< Return to Video

Beraber şarkı söylemek beyni nasıl etkiler | Tania de Jong AM | TEDxMelbourne

  • 0:08 - 0:10
    ♪ Yağmurun altında şarkı söylüyorum ♪
  • 0:10 - 0:13
    ♪Sadece şarkı söylüyorum bu yağmurda♪
  • 0:13 - 0:16
    ♪Ne mükemmel bir his♪
  • 0:16 - 0:20
    ♪Yeniden mutluyum işte♪
  • 0:20 - 0:23
    Hepimizin şarkı söylediği bir dönem vardı.
  • 0:23 - 0:26
    Kamp ateşinde, kilisede, okulda
    hep beraber oturur,
  • 0:26 - 0:29
    hayallerimizin,hikayelerimizin şarkısını
    söylerdik.
  • 0:29 - 0:32
    Yalnızken de beraberken de söylerdik
    şarkımızı.
  • 0:32 - 0:36
    Şu günlerde ise çoğumuz bunu yapmıyor.
  • 0:36 - 0:38
    Bize göre şarkı söyleyemeyiz çünkü
    bazı ortamlarda
  • 0:38 - 0:42
    bize sessiz olmamız söyleniyor
  • 0:42 - 0:46
    ya da tapmış olduğumuz bayramlardan dolayı
    yargılanıyoruz.
  • 0:46 - 0:48
    Bu yüzden size bir sorum var
    elinizi kaldırın,
  • 0:48 - 0:51
    "Aranızda hanginize aileniz,
    öğretmenleriniz,çocuklarınız,
  • 0:51 - 0:55
    eşiniz ya da herhangi biri tarafından
    şarkı söyleyemediğiniz söyleniyor?"
  • 0:55 - 0:58
    Kaldırın elleri yukarı lütfen.
  • 0:59 - 1:02
    Tamam, yaklaşık olarak %85'iniz,
  • 1:02 - 1:07
    Şarkı söyleyemedikleri söylenen
    insanların yaklaşık %85'i.
  • 1:07 - 1:11
    14 yaşındayken, şan dersi almak
    istedim.
  • 1:11 - 1:14
    En yakın kız arkadaşım da
    almaya başlamıştı.
  • 1:14 - 1:18
    Bir gece onun evine uğradım ve ona
    "Bana şarkı öğretir misin?" dedim
  • 1:18 - 1:22
    Bir kaç şarkı söyledik beraber sonra
    bana dedi ki:
  • 1:22 - 1:26
    "Evet,şimdi ben piyano çalacağım
    ve sen kendin şarkı söyleyeceksin."
  • 1:26 - 1:29
    Piyano çalmaya başladı ben de şarkıyı
    söyledim sonra bana dedi ki:
  • 1:29 - 1:33
    "Tania,benim şan dersimi rahatsız etmemen
    gerektiğini düşünüyorum.
  • 1:33 - 1:35
    Yeteri kadar iyi değilsin."
  • 1:35 - 1:37
    Ve 14 yaşında bir kız olarak inandım ona
  • 1:37 - 1:41
    aynı size dendiğinde muhtemelen inanmış
    olduğunuz gibi.
  • 1:41 - 1:45
    Bir dahaki yıl bir müzik okulunda
    sahne arkasında görev aldım.
  • 1:45 - 1:50
    Nihayet, 11 yıl içinde,Oklahoma
    Korosu için sınava girdim.
  • 1:50 - 1:54
    Ve şaşırtıcı bir şekilde lider
    rolünü kaptım,
  • 1:54 - 1:57
    arkadaşım ise koroya bile alınmadı.
  • 1:57 - 1:58
    Ve bu noktadan itibaren,
  • 1:58 - 2:03
    şarkı söylemek benim için bir tutku, ilham
    ve bir keyif haline geldi.
  • 2:04 - 2:09
    Biz sürekli susturulduk ve bu
    bizim için hiç iyi olmadı.
  • 2:10 - 2:14
    Toplum içerisinde konuşmak ya da
    şarkı söylemekle ilgili
  • 2:14 - 2:18
    insanlar bizi yargılar da dalga geçer
    diye bir tabu oluşturduk.
  • 2:18 - 2:21
    Fakat her birimize ayrı bir
    ses tonu verildi,
  • 2:22 - 2:24
    kendimizi ifade edebilelim diye.
  • 2:24 - 2:26
    Öyleyse artık daha fazla
    sessizce oturmayalım.
  • 2:26 - 2:30
    Sizden ayağa kalkmanızı istiyorum.
