Return to Video

Bjorn Lomborg küresel öncelikleri belirliyor

  • 0:00 - 0:04
    Bugün dünyanın en büyük sorunları üzerine konuşmak istiyorum.
  • 0:04 - 0:06
    “Kuşkulu Çevreci”den (The Skeptical Environmentalist) bahsetmeyeceğim,
  • 0:06 - 0:08
    belki o da iyi bir seçim olabilirdi ama.
  • 0:08 - 0:09
    (Kahkahalar)
  • 0:09 - 0:12
    Ama şununla ilgili konuşacağım, dünyadaki büyük sorunlar neler?
  • 0:12 - 0:15
    Ve konuya girmeden önce sizlerden şunu isteyeceğim,
  • 0:15 - 0:17
    hepinizin birer kalem kağıt almanızı istiyorum,
  • 0:17 - 0:20
    çünkü aslında sizden bunu nasıl yapacağımıza dair yardım isteyeceğim.
  • 0:20 - 0:22
    Şimdi, kağıt ve kalemlerinizi çıkarın.
  • 0:22 - 0:24
    Mesele şu, dünyada pek çok sorun var.
  • 0:24 - 0:26
    Ben sadece bunların birkaçını sıralayacağım.
  • 0:26 - 0:28
    800 milyon insan açlıkla yüz yüze.
  • 0:28 - 0:30
    1 milyar insan temiz içme suyu bulamıyor.
  • 0:30 - 0:32
    2 milyar insan hijyen koşullarından yoksun.
  • 0:32 - 0:35
    Milyonlarca insan HIV ve AIDS nedeniyle ölüyor.
  • 0:35 - 0:37
    Liste böyle uzayıp gidiyor.
  • 0:37 - 0:42
    İki milyar insan iklim değişikliklerinden ciddi şekilde etkilenecek...
  • 0:42 - 0:44
    Dünyanın pek çok sorunu var.
  • 0:44 - 0:48
    İdeal bir dünyada, bu sorunların hepsini çözebilmeliyiz, ama çözmüyoruz.
  • 0:48 - 0:50
    Bütün sorunları çözmüyoruz.
  • 0:50 - 0:54
    Ve madem hepsini çözemiyoruz, kendimize sormalıyız
  • 0:54 - 0:57
    - ki bu konuşma bu yüzden ekonomi oturumunda yapılıyor-
  • 0:57 - 1:00
    hepsini çözemeyeceksek, kendimize sormaya başlamalıyız,
  • 1:00 - 1:02
    önce hangilerini çözmeliyiz?
  • 1:02 - 1:04
    Ve size bugün sormak istediğim soru bu.
  • 1:04 - 1:09
    Diyelim ki önümüzdeki 4 sene içinde, dünyaya faydalı işler yapmamız için ayrılmış
  • 1:09 - 1:12
    50 milyar dolarımız var, bu parayı nereye harcamalıyız?
  • 1:12 - 1:15
    Gelecekte dünyayı bekleyen 10 ana sorunu belirledik,
  • 1:15 - 1:17
    sizlere kısaca bunları okuyacağım.
  • 1:17 - 1:19
    İklim değişiklikleri, bulaşıcı hastalıklar, çatışmalar, eğitim,
  • 1:19 - 1:21
    ekonomik dalgalanmalar, devlet yönetiminde yolsuzluk,
  • 1:21 - 1:24
    yetersiz beslenme ve açlık, nüfus göçleri,
  • 1:24 - 1:27
    hijyen ve temiz su, sübvansiyonlar ve ticari engellemeler.
  • 1:27 - 1:29
    Bunların birçok yönden,
  • 1:29 - 1:31
    dünyanın en büyük sorunlarını da kapsayan sorunlar olduğunu düşünüyoruz.
  • 1:31 - 1:33
    Aslında sorulması gereken soru şudur,
  • 1:33 - 1:35
    size göre dünyadaki en büyük meseleler nelerdir?
  • 1:35 - 1:38
    Bu sorunların çözümüne nereden başlamalıyız?
  • 1:38 - 1:40
    Ama aslında bu yanlış bir soru.
  • 1:40 - 1:43
    Bu, Ocak ayında Davos’ta sorulan soruydu.
  • 1:43 - 1:46
    Ama tabii, insanlardan sorunlara yoğunlaşmalarını istemekte bir sorun var.
  • 1:46 - 1:49
    Çünkü sorunların hepsini çözemiyoruz.
  • 1:49 - 1:52
    Şüphesiz dünyadaki en büyük sorun hepimizin bir gün ölecek olması.
  • 1:52 - 1:54
    Ama bunu çözecek bir teknolojiye sahip değiliz, değil mi?
  • 1:54 - 1:57
    Yani mesele sorunlar için öncelikleri belirlemek değil,
  • 1:57 - 2:01
    sorunların çözümlerine yönelik önceliklerin sıralaması yapmaktır.
