İcat etmek kolay. Asıl iş pazarlama.
-
0:02 - 0:04Bunu fazla romantikleştirmeden:
-
0:04 - 0:08Evinizi her gece gaz yağı ve
mumla aydınlattığınızı, -
0:08 - 0:09bütün yemeklerinizi kömürle
-
0:09 - 0:11pişirdiğinizi düşünün.
-
0:11 - 0:14Bu, dünyadaki en fakir 2 milyar insanın
her gün yemek pişirme -
0:14 - 0:16ve evlerini aydınlatma biçimidir.
-
0:16 - 0:18Sadece elverişsiz olmamakla beraber
-
0:18 - 0:20tesirsiz,
-
0:20 - 0:21pahalı,
-
0:21 - 0:23insan sağlığına zararlı, çevreye zararlı
-
0:23 - 0:25ve verimsizdir.
-
0:25 - 0:26Ve bu enerji fakirliğidir.
-
0:26 - 0:28Size birkaç örnek vereyim.
-
0:28 - 0:29Haiti'de çalışıyorum,
-
0:29 - 0:34nüfusun %80'inin enerji fakirliğiyle
yaşadığı bir yerde. -
0:34 - 0:38Normal bir ev kazandıklarının %10'unu
ışıklandırma için -
0:38 - 0:39gazyağı almaya harcıyor-
-
0:39 - 0:44bu ortalama bir Amerikan evinin
ışıklandırma için harcadığı elektrik -
0:44 - 0:47parasından kat ve kat daha fazla.
-
0:47 - 0:49Haite'deki 2008 kasırga sezonu,
-
0:49 - 0:52yaklaşık 1 milyon dolar zarara mal oldu.
-
0:52 - 0:54Bu onların gsyih'lerinin
altıda biri kadar. -
0:54 - 0:55Hasar çok ağırdı,
-
0:55 - 0:59çünkü Haite'deki birincil enerji
yakıtı, ağaçlardan yapılan -
0:59 - 1:00orman kömürüdür.
-
1:00 - 1:03Ve bu kasırga ülkeyi neredeyse
ormansız bıraktı. -
1:03 - 1:08Ağaçlar olmadan bu ülke
ağır yağmurları ve sebep oldukları -
1:08 - 1:09muazzam selleri ememez.
-
1:09 - 1:11Şöyle ki endüstrileşmiş dünyada
-
1:11 - 1:15biz, kendimizi enerji kullanımımızın
dışsallığından koruyan duvarlar ördük; -
1:15 - 1:18kronik olmayan doğal afetleri
temizlemeyi karşılayabiliriz -
1:18 - 1:22ve aynı zamanda iklim değişimi
gibi kronik durumlara da -
1:22 - 1:23adapte olabiliriz.
-
1:23 - 1:26Haiti'nin durumu böyle değil.
Bunu karşılayamazlar. -
1:26 - 1:30Kendilerini bu enerji fakirliğinden
çıkarmalarının tek yolu -
1:30 - 1:32daha verimli
-
1:32 - 1:34daha ucuz,
-
1:34 - 1:36insan sağlığı ve doğa için
daha iyi olan -
1:36 - 1:38ve daha üretken yakıtlardır.
-
1:38 - 1:41Anlaşılan o ki bu yakıtlar
ve teknolojiler var -
1:41 - 1:42ve bu da onun bir örneği.
-
1:42 - 1:45Bu bizim 10 dolarlık
-
1:45 - 1:50perakende fiyatına sattığımız
güneş enerjili LED ampulü. -
1:51 - 1:53Bu normal bir Haiti ailesi
için 3 aydan daha az -
1:53 - 1:55bir geri ödeme dönemi
anlamına gelir. -
1:58 - 2:01Enerji fakirliğini çözmenin
talimatları bayağı açık görünüyor: -
2:01 - 2:04Kârları yüksek olan bu
teknolojileri geliştiriyorsun -
2:04 - 2:07ve insanların onları kapması gerekiyor.
-
2:07 - 2:08Ama durum böyle değil.
-
2:08 - 2:11Haiti'ye ilk gittiğim zaman
2008'in Ağustos'uydu, -
2:11 - 2:12bir heves üzerineydi
-
2:13 - 2:15ve ülkenin kırsal güneyindeki
enerji fakirliğini -
2:15 - 2:18incelemek için alan çalışması yapıyordum.
-
2:18 - 2:20Ve bazen gece vakti etrafta dolaşıp
-
2:20 - 2:22sokak satıcılarıyla konuşurdum
-
2:22 - 2:26ve bu LED ampüllerini almaya ne
kadar ilgi gösterdiklerine bakardım. -
2:26 - 2:29Karşılaştığım bir kadın
teklifimi reddederken -
2:29 - 2:31bana “Mon chéri,
c'est trop Cher,” demişti, -
2:31 - 2:34ki bu kısacası "Canım, bu çok pahalı"
anlamına gelir. -
2:34 - 2:35Ama ona açıklamaya çalıştım,
-
2:35 - 2:38"Bak, bu para tasarufuna
çok yardımcı olup, -
2:38 - 2:40size gaz lambasıyla kullandığınızdan
-
2:40 - 2:42daha iyi bir ışıklandırma sağlayacak."
-
2:42 - 2:43Satışı yapamadım,
-
2:43 - 2:46ama çok önemli bir ders öğrendim,
-
2:46 - 2:48o da teknolojinin, ürünlerin,
-
2:48 - 2:50enerji fakirliğini sonlandırmayacağıydı.