  • 2:30 - 2:33
    Salonun bu üçüncü bölümüyle başlayacağız,
  • 2:33 - 2:34
    bu kısımla yola koyulacağız
  • 2:34 - 2:36
    ve sonra hepimiz ayrı bir ses vereceğiz.
  • 2:36 - 2:40
    Şimdi, inanılan sınırları üzerimizden
    kaldırma zamanı
  • 2:40 - 2:43
    ve kimse sizin sesinizi bireysel olarak
    dinlemiyor.
  • 2:43 - 2:44
    Evet buyrun başlıyoruz.
  • 2:44 - 2:48
    Şunu yapacağız ♪ ahh! ♪ hep beraber,
    nefes alın.
  • 2:48 - 2:50
    ♪ Ahh! ♪ (Seyirci) ♪ Ahh! ♪
  • 2:50 - 2:54
    Ve orta kısım ♪ Ahh! ♪ Nefes alın.
  • 2:54 - 2:56
    ♪ Ahh! ♪ Harika ! (Seyirci) ♪ Ahh! ♪
  • 2:56 - 3:02
    ve sonra üst kısım ♪ Ahh! ♪
  • 3:03 - 3:05
    Güzel, şimdi beraber yapacağız.
  • 3:05 - 3:08
    Siz başlıyorsunuz sonra devam ediyorsunuz,
    nefes almaya devam edin, aynı tonda kalın
  • 3:08 - 3:11
    Ben bunu yaptığım "yükseliş" anlamına
    geliyor bu ise "iniş".
  • 3:11 - 3:14
    Nefes alın ve buyrun,
    ♪ ahh ♪, devam edin!
  • 3:14 - 3:15
    (Seyirci) ♪ Ahh ♪
  • 3:15 - 3:17
    ♪ Ahh ♪
  • 3:17 - 3:22
    (Seyirci) ♪ ahh ♪
    ♪ ahh ♪
  • 3:23 - 3:26
    ♪ ahh ♪
  • 3:26 - 3:27
    Nasıl hissediyorsunuz?
  • 3:27 - 3:30
    (Seyirci) Whooo!
    Whoo! Harika!
  • 3:30 - 3:32
    Beyniniz uğulduyor mu şuan?
  • 3:32 - 3:35
    Çünkü şarkı söylemenin en harika
    yönlerinden biri
  • 3:35 - 3:39
    beyninizin sağ kısmı ile sizin aranızda
    bir bağlantı kurmasıdır.
  • 3:39 - 3:41
    Sağ küre bizim sezgilerimizden,
    hayal gücümüzden
  • 3:41 - 3:45
    ve bütün yaratıcı fonksiyonlardan
    sorumludur.
  • 3:45 - 3:49
    Bizi bütün bunları yapmamıza imkan
    sağlayan bir dünyaya bağlar.
  • 3:49 - 3:52
    Beyin bir batarya gibidir:
    sağ kısım şarj ederken onu,
  • 3:52 - 3:56
    sol kısım ise bu enerjiyi kullanır
    ve bitirir.
  • 3:56 - 4:00
    Öyleyse bizim amacımız zihinsel bataryayı
    sürekli şarjda tutmaktır.
  • 4:00 - 4:03
    Ancak biz işlenmesi ve analiz edilmesi
    gereken tonlarca
  • 4:03 - 4:08
    bilgiyle kaplanmış bir dünyada
    yaşıyoruz.
  • 4:08 - 4:11
    Artık birbirimizden ziyade
  • 4:11 - 4:13
    ekran ve kutulara daha çok konuşur olduk.
  • 4:13 - 4:16
    Bu yüzden şarkı söylemek
  • 4:16 - 4:19
    sevgi, arzu, nezaket, azim ve çılgınlık
  • 4:19 - 4:23
    gibi bizi makinelerden ayıran
  • 4:23 - 4:26
    özelliklerimizi büyütmek için
  • 4:26 - 4:29
    esas olarak önemli bir hale gelmiştir.
  • 4:29 - 4:32
    Benim bir kutu teorim var.
  • 4:32 - 4:36
    Bizler küçük bir beşik kutusunda doğduk,
  • 4:36 - 4:38
    sonra eve geçtik ve evde yaşamaya
    devam ettik,
  • 4:38 - 4:41
    -çizdiğiniz zaman evi bir kutuya benzer-
  • 4:41 - 4:44
    ve okula gittik ve bu kutu içinde
    düşünmeyi öğrendik.
