< Return to Video

"Hakikat ötesi" dünyada neye inanmalı

  • 0:02 - 0:05
    Belle Gibson mutlu,
    genç bir Avustralyalıydı.
  • 0:05 - 0:08
    Perth'te yaşıyor
    ve kaykay yapmayı seviyordu.
  • 0:08 - 0:12
    Fakat 2009 yılında Belle, beyin kanseri
    olduğunu ve dört ayı kaldığını öğrendi.
  • 0:13 - 0:17
    İki aylık kemoterapi ve radyoterapinin
    hiç etkisi olmadı.
  • 0:17 - 0:19
    Fakat Belle azimliydi.
  • 0:19 - 0:21
    Bütün hayatı boyunca bir savaşçı olmuştu.
  • 0:21 - 0:24
    Otizmli erkek kardeşi
    ve çoklu skleroz hastası annesi için
  • 0:24 - 0:27
    altı yaşından beri
    yemek yapmak zorundaydı.
  • 0:27 - 0:28
    Babası bu fotoğrafın dışındaydı.
  • 0:29 - 0:32
    Belle, egzersiz ve meditasyon yaparak
    ve et yemeyi terk edip
  • 0:32 - 0:35
    meyve ve sebze tüketerek mücadele etti.
  • 0:35 - 0:38
    Ve o, tamamen iyileşti.
  • 0:39 - 0:40
    Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.
  • 0:40 - 0:44
    Konu tvit edildi, blog tutuldu,
    paylaşıldı ve milyonlarca insana ulaştı.
  • 0:44 - 0:47
    Geleneksel tıptan uzaklaşıp
    diyet ve egzersiz yapmanın
  • 0:47 - 0:49
    faydalarını gösterdi.
  • 0:49 - 0:54
    Ağustos 2013'te Belle, bir sağlıklı
    beslenme uygulaması yayınladı.
  • 0:54 - 0:56
    Adı "The Whole Pantry" olan uygulama
  • 0:56 - 0:59
    ilk ayda 200.000 kez indirildi.
  • 1:00 - 1:03
    Fakat Belle'in hikâyesi bir yalandı.
  • 1:05 - 1:07
    Belle hiçbir zaman kanser olmadı.
  • 1:08 - 1:12
    İnsanlar onun hikâyesini,
    doğruluğunu teyit etmeden paylaştılar.
  • 1:13 - 1:16
    Bu, doğrulama yanlılığının
    klasik bir örneği.
  • 1:16 - 1:21
    Bir hikâye doğru olmasını istediğimiz şeyi
    teyit ediyorsa sorgulamadan kabul ederiz.
  • 1:21 - 1:24
    Ve teyit etmeyen hikâyeleri reddederiz.
  • 1:25 - 1:27
    Paylaştığımız ve görmezden
    geldiğimiz hikâyelerde
  • 1:27 - 1:30
    bunu ne sıklıkla görüyoruz?
  • 1:30 - 1:34
    Politikada, iş hayatında
    ve sağlık tavsiyelerinde.
  • 1:35 - 1:39
    2016'da Oxford Sözlüğü tarafından
    yılın kelimesi "hakikat ötesi" seçildi.
  • 1:40 - 1:43
    Ve hakikat ötesi bir dünyada
    yaşadığımızı kabul etmemiz
  • 1:43 - 1:47
    gerçekleri kontrol etmenin üzerinde
    çok daha fazla durulmasına yol açtı.
  • 1:47 - 1:49
    Ama konuşmamın vurucu noktası şu ki
  • 1:49 - 1:52
    sadece gerçekleri
    kontrol etmek yeterli değil.
  • 1:52 - 1:55
    Belle'in hikâyesi doğru bile olsa
  • 1:55 - 1:57
    aynı derecede alakasız olurdu.
  • 1:58 - 2:00
    Neden mi?
  • 2:00 - 2:03
    İstatistikteki en temel tekniklerden
    birine bakalım.
