The Internet's Own Boy: The Story of Aaron Swartz
-
0:00 - 0:12Çeviri&Senkronizasyon:
Umutcan ÖNER
@redlinetheturk -
0:13 - 0:18Telif haklarý, sansür, devlet
gözetimi, özgür yazýlým -
0:18 - 0:24ve benzeri konular için:
korsanparti.org , @korsanparti -
0:24 - 0:27Adil olmayan yasalar mevcuttur;
-
0:27 - 0:29Onlara itaat etmekle mi yetinelim,
-
0:29 - 0:34Deđiţtirmek için mücadele edip,
deđiţene dek itaat mi edelim, -
0:34 - 0:39yoksa bir an evvel ihlal mi edelim?
-
0:50 - 0:56Sosyal bir haber ve eđlence sitesi Reddit'in kurucularýndan
biri ölü bulundu. -
0:58 - 1:01Kendini öyle görmüyor da olsa,
kesinlikle bir dahi idi. -
1:02 - 1:08Ýţ kurmak ve para kazanmak onu hiç heyecanlandýrmazdý.
-
1:10 - 1:14Aaron Swartz'ýn dođduđu kasaba
Highland Park'a derin bir yas hakim. -
1:14 - 1:19Ýnternet'in en parlak ýţýklarýndan
birine sevenleri son bir veda etmekte. -
1:18 - 1:22...ve bilgisayar aktivistleri matem tutmakta...
-
1:22 - 1:25...tanýyanlarýn ifadesiyle "Ţaţýrtýcý bir deha"...
-
1:25 - 1:29O'nu devlet öldürdü. MIT ise temel prensiplerinin
tamamýna ihanet etti. -
1:30 - 1:31...Ýbret olsun diye O'nu cezalandýrdýlar...
-
1:35 - 1:39Devletlerin doymak bilmeyen bir
kontrol iţtahý vardýr. -
1:39 - 1:4335 yýl hapis ve bir milyon dolarlýk
bir ceza ile karţý karţýyaydý. -
1:44 - 1:49Savcýlýđýn tutumu hevesli hatta
görevi suistimal etmekte. -
1:50 - 1:54Konuyu inceleyip bir
sonuca varabildiniz mi? -
1:58 - 2:01Büyürken farkettim ki, etrafýmýzda
vuku bulan ţeylerin dođal -
2:01 - 2:06olduđunun, insanlarýn dođaldýr, hep
bu ţekilde olacaktýr yaklaţýmýnýn -
2:06 - 2:09yanlýţ olduđunu, dođal falan olmadýđýný,
bazý ţeylerin deđiţebileceđini; -
2:09 - 2:11daha önemlisi bazý yanlýţ ţeylerin
deđiţmesi gerekliliđiydi. -
2:12 - 2:14Bu farkýndalýđýn geri dönüţü yoktu.
-
2:24 - 2:28Hikaye anlatma saatine hoţgeldiniz.
-
2:29 - 2:32Kitabýn adý "Paddington at the Fair"
-
2:34 - 2:37[Babasý] Aaron, Higland Park'ta
dođdu ve burada büyüdü. -
2:37 - 2:40Her biri sýradýţý zeki
üç kardeţten biriydi. -
2:44 - 2:52Hiç birimiz o uslu çocuklardan deđildik. Sürekli
koţuţturan yaramaz üç ođlan çocuđu. -
2:56 - 3:01Ama farkediyorum ki, Aaron, öđrenmeyi
çok genç yaţta öđrenmiţti. -
3:01 - 3:071, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10.
-
3:07 - 3:12-Tak tak. -Kim o? -Aaron.
-Hangi Aaron? -Aaron Komikadam -
3:13 - 3:16Ne istediđini hep bilirdi. Ýstediđini hep yapmalýydý. Ýstediđini
hep yapardý. -
3:18 - 3:25Meraký, sýnýrsýzdý. ...Burada
da gezegenleri gösteren -
3:25 - 3:32küçük bir resim var. Her bir
gezegenin sembolleri var... -
3:33 - 3:37Bir keresinde Susan'a ţehir merkezindeki parkta
ücretsiz aile ţenliđinin ne olduđunu sordu. -
3:41 - 3:45O sýrada üç yaţýndaydý.
Susan neyden bahsettiđini -
3:45 - 3:50anlamayýnca "Bak iţte buzdolabýnýn
üzerinde yazýyor" dedi. -
3:50 - 3:54Susan, O'nun okuyabildiđini farkedince dumur olmuţtu.
-
3:55 - 3:59...Kitabýn adý "My Family Seder"...
-
4:05 - 4:08Chicago Üniversitesi'nin kütüphaneside olduđumuz günü anýmsýyorum.
-
4:10 - 4:13Raftan 1900'lü yýllardan
kalma bir kitap çýkarttým -
4:13 - 4:16ve dedim ki, burasý ilahi
derecede sýradýţý bir yer. -
4:16 - 4:22Hepimiz meraklý çocuklardýk, ama Aaron hem öđrenmeyi
hem de öđretmeyi çok seviyordu. -
4:23 - 4:27...Ţimdi de alfabeyi tersten okumayý öđreneceđiz...
-
4:32 - 4:34Ýlk matematik dersini gördüđü gün evdeki halini
anýmsýyorum. -
4:36 - 4:43Noah, dur sana matematik öđreteyim diyordu.
Bense matematik ne diyordum. Hep öyle biriydi. -
4:44 - 4:49...ţimdi de klik tuţuna basalým. Ýţte oldu.
-
4:52 - 4:56Ýki, üç yaţýndayken Bob O'nu
bilgisayarla tanýţtýrdý. -
4:56 - 4:59O noktadan sonra kendi
baţýný alýp götürdü. -
5:03 - 5:08Hepimizde bilgisayar vardý, ama Aaron gerçekten
kendini adadý. Ýnternet'e adadý. -
5:10 - 5:15-Bilgisayar baţýnda mýsýn? -Yoo... Anne neden
hiçbirţey çalýţmýyor? -
5:16 - 5:18Programlamaya çok erken bir yaţta baţladý.
-
5:18 - 5:21Benimle birlikte yazdýđý ilk program BASIC dilindeydi.
-
5:21 - 5:29Star Wars ile ilgili bir bilmece oyunuydu.
Bodrumda bilgisayarýn baţýna geçerdik. -
5:30 - 5:34Saatlerce bu oyunu programlardýk.
-
5:35 - 5:40Benim sorunum yapacak daha fazla
bir ţey olmadýđýný düţünmemdi. -
5:40 - 5:47Oysa o her zaman programlamayla daha
fazla ţey yapýlabileceđine inanýyordu. -
5:47 - 5:50Aaron, programlamayý büyü gibi görürdü.
Bu yolla normal -
5:50 - 5:54insanlarýn baţaramayacađý ţeyleri
yapabileceđini düţünürdü. -
5:54 - 5:58Aaron, karton ve Macintosh ile bir ATM yapmýţtý.
-
5:58 - 6:02Bir keresinde cadýlar bayramýna ne giyeceđimi bilememiţtim.
-
6:02 - 6:08O aralar en sevdiđi bilgisayar iMac kýlýđýna girmemin
çok havalý olacađýný düţümüţtü. -
6:10 - 6:13Kendisi cadýlar bayramý kýyafeti
giymekten tiksinirdi, ama -
6:13 - 6:16diđer insanlarý sevdiđi ţeyleri
giymeye ikna etmeye bayýlýrdý. -
6:24 - 6:29The Info adýnda bir web sitesi yapmýţtý.
Ýnsanlar içerisine bilgi ekleyebileceklerdi. -
6:32 - 6:34Mesela birileri altýn üzerine
kapsamlý bilgi sahibi -
6:34 - 6:37olabilirdi, neden gelip bu
bilgiyi paylaţmasýndý ki? -
6:37 - 6:41Sonra baţka insanlar gelip
bu bilgiyi okuyup, gerekli -
6:41 - 6:46düzenlemeleri yapabilirdi.
Wikipedia'dan çok da farklý deđil. -
6:46 - 6:49Ve bu olay, Wikipedia
baţlamadan önce olmuţtu. -
6:49 - 6:53Ve 12 yaţýndaki bir çocuk
tarafýndan odasýnda üretilmiţti. -
6:53 - 6:58Küçük bir sunucuda, çok eski
teknoloji üzerinde çalýţýyordu. -
6:59 - 7:03Öđretmenlerden birisi ţu tepkiyi
verdi; "Çok kötü bir fikir. -
7:03 - 7:07Herhangi birinin ansiklopedi
yazmasýna izin veremezsin. -
7:07 - 7:10Bilim adamlarýnýn var olmasýnýn tek
sebebi bize bu kitaplarý yazmalarý. -
7:10 - 7:12Nasýl bu kadar kötü bir
fikir üretebilirsin?" -
7:13 - 7:19Ben ve kardeţim, "Hee, Wikipedia hoţ ama
bizim evde beţ yýldýr var." derdik. -
7:22 - 7:27Aaron'ýn sitesi TheInfo.org,
Cambridge asýllý ArsDigita'nýn -
7:27 - 7:31düzenlediđi okul müsabakasýnda
birinci gelmiţti. -
7:34 - 7:37Ödülü almak için hep beraber
Cambridge'e gitmiţtik. -
7:37 - 7:39Aaron'ýn ne yaptýđýna dair
hiç bir fikrimiz yoktu. -
7:40 - 7:44Ödülün çok mühim olduđu ortadaydý.
-
7:44 - 7:47Aaron, bir süre sonra online programlama
topluluklarýyla içli dýţlý olmaya baţlamýţtý -
7:48 - 7:51...sonra da, web için çok önemli
yeni bir aracýn üretim sürecinde. -
7:52 - 7:55Sonra yanýma gelip ţunu
söyledi, "Ben, acayip süper -
7:55 - 7:58bir ţey üzerinde
çalýţýyorum, duyman lazým." -
7:58 - 8:01"Neymiţ?" diye sordum.
"RSS denilen bir ţey" dedi. -
8:03 - 8:06RSS'in ne olduđunu açýklamaya baţladý.
"Bunun nesi -
8:06 - 8:09kullanýţlý, kullanan bir
site var mý ki?" dedim. -
8:09 - 8:11"Niye bunu kullanmak isteyeyim ki?"
-
8:11 - 8:14RSS üzerinde çalýţan
kiţilerin yazýţtýđý bir mail -
8:14 - 8:16listesi vardý, hatta genel
olarak XML üzerine. -
8:17 - 8:20Aaron Swartz isminde bir
üye de vardý, diţli fakat -
8:20 - 8:23oldukça zeki biri. Bir çok
iyi fikri vardý fakat, -
8:25 - 8:32Yüz yüze görüţmelerimize gelmezdi. Bu görüţmelere
ne zaman geleceđini sorduđumuzda -
8:32 - 8:38"Annemin izin vereceđini sanmýyorum, 14'üme
yeni girdim." dedi. Ýlk tepkimiz -
8:38 - 8:46bir yýldýr çalýţtýđýmýz bu kiţi, bu iţ arkadaţý
13 yaţýndaymýţ ve henüz 14'üne girmiţ -
8:47 - 8:51ve ikinci tepkimiz ise "O'nunla tanýţmamýz lazým.
Ne kadar sýradýţý bir durum." oldu. -
8:50 - 8:52RSS'in taslađýný hazýrlayan komitedeydi.
-
8:53 - 8:59Yaptýđý ţey, modern bir hypertext sürümünün
tesisatýný döţemeye yardýmcý olmaktý. -
8:59 - 9:03Ve O'nun üzerinde çalýţtýđý
parça, diđer web -
9:03 - 9:08sayfalarýnda olan bitenin
özetini çýkaran aletti. -
9:08 - 9:12Bunu daha çok bloglarda
kullanýrsýnýz. Okumak -
9:12 - 9:15istediđiniz 10,20 kiţinin
RSS feedlerini alýr, -
9:16 - 9:22ve o esnada neler döndüđünün özetini
tek bir liste halinde görürsünüz. -
9:22 - 9:26Aaron çok gençti, fakat
teknolojiyi anlýyordu ve mükemmel -
9:26 - 9:30olmadýđýný görüp daha iyi hale
getirecek yollar arýyordu. -
9:37 - 9:40Annesi Chicago'da uçađa bindirirdi, biz de onu San Fransisco'da alýrdýk
-
9:40 - 9:43Tartýţabileceđi ilginç
insanlarla tanýţtýrýrdýk. Bu -
9:43 - 9:47esnada korkunç beslenme
alýţkanlýklarýný gözlemlerdik. -
9:46 - 9:50Haţlanmýţ pirinç gibi sadece
beyaz ţeyler tüketirdi. Kýzarmýţ -
9:50 - 9:54pirinç yemezdi zira yeterince beyaz
deđildi, beyaz ekmek vesaire. -
9:55 - 10:00Tartýţmalarda bu küçük çocuđun ađzýndan çýkan
argümanlarýn kalitesine hayret ederdik. -
10:00 - 10:05Ýskorbütten ölmezse bu çocuk bir
yerlere gelecek diye düţünürdük. -
10:05 - 10:09-Aaron sýra sende. -Bana
kalýrsa aradaki fark, artýk -
10:09 - 10:13internetten, telefondan köpek
mamasý satan ţirketler -
10:13 - 10:17kuramazsýn. Ancak hala bir çok
yenilik oluyor. Yenilikleri -
10:17 - 10:21görmüyorsanýz belki de kafanýz
kuma gömülü kalmýţtýr. -
10:22 - 10:29Alfa nerd kiţiliđine bürünüp "Senden daha
zekiyim. Bu yüzden senden daha iyiyim. -
10:29 - 10:33Bu yüzden de sana ne yapman gerektiđini
söyleyebilirim" kafasýna girerdi. -
10:33 - 10:35Çok bilmiţ velet tarafýnýn
bir uzantýsýydý. -
10:35 - 10:39"...bir çok bilgisayarý bir araya
getirip farklý problemler üzerinde -
10:39 - 10:43uđraţabiliyorsunuz. Mesela uzaylýlarý aramak
ya da kanserin tedavisini bulmak gibi." -
10:44 - 10:49[WWW'nin mucidi] IRC üzerinde tanýţmýţtýk.
Sadece yazan tiplerden deđildi, -
10:49 - 10:54sorularýyla insanlarý heyecanlandýran,
birbirine bađlayan biriydi. Özgür -
10:54 - 10:59Kültür Hareketi onun enerjisinden
bir hayli faydalandý. Bence Aaron, -
10:59 - 11:04dünyayý çalýţýr bir hale getirmeye
çalýţýyordu, onu tamir etmek istiyordu. -
11:04 - 11:10Oldukça güçlü bir kiţiliđi vardý. Zaman
zaman baţkalarýnýn tekerine çomak sokardý. -
11:10 - 11:16Yani dünyayla karţýlýklý olarak
iyi geçinememe sýkýntýsý vardý. -
11:19 - 11:23Aaron liseye girdikten sonra
bir hayli sýkýlmýţtý. -
11:23 - 11:26Verilen dersleri, öđretmenleri
pek sevememiţti. O -
11:26 - 11:30zaten bilgiye nasýl ulaţacađýný
biliyordu."Geometri -
11:30 - 11:34öđrenmek için okula gitmeme
gerek yok ki, geometri -
11:34 - 11:38kitabýný okusam kafi. Amerikan
tarihini onlarýn bakýţ -
11:38 - 11:41açýsýyla öđrenmek istemiyorum,
bak burada üç farklý -
11:41 - 11:45tarih cildi var, onlarý
okurum daha iyi. Onlarla -
11:45 - 11:49ilgilenmiyorum, ben Web ile
ilgileniyorum" kafasýndaydý. -
11:49 - 11:53"Okuldan bayađý bunalmýţtým.
Öđretmenler ne anlattýklarýný -
11:53 - 11:57bilmiyordu. Otoriter ve
kontrolcü bir tavýrlarý -
11:57 - 12:00vardý. Ödevler öylesine veriliyordu.
Zaman geçsin -
12:00 - 12:04diye iţ yapýlýyordu. Ben
de eđitimin tarihiyle -
12:04 - 12:07ilgili kitaplar okumaya
baţladým; ţimdiki sistem -
12:07 - 12:11nasýl geliţtirilmiţti,
alternatifleri neydi, ayný -
12:11 - 12:14bilgileri geviţ getirmektense
nasýl gerçekten -
12:14 - 12:18öđrenebilirlerdi. Bu da
beni sorgulamalara itti." -
12:18 - 12:23..."Bulunduđum okulu sorgulayýnca, onu inţa
eden toplumu da sorgulamaya baţladým. Böyle -
12:23 - 12:29bir eđitimle girilen ţirketleri sorguladým.
Tüm bu yapýyý kuran devleti sorguladým." -
12:29 - 12:32En tutkulu olduđu konulardan biri de telif haklarýydý,
özellikle ilk baţlarda. -
12:32 - 12:39Telif haklarý, yayýmcýlýk ve okuyucular
için hep bir yük olmuţtur. Gerçi, aţýrý -
12:39 - 12:46bir yük deđildir. Ýnsanlarýn cebine
para girmesi için makul bir oluţumdu. -
12:46 - 12:54Aaron'ýn neslinin maruz kaldýđý sýkýntý ise
bu antik telif sistemi ve inţa ettiđimiz -
12:54 - 13:01bu muhteţem ţey, Ýnternet'in çarpýţmasýydý.
