Return to Video

Dini kurtarmanın tam zamanı

  • 0:01 - 0:03
    2004'ün ilkbaharında,
  • 0:03 - 0:04
    yeni bir anneydim
  • 0:04 - 0:06
    ve genç bir hahamdım
  • 0:06 - 0:09
    ve dünya, karman çormandı.
  • 0:09 - 0:10
    Belki hatırlarsınız.
  • 0:11 - 0:14
    Irak'taki savaştan her gün
    yıkıcı haberler duyuyorduk.
  • 0:14 - 0:18
    Dünya geneline yayılan
    bir terör dalgası vardı.
  • 0:18 - 0:20
    İnsanlık kontrolden çıkmış gibiydi.
  • 0:21 - 0:23
    Madrid'de metro sistemindeki
  • 0:23 - 0:25
    eşgüdümlü bombalama serileri hakkında
  • 0:25 - 0:28
    okuduğum geceyi hatırlıyorum,
  • 0:28 - 0:30
    kalktım ve altı aylık kız bebeğimin
  • 0:30 - 0:32
    içinde tatlıca uyuduğu
  • 0:32 - 0:34
    beşiğe doğru yürüdüm
  • 0:34 - 0:36
    ve nefesinin ritmini duydum
  • 0:37 - 0:40
    ve vücudumdan akan
    ivedilik hissiyatını sezinledim.
  • 0:40 - 0:44
    İdeolojilerde, politikada, dinde,
    nüfusta tektonik değişimlerin
  • 0:44 - 0:47
    yaşandığı bir zamanda yaşıyorduk.
  • 0:47 - 0:49
    Her şey çok kırılgandı.
  • 0:49 - 0:51
    Şöyle düşünmüştüm,
  • 0:51 - 0:54
    "Aman Tanrım, biz bu çocuğu
    nasıl bir dünyaya getirdik?
  • 0:55 - 0:58
    Bir anne ve dini lider olarak
    bu konu hakkında
  • 0:58 - 1:00
    ne yapmak istiyorum?"
  • 1:03 - 1:06
    Tabii ki dinin, bu hızla değişen
  • 1:06 - 1:09
    manzarada bir prensipler
    savaşı meydanı olduğunun
  • 1:09 - 1:11
    aşikar olduğunu biliyordum
  • 1:11 - 1:13
    ve dinin,
  • 1:13 - 1:15
    sorunun önemli bir kısmı
    olduğu da zaten aşikardı.
  • 1:16 - 1:17
    Benim için soru şuydu,
  • 1:17 - 1:20
    din, ayrıca çözümün de
    bir parçası olabilir miydi?
  • 1:20 - 1:22
    Şimdi, tarih boyunca,
  • 1:22 - 1:25
    insanlar din adı altında
    dehşet suçlar işlediler
  • 1:25 - 1:27
    ve vahşete sebep oldular.
  • 1:28 - 1:31
    21. yüzyıla girdiğimizde
  • 1:31 - 1:35
    dini aşırıcılığın tekrar
    yükselişe geçtiği aşikardı.
  • 1:36 - 1:37
    Şu anda çalışmalarımız
  • 1:37 - 1:40
    geçtiğimiz 15, 20 yıl boyunca
    düşmanlıkların ve dinle ilgili şiddetin
  • 1:40 - 1:42
    tüm dünyada
  • 1:42 - 1:45
    yükselişe geçmiş olduğunu gösteriyor.
  • 1:45 - 1:48
    Ama kanıtlamak için
    çalışmalara bile gerek yok,
  • 1:48 - 1:51
    çünkü soruyorum, bugün
    bir bombalama ya da silahlı eylem
  • 1:51 - 1:55
    hikayesi duyduğunuzda
    ve sonra tetik çekilmeden
  • 1:55 - 1:58
    veya bomba patlatılmadan önce
    söylenen son kelimenin
  • 1:58 - 2:00
    Tanrının adı olduğunu öğrendiğinizde
  • 2:00 - 2:02
    kaçımız şaşırıyor?
