< Return to Video

Cehalet Çatışması | Shafique Virani | TEDxUTSC

  • 0:14 - 0:16
    TED konferansı için buraya gelir gelmez
  • 0:16 - 0:18
    havaalanında beklerken
  • 0:18 - 0:21
    çok uzun zamandır görmediğim
    bir aile dostunu gördüm.
  • 0:21 - 0:23
    Biz onu Anwar Amca diye çağırırdık
  • 0:23 - 0:27
    ve o komedyen Babar’a çok benziyordu,
    Kanada'da yayınlanan hit komedi,
  • 0:27 - 0:28
    Little Mosque on the Praire
    (Praire'de küçük cami).
  • 0:28 - 0:29
    (Kahkahalar)
  • 0:29 - 0:32
    O, geleneksel kurta-pijamasını
    giymeyi çok seviyor,
  • 0:32 - 0:37
    sakallı ve çok sevimli bir Pakistan
    aksanına sahip.
  • 0:37 - 0:39
    Bana doğru koştu ve iyice sarıldı
  • 0:39 - 0:43
    ve dedi ki; “Nasıl gidiyor?
    Bugünlerde neler yapıyorsun?”
  • 0:43 - 0:46
    Ona İslam Çalışmaları'nda
    profesör olduğumu,
  • 0:46 - 0:50
    gezerek dersler verip
  • 0:50 - 0:53
    özelikle 9/11 sonrasında insanların
    az da olsa İslam’ı anlamalarına
  • 0:53 - 0:56
    yardımcı olmayla meşgul
    olduğumu söyledim.
  • 0:56 - 0:58
    Gözlerimin içine baktı ve dedi ki;
  • 0:58 - 1:01
    “Bana 9/11’den bahsetme!
  • 1:01 - 1:06
    Gittiğim her yerde insanlar sanki
    9/11 sorumlusu benmişim gibi bana bakıyor!
  • 1:06 - 1:10
    Ben! 9/11 sorumlusu.
  • 1:10 - 1:13
    7/11 belki ama 9/11 değil!”
  • 1:13 - 1:15
    (Kahkaha) (Alkışlar)
  • 1:16 - 1:18
    Anwar amcaya söylediğim gibi
  • 1:18 - 1:21
    ben çok geziyorum
    ve birçok konuşma yaptım,
  • 1:21 - 1:23
    bunlardan birisi
    Ulusal Basın Kulübü’ndeydi.
  • 1:23 - 1:28
    O zaman, DHM konusu çok konuşuluyordu.
  • 1:28 - 1:32
    Aslında Idaho’da anket yapılanların %86’sı
  • 1:32 - 1:35
    bu madde yasaklansın istiyordu.
  • 1:35 - 1:39
    Size bu konu hakkında
    bir takım gerçekleri söylemek istiyorum,
  • 1:39 - 1:41
    sonra da sizin fikrinizi isteyeceğim.
  • 1:41 - 1:43
    Size söyleyeceğim bütün gerçekler
  • 1:43 - 1:49
    hakemli dergilerde yayınlanmış
  • 1:49 - 1:53
    ve Harvard, MIT, Toronto Üniversitesi
    ve Oxford tarafından
  • 1:53 - 1:54
    doğrulanmış şeylerdir.
  • 1:54 - 1:59
    DMH renksiz, kokusuz ve tatsızdır.
  • 1:59 - 2:03
    DMH’nin katı yapısıyla uzun süre temasta
    bulunmak, insan vücudunun dokusuna
  • 2:03 - 2:06
    ciddi bir şekilde zarar verir.
  • 2:06 - 2:11
    DHM alımının belirtileri,
    aşırı terleme, idrar
  • 2:11 - 2:16
    ve şişkinlik, bulantı, kusma ve
    vücut elektrolit dengesizliği gibi
  • 2:16 - 2:18
    muhtemel belirtileri kapsar.