Bu çarpýţmadan bize kalan da kaos oldu. -
13:02 - 13:05Sonrasýnda Harvard'da hukuk
profesörü olan Lawrence -
13:05 - 13:07Lessig ile tanýţtý. Kendisi
o sýralar anayasa mahkemesinde -
13:07 - 13:10telif haklarýna karţý mücadele
etmekteydi. Genç Aaron -
13:10 - 13:13bu duruţmayý dinlemek üzere
Washington'a uçmuţtu. -
13:13 - 13:19"Ben Aaron Swartz. Buraya
Eldred* argümanýna tanýk olmaya -
13:19 - 13:26geldim." "Neden ta Chicago'dan
argüman dinlemeye buraya -
13:26 - 13:33geldin?" "Bu zor bir soru. Çünkü..
bilmem... anayasa mahkemesini -
13:33 - 13:39ve bu kadar meţhur bir davayý
canlý izlemek istedim." -
13:42 - 13:46Lessig, ayný zamanda telif
haklarýnýn internete yansýmasýnda -
13:46 - 13:49yeni bir yol da açmaktaydý.
Ýsmi Creative Commons idi. -
13:49 - 13:54Creative Commons'ýn ardýnda çok basit bir fikir
var. Yaratýcýlara, eserlerine imza atarken -
13:54 - 13:57kendilerinin de sahip
olduđu özgürlük fikirlerine -
13:57 - 13:59özen gösterebilecekleri
bir yöntem vermek. -
13:59 - 14:03Yani telif hakký, "bütün
haklarý saklýdýr" derken, -
14:03 - 14:06CC "bazý haklarý saklýdýr" ţiarýdýr.
"Eserimle -
14:06 - 14:09ţunlarý ţunlarý yapabilirsin,
ama bazýlarýný -
14:09 - 14:13yaparken izin almalýsýn"
demenin basit bir yoludur. -
14:13 - 14:19Aaron'ýn rolü de bilgisayar kýsmýydý,
lisanslarý nasýl makinelerin -
14:19 - 14:24üzerinde iţlem yapabileceđi
basitliđe indirgeyebilirdik. -
14:24 - 14:27Ýnsanlar "Neden spesifikasyonlarý
15 yaţýnda bir -
14:27 - 14:29çocuđa yazdýrýyorsunuz,
bu büyük bir hata" gibi -
14:29 - 14:35tepkiler verdi. O ise yapýlacak en büyük hatanýn
o çocuđa aldýrmamak olacađý kanaatindeydi. -
14:36 - 14:41Gövdesinin kürsüden görünebileceđi uzunlukta
bile deđildi. Ţu hareketli kürsülerden -
14:41 - 14:46de olmadýđý için ekraný açtýđýnda yüzünün
görünmediđi gülünç bir hale gelmiţti. -
14:46 - 14:51"Web sitemize girdiđinizde Lisans
Seç'e týklýyorsunuz. Size seçenekler -
14:51 - 14:56sunuyor, ne anlama geldiklerini açýklýyor.
Üç basit soru soruyor; -
14:56 - 15:01Atýf gerekliliđi istiyor musun?
Ticari kullanýma izin veriyor musun? -
15:01 - 15:05Eserinin üzerinde deđiţiklik
yapýlmasýna izin veriyor musun? -
15:05 - 15:12Yetiţkinlerin, O'na da yetiţkin gibi davrandýđýný
gördüđümde ţoke olmuţtum. Aaron, bir -
15:12 - 15:19salon dolusu seyircinin karţýsýna geçip Creative
Commons için oluţturduđu bir platformdan -
15:20 - 15:26bahsetmeye baţlamýţtý. Ve hepsi ađzýnýn
içine bakýyordu. Arkada oturup küçük bir -
15:26 - 15:33çocuđu neden dinlediklerini sorguluyordum.
Sanýrým ne olup bittiđini anlamamýţtým. -
15:33 - 15:36Eleţtirmenler, sanatçýlarýn para
kazanmasý adýna pek faydasý -
15:36 - 15:40olmadýđýný söyleseler de, Creative
Commons bir hayli baţarýlý -
15:40 - 15:43oldu. Sadece Flickr'da bile
200 milyonun üzerinde insan, -
15:43 - 15:47eserlerinde Creative Commons
lisanlarýndan birini kullanmakta. -
15:47 - 15:52Teknik yetilerini kullanarak
katký yapmýţ olsa da, -
15:52 - 15:57bu onun için sadece teknik
bir mesele deđildi. -
15:57 - 16:01Aaron, kiţisel blogunda açýk bir
ţekilde sýk sýk dile getirirdi. -
16:01 - 16:05"Bir çok ţey üzerine derin
düţünürüm, ve diđerlerinin -
16:05 - 16:08de bunu yapmasýný isterim." .
.."Fikirler için çalýţýr, -
16:08 - 16:12insanlardan öđrenirim. Ýnsanlarý dýţlamam.
Mükemmelliyetçiyim, -
16:12 - 16:15fakat bunun yayýmlamanýn önüne
geçmesine müsade etmem. -
16:15 - 16:19Eđitim ve eđlence haricinde
benim üzerimde etkisi olmayacak -
16:19 - 16:22ţeylerle vakit kaybetmem.
Herkesle arkadaţ olmaya -
16:22 - 16:26çalýţýrým, fakat beni ciddiye
almadýđýnýzda öfkelenirim. -
16:26 - 16:31Kin tutmam çünkü yapýcý olmaz.
Fakat tecrübelerimden öđrenirim. -
16:31 - 16:35Dünyayý daha iyi bir yer
haline getirmek istiyorum." -
16:41 - 16:462004 yýlýnda Swartz Highland Park'tan ayrýlýr ve Stanford Üniversitesi'ne girer.
-
16:46 - 16:53Ülseratif Kolit hastalýđýndan muzdaripti.
Ýlaçlarýný düzgün almamasýndan endiţe ediyorduk. -
16:53 - 16:59Hastaneye kaldýrýlýrdý ve her gün hap kokteyli
içmesi gerekirdi. O haplardan biri steroid -
16:59 - 17:04idi, bu da büyümesini durdurdu. Bu yüzden
kendini diđerlerinden farklý hissediyordu. -
17:04 - 17:09Aaron, Stanford'a bilim insaný olmak
üzere girdi ve karţýsýnda çok -
17:10 - 17:15baţarýlý lise öđrencileri için
çocuk bakýcýlýđý yapýlan bir -
17:15 - 17:20program buldu. Bu kiţiler dört yýl
sonra endüstriye önderlik edecek -
17:20 - 17:26kimselerdi, %1'lik kýsým yani. Ve
bana kalýrsa bu onu delirtmiţti. -
17:26 - 17:312005 yýlýnda, sadece bir yýl sonra,
Aaron'a bir iţ teklifi geldi. Paul -
17:31 - 17:37Graham öncülüđündeki Y Combinator
isminde bir giriţim ţirketiydi. -
17:37 - 17:41Bir web sitesi fikrim var demiţti, ve
Paul Graham O'nu "Tabi neden olmasýn" -
17:41 - 17:46diyecek kadar sevmiţti. Okulu sallayýp
yeni bir apartman dairesine taţýndý. -
17:46 - 17:52Burasý, Aaron'ýn dairesiydi. Babamýn
evi ayarlamanýn ne kadar zor -
17:52 - 17:59olduđundan bahsettiđini anýmsýyorum,
zira kredisi yoktu ve üniversite terkti. -
17:59 - 18:04Aaron ţu an salon olan yerde kalýyordu.
Duvardaki posterlerden bazýlarý -
18:04 - 18:10ondan kalma, kütüphane de öyle. Baţka
kitaplar da var, çođu Aaron'ýn. -
18:12 - 18:15Aaron'ýn Y-Combinator sitesinin
ismi infogami idi. Ýnternet sitesi -
18:15 - 18:19yapmak için kullanýlacak bir araç.
Fakat site kullanýcý bulmakta -
18:19 - 18:22güçlük çekiyordu. Nihayetinde
Aaron, sitesini, yardýma ihtiyaç -
18:22 - 18:25duyan bir baţka Y-Combinator
projesi ile birleţtirdi. -
18:25 - 18:31reddit ismindeki projeye Steve Huffman ve
Alexis Ohanian öncülük etmekteydi. -
18:31 - 18:34"...Her ţeye sýfýrdan baţlamýţtýk.
Kullanýcýsý, parasý -
18:34 - 18:36ya da kodu yoktu. Gün be
gün büyüyerek çok popüler -
18:36 - 18:39bir site haline geldi. Yavaţlama
eđilimi göstermiyordu. -
18:39 - 18:41Baţta bin kullanýcýmýz
vardý, sonra onbin oldu. -
18:41 - 18:4320 bin derken aldý baţýný gitti.
-
18:44 - 18:51reddit devasa bir hal aldý, internette geek bir köţe oldu.
-
18:52 - 19:00Bol miktarda mizah ve sanat vardý.
Kullanýcýlar siteye üţüţmeye baţlamýţtý, -
19:00 - 19:08ve bir çođu sabah bilgisayarýný açtýđýnda
haberleri okuduđu ilk yer yapmýţtý. -
19:08 - 19:12Bazý noktalarda reddit kaosun
sýnýrýnda diyebiliriz. -
19:12 - 19:16Bir yanda insanlarýn
siyaset, teknoloji ve -
19:16 - 19:21haberleri tartýţtýđý bir
mecrayken diđer yanda iţ -
19:21 - 19:25yerine uygun olmayan,
saldýrgan materyallere de sahip. -
19:25 - 19:31Troller'e ev sahipliđi yapan bazý
subreddit'ler de var. Bu yüzden bazý -
19:31 - 19:37tartýţmalara da meydan veren bir yer
diyebiliriz. Kaosun kýyýsýnda duruyor. -
19:37 - 19:40reddit, bir süre sonra
kurumsal dergi devi Conde -
19:40 - 19:43Nast'ýn gözüne takýlýr.
Siteyi satýn almak isterler. -
19:43 - 19:47Miktarýn ne kadar olduđunu soruyorsanýz,
babamýn "Bu kadar çok parayý nerede -
19:47 - 19:51tutmalýyým?" gibi sorulara maruz
kalacađý kadar diyelim. -Çok para yani? -
19:51 - 19:53-Bi'hayli çok.
-
19:54 - 20:00Büyük ihtimalle, bir milyon dolardan fazla.
Ama tam olarak bilmiyorum. -
20:00 - 20:03O esnada kaç yaţýnda?
-19,20 -
20:05 - 20:09Bu dairedeydi. Bundan
önceki koltuklarda oturup, -
20:09 - 20:13reddit ile uđraţýyorlardý.
reddit'i sattýklarýnda -
20:13 - 20:17devasa bir parti verdiler,
ertesi gün California'ya -
20:17 - 20:20uçtular ve anahtarlarý
da bana býraktýlar. -
20:24 - 20:27Ţimdi düţününce biraz komik.
Çünkü ţirketini satmýţtý -
20:27 - 20:30ve aramýzdaki en zenginin o
olduđunu varsayýyorduk. Ama -
20:30 - 20:33O ayakkabý kutusu boyutlarýnda
bir odayý tercih etti -
20:33 - 20:36ve bu kadarý yeterli dedi.
Bir gardoptan halliceydi. -
20:36 - 20:42Pahalý ývýr zývýra para harcamasý imkansýzdý.
-
20:42 - 20:48"Apartman dairesinde yaţamayý seviyorum,
ţatafatlý bir malikaneye niye para harcayayýmki" -
20:48 - 20:51demiţti, "Kot, T-shirt
giymeyi seviyorum bu yüzden -
20:51 - 20:54yeni kýyafetlere de para
harcamaya gerek yok." -
20:55 - 20:59Swartz için önemli olan ţey, internet trafiđinin akýţýydý. Dikkatimizi yöneten ţey neydi?
-
21:00 - 21:05Yayýnlamanýn eski yöntemlerinde hava
dalgalarýndaki limitle sýnýrlýydýnýz. Anten ile -
21:05 - 21:09en fazla 10 T.V kanalýna yayýn verebilirdiniz.
Kablolu ile dahi 500 kadar yeriniz -
21:09 - 21:14olurdu. Oysa internette herkesin kendine ait
bir kanalý vardýr, isteyen herkes kendine -
21:14 - 21:18blog, Myspace sayfasý açabilir. Herkesin
kendini ifade edebileceđi bir yer olur. -
21:18 - 21:20Bu yüzden artýk problem
kimin hava dalgalarýna -
21:20 - 21:23eriţimi olduđu deđildir;
problem insanlarý bulma -
21:23 - 21:25yöntemlerine kimin hükmettiđidir.
Gücün, Google -
21:25 - 21:28gibi sitelerin tekeline
geçtiđini görürsünüz. -
21:28 - 21:32Ýnternet üzerinde nereye gitmek
istediđinizi söyleyen bekçilerdir bunlar. -
21:32 - 21:34Haberleri ve bilgiyi nereden
temin edebileceđinizi -
21:34 - 21:38gösterirler. Yani artýk belli bir
zümrenin konuţma ayrýcalýđý yoktur, -
21:38 - 21:41herkes bu ayrýcalýđa sahiptir.
Sorun, kimin sesinin duyulduđudur. -
21:45 - 21:49Böylece Conde Nast'te çalýţmak
üzre San Fransisco'ya geldi. -
21:49 - 21:52Ofise girdiđinde, içine bir
sürü bok püsürün yüklendiđi bir -
21:52 - 21:56bilgisayar verirler. Üzerine baţka
bir ţey yükleyemezsin derler, -
21:56 - 21:59ki geliţtiriciler için rezaletin
bayrak tutaný bir durumdur. -
21:59 - 22:03Ýlk günden itibaren bu ţeylerden dert yanmaya baţladý.
-
22:06 - 22:09Gri duvarlar, gri masalar, gri ses.
Geldiđim ilk günden itibaren -
22:09 - 22:13katlanmasý güç bir yerdi. Öđle
yemeđinde kendimi tuvalete kilitleyip -
22:13 - 22:16ađlamaya baţladým. Býrak iţ yapmayý,
kulađýmda výzýldayýp duran -
22:16 - 22:20birileri olduđu sürece akýl sađlýđýmý
koruyabileceđimi dahi sanmýyorum. -
22:22 - 22:26Ýţini bitirebilen baţka kimse de yok gibi.
Herkes sürekli bizim odamýza gelip takýlýyor, -
22:26 - 22:30sohbet ediyor ya da Wired incelemesi için
kurulan oyun sistemini denemeye davet ediyor. -
22:33 - 22:41O'nun siyasi tatta farklý tutkularý vardý.
Silikon Vadisi'nde ise -
22:41 - 22:48teknik aktiviteyi, siyasi amaçlar
için kullanmak gibi bir kültür yoktu. -
22:48 - 22:50Aaron kurumsal bir firmada
çalýţmaktan nefret ediyordu. Hepsi -
22:50 - 22:54böyle hissediyordu, ama Aaron
katlanmayan tek kiţi oldu. -
22:54 - 22:58Böylece Aaron hiç iţe
uđramayarak kendini kovdurdu. -
23:01 - 23:05Söylenene göre sýkýntýlý bir ayrýlýktý.
Hem Steve Huffman -
23:05 - 23:09hem de Alexis Ohanian belgesel
için röportajý reddetti. -
23:09 - 23:20Ýţ dünyasýný reddetti. Bu seçimle ilgili
hatýrlamamýz gereken önemli ţeylerden biri de, -
23:20 - 23:26giriţimcilik kültürünü býraktýđýnda,
O'nu meţhur eden, sevdiren -
23:26 - 23:31ţeyleri hayranlarýný hayal kýrýklýđýna
uđratmak pahasýna býraktý. -
23:32 - 23:37Olmasý gereken yere varmýţtý.
Bok dađýna týrmanýp gül -
23:37 - 23:43dikerken, koku alma duyusunu
yitirdiđini itiraf edecek -
23:43 - 23:50kadar özfarkýndalýđa sahipti.
Orada oturup göründüđü kadar -
23:50 - 23:56kötü olmadýđýný iddia
etmektense tekrar aţađýya indi. -
23:56 - 23:58Bu çok iyi birţeydi.
-
23:58 - 24:07Aaron programlamayý hep büyü gibi gördü, normal
insanlarýn yapamayacađý ţeyleri yapmaktý. -
24:07 - 24:15Büyülü güçlerin olsaydý onlarý iyilik için
mi kullanýrdýn, yoksa dađlar kadar para mý? -
24:15 - 24:19Swartz, çocukluđunda
tanýţtýđý bir vizyonerden, -
24:19 - 24:22WWW'in mucidi Tim
Berners-Lee'den ilham alýyordu. -
24:22 - 24:2990'lý yýllarda, Berners-Lee 20.Yüzyýl'ýn
en karlý icatlarýndan birinin üzerinde -
24:29 - 24:36oturmaktaydý. Fakat bu icattan para
kazanmak dururken, bunu ücretsiz dađýttý. -
24:36 - 24:41WWW'in bugünkü varlýđýnýn tek sebebi budur.
-
24:41 - 24:49Aaron, kesinlikle, Tim'den derinden etkilenmiţti.
Tim internetin ilk yýllarýndaki en seçkin -
24:49 - 24:56dehalarýndan biriydi, ve asla satýp gitmedi.
