< Return to Video

Un Homme Qui Dort (1974) Full movie with subs

  • Not Synced
    çalar saatin çalıyor
  • Not Synced
    kılın kıpırdatamıyorsun
  • Not Synced
    yatağından kalkamıyorsun
  • Not Synced
    tekrar kapatıyorsun gözlerini
  • Not Synced
    önceden düşündüğün bir eylem değil
  • Not Synced
    hatta eylem bile değil
  • Not Synced
    eylem yoksunluğu
  • Not Synced
    gerçekleştirmediğin bir eylem
  • Not Synced
    gerçekleştirmekten kaçındığın bir eylem
  • Not Synced
    Erkenden yatmıştın
  • Not Synced
    huzur içinde uyumuştun
  • Not Synced
    çalar saatini kurmuştun
  • Not Synced
    çaldığını da duymuştun
  • Not Synced
    en azından dakikalarca, çalmasını beklemiştin
  • Not Synced
    çünkü sıcaktan, ya da ışıktan
  • Not Synced
    ya da sırf beklediğin için
  • Not Synced
    zaten uyanıktın
  • Not Synced
    Hareket etmiyorsun,
    hareket etmeyeceksin
  • Not Synced
    Başka birisi, belki ikizin,
    belki de düzenli benzerin
  • Not Synced
    senin yapmadıklarını, birer birer
  • Not Synced
    senin yerine yapıyordur
  • Not Synced
    Uyanıyor, yüzünü yıkıyor, tıraş oluyor,
    giyiniyor, dışarı çıkıyor
  • Not Synced
    Merdivenlerden zıplayarak inmesine...
  • Not Synced
    caddede koşmasına
  • Not Synced
    hareket halindeki otobüse atlamasına
  • Not Synced
    nefes nefese ama muzaffer bir şekilde
    sınava yetişmesine izin veriyorsun
  • Not Synced
    Çok geç kalkıyorsun
  • Not Synced
    Sen dört, sekiz aşağı set olmaz
    ya da bilmeniz kağıt oniki yaprak,
  • Not Synced
    ne düşündüğünü
  • Not Synced
    Eğer sen bildiklerini
    yabancılaşma hakkında düşünmek gerekiyordu
  • Not Synced
    işçiler
  • Not Synced
    modernite ve eğlence.
  • Not Synced
    beyaz yakalılar ya da...
  • Not Synced
    düşünmek zorunda olduğunu
  • Not Synced
    Tocqueville'in rakibi Marx üzerine...
  • Not Synced
    Weber üzerine bildiklerini,
    düşündüklerini
  • Not Synced
    Her durumda, söz konusu olmazdı
    bir şey, büyük bir şey bilmiyorum
  • Not Synced
    ve sen hiçbir şey düşünüyorum.
  • Not Synced
    Sandalyen boş kalıyor
  • Not Synced
    Sen derece bitirmek değil,
  • Not Synced
    Okulunu bitiremeyecek
  • Not Synced
    Artık ders çalışmayacaksın
  • Not Synced
    Her günkü gibi kendine Nescafe yapıyorsun...
  • Not Synced
    her günkü gibi, şekerli
    konsantre süt ilave ediyorsun
  • Not Synced
    Yıkanmıyorsun...
  • Not Synced
    ...üzerini bile güç bela giyiyorsun.
  • Not Synced
    Pembe, plastik bir kapta
    üç çift çorabını yıkıyorsun
  • Not Synced
    Öğrencilerin idrak kabiliyetini
    test eden soruları öğrenmek için
  • Not Synced
    sınav salonunu önüne gidip,
    sınavdan çıkanları beklemiyorsun.
  • Not Synced
    kafeye gitmiyorsun
  • Not Synced
  • Not Synced
    arkadaşlarına katılmak için...
  • Not Synced
    Ertesi sabah, arkadaşlarından birisi
  • Not Synced
    odana çıkan altı kat
    merdiveni tırmanacak
  • Not Synced
    Kapını çalmasını dinleyeceksin.
  • Not Synced
    bekleyeceksin
  • Not Synced
    tekrar çalacak
  • Not Synced
    Sonra daha yüksek sesle.
  • Not Synced
    yine bekleyeceksin
  • Not Synced
    Daha sakin çalacak.
  • Not Synced
    Bağırmadan sana seslenecek.
  • Not Synced
    Duraksayacak
  • Not Synced
    Sonra gerisin geri inecek.
  • Not Synced
    Ertesi gün, daha ertesi gün,
    başkaları da geldi...
  • Not Synced
    kapıyı çalıp, bekleyip,
    sana seslendiler
  • Not Synced
    sana mesajlar bıraktılar
  • Not Synced
    Daracık döşeğinde dizini içeri çekip...
  • Not Synced
    ellerini ensende birleştirerek
    uzanmaya devam ediyorsun
  • Not Synced
    Kimseyi görmek ya da konuşmak...
  • Not Synced
    ya da düşünmek, veya düşünmek hatta
    kıpırdamak istemiyorsun.
  • Not Synced
    Yine böyle bir günde...
  • Not Synced
    biraz daha geç,
    biraz daha erken saatte
  • Not Synced
    ...hiç şaşırmadan, bir şeylerin
    yanlış olduğunu, nasıl yaşayacağını
  • Not Synced
    bilmediğini ve asla
    bilemeyeceğini fark ediyorsun
  • Not Synced
    Güneş, damdaki saçtan yansıyor.
  • Not Synced
    Odanın sıcaklığı dayanılır gibi değil.
  • Not Synced
    Yatağınla kitaplığın arasına
    sıkışmış vaziyette...
  • Not Synced
    dizinde bir kitapla oturuyorsun
  • Not Synced
    Kitabı okumayı
    uzun süre önce bırakmıştın.
  • Not Synced
    Beyaz çamdan bir kitaplığa, kokuşmuş...
  • Not Synced
    altı çorabın bulunduğu
    pembe plastik kaba dikiyorsun gözlerini.
  • Not Synced
    Küllükten yükselen, sigaranın dumanı...
  • Not Synced
    neredeyse bir çizgi gibi...
  • Not Synced
    ve ufak ufak çatlaklarla dolu
    tavanında yayılıyor
  • Not Synced
    Bir şey kırıldı.
  • Not Synced
    Bu zamana kadar...
  • Not Synced
    sana güç verdiğini
    düşündüğün his
  • Not Synced
    varlığının hissi,
    dünyaya ait ya da...
  • Not Synced
    dünyada bulunduğun izlenimi
    artık senden uzaklaşıyor, artık yok.
  • Not Synced
    Geçmişin, bugünün ve geleceğin
    birbirine karışıyor
  • Not Synced
    Onlar artık sadece kolların
    ve bacaklarındaki yorgunluk...
  • Not Synced
    can sıkıcı migrenin...
  • Not Synced
    ve Nescafe'nin acılığına dönüştü.
  • Not Synced
    Yatak odana dönüşen bu hücre...
  • Not Synced
    iki metre doksan santim uzunluğunda...
  • Not Synced
    bir metre yetmiş üç santim
    genişliğindeki...
  • Not Synced
    yani beş metrekareden biraz daha
    geniş olan bu mezbele...
  • Not Synced
    saatlerdir, günlerdir kıpırdamadığın
  • Not Synced
    bu çatı katı
  • Not Synced
    Uzanamayacağın kadar kısa...
  • Not Synced
    dikkat etmeden etrafında
    dönemeyeceğin kadar
  • Not Synced
    ...dar bir döşeğin üzerinde oturuyorsun.
  • Not Synced
    Neredeyse büyülenmiş gözlerle,
    içinde altı...
  • Not Synced
    çorap olan kapa bakıyorsun.
  • Not Synced
    Bir şey yemeden,
  • Not Synced
    okumadan...
  • Not Synced
    neredeyse hareket etmeden
  • Not Synced
    odanda duruyorsun.
  • Not Synced
    Kaba, rafa, dizlerine
  • Not Synced
    kırık aynadaki yansımana...
  • Not Synced
    ...kahve fincanına, elektrik düğmesine...
  • Not Synced
    Sokaktan gelen sesleri...
  • Not Synced
    ...damlayan suyu...
  • Not Synced
    ...komşunun çıkardığı sesleri...
  • Not Synced
    ...boğazını temizlemesini...
  • Not Synced
    öksürük krizlerini.
  • Not Synced
    su ısıtıcısının ıslığını dinliyorsun
  • Not Synced
    Tavanındaki ince çatlağın kavislerini...
  • Not Synced
    ...bir sineğin beyhude zikzaklarını...
  • Not Synced
    gölgelerin tahmin edilemez
    yayılışını izliyorsun
  • Not Synced
    25 yaşındasın,
    29 dişin...
  • Not Synced
    ...üç gömleğin, sekiz çorabın...
  • Not Synced
    geçinmek zorunda olduğun
    aylık 55 Frank'ın
  • Not Synced
    artık okumadığın birkaç kitabın
  • Not Synced
    artık çalmadığın birkaç kasetin var.
  • Not Synced
    Başka da bir şey hatırlamak istemiyorsun.
  • Not Synced
    Burada oturup, sadece beklemek...
  • Not Synced
    bekleyecek bir şeyin kalmayana kadar
    beklemek istiyorsun.
  • Not Synced
    Artık arkadaşlarını görmüyorsun.
  • Not Synced
    Kapını açmıyorsun.
  • Not Synced
    Mektuplarını almak için aşağı inmiyorsun.
  • Not Synced
    Kütüphaneden aldığın kitapları iade etmiyorsun
  • Not Synced
    Ailene mektup atmıyorsun.
  • Not Synced
    Tıpkı fareler, kediler veya
    canavarlar gibi yalnızca...
  • Not Synced
    gece yarısından sonra
    dışarı çıkıyorsun.
  • Not Synced
    ...Grand Boulevard'daki küçük,
    pis sinemalara giriyorsun
  • Not Synced
    Başıboş dolaşıyorsun sokaklarda...
  • Not Synced
    ...bazen tüm gün uyuyorsun.
  • Not Synced
    Başıboş, uyurgezer, parazitin...
  • Not Synced
    tekisin.