  • 2:01 - 2:04
    Örneğin, tabii bu giderek karmaşık hale geliyor olabilir,
  • 2:04 - 2:06
    İklim değişiklikleri için Kyoto gibi bir çözüm önerisi olabilir.
  • 2:06 - 2:09
    Bulaşıcı hastalıklar için sağlık klinikleri veya sineklikler önerilebilir.
  • 2:09 - 2:12
    Çatışmalar için çözüm önerisi Birleşmiş Milletler’in barış gücü olabilir vesaire...
  • 2:12 - 2:17
    Sizden yapmanızı istediğim,
  • 2:17 - 2:20
    30 saniye içinde, biliyorum bu bir yandan
  • 2:20 - 2:22
    imkansız bir iş gibi görünüyor ama, size göre
  • 2:22 - 2:24
    en yüksek önceliklerin neler olduğunu yazmanızı istiyorum.
  • 2:24 - 2:27
    Ve önce, ki bu ekonominin kötücülleştiği bir nokta tabii,
  • 2:27 - 2:30
    neleri yapmamamız gerektiğini yazmanızı istiyorum.
  • 2:30 - 2:32
    Hangi maddeler listenin sonunda yer almalı?
  • 2:32 - 2:35
    Şimdi lütfen, 30 saniye içinde, isterseniz komşunuzla konuşun,
  • 2:35 - 2:37
    ve dünyanın en büyük sorunları için listenin başında
  • 2:37 - 2:39
    ve sonunda hangi çözümler bulunmalı
  • 2:39 - 2:41
    belirleyin.
  • 2:41 - 2:44
    Burada yaptığım bu konuşmanın en olağanüstü tarafı, elbette
  • 2:44 - 2:46
    yapmaktan keyif aldığım bir iş bu ama, bunun için sadece 18 dakikam var.
  • 2:46 - 2:48
    Şimdiden oldukça büyük bir kısmını sizlere verdim, değil mi?
  • 2:48 - 2:52
    Bu süreçle ilgili daha detaya inmek ve sizleri biraz düşündürmek istiyorum,
  • 2:52 - 2:54
    ve aslında şimdiye kadar yaptığımız da buydu.
  • 2:54 - 2:56
    Sizleri aynı zamanda cesaretlendirmek istiyorum.
  • 2:56 - 2:58
    Eminim konuşmanın ardından da fikir alışverişi yapacağız ama,
  • 2:58 - 3:00
    düşünmenizi istediğim asıl konu, öncelik sıralamasını nasıl yaptığımız?
  • 3:00 - 3:02
    Tabii önce kendinize şu soruyu sormanız gerekecek,
  • 3:02 - 3:04
    acaba neden daha önce böyle bir liste yapılmadı?
  • 3:04 - 3:09
    Bunun bir sebebi, öncelikleri sıralamanın çok rahatsızlık verici olmasıdır.
  • 3:09 - 3:11
    Kimse bunu yapmak istemez.
  • 3:11 - 3:14
    Elbette tüm örgütler böyle bir listenin en başında olmak isterler.
  • 3:14 - 3:17
    Ama aynı zamanda, bu örgütler listebaşı olmamaktan nefret de edebilirler.
  • 3:17 - 3:21
    Ve listebaşı olanlardan çok daha fazla
  • 3:21 - 3:24
    liste başı olmayan bulunacağı için, böyle bir listenin
  • 3:24 - 3:26
    yapılmak istenmeyişi anlaşılırdır.
  • 3:26 - 3:28
    Birleşmiş Milletler 60 yıldır faaliyette,
  • 3:28 - 3:31
    buna rağmen BM’de dünyanın sorunları için yapılabilecek
  • 3:31 - 3:33
    temel katkıların bir listesini çıkarmış değiliz,
  • 3:33 - 3:36
    ve tabii, hangilerini önce yapmamız gerektiğini de belirlemedik.
  • 3:36 - 3:39
    Bu demek değil ki, öncelikleri belirlemiyoruz
  • 3:39 - 3:43
    verilen her karar bir önceliklendirmedir aslında, dolaylı yoldan da olsa
  • 3:43 - 3:46
    öncelikleri belirliyoruz- ama tabii bunların detaylandırılıp,
  • 3:46 - 3:48
    üzerinde konuşularak yapılan önceliklendirmeler kadar
  • 3:48 - 3:50
    etkili olması mümkün olmuyor.
  • 3:50 - 3:52
    Burada söylemeye niyet ettiğim şu ki; çok uzun bir süredir,
  • 3:52 - 3:56
    bir menü dolusu seçeneğin olduğu bir durumla karşı karşıyayız.
  • 3:56 - 3:58
    Yapmayı seçebileceğimiz bir yığın şey varken,
  • 3:58 - 4:01
    bunların fiyatlarını ve porsiyonların büyüklüğünü bilmiyorduk.
  • 4:01 - 4:03
    Hiçbir fikrimiz yoktu.
  • 4:03 - 4:06
    Bir restoranta gittiğinizi ve büyük menü kartlarından birine baktığınızı hayal edin.