Milyarlarca dolar kazanmakla hiç ilgilenmedi. -
24:56 - 25:02Özgür býrakýlmasaydý, bugün kocaman
tek bir web yerine bir çok küçük web -
25:02 - 25:08olurdu; bu ţekilde iţleyemezdi çünkü
bir web'den diđerine geçiţ yapamazdýn. -
25:10 - 25:14Düzgün çalýţmasý için
kritik kütleye ulaţmasý -
25:14 - 25:18gerekliydi, yani tüm
gezegen olmadan olamazdý. -
25:18 - 25:20(sakallý olan Richard M. Stallman reis)
-
25:23 - 25:29Dünya'yý olduđu gibi kabullenmemenin çok
önemli olduđunu düţünüyorum. Sana verilene -
25:29 - 25:36eyvallah demek, yetiţkinlerin, ailenin
söylediklerine uymak yerine her zaman sorgulamalýsýn -
25:36 - 25:42bence. Her ţeyi sorgularým, bilimsel yöntemle
yaklaţýrým, öđrendiklerin geçicidir ve -
25:42 - 25:46deđiţime açýktýr; yeni
bulgularla çürütülebilir. -
25:46 - 25:49Bence ayný yöntem topluma
da uygulanabilir. -
25:49 - 25:54Temelinde gerçekten ciddi
sorunlar olduđunu gördüđümde, -
25:54 - 25:59görmezden gelmenin mümkün
olmadýđýný anladým. -
26:03 - 26:13Birlikte çok vakit geçirmeye baţladýk, arkadaţçaydý.
Saatlerce sohbet ederdik. -
26:14 - 26:19Bakýnca, benimle flört ettiđini anlamýţ
olmam gerekliydi diyorum. Galiba -
26:19 - 26:24"Bu kötü bir fikir ve imkansýz" diye
düţünüp olmuyormuţ gibi davrandým. -
26:25 - 26:33Evliliđim dađýlýyordu, gidecek yerim yoktu;
böylece ev arkadaţý olduk. Kýzýmý da götürdüm. -
26:33 - 26:37Taţýndýk ve evi döţedik,
son derece huzurluydu. -
26:37 - 26:41Uzun süredir huzurum yoktu,
buna ihtiyacým vardý. -
26:46 - 26:56Çok ama çok yakýndýk. Romantik
iliţkimizin baţlangýcýndan itibaren -
26:56 - 27:04sürekli temas halindeydik. Ama
ikimiz de zor insanlardýk. -
27:05 - 27:08Ally Mcbeal vari bir
tartýţmada bir fon ţarkýsý -
27:08 - 27:11olduđunu itiraf etti.
Onu çalmaya zorladým. -
27:12 - 27:20Fiona Apple'dan Extraordinary Machine'miţ.
Sanýrým ţarkýnýn -
27:20 - 27:28sýkýţmýţlýđýyla birlikte umut
da barýndýran havasýndandý. -
27:37 - 27:44Bir çok açýdan, Aaron hayata
muazzam bir iyimserlikle bakardý. -
27:44 - 27:48Öyle hissetmese bile
öyle davranýrdý. -
27:53 - 27:59-Napýyorsun? -Flickr'da artýk video da var.
-
28:00 - 28:05Swartz, enerjisini, kamusal bilgiye eriţime
dair bir çok yeni projeye harcýyordu. -
28:05 - 28:08Bunlardan biri de hesap sorulabilirlik
sitesi Watchdog.net idi. -
28:08 - 28:11Bir de Open Library
(Açýk Kütüphane). -
28:11 - 28:17Açýk Kütüphane projesine openlibrary.org üzerinden
eriţebilirsiniz. Altýndaki fikir de, her -
28:17 - 28:22kitaba ait bir wiki, düzenlenebilir bir sayfa,
adamak. Böylece ţu ana kadar yayýnlanmýţ -
28:22 - 28:28bütün kitaplar için, içinde yayýmcý, satan
yerler, bulunduđu kütüphaneler gibi bilgilere -
28:28 - 28:31eriţip satýn almak, ödünç
almak ya da incelemek -
28:31 - 28:34için kullanabileceđiniz
linkler koyulabilir. -
28:34 - 28:38Kütüphaneleri çok severim.
Yeni bir ţehre geldiđinde -
28:38 - 28:42kütüphaneleri araţtýran o adam benim.
Açýk Kütüphane'nin hayali -
28:42 - 28:46de bu, kitaptan kitaba, insana,
yazara, oradan konuya, -
28:46 - 28:50fikre sýçrayabileceđiniz,
kütüphanelerde gömülüp kayýplara -
28:50 - 28:54karýţmýţ bu bilgi zenginliđine
kolayca ulaţabilmek. Bu -
28:54 - 28:58çok önemli çünkü kitaplar
kültürel mirasýmýz. Kitaplar -
28:58 - 29:02insanlarýn yazýmda kullandýđý
ţeyler; ve tüm bunlarý bir -
29:02 - 29:06ţirketin tekeline býrakamayýz.
Korkutucu bir durum bu. -
29:07 - 29:14Kamu alanýna, kamusal eriţimi nasýl
getirebilirsiniz? Kulađa basit gelebilir ama -
29:14 - 29:20kamusal alana kamunun eriţimi yoktur. Kamusal
alan, herkes tarafýndan eriţilebilir -
29:20 - 29:26olmalýdýr, fakat kilit altýndadýr.
Birileri gelip keyfini çýkartmak ister -
29:27 - 29:33ihtimaline karţý etrafý makinalý tüfekler
ve siperlerle çevrilmiţ bir park gibidir. -
29:33 - 29:38Aaron'ýn özellikle ilgilendiđi
konulardan biri de, kamusal alana -
29:38 - 29:43kamusal eriţim getirmekti. Onu bu
kadar çok belaya sokan ţey buydu. -
29:47 - 29:54A.B.D'de Federal Mahkeme kayýtlarýna ulaţmaya çalýţýyordum.
-
29:55 - 29:58Anlaţýlmaz bir sistemle
karţý karţýya kaldým. -
29:58 - 30:02Açýlýmý Elektronik Mahkeme
Kayýtlarýna Kamusal -
30:02 - 30:09Eriţim olan PACER diye bir sistemdi. Google'da
arama yaparken Carl Malamud'a denk geldim. -
30:09 - 30:16ABD'de yasal materyallere eriţim, yýllýk 10
milyar dolarlýk bir ticaret. PACER, inanýlmaz -
30:16 - 30:20menfur bir devlet hizmeti.
Sayfa baţý 10 sent, -
30:20 - 30:23görüp görebileceđiniz en ölü kod.
Hiç bir ţey -
30:23 - 30:30arayamazsýn, sýk kullanýlanlara atamazsýn,
kredi kartýn olmalýdýr ve bunlar kamuya ait -
30:30 - 30:34kayýtlardýr. Amerikan
yerel mahkemeleri çok -
30:34 - 30:38önemlidir, dava takiplerimizin
çođu burada baţlar. -
30:38 - 30:42Telif davalarý, patent davalarý, bin
bir türlüsü. Öđrenciler, gazeteciler, -
30:42 - 30:47vatandaţlar, avukatlar; hepsi PACER
sistemine eriţmek durumundadýr, ve sistem -
30:47 - 30:52her adýmda onlarla kavga eder. Sýradan
insanlar, altýn American Express -
30:52 - 30:56kartý olanlar kadar rahat eriţemezler,
adalete eriţimde bir nevi vergidir. -
30:58 - 31:03Yasalar, demokrasimizin
iţletim sistemidir, ve görmek -
31:03 - 31:07için para vermen gerekmesi?
Bu pek demokrasi sayýlmaz. -
31:07 - 31:12Yýlda yaklaţýk 120 milyon
dolar kazanýyorlar. Ve kendi -
31:12 - 31:16kayýtlarýna göre maliyeti
buna yakýn bile deđil. -
31:16 - 31:24Hatta, yasadýţý. 2002 yýlýnýn
e-devlet kanununa göre, mahkemeler -
31:24 - 31:31maliyeti karţýlamak üzre yalnýzca
gerektiđi miktarda ücret alabilirler. -
31:35 - 31:39Public.Resource.Org'un kurucusu
Malamud, PACER ücretlerine -
31:39 - 31:43protesto etmek istedi. PACER
Geri Dönüţüm Projesini -
31:43 - 31:47baţlattý. Böylece insanlar,
ücretini verip indirdikleri -
31:47 - 31:51dökümanlarý bu ücretsiz
veritabanýnda paylaţabileceklerdi. -
31:51 - 31:56Meclis, PACER iţletmecilerini kamu
eriţimi üzerinden topa tutuyordu. -
31:56 - 31:59Bunun üzerine ülke çapýnda
17 kütüphanede, PACER'a -
31:59 - 32:03ücretsiz eriţim sađlayan bir
sistem kurdular. Her 57.000 -
32:03 - 32:08kilometre kareye bir kütüphane yani.
Pek kullanýţlý deđildi. -
32:08 - 32:15"Herkesi Flash Bellek Kuvvetleri'ne katýlmaya
davet ediyorum. Kütüphanelerdeki veritabanýný -
32:15 - 32:21indirin ve PACER Geri Dönüţüm Projesi'ne
yükleyin." Ýnsanlar kütüphanelere gidip -
32:21 - 32:28dökümanlarý belleklere yüklediler ve bana
yolladýlar. Aslýnda bu bir geyikti, sitede -
32:28 - 32:34Flash Bellek Kuvvetleri linkine týkladýđýnýzda
Oz Büyücüsünden bir sahne açýlýyordu." -
32:35 - 32:41Ama tabiki Steve Schultze ve Aaron beni
arayýp, Flash Bellek Kuvvetleri'ne -
32:41 - 32:47katýlmak istiyoruz dediler. O sýralarda
bir konferansta Aaron'la karţýlaţtým. -
32:47 - 32:53"Bu, bir çok farklý kiţinin el
birliđiyle yapmasý gereken bir ţey." -
32:53 - 32:58Ben de ona yaklaţtým ve PACER sorununa
müdahale etmemiz gerek dedim. -
33:00 - 33:05Schultze, kütüphanelerdeki sistemden
otomatik olarak veri çekebilen -
33:05 - 33:08bir program geliţtirmiţti bile.
Swartz da göz atmak istedi. -
33:08 - 33:13Ben de ona kodu gösterdim,
ne olacađýný bilmiyordum. -
33:13 - 33:16Sonradan anlaţýldýki,
Aaron konferansýn -
33:16 - 33:23son bir kaç saati boyunca çekildiđi köţede
kodu geliţtiriyormuţ. Ayný zamanda da bu -
33:23 - 33:31kütüphanelerden birinin yakýnýnda oturan bir
arkadaţýný, programýn düzenlenmiţ halini -
33:31 - 33:39test etmeye ikna etmiţ. Tabi mahkemedeki bazý
insanlar bir problem olduđunu anlamýţlar. -
33:39 - 33:44"...Veriler akmaya baţlamýţtý.
Kýsa bir zamanda 760gb -
33:44 - 33:48boyutunda 20 milyon sayfa
PACER dökümaný birikti." -
33:49 - 33:53Deneme kütüphanelerinden
elde ettiđi bilgilerle, -
33:53 - 33:56Swartz bu devasa arţivi
paralel yüklemelerle -
33:56 - 34:00kaydetmeye baţladý.
Yaklaţýk 2.7 milyon mahkeme -
34:00 - 34:04belgesini elde etmiţti,
neredeyse 20 milyon sayfa yazý. -
34:04 - 34:09Pilot eriţim projesini yöneten
insanlarýn 20 milyon gibi bir rakam -
34:09 - 34:14beklemediklerini kabul ediyorum. Ama bir
bürokratý ţaţýrtmak yasadýţý deđildir. -
34:14 - 34:20"Aaron ve Carl, olan biteni New York Times'a
anlatmaya karar verdi." Ayný zamanda FBI'ýn da -
34:21 - 34:26dikkatini çekmiţlerdi. Swartz'ýn ailesinin
Ilinois'deki evini gözetlemeye baţlamýţlardý. -
34:26 - 34:34...sonra annesinden "ARA BENÝ" yazan bir
tweet geldi. Ne olduđunu anlamadým. -
34:34 - 34:40Nihayet Aaron'a ulaţtým. Annesi
"FBI FBI FBI" diye sayýklýyordu. -
34:40 - 34:46Bir FBI ajaný evimizin yolundan
arabayla geçerken Aaron odasýnda mý -
34:47 - 34:53diye kolaçan eder. O gün evdeydim
ve o adamýn evimizin yolundan bir -
34:53 - 34:59aţađý bir yukarý gidiţini garipsediđimi
anýmsýyorum. Beţ yýl sonra -
34:59 - 35:05bir FBI dosyasýný okurken anladým
ki evimin yolundaki o adam ajandý. -
35:05 - 35:09Dehţete düţmüţtü.
Gerçekten korkuyordu. -
35:10 - 35:17FBI O'nu arayýp, yanýnda avukatý olmadan bir
kafede buluţmasý için kandýrmaya çalýţtýđýnda -
35:17 - 35:24daha da çok korkmuţtu. Eve gidip yatađýna
uzandýđýnda zangýr zangýr titrediđini söylemiţti. -
35:26 - 35:29Ýndirmeler, mahkemlerin
devasa gizlilik ihlallerini -
35:29 - 35:33de açýđa çýkarmýţtý. Sonuç
olarak mahkemeler bazý -
35:33 - 35:36politikalarýný deđiţtirmek
zorunda kaldý. FBI ise -
35:36 - 35:39soruţturmayý dava açmaksýzýn
kapatmaya karar verdi. -
35:40 - 35:46Bugün bile ţaţýrdýđým bir konu var.
Herhangi bir insanýn, en ýrak köydeki -
35:46 - 35:52bir ofiste çalýţan bir FBI ajanýnýn
bile, halkýn vergisini hukuku kamuya -
35:52 - 35:58açan birine hýrsýzlýk suçlamasý için
harcamasýný aklým almýyor. Hukuku kamuya -
35:58 - 36:04açan birisiyle uđraţan hangi insan
kendini kanun adamý olarak görebilir? -
36:04 - 36:09Aaron, davasý için kendini tehlikeye atmýţtý.
-
36:09 - 36:13Gelir dađýlýmýndaki uçurumdan rahatsýz
olduđu için, sýrf teknolojiyle -
36:13 - 36:16yetinmedi; farklý siyasi davalara
da kendini adamaya baţladý. -
36:16 - 36:20[Arkadaţý] Ben meclise
girmiţtim, O'nu da yanýmýzda -
36:20 - 36:24takýlmasý, staj yapmasý için davet ettim.
Böylece siyasi -
36:24 - 36:27iţleyiţi öđrenebilirdi.
...yeni bir topluluđu, yeni -
36:27 - 36:31maharetleri öđrenip siyaseti
hacklemek istiyordu. -
36:31 - 36:35Ben evde televizyon izleyip
para kazanýrken, bir -
36:35 - 36:40madencinin kan ter içinde
çukur kazmasý; kazmazsa o -
36:40 - 36:45akţam evine ekmek götüremeyecek
olmasý çok saçma geliyor. -
36:45 - 36:49Ama açýkça ortada ki
dünya saçma bir yer. -
36:49 - 36:54Yenilikçi Deđiţim Mücadelesi Komitesi adlý
bir grubun kuruluţunda yer aldým. Yenilikçi -
36:54 - 36:58siyaseti benimseyen ve ülkeye daha
yenilikçi bir yol açmak isteyen insanlarý -
36:58 - 37:02organize edip, mail listelerimize ve
kampanyalarýmýza dahil ettiđimiz böylece -
37:02 - 37:06seçimlerde yenilikçi adaylarýn seçilmesine
yardýmcý olduđumuz bir sistemdi. -
37:06 - 37:10Elizabeth Warren'ýn senatoya
girmesini sađlayan kampanyanýn -
37:10 - 37:14arkasýnda bu grup vardý. Halihazýrda
sistemin aptalca olduđunu -
37:14 - 37:18düţünüyordu, fakat geldi ve sistemi
öđrenmem gerekli dedi. Zira bu -
37:18 - 37:21sistem de herhangi bir sosyal
sistem gibi manipule edilebilirdi. -
37:21 - 37:26Ayný zamanda kütüphane ve öđrenme
tutkusunu da bir kenara býrakmamýţtý. -
37:26 - 37:31Akademik makaleleri yayýnlayan
kurumlarý da incelemeye baţlamýţtý. -
37:31 - 37:36Amerika'nýn büyük üniversitelerinden
birinde olduđunuza göre geniţ -
37:36 - 37:41bir bilimsel yayýn arţivine
eriţiminizin olduđunu varsayýyorum. Bu -
37:41 - 37:46büyük üniversitelerin hemen hemen
hepsi JSTOR, Thomson gibi firmalara -
37:46 - 37:51eriţim için ücretler öderken,
dünyanýn geri kalaný göremiyor bile. -
37:51 - 37:55Bu akademik yayýnlar ve makaleler,
insanlýđýn tüm bilgi birikiminin -
37:55 - 38:00depolandýđý online bir kütüphane. Ve
çođu, vatandaţlarýn vergisiyle ya da -
38:00 - 38:04devletin ayýrdýđý bütçeyle ortaya çýkan
ţeyler. Fakat bunlarý okuyabilmek -
38:04 - 38:09için Elsevier gibi yaýmcýlara çođu zaman
tekrardan ödeme yapmanýz gerekir. -
38:09 - 38:15Lisans ücretleri o kadar yüksek ki, Amerika
yerine Hindistan'da okuyan kiţiler -
38:15 - 38:20bu eriţime sahip deđiller. Bilimsel
mirasýmýzýn tamamýndan mahrumlar. Bu -
38:21 - 38:26dökümanlardan bazýlarý Aydýnlanma Dönemi'nden
kalma. Birisi akademik bir yayýn -
38:26 - 38:32ortaya çýkarttýđýnda taranýrlar ve dijital
bir ţekilde koleksiyona girerler. -
38:32 - 38:38Bu, bize ilginç ve bilimsel iţler ortaya
çýkaran insanlardan kalan bir miras. -
38:38 - 38:42Halka ait, ulaţýlabilir olmasý gereken bir miras.
