Return to Video

Herkes için basit İngilizce | Yukiko Nakayama | TEDxKyoto Üniversitesi

  • 0:19 - 0:21
    Herkese merhaba.
  • 0:21 - 0:23
    Bugün buraya
  • 0:23 - 0:27
    herkesin kullanabileceği basit İngilizce
    hakkında konuşmak için geldim.
  • 0:27 - 0:31
    Ben ana dili İngillizce olmayan biriyim.
  • 0:31 - 0:33
    İngilizce konuşamazdım.
  • 0:33 - 0:35
    İngilizce yazamazdım.
  • 0:35 - 0:41
    Fakat şu anda ne yaptığım ve
    bunun niye önemli olduğu konusunda
  • 0:41 - 0:43
    sizinle iletişim kurabiliyorum.
  • 0:43 - 0:46
    Hatta zor konular hakkında yazabiliyorum.
  • 0:46 - 0:50
    Benim işim teknolojileri anlatmak.
  • 0:50 - 0:57
    LED' ler, akıllı telefonlar ya da
    diğer karmaşık yapılar hakkında yazıyorum.
  • 0:57 - 0:59
    Basit İngilizce kullanmak,
    yani net ve sade İngilizceyle
  • 0:59 - 1:03
    konuşmak ya da yazmak
  • 1:03 - 1:11
    benim iletişimimi
    ve tüm kariyerimi değiştirdi.
  • 1:11 - 1:12
    Bugünkü konuşmam,
  • 1:12 - 1:16
    Japonları da içeren tüm
    anadili İngilizce olmayan kişiler
  • 1:16 - 1:21
    ve bu kişilerin mücadelesini izleyerek,
  • 1:21 - 1:30
    ileri seviye İngilizcelerinin ya da
    bizim karmaşık İngilizcemizin
  • 1:30 - 1:32
    nasıl basit ve anlaşılabilir İngilizceye
  • 1:32 - 1:34
    çevrilebileceği konusunu
  • 1:34 - 1:37
    ilginç bulabilecek ana dili
    İngilizce olan kişiler içindir.
  • 1:37 - 1:41
    Kendi hikayemden başlamama izin verin.
  • 1:41 - 1:47
    1993 yılında Kyto üniversitesindeydim.
  • 1:47 - 1:55
    Sıkılmış, depresif durumdaydım
    ve parlak bir geleceğim yoktu.
  • 1:55 - 2:00
    İngilizce öğrenim görmüştüm
    ama İngilizce konuşamıyordum.
  • 2:00 - 2:05
    Ve hayat umduğum gibi değildi.
  • 2:05 - 2:13
    Üniversite öğrenimimden sonra
    kimyasallar üreten bir firmaya girdim.
  • 2:13 - 2:17
    Ve Japoncadan İngilizceye bazı çeviriler
    yaptım.
  • 2:17 - 2:22
    Ama hala sıkılmış ve depresif durumdaydım.
  • 2:22 - 2:26
    İşten hiç keyif almıyordum.
  • 2:26 - 2:35
    İyi bir İngilizce ile yazamıyordum
    ve hayat zordu.
  • 2:35 - 2:42
    2000 senesi içinde işleri değiştirdim ve
    patent çevirmeni oldum.
  • 2:42 - 2:46
    Teknik konularla ilgili yazmaya başladım.
  • 2:46 - 2:50
    LED lambalar
  • 2:50 - 2:54
    ya da otomobillerinizin akıllı anahtarları
    ya da kopyalama makineleri,
  • 2:54 - 2:58
    dijital kameralar hakkındaki buluşlarla
    ilgili yazmaya başladım.
  • 2:58 - 3:01
    Oldukça teknik konular.
  • 3:01 - 3:06
    Bu teknik konuları yazma süreci boyunca,
  • 3:06 - 3:08
    farketmeye başladım ki,
  • 3:08 - 3:15
    ileri ve kompleks seviyede
    İngilizceye ihtiyacım yok.
  • 3:15 - 3:20
    İhtiyacım olan şey,
    zor şeyleri tanımlayabilmek için,
  • 3:20 - 3:25
    basit, yalın ve kolay İngilizce.
  • 3:25 - 3:30
    "Teknik yazılar"
    adında kitaplar okumaya başladım.
  • 3:30 - 3:33
    ve fikirlerini sevdim.
  • 3:33 - 3:34
    Mesela diyorlar ki:
  • 3:34 - 3:39
    "Etken çatı kullanın.
    Durumları pozitif forma sokun.
  • 3:39 - 3:40
    Kesin, somut dil kullanın.
  • 3:40 - 3:45
    Gereksiz kelimeleri ihmal edin.
    Süslü kelimelerden kaçının."
  • 3:45 - 3:48
    Fikirlerini sevdim.
  • 3:48 - 3:56
    Mesela, "The gas does not have any odor"
    cümlesi yerine
  • 3:56 - 4:00
    -Odor "koku" demek-
  • 4:00 - 4:04
    Pozitif form kullanarak,
  • 4:04 - 4:08
    “the gas is odorless"
    yazdım.
  • 4:08 - 4:12
    "It is interesting to note
    that there are seven steps
  • 4:12 - 4:17
    that must be completed in order
    to make a successful presentation."
  • 4:17 - 4:18
    cümlesi yerine
  • 4:18 - 4:26
    "To make a successful presentation
    seven steps must be completed." yazdım.
  • 4:26 - 4:32
    Bu cümledeki revizyon benim
    en favori klavuzlarımdan biridir.