  • 4:44 - 4:47
    Süpermarkete gittik ve oradan ise
    elimizde bir sürü kutularla çıktık.
  • 4:47 - 4:49
    Sonra işe gittik
  • 4:49 - 4:51
    ve cebimizde de bir kutumuz var,
    cep telefonu,
  • 4:51 - 4:54
    Önümüzde bilgisayar kutumuz olan bir
    ekran var.
  • 4:54 - 4:57
    Daha bir çok şeye kutu diyebiliriz.
  • 4:57 - 4:59
    Ve tahmin edin, bu dünyanın dışında
    çıktığımızda
  • 4:59 - 5:02
    Başka bir şeyin içine gireceğiz....Doğru.
  • 5:02 - 5:05
    Hayatın gerçekten böyle olduğuna,
    ve bizim yaratıcılığımızın
  • 5:05 - 5:08
    bu kutular arasında kilitli kaldığını
    düşünüyorum,
  • 5:08 - 5:11
    Zihnimizin kükrediği yerde,
  • 5:11 - 5:15
    doğaya döndüğümüz anda ve meditasyon gibi
    etkinlikleri yaptığımız yerde
  • 5:15 - 5:18
    yani doğaya döndüğümüz an
  • 5:18 - 5:20
    diğerleriyle sevgiyle iletişim kuruyoruz
  • 5:20 - 5:25
    Peki siz kutudan dışarı çıkmak için en iyi
    yolunu biliyor musunuz?
  • 5:25 - 5:27
    Tabi ki,şarkı söylemek.
  • 5:27 - 5:31
    Çünkü nörologlara göre şarkı söylediğimiz
    zaman
  • 5:31 - 5:35
    nöronlar beynin sağ lopunu
    çalıştırmak için
  • 5:35 - 5:39
    bizi daha zeki, sağlıklı, mutlu
    ve yaratıcı yapan
  • 5:39 - 5:41
    endorfin enzimini salgılayarak,
  • 5:41 - 5:45
    daha farklı yeni bir şekilde
    bağlantı kurarlar.
  • 5:45 - 5:48
    Bununla ilgili en harika şeyin ne
    olduğunu biliyor musunuz?
  • 5:48 - 5:52
    Biz bunu diğer insanlarla birlikte
    yaptığımız zaman etkisi artıyor.
  • 5:52 - 5:57
    Bir araştırmada haz, sevgi ve bağlanmadan
    sorumlu olan hormon oksitosinin
  • 5:57 - 6:00
    grup içerisinde hep beraber şarkı
    söylendikten
  • 6:00 - 6:04
    öncesinde ve sonrasında ölçümlemesi
    yapıldı.
  • 6:04 - 6:08
    Ve seviyeler şarkıdan sonra ciddi
    bir şekilde yüksek çıktı.
  • 6:09 - 6:11
    Sonraki uluslararası bir araştırma ise
  • 6:11 - 6:16
    şarkı söylemenin, bir dil öğrenmenin ve
    diğer becerilerin
  • 6:16 - 6:22
    felçlik, konuşma bozukluğu ve depresyon
    üzerindeki faydasını kanıtlıyor.
  • 6:22 - 6:25
    Ve biz, az önce yaptığımız gibi,
  • 6:25 - 6:27
    hep beraber uyum içerisinde
    şarkı söylediğimiz zaman,
  • 6:27 - 6:30
    tüylerimizin diken diken olmasının ve beraber
    "yükseliş" ve "iniş" yapmanın yanı sıra
  • 6:30 - 6:33
    yakın bir araştırmanın gösterdiğine göre
  • 6:33 - 6:35
    kalplerimiz beraber atmaya başlıyor.
  • 6:35 - 6:38
    Yani demek istiyorum ki ses inanılmaz bir
    ilaç.
  • 6:38 - 6:42
    Ücretsiz, erişilebilir üstelik
    hepimizde de bir tane var .
  • 6:42 - 6:47
    Diğer teoriler ise beyinlerimizin müzik
    ve şarkı söylemeyle bir hayatta kalma
  • 6:47 - 6:49
    mekanizması olarak
    geliştiğini öne sürüyor.
  • 6:49 - 6:52
    Hükumetler ve milletlerden önce, gruplar
    ve kabileler sadakati korumak,
  • 6:52 - 6:57
    önemli bilgi alışverişini sağlamak ve
    düşmanı savmak için
  • 6:57 - 7:01
    şarkı söyler, dans ederlerdi.
  • 7:01 - 7:05
    Yani iyi şarkı söyleyenler
    hayatta kalırdı.
