< Return to Video

"Cinsiyet kromozomlarının" tuhaf tarihi

  • 0:01 - 0:05
    Pekâlâ, 1891 yılından başlayacağız.
  • 0:05 - 0:08
    Bir Alman bilim insanı
  • 0:08 - 0:10
    mikroskopta böcek hücrelerine bakıyordu
  • 0:10 - 0:12
    ve tuhaf bir şey gördü.
  • 0:12 - 0:16
    Hücrelerin merkezinde
    koyu renkli şey vardı.
  • 0:16 - 0:18
    Bunu daha önce hiç kimse görmemişti
  • 0:18 - 0:22
    ve hücreler çoğalıp bölündüğünde
  • 0:22 - 0:24
    bunun bazı yeni hücrelere geçtiğini
  • 0:24 - 0:25
    ama bazılarına geçmediğini fark etti.
  • 0:25 - 0:28
    Bunun ne olduğunu bilmiyordu
    ve ona şahane bir isim verdi,
  • 0:28 - 0:30
    "X elementi" dedi.
  • 0:30 - 0:32
    (Kahkahalar)
  • 0:32 - 0:35
    Şöyle düşünmüştü:
    "Bu X'e sonra bakarız."
  • 0:35 - 0:38
    Derken, 10 yıl ileri atlıyoruz,
  • 0:38 - 0:40
    bu kez bir Amerikalı bir bilim insanı
  • 0:40 - 0:42
    mikroskoptan bakıyordu,
  • 0:43 - 0:44
    yine bir böcek hücreleriydi
  • 0:45 - 0:46
    ve acayip bir şey gördü.
  • 0:46 - 0:48
    Bu koyu renkli şeyde fazlası vardı.
  • 0:48 - 0:50
    Minicik bir şeydi
  • 0:50 - 0:53
    ve X elementinin yanında asılı duruyordu.
  • 0:53 - 0:54
    Sonunda şöyle düşündü:
  • 0:54 - 0:56
    "Bakalım, buna X adı verildiyse
  • 0:56 - 0:58
    biz de bu diğerine Y mi desek?"
  • 0:58 - 1:02
    Böylece cinsiyet kromozomları
    keşfedilmiş oldu.
  • 1:02 - 1:04
    Yani, kromozomlar,
  • 1:04 - 1:06
    muhtemelen hepiniz ne olduğunu bilir
  • 1:06 - 1:07
    ama ben yine de anlatayım.
  • 1:07 - 1:09
    DNA'dan oluşurlar,
  • 1:09 - 1:11
    her şeyde vardır,
    yaşamın ayrıntılı planıdır,
  • 1:11 - 1:13
    fare olur, ağaç olur,
  • 1:13 - 1:15
    böcek olur ve insan olur.
  • 1:15 - 1:18
    İnsan kromozomları bağlamında,
  • 1:18 - 1:22
    genetikçi Melissa Wilson
    konuyu bana şöyle özetledi:
  • 1:22 - 1:23
    (Ses kaydı)
  • 1:23 - 1:26
    Melissa Wilson:
    Tipik olarak, bütün kromozomların
  • 1:26 - 1:27
    bir kopyasını genetik annenden
  • 1:27 - 1:30
    ve bir kopyasını da
    genetik babandan alırsın
  • 1:30 - 1:32
    ve bizde bunlardan 22 tane vardır,
  • 1:32 - 1:34
    bir kopyayı annenden
    bir kopyayı babandan alırsın.
  • 1:34 - 1:38
    Sonra bir de 23. çift var, yani X ve Y.
  • 1:38 - 1:42
    Molly Webster:
    Yani bütün diğer kromozomlar
  • 1:42 - 1:44
    1'den 22'ye numaralandılar
  • 1:44 - 1:46
    ama X ve Y'ye 23 demedik.
  • 1:47 - 1:50
    Sanki kenardan LeBron James'in
    oyuna girmesini beklemiş gibiler.
