Return to Video

Dünyayı yeniden vahşi yapalım

  • 0:01 - 0:07
    Kardeşlerim ve ben California'da
    büyük büyükbabamızın çiftliğinde büyüdük.
  • 0:07 - 0:10
    O, ailemizin ve evimizin bir tabiatıydı.
  • 0:10 - 0:13
    Bizim neslimizdeki kimsenin
  • 0:13 - 0:16
    ağır çiftçilik yükünü üstlenmek istemediği
    açıkça görünüyorken
  • 0:16 - 0:18
    çiftlik bir komşumuza satıldı.
  • 0:19 - 0:22
    Hayatımızın çapası kesilmişti
  • 0:22 - 0:26
    ve arazinin yokluğunda başıboş hissettik.
  • 0:26 - 0:27
    İlk kez
  • 0:27 - 0:34
    değerli bir şeyin onun varlığıyla değil de
  • 0:34 - 0:39
    yokluğuyla en iyi şekilde
    anlaşılabileceğini anladım.
  • 0:40 - 0:42
    O zamanlar
  • 0:42 - 0:47
    sevdiğimiz şeylerin yokluğunun
  • 0:47 - 0:51
    geleceğimde ne kadar etkili olacağını
    bilmek imkansızdı.
  • 0:52 - 0:56
    23 yıl boyunca çalışma hayatım
    Yvon Chouinard'la geçti.
  • 0:56 - 0:59
    Ventura'daki demiryolu raylarının
    yakınındaki teneke bir kulübede
  • 0:59 - 1:01
    kaya ve buz tırmanış
    ekipmanı tasarlayıp üretiyorken
  • 1:01 - 1:04
    onunla çalışmaya başladım.
  • 1:04 - 1:07
    Yvon dağcılar için
    kıyafet yapmaya karar verdiğinde
  • 1:07 - 1:10
    ve bu işi Patagonia olarak adlandırınca
  • 1:10 - 1:13
    ilk altı çalışandan biri oldum,
  • 1:13 - 1:15
    daha sonra CEO oldum
  • 1:15 - 1:18
    ve sadece bir slogandan daha fazlası olan
  • 1:18 - 1:22
    en iyi ürünlerin üretildiği
    ve dünyaya yararı dokunan
  • 1:22 - 1:24
    bir şirket kurmaya yardım ettim.
  • 1:24 - 1:29
    Yıllar sonra kocam olacak Doug Tompkins
  • 1:29 - 1:33
    Yvon'un eski bir arkadaşı
    ve tırmanış refakatçisiydi
  • 1:33 - 1:35
    ve ayrıca bir girişimciydi.
  • 1:36 - 1:39
    The North Face ve Esprit şirketini kurdu.
  • 1:39 - 1:41
    Bu işletmelerin üçü de
  • 1:41 - 1:45
    60'lı yıllarda büyüyen
    insanlar tarafından yaratıldı
  • 1:45 - 1:50
    ve sivil haklar, savaş karşıtı, feminist
    ve barış hareketleriyle şekillendi.
  • 1:50 - 1:54
    Bu değerler o yıllarda gelişti
  • 1:54 - 1:58
    ve şirketlerin itibarları sayesinde
    başarı kazandı.
  • 1:58 - 2:00
    1980'lerin sonunda
  • 2:00 - 2:02
    Doug işten tamamen ayrılmaya karar verdi
  • 2:02 - 2:06
    ve hayatının son üçte birini
    "gezegende yaşamak için kirasını ödemek"
  • 2:06 - 2:08
    olarak adlandırdığı şeye bağlıyor.
  • 2:08 - 2:12
    O sırada 40 yaşıma geldiğimde
  • 2:12 - 2:15
    hayatımda tamamen
    yeni bir şeyler yapmaya hazırdım.
  • 2:16 - 2:19
    Patagonia şirketinden
    emekli olduktan sonraki gün
  • 2:19 - 2:24
    Patagonya'ya gitmek için
    yaklaşık 10 bin km uçtum
  • 2:24 - 2:30
    ve hayatının üçte birine
    ilk kez sahip çıkma projesine başladığında
  • 2:30 - 2:32
    Doug'a katıldım.
  • 2:32 - 2:36
    Kurumsal dünyadan
    mülteciler olarak oradaydık.
  • 2:36 - 2:39
    Binlerce yıl boyunca
    alerce ağaçların yaşayabileceği
  • 2:39 - 2:41
    ilkel yağmur ormanları ile çevrili
  • 2:41 - 2:44
    Güney Şili kıyısındaki
    bir kulübede inzivaya çekildik.