  • 4:06 - 4:08
    ama fiyatlar hakkında hiçbir fikriniz yok.
  • 4:08 - 4:10
    Bir pizza isteyeceksiniz, bunu biliyorsunuz, ama fiyatı hakkında en küçük fikriniz yok.
  • 4:10 - 4:12
    1 dolar olabilir, 1000 dolar olabilir.
  • 4:12 - 4:14
    Aile boyu bir pizza gelebilir.
  • 4:14 - 4:16
    Sadece 1 kişilik bir pizza olabilir, değil mi?
  • 4:16 - 4:18
    Bunları bilmek isteriz.
  • 4:18 - 4:20
    Kopenhag Konsensus’unun yapmaya çalıştığı işte budur --
  • 4:20 - 4:23
    konuların üstlerine fiyat etiketlerini iliştirmeye çalışmak.
  • 4:23 - 4:26
    Ve en temel hatlarıyla, Kopenhag Konsensus’unun işlevi de budur.
  • 4:26 - 4:30
    Her alandan üçer tane olmak üzere, dünyanın en iyi 30 ekonomistiyle çalışıyoruz.
  • 4:30 - 4:33
    Dünyanın en iyi ekonomistlerinden 3'ü, iklim değişiklikleriyle ilgili raporlar yazıyor.
  • 4:33 - 4:36
    Neler yapabiliriz? Hangi bedelleri ödeyeceğiz?
  • 4:36 - 4:37
    Ve bunların sağlayacağı faydalar neler olacak?
  • 4:37 - 4:39
    Bulaşıcı hastalıklar için de aynı şekilde.
  • 4:39 - 4:42
    Dünyanın alanında en iyi 3 uzmanı ne yapabiliriz diye soruyor?
  • 4:42 - 4:43
    Ve bedeli ne olacak?
  • 4:43 - 4:46
    Bu konuda ne yapmalıyız ve ortaya çıkan sonuç ne olur?
  • 4:46 - 4:47
    Ve bunun gibi soruların cevaplarını veriyorlar.
  • 4:47 - 4:49
    Sonrasında dünyanın en iyi ekonomistlerini
  • 4:49 - 4:53
    3'ü Nobel ödüllü olmak üzere, dünyanın en iyi 8 ekonomistini,
  • 4:53 - 4:56
    Mayıs 2004'te Kopenhag'da buluşturduk.
  • 4:56 - 4:58
    Onlara “rüya takım” diyorduk.
  • 4:58 - 5:01
    Cambridge Üniversitesi Öğrenci Konseyi onlara
  • 5:01 - 5:03
    “Ekonominin Real Madrid’i” demeye karar verdi.
  • 5:03 - 5:05
    Bu, Avrupa’da geçerliliği olan bir tanım tabii, burada aynı etkiyi yaratmayabiliyor.
  • 5:05 - 5:09
    Yaptıkları basitçe, önceliklerin belirlendiği bir liste ortaya çıkarmaktı.
  • 5:09 - 5:11
    Tabii akla ilk şu soru geliyor, neden ekonomistler?
  • 5:11 - 5:13
    Bu soruyu sorduğunuz için çok memnun oldum tabii --(Kahkahalar)--
  • 5:13 - 5:15
    Çünkü bu çok iyi bir soru.
  • 5:15 - 5:18
    Mesele şu, sıtma hastalığını merak ediyorsanız,
  • 5:18 - 5:20
    sıtma hastalıkları uzmanına danışırsınız.
  • 5:20 - 5:22
    İklimle ilgili sorularınız varsa, bir iklimbilimciye sorarsınız.
  • 5:22 - 5:25
    Ama bu iki sorundan hangisini daha önce çözmemiz gerektiğini bilmek istiyorsanız,
  • 5:25 - 5:28
    ikisine de danışamazsınız, çünkü bu onların uzmanlık alanı değildir.
  • 5:28 - 5:30
    Bu ekonomistlerin işidir.
  • 5:30 - 5:31
    Onlar öncelikleri belirlerler.
  • 5:31 - 5:36
    Önce hangi sorunları çözmemiz gerektiğini bulmak, son derece pis bir iş olsa da onların işi.
  • 5:36 - 5:38
    Ve hangilerini daha sonraya bırakacağımızı bulmak?
  • 5:38 - 5:41
    Şimdi, listenin son hali bu ve bunu bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.
  • 5:41 - 5:43
    Bunu web sitesinde görmeniz de mümkün tabi,
  • 5:43 - 5:46
    ve gün içinde de, eminim üstünde konuşmaya devam edeceğiz..
  • 5:46 - 5:48
    Bir liste ortaya çıkardılar, ki dediklerine göre
  • 5:48 - 5:51
    listede kötü projeler var -- 1 dolar yatırdığınızda,
  • 5:51 - 5:54
    karşılığında 1 dolardan daha az fayda sağlayan projeler.
  • 5:54 - 5:58
    Listenin devamında vasat projeler, iyi projeler ve çok iyi projeler yer alıyor.