  • 7:05 - 7:10
    Şarkı söyleyen birçok kişi yaratıcı
    olduklarını düşünmüyor.
  • 7:10 - 7:12
    Yenilik ve yaratıcılık üzerine çalışan
    bir çok takım veya
  • 7:12 - 7:17
    şirket ile birlikte çalıştım.
  • 7:17 - 7:21
    "Ben yaratıcı değilim." diyen lider sayısı
    inanılmaz.
  • 7:21 - 7:25
    Fakat son zamanlarda fütüristler
    yaratıcılığın 21. yüzyılın
  • 7:25 - 7:29
    en çok tehlikede olan türü olduğunu
    ifade ediyorlar.
  • 7:29 - 7:32
    Oldukça geniş bir kültürümüz var
  • 7:32 - 7:35
    ancak kimse yaratıcılığın
    buna uygun olduğunu düşünmüyor.
  • 7:35 - 7:41
    IBM tarafından yapılan 1500 CEO'nun
    küresel bir çalışması gösteriyor ki
  • 7:41 - 7:46
    karmaşık ve belirsiz bir şekilde artan
    küresel çevrede en önemli
  • 7:46 - 7:51
    liderlik davranışı yaratıcılıktır.
  • 7:51 - 7:53
    Steve Jobs der ki yaratıcılık
  • 7:53 - 7:58
    sadece bir şeylerin bağlanmasıyla
    ilgilidir.
  • 7:58 - 8:01
    Ve bu bağlanan şeyler bence
    sizin hayatınızdaki
  • 8:01 - 8:05
    bugüne kadar olan bütün
    deneyimleriniz olabilir.
  • 8:06 - 8:09
    Öyleyse daha geniş ve zengin deneyim
    sahibi olmak demek,
  • 8:09 - 8:12
    yaratıcı olmak istediğiniz ya da
    olmanız gereken durumlar için
  • 8:12 - 8:16
    cebinizde daha çok yaratıcı malzeme
    bulundurmak demek oluyor.
  • 8:16 - 8:20
    Ve bence yaratıcı olabileceğimiz
    en iyi şey
  • 8:20 - 8:23
    benim olumlu kişi çatışması
    diye adlandırdığım şeydir.
  • 8:23 - 8:27
    Bu şey birbirinden tamamen
    farklı insanları
  • 8:27 - 8:30
    temel bir düzende birbirine bağlar.
  • 8:30 - 8:35
    Siz de biliyorsunuz ki hayatımızın çoğunu
    bizim gibi olan insanlarla konuşarak,
  • 8:35 - 8:39
    onlar gibi giyinerek,onları onaylayarak
    ve onlarla güvende hissederek geçiriyoruz.
  • 8:39 - 8:41
    Onlarla kendimizi daha iyi hissediyoruz.
  • 8:41 - 8:45
    Ama bence en büyük kazancı tamamen farklı,
  • 8:45 - 8:48
    bizi ve düşünce tarzımızı zorlayan,
  • 8:49 - 8:52
    bizi sıradanlıktan çıkaran insanlarla
  • 8:52 - 8:54
    karşılaştığımız zaman elde ediyoruz.
  • 8:56 - 9:00
    Bu insanlarla karşılaştığımız zaman
    yaratıcılıkta bir aşınma hissederiz
  • 9:00 - 9:05
    ve tamda bu anda insanlardan
    farklı düşünürüz,
  • 9:05 - 9:09
    böylece yaratıcılık ve yenilik tetiklenir.
  • 9:09 - 9:12
    Bu yüzden ben de olumlu kişi
    çatışmasının gücü ile
  • 9:12 - 9:16
    şarkı söylemenin sinir bilimini
    bir araya getirebileceğimiz
  • 9:16 - 9:20
    sosyal bir girişim başlatmamız
  • 9:20 - 9:23
    harika olur diye düşündüm.
  • 9:23 - 9:28
    Bu yüzden beş yıl önce "Yaratıcılık
    Avustralya" diye bir hayır kurumu kurdum.
  • 9:28 - 9:31
    Ve "Tek Ses İle" adında bir
    programımız var
  • 9:31 - 9:37
    ve her hafta kasıtlı bir şekilde en
    ters insanları bir araya getiriyoruz.
  • 9:37 - 9:42
    CEO'ları,doktorları,avukatları,
    büyükanneler ile öğrencileri,
  • 9:42 - 9:44
    engelli ya da depresyondaki insanları,
  • 9:44 - 9:46
    göçmenleri ve iş arayanları,
  • 9:46 - 9:51
    inançları ve deneyimleriyle beraber
    7'den 70'e herkesi bir araya getiriyoruz.