  • 2:44 - 2:47
    Fairbanks, Alaska ve Cape Horn arasındaki
  • 2:47 - 2:51
    Pan-Amerikan karayolunda
    sadece iki boşluktan birini oluşturan
  • 2:51 - 2:54
    büyük bir vahşi doğanın ortasındaydık.
  • 2:54 - 2:56
    Günlük yaşamlarımızda
    radikal bir değişiklik
  • 2:56 - 3:00
    güzelliğin ve çeşitliliğin
    hemen hemen her yerde nasıl yok edildiğini
  • 3:00 - 3:04
    fark etmeye başlamamızı sağladı.
  • 3:04 - 3:07
    Dünyada korunan son vahşi yerler
  • 3:07 - 3:09
    hâlâ vahşiler
  • 3:09 - 3:13
    çünkü gelişimin acımasız cephe hattı
  • 3:13 - 3:15
    henüz oraya varamamıştı.
  • 3:15 - 3:18
    Doug ve ben yeryüzünün en ücra
    köşelerinden birindeydik
  • 3:18 - 3:21
    ve hâlâ Pumalín Parkı'nın kenarlarında
  • 3:21 - 3:24
    ilk koruma çabamız olan bu yerde
  • 3:24 - 3:28
    endüstriyel su ürünleri yetiştiriciliği
    habis gibi büyüyordu.
  • 3:28 - 3:32
    Çok uzun zaman önce
    Patagonya'ya başka tehditler de geldi.
  • 3:32 - 3:36
    Altın madenciliği,
    bozulmamış nehirlerde baraj projeleri
  • 3:36 - 3:38
    ve diğer büyüyen çatışmalar.
  • 3:38 - 3:44
    Dünya genelinde
    ekonomik büyümenin damgalanmış titreşimi
  • 3:44 - 3:48
    Güney Koni'nin
    en yüksek enlemlerinde bile duyulabilir.
  • 3:49 - 3:54
    Gelişmenin genel olarak çok olumlu
    koşullarla anıldığını biliyorum,
  • 3:54 - 3:57
    bir tür umutlu evrim gibi.
  • 3:58 - 4:00
    Ama oturduğumuz yerden
  • 4:00 - 4:03
    endüstriyel büyümenin
    karanlık tarafını gördük.
  • 4:03 - 4:08
    Ve endüstriyel dünya görüşleri
    tüm yaşamı destekleyen
  • 4:08 - 4:10
    doğal sistemlere uygulandığında
  • 4:10 - 4:15
    Dünya'yı ihtiyacımız olan her şeyi
    ürettiğini düşündüğümüz
  • 4:15 - 4:18
    bir fabrika olarak görmeye başlarız.
  • 4:19 - 4:22
    Hepimiz acılarla farkında olduğumuz için
  • 4:22 - 4:27
    bu dünya görüşünün sonuçları insan refahı,
  • 4:27 - 4:30
    iklim sistemlerimiz
    ve vahşi yaşam için yıkıcıdır.
  • 4:31 - 4:34
    Doug bunu gelişmenin bedeli
    olarak adlandırdı.
  • 4:34 - 4:36
    İşleri bu şekilde gördük
  • 4:36 - 4:39
    ve tüm bu eğilimlere karşı çıkarak
  • 4:39 - 4:42
    direnişin bir parçası olmak istedik.
  • 4:42 - 4:44
    Özel arazi alma ve daha sonrasında
  • 4:44 - 4:47
    millî parklar oluşturmak için
    bağış yapma fikri
  • 4:47 - 4:48
    gerçekten yeni değil.
  • 4:48 - 4:54
    Wyoming'deki Teton Millî Parkı'nın
    manzarasını seyreden
  • 4:54 - 4:57
    veya Maine Acadia Millî Parkı'nda
    kamp yapan herkes
  • 4:57 - 5:00
    bu büyük fikirden faydalandı.
  • 5:00 - 5:02
    Aile vakfımız sayesinde
  • 5:02 - 5:06
    Şili ve Arjantin'de doğal yaşam alanı
    oluşturmaya başladık.
  • 5:07 - 5:10
    Koruma biyolojisine inananlar olarak
  • 5:10 - 5:13
    büyük, vahşi ve bağlantılı olacaktık.
