğlum dur,
devireceksin beni!
-
Asi al götür şunları,
ısıt gözünü seveyim.
-
Bunlar kibarlıktan öldü,
ben de açlıktan yemin ediyorum.
-
Allah! Ziyafet var be!
-
Yakışıklım benim!
Oğlum çok özledim lan seni!
-
-Biz de seni özledik lan! Özledik lan!
-Yavaş ol oğlum.
-
-Özledik lan!
-Ne oluyor ya bensiz! Ne oluyor!
-
(Bip)!
-
-Evdeki tek sağlam eşyamız da gitti.
-Ah, ayağım!
-
Olsun abi, sen geldin ya.
-
-Gel lan buraya!
-Hop, yavaş lan!
-
Oha! Hayvan ya!
-
(Kapı açıldı)
-
Serhan, ben bir Ali'ye bakıp geliyorum.
-
İlk gecesi ya,
huzursuz olmasın çocuk şimdiden.
-
(Serhan) Olmaz.
-
Niye olsun ki?
-
Evinde artık.
-
Evet evinde de yani şimdi çekinir,
bir şeye ihtiyacı olur soramaz...
-
...en azından bana sorar.
-
(Serhan) Yapma Neslihan.
-
Koca adam olmuş.
-
O benim için hâlâ çocuk.
-
Ya aklım gidiyor.
Çekip gitse evden, anlamıyor musun?
-
Bu hiç bitmeyecek, değil mi?
-
Yokluğunda acaba gelecek mi...
-
...geldiğinde ya geçip giderse?
-
Sen bize bunu hep yaşatacaksan,
değil mi Neslihan?
-
Çocuk geldi işte, daha ne istiyorsun?
Seninle arası da iyi.
-
Ben kaçırılırken annem ne halt ediyordu
falan da demiyor.
-
Suçlamıyor yani seni.
Seninle bir sıkıntısı yok.
-
(Müzik)
-
(Neslihan) Serhan, sen iyi misin?
-
Ne oluyor sana?
-
Yüzüme bile bakmıyor benim.
-
O gün sen vardın onun yanında,
ben değil.
-
Senin gözünün önünde kaçırıldı.
-
Ama suçlu her zamanki gibi
ben oldum tabii.
-
Bana bunu şimdi niye yapıyorsun?
-
Senin yüzünden çünkü.
-
Ben seni korumak için, üzülme diye...
-
...bir daha hayal kırıklığına
uğrama diye...
-
...o çocuğu dövdüm.
-
(Müzik)
-
Oğlumu bu hâle ben getirdim, ben!
-
Yüzüne tekme attım ben oğlumun.
-
(Hüzünlü müzik)
-
Uzak dur bizden dedim.
Karımdan uzak dur dedim.
-
Tamam.
-
Geçti.
-
Affetmeyecek beni.
-
Ben oğlumu bulduğum gün
yeniden kaybettim.
-
Bir daha benim yüzme bile bakmayacak.
-
Çok kötü vurdum Neslihan.
-
Affedecek.
-
Affedecek.
-
İyileşeceğiz.
-
Sen de ben de iyileşeceğiz.
-
Yaralarımızı saracağız.
Oğlumuzu da iyileştireceğiz.
-
Affedecek.
-
Bize bunu neden yaptılar Neslihan?
-
Ha? Ne istediler bizden?
-
Neden?
-
Geçecek.
-
Geçecek canım.
-
Geçecek.
-
Geçecek.
-
(Hüzünlü müzik)
-
Peki evdeki tek sağlam eşyamızın da
artık olmaması.
-
Ya hallederiz, hadi yiyin.
-
Yalnız bir şey diyeceğim.
Alışmadık midede et durmaz derler.
-
Bırbırık olmayalım sonra?
-
Abim be fotoğraf çekilelim mi?
-
Oğlum o nereden çıktı şimdi?
-
Şey abi, tek sağlam fotoğrafımızı
yırttılar ya, o yüzden şey yaptım.
-
Al, dur.
-
Al, çek.
-
Çekiyorum gülümseyin.
-
Et.
-
Bakayım.
-
Vay, çok güzel olmuş.
Yakışıklım eline sağlık. Bak.
-
Vay, çok güzel olmuş.
-
Bir dakika, sen ne yaptın,
nasıl karşıladılar, ne oldu?
-
Hiçbir şey bilmiyoruz ki biz.
-
Evet, ne yaptı o baban olacak (Bip)
seni görünce?
-
Yani pişman gibiydi.
-
Hatta söyleyecekti az kalsın
herkesin içinde ben yaptım diye de...
-
...ben kestim önünü.
-
(Asi) Boş ver, iyi yapmışsın.
-
Adam nereden bilecek ki?
Yıllarca kandırmaya çalışmışlar adamı.
-
Şey nasıl şey beybaba?
-
Var ya işte o çok sağlam herifmiş.
-
Zaten onun adını vermişler bana.
İşte Eşref Ali ya.
-
Evlat deyip geziyor.
-
Annen zaten iyi.
-
Bir şey soracağım.
-
Anne dedin mi hiç?
-
(Duygusal müzik)
-
Hayır.
-
Niye?
-
Ne bileyim niye oğlum?
-
Demedim yani.
-
Diyemedim işte.
-
Ben olsam derdim.
-
Bin kere, milyon kere derdim hem de.
-
(Duygusal müzik)
-
Ya dünyada daha güzel bir kelime var mı?
-
Anne.
-
(Duygusal müzik)
-
(Geçiş sesi)
-
(Yaman) Hoppa! Hop!
-
(Hareketli müzik)
-
(Yaman) Geldi. Gitti. Hop!
-
Geri geldi.
-
Gitti, geldi.
-
Geldi.
-
Geldi. Gitti. Hop!
-
Geri geldi.
-
Gitti, geldi.
-
(Yaman) Gitti, geldi.
-
(Gerilim müziği)
-
Ali! Ali!
-
Ali!
-
Ali!
-
(Alaz) Hu hu! İşte bu!
-
Ali!
-
Ali!
-
Ali!
(Geçiş sesi)
-
Hıh!
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği)
-
-(Feride) Neslihan.
-Feride abla, Ali nerede?
-
-Ali çıktı.
-Çıktı mı?
-
Ya sen nasıl... Nereye çıktı?
-
Sakin ol, endişe edecek bir şey yok.
-
Yemekten kalan etleri sokak hayvanlarına
vermek için çıktı.
-
Endişelenme kuzum benim.
-
Hadi gel oturalım biz,
ben sana su vereyim, gel.
-
İyiyim ben.
-
Ali'yi odasında göremeyince...
-
Ne zaman çıktı?
-
(Feride) Yapma böyle, gelir birazdan.
-
Ne olur yapma kuzum benim.
-
Feride abla.
-
(Rüzgâr) Yok artık ya!
-
Yani o herif şimdi senin
ciddi ciddi abin miymiş?
-
Bombaya gel.
-
Asıl bomba yarın oğlum.
-
Ali abimize unutamayacağı
bir doğum günü kutlaması yapacağız.
-
Konsepti anladın, değil mi?
-
Manyaksın oğlum sen.
-
(Cesur) Bu Alaz ne yaptı, Alaz?