  • 2:02 - 2:05
    Başka bir insanın,
  • 2:05 - 2:07
    Tanrının çocuklarının canlarını alarak
  • 2:07 - 2:09
    Tanrıya sevgisini gösterme
    kararı aldığını öğrenince
  • 2:09 - 2:11
    sadece şaşkınlıktan gözlerimiz açılıyor.
  • 2:13 - 2:15
    Amerika'da dini aşırıcılık,
  • 2:15 - 2:20
    beyaz, kürtaj karşıtı, Hristiyan
    bir aşırıcının Colorado Springs'deki
  • 2:20 - 2:23
    Aile Planlaması Derneğine girip
    üç kişiyi öldürmesi
  • 2:23 - 2:25
    gibi görünüyor.
  • 2:25 - 2:27
    Ayrıca bir çiftin, IŞİD'den etkilenerek
  • 2:27 - 2:29
    San Bernardino'da
  • 2:29 - 2:34
    bir ofis partisine girip
    14 kişiyi öldürmesi gibi görünüyor.
  • 2:34 - 2:38
    Hatta dine bağlı aşırıcılık
    şiddete yol açmadığında bile,
  • 2:38 - 2:41
    politik bir set
    meselesi olarak kullanılıyor,
  • 2:41 - 2:46
    bu da insanların, kadınların
    itaatini, LGBT insanlarının
  • 2:46 - 2:48
    damgalanmasını, ırkçılığı, İslam fobisini
  • 2:48 - 2:52
    ve Yahudi karşıtlığını
    meşrulaştırmasını sağlıyor.
  • 2:52 - 2:54
    Dinin geleceği ve inancın geleceği
  • 2:54 - 2:57
    konusuyla ilgilenenler, bu konuyla
  • 2:57 - 3:00
    derinden ilgilenmeli.
  • 3:00 - 3:02
    Bu, neyse odur:
  • 3:02 - 3:04
    dinin büyük bir başarısızlığı.
  • 3:05 - 3:10
    Sorun şu ki, dinin günümüzde
    karşılaştığı tek mücadele bu değil.
  • 3:12 - 3:14
    Aynı zamanda
  • 3:14 - 3:17
    dinin aşırıcılığa karşı baskın bir
    kuvvet olmasına ihtiyacımız varken
  • 3:17 - 3:20
    o, ikinci bir tehlike akımıyla uğraşıyor,
  • 3:20 - 3:23
    buna dini rutin-cilik diyorum.
  • 3:24 - 3:26
    Kurumlarımız ve liderlerimiz
    hayattan yoksun,
  • 3:26 - 3:30
    vizyondan yoksun ve ruhtan yoksun
  • 3:30 - 3:32
    bu ezber ve üstünkörülük paradigmasında
  • 3:32 - 3:34
    sıkışıp kaldılar.
  • 3:35 - 3:37
    Ne demek istediğimi açıklayayım.
  • 3:37 - 3:40
    Bir haham olmanın
    en büyük lütuflarından birisi,
  • 3:40 - 3:44
    bir çiftle birlikte chuppah adlı
    nikah kubbesinin altında duruyorduk
  • 3:44 - 3:47
    ve beyan ederek
  • 3:47 - 3:50
    birbirlerinde buldukları sevgiyi
    kutsallaştırmalarına yardımcı oldum.
  • 3:50 - 3:52
    Şimdi düşünmenizi istiyorum,
  • 3:52 - 3:54
    belki tecrübelerinizden yola çıkarsınız
  • 3:54 - 3:55
    ya da hayal edersiniz;
  • 3:55 - 3:58
    bir nikah kubbesi altında
    yaşanılan tecrübenin yoğunluğuyla,
  • 3:58 - 4:00
    belki de altıncı
  • 4:00 - 4:03
    veya yedinci yıl kutlaması
    tecrübeleri arasındaki fark nedir?