  • 2:03 - 2:06
    Bayesçi sonuç çıkarımı deniyor.
  • 2:06 - 2:09
    Ve çok basitleştirirsek
  • 2:09 - 2:13
    Bizim önemsediğimiz sorular
    "Veri teoriyi destekliyor mu?"
  • 2:13 - 2:17
    Veri, teorinin doğruluğuna olan
    inancımızı arttırıyor mu?
  • 2:18 - 2:22
    Ama işin sonunda
    "Veri teoriyle uyumlu mu?" diye bakıyoruz.
  • 2:23 - 2:25
    Fakat teoriyle uyumlu olması
  • 2:25 - 2:28
    verinin teoriyi desteklediği
    anlamına gelmez.
  • 2:29 - 2:30
    Neden mi?
  • 2:30 - 2:34
    Unutulan ama elzem bir
    üçüncü terim yüzünden --
  • 2:34 - 2:37
    veri aynı zamanda muhalif teorilerle de
    uyumlu olabilir.
  • 2:38 - 2:43
    Fakat doğrulama yanlılığı yüzünden
    muhalif teorileri hesaba katmıyoruz
  • 2:43 - 2:46
    çünkü ilgilendiğimiz
    kendi teorimize çok bağlıyız.
  • 2:47 - 2:49
    Şimdi bu duruma
    Belle'in hikâyesinde bakalım.
  • 2:49 - 2:51
    Bizim baktığımız şey:
    "Belle'in hikâyesi,
  • 2:51 - 2:55
    diyetin kanseri iyileştirdiği
    teorisini destekliyor mu?"
  • 2:55 - 2:57
    Bunun yerine "Belle'in hikâyesi
  • 2:57 - 3:01
    diyetin kanseri iyileştirmesiyle
    uyumlu mu?" diye soruyoruz.
  • 3:02 - 3:03
    Ve cevap evet.
  • 3:04 - 3:08
    Eğer diyet kanseri iyileştirseydi,
    Belle'inki gibi hikâyeler görürdük.
  • 3:09 - 3:12
    Ama diyet kanseri iyileştirmeseydi bile
  • 3:12 - 3:14
    yine Belle'ninki gibi hikâyeler görürdük.
  • 3:15 - 3:20
    En başta yanlış teşhis konulduğu için
  • 3:20 - 3:23
    kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.
  • 3:24 - 3:27
    Tıpkı, sigara içmek
    sağlığa zararlı olsa da
  • 3:27 - 3:30
    100 yaşına kadar yaşayan
    bir sigara içicisi bulunabileceği gibi.
  • 3:31 - 3:32
    (Gülüşmeler)
  • 3:32 - 3:35
    Aynı şekilde
    eğitim, geliriniz için iyi olsa da
  • 3:35 - 3:39
    üniversiteye gitmeyen bir milyoner
    bulunabileceği gibi.
  • 3:39 - 3:44
    (Gülüşmeler)
  • 3:44 - 3:48
    Dolayısıyla Belle'in hikâyesindeki
    en büyük sorun doğru olmaması değil.
  • 3:48 - 3:51
    Sadece bir hikâyeden ibaret olması.
  • 3:51 - 3:55
    Tek başına diyetin işe yaramadığı
    binlerce başka hikâye olabilir
  • 3:55 - 3:57
    ama onları hiç duymayız.
  • 3:58 - 4:02
    Biz uç vakalara bakarız çünkü yenilerdir
  • 4:02 - 4:04
    dolayısıyla haber değerleri vardır.
  • 4:05 - 4:07
    Hiçbir zaman sıradan vakaları paylaşmayız.
  • 4:07 - 4:10
    Onlar çok sıradandır,
    normalde olan şeylerdir.
  • 4:11 - 4:14
    Bunlar görmezden geldiğimiz
    gerçek yüzde 99.