  • Not Synced
    Yaşama, bir şeyler yapma
    havanda değilsin
  • Not Synced
    Sadece devam etmek istiyorsun...
  • Not Synced
    beklemeye ve unutmaya devam etmek
  • Not Synced
    şeyi geri çevirmiyor,
    hiçbir şeyi reddetmiyorsun.
  • Not Synced
    İlerlemeyi bıraktın...
  • Not Synced
    çünkü zaten ilerlemiyordun
  • Not Synced
    tekrar yola çıkmıyorsun, vardın bile.
  • Not Synced
    ilerlemek için bir gerekçe bulamıyorsun
  • Not Synced

  • Not Synced
    bir Mayıs günü,
    hava çok sıcakken
  • Not Synced
    ucunu kaçırdığın bir metnin
  • Not Synced
    tadı birden acılaşan
    bir fincan Nescafe'nin
  • Not Synced
    siyahımsı ile dolu bir pembe plastik kase
    altı çorap yüzen edildiği su,
  • Not Synced
    fazlasıyla yetiyor
  • Not Synced
    bir şeylerin kötüye gitmesine.
  • Not Synced
    ...çözülmesine yetiyor...
  • Not Synced
    adeta bir delinin
    kafasına geçirdiği.
  • Not Synced
    huni gibi üzücü
    ve saçma bir şekilde
  • Not Synced
    Devam etmeye hevesin yok.
  • Not Synced
    Yalnızca gece ve odan, uzanıp...
  • Not Synced
    ...esnediğin döşek, her an
    yeniden keşfettiğin...
  • Not Synced
    koruyor seni
  • Not Synced
    Geceleyin, Grands Boulevards'da
    kalabalığın ortasında yalnız kaldığında...
  • Not Synced
    gürültü ve ışıkların içinde, koşuşturma
    ve unutuşların arasında
  • Not Synced
    neredeyse mutlu oluyorsun.
  • Not Synced
  • Not Synced
    Republique Meydanı'ndan
    Madeleine Meydanı'na...
  • Not Synced
    ölmüş vakitler
  • Not Synced
    ...boş geçitler
  • Not Synced
    gelip geçici ve kederli,
    hiçbir şey duymama
  • Not Synced
    görmeme.
  • Not Synced
    sessiz ve hareketsiz kalma isteği
  • Not Synced
    Yalnızlığa dair çılgın düşler.
  • Not Synced
    Körler ülkesinde gezinen bir unutkan:
  • Not Synced
    Geniş, dar sokaklar, soğuk ışıklar...
  • Not Synced
    bakıp da görmeyeceğin,
    ağzı olmayan suratlar.
  • Not Synced
    Sanki o sakin ve güven verici,
    uslu bir çocuk olduğun geçmişinde...
  • Not Synced
    o bariz büyüme ve olgunlaşma
    belirtilerinde, yani
  • Not Synced
    tuvalet kapılarına çizdiğin resimlerde...
  • Not Synced
    diplomalarda, uzun pantolonlarda,
    ilk sigarada...
  • Not Synced
    usturayla ilk temasta, alkolde...
  • Not Synced
    Cumartesi geceleri için paspasın
    altına bırakılan anahtarda
  • Not Synced
    bekaretini kaybedişinde,
    ilk uçuşunda, ilk savaşında...
  • Not Synced
    sanki orada olan ama sıkı sıkı tutulan...
  • Not Synced
    şimdi de baştan keşfettiğin hayatının
  • Not Synced
    halısını dokuyan, terkedilmiş
    hayatının temellerini kuran
  • Not Synced
    bir iplik tutuluyordu hep
  • Not Synced
    İçinde de üstü örtülü gerçeklerin
    bulunduğu fotoğraflar
  • Not Synced
    uzun zamandır ertelenen
    bu istifanın...
  • Not Synced
    bu, durgunluğa çağrının
  • Not Synced
    ...puslu, cansız...
  • Not Synced
    aşırı ışık almış...
  • Not Synced
    neredeyse bembeyaz, neredeyse ölmüş...
  • Not Synced
    neredeyse fosilleşmiş fotoğrafları:
  • Not Synced
    Bir taşra kasabasındaki sessiz
    sokak, örtülü kepenkler
  • Not Synced
    donuk gölgeler, bir kışlada
    vızıldayan sinekler
  • Not Synced
    toz kılıfları örtülü koltuklar
  • Not Synced
    gün ışığında beliren toz parçacıkları
  • Not Synced
    ağaçsız kırlar...
  • Not Synced
    Pazar günleri mezarlık ziyaretleri
  • Not Synced
    yapılan seyahatler.
  • Not Synced
    Bir Perşembe öğleden sonrası,
    dizinde kitabı
  • Not Synced
    boş bakışlarıyla, bir döşeğin
    üzerinde oturan adam
  • Not Synced
    Belirsiz bir gölgesin sen,
    sert bir kayıtsızlık cevheri
  • Not Synced
    başkalarının bakışlarından kaçınan
    nötr bir bakışsın.
  • Not Synced
    Sessiz dudakların, ölü bakışların.
  • Not Synced
    Yavaşlayan hayatının anlık yansımalarını
    su birikintilerinde
  • Not Synced
    ...dükkan vitrinlerinde,
    arabaların parıldayan kaportalarında...
  • Not Synced
    yakalayabileceksin artık
  • Not Synced
    Musluktan damlayan su yere düşüyor.
  • Not Synced
    Komşun uyuyor.
  • Not Synced
    Dizel motorlu bir taksinin
    belli belirsiz gürültüsü...
  • Not Synced
    sokağın sessizliğini bozacağına
    daha da belirginleştiriyor
  • Not Synced
    Hafızan, unutkanlığın saldırısına uğruyor.
  • Not Synced
    Tavandaki çatlaklar,
    mantıksız bir labirent çiziyor.
  • Not Synced
    Odan, bir kazan gibi...
  • Not Synced
    bir fırın gibi
  • Not Synced
    Altı çorabın, miski köpekbalıkları,
  • Not Synced
    uyuyan balinalar gibi.
  • Not Synced
  • Not Synced
    Sabah çalmayan çalar saatin...
  • Not Synced
    hani şu hiç çalmayan.
  • Not Synced
    seni uyandırmak için çalmayacak olan
  • Not Synced
    Esniyorsun.
  • Not Synced
    Kendini bırakıyorsun.
  • Not Synced
    Uykuya dalıyorsun.
  • Not Synced
    Odan, dünyanın merkezi.
  • Not Synced
    Bu sığınak...
  • Not Synced
    kokunu hiç kaybetmeyen
    yatağına yalnız başına sokulduğun...
  • Not Synced
  • Not Synced
    bu yüklükten bozma çatı katı
  • Not Synced
    etajerin
  • Not Synced
    çatlaklarını, kabartılarını,
    lekelerini...
  • Not Synced
    çizgilerini, binlerce kez saydığın...
  • Not Synced
    tavanın...
  • Not Synced
    maket bir evin mobilyasını
    andıracak kadar küçük olan lavabon
  • Not Synced
    pembe kabın
  • Not Synced
    penceren...
  • Not Synced
    üzerindeki tüm çiçekleri
    ezberlediğin duvar kağıdın...
  • Not Synced
    defalarca okuduğun ve defalarca
  • Not Synced
    okuyacağın gazeten;
  • Not Synced
    yüzünü ancak birbirine
    eşit olmayan üç parça
  • Not Synced
    halinde gösterebilen
    bu kırık aynan
  • Not Synced
    dizilmiş kitapların:
  • Not Synced
    Böyle başlıyor ve sonlanıyor krallığın...
  • Not Synced
    ...yanından hiç ayrılmayan...
  • Not Synced
    ...seni dünyaya bağlayan tek şey olan
    bu sesler
  • Not Synced
    Musluktan damlayan su...
  • Not Synced
    ...komşundan gelen sesler...
  • Not Synced
    ...boğazını temizlemesi...
  • Not Synced
    ...öksürük krizleri...
  • Not Synced
    ...şehrin hiç susmayan uğultusu.
  • Not Synced
    Araçlardan çıkan ardışık gürültüler...
  • Not Synced
    ...frenleri...
  • Not Synced
    ...durmaları...
  • Not Synced
    ...hareket etmeleri
  • Not Synced
    yorulmak bilmeden damlayan suyla
  • Not Synced
    ya da Sainte-Roch'un çanlarıyla
  • Not Synced
    Çalar saatin...
  • Not Synced
    ...uzun süredir 5:15'i gösteriyor.
  • Not Synced
    Odanın sessizliğinde...
  • Not Synced
    ...zaman artık işlemiyor...
  • Not Synced
    ...zaman artık işlemiyor...
  • Not Synced
    ...ayrılmıyor...
  • Not Synced
    ...takıntılı...
  • Not Synced
    ...çarpık...
  • Not Synced
    ...biraz şüpheli:
  • Not Synced
    Zaman akıyor ama sen
    saatin kaç olduğunu bilmiyorsun.
  • Not Synced
    Sat 10:00...
  • Not Synced
    ...belki de 11:00...
  • Not Synced
    ...çok geç oldu...
  • Not Synced
    ...daha erken...
  • Not Synced
    ...güneş doğuyor...
  • Not Synced
    ...güneş batıyor...
  • Not Synced
    ...tüm seslerin kesildiği olmuyor hiç...
  • Not Synced
    ...zaman tam anlamıyla durmuyor...
  • Not Synced
    ...artık zar zor fark edilse de:
    Sessizlik duvarındaki kılcal bir çatlak...
  • Not Synced
    ...kalp atışlarından neredeyse...
  • Not Synced
    ...ayırt edemediğin...
  • Not Synced
    ...her damlada unutulan bir mırıltı.
  • Not Synced
    Odan, ıssız adaların en güzeli...
  • Not Synced
    ...ve Paris,
    kimsenin asla aşamadığı bir çöl.
  • Not Synced
    Tek ihtiyacın olan, uykun...
  • Not Synced
    ...kendi sessizliğin...
  • Not Synced
    ...dinginliğin...
  • Not Synced
    ...göğüs kafesinin iniş ve çıkışı...
  • Not Synced
    ...sabırla varoluşunun ispatı.