  • 2:18 - 2:25
    DHM terminal kanser hastalarından
    alınan tümörlerde bulundu.
  • 2:25 - 2:27
    DHM’nin kazara solunması,
  • 2:27 - 2:31
    dünya genelinde üçüncü
    istem dışı ölüm nedenidir,
  • 2:31 - 2:34
    yılda yaklaşık 400.000 ölüm ile,
  • 2:34 - 2:39
    Dünya Sağlık Örgütü'ne göre.
  • 2:39 - 2:41
    Ona bağımlı hâle gelen insanlarsa,
  • 2:41 - 2:46
    DHM'nin onlardan çekilmesi, kendileri
    için kesin ölüm anlamına gelmektedir.
  • 2:46 - 2:54
    Bu bilgileri verdikten sonra kaçınız
    DHM’nin serbestçe kullanılmasına
  • 2:54 - 2:55
    izin verecektir?
  • 2:55 - 2:57
    Neredeyse hiç kimse.
  • 2:57 - 3:02
    Sizler, Ulusal Basın Kulübü’ndeki
    insanlar ile tamamen hemfikirsiniz.
  • 3:02 - 3:04
    İzin verin size bundan
    biraz daha bahsedeyim.
  • 3:04 - 3:07
    DHM Dihidrojen monoksit’dir.
  • 3:07 - 3:11
    O ayrıca Hidrojen Hidroksit
    olarak da bilinir.
  • 3:11 - 3:14
    Fakat çoğumuz muhtemelen
    onu en yaygın ismiyle bilir,
  • 3:14 - 3:18
    o da “su”.
  • 3:18 - 3:21
    Size şimdi söylediğim her gerçek
  • 3:22 - 3:27
    dünya genelinde en iyi bilim
    insanları tarafından doğrulanabilir.
  • 3:27 - 3:31
    Hâl böyle iken, buradaki
    dinleyicilerin neredeyse hepsi
  • 3:31 - 3:35
    bizim suya ulaşımımızı
    kısıtlamaya hazırdı.
  • 3:36 - 3:40
    Sadece belli bir bilginin
    alt kümesiyle karşı karşıya kalınca
  • 3:40 - 3:46
    bizler hatalı yargılama ve yanlış
    karar almaya meyilliyizdir.
  • 3:46 - 3:52
    DHM hikâyesi size bahsetmek istediğim
    konu hakkında birçok şey sunarken
  • 3:52 - 3:57
    diğer tip DHM bundan çok daha kırıcıdır.
  • 3:57 - 4:01
    İlk DHM Dihidrojen monoksit’tir,
  • 4:01 - 4:04
    fakat ikincisi “De-Humanizing
    Muslims”, yani
  • 4:04 - 4:06
    “Müslümanları insanlıktan çıkarma”dır.
  • 4:06 - 4:08
    Stratejik medya istihbaratı’nın
  • 4:08 - 4:11
    önde gelen dünya organizasyonlarından
    biri olan Tenor Medya,
  • 4:11 - 4:17
    ABD ve Avrupa medyasında bir milyona
    yakın haberi yeniden gözden geçirdi.
  • 4:18 - 4:26
    Bunların yalnızca %2’si dünya nüfusunun
    çeyreği kadar olan sıradan
  • 4:26 - 4:38
    1,5 milyar Müslüman hakkındaydı.
    %98’i ise militanlar ile ilgiliydi.
  • 4:38 - 4:43
    Bu durum DHM hakkında size
    verdiğim bilgi ile tamamıyla paraleldir.
  • 4:43 - 4:50
    Sahip olduğumuz tüm bilgiler aşırı sıra
    dışı bir kısım insan hakkında olduğunda,
  • 4:50 - 4:54
    bu kısmını ele almakta sadece
    başarısız olmayız,
  • 4:54 - 4:58
    aynı zamanda meseleyi
    tamamıyla yanlış anlarız.