  • 4:14 - 4:17
    Aynı toplumda olduğu gibi,
    sadece yüzde 1'i
  • 4:17 - 4:18
    aykırıları dinleyip
  • 4:18 - 4:21
    sıradan olanları,
    yüzde 99'u ihmal edemezsiniz.
  • 4:22 - 4:25
    Çünkü bu da doğrulama yanlılığının
    ikinci örneğidir.
  • 4:25 - 4:28
    Bir gerçeği veri olarak kabul ederiz.
  • 4:29 - 4:33
    En büyük problem hakikat ötesi bir dünyada
    yaşamamız değil;
  • 4:33 - 4:37
    veri-ötesi bir dünyada yaşamamız.
  • 4:38 - 4:42
    Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye
    tercih ediyoruz.
  • 4:43 - 4:46
    Hikâyeler güçlüdür, canlıdır
    ve bir şeyi hayata geçirir.
  • 4:46 - 4:48
    Her konuşmaya bir hikâyeyle
    başlamamız söylenir.
  • 4:48 - 4:49
    Ben öyle yaptım.
  • 4:50 - 4:54
    Ama tek bir hikâye, büyük ölçekli bir veri
    tarafından desteklenmiyorsa
  • 4:54 - 4:57
    değersiz ve yanıltıcıdır.
  • 4:59 - 5:02
    Ancak büyük ölçekli bir verimiz olsa bile
  • 5:02 - 5:04
    bu, hâlâ yeterli olmayabilir.
  • 5:04 - 5:07
    Çünkü veriler yine de muhalif teorilerle
    uyumlu olabilir.
  • 5:08 - 5:09
    Açıklamama izin verin.
  • 5:10 - 5:13
    Psikayatrist Peter Wason tarafından
    düzenlenen klasik bir deneyde
  • 5:13 - 5:15
    size üçlü bir rakam dizisi verilir
  • 5:15 - 5:18
    ve bunları oluşturan kural sorulur.
  • 5:19 - 5:23
    Mesela, iki, dört, altı verilmişse
  • 5:23 - 5:24
    kural nedir?
  • 5:25 - 5:28
    Çoğu insan ardışık çift sayılar
    olduğunu düşünür?
  • 5:29 - 5:30
    Bunu nasıl test edersiniz?
  • 5:30 - 5:34
    Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.
  • 5:34 - 5:37
    4, 6, 8 veya 12, 14, 16.
  • 5:38 - 5:40
    Ve Peter bu setlerin de
    kurala uyduğunu söyler.
  • 5:41 - 5:44
    Fakat bu setlerin kurala uyduğunu bilmek,
  • 5:44 - 5:48
    belki de yüzlerce ardışık çift sayı
    setinin uyduğunu bilmek
  • 5:49 - 5:50
    size bir şey kanıtlamaz.
  • 5:51 - 5:54
    Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.
  • 5:55 - 5:58
    Belki kural herhangi üç çift sayıdır.
  • 5:59 - 6:01
    Veya artan üç sayı.
  • 6:02 - 6:05
    Ve bu da doğrulama sapmasının
    üçüncü örneğidir:
  • 6:05 - 6:09
    muhalif teorilerle uyumlu olsa bile
  • 6:09 - 6:12
    veriyi kanıt olarak kabul etmek.
  • 6:13 - 6:16
    Veri yalnızca bir olgular toplamı.
  • 6:16 - 6:21
    Kanıt ise bir teoriyi destekleyip
    diğerini reddeden veridir.
  • 6:23 - 6:25
    Dolayısıyla teorinizi desteklemenin
    en iyi yolu
  • 6:25 - 6:29
    şeytanın avukatını oynayıp
    teorinizin aksini ispat etmektir.
  • 6:29 - 6:34
    O zaman 4, 12, 26 gibi
    bir diziyi test edin.
  • 6:35 - 6:39
    Eğer buna doğru cevabı gelirse
    ardışık çift sayılara ilişkin teoriniz
  • 6:39 - 6:41
    çürütülmüş olur.