-
Seni görünce yine parlamıştır.
Bilmiyor ki cürmü kadar yer yakar.
-
Yani önce bir esti gürledi tabii.
Ama sonra o da özür diledi yemekte.
-
Çağla da. Yani bilmiyorum ama
pişman gibiydiler.
-
Sizin var ya esas şu Ece'yi
görmeniz lazım.
-
Oğlum sana o kadar benziyor ki.
-
Yani böyle var ya komik, bıcır bıcır.
-
Beni görünce hemen geldi böyle
atladı abi diye.
-
Ama şey...
-
O da hasta.
-
Allah acil şifa versin kardeşine.
-
-Âmin.
-Âmin.
-
Ne güzel aile olmuşsunuz oğlum işte.
-
Dur oğlum, daha erken.
-
Yok yok, affettin affedeceksin gibi,
değil mi?
-
Bilmiyorum oğlum, bakarız işte.
-
Şeyi merak ettim abi ben.
-
Bu benim yediğim dayağı takriben
kaç güne affedersin?
-
(Gerilim müziği)
-
Cesur, ben öyle bir şey mi dedim
şimdi sana kardeşim?
-
-Ye yemeğini bak, canımızı sıkma.
-Yok, doydum ben.
-
-Oğlum ne yedin de doydun?
-Yemeyeceğim oğlum, zorla mı?
-
Tamam.
-
Tamam kardeşim, tamam sakin ol.
-
-Cesur.
-Ne var be, ne?
-
Gitmiş kardeşlerin artıklarını toplamış
gelmiş buraya aç doyuruyor.
-
Eyvallah beyim, sağ olasın.
Sayende bu gece de doyduk.
-
Oğlum ne biçim konuşuyorsun lan sen?
-
Ben kardeşlerimle yemek yemeye
geldim buraya.
-
Senin kardeşlerin orada abiciğim,
evinde, üç tane.
-
Onlarla yersin bundan sonra yemeğini...
-
...artıklarıyla gelip burada bize
vicdan yapmazsın.
-
Oğlum senin derdin ne lan, hayırdır?
-
Bizi boşu boşuna
sırtına yük etme istersen diyorum.
-
Kendi vicdanını rahatlatacağım diye
gelip burada bizim ayarlarımızla oynama.
-
Bizim midemiz aşımız kadar kalsın.
-
Yoksa yarın biz bu masadan
daha aç kalkarız.
-
Sen bakma ona, tamam mı?
-
Biliyorsun çocuk gibi zaten.
-
Hani kıskanırlar ya sevdiklerini,
mızmızlanırlar, o hesap işte bu da.
-
(Asi) Hadi asma suratını Yaman.
-
Hadi hem kalk sen, git,
ilk geceden geç kalma.
-
Ama haber ver, tamam mı?
Bak, seni merak ediyoruz.
-
Görüşürüz yakışıklım.
-
Ara ama tamam mı?
-
Tamam, görüşürüz.
-
(Hüzünlü müzik)
-
(Asi alkışlıyor)
-
Tebrikler ya, yine (Bip) ettin her şeyi!
Bravo!
-
(Asi) Sayende çocuğun gözüne
uyku girmeyecek tüm gece.
-
Ya çocuk bir kere sevindi ya
ailesini buldu diye.
-
Onu da kursağına dizdin sen.
-
Tebrikler.
-
-Hadi ben gidiyorum.
-Tamamdır 'bro'.
-
-Ekibi topla, benden haber bekle.
-O zaman ben de kaçar.
-
Rüzgâr.
-
Arıyorum açmıyorsun.
Niye geleceğini haber vermedin?
-
Çünkü seni değil, Alaz'ı görmeye geldim.
-
Rüzgâr, konuşabilir miyiz lütfen?
-
Çağla, şimdi değil. Belki yarın,
belki haftaya, belki gelecek sene.
-
Hatta belki de hiç.
-
(Gerilim müziği)
-
Ne yapıyorsun?
-
Üzgünüm ama bir geceyi daha
seninle küs geçiremem.
-
-Çağla, aşağıya iner misin?
-Hayır.
-
Benimle barışmadan
hiçbir yere gidemezsin.
-
Kızım bak, in aşağı,
elimden bir kaza çıkacak!
-
Bak, barışmadan inmem.
Ya ne olur yapma böyle.
-
Ya oynama benim ayarlarımla, laf dinle!
-
Kızım basmıyor mu kafan ya?
-
Şu boş beynini bir çalıştırmayı
denesene biraz!
-
Ya bir kere bir düşün ben ne yaptım da
bu çocuğu bu kadar delirttim diye.
-
Annen bir yandan, sen bir yandan,
yeter be, bir rahat bırak ya!
-
(Gerilim müziği)
-
Hayırdır, çevirme mi var?
-
Bir sıkıntı mı var?
-
Yok, ne sıkıntısı olacak ki?
Konuşuyorduk öyle.
-
Emin misin?
-
Anladım, abicilik oynuyoruz.
-
-Henüz değil.
-Bakıyorum rolüne çabuk adapte olmuşsun.
-
Emin ol abicilik oynadığımda anlarsın.
-
Abiciğim müsaade edersen
kız arkadaşımla bir şey konuşuyoruz.
-
Özel.
-
(Gerilim müziği)
-
Ne yapıyor bu ya? Gitmiyor.
-
Anlamadım ki.
-
Ya sen neyi anladın ki acaba
bugüne kadar Çağla?
-
Böyle var ya çoğala çoğala
geliyorsunuz üstüme ya!
-
Beni bekliyor sanırım.
-
O zaman güle güle sana Çağla!
Elimden bir kaza çıkmadan düş yakamdan!
-
(Gerilim müziği)
-
Neydi bu şimdi?
-
Hiç.
-
İyi geceler.
-
Aptala bak ya!
-
Seni bizden kim koruyacak acaba?
-
(Geçiş sesi)
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gıcırtı sesi)
-
(Geçiş sesi)
-
(Geçiş sesi)
-
(Gıcırtı sesi)
-
(Geçiş sesi)
Anne!
-
Ali, dur.
-
Ali, iyi misin? Tamam, tamam, tamam.
-
(Neslihan) Kâbus gördün.
Derin nefes al, derin nefes al.
-
Tamam, geçti.
-
Geçti, al. Geçti.
-
Kâbus gördün, tamam. İç şunu, iç şunu.
-
(Neslihan) İç bakalım bir.
-
İyi misin?
-
(Neslihan) Tamam, geçti.
-
Anlatmak ister misin?
-
Anlatacak bir şey yok ki.
-
Hep aynı görüntüler.
-
Belli belirsiz.
-
Kaçırıldığımı öğrendiğimden beri böyle.
-
Peki, bir yüz, bir ses?
-
Peşine düşebileceğimiz bir şeyi
hatırlamıyor musun?
-
Bir gıcırtı var böyle.
Kapı gıcırtısı gibi sanki.
-
Başka da bir şey yok zaten.
-
Peki.
-
Geçti.
-
Ben de doğum günü hediyeni verecektim.
-
Ama gerek yoktu ki.
Vardı benim telefonum zaten.
-
Telefon değil hediyen.