Fakat bunun -
38:42 - 38:47yerine kilitlenip, kar amacý güden
ţirketler tarafýndan internete -
38:47 - 38:53koyulurlar ve onlar da edebilecekleri en
yüksek karý elde etmeye çalýţýrlar. -
38:54 - 39:00Üniversite ya da halk tarafýndan parasý ödenen
bir araţtýrmacý, makale hazýrlar. Bütün iţ -
39:00 - 39:04bittikten sonra, yani
asýl araţtýrma, düţünme, -
39:04 - 39:07deney gibi süreçlerin tamamý
bittikten sonraki son -
39:07 - 39:11aţamada araţtýrmacý telif
hakkýný bu milyar dolarlýk -
39:11 - 39:15ţirkete teslim etmek zorundadýr.
Hasta durum. -
39:15 - 39:18Tamamen gönüllü emek üzerine
kurulmuţ bir ekonomidir, -
39:18 - 39:22en tepede yayýmcý ţirket
oturur ve kaymađý yer. -
39:23 - 39:26Dolandýrýcýlýđýn dik alasý.
Ýngiltere'deki yayýmcýlardan -
39:26 - 39:30biri geçen yýl 3 milyar dolar kar etti.
Ne vurgun ama. -
39:30 - 39:41JSTOR, hikayede çok küçük bir rolde aslen. Her
nedense, Aaron hedef olarak JSTOR'u seçti. -
39:41 - 39:47[Arkadaţý] Açýk eriţim ve açýk yayým
üzerine bir konferansa gitmiţti. -
39:47 - 39:51JSTOR'dan, kim bilmiyorum,
birisine veritabanýný -
39:51 - 39:56ebediyen açmanýn ne kadara
malolacađýný sormuţtu. 200 milyon -
39:56 - 40:01dolar gibi Aaron'ýn da saçma
bulduđu bir rakam verdiler. -
40:01 - 40:04Harvard'da bursla çalýţtýđýndan,
yan komţusu MIT'deki -
40:04 - 40:07kullanýcýlarýn açýk ve
hýzlý ađýndan haberdardý, -
40:07 - 40:12ki yakýn zamanda JSTOR'un zengin arţivine eriţim
izni de verilmiţti. Swartz, fýrsatý gördü. -
40:12 - 40:17O kapýlarýn anahtarý elinizdeydi.
Biraz Shell Script (~kabuk -
40:17 - 40:21betiđi) sihriyle yayýnlanmýţ
makaleleri alabilirdiniz. -
40:21 - 40:2824 Eylül 2010'da, Swartz yeni alýnmýţ
bir laptop'ý Gary Host adýyla MIT ađýna -
40:28 - 40:35kaydetti. Ýstemci adý olarak da
GHost_laptop kullanýldý. (Hayalet_laptop) -
40:35 - 40:39JSTOR'u geleneksel kullanýmýyla
hackledi diyemeyiz. JSTOR -
40:40 - 40:44veritabaný düzenliydi, bütün
dökümanlarý indirmek için çok -
40:44 - 40:48uđraţmak gerekmiyordu; sadece
numaralar atanmýţtý. Örneđin -
40:48 - 40:53///makale444024, makale444025
gibi gibi ilerlemekteydi. -
40:53 - 40:55Turtayý Durmadan Al
adýnda bir python betiđi -
40:55 - 40:59hazýrlamýţtýk, ardý ardýna
makaleleri topluyordu. -
40:59 - 41:02Ertesi gün Hayalet_laptop
makaleleri almaya baţlar. -
41:02 - 41:06Fakat kýsa zamanda bilgisayarýn I.P.
adresi engellenir. -
41:06 - 41:10Tabi bu Swartz için çantada kekliktir.
Hemen I.P. -
41:10 - 41:13adresini deđiţtirir ve
indirmeye devam eder. -
41:13 - 41:20JSTOR ve MIT bu olayý durdurmak için farklý
adýmlar atarlar. Hafif tedbirler iţe -
41:20 - 41:27yaramadýđýnda, JSTOR, MIT'nin tamamýný engeller.
Baktýđýnýz zaman, JSTOR veritabanýnýn -
41:27 - 41:35etrafýnda geçen bir kedi fare oyunu gibidir.
Kedinin Aaron olduđunu söyleyebiliriz, -
41:35 - 41:41çünkü JSTOR'daki teknisyenlerden
daha yetenekli olduđu ortada. -
41:42 - 41:49Sonunda, Wi-Fi üzerinden uđraţmaktansa,
kilitlenmemiţ bir malzeme dolabýna girdi ve ađa -
41:49 - 41:57direk kabloyla bađlandý. Laptop'ýný harici bir
disk ile birlikte makale indirmeye býraktý. -
41:57 - 42:03Swarz bilmiyordu, fakat bilgisayarý
yetkililer tarafýndan bulunmuţtu. -
42:03 - 42:08Ýndirmeyi durdurmaktansa, içeriye
güvenlik kamerasý yerleţtirdiler. -
42:11 - 42:16Bilgisayarý, MIT binasýnýn bodrumunda
bir odada buldular. Fiţini -
42:17 - 42:23çekebilirlerdi, gelmesini bekleyip
kimsin nesin durdur ţunu diyebilirlerdi. -
42:23 - 42:30Ama bunlarý yapmadýlar. Bunun yerine
delil oluţturmak için düzenek kurdular. -
42:30 - 42:36Böyle bir ţeyi videoya almanýn
tek sebebi bu olabilirdi. -
42:38 - 42:48Ýlk görüntülerde görünen tek ţey, boţ ţiţeleri odada zulalayan bir adamdý.
-
42:54 - 42:59Fakat günler sonra Swartz'u da görüntülediler.
-
43:06 - 43:11Swartz, hard diski deđiţtiriyor.
Beţ dakika kadar -
43:12 - 43:16karenin dýţýnda kalýyor,
sonra terkediyor. -
43:38 - 43:45Bir gün MIT'den bisikletle evine
geçerken, polisler yolunu -
43:45 - 43:51deđiţtirir ve peţine takýlýr.
Saldýrgan bir ţekilde -
43:51 - 43:58yere yapýţtýrýldýđýný anlatmýţtý.
Sanki polis deđil de -
43:58 - 44:04saldýrmak için gelen kimseler
gibi dövdüklerini söyledi. -
44:09 - 44:14Yýkýlmýţtýk. Ailemizdeki
herhangi birinin adli takibi o -
44:14 - 44:18kadar uzak ve anlaţýlmazdýki,
ne yapacađýmý bilemedim. -
44:18 - 44:27Ellerindeki arama emrinde Cambridge'deki
apartman dairesi ve Harvard'daki ofisi vardý. -
44:28 - 44:33Tutuklamadan iki gün evvel, soruţturma
JSTOR ve Cambridge'in yerel -
44:33 - 44:37polisini aţmýţtý bile. Amerikan
Gizli Servisi görevi almýţtý. -
44:37 - 44:42Gizli servis bilgisayar ve kredi kartý sahteciliđi
gibi ţeyleri soruţturmaya 1984 yýlýnda -
44:42 - 44:46baţlamýţtý. Fakat 11 Eylül saldýrýlarýndan
altý hafta sonra görev alaný geniţledi. -
44:49 - 44:52Baţkan Bush, Patriot
Yasasý'ndan faydalanarak -
44:53 - 44:56Elektronik Suçlar Görev
Kuvvetleri'ni oluţturdu. -
44:56 - 44:59"...Ţu an önümde bulunan yasa
tasarýsý modern teröristlerin -
44:59 - 45:01ortaya çýkardýđý tehlikeleri
de hesaba katýyor." -
45:01 - 45:06Gizli Servis'in kendi söylemine göre temel
görevleri ţunlardý: Ekonomik etkiye sebep -
45:06 - 45:11aktiviteler. Organize suç örgütleri.
Yeni teknolojileri kullanan komplolar. -
45:11 - 45:16Gizli Servis, soruţturmayý Boston savcýlýđýna teslim eder.
-
45:16 - 45:21"Bilgisayar Suçlarý Görev Ekipleri Amiri"
gibi bir unvaný olan bir adam vardý -
45:21 - 45:26savcýlýkta. Baţka ne iţle meţguldü
bilemem ama, soruţturacak bilgisayar -
45:26 - 45:31suçu bulamazsa manasýz bir unvan
olacađý kesin. O da balýklama atladý -
45:31 - 45:36dosyaya, baţkasýný dahil etmedi ve
kendine sakladý. Ýţte Stephen Heymann. -
45:36 - 45:39Savcý Stephen Heymann, Aaron
Swartz'ýn tutuklanmasýndan -
45:40 - 45:42bu yana gözlerden uzak duruyor.
Fakat American Greed -
45:42 - 45:46adlý televizyon programýnda yaptýđý
röportajda görebilirsiniz, -
45:46 - 45:49bölüm Aaron'ýn tutuklandýđý
sýralarda çekilmiţti. -
45:49 - 45:54Önceki soruţturmasý meţhur hacker Albert
Gonzalez davasýydý. Bu dava basýnýn -
45:54 - 45:59ilgisini bi hayli çekmiţti ve övgüye
bođulmuţtu. Gonzalez, 100 milyon kadar -
45:59 - 46:05kredi ve banka kartý numarasýný ele geçirmiţti,
ki bu tarihin en büyük vurgunuydu. -
46:05 - 46:10Burada Heymann, Gonzalez'i ve genel
hacker zihin yapýsýný açýklýyor. -
46:10 - 46:17"...Böyle kiţileri teţvik eden ţeyler bizimkilerle
hemen hemen ayný. Egolarý var. Zorlukla -
46:17 - 46:21mücadeleyi severler. Ve
elbette, parayý severler; -
46:21 - 46:25tabi parayla elde
edebileceđiniz ţeyleri de." -
46:25 - 46:31Soruţturma kapsamýndaki ţüphelilerden biri de,
genç hacker Jonathan James idi. Gonzalez'in -
46:31 - 46:36suçlarý kendi üzerine yýkýlacađýna inanan
James, soruţturma esnasýnda intihar etti. -
46:36 - 46:40Devletin, Aaron Swartz davasýndaki
duruţunu açýklayan eski bir -
46:40 - 46:44basýn açýklamasýnda Heymann'ýn
patronu savcý Carmen Ortiz -
46:44 - 46:49ţunlarý söylemiţti: "Hýrsýzlýk,
hýrsýzlýktýr. Bilgisayar komutu -
46:49 - 46:53ya da levye ile; döküman, veri
ya da dolar almak ayný ţeydir." -
46:53 - 47:04Tabiki de dođru deđil. Zararsýz olduđunu
söylemiyorum, bilgi çalmak suç kapsamýnda olmasýn -
47:04 - 47:15da demiyorum. Fakat hangi zararýn gerçekten
zararlý olduđunu iyi irdelemelisiniz. -
47:15 - 47:21Mesela, levye ile herhangi bir yere
girdiđimde ţüphesiz her seferinde -
47:21 - 47:26hasar veririm. Fakat Aaron saniyede
100 defa "Ýndir. Ýndir. Ýndir." -
47:26 - 47:33diyen bir betik hazýrladýđýnda, kimseye
bir zararý yoktur. Hele akademik -
47:33 - 47:38araţtýrma için arţivi indirdiđinde,
kimseye hiç bir zararý olmaz. -
47:38 - 47:43Elde ettiklerini çalmýyor,
satmýyor ya da dađýtmýyordu. -
47:43 - 47:46Bence meramýný anlatmak
için yapmýţtý. -
47:46 - 47:48Tutuklama, Aaron'ý bitkin düţürmüţtü.
-
47:48 - 47:52Bu konuda konuţmazdý. Bi hayli gergindi.
Düţünsene, -
47:52 - 47:57FBI kapýnýn önünde bitmek
için fýrsat kolluyor, sýrf -
47:57 - 48:01kapýyý kilitlemeyi unuttuđun
için çamaţýr yýkamaya -
48:05 - 48:07çýktýđýnda evine giriyorlar
Ben bayađý gerilirdim. Bu -
48:08 - 48:11yüzden son zamanlarda Aaron
hep ekţi bir ruh halindeydi. -
48:19 - 48:28O sýralarda konumunu belli edecek hiç bir
bilgi paylaţmadý. FBI gelir diye korkuyordu. -
48:31 - 48:37Daha önce görülmemiţ çapta sosyal ve politik
aktivizmin baţ gösterdiđi bir dönemdi. -
48:37 - 48:41Hatta Time dergisi, 2011 yýlýnýn
kiţisi olarak "Gösterici"yi seçmiţti. -
48:41 - 48:47Her yer hacker eylemlerinin
yuvasý haline bürünmüţtü. -
48:47 - 48:54Wikileaks, sandýk dolusu diplomatik
mesajlaţma ifţa etmiţti. -
48:54 - 49:01Manning, sýzýntýnýn kaynađý olduđu
kesinleţmediđi halde tutuklanmýţtý. -
49:01 - 49:06Anonymous, kadrosunda
bir çok hackerýn da -
49:06 - 49:12olduđu bir online protesto grubu
ayaklanmýţtý. Tüm bunlarýn -
49:12 - 49:18olduđu bir zamanda O'nun
davasý manasýzdý, JSTOR ve MIT -
49:18 - 49:24kendi aralarýnda halletmeliydi.
Ceza sisteminin dikkatini -
49:24 - 49:30ayýrmamýţ olmasý gereken bir konuydu.
Oraya ait deđildi... -
49:37 - 49:41Dava açýlmadan önce bir
anlaţma teklif edilmiţti; üç -
49:41 - 49:45ay hapis, rehabilitasyon
evinde bir süre konaklama -
49:45 - 49:49ve bir yýl ev hapsi. Hepsinde
bilgisayardan mahrum olacaktý. -
49:49 - 49:52Tek ţart suçlamalarý
kabul etmesiydi. -
49:52 - 49:58Bulunduđumuz nokta ţöyleydi; devletin elindeki
deliller, iddianame ne derece kuvvetli -
49:58 - 50:05bilmiyorduk. Çok zor bir karar vermek
durumundaydýk, avukatýmýz kabul etmemiz için baský -
50:05 - 50:11yapýyordu. Devlet pazarlýksýz bir talepte
bulunmuţtu. Bize söylenene göre galip gelme -
50:11 - 50:17ihtimalimiz düţüktü. Suçlu olsan da olmasan
da, en hayýrlýsý anlaţmayý kabul etmekti. -
50:19 - 50:27Boston'ýn kendine ait bir Bilgisayar Suçlarý
Bölümü vardý. Ýhtiyaçlarýndan çok daha fazla -
50:27 - 50:36sayýda avukatlarý da mevcuttu. Bu durumu
anlamak mümkün, zira zaman zaman karţýlarýna -
50:36 - 50:44saati 500-700 dolar olan avukatlara sahip
ţirketler, Rus hackerlar çýkardý. Bir de bir -
50:44 - 50:48ţeyler yaptýđýný ispatlamanýn
çok basit olduđu, -
50:48 - 50:52FBI'ýn gözetlediđi çocuđun
tekiyle bir dava. -
50:52 - 50:58Neden elinden geldiđince kuvvetli
saldýrmayasýn ki? Memleketin -
50:58 - 51:02de hayrýna, zira o teröristlerle
mücadele ediyorsun. -
51:02 - 51:10Çok korkmuţtum. Bilgisayarýma el koymalarýndan
korkuyordum. Hapse girmekten korkuyordum. -
51:10 - 51:18Laptop'ýmýn içinde önceki iţimden kalma gizli
kaynaklarým duruyordu. En büyük önceliđim -
51:18 - 51:25kaynaklarýmý güvende tutmaktý. Ada'nýn
baţýna geleceklerden korkuyordum. Aaron, bir -
51:25 - 51:32anlaţma teklif ettiklerini söylemiţti. Eđer
ben istersem kabul edeceđini söylemiţti. -
51:32 - 51:42Kabul et demeye çok yaklaţmýţtým.
Giriţimcilik olaylarýný býraktýđýndan -
51:42 - 51:52bu yana çok ciddi siyasi tutkular
edinmiţti. Bu politik yaţama sabýkalý -
51:52 - 52:01biri olarak devam edemezdi. Bir gün
Beyaz Saray'ýn önünden geçerken -
52:01 - 52:10"Biliyor musun, burada sabýkasý
olanlarý iţe almýyorlar." demiţti. -
52:18 - 52:21Hayatýnýn o ţekilde olmasýný içten arzuluyordu.
-
52:23 - 52:32Kimseyi öldürmedi. Kimseye zarar vermedi.
Para çalmadý. Suçlu gösterecek hiç bir -
52:32 - 52:41ţey yapmadý. Sabýkalý biri olup oy verme
hakkýný elinden almanýn hiç bir tutar -
52:41 - 52:50yaný yoktu. Rezil bir durum, para cezasýna
çarptýrýlmasý ya da MIT'ye girmesinin -
52:50 - 52:58yasaklanmasý gibi ţeyler olsa anlarým.