  • 5:58 - 6:00
    Ve tabii, başlangıçta yapmamız gerekenler çok iyi olan projeler.
  • 6:00 - 6:02
    Listenin tersinden gideceğim
  • 6:02 - 6:04
    böylelikle en son, en iyi projelere geleceğiz.
  • 6:04 - 6:06
    Bunlar kötü olan projelerdi.
  • 6:06 - 6:10
    Gördüğünüz gibi listenin sonunda iklim değişikliği yer alıyor.
  • 6:10 - 6:14
    Bu birçok insanı kızdırıyor, bir de muhtemelen bu,
  • 6:14 - 6:16
    insanların, benim de dönmemi istemeyecekleri bir konu.
  • 6:16 - 6:18
    Ben de bunun hakkında konuşmak istiyorum çünkü gerçekten ilginç.
  • 6:18 - 6:20
    Neden bu gündeme geldi?
  • 6:20 - 6:22
    Aslında buna konuşmanın devamında da geri dönmeye çalışacağım
  • 6:22 - 6:24
    çünkü bu muhtemelen
  • 6:24 - 6:26
    yazdığınız listelerde fikir ayrılığına düştüğümüz konulardan biri olacak.
  • 6:26 - 6:29
    Kyoto’nun --veya Kyoto’dan daha kapsamlı bir işin--
  • 6:29 - 6:31
    başarısız birer uygulama olacağını söylemelerinin nedeni
  • 6:31 - 6:33
    Kyoto’nun verim alınamayacak bir çalışma olmasıdır.
  • 6:33 - 6:35
    Bu küresel ısınma yoktur demek anlamına gelmiyor.
  • 6:35 - 6:37
    Bunun büyük bir problem olmadığı da söylenmiyor.
  • 6:37 - 6:39
    Ama deniliyor ki, bu konuda yapabileceğimiz
  • 6:39 - 6:42
    büyük harcamalar sonucu çok küçük faydalar göreceğiz.
  • 6:42 - 6:46
    Makro ekonomik modellemelerin çoğunun bize gösterdiği sonuç şu ki,
  • 6:46 - 6:51
    herkes de buna katılıyor sanırım, Kyoto yılda 150 milyar dolara maloluyor.
  • 6:51 - 6:53
    Bu çok ciddi bir rakam.
  • 6:53 - 6:55
    Her yıl Üçüncü Dünya ülkelerine yaptığımız
  • 6:55 - 6:57
    global gelişim yardım paketinin 2-3 katı.
  • 6:57 - 6:59
    Buna karşın sağladığı fayda da çok küçük.
  • 6:59 - 7:03
    Tüm modellemeler, bu çalışmanın küresel ısınmayı 2100'e gelindiğinde sadece 6 yıl için ertelenmiş olacağını gösteriyor.
  • 7:03 - 7:07
    Yani Bangladeş’deki biri 2100’de başına gelecek bir sel felaketini 2106’da yaşayacak.
  • 7:07 - 7:09
    Ki bu küçük bir fayda, ama yeterli bir fayda değil.
  • 7:09 - 7:14
    Yani buradaki fikirle, büyük paralar karşılığında çok küçük faydalar elde edebildiğimiz.
  • 7:14 - 7:16
    Bu konuyu biraz somutlaştırabilmek adına şu örneği vereceğim,
  • 7:16 - 7:18
    BM’in değerlendirmelerine göre bu rakamın yarısı ile,
  • 7:18 - 7:20
    yani yılda 75 milyar dolarla,
  • 7:20 - 7:23
    Dünya’nın tüm temel sorunlarını çözebiliyoruz.
  • 7:23 - 7:26
    Yaşayan her birey için temiz içme suyu, hijyenik koşullar,
  • 7:26 - 7:29
    temel sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını sağlayabiliyoruz.
  • 7:29 - 7:33
    Burada kendimize sormamız gereken soru şu, çok küçük fayda sağlayabildiğimiz bu işe,
  • 7:33 - 7:34
    bu rakamın iki katı kadar harcama yapmak istiyor muyuz?
  • 7:34 - 7:37
    Yoksa yarısı ile inanılmaz faydalar sağlayabileceğimiz başka işlere mi yatırım yapmalıyız?
  • 7:37 - 7:40
    Ve bu, bu bir projenin neden başarısız sayıldığının göstergesidir.
  • 7:40 - 7:43
    Bu demek değil ki, bütün bu paraya sahip olsaydık bunu da yapmak istemezdik.
  • 7:43 - 7:47
    Ama bu şu demek, maalesef sahip değiliz ve önceliğimiz de şimdilik bu değil.
  • 7:47 - 7:50
    Sırada, vasat projeler var, fark etmişsinizdir hepsiyle ilgili uzun uzun konuşmayacağım,
  • 7:50 - 7:54
    ama bulaşıcı hastalıklar, temel sağlık hizmeti bu listede yerini aldı
  • 7:54 - 7:57
    çünkü evet, temel sağlık hizmeti önemlidir.