  • 4:32 - 4:35
    Derler ki,
    "it is interesting to note that."
  • 4:35 - 4:41
    gibi önemsiz ifadeleri ihmal edin.
  • 4:41 - 4:46
    İlginç bir şekilde
    "it is interesting to note that"
  • 4:46 - 4:49
    ifadesinin önemsiz bir ifade olduğunu
    düşünüyorlar.
  • 4:49 - 4:52
    Bu beni ilgilendirdi.
    ("That interested me")
  • 4:52 - 4:54
    (Gülüş)
  • 4:54 - 4:57
    Diyorlar ki:
    "Gereksiz kelimelerden kaçının" ve
  • 4:57 - 5:05
    "Tek kelime kullanarak ekonomik yazın."
  • 5:05 - 5:10
    Buradaki bir çoğunuz,
    konuşmanızda ya da yazınızda,
  • 5:10 - 5:13
    "in order to"
    gibi yapılar kullanmak isteyebilirsiniz.
  • 5:13 - 5:17
    Fakat sadece "to" kullanmalısınız
    diyorlar.
  • 5:17 - 5:23
    Ve fikirlerini sevdim.
  • 5:23 - 5:25
    Başka bir örnek vereceğim.
  • 5:25 - 5:29
    Bu geçen haftadan
    bir öğrencimin yazısının bir parçası.
  • 5:29 - 5:33
    Şöyle yazmış:
    "According to a recent study,
  • 5:33 - 5:37
    it has been shown that stress -
  • 5:37 - 5:40
    people are stressful these days -
  • 5:40 - 5:45
    can be a trigger of Alzheimer's disease."
  • 5:45 - 5:48
    Muhteşem.
  • 5:48 - 5:51
    İleri ve gramer olarak doğru İngilizce.
  • 5:51 - 5:54
    Fakat ben tekrardan şöyle yazdım:
  • 5:54 - 5:57
    "Recent research shows
  • 5:57 - 6:02
    that stress can trigger
    Alzheimer's disease."
  • 6:02 - 6:05
    Bu yazım sürecinde,
  • 6:05 - 6:11
    parlak ışığı görmeye başladım.
  • 6:11 - 6:15
    Bir yıl içinde çok çalıştım.
  • 6:15 - 6:18
    Japonyadaki teknik yazım testinin
    ilk seviyesini geçtim.
  • 6:18 - 6:23
    Şanslı bir şekilde,
    Eğitim, Kültür, Spor Bakanlığı tarafından
  • 6:23 - 6:25
    ödüllendirildim.
  • 6:25 - 6:27
    Şanslıydım.
  • 6:27 - 6:33
    Sonra işler değişmeye başladı.
  • 6:33 - 6:40
    Japan Society of Technical Communication,
    JSTC' de baş eğitmen oldum.
  • 6:40 - 6:47
    10 yıl kadar serbest iş olarak
    patent çevirmenliği yaptım.
  • 6:47 - 6:49
    İki kitap yayınladım:
  • 6:49 - 6:52
    Bir tanesi teknik yazımın temelleri
    konusunda,
  • 6:52 - 6:56
    diğeri patent çevirisi konusunda.
  • 6:56 - 7:01
    Geçen sene Kyto' da şirket kurdum.
  • 7:01 - 7:02
    2000 senesine kadar,
  • 7:02 - 7:10
    depresif ve kafası karışmış
  • 7:10 - 7:13
    ve hatta umutsuz hisseden biriydim.
  • 7:13 - 7:17
    Kitap yazmanın hayalini bile kurmamıştım.
  • 7:17 - 7:23
    ve insanların önünde konuşmamın
    mümkünü yoktu.
  • 7:23 - 7:28
    Basit İngilizce beni değiştirdi.
  • 7:28 - 7:32
    Basit İngilizce beni motive etti.
  • 7:32 - 7:34
    Hiç vazgeçmedim.
  • 7:34 - 7:40
    Basit İngilizce benim
    tüm hayatımı değiştirdi.
  • 7:40 - 7:50
    Bu fikrin yayılmasının insanlara yardım
    edeceğini umarak buradayım.
  • 7:50 - 7:57
    Şimdi, basit İngilizce için bir tüyoyu
    sizinle paylaşmak istiyorum.
  • 7:57 - 8:01
    Çok kolay, herkes bu tüyoyu kullanabilir.
  • 8:01 - 8:04
    Eğer tercüme için kulaklıklarınız varsa
  • 8:04 - 8:06
    onları çıkarmayı deneyebilirsiniz
  • 8:06 - 8:12
    ve basit İngilizcenin gücünü ya da
    güzelliğini bulmayı deneyebilirsiniz.
  • 8:12 - 8:16
    Hadi başlayalım.
  • 8:16 - 8:18
    Fiilleri kullanın!
  • 8:18 - 8:22
    Fiiller hareketi anlatan kelimelerdir.
  • 8:22 - 8:26
    Gülümsemek ya da yemek yemek
    ya da koşmak.
  • 8:26 - 8:31
    Fiiler güçlüdür bu yüzden statik
    olanlardan çok dinamik filleri kullanın.
  • 8:31 - 8:37
    Örneğin "I am a teacher of English"
    yerine
  • 8:37 - 8:42
    "I teach English"
    cümlesini kullanın.
  • 8:42 - 8:45
    "I belong to a soccer team"
    yerine
  • 8:45 - 8:49
    "I play soccer"
    cümlesi kullanın.
  • 8:49 - 8:55
    "It is difficult for me
    to speak in front of many people" yerine
  • 8:55 - 9:01
    "I cannot speak in front of many people".