Ama bir suçlu kabul edilip hapsedilmesi? -
53:02 - 53:04Swartz, anlaţma teklifini reddetti.
-
53:04 - 53:12"Heymann iki misli efor sarfetmeye baţladý. Bize her seviyede baský yapmaya baţladý."
-
53:13 - 53:17Aaron'ýn laptopýnda ele
geçirilen fiziksel delillere -
53:17 - 53:20rađmen, davacýlarýn,
Aaron'ýn niyetine dair -
53:20 - 53:25de delile ihtiyaçlarý vardý.
Aaron neden JSTOR'dan -
53:25 - 53:28makale indiriyordu?
Bunlarla ne yapacaktý? -
53:29 - 53:37Devlet, bunlarý yayýmlayacađýný iddia ediyordu.
Gerçek niyeti bu muydu bilmiyoruz, zira -
53:37 - 53:41Aaron'ýn eskiden beri dev
makale setlerini analiz -
53:41 - 53:45etme huyu vardý. Ýlginç
çýkartýmlarý olurdu. -
53:45 - 53:49Bunun en iyi kanýtý da ţudur;
Stanford'da okuduđu dönemde -
53:49 - 53:54Westlaw'ýn hukuk veritabanýnýn
tamamýný indirmiţti. -
53:54 - 53:57Stanford hukuk öđrencilerinin
bir projesinde, Swartz -
53:57 - 53:59Westlaw'ýn hukuk veritabanýný
indirmiţti. Hukuki -
53:59 - 54:02araţtýrmalara fon sađlayanlarla,
çýkarlarýna uygun -
54:02 - 54:04sonuçlar arasýnda rahatsýz
edici bir bađ bulmuţtu. -
54:04 - 54:08Hukuk profesörlerine para veren
kar amacý güden ţirketler üzerine -
54:08 - 54:12müthiţ bir analiz yapmýţlardý.
Bu profesörler de Exxon gibi -
54:12 - 54:16ţirketlerin zor zamanlarýnda iţine
yarayacak makaleler hazýrlýyorlardý. -
54:16 - 54:20Ýţe yaramaz araţtýrmalardan
ibaret yozlaţmýţ bir sistem. -
54:20 - 54:27Swartz, Westlaw dökümanlarýný ifţa etmemiţti.
Teoride JSTOR veritabanýyla da ayný -
54:27 - 54:34ţeyi yapýyor olabilirdi. Bu gayet olađan
karţýlanýrdý. Fakat JSTOR'a rakip bir sistem -
54:34 - 54:41kurup ücret karţýlýđý dađýtacak olsaydý,
yaptýđý yasadýţý; elindekiler ile haksýz -
54:41 - 54:48kazanç sađlýyor derdik. Fakat böyle bir
niyetinin olduđunu düţünmek bile saçma. -
54:49 - 54:53Bir de arada kalan bir ihtimal var.
Ya geliţmekte olan ülkeler için -
54:53 - 54:58özgürleţtirdiyse? Bu ihtimale
baktýđýmýzda, yargý organýnýn farklý bir -
54:58 - 55:03yaklaţým oluţturmasý gerekirdi. Devletse
davayý yalnýzca ticari istismar -
55:03 - 55:07kapsamýnda deđerlendirmekteydi, kredi
kartý numarasý çalmýţ gibiydi. -
55:07 - 55:11Veritabanýyla ne yapacaktý bilmiyorum.
Fakat Aaron'ýn bir arkadaţýnýn -
55:11 - 55:15anlattýđý kadarýyla, verileri analiz
edecekti. Böylece ţirketlerin fon -
55:15 - 55:19sađladýđý taraflý araţtýrmalarýn Ýklim
Deđiţimi konusunda çarpýk sonuçlar -
55:19 - 55:23çýkardýđýna dair kanýtlar elde edecekti.
Buna kesinlikle inandým. -
55:26 - 55:32Steve'in benimle konuţmak istediđini
söylediler. Beni bu durumdan kurtaracak bir -
55:32 - 55:39ţeydir diye düţündüm. Bilgisayarýma el
konulacak korkusuyla yaţamak istemiyordum. -
55:39 - 55:45Bilgisayarýmýn ţifresini çözmeye ikna
ettikten sonra beni hapse atmalarýndan -
55:45 - 55:52korkuyordum. Steve'in benimle konuţmak istediđini
söylediklerinde kulađa makul gelmiţti. -
55:53 - 55:57Norton'a Bir Günlük Kraliçe
mektubu teklif ettiler. -
55:57 - 56:00Bu, davacýlarýn dava
hakkýnda soru sormalarýna -
56:00 - 56:06imkan sađlýyordu; Norton'ýn bu esnada verdiđi
bilgilere dair dokunulmazlýđý olacaktý. -
56:06 - 56:11Sevmedim. Bir bit yeniđi varmýţ gibiydi.
Dokunulmazlýk -
56:11 - 56:14istemiyordum, ihtiyacým da yoktu.
Bir ţey -
56:14 - 56:18yapmamýţtým. Ama avukatlarým
dokunulmazlýđý kabul -
56:18 - 56:22etmeden onlarla görüţmemem
konusunda çok katýydýlar. -
56:22 - 56:27-Emin olmak için soruyorum, bu Bir
Günlük Kraliçe teklifiydi deđil mi? -
56:27 - 56:31- Evet -Yani dokunulmazlýk
karţýlýđýnda bilgi verdin. -Bilgi -
56:31 - 56:36vermek deđildi, en azýndan ben öyle
görmüyordum. Söyleţi, tartýţma -
56:36 - 56:41kývamýnda bir ţeydi.-Sonra sana
sorular sormaya baţladýlar. -Evet -
56:41 - 56:46-Ve ne öđrendikleri ţeylerle seni
yargýlayamayacaklardý. -Öyle. -
56:46 - 56:51Ben de inatla çýplak girmeye çalýţtým.
Defalarca teklifi -
56:51 - 56:56reddetmeye çalýţtým. Hastaydým,
avukatlarýmýn baskýsý altýndaydým, -
56:56 - 57:01kafam karýţýktý. Bu noktada
kendimi pek iyi hissetmiyordum. -
57:01 - 57:08Karamsardým, korkmuţtum. Neyin içinde
olduđumu anlayamamýţtým. Niye bu durumda -
57:08 - 57:14olduđumu da anlayamamýţtým. Býrakýn
hatalýyý, ilginç bir ţey bile yapmamýţtým. -
57:14 - 57:19Aklýmýzý kaybettik. Aaron buna çok ţaţýrmýţtý,
avukatlarý çok ţaţýrmýţtý, hepimiz -
57:19 - 57:24çok ţaţýrmýţtýk. Quinn'i avukatlarýný
deđiţtirmeye ikna etmeye çalýţtýk. -
57:24 - 57:31Silahlý, kocaman adamlarla bir dolu bir odada
tutulmaya alýţkýn deđildim. Sürekli "Yalan -
57:31 - 57:38söylüyorsun" diyorlardý, bir ţeyler yapmýţ
olmalýydým. Yargýladýklarý ţeyin suç olmadýđýný, -
57:38 - 57:45tarihin yanlýţ tarafýnda durduklarýný söyledim.
Aynen bu kelimeleri kullandým, "Tarihin -
57:45 - 57:52yanlýţ tarafýndasýnýz." Sýkýlmýţlardý. Kýzgýn
falan deđillerdi, bildiđin canlarý sýkýlmýţtý. -
57:53 - 57:57Sonradan anladým ki ayný diyalođu
sürdürmüyormuţuz. Onlara -
57:57 - 58:01insanlarýn neden akademik
makale indirebileceklerini -
58:01 - 58:06açýklýyordum, arada ne olduđunu
anýmsamýyorum ama bir notkada -
58:06 - 58:10O'nun bir blog yazýsýndan
bahsettim, "Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu" -
58:13 - 58:18Bu, Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu, Temmuz 2008'de
Ýtalya'da yazýlmýţ. [I.Barýţ Fidaner'in çevirisidir] Bilgi güçtür. Fakat her -
58:18 - 58:23zaman olduđu gibi bu gücü kendine saklamak
isteyenler var. Yüzyýllarca dünyanýn her yanýnda, -
58:23 - 58:28kitaplar ve dergilerde yayýnlanmýţ bütün bilimsel
ve kültürel mirasýn giderek daha fazlasý -
58:28 - 58:34sayýsallaţtýrýyor ve bir avuç özel ţirket tarafýndan
kilit altýna alýnýyor. Dýţarýda býrakýlanlar, bu -
58:34 - 58:36sýrada siz de boţ durmuyordunuz.
Çatlaklardan -
58:36 - 58:39gözlüyordunuz, çitlerden
týrmanýyordunuz ve yayýncýlarýn -
58:39 - 58:42kilit altýna aldýđý
bilgileri özgürleţtirerek -
58:42 - 58:44arkadaţlarýnýzla paylaţýyordunuz.
Ama bütün bu -
58:44 - 58:46eylemler karanlýkta,
yeraltýnda gizlenerek -
58:46 - 58:49ilerliyordu.Hýrsýzlýk veya
korsanlýk denildi, sanki bir -
58:49 - 58:52bilgi hazinesini paylaţmak
bir gemiyi soyup -
58:52 - 58:54mürettebatý öldürmek ile
ahlaken eţdeđermiţ gibi. -
58:54 - 58:59Fakat paylaţmak ahlaken yanlýţ deđildir, aksine
ahlaki bir buyruktur. Yalnýz açgözlülükten -
58:59 - 59:03gözü dönmüţ birisi arkadaţýna istediđi
kopyayý vermez. Adil olmayan yasalarý -
59:03 - 59:08izlemek adaletli olamaz. Aydýnlýđa çýkmanýn,
büyük sivil itaatsizlik geleneđimizle, -
59:08 - 59:12kamusal kültürümüzün ţahsi gaspýna karţý
olduđumuzu ilan etmenin zamaný gelmiţtir. -
59:12 - 59:17Ýddialara göre, manifesto aslýnda dört
farklý kiţi tarafýndan yazýlmýţtý -
59:17 - 59:21ve Norton tarafýndan düzenlenmiţti.
Fakat altýna Swartz imza atmýţtý. -
59:21 - 59:26Bittiđinde hemen Aaron'ýn
yanýna koţtum ve olan -
59:26 - 59:31biten ne hatýrlýyorsam anlattým.
Çok sinirlenmiţti. -
59:35 - 59:40Yaptýklarýmýn toplamý böyle
çýkmamalýydý. Yanlýţ -
59:40 - 59:45bir ţey yapmamýţtým, ama
her ţey yanlýţ gitti. -
59:48 - 59:49Ama hiç...
-
59:57 - 60:04Hala kýzgýným. Bu insanlarla dođru muhattap
olmak için elinden geleni yaparsýn, -
60:04 - 60:11ama onlar herţeyi aleyhine çevirirler ve
incitebilecekleri her ţeyi kullanýrlar. -
60:15 - 60:20Ve o anda, söylediđim
ţeyden dolayý piţman oldum. -
60:20 - 60:25Ama en büyük piţmanlýđým
buna razý olmamýzdý. -
60:25 - 60:30Kabul etmemizdi. Ýnsanlara
tuzak kurup hayatlarýný -
60:30 - 60:35mahveden bu adalet
sistemini kabul etmemizdi. -
60:35 - 60:41Bu yüzden, evet, keţke söylememiţ olsaydým.
Ama asýl öfkem -
60:41 - 60:47olduđum yeredir. Buna razý
olan bir halk olmamýzdýr. -
60:49 - 60:54Aaron'ý zor durumda býrakacak
bilgiler edinebilmek için kýzcađýza -
60:54 - 60:59hayal edebildikleri bütün fenalýklarý
yaptýklarýný düţünüyorum. -
60:59 - 61:07Ama, devlete koz verebilecek bir bilgiye sahip olduđunu düţünmüyorum.
-
61:08 - 61:13Swartz'ýn ailesi ve arkadaţlarý, korkunç
iddianameyi beklerken aylar geçer. Bu -
61:13 - 61:18esnada, Swartz internetle ilgili sorunlarda
aranan bir uzman haline gelmiţti. -
61:18 - 61:24... siz internetin bir insan hakký olduđunu
ve devletin buna engel olmamasý gerektiđini -
61:24 - 61:29düţünüyor musunuz? - Evet, kesinlikle.
Ulusal güvenlik, interneti kapatmak için -
61:29 - 61:34bahane edilemez. Mýsýr, Suriye ve diđer
ülkelerde duyduđumuzla ayný ţey. Dođru, -
61:34 - 61:40Wikileaks gibi siteler Amerika'nýn yaptýđý
utanç verici ţeyleri internete koyacaktýr, -
61:40 - 61:45insanlar protesto etmek için
toplanacaklardýr. Ama bu güzel bir ţey. -
61:45 - 61:47Anayasanýn birinci
maddesindeki ifade -
61:47 - 61:51özgürlüđünün esprisi de budur zaten.
Bunlarý engellemek -
61:51 - 61:55ve kapatmak Amerika'nýn temel
prensiplerine aykýrýdýr. -
61:55 - 62:00Kurucu atalarýmýzýn zamanýnda
internet olsaydý, anayasaya posta -
62:00 - 62:04teţkilatý yerine internet servis
sađlayýcýlarý koyarlardý. -
62:06 - 62:10Swartz, aktivist Taren Stinebrickner-Kauffman
ile tanýţýr ve çýkmaya baţlarlar. -
62:10 - 62:13[Online Organizatörlerin
Ađzýndan Çýkanlar videosundan] -
62:13 - 62:15-Küresel çapta yaygara
koparmamýz lazým. -Böyle -
62:15 - 62:17bir ţeye gerek yok, bir
ţey deđiţtirmeyecek ki. -
62:18 - 62:20-Bence bu ţehirden dört kiţi
küresel yaygarayý tetiklemeli. -
62:20 - 62:22-Bence dilekçe
imzalatacak biri lazým. -
62:22 - 62:28Ne olduđunu çaktýrmadan, bazý olaylara karýţtýđýndan "Kötü Olay" ţeklinde bahsetmiţti.
-
62:28 - 62:32Benim aklýma da delice
tahminler geliyordu, Elizabeth -
62:32 - 62:37Warren ile gayrýmeţru iliţki gibi ţeyler.
Ya Hillary -
62:37 - 62:42Clinton idi ya da Elizabeth Warren.
Temmuz'un sonu -
62:42 - 62:46gibi bana telefon açtý ve
"Kötü Olay" yarýn haberlere -
62:46 - 62:51çýkabilir dedi. "Ben mi
anlatayým yoksa haberlerde -
62:51 - 62:55mi izlersin?" diye sordu.
Tabiki ondan dinlemek -
62:55 - 63:00istedim. Çok fazla sayýda
akademik makale indirdiđini -
63:00 - 63:04söyledi, ve O'nu ibret
olsun diye yakacaklardý. -
63:04 - 63:09"Bu mu yani?" dedim, "bunca
keţmekeţ sýrf bunun için miydi?". -
63:09 - 63:11Büyütülecek bir ţey yok gibiydi.
-
63:12 - 63:1814 Temmuz 2011'de makamlar, Swartz'ý
dört farklý maddeyle suçlarlar. -
63:18 - 63:23Davanýn açýldýđý gün,
Ýngiltere'de lulzsec üyesi iki -
63:23 - 63:29kiţi ve bir kaç ciddi hacker tutuklanýr.
Aaron da hacker gibi -
63:29 - 63:35gözüktüđünden kellesini mýzrađa
geçirip surlara dikeceklerdir. -
63:35 - 63:41Aaron teslim olmaya gittiđinde O'nu
tutukladýlar. Çýplak arama yaptýlar, ayakkabý -
63:41 - 63:47bađcýklarýna el koydular, kemerini de
aldýlar ve tecrit hücresine kapattýlar. -
63:50 - 63:54Massachusetts Savcýlýđý'nýn
basýn açýklamasýnda, Swartz'ýn -
63:54 - 63:5835 yýl hapis cezasý, üzerine
üç yýllýk gözetimli -
63:58 - 64:01salýverilme, zararýn karţýlanmasý,
haciz ve bir milyon -
64:01 - 64:06dolara kadar para cezasý istemiyle
yargýlandýđýný bildirdi. -
64:07 - 64:11100.000 dolarlýk bir kefaletle serbest
býrakýlýr. Ayný gün, davacý JSTOR resmi -
64:11 - 64:15olarak bütün suçlamalardan vazgeçtiđini
açýklar ve dava takibini reddeder. -
64:18 - 64:22JSTOR bizim arkadaţýmýz deđildi,
yardýmcý olduđu bir konu da yoktu. -
64:22 - 64:25Sadece bu konuyla alakadar
olmak istemiyorlardý. -
64:26 - 64:32JSTOR ve ait olduđu ţirket ITHAKA, belgeselde
temsil edilmekten kaçýndý. Ama o sýralarda -
64:32 - 64:37dava açmanýn kendilerine deđil devlete
ait bir karar olduđunu açýklamýţlardý. -
64:37 - 64:44Hal böyle olunca, dava düţer sanmýţtýk.
Steve Heymann davayý býrakýr -
64:44 - 64:50ya da makul bir çözüme ulaţýrýz zannettik.
Ama devlet reddetti. -
64:52 - 64:53-Neden?