  • 7:57 - 8:00
    Çok ciddi faydalar sağlanabilirdi, ama bu da çok ama çok büyük maliyetli bir iş.
  • 8:00 - 8:02
    Yine buradan da görünen şu ki,
  • 8:02 - 8:04
    bir anda denklemin iki tarafını birden düşünmeye başlıyoruz.
  • 8:04 - 8:08
    İyi projelere baktığınızda, hijyenik koşullar ve temiz su ile ilgili birçok proje var.
  • 8:08 - 8:10
    Hijyen ve temiz su elbette çok önemli,
  • 8:10 - 8:13
    ama altyapı maliyetleri çok yüksek.
  • 8:13 - 8:15
    Bu yüzden sizlere dünyadaki sorunlarla nasıl başa çıkmalıyız konusu gündeme geldiğinde
  • 8:15 - 8:18
    en azından ilk sıralarda dikkate almamız gereken
  • 8:18 - 8:21
    dört öncelikli sorundan bahsetmek istiyorum.
  • 8:21 - 8:25
    Dikkate alınması gereken öncelikli dördüncü sorun sıtma - sıtmayla başa çıkma.
  • 8:25 - 8:29
    Sıtma, dünyada her yıl milyonlarca insanın yakalandığı bir hastalık.
  • 8:29 - 8:33
    Hatta mağduru olan ülkelerde her yıl
  • 8:33 - 8:35
    gayri safi milli hasıladan aldığı yüzdeyi yükseltmeye neden olabiliyor.
  • 8:35 - 8:39
    Önümüzdeki 4 yıl içinde 13 milyar dolar yatırım yaptığımızda,
  • 8:39 - 8:41
    sıtma vakalarını yarıya düşürebiliriz.
  • 8:41 - 8:44
    500.000 kişiyi ölümden döndürebiliriz,
  • 8:44 - 8:47
    ama daha da önemlisi, her yıl bir milyar kadar insana
  • 8:47 - 8:48
    sıtma bulaşmasının önüne geçebiliriz.
  • 8:48 - 8:50
    Böylelikle, bu insanların, mücadele etmeleri gereken başka birçok sorunla
  • 8:50 - 8:53
    uğraşmaları için gereken gücü önemli ölçüde sağlamış oluruz.
  • 8:53 - 8:56
    Elbette, uzun vadede de küresel ısınmayla mücadele edebilmelerini.
  • 8:57 - 9:00
    Üçüncü en iyi proje, serbest ticaret.
  • 9:00 - 9:03
    Temel olarak model, serbest ticaret ortamı sağlayabilirsek,
  • 9:03 - 9:06
    özellikle Avrupa ve Amerika’daki sübvansiyonları kısıtlayabilirsek,
  • 9:06 - 9:10
    global ekonomiyi canlandırmış oluruz.
  • 9:10 - 9:14
    Bu canlanma 2,400 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama mukabil
  • 9:14 - 9:16
    ki bunun yarısı Üçüncü Dünya ülkelerinin payına düşecektir.
  • 9:16 - 9:19
    Bir kez daha tekrarlarsak, söylemeye çalıştığım şu ki; aslında
  • 9:19 - 9:22
    200-300 milyon insanı 2 ile 5 yıl arasında bir süre içinde,
  • 9:22 - 9:25
    radikal bir hızla, yoksulluktan kurtarabiliriz.
  • 9:25 - 9:27
    Bu yapabileceğimiz en iyi üçüncü şey olur.
  • 9:27 - 9:31
    Yapabileceğimiz ikinci en iyi şey, yetersiz ve kötü beslenme üzerine yoğunlaşmaktır.
  • 9:31 - 9:34
    Sadece genel olarak yetersiz beslenme değil, bunu yapmanın çok ucuz bir yolu var
  • 9:34 - 9:37
    - ki bu mineraller gibi mikro besinlerin eksikliğiyle mücadeleden geçiyor.
  • 9:37 - 9:40
    Temel olarak, dünya nüfusunun yarısı
  • 9:40 - 9:42
    demir, çinko, iyot ve A vitamini eksikliğinden muzdarip.
  • 9:42 - 9:44
    12 milyar dolar civarında bir yatırım yaptığımızda,
  • 9:44 - 9:47
    bu sorunun önüne güçlü bir set çekebiliyoruz.
  • 9:47 - 9:50
    -- ki bu da yapacağımız en iyi ikinci yatırım oluyor.
  • 9:50 - 9:55
    Ve en iyi proje, HIV/AIDS sorununa yoğunlaşmak olacaktır.
  • 9:55 - 9:59
    Temel olarak, önümüzdeki sekiz sene içinde 27 milyar dolar yatırım yaparsak,
  • 9:59 - 10:03
    28 milyon yeni HIV/AIDS vakasının önüne geçmiş oluyoruz.
  • 10:03 - 10:07
    Bir kez daha, burada yapılacak iş ve yoğunlaşılacak olan şu;
  • 10:07 - 10:10
    HIV/AIDS ile mücadelede birbirinden tamamen farklı iki yöntem var.