  • 4:03 - 4:06
    (Gülüşmeler)
  • 4:06 - 4:10
    16 veya 17 yıl devam edebilecek
    kadar şanslıysanız,
  • 4:10 - 4:13
    çoğu insan gibiyseniz
    muhtemelen sabah uyanacaksınız
  • 4:13 - 4:16
    ve gözde restoranda rezervasyon
    yaptırmayı unuttuğunuzu fark edeceksiniz
  • 4:16 - 4:18
    ve bir kart almayı unutacaksınız
  • 4:18 - 4:21
    ve sonra partnerinizin de
    unuttuğunu ümit edip dua edeceksiniz.
  • 4:22 - 4:25
    Pekala, dini törenler ve ayinler
  • 4:25 - 4:28
    esasen yıl dönümü işlevine
    hizmet etmek için tasarlanmıştır,
  • 4:28 - 4:32
    yani her şeyden önce dini doğuran
    o kutsal, açığa vurucu
  • 4:32 - 4:35
    karşılaşmadan geriye kalanlara
  • 4:35 - 4:37
    tutunabileceğimiz bir konteyner gibidir.
  • 4:37 - 4:40
    Sorun şu ki birkaç yüzyıl sonra,
  • 4:40 - 4:42
    tarih takvimde kalır
  • 4:43 - 4:46
    fakat gönül ilişkisi ölüp gitmiştir.
  • 4:46 - 4:50
    Bizlere hiçbir anlam ifade etmeyen
    kelimelerin sonsuz, anlamsız tekrarları
  • 4:50 - 4:52
    içerisinde kendimizi
    bulduğumuz an bu andır,
  • 4:52 - 4:56
    birisi bizden istediği için
    kalkmak ve oturmak,
  • 4:56 - 4:59
    çağdaş gerçekliğimizin tamamen
  • 4:59 - 5:03
    ve vahşice dışında kalan,
    kıskançlıkla korunan doktrine tutunmak,
  • 5:03 - 5:05
    yalnızca bir şeyler her zaman
  • 5:05 - 5:09
    öyle olduğu için, yarım yamalak
    eylemlerle meşgul olmak.
  • 5:10 - 5:14
    Din, Birleşik Devletler'de zayıflıyor.
  • 5:14 - 5:18
    Herkesi kapsayan kiliseler,
    sinagoglar ve camilerin tamamı,
  • 5:18 - 5:19
    yalnızca geleneklerimizin
  • 5:20 - 5:24
    merkezindeki kurumlara değil
  • 5:24 - 5:28
    fakat dine bile, tamamen ilgisiz
    görünen bir genç insan jenerasyonuna
  • 5:28 - 5:32
    ilgi sağlamanın ne kadar zor
  • 5:32 - 5:34
    olduğundan şikayetçiler.
  • 5:34 - 5:36
    Anlamaları gereken şey ise,
  • 5:37 - 5:40
    günümüzde, dini rutin-ciliğin
    cansızlığı nedeniyle
  • 5:40 - 5:44
    ilgisiz hale gelen, dini aşırıcılığın
  • 5:44 - 5:46
    şiddetinden tiksinen
  • 5:46 - 5:49
    bir insan jenerasyonu var.
  • 5:50 - 5:54
    Elbette bu hikâyenin
    olumlu bir yanı da var.
  • 5:55 - 5:59
    Yaklaşık 12 veya 13 yıl önce,
    dini yaşamdaki bu iki eş zamanlı
  • 5:59 - 6:03
    eğilim krizi göz önünde tutulduğunda
  • 6:03 - 6:05
    kendi Yahudi geleneğimi
  • 6:05 - 6:09
    bu alev almış dünyada yeniden anlamlı
    ve amaçlı yapmak için o geleneğin
  • 6:09 - 6:11
    kalbini kazanabileceğim
    bir yolun olup olmadığını
  • 6:11 - 6:13
    bulmak için yola çıktım.
