(h) TROM - 2.3 Eğitim Sistemi
-
0:00 - 0:02[ Belgeler / Eğitim Sistemi / İş ]
-
0:02 - 0:06Sana, bilgin haricinde bir kimlik verildikten sonra
-
0:06 - 0:09Eğitim Sistemi
-
0:09 - 0:11denilen bir kuruma gönderileceksin.
-
0:11 - 0:14Bu, ülkeden ülkeye biraz değişebilir.
-
0:14 - 0:18Değişiklikler ülkenin kültüründen, daha da önemlisi, bütçesinden kaynaklanır.
-
0:18 - 0:23Dolayısıyla ben, doğduğum ülkedeki eğitim sisteminden bahsedeceğim.
-
0:24 - 0:30Benzerlikleri düşününce farklılıklar o kadar önemli gözükmüyor.
-
0:36 - 0:41Anaokulu 3-4 yıl sürüyor, ama her yer farklı olabilir.
-
0:41 - 0:48Anaokulunda, hikayeler, masallar ve hayal gücüyle ilgili bir çok şey öğrendim.
-
0:48 - 0:54Neden? Bilmiyorum, bana bunu kimse anlatmadı. Hala, anaokulunun niye böyle olduğunu bilmiyorum.
-
0:57 - 1:04Anlaman gereken bir şey, bugün çocuklarımızı suni değerlerle yetiştirdiğimiz.
-
1:04 - 1:08önce, inek möö, kuzu da mee diyor.
-
1:09 - 1:12Çocukları böyle boş şeylerle eğitiyoruz.
-
1:12 - 1:16Halbuki jeoloji, mühendislik veya matematik öğrenebilirler.
-
1:16 - 1:20Çocuklar, yetişkinlerin öğrendikleri şeyleri öğrenme yetisine sahiptir.
-
1:20 - 1:23Ama çocukların kafasını aynı miktarda çöple dolduruyorsunuz.
-
1:24 - 1:28Ve kafalarına gerçek olmayan bilgileri pompalamaya devam ediyorsunuz.
-
1:29 - 1:32Sonra da gelecekte düşünebilmelerini bekliyorsunuz.
-
1:32 - 1:38Çocuklar, çok küçük yaşlardan itibaren öğrenebilirler, okuyabilirler, karmaşık şeyleri anlayabilirler.
-
1:38 - 1:43Kıtasal kaymayı, yanardağları, doğayı anlayabilirler.
-
1:44 - 1:46Sembiyotik süreci anlayabilirler,
-
1:46 - 1:51ancak siz onlara Mickey Mouse klübünü veriyorsunuz. Olur mu bu?
-
1:51 - 1:56Çocukların maruz kaldığı tüm saçmasapan şeyleri düşünün.
-
1:56 - 1:58Kısacası, onlara en baştan zarar veriyoruz.
-
1:58 - 2:02Çünkü, çocukların böyle olduğunu düşünüyorlar.
-
2:03 - 2:04Hiç öyle değiller.
-
2:04 - 2:07Aynı şeyi kendi çocuğum hakkında da söyleyebilirim.
-
2:08 - 2:11Dört yaşındayken bana dedi ki:
-
2:11 - 2:14Baba, oyuncak arabamın tekeri çıktı. Tamir edebilir misin?
-
2:14 - 2:20Ben de dedim ki: Evet, çıkmış. Ben sana tekeri çıkmayan oyuncaklar alacağım.
-
2:20 - 2:21Sonra da arabayı çöpe attım.
-
2:22 - 2:25Baktım, ağzı açık kaldı.
-
2:25 - 2:28Dedi ki: Arabayı atıyorsun.
-
2:28 - 2:30Ben de, "Evet, atıyorum," dedim.
-
2:30 - 2:34O da, "belki ben tamir edebilirim," dedi. Arabayı çöpten çıkarıp ona verdim.
-
2:34 - 2:40Tekeri takmaya çalıştı. İki-üç dakika içinde arabayı tamir etti.
-
2:40 - 2:44Arabayı alıp, baktım. "Müthiş olmuş, nasıl yaptın?" dedim.
-
2:44 - 2:46O da, "O KADAR küçük değilim," dedi.
-
2:46 - 2:48Kısacası, babanın her sorunu çözmesine,
-
2:48 - 2:54her şeyi annenin babanın düzeltmesine izin vermek yerine çocuklara sorumluluk verirseniz,
-
2:54 - 2:57düşünemeyen bir mahluktan fazlası ortaya çıkar.