    cümlesini kullanın.
  • 9:01 - 9:08
    "The number of non-natives
    at TedxKyoto University,
  • 9:08 - 9:10
    or in the entire world,
  • 9:10 - 9:16
    is greater than the number of natives"
    cümlesi yerine
  • 9:16 - 9:18
    üç kelime kullanarak,
  • 9:18 - 9:25
    "Non-natives outnumber natives"
  • 9:25 - 9:28
    diyebilirsiniz.
  • 9:28 - 9:34
    Bakın: özne, fiil ve nesne
  • 9:34 - 9:40
    Birileri birşeyler yaparlar.
  • 9:40 - 9:48
    Ayrıca ben mümkün olan her yerde
    aktif ifade kullanırım.
  • 9:48 - 9:52
    Aktif ifadede özne eylemi yapan,
  • 9:52 - 9:58
    pasif ifadede
    özne eylemin alıcısı durumundadır.
  • 9:58 - 10:01
    Şu iki cümleyi karşılaştırın:
  • 10:01 - 10:07
    "In the year 2011, I was sad;
  • 10:07 - 10:12
    Tohoku was hit by the great earthquake,"
  • 10:12 - 10:19
    Ya da "In the year 2011,
    the great earthquake hit Tohoku."
  • 10:19 - 10:26
    Gördüğünüz gibi aktif yapı daha doğrudan,
    daha nettir
  • 10:26 - 10:33
    ve az kelime kullanır.
  • 10:33 - 10:37
    Bu gözden geçirme sürecinde,
  • 10:37 - 10:45
    kafamdaki, düşüncemdeki kara bulutlar
    hep birlikte ortadan kayboldu.
  • 10:45 - 10:49
    Ve yaşamım daha iyi oldu.
  • 10:49 - 10:52
    Düşündüm ki bu fikri,
  • 10:52 - 10:57
    İngilizcelerine az güvenen herkese
    anlatmalıyım.
  • 10:57 - 11:01
    Bildiğiniz gibi British Council tarafından
    yapılan bir araştırmaya göre Japonya da,
  • 11:01 - 11:07
    işadamlarının %72'si İngilizce konusunda
    güven eksiklikleri olduğunu düşünüyorlar.
  • 11:07 - 11:16
    Öğrencilerimin %90'ı İngilizceleri için
    güven eksiklikleri olduğunu söylüyorlar.
  • 11:16 - 11:18
    2006 senesinden beri,
  • 11:18 - 11:26
    bu basit İngilizceyi öğretmek için
    her yere gidiyorum.
  • 11:26 - 11:33
    İçlerinde iş adamları,
  • 11:33 - 11:38
    çevirmenler ve mühendisler
  • 11:38 - 11:42
    ve üniversite öğrencileri var.
  • 11:42 - 11:45
    Onları seviyorum.
  • 11:45 - 11:50
    Aynı zamanda Kyoto Üniversitesinde de
    öğretiyorum.
  • 11:50 - 11:57
    İnsanları,
    fikirlerini ya da teknolojilerini
  • 11:57 - 12:02
    basit bir İngilizceyle yazmaları ya da
    sunmaları için cesaretlendiriyorum.
  • 12:02 - 12:06
    Şaşırtıcı bir şekilde
    oldukça çabuk öğreniyorlar.
  • 12:06 - 12:13
    Onların kurstan sonraki güvenli gülüşleri
    beni harekete geçirdi.
  • 12:13 - 12:20
    Basit İngilizcenin iletişimlerini
    değiştirdiğini söylediler.
  • 12:20 - 12:26
    Gördüğünüz gibi çok mutlu gözüküyorlar.
  • 12:26 - 12:29
    Bu sizlere son mesajım:
  • 12:29 - 12:32
    Basit İngilizce kullanmayı deneyin.
  • 12:32 - 12:34
    Etrafınızdaki insanlarla konuşun.
  • 12:34 - 12:37
    Özellikle bu oturumdan sonra
    öğle yemeği molası alırsanız,
  • 12:37 - 12:41
    kendinizi basit İngilizceyle tanıtın.
  • 12:41 - 12:44
    Tekrardan,
    şunu söylemek zorunda değilsiniz:
  • 12:44 - 12:50
    "I am a student at Kyoto University,
    I belong to a polymer department"
  • 12:50 - 12:56
    ya da "I work for a manufacturing company
    for diesel engines.
  • 12:56 - 13:02
    Bu arada ben mühendisim.
  • 13:02 - 13:04
    Bu zor.
  • 13:04 - 13:14
    Bu yüzden sadece "I study polymers"
    ya da "I develop diesel engines" deyin.
  • 13:14 - 13:19
    Ayrıca burada, TedxKyoto
    Üniversitesindeki konuşmacılarla konuşun.
  • 13:19 - 13:23
    Bu kişileri etrafınızda bulacaksınız.
    Onlarla konuşun.
  • 13:23 - 13:26
    Şunu demek zorunda değilsiniz:
  • 13:26 - 13:34
    "I was interested in your talk,"
    or "I found your idea great."
  • 13:34 - 13:36
    Öyle söylemek zorunda değilsiniz.
  • 13:36 - 13:39
    Ayrıca diyebilirsiniz ki,
  • 13:39 - 13:44
    "Your talk interests me" diyebilirsiniz.
  • 13:44 - 13:48
    Özne, fiil, nesne kullanarak.
  • 13:48 - 13:56