  • 6:14 - 6:15
    Merak etmeye başladım,
  • 6:15 - 6:19
    jenerasyonumuzun bazı büyük
    akıllarını bir araya getirebilseydik
  • 6:19 - 6:23
    ve tekrardan cesur, güçlü
    ve yaratıcı bir biçimde, dini yaşamın
  • 6:23 - 6:26
    bir sonraki yinelemesinin nasıl
    olacağını düşünebilsek ne olurdu?
  • 6:26 - 6:29
    Paramız, alanımız, oyun planımız yoktu
  • 6:29 - 6:31
    fakat e-postamız vardı.
  • 6:31 - 6:34
    Arkadaşım Melissa ve ben oturduk
    ve birkaç arkadaşa ve meslektaşa
  • 6:35 - 6:37
    gönderdiğimiz bir e-posta yazdık.
  • 6:37 - 6:39
    Özetle şu yazıyordu:
  • 6:39 - 6:41
    "Dini terk etmeden önce,
  • 6:42 - 6:45
    neden Cuma gecesi bir araya gelip
  • 6:45 - 6:49
    kendi Yahudi mirasımızla
    ne yapabileceğimizi görmüyoruz?"
  • 6:49 - 6:52
    Yaklaşık 20 kişinin gelmesini umuyorduk.
  • 6:52 - 6:54
    Fakat 135 kişi geldi.
  • 6:55 - 6:58
    Alaycılar ve arayışta olanlar,
  • 6:58 - 6:59
    ateistler ve hahamlar vardı.
  • 6:59 - 7:02
    O gece çoğu kişi,
    hayatlarında ilk kez o gece
  • 7:02 - 7:06
    anlamlı bir dini tecrübe
    yaşadıklarını söylediler.
  • 7:06 - 7:09
    O durumda birisinin yapacağı
    tek mantıklı şeyi
  • 7:09 - 7:11
    yapmak için yola koyuldum:
  • 7:11 - 7:16
    İşimi bıraktım ve bu cesur
    hayali gerçekleştirmeyi denedim,
  • 7:16 - 7:19
    yeniden keşfedilmiş, yeniden
    düşünülmüş, "IKAR" adını verdiğimiz
  • 7:20 - 7:22
    o dini yaşam,
  • 7:22 - 7:25
    "öz" veya "maddenin kalbi"
    anlamına geliyor.
  • 7:25 - 7:27
    Günümüzde dini manzarada
  • 7:27 - 7:30
    IKAR tek başına değil.
  • 7:30 - 7:33
    Geleneklerimizin kalbini yeniden
    kazanmak için yola koyulan,
  • 7:33 - 7:36
    dinin, çözümün bir parçası olması
  • 7:36 - 7:40
    gerektiği anın geldiğine inanan,
    bu arada çoğu kadın olmak üzere,
  • 7:40 - 7:45
    Yahudi ve Hristiyan ve Müslüman
    ve Katolik dini liderler var.
  • 7:46 - 7:48
    Kutsal geleneklerimize geri döndük
  • 7:48 - 7:51
    ve fark ettik ki bütün geleneklerimiz
  • 7:51 - 7:55
    şiddet ve aşırıcılığı meşrulaştıran
    ham maddeyi içeriyor
  • 7:55 - 8:00
    ve ayrıca şefkat, birlikte yaşama
    ve kibarlığı meşrulaştıran
  • 8:00 - 8:02
    ham maddeyi de içeriyor --
  • 8:02 - 8:07
    yani metinlerimiz nefret ve intikam için
    yönerge olarak tercih edildiğinde
  • 8:07 - 8:10
    biz de aynı metinleri sevgi
  • 8:10 - 8:14
    ve affedicilik için yönerge olarak
    okumayı tercih edebiliriz.