-
3:07 - 3:09Okul
-
3:10 - 3:14Okula giderken herkesle aynı giysileri giyerdim.
-
3:14 - 3:17Bunlar, eğitim sisteminin dayattığı giysilerdi.
-
3:17 - 3:20Bir açıklaması da yoktu.
-
3:20 - 3:23Okulun programı bellidir.
-
3:23 - 3:29Buna saygı duymanız beklenir. Uymazsanır, büyük ihtimal okuldan atılırsınız
-
3:29 - 3:31muhtemelen iş bulamazsınız,
-
3:31 - 3:37para kazanamadığınız için aç kalırsınız.
-
3:38 - 3:42Program demişken, okul sabah erken saatte başlar.
-
3:42 - 3:45Bundan ötürü her sabah 7'de kalkmak zorundaydım.
-
3:45 - 3:50Bu da, uyku saatimin biyolojik sistem tarafından değil
-
3:50 - 3:52eğitim sistemi tarafından belirlenmesi anlamına geliyordu.
-
3:53 - 3:57Bundan beynim ve diğer organlarım yoruluyordu.
-
3:58 - 4:01Okula geldiğimde ise hep gözlerimden uyku akıyor olurdu.
-
4:01 - 4:07Ve okul, aldığın bilgiyi aklında tutmanı bekleyen bir kurum.
-
4:12 - 4:15Ders saatleri belliydi, teneffüsler de.
-
4:15 - 4:21Program, hafta 5 gün, günde 6-7 saatti.
-
4:22 - 4:26Eğitim programı 12 yıl kadar sürüyordu,
-
4:27 - 4:31her yıl da 2-3 ay tatil vardı.
-
4:32 - 4:36Eğitim sistemi insanın değerinin ilk ölçüsüydü,
-
4:36 - 4:40ve insanları bilinmeyen kurallara göre
-
4:40 - 4:44aptal veya akıllı olarak etiketliyor, kıskançlık yaratıyordu.
-
4:44 - 4:47Eğer arkadaşından daha iyi bir beynin varsa,
-
4:47 - 4:52mesela dokular daha iyi kalitede, nöron süreçlerin de daha iyi oluşmuşsa
-
4:53 - 4:56Nazi Almanya'sında yaşasan, daha hızlı Nazi olurdun.
-
4:58 - 4:59Beyin daha iyi olsa bile
-
4:59 - 5:05beynin neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu anlayacak bir mekanizması yok.
-
5:05 - 5:07Zeka da böyle.
-
5:08 - 5:1075 yıl önce elektrik mühendisi olan biri,
-
5:10 - 5:14iyi bir mühendis,
-
5:14 - 5:16bugün iş bulamazdı.
-
5:16 - 5:20Dolayısıyla, zekadan bahsettiğimizde esasen neden bahsediyoruz?
-
5:20 - 5:24Zeka, devam eden bir süreçtir. Zeki insan diye bir şey yoktur.
-
5:24 - 5:31A ve B alanlarında bilgili, ancak C alanında bilgisi olmayan insanlar vardır.
-
5:36 - 5:41Ayrıca okul, rekabeti destekliyordu. Bu da içgüdüsel olarak ihtilafa yol açıyordu.
-
5:41 - 5:47Unutmayın ki rekabette kazananlar ve kaybedenler olur.
-
5:47 - 5:51Benim ve milyonlarca başka çocuğun gittiği okul,
-
5:51 - 5:57yanlış bir değer ölçüsü yaratıp rekabeti körüklüyordu.
-
5:57 - 6:02Ayrıca okul çok önemli bir şeyi yok etti: Merak.
-
6:02 - 6:07Kimse orada niçin belli bir şekilde davranman gerektiğini anlatmadı.
-
6:07 - 6:11Sana sormadan her şeyi nasıl yapacağını söylediler.
-
6:19 - 6:20Çocuklar konusunda endişeli olduğunu söyledin.
-
6:21 - 6:24Beni endişelendirenler çocuklar değil, yetişkinler. Tamam mı?
-
6:24 - 6:25Oy verenler,
-
6:25 - 6:29dünyanın 2012'de sona ereceğini söyleyenler.
-
6:29 - 6:31Bunları çocuklar değil, yetişkinler söylüyor.
-
6:31 - 6:33Beni, bana yıldız falımı oku, yarın nereden para bulacağımı söyle
-
6:36 - 6:39diyen yetişkinler endişelendiriyor. Bunları çocuklar değil, yetişkinler söylüyor.