  • 5:14 - 5:17
    Yeniden doğal olmaya
    ihtiyacı olan diğerlerinin
  • 5:17 - 5:19
    ve bazı durumlardaki
    el değmemiş alanların
  • 5:20 - 5:22
    iyileşmek için zamana ihtiyacı olacaktı.
  • 5:22 - 5:24
    Sonunda gönüllü satıcılardan
  • 5:24 - 5:27
    iki milyon dönümden fazla
    arazi satın aldık,
  • 5:27 - 5:31
    bunları özel idareli
    koruma alanlarıyla birleştirirken
  • 5:31 - 5:36
    kamp zemini için park altyapısı
    ve gelecekte herkesin kullanması için
  • 5:36 - 5:39
    yürüyüş parkurları inşa ettik.
  • 5:39 - 5:40
    Hepsi hoş karşılandı.
  • 5:41 - 5:46
    Amacımız bu arazinin tamamını
    yeni millî parklar şeklinde bağışlamaktı.
  • 5:46 - 5:52
    Bunu bir tür kapitalist jujitsu hareketi
    olarak tanımlayabilirsiniz.
  • 5:53 - 5:57
    İş hayatımızdan
    özel servetler ortaya koyduk
  • 5:59 - 6:02
    ve bunu küresel ekonominin elinde
    doğanın harabeye çevrilmesini
  • 6:02 - 6:08
    korumak için yaptık.
  • 6:08 - 6:09
    Kulağa hoş geliyordu
  • 6:09 - 6:12
    fakat 90'ların başında Şili'de
  • 6:12 - 6:15
    vahşi hayat hayırseverliği
    olarak adlandırdığımız şey
  • 6:15 - 6:17
    tamamen bilinmiyordu.
  • 6:17 - 6:21
    Büyük bir şüphe
  • 6:21 - 6:24
    ve birçok alanda doğrudan
    düşmanlıkla karşılaştık.
  • 6:24 - 6:28
    Zamanla söylediğimiz şeyleri yaparak
  • 6:28 - 6:30
    insanları kazanmaya başladık.
  • 6:31 - 6:33
    Son 27 yılda,
  • 6:33 - 6:37
    yaklaşık 15 milyon dönümü
    kalıcı olarak koruduk;
  • 6:37 - 6:39
    ılıman yağmur ormanlarını,
  • 6:39 - 6:42
    Patagonya step otlaklarını,
  • 6:42 - 6:43
    kıyı bölgelerini,
  • 6:43 - 6:45
    tatlı su alanlarını.
  • 6:45 - 6:48
    On üç yeni millî park oluşturduk.
  • 6:48 - 6:51
    Hepsi toprak bağışlarımızdan oluşuyordu
  • 6:51 - 6:55
    ve federal araziler
    bu bölgelerle birleşiyordu.
  • 6:55 - 7:00
    Doug'un dört yıl önceki
    bir kano kazasındaki ölümünden sonra
  • 7:00 - 7:04
    yokluğun gücü yuvayı tekrar vurdu.
  • 7:04 - 7:09
    Ama Tompkins Conservation olarak
    kaybımızı başka bir şeye yönelttik
  • 7:09 - 7:11
    ve çabalarımızı hızlandırdık.
  • 7:11 - 7:14
    Bunlar arasında, 2018'de
  • 7:14 - 7:20
    Güney Atlantik Okyanusu'nda
    yaklaşık 25 milyon dönümlük
  • 7:20 - 7:22
    yeni deniz millî parkları yaptık.
  • 7:22 - 7:25
    Ticari balıkçılık
    veya herhangi bir ürün çıkartmak yok.
  • 7:26 - 7:31
    2019 yılında Şili'deki son milyon dönümlük
    koruma alanımız hükûmete geçtiğinde
  • 7:31 - 7:37
    tarihin en büyük özel arazi
    armağanını sonuçlandırdık.
  • 7:37 - 7:40
    Kamu-özel sektör ortaklığı
  • 7:40 - 7:44
    beş yeni milli park oluşturdu
    ve üç parkı daha genişletti.
  • 7:44 - 7:48
    Bu, İsviçre'den daha büyük
    bir alan hâline geldi.
  • 7:48 - 7:52
    Tüm projelerimiz ortaklıkların sonucu.
  • 7:52 - 7:56
    İlk ve başta gelen hükûmetler
    Şili ve Arjantin'di.
  • 7:57 - 8:03
    Bu ülkelerinin mücevherlerini korumanın
    değerini anlayan liderlik gerektirir;
  • 8:03 - 8:06
    sadece bugün için değil gelecek için de.