  • 8:14 - 8:16
    Sahillerdeki Yahudi-indie
  • 8:16 - 8:20
    başlangıçlarından, bir kadının
    camisine; New York ve Kuzey Carolina'daki
  • 8:21 - 8:23
    siyahi kiliselere,
  • 8:23 - 8:26
    bu ülkeyi adalet ve barış mesajıyla
  • 8:26 - 8:29
    kateden rahibelerle dolu otobüslere,
  • 8:29 - 8:32
    bu çeşitlilik içeren topluluklarda
    paylaşılan bir dini ruh olduğunu
  • 8:33 - 8:36
    ve bunun, bu ülkede
  • 8:36 - 8:42
    yeniden canlandırılmış din
    biçiminde ortaya çıktığını buldum.
  • 8:42 - 8:46
    Bu bağımsız topluluklar arasında
    teolojiler ve eylemler çok fazla
  • 8:46 - 8:48
    çeşitlilik gösterirken
  • 8:48 - 8:52
    aralarında ortak, tutarlı bağlantılar
    olduğunu da görebiliyoruz.
  • 8:52 - 8:55
    Şimdi sizinle bu bağlılıklardan
    dördünü paylaşacağım.
  • 8:56 - 8:58
    Birincisi uyanıklık.
  • 8:58 - 9:00
    Günümüzde, dünyanın her köşesindeki
  • 9:00 - 9:02
    bütün küresel trajedilerle ilgili bilgiye
  • 9:02 - 9:05
    emsalsiz erişimimizin
  • 9:05 - 9:08
    olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
  • 9:08 - 9:11
    12 saat içerisinde 20 milyon insan
  • 9:11 - 9:13
    Türkiye'nin kıyısına vuran Aylan Kurdi'nin
  • 9:13 - 9:16
    küçük bedeninin fotoğrafını gördü.
  • 9:16 - 9:18
    Hepimiz o fotoğrafı gördük.
  • 9:19 - 9:21
    Halep'deki evinin
    enkazı altından çıkarılan
  • 9:21 - 9:25
    beş yaşındaki çocuğun fotoğrafını gördük.
  • 9:25 - 9:28
    Bu fotoğrafları gördüğümüz zaman,
  • 9:28 - 9:30
    belirli bir tür eyleme davet ediliyoruz.
  • 9:31 - 9:35
    Geleneğimde şöyle bir hikaye var;
    yolda yürüyen bir gezgin,
  • 9:35 - 9:38
    bir evde yangın çıktığını görüyor
  • 9:39 - 9:42
    ve diyor ki "Böyle güzel bir şey
    yanıyor ve nasıl oluyor da
  • 9:42 - 9:45
    bunu kimse umursamıyor?"
  • 9:45 - 9:48
    Yani, bizler de dünyamızın
    alev aldığını öğreniyoruz
  • 9:48 - 9:51
    ve kalplerimizi ve gözlerimizi
    açık tutmak bizim işimiz,
  • 9:52 - 9:54
    alevlerin söndürülmesine yardımcı olmakla
  • 9:54 - 9:57
    sorumlu olduğumuzu fark etmek de.
  • 9:57 - 9:59
    Bunu yapmak ziyadesiyle zor.
  • 9:59 - 10:03
    Psikologlara göre dünyada yıkılmış
    şeyle ilgili ne kadar çok şey öğrenirsek
  • 10:03 - 10:05
    bir şey yapma ihtimalimiz o kadar düşük.
  • 10:05 - 10:06
    Bunun adı ruhsal hissizleşme.
  • 10:07 - 10:09
    Belirli bir noktada kapanıyoruz.
  • 10:10 - 10:14
    Bu sürecin bir zamanında,
    dini liderlerimiz
  • 10:14 - 10:17
    insanları huzursuz etmenin
    bizim işimiz olduğunu unuttular.