  • Not Synced
    Hiçbir şey istememek.
  • Not Synced
    Bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek.
  • Not Synced
    Başı boş gezip, uyumak
  • Not Synced
    Kalabalıkların, sokakların, seni sürüklemesine müsaade etmek.
  • Not Synced
    Su oluklarını, çitleri,
    akan suyu takip etmek.
  • Not Synced
    Rıhtımların önünde,
    duvarların dibinde yürümek.
  • Not Synced
    Zaman geçirmek.
  • Not Synced
    Arzulamamak, alınmamak ya da isyan etmemek.
  • Not Synced
    Zamanın akışında, yaşantın
    gözünün önünde olacak:
  • Not Synced
    Hareketsiz bir hayat.
  • Not Synced
    ...bunalımsız...
  • Not Synced
    ...karmaşasız...
  • Not Synced
    ...günlerce, mevsimlerce...
  • Not Synced
    ...sonu hiç gelmeyecek
    bir şey başlayacak:
  • Not Synced
    Bitkisel varlığın, vazgeçilmiş hayatın.
  • Not Synced
    Burada, varolmayı öğreniyorsun.
  • Not Synced
    Bazen, bizzat zamanın efendisisin...
  • Not Synced
    ...dünyanın efendisisin...
  • Not Synced
    ağının tam ortasında
    tetikte bekleyen...
  • Not Synced
    ...minik, dikkatli örümceksin:
  • Not Synced
    ...Kuzeye Opera caddesinden hükmediyorsun...
  • Not Synced
    ...Güneye Louvre'un sütunlarından...
  • Not Synced
    ...Doğu ve Batıya da
    Saint-Honore sokağından
  • Not Synced
    Öğrenmen gereken birçok şey var hâlâ...
  • Not Synced
    ...öğrenilemeyen birçok şey:
  • Not Synced
    Yalnızlık...
  • Not Synced
    ...kayıtsızlık...
  • Not Synced
    ...sabır...
  • Not Synced
    ...sessizlik.
  • Not Synced
    Yalnızsın...
  • Not Synced
    ...ve yalnız olduğun için
    saate asla bakmamalısın.
  • Not Synced
    Kendini bırakıyorsun ve bunu
    neredeyse çok kolay yapıyorsun
  • Not Synced
    Geçen zamanın, yüzleri, adresleri...
  • Not Synced
    ...telefon numaralarını,
    gülümsemeleri ve sesleri...
  • Not Synced
    ...sana unutturmasına izin veriyorsun.
  • Not Synced
    Bir gün unutmak için kendini zorladığında...
  • Not Synced
    ...unutmayı öğrendiğini unutuyorsun.
  • Not Synced
    Artık kafelere girmiyor...
  • Not Synced
    ...düşünceli bir ifadeyle,
    en sondaki odalara kadar girip...
  • Not Synced
    ...kime baktığını bile bilmez bir şekilde
    masalara göz atmıyorsun.
  • Not Synced
    Champollion sokağındaki
    sinemanın çıkışında
  • Not Synced
    Yalnızsın.
  • Not Synced
    Yalnız bir adam gibi yürümeyi, gezmeyi...
  • Not Synced
    ...aylaklık etmeyi, bakmadan görmeyi...
  • Not Synced
    ...bakıp da görmemeyi öğreniyorsun.
  • Not Synced
    Şeffaflığın, hareketsizliğin...
  • Not Synced
    ...var olmamanın sanatını...
  • Not Synced
    ...öğreniyorsun.
  • Not Synced
    İskemlede oturmayı...
  • Not Synced
    ...uzanmayı...
  • Not Synced
    ...veya dikilmeyi öğreniyorsun.
  • Not Synced
    Resimlere, sanki asıldığı duvarın veya
    tavanın veya parçasıymış gibi...
  • Not Synced
    ...duvarlara da seni onlarca, binlerce
    yola, merhametsiz labirentlere, kimsenin...
  • Not Synced
    ...asla çözemeyeceği şifrelere...
  • Not Synced
    ...çürüyen suratlara sürükleyen
  • Not Synced
    ...bakmayı öğreniyorsun.
  • Not Synced
    Saint-Louis adasına dalıyor...
  • Not Synced
    ...Vaugirard sokağına giriyor...
  • Not Synced
    ...Pereire'e doğru,
    Chateau-Landon'a doğru gidiyorsun.
  • Not Synced
    Yavaş yavaş yürüyorsun...
  • Not Synced
    ...ve geldiğinden yoldan,
    dükkan vitrinlerini...
  • Not Synced
    ...takip ederek geri dönüyorsun.
  • Not Synced
    Gidip, Louis-Phillipe Köprüsü'nün
    korkuluklarına oturuyor...
  • Not Synced
    ...ve kemerlerin altında bir gözüküp
    bir dağılan anafora bakıyorsun.
  • Not Synced
    Tekneler geçiyor...
  • Not Synced
    ...dalgaları köprünün
    kemerlerine çarpıp dağılıyor.
  • Not Synced
    Yerinden kıpırdamayan balıkçılar oturmuş...
  • Not Synced
    ...olta mantarlarının batmadan
    suda yüzüşünü izliyorlar.
  • Not Synced
    Koşarken demir cetvellerini
    parmaklıklara çarptıran çocukların...

  • Not Synced
    ...hüküm sürdüğü meydanlarda yürüyorsun.
  • Not Synced
    Aslan pençesi şeklinde ayaklı,
    tahtaları yeşil renkli banklara oturuyorsun.
  • Not Synced
    Artık yaşlanmış park bekçileri...
  • Not Synced
    ... kendilerinden küçük
    dadılarla zaman öldürüyor.
  • Not Synced
    Ayakkabınla çemberler, kareler veya bir göz
    veya isminin baş harflerini çiziyorsun...
  • Not Synced
    ...gidip Eyfel Kulesi'nin önünde
    dikiliyorsun...
  • Not Synced
    ...birkaç anıtı ziyaret ediyorsun...
  • Not Synced
    ...tüm köprülerden geçiyor, rıhtımın
    önünde yürüyor, Keşif Sarayı'nı...
  • Not Synced
    ...Trocadero Akvaryumunu,
    tüm müzeleri ziyaret ediyor...
  • Not Synced
    ...Bagatelle'in Gül Bahçesi'ni,
    geceleyin Montmartre'ı...
  • Not Synced
    ...günün ilk ışıklarında
    Les Halles'ı...
  • Not Synced
    ...15 Ağustos'un gün ortasında
    Concorde Meydanı'nı izliyorsun.
  • Not Synced
    Lüksemburg Bahçesi'nde
    briç oynayıp...
  • Not Synced
    ...tarot açan
    emeklileri seyrediyorsun.
  • Not Synced
    Yakınındaki bankta oturan yaşlı bir adam
    saatlerce boşluğa bakıyor; mumya gibi...
  • Not Synced
    ...hareketsiz,
    topuklarını birbirine dayamış...
  • Not Synced
    ...çenesini iki eliyle sıkı sıkı tuttuğu
    bastonunu üzerine yaslamış...
  • Not Synced
    ...boşluğa dalıp gitmiş...
  • Not Synced
    ...saatler önce.
  • Not Synced
    Ağzın açık izliyorsun onu. Gizemini, zayıf yönlerini
    çözmeye çalışıyorsun.
  • Not Synced
    Ama hiçbir zayıf yanı yokmuş gibi duruyor.
  • Not Synced
    Kılı kıpırdamıyor...
  • Not Synced
    ...dudakları bile oynamıyor...
  • Not Synced
    ...gözünü zor kırpıyor.
  • Not Synced
    Güneş adamın etrafında daire çiziyor:
  • Not Synced
    Dikkat ettiği tek şey
    gölgesini takip etmektir belki de...
  • Not Synced
    ...işaretlerini çok önceden koymuş olmalı.
  • Not Synced
    Deliliği -tabii deliyse-...
  • Not Synced
    ...kendini güneş saati sanmasından
    kaynaklanıyordur.
  • Not Synced
    Onun gibi gözükmek isterdin...
  • Not Synced
    ...ama -muhtemelen yaşlılık sanatında henüz
    körpe ve tecrübesiz olduğun için-...
  • Not Synced
    ...çok çabuk rahatsız oluyorsun:
  • Not Synced
    ...ne kadar uğraşsan da
    ayağın kuma sürtünmeye...
  • Not Synced
    ...gözlerini etrafı süzmeye...
  • Not Synced
    ...parmakların kenetlenip
    ayrılmaya başlar bir süre sonra.
  • Not Synced
    Yürümeye devam ediyorsun,
    ayakların nereye götürüyorsa.
  • Not Synced
    Kayboluyorsun,
    daireler çizip duruyorsun
  • Not Synced
    Bazen gülünç hedefler koyuyorsun kendine: ...Daumesnil...
  • Not Synced
    ...Clignancourt...
  • Not Synced
    ...Gouvion Saint-Cyr Bulvarı...
  • Not Synced
    ...ya da Posta Müzesi.
  • Not Synced
    Sahafları geziyor ve okumadan,
    birkaç kitabı karıştırıyorsun.
  • Not Synced
    Resim sergilerine gidiyor...
  • Not Synced
    ...itinayla her tablonun önünde duruyor,
    başını sağa yatırıp gözlerini kısıyor... ...daha iyi görebilmek için geri gidiyorsun
  • Not Synced
    Çıkarken, yanlış bir adrese eşlik eden iri,
    okunaksız bir parafla defteri imzalıyorsun.
  • Not Synced
    Bir kafenin, arka masalarından
    birisine oturuyor...
  • Not Synced
    ...ve sistemli bir şekilde, satır satır
    Le Monde'unu okuyorsun.
  • Not Synced
    Muhteşem bir egzersiz.
  • Not Synced
    Beş yüz veya bin ayrı bilgiye
    öyle titizlikle...
  • Not Synced
    ...öyle dikkatle
    göz gezdirdin ki.
  • Not Synced
    Ama hafızan bunları saklamaktan
    dikkatle kaçındı.
  • Not Synced
    Pont-à-Mousson değer kaybederken,
    New York'un durağan seyrettiğini...