  • 10:10 - 10:13
    Biri tedavi, diğeri ise korunma.
  • 10:13 - 10:16
    Ve yine, ideal bir dünyada, ikisini birden yapardık.
  • 10:16 - 10:19
    Ama ikisini de yapamadığımız, veya ikisinde de pek başarılı olamadığımız bir dünyada,
  • 10:19 - 10:23
    kendimize en azından, ilk önce hangisine yatırım yapacağımızı sormalıyız.
  • 10:23 - 10:26
    Ve tedavi, korunmaya nispeten çok çok daha pahalı bir yöntem.
  • 10:26 - 10:30
    Yani odak noktamız, korunmaya yapacağımız yatırımlarla
  • 10:30 - 10:32
    çok daha büyük faydalar sağlayabilecek olmamız.
  • 10:32 - 10:34
    Kısacası, harcayacağımız para ile
  • 10:34 - 10:37
    tedavi yönteminde X kadar fayda sağlayabilecekken,
  • 10:37 - 10:40
    korunma yöntemiyle bunun 10 katı kadar fazla fayda sağlayabiliyoruz.
  • 10:40 - 10:43
    Yani bir kez daha tekrarlarsak, ilk aşamada, tedavi etmektense
  • 10:43 - 10:44
    korunmaya odaklanıyoruz.
  • 10:44 - 10:48
    Bütün bunlar bizi, önceliklerimizle ilgili düşündürmeye yöneltiyor.
  • 10:48 - 10:52
    Sizden öncelik listenize bakıp karar vermenizi istiyorum,
  • 10:52 - 10:54
    doğru bir liste yaptınız mı?
  • 10:54 - 10:56
    Burada ortaya çıkan listeye yaklaşabildiniz mi?
  • 10:56 - 11:00
    Tabii eminim ki, burada yine iklim değişikliği sorunu gündeme geliyor.
  • 11:00 - 11:03
    Birçok insanın bunu yapmamızın gerekliliği konusunda tereddütleri olduğunu fark ediyorum.
  • 11:03 - 11:05
    İklim değişikliği sorununa da eğilmeliyiz tabii,
  • 11:05 - 11:08
    başka hiçbir sebebi olmasa bile, sadece gerçekten büyük bir sorun olduğu için bu konuya değinmeliyiz.
  • 11:08 - 11:11
    Ama tabii, bütün sorunlara eğilemiyoruz.
  • 11:11 - 11:13
    Dünyada çözülmeyi bekleyen pek çok sorun var.
  • 11:13 - 11:17
    Aslında yapmaya çalıştığım, sorunlara gerçekten odaklanacaksak
  • 11:17 - 11:19
    doğru sorunlara odaklanmamızı sağlamak.
  • 11:19 - 11:22
    Daha az yararlı olabileceklerimizdense, çok daha fazla yararlı olabileceklerimize.
  • 11:22 - 11:25
    Ve bence, rüya takımdan Thomas Schelling
  • 11:25 - 11:29
    bunu çok çok güzel ifade etmişti.
  • 11:29 - 11:32
    “İnsanların unuttukları bir şey var; önümüzdeki 100 yıl içinde,
  • 11:32 - 11:35
    ki iklim değişikliğinin çoğu etkileri bu süreçte ortaya çıkacak,
  • 11:35 - 11:37
    insanlık çok çok daha zengin olacak.
  • 11:37 - 11:41
    Birleşmiş Milletler’in en karamsar değerlendirmelerine göre bile,
  • 11:41 - 11:44
    2100 yılında, gelişmekte olan ülkelerde, sıradan bir insanın geliri
  • 11:44 - 11:46
    bugün bizim elde ettiğimiz gelir kadar olacak.
  • 11:46 - 11:50
    Daha büyük ihtimalle, bizim mevcut halimizden 2 ile 4 katımız kadar daha zengin olacaklar.
  • 11:50 - 11:52
    Ve tabii, bizlerin, bundan çok daha zengin olacağız.”
  • 11:52 - 11:56
    Söylemeye çalıştığım, insan hayatı kurtarmaktan bahsettiğimiz zaman,
  • 11:56 - 11:59
    ya da 2100 yılında Bangladeş’teki insanlara yardım etmekten,
  • 11:59 - 12:01
    fakir bir Bangladeşliden bahsetmiyoruz.
  • 12:01 - 12:03
    Aslında, bugünün oldukça zengin bir Hollandalısından bahsediyoruz.
  • 12:03 - 12:05
    Yani esas nokta şu,
  • 12:05 - 12:09
    günümüzden 100 yıl sonrasında yaşayacak, oldukça zengin bir Hollandalıya,
  • 12:09 - 12:11
    yüklü bir para harcayıp küçük bir yardımda mı bulunmak istiyoruz?
  • 12:11 - 12:16
    Yoksa şu anda, Bangladeş’te, gerçekten yoksulluk içinde yaşayan,
  • 12:16 - 12:19
    gerçekten yardıma ihtiyacı olan ve bizim çok ucuza yardım eli uzatabileceğimiz insanlara mı yardım etmek istiyoruz?