-
Hattını taktım, aç bakalım.
(Telefon çalıyor)
-
(Telefon çalıyor)
-
(Telefon ısrarla çalıyor)
-
Abim.
-
-Umut, kardeşim.
-Abi bak, neredeyim ben?
-
(Yaman) Neredesin?
-
Abi, tedaviye başladılar. Annen...
Şey Neslihan teyze sağ olsun.
-
İyileşeceğim artık abi ben.
-
İyileşeceksin tabii aslanım benim.
-
Abi bak, kimler var yanımda?
Asi ablamla Cesur abim de yanımda.
-
Yaman, nasıl sürpriz ama?
-
Asi, beni bekleyin, ben de geliyorum
şimdi oraya, tamam mı?
-
(Asi ses) Yok, gelme.
Biz de çıkacağız zaten şimdi.
-
Ziyaretçi kabul etmiyorlar.
-
Hastane kuralları.
-
(Asi ses) Yaman, biz şimdi kapatıyoruz.
-
Şarjım çok az, sonra arayacağız,
tamam mı?
-
Bu arada iyi ki doğdun, iyi ki varsın.
-
-Bye bye.
-İyi ki doğdun abi.
-
(Duygusal müzik)
-
Ben gerçekten çok teşekkür ederim yani.
-
Böyle güzel bir hediyem olmamıştı hiç.
-
Eyvallah, sağ olun.
-
Bir şey değil.
-
Bakalım babanın sürprizini görünce
ne diyeceksin.
-
(Müzik)
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Sakın bana takım değiştirdim deme.
-
"Yağmurlu bir günde görmüştüm seni"
-
"Üstünde çubuklu formalar vardı"
-
"Bir anda tutuldum, âşık oldum ben"
-
"Hayatın anlamı siyah beyazdı"
-
"Ölümle yaşamı ayıran çizgi"
-
"Siyahla beyazı ayıramaz ki"
-
"Her yolun sonunda ölüm olsa da"
-
"Sevenleri kimse ayıramaz ki"
-
(Duygusal müzik)
-
Özür dilerim oğlum.
-
Affet beni.
-
(Duygusal müzik)
-
Affet.
-
(Duygusal müzik)
-
(Eşref) Ali!
-
Ali!
-
Ali!
-
Dede.
-
Abiniz nerede?
Hemen çağırın gelsin.
-
-Dede, ne oluyor ya sabah sabah?
-Oğlum çağırın diyorum.
-
Ali!
-
Yaman Ali!
-
(Eşref) Gel evladım, gel.
-
Gel, gel oğlum.
-
(Müzik)
-
Söyle bakalım bana ehliyetin var mı?
-
-Hayır.
-Şu ehliyet işini hemen halledelim.
-
Yani o durduk yerde
paslanır gider sonra, değil mi?
-
Evet.
-
-Yok artık!
-Olaya gel!
-
Vay, vay, vay!
-
Şimdi bunu kullanamam
diyemezsin bana, değil mi?
-
Yok yok, gayet iyi kullanıyor Eşref amca.
-
Hatta test edildi, bana da sözü var.
Öğretecek.
-
Ben sana araba kullanmayı öğretmediysem
kimse öğretemez Rüyacığım.
-
Abinin senden daha iyi olduğunu
düşünüyorum.
-
Ders verme konusunda.
-
İyi, hadi, al bakalım.
Hadi bir tur at gel.
-
-Fazla uzaklaşma ama.
-Baba, yalnız basın kapıda.
-
Hakikaten ne bu böyle ya,
insan kendi evinde hapis gibi.
-
(Şeref) Şu kapıdaki gazetecileri
gönderin, kapıyı açsınlar.
-
Ben yarın bir basın toplantısı düzenleyip
tanıştıracağım onları torunumla.
-
Tamam, geliyorum.
Hadi oğlum, hadi, hadi.
-
Abi, hadi bin bakalım yakışıyor musun.
Hadi.
-
Yakışmaz mı canım benim oğluma?
Aslan oğlum benim, gel.
-
-Daha çok çalmış gibi görünüyor.
-Alaz!
-
Ya yüzü gözü iyileşmedi,
ondan yani, şaka.
-
Özür duyamadım.
-
Tamam, hadi beni boş ver.
-
Abinden dilesen yeter.
-
-Diledim merak etme.
-Alaz Bey.
-
İnsanlık için küçük, sizin için büyük
bir adım olmuş bu, bravo.
-
-Ya.
-Hım.
-
Bu arada ona neden yakın olduğunu
anlamış oldum.
-
Yani kardeş çıkabilme durumundan
haberdarmışsın.
-
Ben de diyorum Rüya'nın
bu yabaniyle ne işi olur diye.
-
Yok.
-
Kardeş olmasaydınız da
iyi anlaşırdık bence.
-
Kafa çocuk.
-
(Müzik)
-
(Müzik devam ediyor)
-
Oha, oha, oha! Banyo mu yaptın?
-
Hişt! Yavaş kız, çocuk uyuyor.
-
Otel mi burası (Bip) zekâlı?
Hastaneden mi attıracaksın bizi ya?
-
Vallahi otel gibi.
O kremli şeylerden de koymuşlar.
-
Ya çek şunu ya!
-
Ben nöbetteyim.
Gir sen de bir koşu duşa.
-
Allah'ım!
-
Allah kabul etsin, abdestimizi de aldık.
-
MR çekilecek, uyanınca haber verin.
-
Tamamdır, teşekkürler.
-
Pencereyi açın da buhar çıksın bari.
-
Bak, okumuş kızın hâli bir başka oluyor.
Hemen çözdü meseleyi.
-
Sen problem çıkarmaktan başka
bir işe yaramaz mısın?
-
Rezil ettin ya bizi kadına.
Bak Cesur, şimdiden söylüyorum.
-
Akşam Yaman'ın doğum gününde
en ufak bir arıza çıkartırsan var ya...
-
...yemin ederim seni mahvederim,
kimse alamaz elimden.
-
Merak etme, arıza falan çıkmaz.
Ben gelmiyorum çünkü.
-
Ne diyorsun ya, nereye gelmiyorsun?
Salak saçma konuşma.
-
Söz verdik annesine,
sürpriz yapacağız dedik.
-
Tamam ya, sen beni de temsilen
gidiver işte.
-
Ben şimdi tadını kaçırmayım kardeşimizin.
-
Sen ne uzatıyorsun hâlâ ya?
Eşek gibi geleceksin.
-
Asıl sen gelmezsen çocuğun tadı kaçacak.
-
Bana bak, sen kıskanıyor musun
Yaman'ı yoksa?
-
Ne saçmalıyorsun ya, ne kıskanacağım be?
-
Ha, o zaman tırsıyorsun.
-
Ne tırsması kızım, neyden tırsıyormuşum?
-
Yaman'ın sırtından indik, senin sırtına
bineceğiz diye tırsıyorun, yalan mı?
-
Ya hadi, bak işine ablacığım ya.
-
Ben bu sırtta neler taşımışım,
sizin altınızda mı ezileceğim?
-
-Taşı sıksam suyunu çıkarırım ben be.
-Aynen aynen.
-
Ne aynen aynen ya?