  • Not Synced
    ...Fransa'nın en eski
    ticaret bankasının...
  • Not Synced
    ...deneyimine ve uzmanlarına
    gözün kapalı güvenebileceğini...
  • Not Synced
    ...Barbara tayfununun Florida'ya...
  • Not Synced
    ...Jean-Paul ve Lucas'ın
    kız kardeşleri Lucie'nin...

  • Not Synced
    ...doğumunu müjdelemekten
    kıvanç duyduğunu aynı ilgisizlikle okudun.
  • Not Synced
    Oldukça basit, birkaç kuralla hazırlanan
    aşağı yukarı 30 tipografi simgesinin...
  • Not Synced
    ...her gün binlerce mesaj iletmesine,
    hâlâ şaşırabiliyorsun.
  • Not Synced
    Ama bunlara neden kulak asasın...
  • Not Synced
    ...şifrelerini çözmekle
    neden uğraşasın ki?
  • Not Synced
    Senin için önemli olan zamanın geçmesi
    ve hiçbir şeyin sana ilişmemesi.
  • Not Synced
    Gözlerin dikkatle, teker teker
    satırları takip ediyor.
  • Not Synced
    Dünyaya kayıtsız kalmak
    ne cahilliktir ne de düşmanlık.
  • Not Synced
    Cehaletin o gürbüz neşesini
    yeniden keşfetmek değil niyetin...
  • Not Synced
    ...daha çok, okuduğun tek kelimeye bile
    ayrıcalık tanımamak.
  • Not Synced
    Sokağa çıplak çıkmak değil
    niyetin, şık ya da...
  • Not Synced
    Yemek yiyorsun...
  • Not Synced
    ...uyuyorsun...
  • Not Synced
    ...yürüyorsun...
  • Not Synced
    ...giyiniksin...
  • Not Synced
    ...bırak bunlar birer eylem
    ya da hareket olsun...
  • Not Synced
    ...bir şeyin kanıtı ya da
    sembolik bir para birimi değil.
  • Not Synced
    Giydiklerin, yediklerin,
    okudukların senin adına konuşmaz.
  • Not Synced
    Adına konuşmanın
    o yorucu, olanaksız...
  • Not Synced
    ...ölümcül hamallığını bir daha asla
    onlara yaptırmayacaksın.
  • Not Synced
    Günde bir ya da iki kez
    - nadiren daha fazla -
  • Not Synced
    ...bir parça ızgara biftek,
    patates kızartması ve...
  • Not Synced
    ...bir kadeh kırmızı şaraptan oluşan...
  • Not Synced
    ...hesaplanabilir ölçüde
    protein ve glukozit...
  • Not Synced
    ...bileşimi yutuyorsun.
  • Not Synced
    Yani, başka bir deyişle bonfile...
  • Not Synced
    ...ama fileto olmadığı kesin...
  • Not Synced
    ...kimsenin pomfrit demeyeceği
    patates kızartması ve...
  • Not Synced
    ...menşeinin meçhul olduğundan kimsenin
    şüphe etmeyeceği bir kadeh kırmızı şarap.
  • Not Synced
    Lisan, daha dayanıklı çıktı:
  • Not Synced
    Etinin sertliğini,
    patatesinin yağlılığını...
  • Not Synced
    ...şarabının sirkevari tadını,
    ilk başta aşevlerini çağrıştıran...
  • Not Synced
    ...bu küçültücü sıfatların ve
    onlarla birlikte anımsanan...
  • Not Synced
  • Not Synced
    ... üzüntü, sefalet,
    fukaralık, ihtiyaç...
  • Not Synced
    ...utancın yavaş yavaş
    anlamlarını yitirmesi...
  • Not Synced
    ...patates kızartmasına dönüşen
    yağın, ete dönüşen sert şeyin...
  • Not Synced
  • Not Synced
    ...üzerindeki etkisini yitirmesi...
  • Not Synced
    ...biraz zaman aldı.
  • Not Synced
    Kırmızı şarabını içiyor...
  • Not Synced
    ...biftek ve patates kızartmanı yiyorsun.
  • Not Synced
    Uzun turlar planlamanı gerektiren...
  • Not Synced
    ...kurallarla dolu karmaşık
    seyahatler icat ediyorsun.
  • Not Synced
    Anıtları ziyaret ediyorsun.
  • Not Synced
    Kiliseleri
  • Not Synced
    atlı heykelleri...
  • Not Synced
    ...umumi tuvaletleri...
  • Not Synced
    ...Rus lokantalarını...
  • Not Synced
    Nehrin kıyısındaki inşaatları,
    sürülmüş tarlaları andıran...
  • Not Synced
    ...delik deşik sokakları,
    kanalizasyonları...
  • Not Synced
    ...yerle bir edilen...
  • Not Synced
    ...apartmanları seyretmeye gidiyorsun.
  • Not Synced
    Odana geri dönüyor ve
    kendini o dar döşeğine bırakıyorsun.
  • Not Synced
    Tavandaki çatlakları sayıp,
    organize ediyorsun.
  • Not Synced
    Sıklıkla, tek başına kağıt oynuyorsun.
  • Not Synced
    On üç kağıttan oluşan
    dört sütunu döşeğinde sıralayıp...
  • Not Synced
    ...asları çıkarıyorsun.
  • Not Synced
    ...elindeki 48 kağıdı
    sıralamaya çalışıyorsun
  • Not Synced
    ...boş yerlerden birisi,
    bir sütunun başındaysa...
  • Not Synced
    ...boşluk mesela bir
    altılıdan sonra geliyorsa...
  • Not Synced
    ...iki kağıt koyabiliyorsun oraya...
  • Not Synced
    ...boşluk mesela bir
    altılıdan sonra geliyorsa...
  • Not Synced
    ...aynı serinin
    yedilisini koyabilirsin oraya...
  • Not Synced
    ...yedinin arkasından sekizi...
  • Not Synced
    ...sekizin arkasından dokuzu...
  • Not Synced
    ...valenin arkasından kızı koyabilir...
  • Not Synced
    ...ama boşluk papazdan sonraysa...
  • Not Synced
    ...oraya hiçbir şey koyamaz
    ve o boşluğu kullanamazsın.
  • Not Synced
    Bu sabır oyununda,
    şansın neredeyse hiç rolü yok.
  • Not Synced
    Kağıtları sırasına göre oynarsan,
    boş kalan dört yerin...
  • Not Synced
    ...karşına ne zaman
    bir papaz çıkaracağını...
  • Not Synced
    ...ve kaybedeceğini
    çok önceden tahmin edebilirsin
  • Not Synced
    ...ama sırayla gitmene gerek yok:
    bir boşluğu değil de...
  • Not Synced
    ...diğerini kullanıp,
    sonra tekrar ilkine gelip...
  • Not Synced
    ...sırayla üçüncü ve
    dördüncüden devam edip...
  • Not Synced
    ...tekrar ikinciye geçebilirsin.
  • Not Synced
    Çok nadir başarıyorsun...
  • Not Synced
    ...illa ki bir yerde tıkanıyor oyun.
  • Not Synced
    Kağıtların yarısını ya da
    üçte birini dizdiğinde...
  • Not Synced
    ...bir boşluğu doldurmaya çalıştığında,
    mutlaka bir papaz çıkıyor karşına.
  • Not Synced
    Kural olarak iki hakkın daha vardır...
  • Not Synced
    ...oyunu kaybedeceğini hissettiğin anda
    kağıtları topluyor...
  • Not Synced
    Kağıtları karıyor, diziyor,
    asları çıkarıyor...
  • Not Synced
    ...ve sadece bir papazı
    erkenden açmamak için uğraşıyorsun.
  • Not Synced
    Gitgide, oyun bir şekle giriyor...
  • Not Synced
    ...kısıtlanmaya başlıyorsun,
    olasılıklar gün ışığına çıkıyor...
  • Not Synced
    ...zaten yerli yerinde olan bir kart var...
  • Not Synced
    ...şuradaki tek bir kağıdı
    oynattığında beşli altılı bir grubu bir kerede
    yerine koyabilirsin...

  • Not Synced
    ...şurada da kıpırdatamadığın,
    seni engelleyen bir papaz var.
  • Not Synced
    Zor tutuyorsun kendini.
  • Not Synced
    Bazen hile yapıyorsun,
    çok az, nadiren...
  • Not Synced
    ...hatta gitgide daha az.
  • Not Synced
    Kazanmanın senin için bir önemi yok...
  • Not Synced
    ...zaten kazanmak için
    ne anlam ifade edebilir ki?
  • Not Synced
    Gitgide daha sık ve daha...
  • Not Synced
    ...uzun süreli oynuyorsun...
  • Not Synced
    ...bazen tüm öğleden sonra...
  • Not Synced
    ...uyanır uyanmaz...
  • Not Synced
    ...ya da gece boyunca.
  • Not Synced
    Bu oyunda seni cezbeden bir şey var...
  • Not Synced
    ...belki köprünün ayaklarındaki
    su oyunlarından...
  • Not Synced
    ...tavanındaki labirentlerden...
  • Not Synced
    Bulunduğu veya
    ortaya çıktığı her ana göre...
  • Not Synced
    ...keskin bir yoğunluk kazanıyor her kart.
  • Not Synced
    Koruyor...
  • Not Synced
    ...yok ediyor...
  • Not Synced
    kuruyor...
  • Not Synced
    ...plan üstüne plan tertip edip,
    düzenliyorsun.
  • Not Synced
    Beyhude bir uğraş, cezalandırılma riski
    taşımayan bir tehlike...
  • Not Synced
    ...rezil bir düzenleme.
  • Not Synced
    48 kağıt, seni odana hapsediyor...
  • Not Synced
    ...ve sen bir onluyu kımıldattığında
    ya da bir papaz sana...
  • Not Synced
    ...tehdit oluşturmadığında
    neredeyse seviniyor...
  • Not Synced
    ...ve sabırla yaptığın
    tüm o hesaplar o kötü sona...
  • Not Synced
    Sanki bu yalnız ve sessiz strateji
    senin tek çaren olmuş.
  • Not Synced
    sanki var oluş sebebin olmuş gibi.
  • Not Synced
    Gece oldu.