  • 6:41 - 6:43
    Evet, bu test etkili
  • 6:43 - 6:48
    çünkü eğer cevap hayır olursa
    "herhangi üç çift sayı" ya da
  • 6:48 - 6:50
    "artan herhangi üç sayı"
    teorileri çürür.
  • 6:50 - 6:53
    Muhalif teorileri eler
    ama sizinkini elemez.
  • 6:54 - 6:59
    Ama çoğu insan 4, 12, 26'yı
    test etmeye korkar
  • 6:59 - 7:03
    çünkü evet cevabı alıp
    teorilerini yanlış çıkarmak istemezler.
  • 7:05 - 7:10
    Doğrulama yanlılığı sadece yeni veri
    araştırmayı ihmal etmek değil,
  • 7:10 - 7:14
    aynı zamanda veriye ulaşınca
    onu yanlış yorumlamakla ilgili.
  • 7:14 - 7:18
    Bu laboratuvar dışında yer alan, önemli,
    gerçek problemler için de geçerli.
  • 7:18 - 7:21
    Thomas Edison'ın söylediği gibi:
  • 7:21 - 7:23
    "Ben başarısız olmadım,
  • 7:23 - 7:27
    işe yaramayan 10.000 yol buldum."
  • 7:28 - 7:31
    Hatalı olduğunuzu keşfetmek
  • 7:31 - 7:34
    neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu.
  • 7:35 - 7:38
    Mesela bir üniversitenin
    öğrenci kabul yöneticisisiniz
  • 7:38 - 7:41
    ve teoriniz sadece zengin ailelerden
    gelen ve notları iyi olan öğrencilerin
  • 7:41 - 7:43
    başarılı olduğu yönünde.
  • 7:43 - 7:45
    Dolayısıyla sadece öyle
    öğrencileri alıyorsunuz.
  • 7:45 - 7:46
    Ve başarılı oluyorlar.
  • 7:46 - 7:49
    Ama bu, muhalif teoriyle de uyumlu.
  • 7:50 - 7:52
    Belki notları iyi tüm öğrenciler başarılı,
  • 7:52 - 7:54
    zengin veya yoksul olsun.
  • 7:54 - 7:58
    Ama bu teoriyi asla test etmezsiniz
    çünkü fakir öğrenci hiç kabul etmiyorsunuz
  • 7:58 - 8:01
    çünkü haksız çıkmak istemiyorsunuz.
  • 8:03 - 8:04
    Peki, ne öğrendik?
  • 8:05 - 8:09
    Bir hikâye gerçek değildir
    çünkü doğru olmayabilir.
  • 8:09 - 8:12
    Bilgi veri değildir,
  • 8:12 - 8:16
    eğer sadece veri göstergesiyse
    bütünü temsil etmiyor olabilir.
  • 8:17 - 8:19
    Ve veri bir kanıt değildir--
  • 8:19 - 8:23
    eğer karşıt teorilerle uyumlu ise
    teoriyi destekleyici olmayabilir.
  • 8:24 - 8:26
    Peki, ne yapabiliriz?
  • 8:27 - 8:30
    Hayatın dönüm noktalarında,
  • 8:30 - 8:33
    işiniz için bir strateji belirlemek,
  • 8:33 - 8:35
    çocuğunuz için yetiştirme tekniği
  • 8:35 - 8:38
    veya sağlığınız için bir rejim gibi
  • 8:38 - 8:40
    bir hikâye yerine
  • 8:40 - 8:43
    bir kanıtınız olduğundan nasıl
    emin olursunuz.
  • 8:44 - 8:46
    Size üç tüyo vermeme izin verin.
  • 8:47 - 8:51
    İlki aktif olarak farklı
    bakış açıları aramaktır.
  • 8:51 - 8:54
    Alenen sizden farklı görüşleri olan
    insanları okuyun ve dinleyin.