  • 9:51 - 9:55
    Onların çoğu "Biz şarkı söyleyemeyiz."
    diyerek geldi.
  • 9:55 - 10:00
    Biz onlara sadece kendi şarkı söyledikleri
    sesi bulmalarına değil,aynı zamanda
  • 10:00 - 10:05
    hayatlarındaki anlam ve amaçları
    olan sesi bulmalarına yardım ettik.
  • 10:05 - 10:11
    Her haftalık koroda hem şarkı söyledik,
    hem de akşam yemeği yedik beraber.
  • 10:11 - 10:15
    Umutlarımızı, hayallerimizi ve
    zorluklarımızı paylaştık.
  • 10:16 - 10:20
    Aynı zamanda "Dilek Listesi" adında
    tamamen yenilikçi bir programımız da var.
  • 10:20 - 10:26
    Korodan birisi başka birinden bir dilek
    isteyebiliyor,
  • 10:26 - 10:31
    ve insanlar "Benim gibi olan insanlara
    yardım etmek isterdim.",
  • 10:31 - 10:35
    "Bir iş bulmak isterdim.","Eve beraber
    yürüyebileceğim biri olsun isterdim."
  • 10:35 - 10:37
    "Bir sevgilim olsun isterdim."
  • 10:37 - 10:40
    "Ücretsiz bir gitar dersim
    olsun isterdim." gibi şeyler istediler.
  • 10:40 - 10:43
    Yüksek miktarda endorfinden ve
    hissedilen çok daha fazla
  • 10:43 - 10:48
    yaratıcılıktan dolayı , herkes
    yenilikçiliğin öyle bir üst katmanında ki
  • 10:48 - 10:53
    insanları dileklerinin çoğuna kavuşturduk.
  • 10:53 - 10:56
    Yüzlerce meslek, iş deneyimi
  • 10:56 - 10:58
    ve danışman fırsatı oluşturduk.
  • 11:00 - 11:02
    İnsanları sağlık hizmetlerine kavuşturduk
  • 11:02 - 11:05
    ve bir düğün bile bir yaptık.
  • 11:05 - 11:11
    İnsanları inanılmaz umutlara, mutluluklara
    ve fikirlere kavuşturduk.
  • 11:11 - 11:13
    "Melbourne Şarkıları" adında bir koro
    Brisbane'den başlayıp
  • 11:13 - 11:18
    Victoria ve Sydney çevresine kadar
    15 farklı koro olarak büyüdü.
  • 11:18 - 11:22
    Eşsiz "Tek Ses İle" modeli için
    Avustralya'dan ve diğer ülkelerden
  • 11:22 - 11:25
    edindiğimiz anketlerimiz ve
    araştırmalarımız var.
  • 11:25 - 11:27
    Size bir video izletmeden önce,
  • 11:27 - 11:30
    iki kısa hikaye anlatmak istiyorum.
  • 11:30 - 11:34
    Sahnedeki Kamerun'dan Natalie.
  • 11:34 - 11:38
    Birkaç yıl önce Avustralya'ya geldi
    ve koroya katıldı.
  • 11:38 - 11:40
    Kız kardeşi öldürüldüğü için,
  • 11:40 - 11:44
    Natalia kız kardeşinin ve
    kendisinin iki çocuğunu büyütüyor.
  • 11:45 - 11:48
    Koroya katıldığı sırada dört yıldır
  • 11:48 - 11:50
    bir muhasebeci olarak iş arıyordu.
  • 11:50 - 11:52
    Koroya ikinci gelişinde,ağlıyordu
  • 11:52 - 11:56
    ve hemen sorduk "Neyin var?" diye.
    "Bir iş görüşmesine gideceğim." dedi
  • 11:56 - 11:57
    "Harika" dedim,
  • 11:57 - 11:59
    O ise "Ben işi alabileceğimi
    düşünmüyorum" dedi.
  • 11:59 - 12:05
    O kadar çok ayrımcılık görmüş ki
    kendine hiç inanmıyordu.
  • 12:05 - 12:09
    Mülakat örnekleri gösterdik ama
    en başta sevgimizi verdik ona.
  • 12:09 - 12:12
    Ve az da olsa onun kendine getirdik.
  • 12:12 - 12:15
    İki hafta sonra koroya geldi ve gözleri
    parıldıyordu,
  • 12:15 - 12:18
    bir çağrı merkezine kabul edilmişti;
  • 12:18 - 12:20
    bir muhasebeci olarak değil,
    ama yine de
  • 12:20 - 12:23
    yeni ülkesine katkıda bulunmak için
    iş edinmeye odaklanmıştı.
