-
Bu video ile yapmak istediğim, sizi cebirin kökenleri hakkında düşündürmek
-
Cebirin kökenleri.
-
Bu kelime, cebirin günümüzde ifade ettikleriyle örtüşüyor
-
Cebir kelimesi, aslında yukarıda sadece bir sayfası bulanan bir kitaptan geliyor
-
Ve, sekizinci veya dokuzuncu yüzyılda Bağdat'ta yaşamış İranlı bir matematikçi tarafından yazılmış
-
Sanırım milattan sonra 820 yılında yazmış
-
Millattan sonra.
-
Ve cebir, onun koyduğu Arapça bir isim
-
Kitaba verdiği asıl isim ise "Cebir onarım ve tamamlama demektir"
-
onarım... onarım ve tamamlama... tamamlama
-
Ve bunu kitabında çok özgün bir biçimde göstermiş.
-
Yaptığı, eşitliğin bir tarafından alıp diğer tarafına eklemek
-
Aslında buradaki sayfada görebiliriz ama Arapça bilmiyorum.
-
Arapça'yla ortak kelimeleri olan bazı diller hakkında biraz fikrim var
-
Bu Al Kitab.
-
İyi bir Hint filmini anlayabilecek kadar Hintçe ve Urduca biliyorum.
-
Al Kitab, kitap demek.
-
Yani başlığın bu bölümü kitap demek.
-
Al-muhktasar da az ve öz demek, ve sanırım en uygun bu şekilde çevirebileceğim
-
fi hisab, 'hisab' Urducada hesaplama demek.
-
al-gabr, işte asıl kısım burası.
-
Ünlü cebirin ortaya çıktığı yer.
-
Burası tamamlama demek.
-
Evet, buraya tamamlama diyebiliriz.
-
Ve, wa'l muqabala.
-
Anlamı denkleştirme.
-
Tamamlama ve denkleştirme.
-
Eğer bunu Türkçe'ye çevirmek istersek,
-
ve evet, Arapça çevirisi ile ilgili bir video olmadığını biliyorum.
-
"Tamamlama ve denkleştirme ile hesaplamanın özeti" diyebiliriz
-
En kabaca çevrilmiş hali bu olur sanırım.
-
'Cebir' kelimesi bu önemli kitapla ortaya çıkmıştır
-
.ve bu çok çok önemli bir kitaptır.
-
Ve önemi sadece cebir kelimesinin ilk kullanıldığı yer olması değil,
-
denklemi eşitlemede modern düşüncenin yerleşmesine de yardımcı olmasıdır
-
Sorun, tek seferlik olayları çözmek değil, soyut problemlere cevap bulabilmekti
-
Fakat Al-Khwarizmi bunun hakkında düşünen ilk insan değildi
-
Bağdat'ta yaşıyordu ve o bölge, cebir tarihinde önemli bir yere sahiptir
-
Sekizinci veya dokuncu yüzyılda orada yaşıyordu.
-
Şimdi buraya bir zaman çizelgesi çiziyorum ki her şey kafanızda netleşsin
-
Bu... bir zaman çizelgesi.
-
Dindar biri olsanız da olmasanız da, çoğu modern takvim İsa'nın doğumunu başlangıç noktası kabul eder
-
Buraya bir çizgi çekiyorum,
-
hatta dindar olmadığımızı belli etmek için bir çarpı çizdim
-
Milattan sonra ve milattan önce diyoruz.
-
Dindar olmak istediğimizde ise tanrımızın yılı anlamına gelen A.D. diyoruz
-
Açılımı Anno Domini olmalı yani Tanrımızın yılı
-
Ve dindar bağlamda, milattan önce demek yerine İsa'dan önce denilir
-
İki şekilde de, burası milattan sonra 1000 yılı, burası da 2000 yılı
-
Ve biz de tam buradayız.
-
Bu videoyu hazırlarken ben buralarda bir yerdeyim.
-
Ve burası da milattan önce 1000 yılı,
-
ve burası da milattan önce 2000 yılı.