-
64:56 - 65:01Çünkü Aaron'ý ibret olsun diye
cezalandýrmak istiyorlardý. Hatta -
65:01 - 65:06sabýkasý olmamasýna rađmen hapis
cezasýndan vazgeçmemelerinin -
65:06 - 65:13sebebinin bu davanýn caydýrýcýlýk
teţkil etmesi için olduđunu söylediler. -
65:13 - 65:17-Bunu mu söylediler?
-Evet -Ýbretlikti yani? -
65:17 - 65:19-Evet
-O'ndan ibret aldýracaklardý?
-Evet -
65:21 - 65:21Steve Heymann aynen bunu söyledi.
-
65:21 - 65:26Kimi caydýrýyorlardý? Etrafta
JSTOR'a girip makaleleri indirip -
65:26 - 65:30politik duruţ sergileyen insanlar mý vardý?
Kimi caydýrdýlar? -
65:30 - 65:40Wall Street ekonomik krizine sebep olan, yüz
yýlýn en büyük ekonomi suçunu iţleyenleri -
65:40 - 65:50yargýlamýţ olsaydý, Obama yönetiminin
caydýrýcýlýk duruţu makul olabilirdi. -
65:51 - 66:03Caydýrýcýlýk yöntemini seçici kullandýđýnýzda,
hukuki yaptýrýmlarý sýrf siyasi ideolojilere -
66:03 - 66:09uyguladýđýnýzda, sadece
demokrasiye aykýrý olmaz, -
66:09 - 66:15Amerika'lýlýđa da aykýrý
davranmýţ olursunuz. -
66:20 - 66:23Anlatýlana göre, Steve
Heymann, MIT danýţmanýna -
66:23 - 66:26bardađý taţýran son
damlanýn Demand Progress -
66:26 - 66:31adlý oluţumun basýn açýklamasý olduđunu
söylemiţti. Aaron bu oluţumun kurucularýndandý. -
66:31 - 66:34MIT dedikodusuna göre, Heymann
bu ufak destek yazýsýna -
66:34 - 66:38tepki göstermiţti. "Vahţi
Ýnternet Kampanyasý" ve "ahmakça -
66:38 - 66:41bir hamle" olarak nitelemiţti.
Davayý insancýl, birebir -
66:41 - 66:44halinden koparýp kurumsal bir
mücadeleye dönüţtürmüţtü. -
66:44 - 66:49Bu, zehirli bir karýţýmdý. Önünde siyasi
bir kariyer olan ve çehresini yitirmek -
66:49 - 66:52istemeyen bir savcý, böyle bir davanýn
yoluna taţ koymasýný istemezdi. -
66:52 - 66:57Kütüphaneden çok fazla kitap aldý diye
yüksek miktarda vergiyi bir çocuđu -
66:57 - 67:01tutuklamak için harcadýktan sonra, mahkemede
eline vermeleri? Buna müsade etmezdi. -
67:01 - 67:11Ben de MIT'nin bu yargýlamaya engel olmasý için harekete geçtim.
-
67:11 - 67:18-MIT'nin tepkisi ne oldu?
- O noktada MIT'den hiç bir tepki yok gibiydi. -
67:23 - 67:30MIT, Aaron'ý savunmadý. MIT içerisindeki
topluluklarý öfkeye bođmuţtu bu durum. -
67:30 - 67:36Çünkü MIT bu tarz hacker
aktivitelerini teţvik eden bir yerdi. -
67:36 - 67:43Girmenin yasak olduđu odalarda ve tünellerde
gezinmek, MIT'de sadece bir geçiţ ayini -
67:43 - 67:50deđildi, MIT turunun da bir parçasýydý bu.
Kilitleri açmak için ders bile vardý. -
67:51 - 67:56MIT'nin bu duruma engel olmak için ahlaki bir yükümlülüđü vardý.
-
67:56 - 68:01MIT olay boyunca hiç ayađa kalkýp saf
tutmadý. Federallere aţýrý tepki -
68:01 - 68:07veriyorsunuz, çok sert yükleniyorsunuz
bi' durun demedi. Ben böyle biliyorum. -
68:09 - 68:16Bir ţirket nasýl davranýrsa öyle
davrandýlar. Devlete yardým ettiler, -
68:16 - 68:22mecbur kalmadýkça bize etmediler.
Ve durdurmaya çalýţmadýlar. -
68:23 - 68:26Defalarca rica etmemize rađmen
MIT yorum yapmayý reddetti. -
68:26 - 68:29Fakat daha sonra yayýnladýklarý
açýklamada, tarafsýz kalmaya -
68:29 - 68:32çabaladýklarýný söylediler.
Savcýlýk ve Heymann'ýn MIT'nin -
68:32 - 68:36davayla ilgili düţüncelerini
umursamadýklarýný belirttiler. -
68:36 - 68:45MIT'nin davranýţlarý, kendi ahlaki deđerleriyle
çeliţiyordu. Olan biteni görmezden geldiler -
68:45 - 68:53diyebiliriz. Ve aslýnda "tarafsýz" duruţlarý,
savcýlýđýn yanýnda olmaktan farksýzdý. -
68:53 - 68:58Baktýđýnýz zaman Steve Jobs ve Steve
Wozniak iţlerine Blue Box satarak -
68:58 - 69:02baţlamýţlardý. Bu cihaz telefon
ţirketini dolandýran bir ţeydi. -
69:02 - 69:05Bill Gates ve Paul Allen'a
baktýđýnýzda iţe Harvard'ýn -
69:05 - 69:09bilgisayarlarýný kullanarak
baţlamýţlardý, ki bu yasaktý. Bahsettiđim -
69:09 - 69:13insanlarla Aaron arasýndaki tek
fark Aaron'ýn para kazanmak -
69:13 - 69:17yerine dünyayý daha iyi bir yer
haline getirmek istemesiydi. -
69:19 - 69:23Swartz, internetle ilgili çeţitli
sorunlarda dobra olmaya devam etti. -
69:24 - 69:28"...internetin iţlevselliđinin nedeni
rekabet dolu bir fikir pazarý olmasý. -
69:28 - 69:31Odaklanmamýz gereken ţey
devletimize dair daha fazla -
69:31 - 69:35bilgi edinebilmek, daha fazla
eriţebilirlik ve daha fazla tartýţma. -
69:35 - 69:38Oysa meclis bir ţeylere engel
olmaya odaklanmýţ gibi gözüküyor." -
69:38 - 69:41Aaron, insanlara olan biteni
açýk ve anlaţýlýr biçimde -
69:41 - 69:44izah ederek dünyayý
deđiţtirebileceđini düţünmüţtü. -
69:44 - 69:48"...FLAME tam anlamýyla bilgisayarýnýza
hükmedip sizi izlemesini -
69:48 - 69:52sađlayabilir. Programa tekrar
hoţgeldin Aaron." "...týpký -
69:52 - 69:55casuslarýn eski günlerde mikrofon vb.
kullandýđý gibi, -
69:55 - 69:59fakat bilgisayarýnýzý kullanarak
ayný ţeyleri yapýyorlar." -
69:59 - 70:03Swartz'ýn siyasi faaliyetleri devam eder.
Dikkatini, internet -
70:03 - 70:09korsanlýđýna engel olmak için hazýrlanan
yasa tasarýsý SOPA'ya yöneltir. -
70:09 - 70:12Peter Eckersley gibi aktivistler
bunu ulaţýlabilir olmayan, -
70:12 - 70:16internetin teknik bütünlüđünü bozacak
bir hareket olarak gördüler. -
70:16 - 70:19Yaptýđým ilk ţey Aaron'ý aramak oldu.
Buna karţý büyük -
70:19 - 70:22bir online kampanya yapabilir
miyiz diye sordum. -
70:22 - 70:27"Bu yasa tasarýsýnýn telif haklarýyla
alakasý yok" dedi. "Yok mu?" dedim. "Hayýr" -
70:27 - 70:32dedi, "bu bađlanma özgürlüđü ile ilgili
bir ţey." O an dinlemeye baţladým. -
70:32 - 70:38Üzerinde biraz düţündü ve evet dedi. Gidip Demand Progress'i (Ýlerleme Talep et) kurdu.
-
70:38 - 70:42Demand Progress bir online
aktivizm topluluđudur. Ţu an bir -
70:43 - 70:47buçuk milyon üyemiz var. 2010
sonbaharýnda kuruldu. Aaron -
70:47 - 70:51örgütlenmedeki en etkin
kiţilerden biriydi, sosyal adalet -
70:51 - 70:56kapsamýndaki konulara federal
seviyede önderlik ediyordu. -
70:56 - 71:01SOPA internet üzerindeki film, müzik gibi
yapýtlarýn korsan kullanýmýný azaltma amacý -
71:01 - 71:07güden bir yasa tasarýsýydý. Yaptýđý ţey ise
neţterlik probleme balyozla vurmak gibiydi. -
71:07 - 71:12Yasa geçseydi, firmalara yargý süreci
olmaksýzýn sitelere finansal engel koyma imkaný -
71:12 - 71:17verecekti. Hatta Google'a ilgili sitelerin
linkini silmeye zorlayabileceklerdi. -
71:17 - 71:22Tek ihtiyaçlarý telif hakký ihlali
olduđunu iddia etmekti. Geleneksel medya -
71:22 - 71:27titanlarýný, yeni ve çok daha sofistike
remiks kültürüyle ayný çukura sokuyordu. -
71:27 - 71:30...Web sitesi iţleten herkesi polis
memuruna konumuna düţürüyor. -
71:30 - 71:32Eđer siteyi kullanan
herkesi takip edip -
71:32 - 71:36yasadýţý olma ihtimali bile
olan ţeylere engel olmazlarsa, -
71:36 - 71:39sitenin tamamý dava bile
açýlmadan kapatýlabiliyor. -
71:39 - 71:44Haddini aţan bir ţeydi, bir felaketti.
-
71:44 - 71:48Bu yasa tasarýsý, internet
kullanan her bireyin ifade -
71:48 - 71:52ve medeni haklarýna ciddi
tehdit oluţturmaktadýr. -
71:52 - 71:59[Oregon Senatörü] "Bakýn, biz de korsan yanlýsý
deđiliz.Fakat korsanla mücadele uđruna -
71:59 - 72:03interneti açýk ve özgür
kýlan mimarisini yoketmenin -
72:03 - 72:07bir manasý yok" diyebilen
çok az kiţiydik. -
72:07 - 72:07Ve Aaron bunu hemen anlamýţtý.
-
72:07 - 72:12Anayasa güvencesindeki özgürlükler,
ülkemizi üzerine inţaa ettiđimiz bu -
72:13 - 72:17özgürlükler; birden bire silinecek.
Bize daha fazla özgürlük getirmesi -
72:17 - 72:22gereken teknolojiler, kazanmýţ
olduđumuz haklarý elimizden alacaklar. -
72:22 - 72:27Ve o gün Peter ile konuţurken,
buna müsade edemeyeceđimi anladým. -
72:29 - 72:34SOPA, 2011 Ekim'inde duyurulduđunda
kaçýnýlmaz gözüküyordu. -
72:34 - 72:37O esnadaki stratejimiz
yasalaţmasýný biraz -
72:37 - 72:41geciktirmek ve belki biraz
deđiţtirtmekti. Biz -
72:41 - 72:45bile, bu yasayý durdurabileceđimizi
düţünmüyorduk. -
72:46 - 72:52Washington'da çalýţtýđýnda ţunu
öđreniyorsun; yasama üzerine yapýlan -
72:52 - 72:58kavgalar, farklý ţirketlerin maddi
çýkarlarý üzerine kavgalardýr. -
72:58 - 73:05En zorlu kavgalar, ayný seviyede maddi
kaynaklara, lobi faaliyetlerine -
73:05 - 73:11sahip iki firmanýn çýkar
çatýţmasýnýn olduđu kavgalardýr. -
73:11 - 73:17Bütün paranýn ve ţirketlerin
ayný safta, karţýlarýnda ise -
73:17 - 73:23milyonlarca insanýn olduđu
kavgalarsa kavgadan sayýlmaz bile. -
73:25 - 73:30Kamu hizmetinde geçirdiđim uzun
yýllar boyunca PIPA ve SOPA -
73:30 - 73:35benzeri ţeyler görmedim bile.
Yasa tasarý halindeyken bile -
73:35 - 73:40hali hazýrda destek veren 40 senatör vardý.
Prosedürleri -
73:40 - 73:45halletmek için gereken 60 oyun
çođuna ulaţmýţlardý bile. -
73:45 - 73:48Zor bir dönemdi, ben bile kendimden ţüphe etmiţtim.
-
73:48 - 73:52Swartz ve Demand Progress, devasa
bir destek oluţturmuţtu bile. -
73:52 - 73:53Geleneksel toplumsal
öfke ve VoIP'yi -
73:54 - 73:56(Internet Üzerinden Ses
Protokolü) kullanmýţlardý. -
73:56 - 73:59Ýnsanlar çok basit bir ţekilde
meclisi arayabiliyorlardý. -
73:59 - 74:04Hem hareket stratejisti hem
de teknoloji yönünde O'nun -
74:04 - 74:08seviyesinde uđraţ veren
kimseyle tanýţmamýţtým. -
74:08 - 74:12Milyonlarca insan meclisle
iletiţime geçti ve SOPA -
74:12 - 74:15karţýtý dilekçeler imzaladý.
Meclis gafil aflanmýţtý. -
74:16 - 74:21Tasarýyý tartýţan bihaber
milletvekillerinin ilginç bir hali vardý. -
74:21 - 74:25Bir avuç inek onlarýn interneti
düzenlemesine engel olamazdý. -
74:25 - 74:28-Ýnek deđilim. -...
yeterince inek deđilim. -Bu -
74:28 - 74:31ţeyin ne iţe yaradýđýný bi'
kaç ineđe sormak lazým. -
74:31 - 74:33-Bi'kaç inek çađýrýp soralým derim.
-
74:36 - 74:44Cidden mi? Ýnekler? Galiba aradýđýn kelime
uzman olacaktý. Sizi bilgilendirip, -
74:44 - 74:53çýkardýđýnýz yasanýn geri tepmemesini,
interneti bozmamanýzý sađlayacak olan kiţiler. -
74:54 - 74:57Biz "geek" terimini kullanýrýz. Kullanabiliriz, çünkü biz geekiz.
-
74:57 - 75:01Uzmanlara danýţmadan bu
noktaya kadar gelmesi, -
75:01 - 75:05kasabamýzda bir sýkýntý
olduđu gerçeđini kanýtlar. -
75:05 - 75:09Yaptýđýmýz ţeyin hatalý
olduđunu, bu kurulun önüne -
75:09 - 75:12geçip açýklayabilecek
birilerini bekliyorum. -
75:12 - 75:16Eskiden bilimsel ve teknolojik
danýţmanlýk yapan bir daire vardý. -
75:16 - 75:19Üyeler gidip x, y,
z'yi anlamamý sađlayýn -
75:19 - 75:23diyebiliyorlardý. Fakat para
israfý diyerek orayý kapattýlar. -
75:23 - 75:25O vakitten beri meclis
Orta Çađ'a geri döndü. -
75:26 - 75:30Aaron dahil kimse SOPA'yý
yeneceđimizi düţünmüyordu. -
75:30 - 75:35Denemeye deđerdi, ama
kazanýlabilir gibi gözükmüyordu. -
75:35 - 75:38Fakat bir kaç ay sonra
bana "galiba kazanacađýz" -
75:38 - 75:42dediđini anýmsýyorum. Müthiţ
olur diye yanýtladým. -
75:45 - 75:48Meclise yapýlan çađrýlar devam eder.
GoDaddy adlý alan adý -
75:48 - 75:52sunucusu, SOPA'ya destek verenler
kervanýna katýlýnca onbinlerce -
75:52 - 75:56müţterisi protesto amacýyla baţka
servislere geçer. Bir hafta -
75:56 - 76:00sonrasýnda, daha mütevazý bir
GoDaddy duruţunu deđiţtirir. -
76:00 - 76:05Plak ve film endüstrisine
destekçi vekiller, ters -
76:05 - 76:10tepkiyi gördüklerinde
tasarýyý biraz törpülediler. -
76:10 - 76:15Kývýrmayý görebiliyorduk, iddialarýmýz yankýlanmaya baţlamýţtý.
-
76:15 - 76:21Sanki Aaron her kibrit çaktýđýnda
birisi söndürüyordu. Fakat o -
76:21 - 76:26çaktýkça çýkan kývýlcýmlar alev aldý
ve koca bir ateţ topuna dönüţtü. -
76:27 - 76:3416 Ocak 2012'de Beyaz Saray, tasarýyý
desteklemediđine dair bir açýklama yaptý. -
76:34 - 76:36Sonra da ţu oldu:
-
76:36 - 76:42Korsanla mücadeleye deđer veren,
buna gerçekten inanan biriyim. -
76:42 - 76:44Ama bu tasarý, dođru
tasarý deđil. -
76:45 - 76:52Jimmy Wales, desteđini Wikipedia'yý
karartarak gösterdi. Dünyanýn en popüler 5. -
76:52 - 76:59web sitesiydi, internetteki tüm
týklamalarýn yüzde birkaçý bu sitedeydi. -
76:59 - 77:03Wikipedia karardý, reddit
karardý, Craigslist kardý. -
77:03 - 77:06Meclis ile aramýzdaki uçurum eridi.