  • 8:08 - 8:12
    Hemfikir olduğumuz koruma
    hayırseverleriyle olan ortaklıklar da
  • 8:12 - 8:15
    başardığımız her şeyde rol oynadı.
  • 8:15 - 8:16
    On beş yıl önce
  • 8:16 - 8:18
    kendimize sorduk,
  • 8:18 - 8:20
    "Tabiatı korumanın ötesinde
  • 8:20 - 8:26
    bütün yanlarıyla işleyen ekosistemler
    oluşturmak için ne yapmamız gerekiyor?"
  • 8:26 - 8:30
    Nerede çalışırsak çalışalım
    kendimize sormaya başladık,
  • 8:30 - 8:31
    kim kayıp,
  • 8:32 - 8:34
    hangi türler kayboldu
  • 8:35 - 8:39
    veya hangi türlerin
    sayıları düşük ve tehlikede.
  • 8:39 - 8:41
    Ayrıca sormak zorundaydık,
  • 8:41 - 8:43
    "Bu türlerin en başta
    soyu tükenmiş olma nedenini
  • 8:43 - 8:46
    nasıl ortadan kaldırabiliriz?"
  • 8:46 - 8:49
    Şu an apaçık görünen şey
  • 8:49 - 8:53
    bizim için tam bir yıldırım oldu.
  • 8:54 - 9:01
    Ve yaptığımız her şeyin
    tamamen doğasını değiştirdi.
  • 9:01 - 9:06
    Topluluğun tüm üyeleri
    mevcut olmadıkça ve gelişmedikçe
  • 9:06 - 9:11
    bütün yanlarıyla işleyen ekosistemleri
    geride bırakmak bizim için imkânsız.
  • 9:11 - 9:15
    O zamandan beri, birkaç yerli türü
  • 9:15 - 9:18
    Iberá Sulak Alanları'na
    yeniden kazandırdık:
  • 9:18 - 9:19
    dev karıncayiyenler,
  • 9:19 - 9:21
    pampa geyiği,
  • 9:21 - 9:22
    pekariler
  • 9:22 - 9:28
    ve en zoru 100 yıldan fazla bir süredir
    bu ekosistemde kaybolan
  • 9:28 - 9:33
    yeşil kanatlı makaw papağanları.
  • 9:33 - 9:37
    Ve bugün geri döndüler,
    özgürce uçuyorlar, tohum dağıtıyorlar,
  • 9:37 - 9:40
    hayatlarını olması
    gerektiği gibi yaşıyorlar.
  • 9:40 - 9:43
    İberá'daki bu çabaların son dokunuşu
  • 9:43 - 9:47
    tepe etoburlarını
    meşru yerlerine geri döndürmektir.
  • 9:47 - 9:50
    Karada jaguarlar, suda dev su samurları.
  • 9:50 - 9:55
    Yıllarca süren deneme yanılma ile
    ortaya çıkan yavrular
  • 9:55 - 9:58
    yarım asırdan fazla bir sürede
  • 9:58 - 10:02
    ilk kez Iberá sulak alanlarına salınacak.
  • 10:02 - 10:08
    Şimdi de 1,7 milyon dönümlük
    Iberá Park'ı komşu çiftliklerle
  • 10:08 - 10:13
    mücadele riski düşük olan
    jaguar popülasyonlarını kurtarmak için
  • 10:13 - 10:15
    yeterli alan sağlayacak.
  • 10:15 - 10:18
    Şili'deki doğallaştırma projelerimiz
  • 10:18 - 10:21
    Patagonya bölgesindeki
    çok sayıdaki önemli türün
  • 10:21 - 10:23
    zeminini oluşturuyor.
  • 10:23 - 10:27
    Neredeyse nesli tükenmiş olan
    huemul geyiğinin
  • 10:27 - 10:28
    az sayıdaki amerikan deve kuşunun
  • 10:28 - 10:33
    ve puma ve tilki popülasyonlarını
    yeniden artırmak istiyoruz.
  • 10:34 - 10:38
    Yokluğun gücü nostaljiye
    veya umutsuzluğa yol açarsa
  • 10:40 - 10:43
    bize yardım edemez.
  • 10:45 - 10:46
    Aksine
  • 10:47 - 10:53
    sadece bizi kaybolanı geri getirmek için
  • 10:53 - 10:55
    motive ediyorsa yararlı olur.