    umarım ki bana da söylersiniz,
  • 13:56 - 13:59
    "I like your idea." (Fikrinizi sevdim)
  • 13:59 - 14:00
    Çok teşekkürler.
  • 14:00 - 14:03
    (Alkış)
Title:
Herkes için basit İngilizce | Yukiko Nakayama | TEDxKyoto Üniversitesi
Description:


Bu konuşma TED Konferanslarından bağımsız olarak düzenlenen yerel bir TEDx etkinliğinde yapılmıştır. Daha fazla bilgi için http://ted.com/tedx adresini ziyaret edebilirsiniz.

"Fikirler paylaşmaya değerdir" hepimizin karışık bir ileri seviyede İngilizce dilinde konuşacağı inancıyla sınırlı değildir. Basit İngilizce bazen en güçlüsü olabilir. Bayan Yukiko Nakayama size basit İngilizce'nin ileri seviye karmaşık İngilizce'den nasıl daha fazla fırsatlar ve güven getireceğini gösteriyor.

Bayan Yukiko Nakayama U-English şirketinin müşteri ilişkileri yöneticisidir. Aynı zamanda Technical Communication (JSTC) için Japan Society'de tam zamanlı eğitmendir ve Kyoto Üniversitesi dahil olmak üzere Japonya'daki pek çok üniversitenin mühendislik bölümlerinde yarım zamanlı eğitmendir. Grade-1 EIKEN Practical English Proficiency ve Level-1 English Technical Writing sınavlarını geçerek, Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanlığıdan ödül almıştır. Pek çok teknik üniversite, üniversite ve şirketlerde teknik İngilizce öğretmektedir ve basılı kitapları bulunmaktaıdr

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
14:12

Turkish subtitles

Revisions