  • 4:58 - 5:08
    Müslümanların küçük bir
    kısmının eylemlerini,
  • 5:08 - 5:12
    dünya çapında 1,5 milyar insanla
    denkleştirdik.
  • 5:12 - 5:19
    Bu Ku Klux Klan’ların haç yakma
    davranışlarını alıp
  • 5:19 - 5:22
    “bu bütün Hristiyanları temsil ediyor”
    demeye benzer.
  • 5:22 - 5:28
    Ne yazık ki, bu kamyonetin arkasındaki
    mesajda gördüğümüz gibi
  • 5:28 - 5:31
    bu tür genellemeler giderek
    yaygınlaşmaktadır.
  • 5:31 - 5:38
    “İslam hakkında bilmem gereken her şeyi
    9/11’de öğrendim” diye yazıyor orada.
  • 5:38 - 5:41
    9/11’i çok iyi hatırlıyorum.
  • 5:41 - 5:44
    O zamanlar daha yeni Harvard
    Üniversitesi’ndeki fakülteye atanmış
  • 5:44 - 5:48
    ve ilk dersim için hazırlanıyordum.
  • 5:48 - 5:50
    Sınıfı hatırlıyorum.
  • 5:50 - 5:58
    Ben ve öğrenciler o anda şahit olduğumuz
    korkunç olayı anlayamaya çalıştık.
  • 5:58 - 6:00
    Cesaret verici olarak bulduğum şey,
  • 6:00 - 6:07
    bütün öğrencilerin açık fikirli ve
    anlamaya istekli olmalarıydı.
  • 6:07 - 6:11
    Onlar okul hayatları boyunca
  • 6:11 - 6:15
    Müslüman dünyasıyla neredeyse
    hiç temasta bulunmadıklarını idrak ettiler
  • 6:16 - 6:19
    ve bu yüzden de anlamak istiyorlardı;
  • 6:19 - 6:24
    bu dünyayı kendi gerçekliği
    içinde görmek istiyorlardı.
  • 6:24 - 6:29
    Kamyon arkasındaki mesaj
    ve bu öğrencilerdeki zıtlık
  • 6:29 - 6:40
    bana şu an çevirdiğim Orta Çağ'ın en ünlü
    Müslüman bilim adamı ve filozoflarından
  • 6:40 - 6:43
    Nasiruddin Tusi’nin kitabında rastladığım
    bir paragrafı hatırlattı.
  • 6:43 - 6:45
    Paragrafta diyor ki;
  • 6:45 - 6:51
    “Bilmeyen ve bilmediğini
    bilmeyen bir aptaldır.
  • 6:52 - 6:54
    Ondan sakının.
  • 6:54 - 6:59
    Bilmeyen ve bilmediğini
    bilen bir arayandır.
  • 6:59 - 7:02
    Ona öğretin.
  • 7:02 - 7:07
    Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır.
  • 7:07 - 7:09
    Onu uyandırın.
  • 7:09 - 7:15
    Bilen ve bildiğini bilen akıllıdır.
  • 7:15 - 7:17
    Onu izleyin”
  • 7:19 - 7:25
    9/11’in zihnimde belki diğer
    insanlarınkinden daha fazla
  • 7:25 - 7:28
    yer edinmesinin diğer bir nedeni
  • 7:28 - 7:31
    bu resimden anlaşılabilir.
  • 7:31 - 7:34
    Bu benim amcam Salman Dhanani.
  • 7:35 - 7:40
    O New York’taki cemaatinde aktif gönüllü;
  • 7:40 - 7:46
    gelişmekte olan dünyaya etkinlikleri
    ile yardım eden gerçek bir insancıldı.
  • 7:47 - 7:50
    Aon sigorta adlı bir şirkette
    başkan yardımcısıydı.
  • 7:51 - 7:52
    99. katında ofisleri olan
  • 7:52 - 7:59
    Dünya Ticaret Merkezi Güney Kulesi'nin
  • 7:59 - 8:04
    uçakların binaya çarptığı o vahim günde,
  • 8:05 - 8:09
    kendi meslektaşlarını binadan
    çıkarmakla sorumluydu.