Meclis üyeleri -
77:06 - 77:10bir kaç gün evvel pohpohladýklarý
tasarýdan desteklerini -
77:10 - 77:13çektiđini açýklamak
için yarýţmaya baţladý. -
77:14 - 77:2124 saat içerisinde, tasarýya karţý çýkanlarýn sayýsý 31'den 101'e çýktý.
-
77:23 - 77:29Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin
karartýldýđý gün içerisinde yavaţça taraf -
77:29 - 77:34deđiţtirmelerini izlemek mükemmeldi. 100
kadar temsilci taraf deđiţtirmiţti. -
77:34 - 77:43Ýnanmasý her ne kadar güç olsa da, her ţeye
rađmen kazanmýţtýk. Herkesin imkansýz olduđunu, -
77:43 - 77:47dünyanýn en büyük ţirketlerinin
boţ hayal olarak -
77:47 - 77:52gördüđü ţey, gerçekleţmiţti.
Baţardýk. Kazandýk. -
77:55 - 77:56[SOPA öldü, ...]
-
77:56 - 77:59Ýnternet siyasetinde, hatta Amerikan
siyasetinde tarihi bir haftadayýz. -
77:59 - 78:04Washington D.C.'de mecliste
çalýţanlardan duyduđumuza -
78:04 - 78:09göre karartma günkü mail ve
telefon trafiđi hiç bu kadar -
78:09 - 78:13yođun olmamýţtý. Bence çok
heyecanlý bir andý. Bu, -
78:13 - 78:18internetin siyasi anlamda
yetiţkinliđe eriţtiđi gündü. -
78:18 - 78:25Çok neţeli bir zamandý, zira gerçekten
olduđuna hala inanamýyorduk. -
78:25 - 78:32Arkasýnda bu kadar maddi destek olan bir
tasarý geçememiţti, hatta dibi boylamýţtý. -
78:35 - 78:39Zaman zaman güçsüz hissetmek normaldir.
Yürüyüţ yapar, bađýrýsýn ve -
78:39 - 78:43kimse seni duymaz. Ama bugün size
güçlü olduđunuzu söylemeye geldim. -
78:46 - 78:49Zaman zaman kulak
asmadýklarýný düţünürsünüz, -
78:49 - 78:52ama bugün size sizi
dinlediklerini söylüyorum. -
78:52 - 78:57Bir fark yaratýyorsunuz. Mücadele etmeye devam
ederseniz, bu tasarýyý durduracaksýnýz. -
79:00 - 79:03PIPA'yý dur de, SOPA'ya dur de!
-
79:05 - 79:10Dev internet ţirketleri, açýk söylemek
gerekirse, rekabetin olmadýđý, -
79:10 - 79:14sansürlenen bir ortamdan fayda sađlarlar.
Buna müsaade edemeyiz. -
79:15 - 79:22Büyük bir deđiţimin bir parçasý olmaktansa,
küçük bir deđiţimi kesinleţtirmeyi -
79:22 - 79:27yeđlerdi. Ama SOPA, devasa bir
deđiţimde devasa bir rol oldu. -
79:28 - 79:35Bu, onun için kavram ispatý oldu. Yaţamýný
dünyayý deđiţtirerek geçirmek istiyordu. -
79:35 - 79:42Bilimsel bir tadda incelediđinde, ne derece
etkisi olduđunu ölçtü ve mümkün olduđunu gördü. -
79:42 - 79:47"Sürdürmek istediđim hayat
tarzý mümkün, bunu ispatladým. -
79:47 - 79:51Ben, Aaron Swartz, dünyayý
deđiţtirebilirim" -
79:51 - 79:56Çok da bir ţey yapamadýđýný
düţünen bir adama göre, -
79:56 - 80:01ki Aaron böyle biriydi,
iyi bir ţeyler yaptýđýný -
80:01 - 80:07hissettiđi ender anlardandý;
bunu görebiliyordunuz. -
80:07 - 80:12Hayatýnda zaferini kutladýđý
tek an diyebiliriz. -
80:14 - 80:20Herkes SOPA'yý durduramazsýnýz diyordu.
Durdurduk. Manyak derece güzel üç tane -
80:20 - 80:25zafer elde ettik, ve daha yýl bitmedi bile.
Ýyimser olma zamaný bu zamandýr. -
80:27 - 80:30Tutuklandýktan bir yýl
sonra SOPA zaferini tattý, -
80:30 - 80:33mutluluđuna ţaţýrmamak gerek.
Bir çok olay vardý. -
80:33 - 80:40Siyasi sürece o kadar uyum sađlamýţtýki, engellemek mümkün deđildi.
-
80:40 - 80:43Swartz'ýn kurduđu veya
kurucularýndan biri olduđu -
80:43 - 80:46organizasyonlarýn listesi devasaydý.
Edward -
80:46 - 80:51Snowden'ýn internet gözetlemelerini ifţasýndan
yýllar önce Swartz bu konuda endiţeliydi. -
80:51 - 80:55Hesap verme yükümlülüđünün bu kadar
rahat ele alýnmasý ţoke edici. -
80:55 - 80:58Casusluk programýnýn ne
çapta olduđunu açýklayan -
80:58 - 81:02istatistik bile yok. Cevap "Yea
o kadar çok insaný gözetliyoruz -
81:02 - 81:06ki saymanýn mümkünatý yok."
ise, bu çok ciddi bir rakam. -
81:06 - 81:09"Dinlediđimiz telefon
sayýsýný biliyoruz, ama -
81:09 - 81:12kaç kiţiye tekabül ettiđini
bilemeyiz." deseler -
81:12 - 81:18anlarým, ama yanýtlarda hiç bir zaman sayý
vermiyorlar. Bu, bayađý korkutucu bir ţey. -
81:19 - 81:25O'na inanýlmaz baský uyguluyorlardý.
Bütün parasýný -
81:25 - 81:32aldýlar, fiziksel özgürlüđünü
almakla tehdit ettiler. Neden -
81:32 - 81:40yaptýlar? Neden gerçeđi gün ýţýđýna
çýkaranlarýn peţine düţüyorlar? -
81:40 - 81:46Bankalardan savaţlara, bu
devletin ţeffaflýđý... -
81:46 - 81:50Yani, gizlilik; hali hazýrda
gücü elinde bulunduranlarýn -
81:50 - 81:54iţine yarýyor. Her nasýlsa
ayný gizlilik, devletin -
81:54 - 81:58muhtemelen yasadýţý ve anayasaya
aykýrý ţeyler yaptýđý -
81:58 - 82:01zamana denk geliyor. Yani,
bu iki ţey rastlantý deđil. -
82:02 - 82:06Açýkça ortadadýrki, bu teknoloji deniz
aţýrý ufak ülkelere karţý deđil, ABD -
82:06 - 82:10devleti tarafýndan kendi sýnýrlarý içerisinde
kullanýlmak üzere geliţtirilmiţtir. -
82:10 - 82:13Gözetleme programýyla ilgili
problem, ta Nixon yönetiminden bu -
82:13 - 82:17yana yavaţ yavaţ geniţlemesidir.
11 Eylül sonrasýnda G.W.Bush -
82:17 - 82:21zamanýnda devasa bir hale gelmiţtir,
Obama da geniţletmeye devam etmektedir. -
82:21 - 82:24Sorun gittikçe daha da
kötü bir hale gelmiţtir. -
82:24 - 82:28Hiç bir zaman "Gün
bugündür, ţimdi duruţumuzu -
82:28 - 82:33keskinleţtirmemiz gerek."
dediđimiz bir an olmamýţtý... -
82:33 - 82:39Aaron'ýn hukuki süreci, tahminimce, lazer
kadar keskin bir mesaj yollamaktý. -
82:39 - 82:45Obama yönetiminin siyasi tehdit olarak
gördüđü bir grup insana bir mesaj. -
82:47 - 82:55Bu grup; hackerlar, bilgi ve demokrasi
aktivistleriydi. Ve Obama yönetiminin -
82:55 - 83:01göndermek istediđi mesaj, tahminimce,
"Bize dert açacak yetilerinizin -
83:01 - 83:08olduđunu biliyoruz. Ve Aaron Swartz'ý
size ibret olsun diye cezalandýrýyoruz. -
83:08 - 83:14Böylece korkacak ve o derdi
baţýmýza açamayacaksýnýz." -
83:14 - 83:16...ve devlet de dedi
ki "Gözetim programýný -
83:16 - 83:19yasallaţtýrmak için
kullandýđýmýz hukuki görüţler -
83:19 - 83:24de gizli belgelerdir, bu yüzden sizi gözetlerken
kullandýđýmýz yasalarý söyleyemeyiz." -
83:24 - 83:26... her seferinde "siber savaţ
halindeyiz, siber suçlular -
83:26 - 83:29bize yine saldýrýyor.
Hepimiz tehdit altýndayýz, -
83:29 - 83:32tehlikedeyiz" diyorlar. Bunlarý
da gittikçe daha tehlikeli -
83:32 - 83:34hale gelen yasalarý çýkartmak
için bahane ediyorlar. -
83:36 - 83:42-Mücadelenin gidiţatý hakkýndaki görüţlerin ne?
-Sana bađlý! -
83:48 - 83:52Ýki farklý kutupta bakýţ açýsý var.
Biri, her ţey süper; -
83:52 - 83:56internet bize özgürlük
verdi ve muhteţem bir ţey. -
83:56 - 83:59Diđeri, her ţey felaket
durumda, internet bizi -
83:59 - 84:03gözetlemeleri ve baský kurmalarý
için bir çok aygýt sundu. -
84:04 - 84:09Ve ikisi de dođru. Ýnternet her ikisine
de sebep oldu. Her ikiside ţaţýrtýcý -
84:09 - 84:14ve hayret verici. Uzun vadede
hangisinin kazanacađý bize kalmýţ. Biri -
84:14 - 84:19diđerinden daha dođru demek gereksiz;
ikisi de dođru. Hangisine yođunlaţýp -
84:19 - 84:24faydalanacađýmýz ise bize kalmýţ; çünkü
her ikisi de hep etrafta kalacak. -
84:29 - 84:3212 Eylül 2012'de, federal
savcýlýk, eskisini -
84:32 - 84:35geçersiz kýlan yeni bir
iddianame hazýrladý. Üç -
84:35 - 84:38yeni suçlama eklendi;
elektronik sahtekarlýk, -
84:38 - 84:41korunmuţ bir bilgisayardan
hukuksuz bilgi edinimi -
84:41 - 84:44ve bilgisayar sahtekarlýđý.
Böylece Swartz, dört -
84:44 - 84:47yerine on üç maddeden suçlanýyordu.
Savcýlýđýn -
84:47 - 84:52elindeki kozlar bi hayli çođalmýţtý, Swartz'ýn
potansiyel hapis süresi ve cezasý da... -
84:52 - 84:56Ayrý bir iddianame ile daha
fazla suçlama yönelttiler. -
84:56 - 84:59Eyleminin bir kaç tane
federal suça neden tabi -
84:59 - 85:02olduđuna dair bir teori ürettiler.
Yasalara göre -
85:02 - 85:06oldukça ciddi bir ceza
gerektirebileceđini söylediler. -
85:07 - 85:12Bu teori ve savcýlýđýn dava dosyasýndaki
bir çok diđer madde, 1986 yýlýnda çýkan -
85:12 - 85:17bir yasaya dayalýydý. Adý Bilgisayar
Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý idi. -
85:17 - 85:20Bu yasa, baţrolünde Matthew
Broderick'in olduđu 83 yapýmý -
85:20 - 85:22WarGames (SavaţOyunlarý) filminden
esinlenmiţti. Güzel filmdi. -
85:22 - 85:23"Ţimdi yakaladým."
-
85:23 - 85:31Filmde, genç bir çocuk sihirli bilgisayar ađlarýný kurcalayarak nükleer saldýrý baţlatma yetisi ediniyor.
-
85:34 - 85:40Tabiki böyle bir ţey mümkün deđil, 80lerde de
deđildi. Fakat meclis üyeleri için yeterince -
85:40 - 85:45inandýrýcýymýţ ki Bilgisayar Sahtekarlýđý
ve Ýstismarý Yasasý'ný geçirmiţlerdi. -
85:45 - 85:51Zamanýmýzýn gerisinde kalmýţ bir yasadýr.
"Kullaným Koţullarý" -
85:51 - 85:57gibi anlaţmalarýn maddeleri
üzerinden ceza verilebilir. Mesela -
85:57 - 86:03eHarmony gibi bir sitede kendinizi
abartýrsanýz, bađlý bulunduđunuz -
86:03 - 86:09yetkili makama göre, baţýnýz
yasalarla derde girebilir. -
86:09 - 86:12Hepimiz Kullaným Koţullarý'ndan
haberdarýzdýr, fakat çok azýmýz koţullarýn -
86:13 - 86:16ne olduđunu inceler. Bu koţullara
uymayarak suç iţliyor olabilirsiniz. -
86:16 - 86:20Web sitelerindeki Kullaným
Koţullarý, genellikle -
86:20 - 86:23birbirinize nazik davranýn,
uygunsuz davranýţlarda -
86:23 - 86:27bulunmayýn gibi ţeyler söyler.
Yetkili makamlarýn bu -
86:27 - 86:30durumda söz sahibi olmasý, bir
çok insana aptalca gelir. -
86:30 - 86:34Örnekler, daha da aptallaţmaya baţlar.
Mart 2013'te -
86:34 - 86:37deđiţene kadar, seventeen
(17) dergisine ait -
86:37 - 86:40internet sitesinin kullaným
koţullarýnda "Okumak -
86:40 - 86:43için 18 yaţýndan büyük
olmalýsýnýz." yazýyordu. -
86:43 - 86:49Adalet bakanlýđýnýn B.S.Ý.Y yorumuna göre, hepimiz yasalarý çiđniyoruz diyebilirim.
-
86:50 - 86:54Belirsiz ve suistimale açýk yapýsýndan
ötürü, B.S.Ý.Y, bilgisayarlarla -
86:54 - 86:58alakadar bir çok ihtilafta
kullanýlan bir çekiç haline geldi. -
86:58 - 86:59Ýddianamedeki tek etken
olmasa da, Swartz'a yönelik -
86:59 - 87:0013 suçlamadan 11'inin
dayanađý bu yasaydý. -
87:08 - 87:12"Neden?" sorusu, Aaron Swartz'ýn
hikayesinin çođunda asýlýdýr. -
87:12 - 87:16Devlet bunlarý neden yapýyordui? Nasýl bir
dava ile karţýmýza çýkacaklardý? -
87:17 - 87:17Adalet Bakanlýđý cevap
istemlerimizi geri çevirdi. Fakat -
87:17 - 87:18Profesör Orin Kerr davayý
incelemiţ eski bir savcýdýr. -
87:24 - 87:28[Hukuk Profesörü] Bu davaya diđerlerine
göre daha deđiţik yaklaţmamýn bir -
87:28 - 87:31kaç sebebi var. Üç yýl boyunca Adalet
Bakanlýđý'nda savcýlýk görevi yaptým. -
87:31 - 87:35Eđitmenliđe baţlamadan önce,
devlet, hangi suçlarýn iţlendiđine -
87:35 - 87:40dair düţüncelerine dayanan bir
iddianame ile geldi. Sadece avukat -
87:40 - 87:44gözünden bakýldýđýnda, önceki
davalarla kýyaslayarak, eldekileri -
87:44 - 87:48inceleyerek baktýđýmda, adil bir
iddianame olduđunu düţünüyorum. -
87:48 - 87:53Suçlama yapmalýlar mýydý, tartýţmaya açýk.
Çok fazla ihtilaf var. -
87:53 - 87:57Bazý insanlar açýk eriţimden
yana, bazýlarý da deđil. -
87:58 - 88:03Bana kalýrsa, devlet, Swartz'ýn
Açýk Eriţim Manifestosu'nu -
88:03 - 88:07çok ama çok ciddiye aldý.
O'nu davasýna sýmsýký -
88:07 - 88:11bađlý, ahlaki zorunluluk
hissetmesinden ötürü adil -
88:11 - 88:15görmediđi yasalarý çiđnemeye
kararlý biri olarak gördü. -
88:16 - 88:19Ve demokrasilerde bir yasanýn
adil olmadýđýný düţünüyorsan, -
88:19 - 88:22onu deđiţtirmenin pek çok yolu vardýr.
Swartz'ýn -
88:22 - 88:26SOPA'da ustalýkla uyguladýđý
gibi meclise baţvurmak örneđin. -
88:26 - 88:29Ya da o yasayý iţlevsiz
kýlmak için ihlal edersin. -
88:29 - 88:34Savcýlýđý böylesine dürten de bu
hissiyattý; Swartz bu yasayý sadece -
88:34 - 88:39ihlal etmeye deđil, tamamen yok
etmeye kendini adamýţ gibiydi. -
88:39 - 88:45Herkesin bu veritabanýna açýk eriţimi
olacaktý. Diţ macununun tüpe geri -
88:45 - 88:50sokulamadýđý gibi, sona erecekti.
Ve Swartz'ýn tarafý kazanacaktý. -
88:53 - 88:57Toplumda yasanýn adil olup olmadýđýna
dair büyük bir anlaţmazlýk mevcut. Ve -
88:57 - 89:00nihayetinde, meclis yoluyla, bu Amerikan
halkýnýn verebileceđi bir karar. -
89:00 - 89:05Ýkinci sorun da ţu; hangi suçlar
az ciddi, hangileri çok ciddi. -
89:05 - 89:10Artýk bilgisayarlarýn ve onlarýn
suistimalinin olduđu yeni -
89:10 - 89:14bir çevreye adým atýyoruz, ve
bu çizgilerin tam olarak nerede -
89:14 - 89:19durmasý gerektiđini bilemiyoruz.