  • 10:55 - 10:58
    Doğallaşmanın ilk adımı
  • 10:58 - 11:02
    ilk etapta mümkün olanı hayal edebilmek.
  • 11:02 - 11:06
    Dergilerde yer alan vahşi yaşam bolluğu
  • 11:06 - 11:10
    sadece bazı eski ve tozlu kitaplardan
    hikâyeler değildir.
  • 11:12 - 11:13
    Bunu hayal edebiliyor musunuz?
  • 11:15 - 11:20
    Dünyanın daha güzel olabileceğine,
  • 11:20 - 11:23
    daha adaletli olabileceğine
    inanıyor musunuz?
  • 11:23 - 11:25
    Ben inanıyorum.
  • 11:25 - 11:26
    Çünkü ben bunu gördüm.
  • 11:27 - 11:28
    İşte bir örnek.
  • 11:28 - 11:31
    2004 yılında Şili ve Patagonya'daki
  • 11:31 - 11:34
    en büyük çiftliklerden
    birini satın aldığımızda
  • 11:34 - 11:35
    böyle görünüyordu.
  • 11:35 - 11:39
    Bir yüzyıl boyunca bu arazi hayvancılık
    nedeniyle aşırı derecede kullanılmıştı,
  • 11:39 - 11:42
    dünyadaki çoğu otlak alan gibi.
  • 11:42 - 11:44
    Toprak erozyonu çok yaygındı,
  • 11:44 - 11:47
    yüzlerce kilometrelik çit duvarı
  • 11:47 - 11:53
    vahşi yaşamı korudu ve akışı ağıla alındı.
  • 11:53 - 11:56
    Küçük bir vahşi alan geriye kaldı.
  • 11:56 - 12:00
    Yerel dağ aslanları
    ve tilkiler onlarca yıl zulüm gördü
  • 12:00 - 12:02
    ve sayıları düşük kaldı.
  • 12:02 - 12:08
    Bugün bu topraklar 763.000 dönümlük
    Patagonya Ulusal Parkı oldu
  • 12:08 - 12:09
    ve böyle görünüyor.
  • 12:09 - 12:11
    Ve Arcelio
  • 12:11 - 12:18
    işi yıllar önce dağ aslanlarını bulmak
    ve öldürmek olan eski çoban Arcelio'da
  • 12:18 - 12:23
    bugün parkın vahşi yaşam ekibinin
    baş katılımcısı
  • 12:23 - 12:28
    ve hikayesi dünyadaki insanların
    hayal gücünü büyülüyor.
  • 12:28 - 12:30
    Ne mümkün.
  • 12:30 - 12:36
    Bu düşünceleri ve görüntüleri
    sizinle tebrik etmeniz için değil
  • 12:36 - 12:38
    basit bir noktaya değinmek
  • 12:38 - 12:40
    ve acil bir meydan
    okuma için paylaşıyorum.
  • 12:41 - 12:43
    Soru eğer
  • 12:43 - 12:48
    yaşam çeşitliliğinin ve
    insan itibarının hayatta kalması
  • 12:48 - 12:51
    ve sağlıklı insan toplulukları ise
  • 12:51 - 12:54
    o zaman cevap Dünya'yı yeniden
    doğallaştırmayı içermelidir.
  • 12:56 - 12:59
    Mümkün olduğunca çabuk.
  • 13:00 - 13:03
    Herkesin bu konuda
    alması gereken bir rol var
  • 13:04 - 13:08
    ama özellikle ayrıcalığımız
  • 13:08 - 13:12
    siyasi güç ile,
  • 13:12 - 13:13
    zenginlik ile,
  • 13:14 - 13:19
    gerçekçi olalım, iyi günde kötü günde,
  • 13:19 - 13:22
    geleceğimizin satranç oyununun
    bitirildiği yer ile.
  • 13:24 - 13:26
    Bu, sorunun temeline iner.
  • 13:27 - 13:31
    Bu hikayenin sonunu değiştirmek için
    gerekenleri yapmaya hazır mıyız?
  • 13:32 - 13:35
    COVID-19'un yayılmasını durdurmak için
  • 13:35 - 13:37
    dünyanın son birkaç ayda
    yaptığı değişiklikler
  • 13:37 - 13:39
    bana çok umut vaat ediyor
  • 13:39 - 13:44
    çünkü umutsuz durumlar altında
    güç birliği yapabileceğeimizi gösteriyor.