-
2:51 - 2:53Onun yerine, bunu erişim yapacktı.
-
2:53 - 2:55Spesifik olursak, enerji fakirliğini
-
2:55 - 2:57sonlandıracak iki tür erişim var:
-
2:57 - 3:01fiziksel erişim ve finansal erişim.
-
3:01 - 3:02Peki, fiziksel erişim --
-
3:03 - 3:04bu ne anlama geliyor?
-
3:04 - 3:08Büyük ticari merkezlere ulaşmak,
gelişmekte olan ülkelerdeki -
3:08 - 3:10az gelirli aileler için çok pahalı.
-
3:10 - 3:14Ve Amazon.com'dan birşey sipariş etmeleri
onlar için neredeyse imkânsız. -
3:14 - 3:17"Son mil", genellikle telekomünikasyon
sanayisiyle -
3:17 - 3:19ilişkilendirilen bir ifadedir.
-
3:19 - 3:21Bu, alıcıyla satıcı arasındaki
iletişim için -
3:21 - 3:24gerekli olan son tel
anlamına gelir. -
3:24 - 3:29Enerji fakirliğini sonlandırmak için bize
gereken şey, bu temiz enerji ürünlerini -
3:29 - 3:32insanlara getirebilecek son-mil
bayileridir. -
3:32 - 3:35Gazyağı ve kömür değer zincirleri,
bunu çoktan çözmüşler: -
3:35 - 3:39bu yakıtlar bütün ülke genelinde kolayca
bulunur. -
3:39 - 3:41Haiti'nin en ücra köyüne bile gidip
-
3:41 - 3:45gazyağı ve kömür satan biri
bulabilirsiniz. -
3:45 - 3:47Şimdi diğer erişim şekli: finans.
-
3:47 - 3:51Hepimiz biliyoruz ki temiz enerji
ürünleri, teknolojileri, -
3:51 - 3:53yüksek ön ödeme fiyatları
-
3:53 - 3:55ama düşük işletme maaliyetliyle
ilişkilendiriliyor. -
3:55 - 3:57Endüstrileşmiş dünyada, gayet cömert
-
3:57 - 4:00ve özellikle bu ön ödeme fiyatlarını
düşürmek için -
4:00 - 4:03tasarlanmış sübvansiyonlarımız var.
-
4:03 - 4:05Bu sübvansiyonlar Haiti'de bulunmuyor.
-
4:05 - 4:07Onlarda olan mikrofinans.
-
4:07 - 4:10Ama Haiti'den birinin gidip
mikrofinans alıp -
4:10 - 4:12bayiye geri dönüp de
-
4:12 - 4:15temiz enerji ürününü almasını
bekliyorsanız, -
4:15 - 4:17o ürünün biçilmiş
-
4:17 - 4:19değerini ciddi oranda düşürmüş olursunuz.
-
4:20 - 4:23Yani enerji fakirliğini sonlandırmanın
talimatları, ürünlerden -
4:23 - 4:25çok daha karmaşıktır.
-
4:25 - 4:28Bizim finansal erişimi doğrudan
-
4:28 - 4:32yeni, yaratıcı dağıtım modelleriyle
bütünleştirmemiz lazım. -
4:32 - 4:33Bu ne anlama mı geliyor?
-
4:34 - 4:37Bu tüketici kredilerini bayilerle
birleştirmek demektir. -
4:37 - 4:39Bunu Bloomingdale'in yapması
gerçekten çok kolay -
4:40 - 4:43ama Haiti'nin köylerindeki satış
acenteleri için aynı şey söylenemez. -
4:44 - 4:46Amerika'daki dağılımlardan
Avrupa Birliği'nin -
4:46 - 4:49teletransferinden geçen nakit akışını,
-
4:49 - 4:52Haiti'de dağıtılabilecek ya da
arkadaş ve aile -
4:53 - 4:54tarafından toplanabilecek
-
4:54 - 4:58temiz enerji ürünlerine
yönlendirmemiz lazım. -
4:58 - 5:01Yani sonraki defa dünyayı değiştirecek
bir teknoloji ya da ürün -
5:01 - 5:03hakkında birşeyler duyarsanız,
-
5:03 - 5:04ona şüpheyle yaklaşın.
-
5:04 - 5:08Mucit Dean Kamen, Segway'i yaratan kişi
-
5:08 - 5:10standartlara göre bir deha,
-
5:10 - 5:15bir kere işinin kolay olduğunu,
icat etmenin kolay olduğunu -
5:15 - 5:18zor kısmın da dağıtım olduğunu
söylemişti-- -
5:18 - 5:20bu teknolojileri ve ürünleri en çok
-
5:20 - 5:22ihtiyacı olanlara getirmek.
-
5:22 - 5:23Teşekkürler.
-
5:23 - 5:27(Alkış)
- Title:
- İcat etmek kolay. Asıl iş pazarlama.
- Speaker:
- Daniel Schnitzer
- Description:
-
Güneş enerjili LED ampülleri köyde yaşayan Haitililerin hayatını tamamen değiştirebilir, ama Daniel Schnitzer'in de öğrendiği gibi, ampüller öylece kendi kendilerini satmıyor. Kendisi TEDxPittsburg'da, piyasa çalışmadan akıllı sağlık ve enerji ürünlerinin bu gelişen dünyada ne kadar işe yaramaz olduğunu gösteriyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 05:38
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Meric Aydonat rejected Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Inventing is the easy part. Marketing takes work |