  • 12:23 - 12:26
    Bir kaç hafta sonra koronun çeşitli
    konferans ve organizasyonlarda
  • 12:26 - 12:28
    sahne alması istendi,
  • 12:28 - 12:33
    insanlara kendi hikayelerini paylaşmayı ve
    koronun ne anlama geldiğini öğretecektik,
  • 12:33 - 12:38
    koro şarkısını bitirdiğinde kaçınılmaz
    bir şekilde seyirci ayakta alkışlayacaktı
  • 12:38 - 12:40
    ve abartmıyorum,kocaman adamlar
    bile ağlıyordu.
  • 12:40 - 12:41
    Gerçekten inanılmaz güçlüydü.
  • 12:41 - 12:44
    Birkaç hafta sonra Natalie bana mail attı
    ve şöyle dedi:
  • 12:44 - 12:46
    "Tania, ben artık gelemeyeceğim.
  • 12:46 - 12:49
    Çalışma saatlerim 9'dan 5'e 9'a
    7.30'a kadar sürüyor."
  • 12:49 - 12:51
    ve ben de cevap yazdım:
    "Çocuklara kim bakıyor?
  • 12:51 - 12:54
    Müdürünle konuşabilir miyim?
    Onunla konuşabilirsin?"
  • 12:54 - 12:57
    O da şöyle dedi:"Hayır,o asla göçmenlerle
    konuşmaz."
  • 12:57 - 12:59
    Ve bu kez kader bu olaya müdahale etmişti.
  • 12:59 - 13:03
    Büyük bir iş konferansında konuşma
    sunmak istedim,
  • 13:03 - 13:06
    konferansın teması ise çeşitlilikti.
  • 13:06 - 13:07
    Organizatöre şöyle dedim:
  • 13:07 - 13:11
    "Benim "Melbourne Şarkıları" adıyla farklı
    türden bir korom var.
  • 13:11 - 13:14
    Yemeğin başında sahne alabilir miyiz?"
  • 13:14 - 13:18
    Organizatör onayladı,online bir kontrol
    yaptı ve koroya da bağışta bulundu.
  • 13:18 - 13:20
    Üç şarkı yani hikaye ile sahne aldılar
  • 13:20 - 13:22
    ve her şarkının sonunda seyirci
  • 13:22 - 13:25
    ayağa kalkıyor gülümsüyor
    ve hepsi ağlıyordu..
  • 13:25 - 13:29
    Üçüncü şarkının sonunda bir kadın
    koşarak sahneye geldi
  • 13:29 - 13:31
    ve dedi ki:"Mikrofon alabilir miyim?"
  • 13:31 - 13:32
    İki gözü iki çeşmeydi.
  • 13:32 - 13:36
    Yüzünü sildi ve dedi ki:
    "Benim adım Catherine,
  • 13:36 - 13:40
    ANZ Bankası'nda Yönetici Müdür'üm-
  • 13:41 - 13:46
    Natalie'nin iş görüşmesinin ANZ bankasıyla
    olduğunu söylemiş miydim?
  • 13:46 - 13:49
    Hayır mı? Gerçekten mühim bir gerçekti.
  • 13:50 - 13:54
    Neyse,Catherine kendine geldikten sonra
    söylediği şey şuydu:
  • 13:54 - 13:57
    "Biliyorsunuz ki toplumsal dahil edilme
    modeli çok korkunç.
  • 13:57 - 14:00
    Topluluklarımızda ya da
    organizasyonlarımızda gerçekten karşı
  • 14:00 - 14:03
    sesleri dinliyor muyuz?"
  • 14:03 - 14:07
    Ben mikrofonu aldım ve şöyle dedim:
    "Çok teşekkürler Catherine.
  • 14:07 - 14:10
    Bu tamamen anlayış köprülerini inşa
    etmeyle ilgili bir şey,
  • 14:10 - 14:12
    aralarında sıkıştığımız
    duvarlarla ve kutularla değil.
  • 14:12 - 14:15
    Ama dinle sana küçük bir sorum var"
  • 14:15 - 14:19
    Salonda yüzlerce insan olduğu gibi
    ne baskı ne de başka bir şey var.
  • 14:19 - 14:23
    "Sence Kamerunlu Natalie'ye şimdi burda
    çalışmla saatleri konusunda
  • 14:23 - 14:25
    yardım edebilir misin?"