  • 1:50 - 1:53
    Ama o anda şöyle düşündüler:
  • 1:53 - 1:55
    "Bu harfler kalsın,
  • 1:55 - 1:57
    onlara sonra bir isim veririz."
  • 1:57 - 1:59
    Onlara cinsiyet kromozomları dediler.
  • 1:59 - 2:02
    Amerika'da bunların en iyi
    bilinen kromozomlar olduğuna
  • 2:02 - 2:04
    bahse girerim,
  • 2:04 - 2:06
    nedeni ise çok basit:
  • 2:06 - 2:09
    X eşittir "kız" ve "Y" eşittir "oğlan"
  • 2:09 - 2:11
    ve cinsiyeti bunların
    belirlediğini söyleriz.
  • 2:11 - 2:13
    Bunu öğrenmek zorundaydım
  • 2:13 - 2:16
    ama burada "cinsiyet" derken
  • 2:16 - 2:18
    biyolojinin bize verdiği
    cinsiyet bezlerini
  • 2:18 - 2:21
    yani yumurtalık
    ve testislerimizi kastediyorum,
  • 2:21 - 2:24
    kendimize tanımladığımız
    cinsiyeti değil.
  • 2:24 - 2:27
    Bir haber muhabiri olarak
  • 2:27 - 2:31
    "Radiolab" adlı bir sesli belgesel
    programında çalışıyorum.
  • 2:31 - 2:35
    "Bu cinsiyet kromozomları da ne?"
    diye merak ettim.
  • 2:35 - 2:37
    Benim işim biraz böyle,
    tuhaf olduğunu düşündüğüm şeylerde
  • 2:37 - 2:39
    insanlara telefon ediyorum,
  • 2:39 - 2:42
    sorular soruyorum ve sonra
    cevaplamalarını umuyorum.
  • 2:42 - 2:44
    Buna pek çok kişi cevap verdi.
  • 2:44 - 2:47
    "Radiolab" için yaptığım
    "Cinsiyet Bezleri" serisinin
  • 2:47 - 2:52
    bölümleri olarak X ve Y üzerine
    haber topladığım iki yıl boyunca
  • 2:52 - 2:55
    bu iki kromozomun dünyasının
  • 2:55 - 2:59
    şaşırtıcı ve biraz da rahatsız edici
    olduğunu gördüm.
  • 2:59 - 3:01
    Yani önceden doğru olduğunu
    düşündüğüm bazı şeyler
  • 3:01 - 3:04
    daha önce görmediğim biçimde
    eğilip bükülüyordu.
  • 3:04 - 3:08
    Yani bu dünya cinsiyet sınırlarının
    çok ötesine uzanıyordu.
  • 3:08 - 3:10
    Şöyle düşündüm:
  • 3:10 - 3:12
    "Belki de bunu baştan konuşsak iyi olur."
  • 3:12 - 3:14
    Yani hepiniz,
  • 3:14 - 3:17
    hepimiz bunu konuşacağız.
  • 3:17 - 3:18
    Benim için
  • 3:18 - 3:22
    X ve Y'nin gerçek hikâyesi
    isimleriyle başlıyor.
  • 3:22 - 3:25
    Keşfedildikleri yıllarda,
  • 3:25 - 3:29
    bu iki küçük kromozom
    10'dan fazla isme sahip olmuştu.
  • 3:29 - 3:33
    Bunlar, diplosom, heterokromozom
  • 3:33 - 3:34
    ve idiokromozom idi.
  • 3:34 - 3:37
    Bu isimlerin çoğu onların yapısı, biçimi
  • 3:37 - 3:39
    ve boyutlarıya ilgiliydi.
  • 3:39 - 3:41
    Ve sonra "cinsiyet kromozomu" oldu
  • 3:41 - 3:43
    ve onlara bu ismin verilmesi,
  • 3:43 - 3:47
    X'in dişilerle ve Y'nin de çoğunlukla
    erkeklerle eşleştiği gerçeğini
  • 3:47 - 3:49
    görmeye başlamamızdandı.