Ne istedin de yapamadık be Asi?
-
Elbise lazım mesela.
-
(Asi) Çocuk gibi küstüm gelmiyorum
diyeceğine akşam ne giyeceğiz onu düşün.
-
Allah aşkına bir şunlara baksana,
bir üstüne bak, üstüme bak.
-
(Asi) Bunlarla mı gideceğiz partiye?
-
Kim bilir neler giyecekler.
-
Tamam, ben hallediyorum onu.
-
Ne yapıyorsun?
-
Ne ne yapıyorsun? Soru sorma Asi.
-
Madem bundan sonra ben bakacağım size,
o zaman soru sorma bana.
-
Ne yap biliyor musun?
Git banyo yap Asi.
-
Orada kızların hepsi mis gibi kokar...
-
...sen kötü kötü kokarsın,
sonra utanır, ağlarsın, tamam mı?
-
Ben geliyorum şimdi.
-
Nereye ya?
-
Serhan Bey bir iki gün daha gelmeyecek,
raporları bana getirin.
-
-En ufak bir aksaklık istemiyorum.
-Tamam Şebnem Hanım.
-
Hop! Aman teyzeciğim, dikkat et,
bir yerine bir şey olacak ya.
-
Teyze ne be?
Kazık kadar adamsın, teyze ne?
-
Sen dikkat et!
-
(Müzik)
-
Ta, ta, tam!
-
-Ne bu?
-Doğum günü hediyen.
-
Ya aslında ben sana başka bir şey
alabilirdim ama bunu vermek istedim.
-
Çünkü biliyorsun ki biz her yıl
senin doğum gününü kutluyoruz.
-
Annem sağ olsun.
-
Ama ben ilk seferinde gerçekten
geleceksin sanıp almıştım bunu.
-
Ama işte kayıp demiyorlardı,
daha çok küçüktüm.
-
Öyle kaldı, ben de sakladım.
-
Açsana.
-
(Duygusal müzik)
-
(Yaman gülüyor)
-
Vay!
-
Süper kahraman, ha?
-
Bunca yıl sokaklarda
hayatta kalmayı başardığına göre.
-
Eyvallah, sağ olasın.
-
Abi, biz böyle durumlarda
sarılıyoruz genelde.
-
(Duygusal müzik)
-
İyi ki doğmuşsun.
-
Hişt!
-
Nasıl olmuşum?
-
Jilet.
-
Nereden buldun sen bunu?
-
Çöpten.
-
Ya nereden bulacağım kızım?
Gittim parasını verdim aldım işte.
-
Oha! Bu ne?
-
(Asi) Nereden buldun sen bu parayı?
-
Çaldın mı yoksa?
-
Cesur, sakın bana çaldım deme.
Bak, Yaman duyarsa...
-
Ya kızım çalma falan nereden çıkıyor?
Dedim ya parasını verdim aldım diye.
-
Allah Allah! Bak, bu da seninki.
-
Tamam, parayı nereden buldun?
-
Ya bizim Yakup abi var ya mahalleden...
-
...geçen aydan ben onun
bir işini halletmiştim...
-
...onun bana borcu vardı,
bugüne kısmetmiş.
-
Ne işi ya, ne Yakup abisi?
(Bip) değil mi o adam?
-
Ne işin var senin onunla?
-
Ya kızım bir sakin ol. Altı üstü gittim
iki tane elbise aldım geldim.
-
Yani utanmasan adam mı kestin
diye soracaksın.
-
Al, götür, çöpe at onu, istemez.
Elimi bile sürmem ben ona.
-
İyi, ellemezsen elleme.
-
Orada bütün Rüyalar falan süslensin
gelsin, sen böyle gel, tamam mı?
-
Yalnız ayıktırayım,
bir tek sen sırıtırsın orada.
-
Ben jilet gibiyim çünkü ya.
-
Üf!
-
Düşürdüm mü ya?
-
(Geçiş sesi)
-
Hop! Aman teyzeciğim, dikkat et,
bir yerine bir şey olacak ya.
-
(Geçiş sesi)
-
Allah kahretsin!
-
(Telefon çalıyor)
-
-Alo?
-Ne haber komşu?
-
Rüya.
-
Nereden buldun numaramı?
-
Sen yıllar sonra aradığın
aileni bulmuşsun...
-
...ben bir numara bulmuşum çok mu?
-
Neslihan teyze sağ olsun.
-
-Ne yapıyorsun?
-Keşif.
-
Karşıya geçsene, bizim tarafa.
-
-Sizin bahçeye mi?
-Evet, hadi.
-
-(Yaman ses) Geçitten mi yani?
-Evet.
-
-Şimdi giriyorum geçide.
-(Rüya ses) Evet, hadi geç.
-
Tamam.
-
Karşına bak.
-
Heyecanlı mısın?
-
Niçin?
-
Partiye, doğum günü için.
-
Ya yok, çocuk muyum ben?
-
Hadi oradan be.
-
Daha düne kadar bırak doğum gününü
yaşını bile bilmiyordun, ailene kavuştun.
-
(Rüya) Hayatında ilk kez
doğum gününü kutlayacaksın...
-
...ve adım kadar eminim
şu an heyecandan ölmek üzeresin...
-
...ama belli etmemek için...
-
Ya tamam, tamam yani.
Büyütmeyelim diyorum sadece.
-
Neyi büyütmeyelim?
-
Öz güvenini mi?
-
-Kapatıyorum.
-Dur dur, bekle, kapatma.
-
Bekle orada.
-
Ne oluyor ya, ne yapıyor bu?
-
(Müzik)
-
Alo? Alo abla, eve gelmiş,
eve dik dik bakıyor bu.
-
Evet. Kim olacak abla? Ali!
-
Abla, bittim ben abla, bittim ben.
-
Bu mu, bu mu?
-
-Kim o?
-Kim kim?
-
Pencereden az önce biri baktı.
-
Dayımdır o, siz daha tanışmadınız tabii.
-
O kadar şanslısın ki yani ben de
kendisini hiç tanımamış olmayı dilerdim.
-
Neden?
-
Tanışınca anlarsın.
Neyse, kaynatma ya konuyu.
-
Hangisi? Seç hadi.
-
Ya Rüya, bu konuda fikir alacağın insan
ben miyim gerçekten?
-
Biliyor musun ilk defa çok haklısın.
-
Ama senin doğum günün olduğu için
sen seçeceksin.
-
(Rüya) Hangisi?
-
Ee...
-
Fark etmez.
-
Gerçekten en sinir olduğum cevap.
-
Bu mu, bu mu dedim ya.
Fark etmez diye bir şık yok cevaplarda.
-
Ya tamam. Ben de sana diyorum ki
sen zaten çok güzelsin.
-
Ne giysen yakışacak sana.
-
Bir dakika, sen bana
iltifat mı ettin az önce?
-
Evcilleşmeye başlamışsın bile ya sen.
Güzel.
-
Yok, ben gerçeği söyledim.
-
(Şebnem) Tamam.
-
Tamam kapat, ben geldim.
-
(Müzik)
-
Aliciğim, hayırdır?
-
Bir şey mi lazımdı?
-
Yok.
-
Şey...