  • 8:09 - 8:15
    80 arkadaşının hayatını kurtardı
    ve onlar kaçtılar.
  • 8:16 - 8:20
    Fakat onlar çıktıklarında
    artık kendisi için çok geçti.
  • 8:20 - 8:22
    Tuzağa düştü
  • 8:23 - 8:30
    ve bugün bir zamanlar Dünya Ticaret
    Merkezi olan molozların altına gömüldü
  • 8:31 - 8:34
    63 yaşındaydı.
  • 8:35 - 8:39
    Bu fotoğraf o ölmeden sadece
    birkaç gün öncesine ait.
  • 8:39 - 8:41
    Aile üyelerim,
  • 8:41 - 8:46
    amcam Nizar, halam Mumtaz, kuzenim Fatima
  • 8:47 - 8:51
    onu ziyaret ederek Birleşmiş Milletler’in
    önünde fotoğrafını çekmişlerdi.
  • 8:51 - 8:58
    Bunlar bizim hakkında hiçbir
    şey duymadığımız sıradan Müslümanlardı.
  • 8:58 - 9:00
    Sahip olduğumuz bilgi boşluğu,
  • 9:01 - 9:04
    Müslüman dünyasındaki
    insanların dörtte biri
  • 9:04 - 9:09
    ABD'nin en saygın kamu oylama
    firmalarından biri olan
  • 9:09 - 9:11
    Kamu Politika Anketi
  • 9:11 - 9:14
    tarafından yayınlanan bir anketle
    açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
  • 9:14 - 9:18
    Onlar hem Demokrat, hem de
    Cumhuriyetçi'lerden oluşan
  • 9:18 - 9:22
    bin kişi ile konuştu
    ve sonuçlar öyle bir şey ki,
  • 9:22 - 9:26
    sizi temin ederim uğraşsaydım da
    uyduramazdım.
  • 9:26 - 9:30
    Amerikalıların çeyreği Agrabah’nın
    bombalanmasını destekliyor.
  • 9:30 - 9:31
    (Kahkahalar)
  • 9:32 - 9:38
    Agrabah Disney’ın klasik çizgi filmi
    Aladdin’daki hayali krallıktır.
  • 9:38 - 9:40
    (Kahkahalar) (Alkışlar)
  • 9:41 - 9:44
    Bu durum hayrete düşürüyor ki,
  • 9:44 - 9:47
    insanların çeyreği hayali krallığın
    bombalanmasını istiyor,
  • 9:47 - 9:52
    muhtemelen bu Ortadoğu’da bir
    yerdedir diye.
  • 9:52 - 9:56
    Ama bence bu bile bir şeyler
    söylüyor? Değil mi?
  • 9:57 - 10:05
    Çünkü dünyanın o bölgesinde yaşayan
    sıradan insanlara
  • 10:05 - 10:10
    sahip olduğumuz imaj
    oldukça hayali. Değil mi?
  • 10:10 - 10:15
    Ve bence bu kuşaklar boyunca
    gelişen bir şeydir.
  • 10:15 - 10:17
    Aslına bakarsanız,
  • 10:17 - 10:20
    belki de bunun, Aladdin'den gelen
    hayali krallık hakkında
  • 10:20 - 10:21
    olması kaderimle ilgilidir
  • 10:21 - 10:24
    Çünkü bu benim en sevdiğim
    filmlerden biriydi.
  • 10:24 - 10:29
    Ve anlatıcının ilk şarkısını
    çok iyi hatırlıyorum.
  • 10:29 - 10:33
    Şöyle söylüyorlardı: Ben bir ülkeden
    geliyorum. Çok uzak bir yerden.
  • 10:33 - 10:36
    Orada kervan develeri dolaşır.
  • 10:36 - 10:39
    Onlar arada kulağını keserler.