  • 3:49 - 3:51
    Fakat bilim insanları şunu düşündü:
  • 3:51 - 3:55
    "Onlara cinsiyet kromozomları
    demeyi sahiden istiyor muyuz?"
  • 3:55 - 4:00
    Bunun öyküsünü bana anlatan kişi
    bilim tarihçisi Sarah Richardson idi.
  • 4:00 - 4:00
    (Ses kaydı)
  • 4:00 - 4:03
    Sarah Richardson:
    Bilim insanları 30 yıl boyunca,
  • 4:03 - 4:06
    "Bunlara cinsiyet kromozomları
    dememelisiniz" diye uyardılar.
  • 4:06 - 4:08
    "X ve Y'nin pek çok işlevi var
  • 4:08 - 4:14
    ve tek bir kromozomun tek bir özelliği
    belirlediği varsayımına kapılmayın.
  • 4:14 - 4:17
    Bir kromozoma "ürogenital kromozom"
  • 4:17 - 4:20
    veya "karaciğer kromozomu"
    adını verdiğimizi düşünün."
  • 4:21 - 4:23
    MW: Eğer tarihi biraz deşerseniz --
  • 4:23 - 4:25
    çok hoş şeydir, bunu yapmalısınız --
  • 4:25 - 4:30
    bilim insanları böylesine belirgin
    bir isim vermekte tereddütlüydü,
  • 4:30 - 4:33
    çağrışımı böyle güçlü
    bir isim verilmeli miydi?
  • 4:33 - 4:35
    Bu ismin, belki bilim,
    belki toplum açısından
  • 4:36 - 4:38
    çok sınırlandırıcı
    olacağından korkuyorlardı
  • 4:38 - 4:40
    ama bu korku gerçekti.
  • 4:40 - 4:44
    Sonunda bildiğiniz gibi
    "cinsiyet kromozomları" kaldı.
  • 4:44 - 4:47
    Yani epey çekici bir isimdi
  • 4:47 - 4:50
    ve biliyor musunuz,
    genetiği popülerleştirdi.
  • 4:50 - 4:55
    Ancak bu isimde karar
    kılmamız üzerinden 100 yıl geçince
  • 4:56 - 4:59
    işlerin biraz karmaşıklaşmaya
    başladığını görüyoruz.
  • 4:59 - 5:01
    1960'lı yıllarda --
  • 5:01 - 5:03
    bu, cinsiyet kromozomlarının
  • 5:03 - 5:06
    karmaşık dünyasındaki
    ilk durağımız olacak --
  • 5:06 - 5:07
    1960'larda keşfettik ki
  • 5:07 - 5:10
    bir XYY olabiliyormuşuz.
  • 5:10 - 5:13
    XYY bir erkek keşfettiler.
  • 5:13 - 5:16
    Burada bir parantez açayım,
  • 5:16 - 5:20
    öyle görünüyor ki
    "X eşittir kız, Y eşittir oğlan" modeli
  • 5:20 - 5:22
    oldukça basite indirgeniyor.
  • 5:22 - 5:27
    Aslında X ve Y'nin birçok farklı
    kombinasyonuna sahip olabiliyorsun
  • 5:27 - 5:30
    ve bu sana sanki farklı biyolojik
    tipten cinsiyetler veriyor.
  • 5:30 - 5:32
    İki X ve iki Y bir arada olabiyordun.
  • 5:32 - 5:35
    Dört X, beş X olabiliyordun,
  • 5:35 - 5:36
    XO olabiliyordun.
  • 5:36 - 5:38
    Bunun çok çılgın bir şey
    olduğunu düşündüm
  • 5:38 - 5:40
    ve şöyle dedim:
  • 5:40 - 5:43
    "Vay, bu bize öğretilen biyolojik
    cinsiyet modelini tepetaklak ediyor."
  • 5:43 - 5:45
    Sanırım salondaki çoğumuza bu öğretildi.