  • 12:19 - 12:24
    Veya Schelling’in ifade ettiği gibi, 2100’de yaşayıp 2005'i düşünen zengin bir Çinli, Bolivyalı ya da zengin bir Kongolu
  • 12:24 - 12:29
    --öyle olacakları varsayılıyor--olduğunuzu düşünün ve şöyle diyorsunuz:
  • 12:29 - 12:35
    “O dönemde yardıma asıl ihtiyacı olan ve daha faydalı olabilecekleri
  • 12:35 - 12:39
    büyük dedelerim dururken,
  • 12:39 - 12:43
    iklim değişikliği için bana faydası olacağını düşündükleri
  • 12:43 - 12:46
    bu küçücük yardımla,
  • 12:46 - 12:49
    bu kadar çok uğraşmış olmaları ne tuhaf?”
  • 12:49 - 12:52
    Sanırım bu gerçekten bize,
  • 12:52 - 12:54
    önceliklendirme işini neden yapmamız gerektiğini açıkça anlatıyor.
  • 12:54 - 12:57
    Her ne kadar bu bizim, sorunları en yalın haliyle ele almamıza izin vermese de.
  • 12:57 - 13:02
    Tabii bunun ana sebebi, iklim değişikliği sorunu ile ilgili kafamızda çok net resimlemeler var.
  • 13:02 - 13:05
    Biliyorsunuz, “Yarından Sonra” filmi var --çok iyi görünüyor, değil mi?
  • 13:05 - 13:08
    İzlemek istiyorum o anlamda, iyi bir film, evet,
  • 13:08 - 13:11
    ama Emmerich’in bir sonraki filminde
  • 13:11 - 13:14
    Brad Pitt’e Tanzanya’da bir yerlerde
  • 13:14 - 13:16
    tuvalet kazdırmasını filan beklemeyin. (Kahkaha)
  • 13:16 - 13:18
    Bunun filme kazandıracağı pek fazla bir şey yok tabii.
  • 13:18 - 13:20
    Şimdi birçok yönden, Kopenhag Konsensüs’ü
  • 13:20 - 13:22
    ve bütün bu önceliklendirme konuşmalarının
  • 13:22 - 13:25
    sıkıcı sorunlara karşı bir savunma olduğunu düşünüyorum.
  • 13:25 - 13:29
    Bunları, bize kendimizi daha iyi hissettirdikleri
  • 13:29 - 13:34
    ya da medyanın daha çok ilgisini çeken sorunlar oldukları için değil,
  • 13:34 - 13:37
    en büyük faydayı sağlayabileceğimiz projeler olduklarını bildiğimiz için ele almalıyız.
  • 13:37 - 13:40
    Diğer itirazlar, ki bence bunlara değinmek önemli --
  • 13:40 - 13:44
    benim veya bizim, bir şekilde varsayımlarımızı yanlış seçimlere göre yapıyor olmamız.
  • 13:44 - 13:46
    İdeal bir dünyada, elbette bütün sorunları çözmeliyiz
  • 13:46 - 13:48
    kesinlikle aynı fikirdeyim.
  • 13:48 - 13:50
    Bence hepsini birden çözmeliyiz, ama çözemiyoruz.
  • 13:50 - 13:54
    1970’te gelişmiş dünya bizlerin, onların gelişmekte olan dünyalarında yaptıklarının
  • 13:54 - 14:00
    iki katı kadar harcama yapacağımızı öngörmüştü.
  • 14:00 - 14:02
    O günden beri yaptığımız yardımlar yarıya indi.
  • 14:02 - 14:05
    Yani ortada, bütün büyük sorunları
  • 14:05 - 14:07
    bir anda çözebilecekmişiz gibi bir durum yok.
  • 14:07 - 14:10
    Benzer şekilde, insanlar, “Peki Irak savaşı ne olacak?” diye soruyor.
  • 14:10 - 14:12
    Biliyorsunuz, 100 milyar dolar harcadık.
  • 14:12 - 14:14
    Neden o parayı dünyaya faydalı olacak işlerde kullanmıyoruz?
  • 14:14 - 14:15
    Hepsine katılıyorum.
  • 14:15 - 14:17
    Eğer herhangi biriniz Bush’u bunu yapmaya ikna edebilirse iyi olur.
  • 14:17 - 14:19
    Ama yine söylemeye çalıştığım şey şu,
  • 14:19 - 14:21
    eğer başka bir 100 milyar dolar bulursanız,
  • 14:21 - 14:24
    bunu yine elimizden gelen en iyi şekilde kullanmak isteriz, değil mi?
  • 14:24 - 14:26
    Yani burada asıl mesele, en başa dönüp
  • 14:26 - 14:28
    doğru önceliklerin ne olduğu üzerine düşünmek.
  • 14:28 - 14:32
    Kısaca özetleyerek belirtmeliyim, bu ortaya çıkardığımız liste gerçekten doğru bir liste mi?