-
(Kekeleyerek) Rüya bir şey sordu da bana.
-
Neyi?
-
Önemli değil ya, doğum günümle alakalı.
İyi günler.
-
(Müzik)
-
Ne oldu, Yaman nereye gitti?
-
Ne söylüyordu o?
-
Niye öyle sapık gibi dolanıyor
evin etrafında?
-
Oha anne! Ne alakası var ya?
Ben çağırdım, sadece konuşuyorduk.
-
Kimse kalmadı mı konuşacak Rüyacığım?
-
O çocuğa yüz vermeyeceksin,
son kez söylüyorum.
-
Ben ona güvenmiyorum.
-
(Gerilim müziği)
-
Hişt!
-
Hadi inat etme be.
-
Bak, mis gibi banyo da yapmışsın.
Gel giy şunları gidelim.
-
Yemin et çalmadığına lan!
-
Benim...
-
Gerçi benim üstüme yemin et
diyeceğim de kurtulursun.
-
Hayda!
-
Yaman üstüne yemin et, hatta Umut da.
Hatta çaldıysan ikisinin ölüsünü gör.
-
Ha bir de benim, üçümüzün.
-
Tamam lan göreyim.
-
Eğer ben bu elbiseleri çaldıysam
hepinizin ölüsünü göreyim, tamam mı?
-
Ya kızım çalmadım diyorum. Alo!
-
Ya gittim parasıyla 'cash',
tak, tak, tak, saydım aldım.
-
(Cesur) Giyecek misin şimdi?
-
Oldu mu? Hadi bir karar ver de
giy gidelim.
-
Ayakkabılar ne olacak?
-
O kadarına para yetmedi.
Ben de bununla idare ediyorum.
-
İyi tamam, ne yapalım?
Dost başa düşman ayağa. İyi.
-
-Gidelim o zaman.
-Aynen, hadi bakalım.
-
İyi giyeyim bari.
-
Hazırlıklar ne âlemde 'bro'?
-
Üç organizasyon şirketiyle
görüştüm 'bro'.
-
İkisi kafamızı anlayamadı da
son şirket uyandı ne istediğimize.
-
Güzel, çok iyi.
-
O zaman akşama
misafirlerimizi bekliyoruz.
-
Tamamdır, haberleşiriz yine.
-
Rüzgâr mı o?
-
Rüzgâr’dı.
-
Konuşma bitmişti. Gel otur şöyle.
-
Durduk yere kaçırma keyfini, hadi.
-
Kostümün hazır mı senin?
-
Güzel.
-
Rüya'ya bir şey anlatmadın.
-
Aferin. Çünkü o yabaniye yumurtlarsa
sürprizin bir anlamı kalmaz.
-
Ya Alaz, ben çok emin değilim galiba.
-
Neyden?
-
Yani ne bileyim,
çok ileri gidiyoruz sanki.
-
Hişt! Geri vites yok.
-
Yanındayım demiştin.
-
(Gerilim müziği)
-
Bak, ben buraya bir şeyler koydum.
-
Sen duşunu al, istediğini giy.
-
Sonra hepimiz aşağıda
seni bekliyoruz, tamam mı?
-
Acımıyor değil mi artık?
-
Acımıyor.
-
İyi. Hadi.
-
("Can Bonomo - Hikâyem Bitmedi" çalıyor)
-
"Bir hikâyem var, bir hikâyem bitmedi"
-
"Yorgandan, yastıktan kokusu gitmedi"
-
"Yaz bana, ne yazarsan yaz, doktor"
-
"Ağladım, ağlamaklar yetmedi"
-
"Mutsuzum, çok hastayım,
güldür beni, doktor"
-
"Öldüm ama hayattayım, tarifi çok zor"
-
"Çıkmaz bir sokaktayım,
gel bul beni, doktor"
-
"Sanki çocuk yaştayım,
bana bilmeceler sor"
-
"Hava kapanır, eser batıdan"
-
"Bir çocuk evine döner yatıdan"
-
"Soy beni, sol baştan soy, doktor"
-
"Al beni, kurtar bu sıkıntıdan"
-
"Mutsuzum, çok hastayım,
güldür beni, doktor"
-
"Öldüm ama hayattayım, tarifi çok zor"
-
"Çıkmaz bir sokaktayım,
gel bul beni, doktor"
-
"Sanki çocuk yaştayım,
bana bilmeceler sor"
-
"Bitince kara kışlar"
-
"Belki de yeni bir ömür başlar"
-
"Bitince kara kışlar"
-
"Ulaşır ona mektubumla kuşlar"
-
"Dinince yakarışlar"
-
"Belki de yeni bir ömür başlar"
-
"Mutsuzum, çok hastayım,
güldür beni, doktor"
-
"Öldüm ama hayattayım, tarifi çok zor"
-
"Çıkmaz bir sokaktayım,
gel bul beni, doktor"
-
"Sanki çocuk yaştayım,
bana bilmeceler sor"
-
"Mutsuzum, çok hastayım,
güldür beni, doktor"
-
"Öldüm ama hayattayım, tarifi çok zor"
-
"Çıkmaz bir sokaktayım,
gel bul beni, doktor"
-
"Sanki çocuk yaştayım,
bana bilmeceler sor"
-
"Sanki çocuk yaştayım,
bana bilmeceler sor"
-
(Kapı vuruldu)
-
Ne kadar yakışıklı olmuşsun.
-
Yani hep yakışıklısın da...
-
...böyle saçın kesilince falan...
-
...çok iyi olmuş, çok yakışmış.
-
Ver.
-
Bak canım.
-
Senden Yaman'dan vazgeçmeni beklemiyoruz.
-
Hatta Yaman'la gurur duyuyoruz.
-
-Bunca sene tek başına...
-Tek başıma değildim ki ben.
-
Kardeşlerim vardı benimle birlikte.
-
Evet. Onlar da vardı.
-
Hem kendine, hem onlara bakarak
benim diyen yetişkinin bile...
-
...göze alamayacağı sorumluluğu alıp
ayakta kalan o Yaman'a hayranız biz.
-
Gurur duyuyoruz onunla.
-
Senden tek ricamız...
-
...bizim de Ali'miz olduğunu kabul etmen.
-
Yani belki denersin.
-
Ha?
-
Ver bunları.
-
Biz kendi aramızda konuştuk.
-
Dedik ki belki sadece Yaman
ya da Ali değil de...
-
...ama Yaman Ali olabilir.
-
Yaman Ali nasıl?
-
(Duygusal müzik)
-
Tamam mı?
-
Eğer kabul edersen...
-
Gel. İyi ki doğdun.
-
(Neslihan) İyi ki doğdun.
-
İyi ki doğdun.
-
(Alkışlıyorlar)
-
(Hep bir ağızdan) "İyi ki doğdun Yaman"
-
"İyi ki doğdun Yaman"
-
"İyi ki doğdun Yaman"
-
"İyi ki doğdun, iyi ki doğdun,
mutlu yıllar sana"
-
Yakışıklım be.
-
Hadi bakalım oğlum, üfle mumları.
-
Dur dur üfleme.
-
Dilek dile önce.
-
Ben...
-
Aklıma bir şey gelmiyor ki yani.