  • 5:45 - 5:48
    XYY olabileceğimiz
    anlaşıldıktan birkaç yıl sonra,
  • 5:48 - 5:51
    araştırmacılar İskoçya'da
    bir hapishaneye gidip
  • 5:51 - 5:55
    bir grup erkek suçlunun
    genetik analizini yaptı
  • 5:55 - 5:58
    ve bir dizi insanın XYY olduğunu buldular.
  • 5:59 - 6:00
    Ve Sarah'a göre:
  • 6:01 - 6:02
    (Ses kaydı)
  • 6:02 - 6:04
    Alelacele bir teori yayımladılar
  • 6:04 - 6:07
    ve bu fazladan Y kromozomunun
  • 6:07 - 6:11
    bazı erkeklerde suç işlemenin
    nedeni olabileceğini ileri sürdüler.
  • 6:12 - 6:13
    MW: Evet.
  • 6:13 - 6:15
    Yani mantık şöyle işliyordu:
  • 6:15 - 6:17
    O ana kadar Y'nin erkek
    olduğunu düşünüyorduk.
  • 6:18 - 6:20
    Erkeğin saldırgan olduğunu düşünüyorduk,
  • 6:20 - 6:22
    öyleyse Y saldırganlık olmalıydı.
  • 6:22 - 6:25
    Eğer fazladan bir Y sahibiysen
    sapıtmış biri olmalıydın
  • 6:25 - 6:27
    ve böylece bu teoriyle kafayı yedik.
  • 6:27 - 6:30
    Buna süper erkek dedik
  • 6:30 - 6:33
    ve başka mahkumları taramayı başladık,
  • 6:33 - 6:35
    seri katilleri, oğlanları.
  • 6:35 - 6:37
    İş o kadar ciddileşti ki
  • 6:37 - 6:42
    XYY olan fetüslerin kürtaj
    yapılması bile hakikaten önerildi.
  • 6:44 - 6:45
    1980'lere gelince,
  • 6:45 - 6:49
    bu teori birkaç nedenden ötürü
    epeyce hasar aldı.
  • 6:49 - 6:50
    Birincisi şu:
  • 6:51 - 6:53
    Y ile şiddet arasında
    bir bağlantı olmadığını
  • 6:53 - 6:54
    temel olarak gösteren
  • 6:54 - 6:57
    geniş çaplı araştırmalar yapıldı.
  • 6:57 - 6:59
    Sanırım bunu çoğumuz tahmin etti.
  • 6:59 - 7:01
    Sonra, başka bir şey oldu.
  • 7:02 - 7:02
    (Ses kaydı)
  • 7:02 - 7:03
    SR: Geriye gidip
  • 7:03 - 7:09
    bu yüksek güvenlikli enstitüdeki
    orijinal bulgulara bakınca
  • 7:09 - 7:11
    fazladan bir X kromozomuna sahip
  • 7:11 - 7:14
    yüksek sayıda bireyler de
    bulduklarını görüyorsunuz.
  • 7:14 - 7:17
    Yani bunlar XYY'ye karşılık XXY'ler idi.
  • 7:17 - 7:18
    (Ses kaydı)
  • 7:18 - 7:19
    MW: Gerçekten mi?
  • 7:19 - 7:20
    (Ses kaydı)
  • 7:20 - 7:21
    SR: Evet, yalnız enstitüdekiler
  • 7:21 - 7:23
    fazladan bir X kromozomu olan bireylerin
  • 7:23 - 7:25
    süper kadın olduğunu hiç iddia etmedi.
  • 7:25 - 7:29
    Bunların şiddet oranının daha yüksek
    olup olmadığını hiç araştırmadılar.
  • 7:29 - 7:31
    MW: Sanki bunu gözden kaçırmış gibiler.
  • 7:31 - 7:32
    Bunu bilemiyorum.