  • 8:54 - 8:58
    Sizin nazarınızda dediklerinin
    yüzde doksanı yanlış olabilir.
  • 8:59 - 9:01
    Ama ya yüzde 10'u doğruysa?
  • 9:02 - 9:03
    Aristo'nun dediği gibi,
  • 9:03 - 9:06
    "Eğitimli bir adamın göstergesi
  • 9:06 - 9:09
    bir düşünceyi kabul etmeden
  • 9:09 - 9:11
    onu aklında bulundurma yeteneğidir."
  • 9:13 - 9:15
    Etrafınızı size meydan okuyan
    insanlarla donatın
  • 9:15 - 9:19
    ve karşı olmayı destekleyen
    bir kültür oluşturun.
  • 9:19 - 9:22
    Bazı bankalar, grup olarak düşünemedi,
  • 9:22 - 9:26
    çalışanlar, yönetimin kredi kararlarına
    karşı çıkmaya çok çekindiler
  • 9:26 - 9:28
    bu da ekonomik krizin
    sebeplerinden biri oldu.
  • 9:29 - 9:33
    Bir toplantıdayken fikrinize karşı
    şeytanın avukatlığını yapması için
  • 9:33 - 9:35
    birini belirleyin.
  • 9:36 - 9:38
    Ve sadece farklı bir görüş duymayın,
  • 9:38 - 9:40
    aynı zamanda dinleyin.
  • 9:41 - 9:44
    Psikayatrist Stephen Covey'in dediği gibi:
  • 9:44 - 9:47
    "Anlama niyetiyle dinleyin,
  • 9:47 - 9:49
    yanıt verme niyetiyle değil."
  • 9:50 - 9:53
    Karşıt bir bakış açısı, kendisinden
    öğrenebileceğimiz bir şeydir;
  • 9:53 - 9:55
    tartışacağımız değil.
  • 9:56 - 10:00
    Bu da bizi Bayesci sonuç çıkarımının
    diğer unutulmuş terimlerine getiriyor.
  • 10:00 - 10:03
    Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar
  • 10:03 - 10:06
    ama öğrenme sadece
    bir başlangıç noktasına bağlıdır.
  • 10:06 - 10:12
    Eğer kendi teorinizin doğru olduğuna
    kesinkes inanarak yola koyulduysanız
  • 10:12 - 10:14
    o zaman bakış açınız değişmez --
  • 10:14 - 10:16
    hangi veriyi kullanırsanız kullanın.
  • 10:17 - 10:22
    Sadece hatalı olma olasılığına
    açık olduğunuzda öğrenebilirsiniz.
  • 10:24 - 10:26
    Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,
  • 10:26 - 10:28
    "En zor konular
  • 10:28 - 10:31
    en basit zekalı adama anlatılabilir.
  • 10:31 - 10:34
    eğer henüz bir fikir oluşturmadıysa.
  • 10:34 - 10:36
    Ama en basit şey,
  • 10:36 - 10:39
    eğer doğru bildiği konusunda kararlıysa
  • 10:39 - 10:43
    en zeki adama açıklanamaz."
  • 10:44 - 10:48
    İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin."
  • 10:49 - 10:53
    Sanırım bu size sunabileceğim en
    popüler olmayan tavsiye.
  • 10:53 - 10:54
    (Gülüşmeler)
  • 10:54 - 10:58
    İngiliz politikacı
    Michael Gove'un bilinen deyişi
  • 10:58 - 11:01
    bu ülkedeki insanların
    uzmanlara doyduğu yönündeydi.
  • 11:02 - 11:05
    Yakın zamanda yapılan bir anket
    gösterdi ki insanlar kuaförüne
  • 11:05 - 11:08
    (Gülüşmeler)
  • 11:08 - 11:09
    ya da sokaktaki adama,
  • 11:09 - 11:14
    iş liderleri, sağlık sektörü ve hatta
    hayır kurumlarından daha çok güveniyor.