  • 10:17 - 10:19
    İnsanları uyandırmak bizim işimiz,
  • 10:19 - 10:21
    onları hissizliklerinden çıkarıp
  • 10:21 - 10:23
    ıstıraba sokmak
  • 10:23 - 10:26
    ve yapmak istemediğimiz şeyi
    yaptığımıza ve görmek istemediğimizi
  • 10:26 - 10:29
    gördüğümüze ısrar etmek bizim işimiz.
  • 10:29 - 10:32
    Çünkü sosyal değişimin, yalnızca o evin --
  • 10:32 - 10:33
    (Alkış)
  • 10:33 - 10:37
    yandığını fark edecek kadar uyanık
    olduğumuzda gerçekleştiğini biliyoruz.
  • 10:38 - 10:40
    İkinci prensip ise umut
  • 10:40 - 10:41
    ve bu, umutla ilgili.
  • 10:41 - 10:43
    Umut naif değildir
  • 10:44 - 10:45
    ve umut uyuşturucu değildir.
  • 10:45 - 10:50
    Umut, karamsarlık politikaları
  • 10:50 - 10:52
    ve çaresizlik kültürüne karşı
  • 10:52 - 10:54
    tek en büyük başkaldırma eylemi olabilir.
  • 10:54 - 10:56
    Çünkü umudun bizim için yaptığı şey,
  • 10:56 - 10:59
    bizi tutan ve bizi dışarıdan alıkoyan
  • 10:59 - 11:03
    o konteynerden bizi çıkarmak
  • 11:03 - 11:07
    ve şöyle demektir, "Tekrar hayal
    kurabilir ve geniş düşünebilirsin.
  • 11:07 - 11:09
    İçini kontrol edemezler."
  • 11:10 - 11:13
    Bu yaz, şu an 13 yaşında olan
    ve benden birkaç santim daha uzun
  • 11:13 - 11:15
    küçük kızımı, rahip arkadaşım
  • 11:15 - 11:17
    Otis Moss'un vaazını dinlemek için
  • 11:17 - 11:18
    Chicago'nun güneyinde,
  • 11:18 - 11:20
    Afrikalı-Amerikalı kilisesine götürdüm
  • 11:20 - 11:23
    ve orada umudun dışavurumunu gördüm.
  • 11:24 - 11:29
    O yaz Chicago'da
    Ocak ve Temmuz ayları arasında
  • 11:29 - 11:32
    3.000 kişi vurulmuştu.
  • 11:33 - 11:36
    O kiliseye gittik ve Rahip Moss'un
    vaazını dinledik
  • 11:36 - 11:38
    ve vaazdan sonra
  • 11:38 - 11:42
    o muhteşem kadınlar korosu,
    100 güçlü kadın
  • 11:42 - 11:44
    ayağa kalktı ve şarkı söyledi.
  • 11:45 - 11:48
    "Sana ihtiyacım var. Bana ihtiyacın var.
  • 11:48 - 11:51
    Seni seviyorum. Yaşamana ihtiyacım var."
  • 11:52 - 11:53
    O anda fark ettim ki
  • 11:53 - 11:57
    dinin olması gereken şey buydu.
  • 11:57 - 12:02
    İnsanlara onların ve hayallerinin
    bu dünyanın temelinde önemli olduklarını
  • 12:02 - 12:03
    ve onlara bunların
  • 12:03 - 12:08
    çok da önemli olmadığını söyleyen
    bir amaç hissi, bir umut hissini
  • 12:08 - 12:11
    tekrardan vermekle ilgili olmalıydı.
  • 12:12 - 12:15
    Üçüncü prensip, kuvvet prensibi.
  • 12:15 - 12:17
    Ceplerimizde iki kağıtla
    etrafta yürümemizi gerektiren
  • 12:17 - 12:20
    bir haham geleneği vardır.
  • 12:20 - 12:23
    Birisi "ben toz ve külden ibaretim" der.
  • 12:23 - 12:25
    Benimle alakalı değil.