-
6:42 - 6:45Çocuklar fallarını okumazlar.
-
6:45 - 6:52Çocuklar, 13'e kadar sayıp, mutlu olurlar.
-
6:52 - 6:55Çocuklar, merdivenlerin altından yürümekten
-
6:55 - 6:58siyah kedilerden korkmazlar. Kedi gördüklerinde pisicik diyerek kediyi okşamak isterler.
-
6:58 - 7:04Gidip ters yöne koşmazlar. Buradaki sorun çocuklar değil.
-
7:05 - 7:07Başlatma şimdi...
-
7:07 - 7:11Çocuklar doğuştan meraklıdırlar.
-
7:12 - 7:15Devamlı keşfederler.
-
7:16 - 7:20Hayatlarının ilk yılında onlara nasıl yürüyüp, nasıl konuşacaklarını öğretiyoruz.
-
7:20 - 7:25Hayatlarının geri kalanında da onlara oturup susmalarını söylüyoruz.
-
7:30 - 7:36Okulda ne öğrendiğimi özetleyeyim:
-
7:36 - 7:42Bir dil öğrendiğimi hatırlıyorum. Bu, şu anda duyduğunuz dil.
-
7:42 - 7:45Buna biraz daha odaklanalım.
-
7:47 - 7:49Beni anlayıp anlamadığını bilmiyorum.
-
7:49 - 7:54Pek çok kişi, dili birilerinin okumak, yazmak ve iletişim kurmak
-
7:54 - 7:58için icat ettiğini düşünür. Bu, doğru değil.
-
7:58 - 8:02Esasen olan şu: Biri dirseğini vurup, avvv,
-
8:02 - 8:06kulağını vurup, ovvv, yemek yiyip, hmmm dedi.
-
8:11 - 8:15Dil, bu seslerin uzun sürelerden sonra geldiği hal. Kimse oturup bir dil icat etmedi.
-
8:19 - 8:22Bu haliyle dil, pek çok yüzyıldır var olan bir şey.
-
8:26 - 8:28İnsanlığın gelişimine destek olmuş olsa bile, artık eskidi.
-
8:28 - 8:32Çoğu zaman fazla yavaş, ve karşlıya bir mesaj göndermek çok uzun sürüyor.
-
8:32 - 8:38Daha da önemlisi yoruma açık. Bu sebepten ötürü de tamamen işlevsiz.
-
8:39 - 8:45Matematiğin, kimyanın, fiziğin yoruma açık olmadığını biliyoruz.
-
8:48 - 8:54Bunlar sabit diller. Şu anda dinlediğiniz dil, yoruma açık.
-
8:55 - 8:59Şu anda, senin ve patronunun aynı oluğunu söyleyebilirim.
-
8:59 - 9:03Ama... ne demek istedim?
-
9:03 - 9:08Aynısınız, ama nasıl? Aynı mı görünüyorsunuz? Aynı mı davranıyorsunuz? Nedir?
-
9:10 - 9:14Nasıl anladığınıza bakar. Çünkü bu, yoruma açık bir iddia.
-
9:14 - 9:21Ancak, bilimsel olarak sizin aynı elementlerden oluştuğunu söylesem,
-
9:21 - 9:27kimse mesajımın ne anlama geldiği konusunda şüpheye düşmez.
-
9:29 - 9:32Şimdi, türlü türlü binalar inşa eden insanları düşün.
-
9:33 - 9:39Bu binaları inşa ederken sabit bir dil kullanıyorlar. Böylece herkes onları anlıyor.
-
9:39 - 9:44Bina da çevreye uyum gösteriyor. Burada fikir yürütmeye yer yok.
-
9:52 - 9:59Dolayısıyla, okula gittiğin 12 yıl boyunca, benim için 15, zaten karmaşık olan dünyayı daha da karıştıran, şişirilmiş bir dil öğrendin.
-
10:00 - 10:06Daha da önemlisi ben, yüzlerce dilden sadece birini öğrendim. Ülkeyi terk ettiğimde bu dilin bana bir faydası yok.
-
10:09 - 10:167 milyarlık gezegende, bir kaç milyon insanla iletişim kurmaya yarayan yorumlamaya açık bir dil öğrendim.
-
10:17 - 10:23Peki, farazi sınırları olmayan İnternet çağında
-
10:28 - 10:31neden evrensel bir dil öğrenmedim? Daha kısa ve yoruma daha az açık bir dil.