-
ilk bulgular, konuya direkt olarak giriyorum, ve bunlar gerçekten bulabildiklerimiz
-
Eminim biraz daha kapsamlı araştırırsak cebirle uğraşan farklı ülkeler ve insanlar hakkında
-
daha fazla bilgiye ulaşabiliriz.
-
Fakat elimizde olan ilk bulgulara göre, cebirle ilgili ilk keşifler antik Babil'de yapılmıştır
-
Milattan 2000 yıl kadar önce, buralarda, taş tabletlere yazı yazıldığı dönemde, insanlar cebirin temelleriyle ilgili bazı keşifler yapmıştır
-
Aynı sembolleri ve rakamları kullanmıyorlardı
-
Fakat uğraştıkları şey, cebirdi.
-
Ve dünyanın bu kısmında bulunuyorlardı.
-
Babil işte tam buradaydı.
-
Ve Somaria geleneğini sürdürüyordu.
-
Bütün o bölgeye mezopotamya deniliyordu.
-
Yunancada iki nehir arası demektir.
-
Burası, bildiğimiz kadarıyla, insanların ilk günümüzde cebir olarak adlandırdığımız şeyle uğraşmaya başladıkları yerdi
-
Ve hızlıca günümüze dönmek gerekirse, eminim ki tarihçiler cebirin farklı kullanım alanlarını bilmiyorlardır
-
Cebire en büyük katkılardan birisi önce Babil'de, milattan önce 2000 yılında
-
ve sonra milattan sonra 200-300 yılları civarında yapılmıştır.
-
işte tam burada.
-
Alexanderia'da yaşamış Yunanlı bir adam,
-
işte burası Yunanistan ve burada, Alexanderia'da yaşamış.
-
O zamanlar burası Roma İmparatorluğunun bir parçasıydı.
-
Alexanderia, tam orada.
-
Bu adamın adı Diophantus veya Diaphantus
-
veya telaffuz edemediğim bir şey.
-
Dio... Diophantus.
-
Bazı kaynaklarda cebirin babası olarak anılır.
-
Ve aslının Diophantus mu yoksa Al-Khwarizmi mi olduğu tartışılır.
-
Al-Khwarizmi daha çok denklemi eşitleme ve sadeleştirme üzerine çalışırken
-
Diophantus belirli problemler üzerine yoğunlaştı.
-
ikisi de kendi metodları üzerinde uğraşmış olsa da, Babillilerin nefretini kazandı
-
Aslında yaptıkları Babillilerin yaptıklarını kopyalamak değildi.
-
Cebir denildiğinde akla gelcek kavramlara kendilerine özgü yollarla katkı sağladılar
-
Fakat çoğu tarihçi, özellikle Batılılar, Diophantus'u cebirin babası olarak tanımlar
-
Ve bazen, Al-Khwarizmi sadece insanların cebirin kurucusu olup olmaması konusunda tartıştığı bir isimdir
-
Cebire olan katkıları ise kayda değer.
-
eğer milattan sonra 600 yılına gidecel olursak
-
bir diğer ünlü matematikçi Brahma Gupta'yla karşılaşırız
-
Hindistan'dan Brahma Gupta.
-
Hindistan'ın neresinde yaşamış olduğu hakkında bir fikrim yok
-
Aşağı yukarı bu bölgede yaşamıştı.
-
O da cebire önemli katkı sağladı.
-
Elbette Al-Khwarizmi var,
-
tam buralarda ortaya çıkıyor.
-
Ve onu Arapça'da onarım anlamına gelen 'cebir' kelimesinin yaratıcısı olarak kabul ediyoruz
-
Bazı insanlar onu, eğer cebirin kurucusu değilse bile -ki bazıları öyle olduğuna inanıyor-, en azından kurucularından biri olduğunu kabul ediyor
-
Çünkü cebirde, belirli problemleri çözmek için soyut düşünmek gerektiğini keşfetti
-
Ve bu sayede günümüzde birçok modern matematikçi, problemlerin çözümleri için farklı yollara başvurmaktadır