-
Hiç bana bakma.
-
En son öldüysen cesedini bulalım
noktasına kadar gelmişti benim dilekler.
-
Komik mi bu şimdi?
-
-Ya vallahi (Bip)!
-Hişt!
-
Hadi abi ya, biz bunca yıl senin için
dilekler diledik.
-
Bir tane dileğin yok mu şimdi?
-
Hadi.
-
Ben küçükken hep
sokağa bırakıldığımı düşünürdüm.
-
Yani istenmediğimi.
-
Bu düşünce gerçekten çok acıtırdı canımı.
-
İnsan soruyor yani.
-
Neden sevmediler ki beni?
-
Acaba neden vazgeçtiler benden?
-
Çok mu çirkin bebektim be?
-
Pardon birader, biz böyle araya kaynadık
gibi oldu. Kusura bakma, sen devam et.
-
Kaçırıldığımı öğrenince
önce bir sevindim.
-
Sonra acımın yerini bir öfke aldı.
-
Bazı şeyler hatırlıyorum.
-
Doğru mu, yanlış mı emin değilim.
-
Ama umut ediyorum.
-
Hatırlamayı diliyorum.
-
Ben galiba...
-
...artık o beş yaşındaki çocuğa...
-
...Ali'ye bunu yapanları
bulmayı diliyorum.
-
(Müzik)
-
-Âmin.
-Âmin.
-
(Müzik)
-
Bu da benden olsun.
-
Bu ne?
-
Aç, bak.
-
(Müzik)
-
-Çok aradın mı bunu?
-Hayır.
-
Evde vardı.
-
Ee, ne oluyor sonunda anlatsana.
-
Bilmem, henüz okumadım.
-
Sen oku ama bana anlatma.
-
Ben bu hikâyeyi izlemeyi tercih ediyorum.
-
Ne yapıyorsunuz siz burada?
-
Sen bu.
-
-Ya kızım yapma ya.
-Abiciğim ya.
-
Bu kadın niye geldiğimizden beri
sana bakıyor?
-
-Yok, kim?
-Esmer olan.
-
Yok ya.
-
Şeydir... Yakışıklılığıma bakıyordur.
-
Sen onu bunu bırak asıl manzara şurada.
Bak, görüyor musun?
-
(Cesur) Arkadaş ne hasretmiş kardeşe be.
-
Hadi kardeşini anladım da
diğerine ne oluyor?
-
Sülük gibi yapıştı çocuğa.
-
Ya hadi, biz de hediyemizi verelim de
uzayalım şuradan. Bastı bana burası.
-
Bence de verelim.
-
Kasıntılar.
-
Gençler ne haber?
-
Nasıl keyifler?
-
Sen resme girene kadar idare ediyorduk.
-
-Ne aldınız abinize bakayım?
-Sana ne?
-
Dedemin aldığı arabayı gösterdi mi size?
-
-Kime, Yaman'a mı?
-Evet.
-
Alaz'ınkinden bile havalı.
-
Yakışır.
-
Allah kaza bela vermesin.
-
(Alaz) Aynen.
-
Söyle abine arada versin, turlarsın.
-
Sen kaşınıyor musun
abinin doğum gününde ya?
-
Cesur, hadi.
-
Ayakkabılar yıkılıyor bu arada.
-
Sağ ol.
-
-Canınızı sıkmıyorlar, değil mi?
-Yok ya.
-
Yok. Sevimsizler sadece.
-
O ne?
-
Bu şey ya...
-
-Rüya'nın hediye.
-Dalga mı geçiyor bu?
-
Ya yok kızım, öyle esprisine yani.
-
Sen 'okay'sin yani yabaniye, sevdin?
-
Bana bak, sen ne güzel olmuşsun
kız bugün.
-
Nereden buldunuz bunları,
bizimkiler mi verdi?
-
Sizinkiler?
-
-Yani Cesur...
-Yok abi, tamam, sen de haklısın.
-
Sizinkiler tabii.
-
Ama sizinkilerin pek umurunda olmadı
bizim ne giyeceğimiz...
-
...nasıl geleceğimiz falan.
-
Kendi imkânlarımızla giyindik,
dolmuşa atladık geldik işte.
-
Cesur, tamam. Kadın nereden düşünsün?
Davet etti zaten.
-
Tamam, Allah razı olsun ya.
-
Al. Bu da bizim hediyemiz.
-
-Ne gerek var ki şimdi buna?
-Aç, aç.
-
-Nereden?
-Buradan oğlum, buradan.
-
Kardeşlerini unutma diye.
-
Lan oğlum olabilir mi öyle bir şey be?
-
(Duygusal müzik)
-
(Eşref) Dedim uyumuş.
-
Kim çıkıyor ki?
-
(Alaz) Tamam, güzel, şahane.
-
-Ne oluyor?
-Haber bekleyin benden.
-
-Evet, Ali abisi nerede?
-Yaman Ali.
-
Yaman Ali, peki.
-
Sayın Yaman Ali...
-
Pardon, Yaman Ali Soysalan...
-
...en yakın danışmaya bekleniyorsunuz.
-
(Alaz) Hah, geldi.
-
Gel abisi, gel.
-
Şimdi farkındaysan yani bir tek benimle
Çağla senin hediyeni vermedik.
-
Çünkü senin hediyen burada değil.
-
Dışarıda.
-
O ne demek?
-
Yani şu demek anneciğim,
bu parti bayağı bir sıkıcı.
-
Biz abimiz için gerçek bir
parti düzendik.
-
O yüzden sizden ricamız
biz gençleri bir salın.
-
Benim niye haberim yok bu partiden?
-
Sürpriz Rüyacığım.
-
Hayır, hiçbir yere gitmiyorsunuz.
Buradayız hepimiz işte.
-
Neslihan!
-
Serhan, bu da parti yani.
Nereye gidiyorlar?
-
Anne, bu ortam partiden daha çok
şey gibi...
-
Biraz huzurevi konsepti gibi.
-
Ah! Sen de!
-
Bence bu konuda kararı
Yaman Ali kendisi versin.
-
Gitmek istiyor musun evlat?
-
Tabii ki arkadaşların da davetli.
-
Oğlum o kadar uğraştık,
düşünüyor musun bir de?
-
Ayıp be.
-
Tamam, peki.
-
(Alaz) Güzel.
-
Biz önden gidiyoruz,
size konum atarız, tamam mı?
-
Alazcığım, Rüya da sizinle gelsin tatlım.
-
Kusura bakma Şeboş'um,
yoldan arkadaşları alacağız.
-
Rüya sende.
-
(Duygusal müzik)
-
Oğlum.
-
Kardeşlerin sana emanet,
onları sağ salim eve getir, tamam mı?
-
Söz mü?
-
Söz.
-
(Mekânda hareketli müzik çalıyor)
-
(Mekânda hareketli müzik çalıyor)
-
Vay anasını sayın seyirciler!
-
Ne dürtüyorsun kız?
-
-Alt tarafı dört duvar, görgüsüzlük etme.
-Ne, görmedim.
-
Yaman hadi.
-
Yaman girmeyecek çünkü içeri.
Kapıda dikilecek.