    Eğer ki, beğenmezlerse senin suratını.
  • 10:39 - 10:43
    O barbarlıktır, fakat hey,
    orası memlekettir.
  • 10:43 - 10:48
    Çok genç yaştan itibaren çocuklar
  • 10:48 - 10:55
    Müslümanların barbar ve sert insanlar
    olduklarını öğreniyorlar.
  • 10:56 - 11:00
    Bu konuda kimse Professor Jack
    Shaheen’den fazla çalışma yapmamıştır.
  • 11:01 - 11:07
    O Hollywood yoluyla yüzyıllık süreçte
    çekilen yaklaşık bin filmi inceledi
  • 11:07 - 11:11
    ve yalnızca on iki tanesinin
  • 11:11 - 11:16
    Müslümanları ve Arapları olumlu
    bir şekilde sunduğunu ortaya çıkardı.
  • 11:16 - 11:18
    Aslında o şöyle bir gerçeğe ulaştı ki,
  • 11:18 - 11:23
    eğer bir filmde Müslüman veya
    Arap bir erkek varsa,
  • 11:23 - 11:30
    o kişi %95 ihtimaldir ki ya sert, açgözlü
    veya sahtekâr olarak gösterilecektir.
  • 11:30 - 11:36
    %95!
  • 11:36 - 11:40
    Samuel Huntington gibi insanlar
    bizim şu anki dünyanın durumunu
  • 11:40 - 11:44
    “Medeniyetler Savaşı”
    olarak tanımlıyorlar.
  • 11:44 - 11:50
    Dünyanın diğer bölümlerini kavrayan
    ve anlayan daha incelikli düşünürler ise
  • 11:50 - 11:55
    bizim şu an karşılaştığımızın Cehalet
    çatışması olduğunun farkındadırlar.
  • 11:56 - 11:59
    Cehalet çatışması ile nasıl karşılıyoruz?
  • 11:59 - 12:03
    Burada paylaşmaya değer bir fikir var.
  • 12:03 - 12:05
    Yönetim kurulunda bulunuyordum.
  • 12:05 - 12:09
    Doğu Afrika’daki Medrese Erken
    Çocukluk Programı’nın,
  • 12:09 - 12:16
    en yoksul bölgelere yardım eden.
  • 12:16 - 12:20
    Çocukların okula ulaşma
    imkânının olmadığı.
  • 12:20 - 12:22
    Yaklaşık otuz yıl önce,
  • 12:22 - 12:25
    bölgenin kıyı Müslüman toplulukları
  • 12:25 - 12:35
    büyükbabası bölgede ilk çok ırklı okulu
    kuran yüce Aga Khan’a, dezavantajlı
  • 12:35 - 12:42
    topluluklardaki küçük çocuklara eğitim
    ile yardımcı olmak için temasa geçtiler.
  • 12:42 - 12:46
    O zamandan beri, onlar CNN
    ve BBC’de işaret edilen
  • 12:46 - 12:49
    yenilikçi bir ders programı geliştirdiler.
  • 12:49 - 12:53
    Program bir kişiden istenen
    her şeyi öğretiyor.
  • 12:53 - 12:54
    Fakat buna ek olarak,
  • 12:54 - 12:57
    programın temel bir parçası
  • 12:57 - 13:00
    (sizin resimde gördüğünüz
    çocuklarımda gibi),
  • 13:00 - 13:04
    en küçük yaştan itibaren,
  • 13:04 - 13:09
    onlar dünyanın çoğulculuğuna
    açık olmaları gerekiyor,
  • 13:09 - 13:10
    dilsel gruplar hakkında bilgi sahibi
  • 13:10 - 13:11
    olmaları gerekiyor,
  • 13:11 - 13:16
    köylerini, kasabalarını, ülkelerini ve
    dünyalarını paylaşan etnik grupların,
  • 13:16 - 13:20
    kabilelerin ve dinlerin çeşitliliğini
    öğrenmeleri gerekiyor.