  • 13:45 - 13:50
    Şimdi yaşadığımız şey
    iklim krizinin bir sonucu olarak
  • 13:50 - 13:55
    daha geniş potansiyel hasarın
    öncüsü olabilir.
  • 13:57 - 13:58
    Ama uyarısız dahi
  • 13:58 - 14:03
    küresel çapta hayal edemediğimiz şekilde
    birlikte çalışmayı öğreniyoruz.
  • 14:04 - 14:06
    Dünyanın dört bir yanında
    suçluluğumuzu hatırlatmak
  • 14:06 - 14:09
    ve durgunluğumuzu cezalandırmak için
  • 14:09 - 14:15
    isyan eden ve sokaklara dökülen
    gençleri izlemiş olmak
  • 14:15 - 14:17
    bana gerçekten ilham veriyor.
  • 14:17 - 14:20
    Daha önce bütün bunları duydunuz.
  • 14:20 - 14:24
    Fakat her şeyin diğer her şeyle
    bağlantılı olduğu gerçeğine
  • 14:24 - 14:28
    uyanmak için bir an olsa
  • 14:29 - 14:30
    o şu an olur.
  • 14:30 - 14:33
    Her insan hayatı
    dünyadaki diğer tüm insan yaşamlarının
  • 14:33 - 14:37
    eylemlerinden etkilenir.
  • 14:37 - 14:41
    Ve insanlığın kaderi
    gezegenin sağlığına bağlı.
  • 14:43 - 14:45
    Ortak bir kaderimiz var.
  • 14:45 - 14:47
    Gelişebiliriz
  • 14:47 - 14:48
    ya da acı çekebiliriz...
  • 14:50 - 14:52
    Ama bunu birlikte yapacağız.
  • 14:52 - 14:54
    İşte gerçek bu.
  • 14:54 - 14:59
    Bireysel eylemin seçime bağlı olduğu
    noktayı çoktan geçtik.
  • 15:00 - 15:03
    Bence her birimizin
  • 15:03 - 15:06
    yaşam döngüsündeki
    yerimizi yeniden canlandırmak için
  • 15:06 - 15:10
    adım atması ahlâki bir zorunluluk.
  • 15:10 - 15:13
    Merkezde değil
    bütünün bir parçası olarak.
  • 15:14 - 15:15
    Hatırlamamız gerek,
  • 15:15 - 15:18
    yaptıklarımız,
    kim olmayı seçtiğimizi yansıtır.
  • 15:19 - 15:21
    Tüm yaşamın içsel değerini onurlandıran
  • 15:21 - 15:25
    bir medeniyet yaratalım.
  • 15:26 - 15:28
    Kim olursanız olun,
  • 15:28 - 15:31
    ne ile çalışmak zorunda olursanız olun,
  • 15:31 - 15:34
    her sabah yataktan kalkın
  • 15:34 - 15:38
    sevdiğiniz şeyleri yapmaktan ziyade
  • 15:38 - 15:44
    kendinizle ilgisi olmayan bir şey yapın.
  • 15:44 - 15:47
    Doğru olduğunuzu bildiğiniz şeylerle.
  • 15:47 - 15:51
    İnsan gelişimini hayal eden biri olun,
  • 15:51 - 15:54
    bizi bütünlüğe taşıyan bir şey olun.
  • 15:55 - 15:56
    Sağlığa doğru.
  • 15:56 - 15:58
    İnsan itibarına doğru.
  • 15:59 - 16:01
    Ve her zaman
  • 16:01 - 16:03
    ve sonsuza dek
  • 16:03 - 16:05
    vahşi güzelliktir.
  • 16:06 - 16:08
    Teşekkürler.
Title:
Dünyayı yeniden vahşi yapalım
Speaker:
Kristine Tompkins
Description:

Dünya, insanlık ve doğa ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır. Çevre aktivisti Kristine Tompkins, hepimizi yeniden canlandırmak için dünyayı "yeniden doğallaştırmalıyız" diyor. Hayatını Patagonia CEO'luğundan tutkulu çevreciye kadar takip ederek, Güney Amerika'da milyonlarca dönüm arazi (ve deniz) boyunca milli parklar kurmaya nasıl yardımcı olduğunu paylaşıyor ve gezegeni iyileştirmek için hepimizin yapması gereken kritik rolü tartışıyor. “Ortak bir kaderimiz var”. "Gelişebilir ya da acı çekebiliriz ama birlikte yapacağız." diyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:22

Turkish subtitles

Revisions