  • 11:14 - 11:18
    Yani, bir anne tarafından geliştirilen bir
    diş beyazlatıcı formüle güveniyoruz
  • 11:18 - 11:21
    ya da aşı konusunda
    bir oyuncunun görüşlerini dinliyoruz.
  • 11:21 - 11:25
    İnsanların açık ve net konuşmasını,
    içgüdülerine uymasını seviyoruz
  • 11:25 - 11:26
    ve onlara sahici diyoruz.
  • 11:27 - 11:30
    Ama içgüdü sizi
    bir yere kadar götürebilir.
  • 11:31 - 11:35
    İçgüdü ishal olmuş bir bebeğe
    su vermemeyi söyler
  • 11:35 - 11:38
    çünkü diğer taraftan çıkacaktır.
  • 11:38 - 11:40
    Uzmanlık ise tersini söyler.
  • 11:41 - 11:45
    Ameliyatınız için hiçbir zaman
    sokaktaki adama güvenmezsiniz.
  • 11:45 - 11:48
    Yıllarını ameliyat yaparak geçirmiş
  • 11:48 - 11:50
    ve en iyi teknikleri
    bilen birini istersiniz.
  • 11:52 - 11:55
    Fakat bu her büyük kararda uygulanmalı.
  • 11:55 - 12:00
    Politika, iş ve sağlık tavsiyesi de
  • 12:00 - 12:03
    tıpkı ameliyat gibi uzmanlık ister.
  • 12:04 - 12:08
    Peki o zaman, uzmanlara
    duyulan güven neden bu kadar az?
  • 12:09 - 12:12
    Bir neden, uzak görünmeleri.
  • 12:12 - 12:16
    Milyoner bir CEO'nun sokaktaki adam için
    konuşması mümkün bile değil.
  • 12:17 - 12:21
    Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.
  • 12:21 - 12:24
    Ve bulgu elitlere karşı
  • 12:24 - 12:26
    sokaktaki adam için dik durur.
  • 12:26 - 12:29
    Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.
  • 12:30 - 12:33
    Bulgular elitlerin kanıt olmadan
  • 12:33 - 12:35
    kendi görüşlerini dayatmalarını engeller.
  • 12:37 - 12:39
    Uzmanlara güvenilmemesinin ikinci nedeni
  • 12:39 - 12:42
    uzmanların farklı şeyler söylemeleri.
  • 12:42 - 12:47
    AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık için
    kötü olacağını söyleyen her uzmana karşı
  • 12:47 - 12:49
    iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.
  • 12:49 - 12:53
    Bu uzman addedilenlerin yarısı
    hatalı çıkacak.
  • 12:54 - 12:58
    Ve kabul etmeliyim ki, uzmanlar tarafından
    yazılan birçok makale yanlış.
  • 12:59 - 13:02
    Ya da en azından kanıtların desteklemediği
    iddialarda bulunmakta.
  • 13:03 - 13:06
    Dolayısıyla sadece
    bir uzmanın lafına güvenemeyiz.
  • 13:07 - 13:13
    Kasım 2016'da yönetici tazminatlarına
    ilişkin bir çalışma manşetlerde yer aldı.
  • 13:13 - 13:16
    Üstelik bu çalışmayı haber yapan
    gazetelerin hiçbiri
  • 13:16 - 13:18
    çalışmayı görmemiş olmasına rağmen.
  • 13:19 - 13:20
    Çalışma daha çıkmamıştı bile.
  • 13:21 - 13:23
    Yalnızca yazarın sözlerine inandılar,
  • 13:24 - 13:25
    aynı Belle'le yaptıkları gibi.
  • 13:26 - 13:29
    Bu kendi bakış açımızı destekleyen
    çalışmaları seçip
  • 13:29 - 13:31
    inanabileceğimiz anlamına da gelmez,
  • 13:31 - 13:33
    bu doğrulama yanlılığı olur.