  • 13:20 - 13:27
    Diğer bir ifadeyle, bu çocuklar
    kozmopolit bir etik ile büyüyorlar.
  • 13:27 - 13:31
    Şimdi çoğunuzun hatırlayacağı
    üzere 2008’in başında,
  • 13:31 - 13:35
    Kenya korkunç bir şiddetle yüz yüze geldi.
  • 13:35 - 13:38
    Seçim sonrasında ülke genelinde
    şiddet patlak verdi,
  • 13:38 - 13:41
    korkunç bir katliam vardı.
  • 13:41 - 13:44
    Orada başkan Mwai Kibaki’nin yandaşlarının
  • 13:44 - 13:48
    onun muhalifine karşı yürüttüğü
  • 13:48 - 13:52
    Kalenjin kabilesi birbirlerini
    öldürüyorlardı.
  • 13:52 - 13:56
    Binlerce insan öldürüldü,
    yüz binlercesi yerinden edildi.
  • 13:57 - 14:01
    Kenya’daki 75 okulumuzun tamamı kapatıldı.
  • 14:01 - 14:03
    Bizler çılgına döndük.
  • 14:03 - 14:10
    Okullarımız muhtemelen şiddetten
    en fazla etkilenebilen,
  • 14:10 - 14:13
    ülkenin en yoksul yerlerinde bulunuyordu.
  • 14:13 - 14:17
    Sonraki yönetim kurulu toplandığında,
  • 14:17 - 14:21
    ben derhal bir raporun hazırlanmasını
    isteyerek ‘bizim çocuklarımıza ne oldu?’
  • 14:21 - 14:25
    diye bize bildirmelerini istedim.
  • 14:25 - 14:27
    Öğretmenlerimize ne oldu?
  • 14:28 - 14:31
    Okullarımızdaki gönüllü
    ebeveynler iyiler mi?
  • 14:31 - 14:34
    Bizim topluluklarımız iyiler mi?
  • 14:34 - 14:37
    Kaç tanesi öldü?
  • 14:37 - 14:42
    Rapor geldiğinde okuduklarımız
    karşısında şaşkına döndük.
  • 14:42 - 14:47
    Topluluğumuz bünyesindeki bir
    tek okulumuz bile
  • 14:47 - 14:51
    şiddetten etkilenmemiş.
  • 14:52 - 14:54
    Bir tane bile değil.
  • 14:54 - 14:59
    Ve ben ikna oldum ki, bunun
    nedeni son otuz yıldır,
  • 15:00 - 15:06
    bu çocuklar komşularını, kabileleri,
    dilleri, şarkıları ve herkesin
  • 15:06 - 15:10
    kendi mekânında ettiği dansları ve
  • 15:10 - 15:15
    çevrelerindeki dünyayı
    öğrenerek büyüdüler.
  • 15:15 - 15:21
    Onlara demagogların sıklıkla yaymaya
    çalıştığı nefret virüsüne
  • 15:21 - 15:25
    ve canavarlaştırmaya karşı bağışıklık
    kazandırılmış.
  • 15:25 - 15:34
    Tüm dünyada çocukların bu çocuklar gibi
    eğitildiğini hayal edebiliyor musunuz?
  • 15:34 - 15:39
    Şu an Irak ve Suriye’de gördüğümüz
    mezhep savaşlarını görüyor olacak mıydık?
  • 15:39 - 15:43
    ABD’deki ırksal problemler
    olduğu gibi mi olacaktı?
  • 15:43 - 15:49
    Batı dünyasındaki Islam fobisi
    gördüğümüz gibi mi olacaktı?
  • 15:49 - 15:54
    Bilirsiniz, bizim Batı’daki eğitimli
    bir kişiyi tanımlamamız
  • 15:54 - 15:59
    onun bize Sör Isaac Newton hakkında,
    Mozart hakkında, Napoleon
  • 15:59 - 16:02
    hakkında bir şeyler söyleyebilmesi
    anlamına gelir.