  • Not Synced
    Gözlerini kapatıyor
  • Not Synced
    ...gözlerini açıyorsun.
  • Not Synced
    Gözünün içindeki ya da korneanın yüzeyindeki
    viral, mikrobiyal şekiller...
  • Not Synced
    ...aşağı doğru kayıyor ağır ağır...
  • Not Synced
    ...ve kayboluyor...
  • Not Synced
    ...sonra birden ortada beliriyorlar...
  • Not Synced
    ...pek değişmemişler...
  • Not Synced
    ...daireler, kabarcıklar...
  • Not Synced
    ...çubuklar, iplikler,
    bir araya getirildiklerinde...
    mitolojik bir canavarı andıran
    şekiller
  • Not Synced
    İzlerini kaybediyor...
  • Not Synced
    ...sonra tekrar buluyorsun...
  • Not Synced
    ...gözlerini ovuşturuyorsun...
  • Not Synced
    ...iplikler dağılıyor...
  • Not Synced
    ...ve yayılıyor.
  • Not Synced
    Zaman geçiyor...
  • Not Synced
    ...ayakta uyuyorsun.
  • Not Synced
    Kitabını, döşeğinde
    yanı başına bırakıyorsun.
  • Not Synced
    Her şey muğlak...
  • Not Synced
    ...ve gürültülü.
  • Not Synced
    Hayret verecek derecede düzenli soluyorsun
  • Not Synced
    Saatler, günler, haftalar,
    mevsimler geçip giderken...
  • Not Synced
    ...kendini her şeyden soyutluyorsun.
  • Not Synced
    Zindeliği andıran bir duyguyla,
    özgür olduğunu...
  • Not Synced
    ...hiçbir şeyin seni bunaltmadığını...
  • Not Synced
    ...hiçbir şeyin seni memnun etmediğini
    ya da canını sıkmadığını keşfediyorsun.
  • Not Synced
    Sana yasak olan bu anlarına haricinde
    bir heyecan bulamadığın şu hayatta...
  • Not Synced
    ...neredeyse kusursuz...
  • Not Synced
    ...etkileyici...
  • Not Synced
    ...bazen de yeni arzularla dolu
    bir mutluluk buluyorsun.
  • Not Synced
    Huzurlu bir parantezin içinde vaatlerle dolu ama senin
    beklentin olmayan bir boşlukta yaşıyorsun.

  • Not Synced
    Görünmez, berrak ve şeffafsın.
  • Not Synced
    Artık yoksun:
  • Not Synced
    ...saatler, günler, mevsimler...
  • Not Synced
    ...geçtikten, zaman aktıktan sonra...
  • Not Synced
    ...neşe ya da üzüntü olmadan, gelecek...
  • Not Synced
    ...ya da geçmiş olmadan,
    basit ve aşikar şekilde...
  • Not Synced
    ...tıpkı musluktan damlayan su gibi...
  • Not Synced
    ...pembe, plastik bir kapta yüzen
    altı adet çorap gibi...
  • Not Synced
    ...bir sinek ya da yumuşakça gibi...
  • Not Synced
    ...bir ağaç ya da fare gibi...
  • Not Synced
    ...hayatta kalıyorsun.
  • Not Synced
    Soğukluğun, muhteşem bir hal alıyor zamanla.
  • Not Synced
    Gözlerinin feri sönmüş...
  • Not Synced
    ...siluetin de gitgide çöküyor.
  • Not Synced
    Karamsarlık taşımayan
    bitkinlikle karışık bir...
  • Not Synced
    Üzerindekilerin makul eskimişliği,
    yürüyüşünün...
  • Not Synced
    ...tarafsızlığının sana verdiği
    güvenle...
  • Not Synced
    ...dokunulmaz bir şekilde
    ilerliyorsun sokaklarda.
  • Not Synced
    Yaptıkların, öğrenilmiş hareketlerden
    ibaret artık.
  • Not Synced
    Sadece olmazsa olmaz
    sözcükleri kullanıyorsun artık.
  • Not Synced
    Asla lütfen, teşekkürler,
    güle güle demiyorsun.
  • Not Synced
    Yol tarifi sormuyorsun.
  • Not Synced
    Dolaşıyorsun.
  • Not Synced
    Yürüyorsun.
  • Not Synced
    Tüm anlar eşdeğer,
    her yer birbirine benziyor.
  • Not Synced
    Asla acele etmiyor, asla kaybolmuyorsun.
  • Not Synced
    Uykulu değilsin.
  • Not Synced
    Aç değilsin.
  • Not Synced
    Kendini koyveriyorsun,
    akıntıya bırakıyorsun kendini:
  • Not Synced
    Champs Elysees'de bir aşağı
    bir yukarı yürüyen kalabalığa...
  • Not Synced
    ...birkaç adım önündeki, aniden gri bir
    sokağa sapan gri sırtlı adama...
  • Not Synced
    ...veya bir ışığa ya da ışık yoksunluğuna...
  • Not Synced
    ...gürültüye ya da sessizliğe...
  • Not Synced
    ...bir duvara, bir grup insana,
    bir ağaca...
  • Not Synced
    ...biraz suya, bir sundurmaya,
    bir parmaklığa...
  • Not Synced
    ...afişlere, kaldırım taşlarına,
    bir yaya geçidine...
  • Not Synced
    ...bir dükkan vitrinine, bir
    trafik lambasına, bir sokak tabelasına...
  • Not Synced
    ...bir tuhafiyecinin tezgahına,
    bir merdivenin...
  • Not Synced
    ...basamağına, bir kavşağa
    takılıp gidiyorsun.
  • Not Synced
    Uyuyor ya da uyumuyorsun.
  • Not Synced
    Le Monde alıyor ya da almıyorsun.
  • Not Synced
    Yiyor ya da yemiyorsun.
  • Not Synced
    Oturuyor, uzanıyor, ayakta kalıyorsun...
  • Not Synced
    Karanlık salonlara süzülüyorsun.
  • Not Synced
    Bir sigara yakıyorsun.
  • Not Synced
    Sokağı, Seine Nehri'ni geçiyor...
  • Not Synced
    ...duruyor, tekrar yürüyorsun.
  • Not Synced
    Tilt oynuyor ya da oynamıyorsun.
  • Not Synced
    Kayıtsızlığın ne başlangıcı vardır
    ne de sonu.
  • Not Synced
    Kesin bir durum, sarsılmaz bir dinginliktir.
  • Not Synced
    Geriye tek kalan, temel refleksler.
  • Not Synced
    Kırmızı yanarken, karşıya geçmezsin...
  • Not Synced
    ...rüzgarda sönmesin diye
    kibritini korursun...
  • Not Synced
    ...kış sabahları daha sıkı giyinirsin...
  • Not Synced
    Kazağını, çorabını,
    külotunu ve atletini haftada bir falan değiştirirsin.
  • Not Synced
    Kayıtsızlık, dili yok ediyor,
    işaretleri birbirine karıştırıyor.
  • Not Synced
    Sabırlısın ama beklemiyorsun,
    özgürsün ama seçimde bulunmuyorsun...
  • Not Synced
    ...müsaitsin ama hiçbir şey
    kılını kıpırdatmıyor.
  • Not Synced
    Dinlemeden duyuyor, bakmadan görüyorsun:
  • Not Synced
    Tavanındaki çatlaklar, parkenin tahtaları...
  • Not Synced
    ...fayansın deseni,
    gözünün etrafındaki çizgiler...
  • Not Synced
    ...ağaçlar, su, taşlar...
  • Not Synced
    ...yoldan geçen arabalar...
  • Not Synced
    Varlığın, artık sonsuz.
  • Not Synced
    Her günün sessizlik ve sesten...
  • Not Synced
    ...aydınlık ve karanlıktan...
  • Not Synced
    ...katmanlardan, beklentilerden,
    titremelerden oluşuyor.
  • Not Synced
    Kayıyor, kendini sürüklenmeye bırakıyor,
    daha derine gidiyorsun:
  • Not Synced
    ...boşluğu arıyor, ondan kaçıyorsun.
  • Not Synced
    Yürüyor, duruyor...
  • Not Synced
    oturuyor, bir masa buluyor...
  • Not Synced
    ...üzerine yaslanıyor, uzanıyorsun.
  • Not Synced
    Robotvari hareketler:
  • Not Synced
    ...uyanmak, yıkanmak,
    tıraş olmak, giyinmek.
  • Not Synced
    Suyun üzerindeki mantar:
  • Not Synced
    ...akıntıya kapılmak...
  • Not Synced
    ...kalabalıkları izlemek, takip etmek:
  • Not Synced
    Yazın o ağır sessizliğinde...
  • Not Synced
    ...kapanmış kepenkler, boş sokaklar...
  • Not Synced
    ...yapışkan asfalt...
  • Not Synced
    ...siyaha çalan yeşil renkli
    kıpırdamayan yapraklar...
  • Not Synced
    ...dükkan vitrinlerinin, sokak
    lambalarının...
  • Not Synced
    ...soğuk ışıklarındaki kış, kafe kapılarında
    nefeslerden çıkan buğular...
  • Not Synced
    ...ölen güdük, kara ağaçlar.
  • Not Synced
    Sürprizden yoksun bir hayat.
  • Not Synced
    Emniyettesin.
  • Not Synced
    Uyuyor, yürüyor,
    yaşamaya devam ediyorsun...
  • Not Synced
    ...dalgın bir bilim adamının laboratuarında,
    bir labirente terk edilmiş fare gibi.
  • Not Synced
    Hiyerarşi yok...
  • Not Synced
    ...tercih yok.
  • Not Synced
    Kayıtsızlığın çok durgun, durağan:
  • Not Synced
    Gri rengin, üzerinde hiçbir
    kasvet yaratmadığı gri bir adam.
  • Not Synced
    Duyarsız değil, nötr.
  • Not Synced
    Seni kendine çekiyor su,
    taşın çektiği gibi...
  • Not Synced
    ...hem karanlık hem de aydınlık...
  • Not Synced
    Var olan tek şey yürüyüşün...
  • Not Synced
    ...ve bazen dalıp, bazen kayan...