-
(Kadın) İsimler lütfen?
-
Yaman, Rüya, Asi, Cesur.
-
(Kadın) Buyurun efendim, üst kat.
-
(Mekânda hareketli müzik çalıyor)
-
Bu ne?
-
Anlamadım, tadilat falan mı var acaba?
-
(Rüya) Bu arada ne kokuyor?
-
Bu ne be?
-
(Cesur) Rüya biz köpük partisi falan
duyduk da...
-
...bu ne böyle?
Çamur partisi mi bu?
-
Anlamadım ki.
-
Bir şey diyeceğim,
yanlış mı geldik acaba?
-
Yo, doğru yerdeyiz işte.
-
(Hareketli müzik)
-
(Hareketli müzik devam ediyor)
-
Sürpriz!
-
Sokak çocukları partimize hoş geldiniz.
-
(Hareketli müzik)
-
(Hareketli müzik devam ediyor)
-
Nasıl, olmuş mu? Eğlenirken
yabancılık çekmeyin istedik.
-
Sizi açık büfeye alalım. Bakın,
semtin en havalı restoranlarının...
-
...çöplerinden seçildi
atıştırmalıklarınız.
-
(Rüzgâr) Ben hemen bir tabak hazırlıyorum.
-
Şurada tarihi geçmiş içeceklerimiz de
var. Tam damak tadınıza uygun.
-
Çağla, güzelim, abinle arkadaşlarına
ikram etsene.
-
(Hareketli müzik)
-
Bu ne şimdi, komik mi?
-
-Hadi yürüyün gidelim.
-(Asi) Çek elini, sana ne oluyor?
-
Arkadaşlarının yanına geçsene.
-
Ali abisi ne oldu, yoksa beğenmedin mi?
-
Aslında sana kendini
evinde hissettirmek istedim.
-
Nereden geldiğini unutma diye.
-
Ben unutmam.
-
Ben hiçbir şeyi unutmam. Sen merak etme.
-
Yalnız biz burada
çok rahat eğleniriz var ya.
-
Ama bu ortam sizi açmaz.
-
Aç kalırsınız.
-
Al. İç bir fırt.
-
Yalnız genelde
sokakta eğlence kavgayla biter.
-
Ortam kötü, kollayın (Bip).
-
(Hareketli müzik)
-
Size inanmıyorum.
-
Ya sen Çağla, bunlara nasıl uyarsın?
-
Bunlara derken Rüya? Alaz kardeşi...
-
...ben sevgilisiyim de,
sen ne ayaksın onu hâlâ çözemedik.
-
(Hareketli müzik)
-
-Yüzsüz lan bunlar.
-Dur, daha yeni başlıyoruz 'bro'.
-
Bu ısınma turuydu.
-
(TV kadın spiker)
Yarın Soysalan Ailesi'nin...
-
...yıllar sonra kavuştukları
oğullarıyla ilgili...
-
...bir basın açıklaması yapacakları
bilgisini aldık sayın seyirciler.
-
-Bunlar için erken değil mi baba?
-(Eşref) Geç bile kaldık kızım.
-
Ailece toplanıp bunların karşısına
çıkmazsak susmayacaklar.
-
İyi de çocuğu basının karşısına atıyoruz.
-
Yani Ali böyle şeylere alışkın değil ki.
-
Ali mi? Aşk olsun.
-
-Yaman Ali diyeceksin.
-Yaman Ali yakıştı.
-
Bizimki adını dolduruyor.
-
Evet. Daha çok...
-
...mahalle kabadayısı adı gibi.
-
Bak şimdi!
-
Neden? Öyle değil mi baba?
-
"Ben Yaman Ali.
Bu düzene dur demeye geldim."
-
(Neslihan) Sen oğlunla
dalga mı geçiyorsun?
-
Aşk olsun, niye dalga geçeyim?
Ben oğlumuzla gurur duyuyorum.
-
Bunca seneyi sokaklarda
geçirmiş bir çocuğun...
-
...bu geceyi de
sağ salim atlatacağına eminim.
-
Kavga falan etmezler, değil mi?
-
Etseler de dayak yemeyecekleri kesin.
-
Abi kardeş bir aradalar artık.
-
Tabii.
-
-Karşı taraf düşünsün diyorsun yani baba.
-Yani.
-
Birbirleriyle kavga etmesinler de.
-
Sana ne oluyor,
sen niye bu kadar ilgileniyorsun?
-
Bu çocuklardan ne istiyorsun?
-
Neyi çekiyorsun abiciğim, yürüsene hadi!
-
-Yürü!
-Cesur sakin!
-
Ne sakini oğlum? Neyi çekiyorsun lan?
-
Sirk maymunu gibi,
gelmişler bizi seyrediyorlar burada.
-
Sen de neyi bekliyorsun
ben seni de anlamış değilim.
-
Seni de bırakıp gidemiyorum.
Kardeşlerinin özrünü gördük işte.
-
-(Bip) gidelim şuradan!
-(Bip) lan!
-
Oğlum bak yürü git lan!
-
(Bip) gidelim şuradan, delireceğim yoksa.
-
Ya da bana bir destur ver, ben
birkaç tanesine dalayım, rahatlayayım.
-
Hayır abiciğim. Onlar da bizim
olay çıkarmamızı istiyorlar zaten.
-
Ben bu tuzağa düşmeyeceğim.
-
-Yaman ne yapıyoruz?
-Hiçbir şey yapmıyoruz Asi.
-
Menüde kabuklu fıstık varmış.
Oğlum bak telefonunu kırarım, yürü lan!
-
Birazdan fıstık atacaklar, fıstık
sever misin? Yakaladığını yersin artık.
-
(Hareketli müzik)
(Üst üste konuşmalar)
-
Yaman buradan gidin.
-
Bak, bir şey çeviriyorlar,
ne çevirdiklerini bilmiyorum ama...
-
...bunlar böyle saçmalamaya devam edecek.
-Hiçbir yere gitmiyorum.
-
-Allah'ım ya Rabb'im!
-Yaman bunu kendine niye yapıyorsun?
-
Evet oğlum, kendine yapıyorsun,
bize niye yapıyorsun lan?
-
-Biz bunları eğlendirmeye mecbur muyuz?
-Tamam.
-
-Asi'yi de al, siz gidin oğlum.
-Sen?
-
Ben söz verdim.
-
İkisini de sağ salim
eve getireceğim, dedim.
-
Ben anladım abiciğim.
Sen kardeşlerini eve götür.
-
-Cesur...
-Tamam, yürü Asi. Biz de evimize gidelim.
-
Cesur, kardeşim... Bak Asi...
-
-(Yaman) Yapmayın...
-(Rüzgâr) Aa, nereye ama böyle?
-
Daha sürprizlerimiz bitmedi.
-
Sen sürprizini yap güzel kardeşim,
Ali Soysalan'ın derisi kalınmış.
-
Ona dokunmaz. Yürü Asi, gidelim.
-
Gel Çağla, Ali abimize
doğum günü hediyesini verelim.
-
Gel.
-
(Gerilim müziği)
(Üst üste konuşmalar)
-
Ali abiciğim güle güle kullan.
Buna ehliyet de gerekmiyor.