  • 16:02 - 16:09
    Fakat biz Batı’daki en eğitimli
    insanlarda bile Müslüman dünyasının
  • 16:09 - 16:14
    benzer şahsiyetleriyle alakalı bu seviyede
    bilgisi olanı bulmada çok zorlanırız.
  • 16:14 - 16:15
    Hâlbuki
  • 16:15 - 16:19
    “cebir” ve “algoritma” gibi birçok
    kelime Arapçadan gelir,
  • 16:19 - 16:25
    Tac Mahal gibi dünyanın
    en ikonik mimari parçalarından
  • 16:25 - 16:29
    bazıları Müslüman kültürlerden geliyor
  • 16:29 - 16:33
    ve İbn-i Sina’nın Tıbbın Kanunu
  • 16:33 - 16:38
    yüzyıllarca Avrupa’da
    standart tıp ders kitabıydı.
  • 16:39 - 16:45
    Bizler en küçük yaştan itibaren
    ders programlarımızda
  • 16:45 - 16:48
    evrensel bir vizyon uygulamalıyız ki
  • 16:48 - 16:53
    çocuklar topluluğumuzun parçası
    olan insanları,
  • 16:53 - 16:56
    içinde yaşadığımız dünyayı anlayabilsin.
  • 16:56 - 17:03
    Birleşmiş Milletler’in giriş kapısında
    13. yüzyıl Müslüman şairi
  • 17:03 - 17:07
    Sa’di Shirazi’nin Farsça
    bir şiiri yazılıdır. Diyor ki;
  • 17:07 - 17:10
    Bani Adam a’za-yi yak
    digarand (بنی آدم اعضای یک دیگرند)
  • 17:10 - 17:15
    Âdemin çocukları birbirlerinin
    uzuvları gibidirler
  • 17:15 - 17:19
    Onların hepsi tek bir ruhtan yaratıldılar
  • 17:19 - 17:23
    Zaman rüzgârları bir uzva
    acı ile eziyet ettiğinde
  • 17:23 - 17:28
    Diğer uzuvlar nasıl huzur
    içinde kalabilirler?
  • 17:28 - 17:32
    Eğer sen başaklarının
    acısını hissetmiyorsan
  • 17:32 - 17:37
    Nasıl kendini âdemin
    çocuğu olarak sayabilirsin?
  • 17:37 - 17:41
    Nasıl kendini bir insanoğlu
    olarak tanımlamaya cesaret edebilirsin?
  • 17:41 - 17:43
    Tek bir insan ailesi olduğumuz hissi,
  • 17:43 - 17:50
    yakın geçmişimizde en ilham
    verici mertlik hikâyelerine yol açmıştır.
  • 17:50 - 17:54
    Son birkaç ayda, terörist
    saldırıların sonucu olarak,
  • 17:54 - 17:57
    Batı’da bazı radikal unsurlar
  • 17:57 - 18:01
    bu saldırılarla hiçbir alakası olmayan
    ve yanlarında yaşayan
  • 18:01 - 18:03
    Müslümanlara karşı çıktı.
  • 18:03 - 18:06
    Hareket hâlindeki otobüsün
    önüne itilen kadınlar,
  • 18:07 - 18:09
    camilerin yakılmasını
  • 18:09 - 18:14
    ve çocukların okullarının önüne
    domuz kafası atıldığını gördük.
  • 18:14 - 18:16
    Fakat bu olaylar olmaya başladığında
  • 18:16 - 18:20
    ve Müslümanlar korkup kendi
    topluluklarına gittiklerinde,
  • 18:20 - 18:26
    Avustralya’da dört saat içinde
    “ben seninle yürürüm”
  • 18:26 - 18:28
    hashtagi ile 150.000 tweet atıldı.