-
10:31 - 10:36Ya da neden bu yorumlanabilir dil yerine başka bir sabit dil öğrenmedim?
-
10:37 - 10:44Kendime ait teorilerim var, fakat bunların önemi yok. Önemli olan, senin kendine sorman.
-
10:50 - 10:52Bu dilin yanında bir de matematik öğrendim. Okulu bitirdikten sonra bile
-
10:52 - 10:58matematiğin belli kurallara uyan harf ve sayılardan ibaret olduğunu
-
10:58 - 11:02ve her şeyin beynin gelişmesi için bir oyun olduğunu düşündüm.
-
11:02 - 11:08Meslektaşlarım da aynı şeyi düşünüyordu. Kimisi belki bu konuyu hiç düşünmüyordu.
-
11:09 - 11:14Bu teoriyi yaratmamın sebebi, başkalarının bana "hesap yapmayı bilmen gerekiyor" demekten başka
-
11:19 - 11:22hiç bir açıklama verememesiydi. Para mı hesaplayacaktım? Neyi hesaplayacaktım?
-
11:22 - 11:28Yaşlı meslektaşlarım matematiğin gerçek anlamını biliyor mu, bilmiyorum.
-
11:31 - 11:34Aynı şey fizik ve matematik için de geçerli.
-
11:39 - 11:42Kara tahta, beyaz tebeşir, sabit fikirli bir profesör ve eşit derecede sabit ve zorunlu bir okul programı
-
11:44 - 11:48beni gerçeklerden uzaklaştırdı. Ve bu sabit dillerin çoğu anlamsız bir ilişkiler bütünü haline geldii
-
11:48 - 11:55Bu sebepten ötürü öğrencilerin çoğu bu derslerden nefret eder. Kimse onlara bu derslerin değerini anlatmamıştır.
-
11:57 - 12:02Bu sabit dillerin hiç birinin bana günlük hayatta veya parasal sistemde yardımcı olmadığını unutma.
-
12:07 - 12:11Çünkü burada kullanılan temel dil şu anda duyduğun dil. Eski ve yoruma açık bir dil.
-
12:16 - 12:20Coğrafya ve tarih de öğrendim.
-
12:25 - 12:30Tarih beni hiç ilgilendirmiyordu, çünkü bahsedilen olayların gerçekten olup olmadığını bilmiyordum. Belki sadece benim için yazılmıştı. Her neyse, içinde bulunduğumuz an zaten daha önemli.
-
12:30 - 12:37Ayrıca, başroldeki kahramanların silahlı suçlular olduğu hikayelere katılmıyordum.
-
12:40 - 12:45Coğrafyada da, ülkeleri temsil ettikleri söylenen isimler öğrendim.
-
12:51 - 12:54Bu da, gezegenin bir kısmının aynı maymunların yaptığı gibi kimi insanlar tarafından 'fethedildiği' ve isimlendirildiği anlamına geliyor.
-
12:54 - 12:59Ülke kavramı bu, ülkeler böyle geliştiler.
-
13:07 - 13:12Bugün bile sınırlar, farklı bölgeleri bir birinden ayırarak insan ırkını bölüyorlar, ırkçılığa yol açıyor ve ayrım yaparak gelişimi içgüdüsel olarak yavaşlatıyorlar.
-
13:16 - 13:21Ülkelerin ve şehirlerin hiç önemi yok, çünkü dünyanın kendisi insanlığın ortak mirası.
-
13:21 - 13:26Dünyanın bir kısmını tanımlayıp isim vererek orayı ancak hayalinde sahiplenebilirsin.
-
13:33 - 13:35Bunun değeri olması için ise başkaları tarafından tanınması ve doğru olarak kabul edilmesi gerekiyor...bu da hayal ürünü.
-
13:36 - 13:42Coğrafyadan öğrendiklerim bunlar: isimler ve hayali sınırlar.
-
13:49 - 13:55Tanrı hakkında bir şeyler öğrendim. Bir de, din denilen, dünyanın 7 gün içinde ilahi bir varlık tarafından yaratıldığını anlatan bir teori öğrendim.
-
13:59 - 14:02Kısacası, bu teori herkes tarafından destekleniyor ve kabul görüyordu, çünkü okulda teorinin doğru olduğu öğretiliyordu.
-
14:06 - 14:10Fizik, kimya, biyoloji gibi okulda öğrettikleri diğer konular ve hatta aklın ta kendisiyle çelişkili olan bu teori
-
14:10 - 14:15bence sadece kafa karıştırıyordu.
