-
[Müzik]
-
Yokmuşsun Gibi Yaşa
-
Monte Sahaja
Portekiz
-
Ağustos 2014
-
[Müzik kısılıyor]
-
[Kahkaha]
[Mooji]: Bunlar ruh halleridir.
-
Bu geçmişimiz;
bu yaşantımız.
-
Bak.
[Daha fazla kahkaha]
-
Yaşam böyle bir şey işte.
-
Uyanıyorsun, o gün bulutlu
bir gün mü olacak bilmiyorsun.
-
Ne tip bulutlar?
Bulutlar, bir hareket başlar.
-
Yaşamın bu, öyle değil mi?
-
Ve tüm bunların içine
girmeyen, yakalanmayan bir şey var.
-
Her zaman bakıyorsun ve gökyüzü.
-
Ben bakıyorum, gökyüzü.
İşte sadece bu kadar.
-
Bakıp da 'Şimdi yağmur yağacak'
demiyorsun. Pekala, belki de diyorsun (gök gürleme sesi)
-
Fırtına geliyor.
Olsun, sorun yok.
-
Duygularına bakmalısın,
yaşamına
-
ve psikolojik bazlı düşünmene,
-
hepsi bunun gibi,
basitçe hiçbir şey değiller.
-
Bu çok güzel, değil mi?
-
Sadece hiç!
-
'Ah, dün şu olmuştu...'
Dün mü?
-
[kahkaha]
-
[arkadaş gülüyor]: Efendim?
[daha fazla kahkaha]
-
[Mooji]: Dünkü gökyüzünden
kim bahseder ki?
-
[kahkaha]
-
Hmm? İşte aynı
bu şekilde.
-
Yaşamımız bu,
-
tüm ailemizin yaşamı,
-
tüm dünyanın yaşamı;
-
tüm kainatın yaşamı.
İşte bu kadar!
-
[Müzik çalıyor]
-
[Müzik azalıyor]
-
[Mooji]: Çünkü herşey yolunda,
hayırlı.
-
Her bir parçası hayırlı.
-
İşte böyle.
-
Ama herkesin kendi
görüşü var, bilirsin işte.
-
Tatilci şunu sevmez,
'Off, aman Tanrım!'
-
Çiftçi ise sever,
'Ohh, mm, çok iyi çok iyi.'
-
Gökyüzü için ise
fark etmez.
-
[kahkaha; Mooji gülüyor]
-
Sadece boş olan der ki,
'Ahh, eyvallah.
-
Öyle olsun veya böyle olsun,
fark etmez, tamamdır.'
-
Böyle olduğunda zihnin
hiçbir zaman bunalıma girmez.
-
Hiçbir zaman morali düşük olmaz.
-
Gökyüzünün morali hiçbir zaman
düşük değildir.
-
Sen hiç aşağıda, ağaçların arasında
dolanan bir gökyüzü gördün mü?
-
[kahkaha]
Hayır. Onun morali hiçbir zaman düşmez.
-
Bırak olduğu yerde kalsın.
[kahkaha devam ediyor]
-
[sessizlik]
-
Zihin der ki, 'Off, gökyüzü
çok karanlık, kasvetli.'
-
Ama bu tarz şeyleri gökyüzü bilmez.
-
[sessizlik]
-
Öyle değil mi?
-
Duygularına, düşüncelerine
-
ve 'sana' çok fazla
-
dikkatini verme.
-
'Sen' denilen şey de,
büyük bir buluttur.
-
[kahkaha]
-
Kimdir bu 'sen'? Kim?
Kim o?
-
[kahkaha; Mooji kıkırdıyor]
-
Senin de bir bulut
olduğun görüldüğünde,
-
işte o zaman çok iyi bir yerdesin.
-
O kişi mi?
[önemsememe taklidi]
-
[kahkaha; Mooji gülüyor]
-
Sadece ileri düzeydeki
bir insana şunu diyebilirsin,
-
'Hiç yokmuşsun gibi yaşa.'
-
Ne dediğini çok iyi anlayacaklardır.
-
Çünkü öyle özgür,
öyle hafifler ki.
-
Herşey öylesine var ki;
hiçbir şey mühim değil.
-
Dün nasılsan bugün de
öyle olman gerekmiyor.
-
Ve yarın, yarın dediğimiz ne ki?
-
Hiç yarını gören var mı?
-
Hiç yarını gören var mı?
-
Yarını tecrübe eden var mı?
-
[kahkaha]
-
İşte bu şekilde ilerle.
-
Bundan kimseye bahsetmene gerek yok.
-
Gündelik hayatın diliyle konuş
-
ama içinde tamamen sükunette ol.
-
Bu boşluk gibi ol.
-
Ve keşfedeceksin ki...
-
Zihin der ki, 'Ama bu çok aptalca,
bu şekilde nasıl yaşayabilirsin ki?'
-
Ve ben diyorum ki,
'Pekala, neden deneyip görmüyorsun ki?'
-
Zihin bir şeyler söylüyor ve sen
tüm yaşamın boyunca onlara inanıyorsun.
-
Hiçbir zaman denemedin.
Sadece inandın.
-
O halde dur ve gör.
-
Şimdi dene ve gör,
-
sen olmayınca nasıl olduğunu.
-
Sen yokken, nasılsın?
-
İnsanlar seninle konuşuyorlar,
'Adın ne senin?'
-
'Ahh, aslında,
-
bilmiyorum!'
-
'Hıı anladım, sen biraz kafadan kaçıksın, değil mi?
[hafif gülüş]
-
'Evet, belki öyleyim.
[kahkaha]
-
[Mooji yürüyor, ayak sesleri]
-
[Mooji gülüyor]
-
Ama bunu şuna söylemezsin..
Neyse...
-
[daha çok kahkaha]
-
Ben biraz yürüyeceğim
Hoşçakalın.
-
[Müzik]
-
'Sana' çok fazla dikkatini verme.
-
'Sen' de büyük bir bulutsun.
-
Sadece ileri düzeydeki bir insana
şunu diyebilirsin,
-
'Hiç yokmuşsun gibi yaşa.'
-
Öylesine bir özgürlük,
-
Öylesine bir hafiflik.
-
[Müzik kısılıyor]
-
mooji.org