  • 12:25 - 12:28
    Her şeyi kontrol edemem
    ve bunu tek başıma yapamam.
  • 12:29 - 12:33
    Diğer kağıtta da şu yazar,
    "Benim hatırım için dünya yaratıldı."
  • 12:33 - 12:36
    Yani, her şeyi yapamam ama
    kesinlikle bir şeyler yapabilirim
  • 12:37 - 12:39
    ifadesinin doğruluğudur bu.
  • 12:40 - 12:42
    Affedebilirim.
  • 12:42 - 12:43
    Sevebilirim.
  • 12:44 - 12:45
    Ortaya çıkabilirim.
  • 12:45 - 12:47
    Protesto edebilirim.
  • 12:47 - 12:50
    Bu sohbetin bir parçası olabilirim.
  • 12:50 - 12:53
    Hatta güçsüzlük ve güç arasındaki
  • 12:53 - 12:54
    paradoksu zapteden
  • 12:54 - 12:58
    dini bir ritüelimiz,
    bir tutumumuz bile var.
  • 12:58 - 12:59
    Yahudi topluluğunda
  • 12:59 - 13:02
    yılın, yere tamamen
    yüzüstü yattığımız tek zamanı
  • 13:02 - 13:04
    çok kutsal günler esnasındadır.
  • 13:04 - 13:06
    Bu, tamamen teslim olmanın işaretidir.
  • 13:07 - 13:10
    Topluluğumuzda şu anda,
    yerden kalktığımızda
  • 13:10 - 13:13
    ellerimizi göklere kaldırarak
    ayakta dururuz
  • 13:13 - 13:19
    ve deriz ki "Ben güçlüyüm,
    ben kuvvetliyim ve ben kıymetliyim.
  • 13:19 - 13:22
    Her şeyi yapamam
    fakat bir şeyler yapabilirim."
  • 13:24 - 13:29
    Görünmez olduğumuza ve güçsüz
    olduğumuza bizi inandırmak için
  • 13:29 - 13:30
    birlik olan bir dünyada,
  • 13:30 - 13:33
    dini topluluklar ve
    ritüeller bize şunu hatırlatır;
  • 13:33 - 13:37
    bu dünyada ne kadar vaktimiz
    kalmış olursa olsun, hangi hediyeleri
  • 13:37 - 13:39
    veya kutsamaları almış olursak olalım,
  • 13:39 - 13:41
    kaynaklarımız ne olursa olsun,
  • 13:41 - 13:43
    dünyayı biraz daha adil ve biraz daha
  • 13:43 - 13:46
    sevecen yapabilmeyi
    denemek için onları kullanabiliriz
  • 13:46 - 13:47
    ve kullanmalıyız.
  • 13:48 - 13:51
    Dördüncü ve sonuncusu,
    karşılıklı bağlılık.
  • 13:51 - 13:54
    Birkaç yıl önce, Alaska'da
    sahilde bir adam yürüyordu,
  • 13:54 - 13:56
    üzerinde Japonca yazılar bulunan
  • 13:56 - 13:59
    bir futbol topuyla karşılaştı.
  • 13:59 - 14:02
    Fotoğrafını çekti
    ve sosyal medyada paylaştı
  • 14:02 - 14:05
    ve Japon bir genç onunla iletişim kurdu.
  • 14:05 - 14:08
    Ülkesini harap eden tsunamide
    her şeyini kaybetmişti
  • 14:09 - 14:11
    fakat o futbol topu
    Pasifik boyunca yüzdükten sonra,
  • 14:11 - 14:14
    onu geri alabildi.
  • 14:14 - 14:17
    Dünyamız ne kadar da küçüldü.
  • 14:17 - 14:22
    İnsanlar olarak ne kadar da
    birbirine bağlı olduğumuzu hatırlamamız
  • 14:22 - 14:23
    çok zor.