-
14:23 - 14:27Gittiğim okul, spor, müzik veya çizime odaklanmadığı için bu alanlarda bir şey hatırlamıyorum.
-
14:35 - 14:38O 12 yılın sonuna yaklaştıkça, öğrendiklerim git gide daha az akla yatkın geliyordu.
-
14:42 - 14:46Okulda öğrendiklerimiz gerçekliğe teğet bile geçmiyordu. Üniversite de bunun devamıydı.
-
14:53 - 14:56Parasal sistemde üniversite, insan eğitiminin son adımı. Üniversite sizi işe hazırlar.
-
14:57 - 15:03Bu da, eğitim sisteminin bir işçi eğitme sistemi haline getiriyor.
-
15:11 - 15:1312 yıl boyunca bana yardım etmek yerine kafamı daha da karıştıran bir dil öğrendim.
-
15:14 - 15:1912 yıl boyunca varoluşumla ilgili duyduğum farklı teorilerle kafam daha da karıştı.
-
15:23 - 15:2812 yıl boyunca belli saatlerde, belli giysiler giyerek belli bir kurumda hazır bulunmaya zorlandım.
-
15:32 - 15:3512 yıl boyunca beni matematikten, fizikten, biyolojiden veya kimyadan uzaklaştıran bir kurumda bulundum.
-
15:43 - 15:4812 yıl boyunca bana öğrendiğim şeyler, neden öğrendiğim ve niye eğitim sistemlerinin kurallarına saygı göstermem gerektiği açıklanmadı.
-
15:53 - 15:57Bu 12 yılı ben kayıp ve yanlış olarak görüyorum. 12 yıl boyunca o kadar çok şey öğrenebilirdim ki.
-
16:04 - 16:07Ondan sonra 3 yıl da üniversiteye gittim. Üniversite beni sadece bir meslek için hazırladı. Eğitim bunun neresinde?
-
16:13 - 16:15Belki, suçlu olan doğduğum ülke. Bu durumda da okulda geçirdiğin yılları ve
-
16:19 - 16:24öğrendiklerini düşünüp, gerçeklikle karşılaştırıp, kendi sonuçlarını çıkarabilirsin.
-
16:28 - 16:31Sonuçlarına vardıktan sonra böyle bir programın bir parçası olmayı kabul etmediğini düşün.
-
16:35 - 16:3912 ila 15 yıl boyunca, sonunda bir diploma almadan veya minnet görmeden, sadece öğrenmek ister misin?
-
16:46 - 16:50Okuldaki öğretmentlerin "Eğitimi insanların ihtiyaçlarını karşılık verecek şekilde düzenleyelim" dediklerini duymadım.
-
16:54 - 16:58Üniversitelerden veya herhangi bir büyük kurumdan açıklayıcı bir sistem çıktığını görmedim.
-
17:00 - 17:03Örneğin demokrasi kavramını alalım. Herkes katılım ve katkıda bulunuyor.
-
17:05 - 17:09Ancak bence insanlar, ancak kültürden öğrendiklerini katabiliyorlar.
-
17:09 - 17:15Ve herhangi bir organizasyonun üyesinden bir farkları yok.
-
17:15 - 17:21Bugün, üniversitelerin bilim laboratuvarlarında, mimari laboratuvarlarında, her türlü laboratuvarda
-
17:25 - 17:28en karmaşık ekipman bulunurken savaşlar daha da kötüleşiyor.
-
17:28 - 17:31Patlayıcılar daha kötüleşiyor.
-
17:34 - 17:39[ Alternatif Çözümler ]
-
17:50 - 17:53Şimdi, çocukların nasıl öğrendiğine bakalım ve
-
17:56 - 17:59okulların, nasıl insanlığın gelişimini sağlayacak ve özgürlüğünü artıracak bir sistemde neye benzeyeceğini düşünelim.
-
18:03 - 18:04Çocuklar bana doğru gelip, ne yapmamızı istiyorsun diye sordu.
-
18:04 - 18:07Ben de onlara 6 GCSE sorusu verdim.
-
18:07 - 18:11İlk grup, en iyi olanlar, tüm soruları 20 dakikada çözdü.
-
18:11 - 18:14En kötüler ise 45 dakikada.
-
18:14 - 18:16Bildikleri her şeyi kullandılar:
-
18:16 - 18:20Haber grupları, Google, Wikipedia, Ask Jeeves...