  • 14:25 - 14:26
    (Kahkaha)
  • 14:26 - 14:30
    Natalie'nin iş kartını eline aldı
    -tüm seyirci gülümsüyordu-
  • 14:30 - 14:32
    ve sonraki salı Natalie
    "Melbourne Şarkıları"na
  • 14:32 - 14:34
    çalıştığımız Sofitel Oteli'ne geri geldi.
  • 14:34 - 14:38
    Heyecanla onu bekliyorduk geldiğinde ise
    "Nathalie neler oluyor?" diye sorduk.
  • 14:38 - 14:40
    O da şöyle dedi:"Tania,ne olduğunu
    bilmiyorum,
  • 14:40 - 14:43
    ama müdürüm her gün masama geliyor
    nasıl olduğumu
  • 14:43 - 14:46
    ve bir problemim
    olup olmadığını soruyor"
  • 14:46 - 14:47
    (Kahkaha)
  • 14:49 - 14:53
    Catherine daha sonra onun CV için
    yardımda bulundu;
  • 14:53 - 14:55
    Natalie muhasebe pozisyonu için
    başvuru yapmaya devam etti,
  • 14:55 - 14:57
    üstelik kendine inanmaya başladı
  • 14:57 - 14:59
    ve nihayet istediği pozisyonda bir
    iş kaptı.
  • 14:59 - 15:02
    Herneyse, bu ise Beth.
  • 15:02 - 15:04
    Beth'in serebral palsiye
    rahatsızlığı var.
  • 15:04 - 15:08
    "Melbourne Şarkıları" koromuza
    beş yıl önce katıldı.
  • 15:08 - 15:10
    Ve kendisi benim hayatımı değiştirdi.
  • 15:10 - 15:15
    Her hafta koroya gelirdi ve her geldiği
    an onun haftasının en iyi günüydü.
  • 15:15 - 15:17
    Ve bir kaç hafta sonra annesine ve
    bakıcısına söyle demiş:
  • 15:17 - 15:20
    "Bu benim özgürlük aktivitem olacak."
  • 15:20 - 15:23
    Koroya özel taksilerle gelir,
    ona yemekler yediririz.
  • 15:23 - 15:28
    o ise şarkıların her kelimesini yürekten
    ezbere bilirdi.
  • 15:28 - 15:32
    Her hafta koroya Beth'in orda olma
    umuduyla giderdim
  • 15:32 - 15:35
    çünkü üzerimde bir huysuzluk olabliyordu
    bazen
  • 15:35 - 15:39
    ve Beth beni görür görmez "Aman Tanrım."
  • 15:39 - 15:40
    çimdiklerdi,
  • 15:40 - 15:43
    "Tania, senin problemin tamamen çok basit.
  • 15:43 - 15:47
    Karşımda bütün haklarıyla bir kutu içinde
    sıkışmış birisi var.
  • 15:47 - 15:50
    üstelik onun görüşü inanılmaz geniş."
  • 15:50 - 15:54
    Ve Beth hepimize kutularımızdan,
    umudun ve minnettarlığın bol olduğu
  • 15:54 - 15:58
    yere doğru adım atmamız için yardım etti.
  • 15:58 - 16:00
    Öyleyle lütfen,şu videoya bir göz atalım.
  • 16:00 - 16:01
    (Müzik)
  • 16:05 - 16:07
    [Tek Ses]
  • 16:07 - 16:08
    [Özgür bir Potansiyel]
  • 16:08 - 16:10
    [Çeşitliliğin Sevinci]
  • 16:10 - 16:12
    [Meslekler oluşturma]
  • 16:12 - 16:14
    Tania: "Birbirinden tamamen farklı
  • 16:14 - 16:17
    insanlarlar her hafta düzenli olarak
    bir araya geldiğinizde
  • 16:17 - 16:21
    yapabileceğiniz şeyler inanılmaz.
  • 16:21 - 16:22
    [koro şarkı söylüyor]
  • 16:40 - 16:43
    "Ben bu koroya Hindistan'dan göç ettikten
    sonra katıldım."
  • 16:43 - 16:45
    "Avustralya'da yeni bir ailem
    olduğunu hissettim."
  • 16:45 - 16:47
    "Bu bizzat yaşanılan deneyim
  • 16:47 - 16:50
    benim şarkı söyleme anlayışımı
    farklı bir boyuta taşıdı."
  • 16:50 - 16:54
    "Koro benim kariyerim için en mükemmel
    şeyler olmuştu.