-
O zaman...
-
(Gerilim müziği)
-
Müzik!
-
(Çocuklar şarkı söylüyor)
(Gerilim müziği)
-
(Alaz) Eller! Daha canlı!
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
İşte sana layık parti!
-
O ev benim evim, o aile benim ailem.
-
Sen hayatımızdan
defolup gitmediğin sürece...
-
...sana kim olduğunu, nereden geldiğini
asla unutturmayacağım.
-
(Gerilim müziği)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
Ulan senin gibi kardeşin ben!
-
(Rüya) Çocuklar gel buraya.
Çocuklar buraya gelin.
-
(Gerilim müziği)
-
Yaklaşma lan! Yeminle keserim!
Saplarım lan!
-
Karışma!
-
(Çağla bağırıyor)
-
Yaman yapma, yapma bak
onlar senin kardeşin, yapma!
-
Yaman bırak. Yaman bırak!
-
(Gerilim müziği)
-
(Duygusal müzik)
-
Evdekileri çağırır mısın?
-
(Duygusal müzik)
-
Çocuklar geldi efendim,
bir bakın isterseniz.
-
-Daha erken değil mi?
-Ne oldu Osman?
-
(Gerilim müziği)
-
Oğlum?
-
İn!
-
İn!
-
(Yaman) Sen de in.
-
(Gerilim müziği)
-
Al. Oğlun, bu da kızın.
-
Alaz ne oldu? Kızım bu hâliniz ne?
-
Bana, sana emanetler, demiştin.
Emanetlerini getirdim.
-
Benden abilik bu kadar.
Bunlar benim kardeşlerim falan değil.
-
Ali!
-
Ali mi?
-
Ne Ali'si?
-
Ali kayboldu. Ali'yi kaybettiniz.
-
Evlat sakin ol!
-
(Duygusal müzik)
-
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
Ne yaptınız yine?
-
-Ne diyeyim size!
-Cevap verin. Alaz!
-
-(Neslihan) Ali!
-(Serhan) Biri bir şey anlatsın!
-
Rüya.
-
Rezilliklerini kendileri anlatsınlar
Serhan amca.
-
Rüya?
-
İçeri geçin.
-
İçeri geçin!
-
(Eşref) Yürü!
-
Ali bak sakin ol.
-
Oturup konuşalım, bana her şeyi anlat,
konuşur çözeriz.
-
Gerek yok. Ben meseleyi kökten çözüyorum.
-
Ne yapıyorsun, bırak. Saçmalama, bırak!
-
Esas sen bırak. Sen neyin hayalini
kuruyorsan var ya...
-
...bunların hiçbiri gerçek olmayacak.
-
Bak, seni kırıp üzecek
ne yaptılarsa çözeceğim.
-
Bana güven, sana söz veriyorum çözeceğim.
-
Ne yapacaksın? Benden nefret ediyorlar.
Beni zorla mı sevdireceksin?
-
Niye öyle söylüyorsun?
-
Abilerinden niye nefret etsinler?
-
Çünkü insan değiller!
-
Beş yaşında kaçırılan bendim,
sokakta büyüyen bendim...
-
...aç kalan, susuz kalan, dayak yiyen,
işkence gören bendim!
-
Bunların her şeyleri olmuş. En iyisini
giymişler, en iyi okullarda okumuşlar!
-
Ama olmamış! Ne olmamış,
biliyor musun?
-
İnsan olamamışlar!
Sen insan yetiştirememişsin!
-
Bunlar var ya, bunların hiçbiri
benim kardeşim falan değil!
-
Bak!
-
Bak, bunlar benim kardeşim.
-
Nereye? Gidemezsin!
-
(Neslihan) Serhan!
-
Zaten her şeyi abartıyor,
görmüyor musun?
-
-(Neslihan) Gidemezsin dedim sana!
-Bana karışma!
-
(Neslihan) Serhan!
-
(Yaman) Hiçbir şey yapamazsın.
Siz hiçbiriniz hiçbir şey yapamazsınız.
-
-Kimse hiçbir şey yapamaz!
-Sakin ol oğlum, konuşalım.
-
Beni bırakır mısın?
-
(Serhan) Oğlum bak her şey
yoluna girecek, sakin ol, konuşalım.
-
-Bırakır mısın?
-(Eşref) Ali sakin oğlum.
-
-Çekil.
-Gidemezsin, çekilmem.
-
-Çekil.
-(Neslihan) Gidemezsin.
-
-(Yaman) Gideceğim.
-Gidemezsin!
-
-Çekil!
-Bunca yıl seni bekledim...
-
...yollamam, gidemezsin.
-
Oğlum, Ali üzme bizi
bu kadar Allah aşkına.
-
(Eşref) Bunlar ne eşeklik ettilerse
senden özür dileyecekler, barışacaksınız.
-
Onlar senin kardeşin. Biz bir aileyiz.
-
Bunlar benim ailem falan değil.
-
Hiçbiriniz benim ailem değilsiniz1
-
(Duygusal müzik)
-
-Çekil.
-Gidemezsin.
-
-Çekileceksin.
-Gidemezsin!
-
Çekil!
-
Lütfen Ali. Lütfen.
-
Ali yok.
-
Ali yok. Ali neden yok, biliyor musun?
-
Çünkü annesi parkta Ali'yi bırakmış.
-
(Yaman) Ali yok. Neden, biliyor musun?
-
Çünkü Ali'nin annesi
telefonda konuşuyormuş.
-
Ali yok. Neden, biliyor musun?
-
Çünkü annesi meşgulmüş! Çekil.
-
Ali yok. Neden, biliyor musun?
-
Çünkü Ali'nin annesi onu koruyamamış.
-
Çekil.
-
(Duygusal müzik)
-
Ali gitmiş.
-
Yaman da gelmiş.
-
Bu hikâye de burada bitmiş.
-
(Duygusal müzik)
-
(Bir şey gıcırdıyor)
-
Peki bir yüz, bir ses...
-
...peşine düşebileceğimiz
bir şey hatırlamıyor musun?
-
Bir gıcırtı var.
-
Sanki kapı gıcırtısı gibi.
-
(Bir şey gıcırdıyor)
(Gerilim müziği)
-
(Bir şey gıcırdıyor)
(Duygusal müzik)
-
(Bir şey gıcırdıyor)
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Duygusal müzik devam ediyor)
-
(Geçiş sesi)
-
(Duygusal müzik)
-
(Geçiş sesi)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği)
-
(Geçiş sesi)
-
(Geçiş sesi)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
(Salıncak gıcırdıyor)
(Gerilim müziği devam ediyor)
-
Bu dizinin ayrıntılı altyazısı
FOX TV tarafından...
-
...Sesli Betimleme Derneğine
yaptırılmıştır.
-
www.sebeder.org
-
Ayrıntılı Altyazı Çevirmenleri:
Ayhan Özgören - Belgin Yılmaz...
-
...Bülent Temür - Çağıl Doğan
- Hatice Başpınar
-
Editör: Ela Korgan
-
(Jenerik müziği)
-
(Jenerik müziği devam ediyor)
-
(Jenerik müziği devam ediyor)
-
(Jenerik müziği devam ediyor)