  • Not Synced
    ...güzelliğe, çirkinliğe,
    aşinaya, şaşırtıcıya yabancı kalan...
  • Not Synced
    ...sadece etrafında, gözlerinde, tavanda,
    ayakucunda, gökyüzünde, kırık aynanda...
  • Not Synced
    ...suda, taşta...
  • Not Synced
    ...kalabalıklar arasında...
  • Not Synced
    ...sürekli belirip kaybolan şekil...
  • Not Synced
    ...ve ışıklara takılan bakışın.
  • Not Synced
    Meydanlar, caddeler...
  • Not Synced
    ...parklar ve bulvarlar,
    ağaçlar ve korkuluklar...
  • Not Synced
    ...erkekler ve kadınlar,
    çocuklar ve köpekler...
  • Not Synced
    ...kalabalıklar, kuyruklar...
  • Not Synced
    ...taşıtlar ve vitrinler...
  • Not Synced
    ...binalar ve cepheleri...
  • Not Synced
    ...sütunlar ve sütun başlıkları...
  • Not Synced
    ...kaldırımlar, oluklar...
  • Not Synced
    ...yağmurda parıldayan
    kumtaşından gri kaldırımlar.
  • Not Synced
    Sessizlikler, gürültüler,
    istasyonlardaki, mağazalardaki...
  • Not Synced
    ...bulvarlardaki kalabalıklar...
  • Not Synced
    ...tıklım tıklım caddeler, rıhtımlar...
  • Not Synced
    ...Ağustos ayındaki ıssız
    Pazar günü sokakları...
  • Not Synced
    ...sabahlar, akşamlar...
  • Not Synced
    ...geceler, şafaklar ve alacakaranlıklar.
  • Not Synced
    İşte şimdi, dünyanın isimsiz kahramanı...
  • Not Synced
    ...tarihin, üzerindeki etkisini yitirdiği...
  • Not Synced
    ...yağan yağmuru, gecenin
    gelişini sezemeyen kişisin.
  • Not Synced
    Bildiğin kadar varsın şu hayatta:
  • Not Synced
    Devam eden hayatın, aldığın nefesin,
    adımların.
  • Not Synced
    Gelen, giden insanların,
    kalabalıkların ve nesnelerin...
  • Not Synced
    ...bir araya gelip
    çözülmesini izliyorsun.
  • Not Synced
    Bir tuhafiyecinin penceresinde
    sürekli gözünün takıldığı...
  • Not Synced
    ...ama sonra yoluna devam ettiğin...
  • Not Synced
    ...bir perde rayı görüyorsun.
    ...bir fare gibi erişilmezsin.
  • Not Synced
    Ama fareler, uykuya dalabilmek için
    saatler geçirmez.
  • Not Synced
    Ama fareler bir hışımla, kan ter içinde
    kalkmazlar yataklarından.
  • Not Synced
    Ama fareler rüya görmez, zaten
    kendi rüyalarından nasıl korunabilirsin ki?
  • Not Synced
    Ama fareler, tırnaklarını yemez...
  • Not Synced
    ...hele düzenli olarak,
    tırnaklarının ucu...
  • Not Synced
    ...açık bir yaraya dönene kadar
    saatlerce, asla.
  • Not Synced
    Tırnağının yarısını koparıyorsun,
    etine tutunduğu yerden sökerek...
  • Not Synced
    ...parmakların saatlerce en ufak temasta...
  • Not Synced
    ...hiç bir şeyi tutamayacak,
    artık dayanamayıp elini...
  • Not Synced
    ...sıcak suya sokacak derecede
    acıyana kadar.
  • Not Synced
    Ama fareler -en azından bildiğin kadarıyla-
    tilt oynamaz.
  • Not Synced
    Saatlerce, gecelerce...
  • Not Synced
    ...hararetle, hiddetle
    makinelere sarılıyordun.
  • Not Synced
    Hırlayarak, çelik topun
    ani sıçrayışlarına...
  • Not Synced
    ...abartılı bel hareketlerine eşlik ederek yapışıyorsun makineye.
  • Not Synced
    İnsafsızca savaşıyorsun yaylarıyla...
  • Not Synced
    ...ışıklarıyla, şekilleriyle
    ve kanallarıyla.
  • Not Synced
    Yelpazesini indiren, ışıklarıyla
    göz kırpan kadın resimleri.
  • Not Synced
    Bir tiltle mücadele edemezsin.
  • Not Synced
    Oynayabilir ya da oynamayabilirsin.
  • Not Synced
    Diyaloga giremezsin...
  • Not Synced
    ...asla söyleyemeyeceği şeyleri
    söyletemezsin ona.
  • Not Synced
    Ne kadar yanaşsan da ona...
  • Not Synced
    ...yanaşsan da...
  • Not Synced
    ...tilt, senin hissettiğin
    arkadaşlığa, aradığın aşka...
  • Not Synced
    ...sana acı veren bu ihtirasa...
  • Not Synced
    ...kayıtsız kalır.
  • Not Synced
    Sokaklarda dolaşıyor...
  • Not Synced
    ...bir sinemaya giriyorsun;
  • Not Synced
    ...sokaklarda dolaşıyor...
  • Not Synced
    ...bir kafeye giriyorsun;
  • Not Synced
    ...sokaklarda dolaşıyor...
  • Not Synced
    ...trenlere bakıyorsun;
  • Not Synced
    ...sokaklarda dolaşıyor...
  • Not Synced
    ...daha yeni izlediğin bir
    filme benzeyen başka bir...
  • Not Synced
    ...dışarı çıkıyorsun
  • Not Synced
    ...fazla ışıklandırılmış
    sokaklarda dolaşıyorsun.
  • Not Synced
    Odana geri dönüyor,
    üzerindekileri çıkarıyorsun...
  • Not Synced
    ...çarşafların arasına giriyor,
    ışığı söndürüyor...
  • Not Synced
    ...gözlerini kapatıyorsun.
  • Not Synced
    İşte çabucak soyunan hayali kadınların,
    etrafında toplanma vakti...
  • Not Synced
    ...daha önce yüz kez okuduğun kitapları
    tekrar okuyup bıkma vaktin...
  • Not Synced
    ...gözüne uyku girmeden
    bir sağa bir sola dönme vaktin geldi.
  • Not Synced
    Gözlerini karanlıkta
    fal taşı gibi açıp, bir küllük...
  • Not Synced
    ...bir kibrit kutusu, son bir sigara
    bulabilmek için döşeğinin bacağını...
  • Not Synced
    ...elinle yoklayıp,
    üzerine yapışan mutsuzluğunu...
  • Not Synced
    ...sakince ölçüp biçme vaktin geldi.
  • Not Synced
    Gece uyanıyorsun.
  • Not Synced
    Sokaklarda geziniyorsun...
  • Not Synced
    ...gidip bar taburelerine oturuyor
    ve kapanana kadar, saatlerce...
  • Not Synced
    ...önünde bir bardak birayla...
  • Not Synced
    ...ya da koyu kahveyle ya da bir kadeh
    kırmızı şarapla orada duruyorsun.
  • Not Synced
    Yalnız ve ipsiz sapsızsın.
  • Not Synced
    Issız caddelerde yürüyor...
  • Not Synced
    ...karanlık sundurmaların
    yanından geçiyorsun.
  • Not Synced
    Les Batignolles'ün ve Pantin'in
    sonsuz çirkinliğinde kayboluyorsun.
  • Not Synced
    Tek görebildiğin, yıllar önce kuruyan
    Wallace Çeşmesi, viran olmuş kiliseler...
  • Not Synced
    ...bitap düşmüş yarım kalan inşaatlar...
  • Not Synced
    ...solgun duvarlar.
  • Not Synced
    Parmaklıkları seni hapseden parklar...
  • Not Synced
    ...kanalizasyon ağızlarında oluşan
    bataklıklar
  • Not Synced
    ...fabrikaların devasa kapıları.
  • Not Synced
    Buharlı lokomotifler,
    Saint-Lazare garının...
  • Not Synced
    Barbes Bulvarında ya da Clichy Meydanında...
  • Not Synced
    ...sabırsız kalabalıklar,
    gözlerini cennete doğru çeviriyor.
  • Not Synced
    Mutsuzluk, üzerine çökmedi...
  • Not Synced
    ...neredeyse usulca sokuldu sana.
  • Not Synced
    Titizlikle girdi hayatına, hareketlerine,
    saatlerine, odana...
  • Not Synced
    ...tavanındaki çatlakları,
    kırık aynanda gördüğün...
  • Not Synced
    ...yüzündeki çizgileri,
    iskambil desteni eline geçirdi...
  • Not Synced
    ...bir hırsız gibi
    musluğundan damlayan suya sızdı...
  • Not Synced
    ...her çeyrekte Saint-Roch'un
    çanıyla birlikte yankılanıyor.
  • Not Synced
    Tuzak, bazen neredeyse
    seni neşelendiren...
  • Not Synced
    ...kibirlendiren..
  • Not Synced
    ...coşturan o duyguydu;
  • Not Synced
    Tek ihtiyacının şehir, taşları ve sokakları,
    seni sürükleyen kalabalıklar...
  • Not Synced
    ...olduğunu zannediyordun...
  • Not Synced
    ...tek ihtiyacının mahalle sinemanızda
    önden bir koltuk olduğunu...
  • Not Synced
    ...sadece odana,
    o barınağa, o kafese...
  • Not Synced
    ihtiyacın olduğunu sanıyordum
  • Not Synced
    Elli iki kağıdı bir kez daha dağıtıyorsun
    döşeğinin üzerinde.
  • Not Synced
    Güçlerin terk etti seni.
  • Not Synced
    Tuzak: anlaşılmaz olmanın,
    dış dünyaya...
  • Not Synced
    ...bir şey sunmamanın, her şeyi algılayan
    ama hafızasında tutmayan...
  • Not Synced
    ...yalnızca önüne bakan iki gözle
    erişilemez şekilde sürüklenmenin...
  • Not Synced
    ...tehlikeli illüzyonu.
  • Not Synced
    Bir şey hatırlamayan,
    bir şeyden korkmayan.
  • Not Synced
    Ama çıkış yok...
  • Not Synced
    ...mucize yok...