  • 7:32 - 7:34
    Ancak bu bence ilginç
  • 7:34 - 7:38
    çünkü bu kromozomlara
  • 7:38 - 7:40
    cinsiyet gözlüğünden bakmaya
    başlarsanız göreceğiniz şey,
  • 7:40 - 7:43
    cinsiyetlerle
    bağdaştırdığımız özelliklere
  • 7:43 - 7:45
    bakış açımızı da düşünürsek
  • 7:45 - 7:47
    doğal olarak yerli yerine oturur.
  • 7:47 - 7:49
    Yani erkekler şiddete yatkındır
  • 7:49 - 7:51
    ve onların hapiste olma
    nedenini Y açıklar.
  • 7:51 - 7:53
    X ise buna neden olmuyordu,
  • 7:53 - 7:54
    yani, X nedir ki?
  • 7:54 - 7:57
    Biz onu şiddetle ilişkilendirmeyiz.
  • 7:57 - 8:00
    Bugün her ne kadar
    süper erkeğe inanmasak da --
  • 8:00 - 8:01
    inşallah inanmıyoruzdur --
  • 8:01 - 8:03
    günümüzde süper erkeğe inanmıyoruz,
  • 8:03 - 8:07
    oğlanlarda şiddetin doğuştan
    ve biyolojilerinde olduğuna dair
  • 8:07 - 8:11
    hâlâ devam eden
    çok benzer bir tartışma var.
  • 8:12 - 8:16
    X ve Y'nin tuhaf dünyasındaki
    sıradaki durağımız
  • 8:16 - 8:19
    işlerin biraz karman çorman
    olduğu 1985 yılı.
  • 8:20 - 8:23
    Dünya Üniversite Oyunları
    Japonya'da düzenleniyordu
  • 8:23 - 8:30
    ve İspanyol engel koşucusu
    María José Martínez-Patiño da koşacaktı.
  • 8:30 - 8:33
    Başarılı ve yükselen bir yıldızdı.
  • 8:33 - 8:37
    Yarıştan bir gece önce
    onun DNA örneğini taradılar.
  • 8:37 - 8:40
    Bu o günlerde yaptıkları bir şeydi
  • 8:40 - 8:42
    çünkü şöyle düşünüyorlardı:
  • 8:42 - 8:45
    "Erkeklerin gizlice bir kadın
    olarak yarışmasını istemiyoruz,
  • 8:45 - 8:48
    o nedenle kadınları tarayacağız
  • 8:48 - 8:51
    ve bütün X'leri yerinde mi emin olacağız."
  • 8:51 - 8:54
    Bu öyküyü Ruth Padawer'den dinledim,
  • 8:54 - 8:57
    New York Times Magazine muhabiriydi
  • 8:57 - 8:59
    ve María'yı haber yapmıştı.
  • 9:00 - 9:01
    (Ses kaydı)
  • 9:01 - 9:04
    Ruth Padawer: Ona, kromozom
    testlerin anormal dediler.
  • 9:04 - 9:07
    Dış görünüşü tamamen bir kadın olsa da
  • 9:07 - 9:10
    XY kromozomlarına sahipti
    ve iç testisleri vardı.
  • 9:10 - 9:11
    MW: Şöyle dediler:
  • 9:11 - 9:15
    "María, söylemek hoşumuza gitmiyor
    fakat sen aslında erkeksin.
  • 9:15 - 9:17
    Kadınlarla yarışamazsın."
  • 9:18 - 9:19
    (Ses kaydı)
  • 9:19 - 9:21
    RP: Ve böylece milli takımdan atıldı,
  • 9:21 - 9:24
    atletlerin köyünden kovuldu,
  • 9:24 - 9:26
    bursu iptal edildi,
  • 9:26 - 9:27
    bazı arkadaşları onu terk etti,
  • 9:27 - 9:30
    diğer atletler onu yüzüstü bıraktı,
  • 9:30 - 9:33
    madalyalarını kaybetti
    ve dereceleri iptal edildi.