  • 14:25 - 14:27
    Yine de radikal bireyselcilik
  • 14:27 - 14:29
    yalanından en çok faydalananların,
  • 14:29 - 14:34
    baskı sistemleri olduğunu biliyoruz.
  • 14:34 - 14:35
    Bunun nasıl olduğunu anlatayım.
  • 14:35 - 14:37
    Siyahi gençler polis tarafından
  • 14:37 - 14:40
    taciz edildiğinde
    ilgilenmek zorunda değilim
  • 14:40 - 14:42
    çünkü benim beyaz
    görünümlü Yahudi çocuklarım
  • 14:42 - 14:46
    muhtemelen siyahken araba kullanma
    suçundan kenara çekilmeyecekler.
  • 14:46 - 14:50
    Böyle değil, çünkü bu benim de sorunum.
  • 14:50 - 14:53
    Bilin bakalım?
    Transfobi ve İslamofobi
  • 14:53 - 14:57
    ve bütün ırkçılık biçimleri,
    bunlar da bizim sorunumuz.
  • 14:57 - 15:00
    Ayrıca Yahudi karşıtlığı da
    bizim sorunumuz.
  • 15:00 - 15:02
    Çünkü Emma Lazarus haklıydı.
  • 15:02 - 15:04
    (Alkış)
  • 15:08 - 15:11
    Emma Lazarus, hepimiz özgür
    olmadan hiçbirimizin özgür olmadığını
  • 15:11 - 15:13
    söylerken haklıydı.
  • 15:13 - 15:15
    Hepimiz işin içindeyiz.
  • 15:16 - 15:19
    Bu dört eğilimin, yani uyanıklık,
    umut, kuvvet ve karşılıklı bağlılığın
  • 15:19 - 15:24
    kesişiminde bir yerlerde,
    dinin dünyadaki iyilik için bir güç
  • 15:24 - 15:29
    olması gerektiği ve olabileceğini
    söyleyen bir ters eğilime işaret eden,
  • 15:29 - 15:31
    gelişmekte olan bir
  • 15:31 - 15:36
    çoklu inanç adaleti
    hareketi var bu ülkede.
  • 15:36 - 15:40
    Kalplerimiz bu başarısız
    aşırıcılık dininden ötürü kırık
  • 15:40 - 15:44
    ve başarısız dini rutin-cilikten
    daha fazlasını hak ediyoruz.
  • 15:44 - 15:48
    Dini liderlerin ve dini toplulukların,
    bu ülkenin ve dünyanın
  • 15:48 - 15:52
    umutsuzca ihtiyaç duyduğu
    ruhsal ve kültürel değişimde
  • 15:52 - 15:55
    öncülük yapma zamanları geldi --
  • 15:55 - 15:57
    sevgiye, adalete,
  • 15:57 - 16:01
    eşitliğe ve herkes için
    haysiyete doğru bir değişim.
  • 16:01 - 16:05
    Çocuklarımızın bundan daha fazlasını
    hak ettiklerine inanıyorum.
  • 16:05 - 16:07
    Teşekkürler.
  • 16:07 - 16:14
    (Alkış)
Title:
Dini kurtarmanın tam zamanı
Speaker:
Sharon Brous
Description:

Dünyanın kontrolden çıkmış gibi göründüğü bir anda, din alakasız gibi hissettirebilir -- ya da sorunun bir parçası gibi. Fakat Haham Sharon Brous, modern zamanın ihtiyaçlarına uygun olarak dini yeniden şekillendirebileceğimize inanıyor. Bu heyecanlı konuşmada Brous, yeniden canlandırılmış bir dini uygulamanın dört prensibini paylaşıyor -- ve şiddet, aşırıcılık ve karamsarlığın hissizleştiren gerçekliğine karşı bütün inanç türlerinin umutlu bir karşıt-anlatı olarak var olabileceğini öne sürüyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:27

Turkish subtitles

Revisions