  • 13:33 - 13:35
    Yedi çalışma A'yı gösterirken
  • 13:35 - 13:37
    üç çalışma B'yi gösteriyorsa
  • 13:37 - 13:39
    bu A'nın doğru olduğu anlamına da gelmez.
  • 13:39 - 13:42
    Uzmanlığın niceliği değil
  • 13:42 - 13:45
    niteliği önemlidir.
  • 13:46 - 13:48
    O yüzden iki şey yapmalıyız.
  • 13:48 - 13:53
    Öncelikle, yazarların ehliyetlerini
    eleştirel bir şekilde incelemeliyiz.
  • 13:54 - 13:58
    Aynı bir cerrahın ehliyetini eleştirel
    bir şekilde inceleyeceğiniz gibi.
  • 13:58 - 14:02
    Gerçekten konuda uzmanlar mı
  • 14:02 - 14:04
    veya kendilerinin maddi bir çıkarı var mı?
  • 14:05 - 14:07
    İkinci olarak
    üst düzey akademik dergilerde
  • 14:07 - 14:11
    yayınlanan makalelere bakmalıyız.
  • 14:12 - 14:16
    Akademisyenler genelde gerçek dünyadan
    kopuk olmakla suçlanırlar.
  • 14:17 - 14:20
    Ama bu kopukluk bir çalışmaya
    yılları adamaya vesile olur.
  • 14:20 - 14:22
    Gerçekten bir sonuca varmak,
  • 14:22 - 14:24
    karşıt teorileri çürütmek
  • 14:24 - 14:27
    ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini
    ayırt etmek için.
  • 14:28 - 14:31
    Ve akademik dergiler, bir makalenin
  • 14:31 - 14:34
    dünyanın önder zihinleri tarafından
    titizlikle incelendiği
  • 14:34 - 14:35
    (Gülüşmeler)
  • 14:35 - 14:37
    bir hakemlik sürecinden geçer.
  • 14:38 - 14:41
    Dergi ne kadar iyiyse standart
    o kadar yüksektir.
  • 14:41 - 14:46
    En elit dergiler makalelerin
    yüzde 95'ini reddeder.
  • 14:47 - 14:51
    Akademik bulgular her şey değildir.
  • 14:51 - 14:54
    Gerçek dünya deneyimleri de önemlidir.
  • 14:54 - 14:58
    Hakem denetimi kusursuz değildir
    hatalar yapılmaktadır.
  • 14:58 - 15:00
    Ancak kontrol edilmiş bir şeyi desteklemek
  • 15:00 - 15:03
    kontrol edilmemiş bir şeyi
    desteklemekten daha iyidir.
  • 15:03 - 15:06
    Bir çalışmayı kim tarafından onaylandığını
    hatta onaylanıp onaylanmadığını
  • 15:06 - 15:10
    göz önünde bulundurmaksızın sadece
    bulguları beğendiğimiz için kabul edersek
  • 15:10 - 15:13
    bu çalışmanın yanıltıcı olma ihtimali
    çok yüksektir.
  • 15:15 - 15:17
    Uzman olduğunu iddia edenler
  • 15:17 - 15:21
    analizlerinin sınırlılığının
    farkında olmalı.
  • 15:21 - 15:26
    Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya
    öngörmek çok nadiren mümkün
  • 15:26 - 15:31
    ve fazlasıyla genel niteliksiz
    bir açıklamada bulunmak çok cezbedici.
  • 15:31 - 15:35
    Bunu bir başlığa çevirmek veya
    140 karakter bir tvit atmak daha kolay.
  • 15:36 - 15:40
    Ancak bulgu bile kanıt olmayabilir.
  • 15:40 - 15:45
    Evrensel olmayabilir
    ya da her ortamda geçerli olmayabilir.
  • 15:45 - 15:50
    Bulgu sadece kırmızı şarap ve uzun
    yaşamın ilişkilendirildiğine dair ise
  • 15:50 - 15:55
    ''Kırmızı şarap ömrü uzatır'' demeyin.