  • 9:34 - 9:36
    MW: Yani ortaya çıkıyor ki
  • 9:36 - 9:39
    X ve Y'nin bir dizi farklı
    kombinasyonu olabileceğinizi
  • 9:39 - 9:40
    söylediğimi hatırlayın,
  • 9:40 - 9:42
    hem XY olup hem de kadın olabilirdin,
  • 9:42 - 9:44
    XX olup erkek de olabilirdin.
  • 9:45 - 9:48
    María'nın durumunda, androjen
    duyarsızlığı denen şey vardı.
  • 9:48 - 9:52
    Bunun anlamı, bir tür iç testisleri vardı
  • 9:52 - 9:54
    ve bunlar testosteron üretiyordu
  • 9:55 - 9:57
    ama vücudu bunu kullanamıyordu.
  • 9:57 - 10:00
    Yani eğer testosteronu bir tür
    süper güç gibi düşünüyorsan
  • 10:00 - 10:02
    o bundan yararlanmıyordu.
  • 10:02 - 10:03
    Spor otoriteleri,
  • 10:03 - 10:06
    sonunda onun dönmesine izin verdi
  • 10:06 - 10:08
    fakat artık kariyeri bitmişti.
  • 10:08 - 10:12
    Bu olayda şunu görüyorsun:
  • 10:12 - 10:16
    Eğer cinsiyeti vücuttaki
    belirli bir yere bağlarsan
  • 10:16 - 10:19
    veya en azından, "Gördüğüm bu,
    öyle değil mi? " filan diyorsan
  • 10:19 - 10:22
    cinsiyeti vücuttaki belirli
    bir yere bağlarsan
  • 10:22 - 10:25
    o zaman bir vücuda gidip
    belirli bir yerine bakıp
  • 10:25 - 10:27
    tanıdığımız birilerine
  • 10:27 - 10:29
    kendileri hakkında bildiklerinden
  • 10:29 - 10:32
    daha fazla şey
    söyleyebileceğini düşünürsün.
  • 10:32 - 10:36
    Bu bana çok ürkütücü geliyor.
  • 10:36 - 10:40
    Artık kadın atletlere
    genetik test yapmıyoruz
  • 10:40 - 10:43
    ama sporda testosteron konusunda
  • 10:43 - 10:46
    çok benzer bir tartışmayı görebilirsin,
  • 10:46 - 10:49
    ayrıca trans bireyleri
    genetik olarak analiz edip
  • 10:49 - 10:53
    kim olduklarını söyleme
    önerileri yapıldığını da görürsün.
  • 10:54 - 10:55
    Bu gerçek,
  • 10:55 - 10:59
    bu daha geçenlerde yapılan bir konuşma.
  • 11:00 - 11:02
    Bu kromozomların
  • 11:02 - 11:04
    kafamı karıştıran son durağını
  • 11:04 - 11:06
    bana Melissa anlattı.
  • 11:07 - 11:07
    (Ses kaydı)
  • 11:07 - 11:10
    Wilson: X kromozomun
    olmadan yaşayamazsın.
  • 11:10 - 11:12
    Eşeysel bezlerin,
    kimliğin ne olursa olsun
  • 11:12 - 11:15
    her insanın bir X kromozomuna
    sahip olması şarttır
  • 11:15 - 11:17
    çünkü o olmadığında
    vücudun geri kalanı gelişemez.
  • 11:17 - 11:19
    MW: Peki, buna neden
    dişi kromozomu diyoruz?
  • 11:19 - 11:22
    Pekâlâ, bu hiç düşünmediğim bir şeydi
  • 11:22 - 11:25
    ama buradaki seyircilerin her birinde
    kesinlikle bir X kromozomu var.
  • 11:25 - 11:26
    Yalan söylemiyorum.
  • 11:26 - 11:29
    Gezegendeki bütün insanlarda
    bir X kromozomu var
  • 11:29 - 11:32
    ama hiç kimse buna
    "herkesin kromozomu" diyelim demiyor.
  • 11:32 - 11:33
    Değil mi?