  • Not Synced
    ...gerçekler yok.
  • Not Synced
    Seine'in üzerinden
    sarkıtıyorsun bacaklarını.
  • Not Synced
    Ayırıyorsun asları
    elli iki kağıdın içinden.
  • Not Synced
    Aynı hareketleri, hiçbir yere
    varmayan aynı yolculukları...
  • Not Synced
    ...kaç kere tekrarladın?
  • Not Synced
    Fakirhanenden, budala sabrından,
    yanlışa mahal vermeden...
  • Not Synced
    ...seni her seferinde...
  • Not Synced
    ...en başa döndüren binbir dolambaçlı yoldan
    başka sığınacak yerin kalmadı.
  • Not Synced
    ...Parktan müzeye...
  • Not Synced
    ...kafeden sinemaya...
  • Not Synced
    ...denizin doldurulan kısmından bahçeye;
  • Not Synced
    ...istasyonların bekleme salonları...
  • Not Synced
    ...büyük otellerin lobileri...
  • Not Synced
    ...süpermarketler...
  • Not Synced
    ...kitapçılar...
  • Not Synced
    ...metronun koridorları.
  • Not Synced
    Ağaçlar, taşlar...
  • Not Synced
    ...su, bulutlar...
  • Not Synced
    ...kum, kiremit...
  • Not Synced
    ...ışık...
  • Not Synced
    ...rüzgar...
  • Not Synced
    ...yağmur:
  • Not Synced
    Aslolan yalnızlık:
  • Not Synced
    Ne yaparsan yap, nereye gidersen git...
  • Not Synced
    ...gördüğün hiçbir şeyin önemi yok...
  • Not Synced
    ...yaptığın her şey boşu boşuna...
  • Not Synced
    ...aradığın hiçbir şey gerçek değil.
  • Not Synced
    Tek var olan yalnızlık,
    her karşına çıkışında...
  • Not Synced
    Konuşmayı kestin ve sadece
    sessizlik cevap verdi sana.
  • Not Synced
    Ama o kelimeleri, boğazına dizilen...
  • Not Synced
    ...o binlerce, o milyonlarca kelimeyi...
  • Not Synced
    ...boş lafları, sevinç göz yaşlarını...
  • Not Synced
    ...aşk fısıltılarını, aptalca gülüşmeleri...
  • Not Synced
    ...bir daha nereden bulacaksın?
  • Not Synced
    Artık sessizliğin dehşetinde yaşıyorsun.
  • Not Synced
    Ama en sessiz sen değil miydin zaten?
  • Not Synced
    Canavarlar girdi hayatına...
  • Not Synced
    ...fareler, türdeşlerin, biraderlerin.
  • Not Synced
    Onlarca, yüzlerce, binlerce canavar.
  • Not Synced
    Bilinçaltından gelen işaretlerle...
  • Not Synced
    ...şüphe çeken gidişlerinden,
    sessizliklerinden...
  • Not Synced
    ...seninkiyle karşılaşınca...
  • Not Synced
    ...başka yere çevrilen kurnaz, çekingen,
    korkak gözlerinden tanıyorsun onları.
  • Not Synced
    İğrenç odalarının
    tavan arası pencerelerinde...
  • Not Synced
    Ayak sesleri yankılanıyor.
  • Not Synced
    Ama yaşı olmayan bu yüzlerin...
  • Not Synced
    ...bu kırılgan ve çelimsiz çehrelerin...
  • Not Synced
    ...bu kambur, gri sırtlıların...
  • Not Synced
    ...sana ne kadar
    yakın olduğunu hissedebiliyor...
  • Not Synced
    ...gölgelerini takip ediyor,
    gölgeleri oluyor...
  • Not Synced
    ...saklandıkları o
    küçük deliklere gidiyorsun;
  • Not Synced
    Sığınakların, mabetlerin
    onlarınkilerle aynı:
  • Not Synced
    ...meydanlar, müzeler, kafeler, istasyonlar,
    metro, sebze-meyve halleri.
  • Not Synced
    Senin gibi parkların banklarında oturup...
  • Not Synced
    ...kumun üzerine aynı bozuk çemberi
    bir çizip bir silen umutsuz yığınlar...
  • Not Synced
    ...çöp kutularındaki gazetelerin okurları.
  • Not Synced
    Çemberleri aynı seninki gibi beyhude,
    aynı seninki gibi ağır.
  • Not Synced
    Metrodaki haritaların önünde
    senin gibi duraklıyorlar...
  • Not Synced
    ...senin gibi çöreklerini yiyorlar
    nehrin kenarındaki banklarda.
  • Not Synced
    Yerinden edilenler...
  • Not Synced
    ...dışlananlar...
  • Not Synced
    ...sürgün yiyenler.
  • Not Synced
    Yürürken duvarlara sürtünüyor, gözleri
    önlerine bakıyor ve omuzları düşüyor...
  • Not Synced
    ...savaşta kaybedenlerin,
    topu dikenlerin...
  • Not Synced
    ...bezgin hareketleriyle
    duvar cephelerine tutunuyorlar.
  • Not Synced
    Onları takip ediyor, izliyor,
    onlardan nefret ediyorsun:
  • Not Synced
    ...tavan arasındaki canavarlar...
  • Not Synced
    ...kokuşmuş pazar yerlerinde terlikleriyle
    sürtüne sürtüne yürüyen canavarlar...
  • Not Synced
    ...ölü balık gözlü canavarlar...
  • Not Synced
    ...robot gibi yürüyen canavarlar...
  • Not Synced
    ...boş boş konuşan canavarlar.
  • Not Synced
    Onlarla omuz omuzasın, birlikte yürüyorsun,
    aralarından kendine bir yol buluyorsun:
  • Not Synced
    Uyurgezerler, yaşlılar...
  • Not Synced
    ...berelerini, kulaklarına kadar indiren
    sağır ve dilsizler...
  • Not Synced
    ...ayyaşlar...
  • Not Synced
    ...boğazlarını temizleyip kasılmalarını
    kontrol etmeye çalışan bunaklar...
  • Not Synced
    ...büyük şehirde kaybolan köylüler...
  • Not Synced
    ...dullar, sinsiler, eski topraklar.
  • Not Synced
    Sana geldiler...
  • Not Synced
    ...kolundan tuttular seni.
  • Not Synced
    Kendi şehrinde kaybolmuş bir
    yabancı olduğun için...
  • Not Synced
    ...yalnız olduğun için, üzerine gelen
    diğer yalnızları takip etmeliymişsin gibi.
  • Not Synced
    O hiç konuşmayanlar...
  • Not Synced
    ...kendi kendine konuşanlar...
  • Not Synced
    ...yaşlı kaçıklar, ayyaşlar...
  • Not Synced
    ...sürgün yiyenler.
  • Not Synced
    Ceketinin etekleri yapışıyor...
  • Not Synced
    Ceketinin etekleri yapışıyor...
  • Not Synced
    O güzel gülümsemeleriyle,
    ellerindeki kitapçıklarıyla...
  • Not Synced
    ...bayraklarıyla sana yanaşıyorlar:
  • Not Synced
    Büyük davaların zavallı savaşçıları...
  • Not Synced
    ...arkadaşları için para toplayan
    hüzünlü şarkıcılar...
  • Not Synced
    ...tabak altlığı satan,
    sömürülmüş yetimler...
  • Not Synced
    ...hayvanları koruyan sıska dullar.
  • Not Synced
    Sana yaklaşanlar, seni alıkoyanlar...
  • Not Synced
    ...sana pençesini geçirenler, o
    iyi niyetli gerçeklerini gözüne sokanlar...
  • Not Synced
    ...ebedi sorularını, hayır işlerini,
    kendi bildiklerini...
  • Not Synced
    ...yüzüne tüküren herkes.
  • Not Synced
    Taşıdıkları pankartlarla
    dünyayı kurtaracak olan imanlı insanlar.
  • Not Synced
    Soluk benizliler, yakası yıpranmışlar,
    sana hayatını anlatan...
  • Not Synced
    ...hapishanede, tımarhanede,
    hastanede geçen günlerini anlatan kekemeler.
  • Not Synced
    Hecelemeyi bir düzene
    oturtmaya çalışan eski öğretmenler...
  • Not Synced
    ...stratejistler, su falcıları,
    üfürükçüler, aydınlananlar...
  • Not Synced
    ...takıntılarıyla yaşayan herkes...
  • Not Synced
    ...kaybedenler, yorgun düşenler, barmenlerin
    dalga geçmek için sonuna kadar doldurduğu...
  • Not Synced
    ...kadehlerini dudaklarına götüremeyen
    zararsız canavarlar...
  • Not Synced
    ...Marie Brizard'ını kafasına dikerken bile
    oturaklı gözükmeye çalışan kürklü moruklar.
  • Not Synced
    Ve onlardan da beter olanlar,
    kendini beğenmişler...
  • Not Synced
    ...şişmanlar ve hep genç kalanlar,
    sütçüler ve süslü püslüler...
  • Not Synced
    ...sefahat düşkünü alemciler,
    briyantinli gençler...
  • Not Synced
    Haklılıklarından aldıkları güçle senden
    açıklama bekleyen, tanıklık etmeni isteyenler.
  • Not Synced
    Geniş aileli, çocukları ve köpekleri de
    canavar olan canavar aileleri...
  • Not Synced
    ...trafik ışıklarında sıkışan
    binlerce canavar...
  • Not Synced
    ...kafa şişiren dişi canavarlar...
  • Not Synced
    ...bıyıklı, yelekli, askılı canavarlar...
  • Not Synced
    ...berbat anıtların önünde dağılan
    bir otobüs dolusu canavar...
  • Not Synced
    ...Pazar kıyafetlerini giyen canavarlar,
    canavar kalabalık.
  • Not Synced
    Başıboş dolaşıyorsun ama
    kalabalık sürüklemiyor...
  • Not Synced
    ...gece korumuyor artık seni.
  • Not Synced
    Arıyor, bekliyorsun.
    Fosilleşmiş şehirde dolaşıyor...
  • Not Synced
    ...yenilenmiş bina cephelerinin
    el değmemiş beyaz taşları...