  • 14:32 - 14:35
    Bilirsiniz, dünyanın en iyi ekonomistlerine danıştığınızda,
  • 14:35 - 14:38
    bu insanların yaşlı beyaz Amerikalılar olması kaçınılmaz oluyor.
  • 14:38 - 14:40
    Ve bilirsiniz, onlar da dünyanın geri kalanına dönüp bakmak için
  • 14:40 - 14:44
    her zaman en iyi adamlar olmayabiliyorlar.
  • 14:44 - 14:46
    Sonuç olarak dünyanın her yerinden 80 genç insana
  • 14:46 - 14:48
    gelip aynı sorunu çözmeleri için davette bulunduk.
  • 14:48 - 14:52
    Koyulan iki koşul vardı, birincisi bir üniversitede okuyor olmaları,
  • 14:52 - 14:54
    ve ikincisi İngilizce konuşuyor olmalarıydı.
  • 14:54 - 14:57
    Başta, büyük bir çoğunluğu, gelişmiş ülkelerdendi.
  • 14:57 - 14:59
    Hepsinin ele alacağı konu aynıydı ama kendi listelerini oluştururken
  • 14:59 - 15:02
    konuşmaların kapsamının çok dışına da çıkabileceklerdi,
  • 15:02 - 15:04
    ve öyle de yaptılar.
  • 15:04 - 15:06
    Ve işin şaşırtıcı yanı, listeler çok benzerdi--
  • 15:06 - 15:09
    yetersiz beslenme ve hastalıklar en başta
  • 15:09 - 15:11
    ve iklim değişikliği listenin sonunda.
  • 15:11 - 15:12
    Bunu pek çok kez tekrarladık.
  • 15:12 - 15:15
    Başka birçok seminerler ve üniversite öğrencileri oldu ve başka birçok değişik şey.
  • 15:15 - 15:18
    Her seferinde ortaya çıkan liste hemen hemen aynıydı.
  • 15:18 - 15:22
    Ve bu bana, önümüzde bizi önceliklerimize dair düşünmeye iten bir yolda
  • 15:22 - 15:27
    ilerlediğimize inanmam için büyük umut veriyor.
  • 15:27 - 15:29
    Ve dünyada önemli olan şey nedir derken.
  • 15:29 - 15:32
    tabii ideal dünyada, tekrar ediyorum, bütün sorunları birden çözmek isteriz.
  • 15:32 - 15:36
    Ama bunu yapamıyorsak, o zaman nereden başlamamız gerektiğini düşünmeye başlayabiliriz.
  • 15:36 - 15:38
    Kopenhag Konsensus’unu bir süreç olarak düşünüyorum.
  • 15:38 - 15:40
    2004’te yaptık,
  • 15:40 - 15:41
    2008 ve 2012 için çok daha fazla insanı bir araya getirmeyi
  • 15:41 - 15:45
    ve çok daha faydalı bilgiler elde etmeyi umut ediyoruz.
  • 15:45 - 15:47
    Dünya için doğru olan yolun haritasını çıkarmak
  • 15:47 - 15:50
    diğer yandan politik koşulları ve öncelikleri de düşünmek.
  • 15:50 - 15:52
    Söylemeye başlamamız gereken,
  • 15:52 - 15:55
    “Büyük bedeller ödeyip küçük faydalar sağlayacağımız işler değil;
  • 15:55 - 15:57
    nasıl yapacağımızı bilmediklerimizi de değil;
  • 15:57 - 16:00
    ama hemen şimdi, düşük bedellerle, en büyük faydayı sağlayacağımız
  • 16:00 - 16:04
    muhteşem işleri yapalım hadi” olmalıdır.
  • 16:04 - 16:06
    Günün sonunda, bunların hepsini nasıl önceliklendirdiğimize dair
  • 16:06 - 16:08
    yaptığımız tartışmalara itiraz edebilirsiniz,
  • 16:08 - 16:11
    ama yaptıklarımız kadar yapmadığımız şeyler de olduğu konusunda
  • 16:11 - 16:13
    dürüst ve açıksözlü olmalıyız.
  • 16:14 - 16:16
    Bazı şeyler için gereğinden fazla endişelenirsek,
  • 16:16 - 16:18
    diğer şeyler için endişelenemeyecek duruma gelebiliriz.
  • 16:18 - 16:20
    Umarım bu konuşma bize daha iyi önceliklendirmeler yapmamızda,
  • 16:20 - 16:22
    ve dünya için nasıl daha iyi işler yapabiliriz diye düşünmemizde yardımcı olur.
  • 16:22 - 16:23
    Teşekkür ederim.
Title:
Bjorn Lomborg küresel öncelikleri belirliyor
Speaker:
Bjorn Lomborg
Description:

50 milyar dolarınız olsa, hangisine çözüm arardınız, AIDS mi küresel ısınma mı? Danimarkalı siyaset bilimci Bjorn Lomborg'tan sürpriz yanıtlar.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:24
ANIL ERDEM added a translation

Turkish subtitles

Revisions