  • 15:55 - 15:58
    Ancak o zaman
    insanlar egzersiz de yaparlar.
  • 16:00 - 16:04
    Üç numaralı tavsiye ise bir şeyi
    paylaşmadan önce durup bir düşünün.
  • 16:05 - 16:08
    Hipokrat yemini şöyle der,
    ''Önce, zarar verme.''
  • 16:09 - 16:12
    Paylaştığımız şeyler bulaşıcı olabilir
  • 16:12 - 16:16
    bu nedenle yaydığımız şeylere
    çok dikkat etmeliyiz.
  • 16:17 - 16:20
    Hedefimiz beğenilmek
    ya da retvitlenmek olmamalı.
  • 16:20 - 16:24
    Aksi takdirde yalnızca hemfikir oluruz
    ve kimseyi düşünmeye davet etmeyiz.
  • 16:24 - 16:27
    Aksi takdirde yalnızca kulağa hoş geleni
    paylaşmış oluruz,
  • 16:27 - 16:29
    kanıt olsun ya da olmasın.
  • 16:30 - 16:33
    Bunun yerine şunları sormalıyız:
  • 16:34 - 16:36
    Bu bir hikâye ise doğru mu?
  • 16:36 - 16:39
    Eğer doğruysa bunu destekleyen
    geniş ölçekli bulgu var mı?
  • 16:39 - 16:42
    Eğer var ise kim tarafından sağlanıyor
    ve onların ehliyeti nedir?
  • 16:42 - 16:45
    Yayımlanmış mı, yayımlandığı dergi
    ne kadar titiz ve tutarlı?
  • 16:45 - 16:47
    Ve kendinize şu önemli soruyu sorun:
  • 16:48 - 16:52
    Eğer aynı çalışma aynı akademik geçmişe
    sahip aynı yazarlar tarafından yazılmış
  • 16:53 - 16:55
    ancak zıt sonuçlara ulaşılmış olsa
  • 16:56 - 16:59
    hâlâ ona inanmak
    ve onu paylaşmak ister miydiniz?
  • 17:01 - 17:04
    Bir problemi çözmek zordur
  • 17:04 - 17:06
    bu ister bir ulusun ekonomik problemi
  • 17:06 - 17:09
    ister bir bireyin sağlık problemi olsun.
  • 17:09 - 17:14
    Bu nedenle bize en iyi kanıtların
    rehberlik ettiğinden emin olmalıyız.
  • 17:14 - 17:17
    Ancak doğru ise gerçek olabilir.
  • 17:18 - 17:20
    Ancak temsil edici özelliğe
    sahipse veri olabilir.
  • 17:21 - 17:24
    Ancak destekleyici ise kanıt olabilir.
  • 17:24 - 17:29
    Ve ancak kanıtlar ile
    hakikat ötesi dünyadan
  • 17:30 - 17:31
    hakikat yanlısı dünyaya ilerleyebiliriz.
  • 17:32 - 17:34
    Teşekkürler.
  • 17:34 - 17:35
    (Alkış)
Title:
"Hakikat ötesi" dünyada neye inanmalı
Speaker:
Alex Edmans
Description:

Araştırmacı Alex Edmans, yanılıyor olma olasılığına gerçekten açık olursak ancak o zaman bir şeyler öğrenebileceğimizi söylüyor. Bu konuşmada doğrulama yanlılığının -- sadece kendi görüş ve inançlarını destekleyen bilgileri benimseme eğilimi -- sosyal medya, siyaset ve başka alanlarda nasıl doğrudan sapmamıza yol açabileceğini inceliyor ve gerçekten güvenebileceğimiz kanıtlara ulaşmak için üç pratik yöntem öneriyor. (İpucu: Hayatınızda şeytanın avukatı olacak birini görevlendirin.)

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
17:47

Turkish subtitles

Revisions