  • 18:28 - 18:30
    "Ben seninle yürürüm"
  • 18:30 - 18:34
    Bu da, ‘biz sizlerle birlikteyiz, siz
    bizim topluluğumuzun bir parçasısınız
  • 18:34 - 18:36
    endişe etmeye gerek yok’
    anlamına geliyordu.
  • 18:36 - 18:37
    Sadece haftalar önce,
  • 18:37 - 18:42
    el-Şabab militanları Kenya ve Somali
  • 18:42 - 18:45
    sınırında Mandera yolu üzerindeki
    bir otobüse saldırdı.
  • 18:45 - 18:47
    Onlar soğukkanlılıkla otobüsteki
  • 18:47 - 18:50
    Hristiyanları indirip
    infaz etmeye çalıştılar,
  • 18:50 - 18:52
    fakat otobüsteki Müslümanlar,
  • 18:52 - 18:57
    Hristiyan erkek ve kız kardeşlerinin
    katledilmesine izin vermediler.
  • 18:57 - 19:02
    Teröristlere dediler ki, “Siz bu
    Hristiyanları alamazsınız.
  • 19:02 - 19:06
    Eğer onları öldürmek istiyorsanız,
    hepimizi öldüreceksiniz.”
  • 19:06 - 19:11
    O teröristler o kadar
    korktular ki kaçtılar.
  • 19:14 - 19:19
    Bizler eğer, kendi komşularımız
    ve dünyamızı oluşturan
  • 19:19 - 19:22
    insanlar hakkında bilgi ile kuşanırsak,
  • 19:22 - 19:28
    diğerlerini insanlıktan çıkarmak
    isteyenlere, bizi bölmek isteyenlere karşı
  • 19:28 - 19:32
    göğüs gerecek donatımımız olur.
  • 19:32 - 19:38
    Çünkü Sadi Şirazi’nin sözlerinde,
    biz hepimiz âdemin çocuklarıyız,
  • 19:38 - 19:42
    hepimiz tek bir insan ailesiyiz.
  • 19:44 - 19:46
    (Tezahürat) (Alkış)
Title:
Cehalet Çatışması | Shafique Virani | TEDxUTSC
Description:

Şok edici kanıtları, neşeli anekdotları, yürek-burkan kişisel hikâyeleri, dünya olaylarına parlak bakışlarını sunmak suretiyle, Dr. Shafique Virani yanlış bilginin duvarlarını anlayış köprüleri ile değiştirerek bizi Batı ve Müslüman Dünyası arasındaki Cehalet Çatışması ile yüzleşmeye çağırıyor. İnsan doğasında en iyiye çağrıda bulunarak Dr. Virani, ileriye dönük vizyoner bir yol sunuyor ve daha iyi bir gelecek için umut veriyor.

Toronto Üniversitesi İslam Çalışmaları seçkin profesörü, Güney Asya Medeniyetleri Merkezi kurucu müdürü, Tarih Çalışmaları Bölümü eski bölüm başkanı, Dr. Shafique Virani (Doktora, Harvard Üniversitesi),
50'den fazla ülkeden ve 15.000'in üzerinde dinleyiciye hitap eden ödüllü bir yazar ve tanınmış uluslararası bir konuşmacıdır. Dr. Shafique Virani’nin ünlü bir üniversitenin basımından çıkan Orta Çağda Ismaililer: Hayatta Kalma Tarihi, Bir Kurtuluş Arayışı akademik kitabı için daha önce pek rastlanmayan tanıtım filmi bile çekildi. Birleşmiş Milletler, “bilginin ve insan refahının sınırlarını genişletme çabasından dolayı” onu “bir vizyoner” olarak tanımlayarak onurlandırdı.

Bu konuşma TED konferans formatı kullanılarak bir TEDx etkinliğinde verildi, ancak yerel bir topluluk tarafından bağımsız olarak düzenlenmiştir.
http://ted.com/tedx

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
19:54

Turkish subtitles

Revisions