  • 16:54 - 16:57
    "Bir koro üyesinin ricasıyla katıldım,
  • 16:57 - 17:01
    ve çok şükür bir iş edindim."
  • 17:01 - 17:04
    "Dediğimiz arkamda melek vardı.
  • 17:04 - 17:06
    Onlar benim meleklerim.
  • 17:06 - 17:10
    çaba sarfettim ve ANZ Bankasında bir
    işim oldu."
  • 17:10 - 17:14
    "Bu programda her hafta
    buluştuk.
  • 17:14 - 17:16
    "Buradaki insanların her biri gururu,
  • 17:16 - 17:20
    umudu ve arkadaşlığı tecrübe etti."
  • 17:20 - 17:23
    "Aslında,biz geçen hafta koroda tanıştık
  • 17:23 - 17:26
    ve bu ikinci buluşmamız.
  • 17:26 - 17:31
    Ben böyle bir arkadaş edindiğim için
  • 17:31 - 17:34
    hem şaşkın hem de minnettarım.
  • 17:34 - 17:38
    Bu beni koroda tutan en önemli sebep."
  • 17:38 - 17:43
    "Benim arkadaş edinmemin sebebi
    kendim için hiç bir şey yapamayışım.
  • 17:44 - 17:49
    Kendim yemek yiyemiyorum...
    Bu yüzden arkadaşların var."
  • 17:49 - 17:50
    (Koro şarkı söylüyor.)
  • 18:09 - 18:13
    "Ben burda engellerimden uzak bir şekilde
    olmak istediğim gibi olabiliyorum.
  • 18:13 - 18:15
    Olabilmeliyim.
  • 18:15 - 18:18
    Kimse beni bir çocuk gibi görmüyor.
    Onlar beni bir birey olarak görüyor."
  • 18:18 - 18:23
    "2011 yılının en önemli etkinliği elbette
    bu akşamki
  • 18:23 - 18:27
    Majesteleri Kraliçenin açılışını yaptığı
  • 18:27 - 18:30
    Kraliyet Çocuk Hastanesi'nin
    açılışında sahne almaktı."
  • 18:30 - 18:34
    "Melbourne Şarkıları' bir grup,
  • 18:34 - 18:39
    ama sadece bir grup değil,aynı zamanda
    şarkıcıların bir ailesi."
  • 18:39 - 18:43
    "Gülümsemek ister misiniz? Mutlu olmak
    ister misiniz? Benimle gelin.."
  • 18:43 - 18:44
    (Koro şarkı söylüyor)
  • 18:53 - 18:54
    (Alkış)
  • 19:06 - 19:08
    Tüyleriniz diken diken olmadı mı?
  • 19:08 - 19:10
    Hepiniz katılmak mı istediniz?
  • 19:10 - 19:12
    Bildiğiniz gibi,
  • 19:12 - 19:16
    Biz çalınmamış bir müziklerimizle
    yaşıyoruz hayatımızı.
  • 19:16 - 19:20
    Beynimizin yaratıcılık potansiyelinin
    az bir şey daha
  • 19:20 - 19:23
    kilidini açsaydık neler olurdu hayal edin.
  • 19:23 - 19:26
    Mark Twain'nin dediği gibi:
  • 19:26 - 19:28
    "Kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle,
  • 19:28 - 19:32
    hiç acıtmayacakmış gibi sev,
  • 19:32 - 19:34
    kimse izlemiyormuş gibi dans et
  • 19:34 - 19:37
    ve cennetteymiş gibi yaşa."
  • 19:38 - 19:42
    Biz tek bir sesle tam anlamıyla
    dünyayı değiştiriyoruz.
  • 19:42 - 19:43
    Teşekkürler.
  • 19:43 - 19:44
    (Alkış)
Title:
Beraber şarkı söylemek beyni nasıl etkiler | Tania de Jong AM | TEDxMelbourne
Description:

Bu konuşma TED konferanslarından bağımsız olarak yerel TEDx organizasyonu tarafından yapılmıştır.
Tania de Jong AM insanların beraber şarkı söylemelerinin beyni nasıl etkilediğini durumlar sunarak anlatıyor. 21. yüzyılın en stratejik aracı olan yaratıcılığı öne sürerek nasıl susturulduğumuzu ve bunun bizim için ne kadar kötü olduğunu söylüyor.Şarkı söylemenin nasıl bir hayatta kalma mekanizması olduğunu,kalp atışlarımızın nasıl birlikte attığını,depresyon ve felci nasıl iyileştirdiğini açıklıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
19:51

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions