Return to Video

İklim değişikliğinin sağlık ve yoksulluk ile ilişkisi

  • 0:01 - 0:06
    ABD'ye Kingston, Jamaika'dan
    1968 yazında geldim.
  • 0:06 - 0:10
    Altı kişilik ailem, Brooklyn'deki
    üç katlı asansörsüz bir binada
  • 0:10 - 0:12
    küçük, iki yatak odalı bir
    bir apartmana tıkışmıştı.
  • 0:12 - 0:14
    Apartmanda birçok çocuk vardı,
  • 0:14 - 0:17
    bazıları İspanyolca,
    bazıları İngilizce konuşuyordu.
  • 0:17 - 0:19
    Başta, onlarla oynamama izin yoktu
  • 0:19 - 0:22
    çünkü ebeveynlerimin de dediği gibi,
    ''Onlar çok gürültücü''.
  • 0:22 - 0:23
    (Gülüşler)
  • 0:23 - 0:26
    Dolayısıyla onları sadece
    penceremden izleyebiliyordum.
  • 0:26 - 0:29
    Patenle kaymak en sevdikleri
    aktivitelerden birisiydi.
  • 0:29 - 0:32
    Şehrin gerisindeki bir otobüse
    iple bağlanıp
  • 0:32 - 0:34
    sitenin alt tarafına,
  • 0:34 - 0:36
    benim apartmanımın önüne gelince
  • 0:36 - 0:38
    arka tamponu bırakmayı severlerdi.
  • 0:38 - 0:41
    Bir gün yanlarında
    yeni bir kız vardı.
  • 0:41 - 0:44
    Her zamanki kahkahalı
    bağrışmaları duydum,
  • 0:44 - 0:46
    araya ''Mira, mira! Mira, mira!''
  • 0:46 - 0:48
    yani İspanyolca ''Bak, bak!''
    sözleri karışmıştı.
  • 0:48 - 0:52
    Grup, sitenin üst tarafında
    bir otobüsü yakalayıp
  • 0:52 - 0:57
    gülerek ve ''Mira, mira, mira, mira!''
    diye çığlık atarak aşağı kaydı.
  • 0:57 - 0:59
    Otobüs aniden durdu.
  • 0:59 - 1:03
    Tecrübeli biniciler uyum sağladı
    ve hızlıca otobüsü bıraktılar
  • 1:03 - 1:06
    ama yeni kız geriye sendeledi
    ve kaldırıma düştü.
  • 1:06 - 1:08
    Hareket etmiyordu.
  • 1:09 - 1:11
    Yetişkinler ona yardım etmek
    için koştular.
  • 1:11 - 1:13
    Otobüs sürücüsü ne olduğunu görmek
  • 1:13 - 1:15
    ve ambulans çağırmak için dışarı çıktı.
  • 1:15 - 1:17
    Kızın kafasından kan geliyordu.
  • 1:17 - 1:19
    Gözlerini açmadı.
  • 1:19 - 1:22
    Ambulansı bekledik ve bekledik.
  • 1:22 - 1:26
    Herkes, ''Ambulans nerede?
    Ambulans nerede?'' diyordu.
  • 1:26 - 1:28
    Nihayet polis geldi.
  • 1:28 - 1:32
    Yaşlı siyahi Amerikali bir adam
    ''Hiç ambulans gelmiyor.'' dedi.
  • 1:33 - 1:36
    Tekrardan bunu yüksek sesle
    polise söyledi.
  • 1:36 - 1:38
    ''Hiç ambulans gelmiyor
    biliyorsun değil mi?
  • 1:38 - 1:40
    Buraya hiçbir zaman
    ambulans göndermezler.''
  • 1:41 - 1:45
    Polis sinirlenen komşularıma baktı,
  • 1:45 - 1:48
    kızı polis arabasına koydu ve gitti.
  • 1:48 - 1:50
    O zaman 10 yaşındaydım.
  • 1:50 - 1:52
    Bunun doğru olmadığını biliyordum.
  • 1:52 - 1:55
    Yapabileceğimiz daha çok
    şey olduğunu biliyordum.
  • 1:55 - 1:57
    Benim yapabildiğim bir doktor olmaktı.
  • 1:57 - 1:59
    Bir dahiliyeci oldum
  • 1:59 - 2:02
    ve Amerika'ya ilk göç ettiğimde
    sahip olduğum komşularım gibi
  • 2:02 - 2:04
    genelde ''az hizmet alan''
    olarak nitelendirdiğimiz
  • 2:04 - 2:08
    savunmasız kişilerle
    ilgilenmeye adadım.
  • 2:09 - 2:13
    80'lerde Harlem'deki ilk yıllarımda
  • 2:13 - 2:18
    HIV'e yakalanmış genç erkeklerde
    şok edici bir artış gördüm.
  • 2:18 - 2:19
    Daha sonra Miami'ye taşındım,
  • 2:20 - 2:22
    HIV'in kadınlar ve çocukları da
    kapsadığını fark ettim.
  • 2:22 - 2:25
    En çok da yoksul, siyahi
    ve esmer insanları.
  • 2:25 - 2:30
    Belirli bir kesimde görülen bir
    enfeksiyon, birkaç yıl içerisinde
  • 2:30 - 2:32
    dünya çapında bir salgına dönüştü.
  • 2:32 - 2:35
    Yine, bir şeyler yapma dürtüsü hissettim.
  • 2:35 - 2:39
    Neyse ki aktivistler,
    yandaşlar, eğitimciler
  • 2:39 - 2:43
    ve benim gibi hastalığı tedavi eden
    hekimlerin yardımıyla bir yol bulduk.
  • 2:44 - 2:48
    HIV yayılmasını azaltmak
    ve hastalığa yakalanmış olanlara
  • 2:48 - 2:51
    yasal koruma sağlamak için
    muazzam bir eğitim çabası vardı.
  • 2:51 - 2:54
    Ödeme gücüne bakılmaksızın
  • 2:54 - 2:57
    dünyadaki mümkün
    olduğunca çok hastanın
  • 2:57 - 3:00
    ilaç tedavisine eriştiğinden
    emin olmak için
  • 3:00 - 3:02
    siyasi bir istek vardı.
  • 3:02 - 3:06
    Yirmi yıl içerisinde
    bu ölümcül enfeksiyonu
  • 3:06 - 3:11
    diyabet gibi kronik bir hastalığa
    dönüştüren tedaviler ortaya çıktı.
  • 3:11 - 3:14
    Şimdi ufukta bir aşı var.
  • 3:15 - 3:18
    Son 5-7 yıl içerisinde,
    Florida'daki hastalar arasında
  • 3:18 - 3:21
    yeni bir salgın hastalık fark ettim
  • 3:21 - 3:23
    ve bunun gibi bir şeye benziyor.
  • 3:23 - 3:29
    Opa-locka'da yaşayan ve
    emekli bir sekreterlik çalışanı olan
  • 3:29 - 3:31
    Bayan Anna Mae ilaçlarını
    yeniletmek için gelmişti.
  • 3:31 - 3:35
    Kendisinde tansiyon,
    diyabet, kalp hastalığı gibi
  • 3:35 - 3:37
    yaygın kronik hastalıklar
  • 3:37 - 3:42
    ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı
    ile birlikte astım vardı.
  • 3:42 - 3:44
    Bayan Anna Mae benim
    uyumlu hastalarımdan biriydi,
  • 3:44 - 3:47
    bu yüzden solunum ilaçlarını yeniletmeye
  • 3:47 - 3:49
    normalden daha erken geldiğinde
    şaşırmıştım.
  • 3:49 - 3:51
    Muayanenin sonuna doğru bana
  • 3:51 - 3:54
    bir Florida Elektrik formu
    uzattı ve imzalamamı istedi.
  • 3:54 - 3:57
    Elektrik faturasında borç vardı.
  • 3:57 - 4:01
    Bu form, hekimlerin
    hastanın elektriği kesilirse
  • 4:01 - 4:04
    etkilenebilecek araçları gerektiren
  • 4:04 - 4:06
    ciddi sağlık durumlarını
    belgelemelerini sağlıyordu.
  • 4:07 - 4:09
    ''Ama Bayan Anna Mae,'' dedim,
  • 4:09 - 4:12
    ''solunum için herhangi bir
    tıbbi cihaz kullanmıyorsunuz.
  • 4:12 - 4:14
    Bu şekilde sınıflandırılabileceğinizi
    düşünmüyorum.''
  • 4:15 - 4:19
    Biraz sorgulama ortaya çıkardı ki
    sıcaktan ötürü nefes alabilmek için
  • 4:19 - 4:22
    sabah akşam klima kullanıyordu.
  • 4:22 - 4:26
    Çok astım ilacı aldığı için
    az parası kalmıştı,
  • 4:26 - 4:29
    bu yüzden faturasını ödeyememiş
    ve borçları birikmişti.
  • 4:29 - 4:30
    Formu doldurdum
  • 4:30 - 4:32
    ama reddedilebileceğini bilerek
  • 4:32 - 4:34
    onu aynı zamanda sosyal
    hizmet görevlisine gönderdim.
  • 4:35 - 4:36
    Ondan sonra, Jorge vardı:
  • 4:36 - 4:39
    Miami sokaklarında sattığı
    meyvelerin bazılarını
  • 4:39 - 4:43
    zaman zaman kliniğimize hediye eden
    çok tatlı ve kibar bir adam.
  • 4:43 - 4:47
    Ne zaman gün boyu o
    sıcak sokaklarda çalışsa
  • 4:47 - 4:50
    sıvı kaybı ve böbreklerine yeterli
    kan ulaşamaması nedeniyle
  • 4:50 - 4:55
    böbreklerinin işlevinde
    kötüleşme belirtileri görülürdü.
  • 4:55 - 4:59
    Ne zaman birkaç gün izin alsa
    böbrekleri çok daha iyi çalışırdı.
  • 4:59 - 5:02
    Ama başka hiçbir geçim kaynağı
    olmadan, ne yapabilirdi ki?
  • 5:02 - 5:06
    Kendisinin de dediği gibi, ''Hava iyi de
    olsa kötü de olsa, çalışmak zorundayım.''
  • 5:07 - 5:09
    Ama vakaların en tahrip edicisi
  • 5:09 - 5:13
    Fort Laurderdale'dan KOAH'lı
    Bayan Sandra Faye Twiggs olabilir.
  • 5:13 - 5:17
    Kızıyla vantilatör üzerine ettiği bir
    kavga ardından tutuklanmıştı.
  • 5:18 - 5:19
    Hapisten tahliyesinden sonra
  • 5:19 - 5:21
    apartmanına döndü,
  • 5:21 - 5:23
    sürekli öksürdü
  • 5:23 - 5:25
    ve üç gün sonra öldü.
  • 5:27 - 5:29
    Fark ettiğim bir başka şey de şuydu:
  • 5:29 - 5:32
    Veriler alerji sezonlarının
    haftalarca erkenden başladığını,
  • 5:32 - 5:35
    gece vakti sıcaklığının arttığını,
  • 5:35 - 5:36
    ağaçların daha hızlı büyüdüğünü
  • 5:36 - 5:40
    ve Zika ve deng humması gibi tehlikeli
    hastalıkları taşıyan sivrisineklerin
  • 5:40 - 5:43
    daha önce var olmadıkları
    bölgelerde ortaya çıktığını gösteriyor.
  • 5:43 - 5:47
    Ayrıca iklimsel nezihleştirmenin
    yaklaştığı işaretlerini görüyorum.
  • 5:47 - 5:50
    Bu, zengin insanlar
    daha yüksek rakımdaki
  • 5:50 - 5:52
    ve iklim değişikliğinden
    doğan sel tahribatından
  • 5:52 - 5:56
    daha az etkilenen fakir bölgelere
    taşındığında oluyor.
  • 5:56 - 6:00
    Miami’nin Little Haiti semtindeki
    evinden çıkartıldığı için
  • 6:00 - 6:04
    stresli ve gergin bir şekilde gelen
    hastam Bayan Marie gibi.
  • 6:04 - 6:07
    Oraya lüks bir apartman yapılacaktı
    çünkü apartmanın geliştiricileri
  • 6:07 - 6:11
    Little Haiti deniz seviyesinden
    üç metre yüksekte olduğu için
  • 6:11 - 6:14
    selden etkilenmeyeceğini fark etmişlerdi.
  • 6:15 - 6:20
    İnkar edilemez, bariz ve istikrarlı
    bir ısınma eğilimi yolda.
  • 6:20 - 6:24
    HIV/AIDS'ten bile büyük olan
    bir sağlık tehlikesi gelişmekte
  • 6:24 - 6:28
    ve bu tehlikenin nasıl görüneceğine
    dair ipuçları verenler
  • 6:28 - 6:30
    benim dar gelirli hastalarımdı.
  • 6:30 - 6:33
    Bu yeni salgın iklim değişikliği
  • 6:33 - 6:36
    ve sağlığa çeşitli etkileri var.
  • 6:36 - 6:39
    İklim değişikliği bizi dört
    başlıca şekilde etkiliyor.
  • 6:39 - 6:43
    Doğrudan ısı, ağır hava şartları
    ve kirlilikle;
  • 6:43 - 6:45
    hastalıkların yayılmasıyla;
  • 6:45 - 6:49
    yemek ve su miktarının bozulmasıyla
  • 6:49 - 6:52
    ve duygusal sağlığımızın bozulmasıyla.
  • 6:52 - 6:56
    Tıpta, hafızamıza yardımcı olmak
    için ipucular kullanıyoruz
  • 6:56 - 6:59
    ve ısı dalgası anlamına gelen
    ''heatwave'' ipucusu
  • 6:59 - 7:03
    bize iklim değişikliğinin sağlığa
    sekiz önemli etkisini gösteriyor.
  • 7:03 - 7:05
    H: Sıcaklık hastalıkları.
  • 7:05 - 7:10
    E: Kalp ve akciğer
    hastalıklarının şiddetlenmesi.
  • 7:10 - 7:12
    A: Astımın kötüleşmesi.
  • 7:12 - 7:14
    T: Travmatik yaralar,
  • 7:14 - 7:16
    özellikle ağır hava şartlarında olanlar.
  • 7:16 - 7:20
    W: Su ve yemekten kaynaklı hastalıklar.
  • 7:20 - 7:22
    A: Alerjilerin kötüye gitmesi.
  • 7:22 - 7:27
    V: Vektör aracılı Zika, dang humması
    ve Laym gibi hastalıkların yayılması.
  • 7:27 - 7:31
    E: Duygusal stresin artması.
  • 7:31 - 7:33
    Fakir, savunmasız insanlar
  • 7:33 - 7:36
    şimdiden iklim değişikliğinin
    etkilerini hissediyorlar.
  • 7:36 - 7:39
    Onlar deyimdeki gibi
    ''felaket habercileri''.
  • 7:40 - 7:44
    Gerçekten, deneyimleri vahiyler
    veya kehanetler gibi.
  • 7:44 - 7:46
    Dünyamıza, ilk olarak onlara
    zarar veren,
  • 7:46 - 7:51
    yanlış bir şey yaptığımıza dikkat
    çeken bir yol gösterici.
  • 7:51 - 7:54
    Ama bizim sıradaki olmamız
    an meselesi.
  • 7:54 - 7:56
    Eğer birlikte hareket edersek,
  • 7:56 - 7:59
    doktorlar, hastalar
    ve diğer sağlık çalışanları olarak
  • 7:59 - 8:01
    çözümler bulacağız.
  • 8:01 - 8:03
    Bunu HIV krizinde yaptık.
  • 8:03 - 8:07
    Orada, ilaç tedavisi
    ve daha iyi araştırma talep eden
  • 8:07 - 8:13
    aktivist HIV hastaları ile doktorlar
    ve bilim insanlarının işbirliği sayesinde
  • 8:13 - 8:15
    salgını kontrol altına alabildik.
  • 8:16 - 8:19
    Uluslararası sağlık kuruluşları,
    STK'lar, siyasetçiler
  • 8:19 - 8:23
    ve HIV ilaçlarını düşük gelirli ülkelerde
    ulaşılabilir hale getiren
  • 8:23 - 8:27
    ilaç şirketleri sayesindeydi.
  • 8:27 - 8:33
    Bu işbirliği modelini, çok geç olmadan
    iklim değişikliğinin
  • 8:33 - 8:37
    sağlık üzerindeki etkilerine de
    uygulayamamamız için bir sebep yok.
  • 8:37 - 8:39
    İklim değişikliği burada.
  • 8:39 - 8:42
    Çoktan yoksul insanların
    sağlığına ve evlerine zarar veriyor.
  • 8:42 - 8:44
    Hastam Jorge'nin yaptığı gibi,
  • 8:44 - 8:46
    soğuk sıcak demeden
  • 8:46 - 8:48
    her halükarda,
  • 8:48 - 8:49
    çoğumuz çalışmak zorunda kalacağız.
  • 8:50 - 8:53
    Ama hastalar ve doktorlar
    el ele vererek
  • 8:53 - 8:55
    bazı basit aletlerle
  • 8:55 - 8:58
    hepimiz için iklim geçişini
    daha az şiddetli hale getirecek
  • 8:58 - 9:00
    birçok şey yapabilirler.
  • 9:00 - 9:03
    Bu hastalar bana iklim
    değişikliğiyle savaşmak için
  • 9:03 - 9:06
    bir klinisyen kuruluşu
    kurma ilhamı verdi.
  • 9:06 - 9:09
    İklim değişikliğinin sağlığa
    olan etkilerini anlamaya,
  • 9:09 - 9:12
    iklimle alakalı hastalığı olanları
    korumayı öğrenmeye
  • 9:12 - 9:15
    ve gerçek dünya çözümlerini
    desteklemeye odaklanıyoruz
  • 9:16 - 9:20
    Yakın zamandaki bir Gallup araştırması,
    en çok saygı duyulan üç mesleğin
  • 9:20 - 9:23
    hemşireler, doktorlar ve eczacılar
    olduğunu gösterdi.
  • 9:23 - 9:25
    Bu yüzden toplumun
    saygı duyulan üyeleri olarak,
  • 9:25 - 9:29
    iklim değişikliği politikasını
    ve siyaseti etkilemek için
  • 9:29 - 9:30
    sesimizi yükseltiyoruz.
  • 9:30 - 9:33
    Yapabileceğimiz çok fazla şey var.
  • 9:33 - 9:35
    Klinisyenler olarak, hastalarımızla
    olan iletişimimiz
  • 9:35 - 9:38
    olanları diğerlerinden
    önce görmemizi sağlıyor.
  • 9:38 - 9:42
    Bu bizi değişimin önde gelenleri
    olmak için uygun bir pozisyona koyuyor.
  • 9:42 - 9:46
    Sağlık meslek okullarımızda iklimle
    ilgili hastalıkları öğretebiliriz.
  • 9:46 - 9:50
    Onları tanımlayacak faturalama
    kodlarının olduğundan emin olarak
  • 9:50 - 9:53
    hastalarımızın iklimle alakalı
    durumlarından bilgi toplayabiliriz.
  • 9:53 - 9:55
    İklimle alakalı sağlık
    araştırmaları yapabiliriz.
  • 9:55 - 9:58
    Evlerde nasıl yeşil uygulamalar
    olabileceğini öğretebiliriz.
  • 9:58 - 10:01
    Hastamızın enerji ihtiyacını
    savunabiliriz.
  • 10:01 - 10:03
    Daha güvenli evlere sahip olmaları
    için yardım edebiliriz.
  • 10:03 - 10:06
    O evlerde durumlar kötüleşirse
    gerekli ekipmanı almalarında
  • 10:06 - 10:08
    yardımcı olabiliriz.
  • 10:08 - 10:11
    Bulgular konusunda meclis üyelerinin
    önünde tanıklık edebiliriz
  • 10:11 - 10:15
    ve hastalarımızın iklimle ilgili
    rahatsızlıklarını tedavi edebiliriz.