  • 11:33 - 11:36
    Sanki şöyle bir şey var:
    X şurada, Y burada duruyor
  • 11:36 - 11:37
    ve kesinlikle çok farklı olmalılar
  • 11:37 - 11:40
    bence buna herkesin kromozomu denseydi
  • 11:40 - 11:41
    çok daha iyi olurdu.
  • 11:41 - 11:45
    Hepinizi seviyorum, hepinizi
    benimsiyorum filan dediğimden değil
  • 11:45 - 11:50
    ama bu kromozomu dişi olarak görünce
    bir şeyleri gözden kaçırıyoruz.
  • 11:50 - 11:54
    Size duyduğum en çılgın
    şeylerden birini anlatayım.
  • 11:54 - 11:57
    X kromozomunu düşünürsek,
  • 11:57 - 12:01
    X kromozomu üzerindeki 1.100 genin
  • 12:01 - 12:04
    acaba kaç tanesi sizce cinsiyet
    ve üreme ile ilgilidir.
  • 12:04 - 12:06
    Aklınızdan bir rakam tutun.
  • 12:07 - 12:09
    Yüzde dördü.
  • 12:10 - 12:13
    Yani bu kromozomun
    geriye kalan yüzde 96'sının
  • 12:13 - 12:16
    eşeysel bezlerinle hiçbir ilgisi yok.
  • 12:16 - 12:19
    Sanıyorum bütün bu şeylerin bazıları
  • 12:19 - 12:21
    bir tür sosyal öykü,
  • 12:21 - 12:24
    bazıları bilimsel öyküler
    ve bazıları da gerçeklerdi
  • 12:24 - 12:27
    ve bende şöyle bir düşüncede birleşti:
  • 12:27 - 12:29
    "Bunlara neden cinsiyet
    kromozomları diyoruz ki?"
  • 12:29 - 12:32
    Belki bu ismi hepimiz seviyoruz
  • 12:32 - 12:35
    fakat onları biraz daha geniş açıdan
  • 12:35 - 12:37
    düşünmemiz gerekmiyor mu?
  • 12:37 - 12:39
    Böyle yaparsak
  • 12:39 - 12:43
    kişiler ve bilim insanları olarak
    hangi içgörüyü benimseriz?
  • 12:43 - 12:45
    Bu noktada şöyle şeyler düşünüyoruz,
  • 12:45 - 12:47
    bilimi nasıl öğretmek istiyoruz,
  • 12:47 - 12:49
    neye kaynak ayırmak istiyoruz
  • 12:49 - 12:51
    ve bir toplum olarak kim
    olmak istiyoruz gibi, değil mi?
  • 12:51 - 12:57
    Acaba X ve Y'nin biyolojisini yeniden
    düşündüğümüz bir an olmasa
  • 12:57 - 12:59
    ve en düşük seviyeden
  • 12:59 - 13:02
    tarihin dipnotlarını,
  • 13:02 - 13:07
    "cinsiyet kromozomları"
    terimiyle ortaya çıkan adamın birinin,
  • 13:07 - 13:11
    "Hey, millet unutmayın, bu iş bu kadar"
    dediği şekliyle hatırlamasak.
  • 13:11 - 13:13
    Alıntı yapıyorum,
    "Bu bir steno biçimidir."
  • 13:14 - 13:16
    Bunu basit anlamıyla anlamayalım.
  • 13:17 - 13:18
    Teşekkür ederim.
  • 13:18 - 13:21
    (Alkışlar)
Title:
"Cinsiyet kromozomlarının" tuhaf tarihi
Speaker:
Molly Webster
Description:

Biyolojik cinsiyet hakkındaki yaygın düşünce şu şekildedir: Dişilerin hücrelerinde iki X kromozomu bulunurken, erkeklerde bir X ve bir Y vardır. Bu efsane bozucu konuşmada, bilim yazarı ve podkastçı Molly Webster, sözde "seks kromozomlarının" neden bu basit tanımdan daha karmaşık olduğunu ve neden onlar hakkında farklı düşünmemiz gerektiğini açıklıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
13:34

Turkish subtitles

Revisions