Hala üzerinde uđraţýyoruz. -
89:20 - 89:23Bu olay, savcýlýđýn sađduyusunun
yetersiz bir kullanýmýdýr. -
89:23 - 89:26Adalet Bakanlýđý'nýn
insanlarý korkutma için -
89:26 - 89:29kullandýđý çekiç her geçen gün
daha da büyüyor. Bu yüzden -
89:29 - 89:33bir çok insan hayatýný böyle
kumarda yitirmek istemiyor. -
89:33 - 89:33Birisinin telefonunu dinlemeli miyiz?
Görüntülerini -
89:33 - 89:33kaydetmeli miyiz?
Birbirine karţý kýţkýrtýp -
89:34 - 89:34ifade verdirtmeli miyiz?
Federal ajanlar ve -
89:34 - 89:34savcýlarýn düţünce tarzý bu.
Davalarý inţa ederler. -
89:47 - 89:52Swartz, geri vitesi olmayan zalim bir
adalet sisteminin diţlilerine sýkýţmýţtý. -
89:52 - 89:57Amerika'yý dünyadaki en yüksek mahkum
oranýna sahip bir makina haline getirdi. -
89:57 - 90:02Kendimizi ülkece korku ve
öfke siyasetine teslim ettik. -
90:02 - 90:06Ve korktuđumuz her ţey,
mesela internetin geleceđi ve -
90:06 - 90:10eriţimi gibi, öfke duyduđumuz
herhangi bir ţey, iç -
90:10 - 90:14güdüsel olarak müdahaleci bir
adalet sistemi dođuruyor. -
90:14 - 90:18Tarihte adalet sisteminin ilgilenmesine
hiç gerek görülmeyen bir çok -
90:18 - 90:23sorunu çözmek için bugün hapishaner,
cezalar gibi ţeyleri kullanýyoruz. -
90:23 - 90:29Tehdit, itham, yargýlama gibi dürtüler,
bilgiye internet üzerinden eriţmekteki -
90:29 - 90:35ihtilaf ve tartýţmalarýn temel sebebi oldu.
Diđer konularda yaţadýđýmýzi -
90:35 - 90:40sýkýntýlara bir hayli benziyor aslýnda;
tek farký bu tarz adil olmayan -
90:40 - 90:45mahkumiyetlerde genelde fakir ve
azýnlýk mensubu insanlarýn olmasý. -
90:48 - 90:51Swartz ailesinden ve arkadaţlarýndan daha fazla soyutlanmaya baţladý.
-
90:51 - 90:57Baţka bir ţeyle uđraţmaz oldu. Dava bütün hayatýný ele geçirmiţti.
-
90:57 - 91:02Aaron'ýn avukatlarýndan biri, savcýlara,
Aaron'ýn duygusal anlamda savunmasýz -
91:02 - 91:07olduđunu, buna göre hareket etmelerini
söylemiţti. Yani bunu biliyorlardý. -
91:07 - 91:15Gerçekten büyük bir yük altýndaydý.
Yapacaklarýnýn ve hareketinin kýsýtlanmasýndan -
91:15 - 91:23nefret ederdi. Sürekli kafasýna kaktýklarý
hapis tehditi onun için dehţet vericiydi. -
91:23 - 91:31Maddi kaynaklarýný tamamen tüketmiţti. Bize
de çok pahalýya mal olmuţtu. Yüksek bir -
91:31 - 91:36miktarda yardým toplamýţtý.
Milyonlarca dolar harcanmýţtý. -
91:36 - 91:40-Hukuki savunma için mi? -Evet.
-Milyonlar? -Evet. -
91:42 - 91:46Sanýrým insanlara yük olmak
istemiyordu, bu da bir etkendi. Bir -
91:46 - 91:49yanda normal hayatý, öbür yanda
uđraţmasý gereken boktan bir -
91:49 - 91:53durum. Elinden geldiđince sýnýrý
korumaya çalýţmýţtý. Ama hepsi -
91:53 - 91:57bir araya bulanmaya baţladý ve
herţey boktan bir hale geldi. -
91:59 - 92:03Her geçen zaman daha da güçleţen bir
kararla karţý karţýyaydý. Suçu kabul -
92:03 - 92:07edip hayatýna devam etmek mi, yoksa
bozuk bir sistemle mücadele etmek mi? -
92:07 - 92:13Hukuki dava için cevap basitti; anlaţma yoluna gitmedi ve bir dava tarihi belirlendi.
-
92:13 - 92:18Aaron, adil olmadýđýna inandýđý bu
durumla mücadele etmekte kararlýydý. -
92:18 - 92:21Bir yandan da
korkuyordu. -
92:33 - 92:43Aaron'ý mahkum edeceklerini düţünmüyorum. Mahkemeden ayrýldýđýmýzda O'na sarýlacaktým. Boston'daki o köprünün üzerinde yürüyüp bir kaç bira devirecektik.
-
92:46 - 92:51Haklý olduđumuzu düţünüyordum. Davayý kazanabilirdik, kazanacaktýk.
-
92:51 - 92:58Pek bahsetmezdi, fakat çok acý çektiđini görebiliyorduk.
-
93:02 - 93:05Aaron çocukluđunda ani ruh
hali deđiţimi, depresif -
93:05 - 93:08nöbetler gibi ađýr
depresyon sayýlabilecek -
93:08 - 93:14ţeyler yaţamadý. O sýrada depresif olabilir,
normaldir, herkes zaman zaman depresif olur. -
93:19 - 93:24Ýliţkimiz henüz iki üç
haftalýkken, "Sen benden -
93:24 - 93:29daha güçlüsün." dediđini anýmsýyorum.
Bir çok -
93:29 - 93:34konuda gaddardý, hayat
O'na ve bir çok insana -
93:34 - 93:39sert davranmýţtý. Bu,
dehasýnýn bir parçasýydý. -
93:41 - 93:48Galiba 20'li yaţlarýnda klinik depresyon
geçirmiţti. Fakat bir birlikteyken böyle -
93:48 - 93:54deđildi. Çok mutlu bir insandý diyemem, fakat
bu depresif olduđu anlamýna da gelmiyor. -
93:57 - 94:03Ýki yýl boyunca çok çok ađýr baský altýnda kalmýţtý. Daha fazla uđraţmak istemedi.
-
94:04 - 94:07Galiba, çok ađýr gelmiţti.
-
94:15 - 94:19Gecenin bir vakti arkadaţým aramýţ.
Bir ţeylerin yolunda -
94:19 - 94:23gitmediđini anlamýţtým. Aradým,
ve ne olduđunu anladým. -
94:24 - 94:30Sosyal haber ve eđlence sitesi reddit'in
kurucularýndan biri, evinde ölü bulundu. -
94:30 - 94:35Polise göre, 26 yaţýndaki Aaron Swartz
Brooklyn'deki dairesine intihar etti. -
94:38 - 94:47Neslimizin en yaratýcý beyinlerinden birini kaybettik diye düţündüm.
-
94:47 - 94:49O an dünya baţýma yýkýldý.
-
94:57 - 94:59Hayatýmdaki en zor gecelerden biriydi.
-
95:00 - 95:10Çýđlýk atýyordu, "Ne dediđini anlayamýyorum" dedim...
Yeter. Daha fazla devam edemeyeceđim. -
95:17 - 95:25Olan biteni anlamlandýramadým. Hala anlayamýyorum.
-
95:25 - 95:28Hüsran içindeydim, öfkeliydim.
-
95:38 - 95:40Çocuklarýma açýklamaya çalýţtým.
-
95:44 - 95:48Üç yaţýndaki çocuđum, doktorlarýn düzelteceđini söyledi.
-
95:52 - 95:57Tanýdýđým pek çok insan
öldü, fakat hiç birini bu -
95:57 - 96:02ţekilde kaybetmedim. Ben
dahil çođu kiţi bir ţeyler -
96:02 - 96:07yapabilirdik diye düţünüyordu.
Ama görememiţtik, böyle -
96:07 - 96:11olduđunu bilmiyorduk, bu
kadar acý çektiđini... -
96:11 - 96:20Benim bir parçamdý. Gerçek
olmamasýný diledim. Sonra -
96:20 - 96:28Wikipedia sayfasýna baktým
ve ölüm tarihini gördüm. -
96:33 - 96:35"... ile 2013 arasýnda yaţadý."
-
96:44 - 96:47Aaron öldü. Çivisi çýkmýţ
dünyanýn gezginleri, akýl -
96:47 - 96:50hocalarýmýzdan birini, yaţlý
bir bilgini kaybettik. -
96:50 - 96:56Dođrunun yolundaki hackerlar, bir eksildik,
bizden birini yitirdik. -
96:57 - 97:05Anaçlar, ilgililer, dinleyenler,
besleyenler, tüm aileler,
çocuklarýmýzdan birini kaybettik. -
97:05 - 97:07Hepimiz ađlayalým.
-
97:15 - 97:19Aklýma gelen ilk ţey, ya kimse
farketmezse endiţesiydi. -
97:19 - 97:23Çünkü ne kadar dikkat çekici
olduđunu bilmiyordum. -
97:24 - 97:30Daha önce hiç bu kadar duygusal taţmaya tanýk olmamýţtým.
-
97:30 - 97:32Ýnternet alev aldý.
-
97:32 - 97:33Herkesin kendine göre bir izah etmeye
çabalýyordu, fakat daha önce hiç kimsenin -
97:33 - 97:34twitter'da yas tuttuđunu görmemiţtim.
Ýnsanlar basbayađý internette yas tutuyordu. -
97:47 - 97:52O, internetin öz evladýydý. Ve eski dünya onu katletmiţti.
-
97:56 - 98:00Korkunç adaletsizliđe el atýlmayan bir zamanýn ortasýndayýz.
-
98:02 - 98:10Ekonomik krizin mimarlarý, baţkanla rahat
rahat akţam yemeđi yiyorlar. Böyle -
98:10 - 98:18bir ortamda, devletin böyle bir ţeyi
yargýlamýţ olmasý absürdden öte, trajik. -
98:18 - 98:24Asýl soru, baţýmýzdan geçen bunca ţeyden sonra,
dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek -
98:24 - 98:30bir ţeyler yapabilir miyiz? Bu mirasý nasýl
daha ileriye taţýrýz, bu soruyu sormalýyýz. -
98:33 - 98:40Dünyanýn her yerinde hackathonlar, toplanmalar
baţladý. Bir anlamda, Aaron Swartz -
98:40 - 98:46içimizdeki iyiyi çýkarttý, "Bu durumu
nasýl düzeltiriz?" sorusunu sordurttu. -
98:48 - 98:55Nacizhane görüţüm, O'nun bu ülkenin yetiţtirdiđi en sýradýţý devrimcilerden olduđudur.
-
98:55 - 99:01Aaron kazandý mý, kaybetti mi bilemiyorum.
Fakat ţu açýktýr ki, -
99:01 - 99:06O'nun mücadelesinde kullandýđý
ellerle ţekillenenleriz biz. -
99:07 - 99:10Kolluk kuvvetlerini,
bilgiye eriţimi çoađaltmak -
99:10 - 99:14isteyen yurttaţlarýn üzerine
saldýđýmýzda, hukukun -
99:14 - 99:18üstünlüđünü bozarýz ve adalet
mabedimizi iđfal etmiţ oluruz. -
99:18 - 99:21Aaron Swartz bir suçlu deđildi.
-
99:22 - 99:27Deđiţim, kendiliđinden kaçýnýlmaz
olarak gelen bir ţey deđildir. -
99:27 - 99:29Sürekli mücadele
sayesinde gelir. -
99:31 - 99:33Aaron, hakikaten de sihir yapabiliyordu.
Ve kendimi -
99:33 - 99:36yaptýđý sihrin O'nunla birlikte
ölmemesine için adadým. -
99:36 - 99:39Dünyayý deđiţtirebileceđine
inanýyordu, ve haklýydý. -
99:40 - 99:44Geçen haftadan bu yana, bugün de, fonumuz artmakta.
-
99:47 - 99:51Swartz'ýn ölümünden sonra, temsilci
Zoe Lofgren ve senatör Ron Wyden, -
99:51 - 99:55Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý
Yasasý'ný reforme edecek bir -
99:55 - 99:59yönetmelik gündeme getirdiler.
Swartz'a yönelik suçlamalarýn çođunun -
99:59 - 100:03dayandýđý eskimiţ yasa buydu.
Adýna da, Aaron'ýn Yasasý dendi. -
100:03 - 100:07Aaron, insanýn kendine sürekli
"ţu an üzerinde çalýţabileceđim -
100:07 - 100:11dünyanýn en önemli ţeyi nedir" sorusunu
sormasý gerektiđine inanýyodu. -
100:11 - 100:13"Eđer onun üzerinde çalýţmýyorsan, neden çalýţmýyorsun?"
-
100:34 - 100:39Keţke geçmiţi deđiţtirebilsek, ama
deđiţtiremeyiz. Ama geleceđi deđiţtirebiliriz -
100:39 - 100:44ve deđiţtirmeliyiz. Aaron'ýn
hatýrasý için yapmalýyýz. Kendimiz -
100:44 - 100:50için yapmalýyýz. Dünyayý daha iyi ve insani
bir yer haline getirmek için yapmalýyýz. -
100:50 - 100:54Hukukun iţlediđi ve bilgiye
eriţimin insan hakký olduđu bir dünya. -
100:54 - 100:59Geçtiđimiz ţubat ayýnda,
Baltimore'lu bir çocuk vardý. -
100:59 - 101:0414 yaţýndaydý. JSTOR'a eriţimi vardý.
Bir ţey okuduktan -
101:04 - 101:09sonra JSTOR'u kurcalamaya baţlamýţtý.
Ve pankreas -
101:09 - 101:14kanserini erken teţhis
edebilen bir test geliţtirdi. -
101:15 - 101:19Pankreas kanseri, çatýr
çutur öldürür; çünkü çok -
101:19 - 101:23geç tespit edilir ve
tespit edildiđinde bir -
101:23 - 101:30ţeyler yapmak için çok geçtir. Johns Hopkins'in
Onkoloji departmanýnýn tamamýna mail atar. -
101:30 - 101:32Çocuk 14 yaţýnda mý?
-
101:32 - 101:35Evet 14 yaţýnda bir çocuk. Çođu
aldýrmaz bile. Fakat bir tanesi -
101:35 - 101:38beđenir ve "Çok da aptalca bir fikir
deđil, gel bir görüţelim" der. -
101:38 - 101:43Çocuk, akţamlarý ve haftasonlarý bu araţtýrmacýyla
çalýţmaya devam eder. Aaron öldükten bir -
101:43 - 101:47kaç hafta sonra ţubat ayýnda haberlerde gördüm
- o ara sýk sýk Aaron vardý haberlerde-. -
101:51 - 101:52Pardon.
-
101:54 - 101:59Ve haberlerde olmasýnýn sebebini açýklýyordu,
baţarmýţlardý, pankreas kanserini -
101:59 - 102:03erkenden saptayabilen bu hayat kurtaran
testin dađýtýmýna baţlamýţlardý. -
102:04 - 102:07Ve dedi ki, "Aaron'ýn yaptýđý
ţey iţte bu yüzden çok önemli." -
102:07 - 102:09[Aaron Swartz, Jack Andraka'nýn
devrimsel kanser testininin önünü nasýl açtý] -
102:11 - 102:17Çünkü, geleceđi göremezsiniz deđil mi?
Evrenin bu gerçeđi, sadece hýz limitini -
102:17 - 102:23saptayan yetkililerin kullandýđý bir
gerçek deđil. Evladýnýn pankreas -
102:23 - 102:29kanserinden ölmesini engelleyen ţey de
ayný yerden gelir. Eriţim olmadýđý zaman, -
102:29 - 102:35senin ihtiyaç duyduđun soruna çözüm
bulacak kiţi, cevabý asla bulamayabilir. -
102:36 - 102:47o kadav iyi sývýţtýki, ..., uzay gemisine gevi döndüvünde bile...
-
102:49 - 102:58-Afferin Aaron! Çok iyiydi.
-Tam-mam, ţimdi ţarký vakti!
- Title:
- The Internet's Own Boy: The Story of Aaron Swartz
- Description:
-
The film follows the story of programming prodigy and information activist Aaron Swartz. From Swartz's help in the development of the basic internet protocol RSS to his co-founding of Reddit, his fingerprints are all over the internet. But it was Swartz's groundbreaking work in social justice and political organizing combined with his aggressive approach to information access that ensnared him in a two-year legal nightmare. It was a battle that ended with the taking of his own life at the age of 26. Aaron's story touched a nerve with people far beyond the online communities in which he was a celebrity. This film is a personal story about what we lose when we are tone deaf about technology and its relationship to our civil liberties.
Film by Brian Knappenberger - Luminant Media
http://www.takepart.com/internets-own-boy
https://www.kickstarter.com/projects/26788492/aaron-swartz-documentary-the-internets-own-boy-0
Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 Unported License - Video Language:
- English
- Duration:
- 01:45:00
ismail.dinc00 edited Turkish subtitles for The Internet's Own Boy: The Story of Aaron Swartz |