  • 10:17 - 10:18
    En önemlisi,
  • 10:18 - 10:22
    ekonomik ve sosyal adaleti içeren
  • 10:22 - 10:26
    bir sağlık modeli kullanarak
  • 10:26 - 10:30
    hastalarımızı karşılacakları zihinsel
    ve fiziksel zorluklara hazırlayabiliriz.
  • 10:31 - 10:34
    Bu, hapisten çıktıktan sonra
  • 10:34 - 10:40
    kızı ile bir vantilatör üzerine kavga edip
    ölen KOAH Bayan Sandra Faye Twiggs,
  • 10:40 - 10:44
    apartmanındaki sıcaklığın onu
    hasta ve sinirli yaptığını bilir
  • 10:44 - 10:48
    ve serinlemek için daha iyi
    bir yere giderdi anlamına geliyor.
  • 10:48 - 10:52
    Hatta daha iyisi, apartmanı
    asla çok sıcak olmazdı.
  • 10:52 - 10:56
    Yoksullardan, hayatlarımızın sadece
    hassas olmadığını ama aynı zamanda
  • 10:56 - 11:00
    direnç, yenilik ve hayatta kalma
    hikayeleri olduğunu öğrendim.
  • 11:00 - 11:03
    Tıpkı o yaz gecesi yüksek sesle
    polise gerçeği söyleyen
  • 11:03 - 11:05
    yaşlı bilge adam gibi:
  • 11:05 - 11:07
    ''Hiç ambulans gelmiyor,''
  • 11:07 - 11:11
    ve onun yerine polisi küçük kızı
    hastaneye götürmesi için zorlamıştı.
  • 11:12 - 11:13
    Bakın ne diyeceğim.
  • 11:14 - 11:15
    Hepiniz dinleyin.
  • 11:16 - 11:20
    Eğer iklim değişikliğine karşı
    tıp bir cevap verecekse
  • 11:20 - 11:23
    bu sadece bir ambulansı
    bekleyerek olmayacak.
  • 11:24 - 11:28
    Biz klinisyenler ilk adımı
    attığımız için olacak.
  • 11:28 - 11:30
    O kadar ses çıkaracağız ki,
  • 11:30 - 11:33
    mesele ihmal edilemeyecek
    veya yanlış anlaşılamayacak.
  • 11:34 - 11:37
    Hastalarımızın anlattığı hikayelerle
  • 11:37 - 11:40
    ve bizim onların adına
    anlattığımız hikayelerle başlayacak.
  • 11:41 - 11:45
    Her zamanki gibi hastalarımız için
    doğrusu neyse onu yapacağız;
  • 11:45 - 11:48
    ama aynı zamanda çevremiz için,
  • 11:48 - 11:50
    kendimiz için,
  • 11:50 - 11:52
    bu gezegendeki tüm insanlar için,
  • 11:52 - 11:54
    hepsi için doğrusu neyse
    onu yapacağız.
  • 11:54 - 11:56
    Teşekkürler.
  • 11:56 - 11:58
    (Alkış ve tezahüratlar)
Title:
İklim değişikliğinin sağlık ve yoksulluk ile ilişkisi
Speaker:
Cheryl Holder
Description:

Fakir ve savunmasızlar için iklim değişikliğinin etkileri çoktan kendini göstermeye başladı, diyor doktor Cheryl Holder. Mevsim dışı yüksek sıcaklıklar, hastalık taşıyan sivrisinekler ve daha zengin olanlar yüksek yerlere yerleşirken iklime bağlı kentsel dönüşüm çoktan sağlık sorunu olanları tehdit ediyor. Bu tutkulu konuşmasında Holder, klinisyenlerin hastalarını iklimle ilgili sağlık mücadelelerinden koruyabileceği etkili yöntemler öne sürüyor ve ekonomik ve sosyal adalet içeren bir sağlık sistemi kurmak için doktorlara, siyasetçilere ve diğerlerine çağrıda bulunuyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
12:12

Turkish subtitles

Revisions