  • Not Synced
    ...put gibi duran çöp tenekeleri, bir zamanlar
    kapıcıların oturduğu boş koltuklar:
  • Not Synced
    Hayalet şehirde dolaşıyorsun, bitap düşmüş
    apartmanların terk edilmiş iskeleleri...
  • Not Synced
    ...sis ve yağmurda sürüklenen köprüler.
  • Not Synced
    Kokuşmuş, çirkin, itici şehir.
  • Not Synced
    Mutsuz şehir, mutsuz sokaklardaki
    mutsuz ışıklar...
  • Not Synced
    ...mutsuz müzikhollerdeki mutsuz palyaçolar,
    mutsuz sinemaların önündeki mutsuz kuyruklar...
  • Not Synced
    ...mutsuz mağazalardaki mutsuz mobilyalar.
  • Not Synced
    Karanlık istasyonlar, kışlalar, ambarlar.
  • Not Synced
    Grands Boulevards boyunca sıralanan
    kasvetli barlar.
  • Not Synced
    Gürültülü ya da terk edilmiş şehir,
    solgun ya da isterik şehir...
  • Not Synced
    ...virane, harap, kirli şehir.
    Engellerle...
  • Not Synced
    Toplu mezarların şehri: kokuşmuş sebze halleri,
    Paris'in göbeğindeki varoş mahallesi...
  • Not Synced
    ...polisler ortaya çıktığında bulvarların
    dayanılmazlaşan korkunçluğu:
  • Not Synced
    Haussmann, Magenta ve Charonne.
  • Not Synced
    Hücresindeki bir mahkum,
    bir deli gibi.
  • Not Synced
    Labirentinden çıkış yolu arayan
    bir fare gibi.
  • Not Synced
    Paris boyunca yürüyorsun.
  • Not Synced
    Açlıktan kırılan bir adam gibi...
  • Not Synced
    ...adresi olmayan bir mektubu ileten
    bir postacı gibi.
  • Not Synced
    Artık kaçacak yerin kalmadı.
  • Not Synced
    korkuyorsun...
  • Not Synced
    Her şeyin durmasını bekliyorsun...
  • Not Synced
    ...yağmurun...
  • Not Synced
    ...zamanın...
  • Not Synced
    ...trafiğin...
  • Not Synced
    ...hayatın...
  • Not Synced
    insanların...
  • Not Synced
    dünyanın...
  • Not Synced
    Her şeyin çökmesini bekliyorsun...
  • Not Synced
    ...duvarların...
  • Not Synced
    ...kulelerin...
  • Not Synced
    ...zeminin ve tavanın.
  • Not Synced
    Erkekler ve kadınların...
  • Not Synced
    ...yaşlılar ve çocukların...
  • Not Synced
    köpeklerin
  • Not Synced
    atların
  • Not Synced
    kuşların
  • Not Synced
    ...felç geçirip...
  • Not Synced
    ...vebaya yakalanıp...
  • Not Synced
  • Not Synced
    saraya tutulup
  • Not Synced
    ...yıkılmalarını;
  • Not Synced
    ...mermerin param parça olmasını...
  • Not Synced
    ...evlerin çıt çıkarmadan
    yıkılmasını...
  • Not Synced
    ...tufan gibi yağmurların,
    tabloların boyasını dökmesini...
  • Not Synced
    ...yüz yıllık gardıropların
    ahşap bölmelerinden ayrılmasını...
  • Not Synced
    ...kumaşların paramparça olmasını...
  • Not Synced
    ...gazetelerin mürekkebinin akmasını...
  • Not Synced
    ...alev alev yanan ateşin
    merdivenleri kül etmesini...
  • Not Synced
    ...sokakların ortadan ikiye ayrılarak
    kanalizasyonlardan oluşan...
  • Not Synced
    ...labirenti ortaya çıkarmasını...
  • Not Synced
    ...sis ve pusun şehri
    ele geçirmesini bekliyorsun.
  • Not Synced
    Ölmedin, daha bilgili birisi de olmadın.
  • Not Synced
    Gözlerin, güneşin yakıcı ışınlarına
    maruz kalmadı.
  • Not Synced
    Yeteneksiz, iki yaşlı aktör,
    seni almaya gelmediler...
  • Not Synced
    ...sana sıkı sıkı sarılıp...
  • Not Synced
    ...diğer hepsine diz çöktürmeden
    birisini...
  • Not Synced
    Merhametli yanardağlar sana dikkat etmedi.
  • Not Synced
    Annen yeni elbiselerini katlamadı.
  • Not Synced
    Deneyimin gerçekliğiyle
    milyonuncu kez karşılaşıp...
  • Not Synced
    ...ırkının yaratılmamış bilincini
    dövmeyeceksin ruhunun örsünde.
  • Not Synced
    Ne büyüklerinin...
  • Not Synced
    ...ne de eski ustaların
    bir faydası dokunmayacak sana.
  • Not Synced
    Yalnızlığın sana bir şey
    öğretmediğinden...
  • Not Synced
    ...kayıtsızlığın sana bir şey
    öğretmediğinden...
  • Not Synced
    ...başka hiçbir şey öğrenmedin:
  • Not Synced
    Yalnızdın ve dünyayla arandaki
    tüm köprüleri yıkmak istiyordun.
  • Not Synced
    Ama sen öyle önemsiz bir noktayken...
  • Not Synced
    ...dünya o kadar uzun bir sözcük ki:
  • Not Synced
    Binaların, vitrinlerin, parkların
    ve rıhtımların önünde...
  • Not Synced
    ...kilometrelerce yürümekten
    başka bir şey yapmadın
  • Not Synced
    Kayıtsızlık beyhude.
  • Not Synced
    İnkarın beyhude.
  • Not Synced
    Tarafsızlığının bir anlamı yok.
  • Not Synced
    Sadece oradan geçtiğini, caddede
    yürüdüğünü, şehirde turladığını...
  • Not Synced
    ...kalabalıkları takip ettiğini,
    gölgelerin...
  • Not Synced
    Ama hiçbir şey olmadı:
  • Not Synced
    Ne bir mucize...
  • Not Synced
    ...ne de bir patlama.
  • Not Synced
    Her geçen gün, sabrın giderek tükendi.
  • Not Synced
    Zamanın durması gerekiyordu...
  • Not Synced
    ...ancak kimse zamanla mücadele edecek
    cesareti bulamadı.
  • Not Synced
    Hile yapmış, birkaç zerre,
    birkaç saniye kazanmış olabilirsin:
  • Not Synced
    Ama Saint-Roch'un çanları...
  • Not Synced
    kesiştiği yerde değişen trafik ışıkları...
  • Not Synced
    ...musluktan tahmin edilebilir şekilde
    damlayan su...
  • Not Synced
    ...saatler
  • Not Synced
    dakikalar...
  • Not Synced
    günler ve mevsimler...
  • Not Synced
    Uzun süre kendine mabetler kurup, yıktın:
  • Not Synced
    ...düzen ya da eylemsizlik...
  • Not Synced
    ...sürüklenme ya da uyuma...
  • Not Synced
    ...gece devriyeleri...
  • Not Synced
    ...tarafsız anlar...
  • Not Synced
    ...gölge ve ışığın kaçışı.
  • Not Synced
    Kendini kandırmayı, kendini uyuşturmayı
    bir süre daha...
  • Not Synced
    ...devam ettirebilirdin.
  • Not Synced
    Ama oyun bitti.
  • Not Synced
    Dünya yerinden oynamadı
    ve sen de değişmedin.
  • Not Synced
    Kayıtsızlık, kayda değer bir değişiklik
    yaratmadı sende.
  • Not Synced
    Ölü değilsin. Deli değilsin.
  • Not Synced
    Üzerinde dolaşan bir musibet yok.
  • Not Synced
    Seni bekleyen hiçbir bela yok...
  • Not Synced
    ...tepende uçan, kem gözlü bir karga yok...
  • Not Synced
    ...sabah, öğlen ve akşam
    karaciğerine yumulmak gibi...
  • Not Synced
    ...hazmı güç bir görev,
    hiçbir akbabaya verilmedi.
  • Not Synced
    Her şeyi izleyen zaman,
    sana rağmen çözümünü sundu.
  • Not Synced
    Cevapları bilen zaman, akmaya devam etti.
  • Not Synced
    Yine böyle bir gün...
  • Not Synced
    ...biraz daha geç, biraz daha erken...
  • Not Synced
    ...her şey en baştan başlıyor...
  • Not Synced
    ...her şey en baştan başlıyor
    ve devam ediyor.
  • Not Synced
    Hayal gören bir adam gibi konuşmayı kes.
  • Not Synced
    Bak!
  • Not Synced
    Onlara bak.
  • Not Synced
    Nehir kenarındaki,
    rıhtım boyundaki...
  • Not Synced
    ...Clichy Meydanı'nın yağmurda ıslanan
    kaldırımlarındaki...
  • Not Synced
    ...binlerce ve binlerce
    sessiz nöbetçi...

  • Not Synced
    ...okyanus hayallerine dalarak...
  • Not Synced
    ...deniz serpintisini,
    setleri aşan dalgaları...
  • Not Synced
    ...deniz kuşlarının tiz çığlıklarını
    bekliyor, fani insanlar.
  • Not Synced
    hayır...
  • Not Synced
    ...dünyanın isimsiz kahramanı
    değilsin sen...
  • Not Synced
    ...tarihin, üzerinde
    hükmünü yitirdiği kişi...
  • Not Synced
    ...yağmurun yağışını artık hissetmeyen...
  • Not Synced
    ...gecenin gelişini göremeyen adam değilsin.
  • Not Synced
    Ulaşılmaz, saydam, şeffaf değilsin artık.
  • Not Synced
    Korkuyorsun...
  • Not Synced
    ...bekliyorsun.
  • Not Synced
    Clichy Meydanında,
    yağmurun dinmesini bekliyorsun.
  • Not Synced
  • Not Synced
  • Not Synced
Title:
Un Homme Qui Dort (1974) Full movie with subs
Description:

more » « less
Video Language:
English, British
Duration:
01:17:46

Turkish subtitles

Incomplete

Revisions