-
18:20 - 18:23Ancak öğretmen sordu: Derinlemesine öğrenme bu mu?
-
18:23 - 18:25Ben de dedim: Haydi görelim.
-
18:26 - 18:31İki ay sonra geleceğim ve onlara yazılı bir sınav vereceğim. Bilgisayar yok, kendi aralarında konuşmak yok.
-
18:31 - 18:36Bilgisayarla yaptığımda grupların aldığı ortalama sonuç %76'ydı.
-
18:36 - 18:40Deneyi yaptığımda ve iki ay sonra sınavı verdiğimde aldıkları ortalama
-
18:41 - 18:43%76'ydı.
-
18:43 - 18:47Çocukların hafızası fotoğrafikti.
-
18:47 - 18:49Eğer aradığını Google'da bulabiliyorsan,
-
18:49 - 18:52bu bilgili kafanda tutmanın ne anlamı olabilir?
-
18:53 - 18:56Yeni Delhi'deki fakir bir mahallenin bir duvarına
-
18:56 - 19:00bir bilgisayar yerleştirdim.
-
19:01 - 19:02Çocuklar pek okula gitmemişti.
-
19:02 - 19:06İngilizce bilmiyorlardı.
-
19:06 - 19:08Ve de Internet'in ne olduğunu bilmiyorlardı.
-
19:08 - 19:11Bunu Hindistan'ın her köşesinde yaptım
-
19:11 - 19:14, sonra dünyanın büyük kısmına yaydım.
-
19:14 - 19:19Çocukların, ne yapmayı öğrenmek istiyorlarsa
-
19:19 - 19:22onu öğrendiklerini farkettim.
-
19:22 - 19:25Sonunda da, her nereden olurlarsa olsunlar
-
19:25 - 19:26çocukların
-
19:26 - 19:29bilgisayarı ve Internet'i kullanmayı
-
19:29 - 19:33kendi başlarına öğrenebilecekleri sonucuna vardım.
-
19:33 - 19:36Bir keresinde Colombo'dan,
-
19:36 - 19:38rahmetli Arthur C. Clarke'tan bir telefon aldım.
-
19:38 - 19:40Diyordu ki "Ne olduğunu görmek istiyorum."
-
19:40 - 19:42Seyahat edemiyodu, ondan ben onun yanına gittim.
-
19:42 - 19:44İki enteresan şey söyledi.
-
19:44 - 19:49"Eğer bir öğretmenin yerine bir makine iş görüyorsa, o zaman makine kullanılmalı."
-
19:50 - 19:53İkincisi de:
-
19:53 - 19:58"Çocukların ilgisi varsa o zaman eğitim gerçekleşir."
-
19:59 - 20:03Ben de sahada bunu yapıyordum. Her gün bunu izleyip onu düşünüyordum.
-
20:03 - 20:08Bu mümkün, ve kesinlikle insanlara faydası olacak.
-
20:08 - 20:13Çünkü çocuklar Internet'te gezinmeyi ve ilgilendikleri şeyi bulmayı çok hızlı öğreniyorlar.
-
20:13 - 20:17İlgi varsa eğitim de oluyor.
-
20:17 - 20:21Sanırım, gördüğümüz şey kendi kendini organize eden bir sistem.
-
20:24 - 20:27Kendi kendini organize eden sistem, dışarıdan belirgin bir müdahale olmadan ortaya çıkan yapı demek.
-
20:27 - 20:31Kendi kendini organize eden sistemlerde hep bir doğuş vardır.
-
20:31 - 20:35Sistem, inşa edilirken öngörülemeyen şeyler yapmaya başlar.
-
20:35 - 20:39Bu sebepten ötürü verdiğiniz tepkiyi veriyorsunuz. İmkansız gibi görünüyor.
-
20:39 - 20:42Ama şimdi, bir tahminde bulunabilirim.
-
20:45 - 20:49Eğitim, öğrenmenin devamlı doğmakta bir olgu olduğu, kendi kendini organize eden bir sistemdir.
-
20:50 - 20:52Artık çocukların merak yoluyla daha iyi öğrendiğini
-
20:55 - 20:59ve kendi kendilerini daha iyi organize ettiğini biliyoruz. Bu sebepten ötürü onlara tek vermeniz gereken bilgi ve bilgiye ulaşmanın bir yoluç
-
20:59 - 21:01Basit.
-
21:01 - 21:05Merhaba. Benim adım Sal Khan. Khan Akademisi'ni kurucusuyum ve akademide öğretim üyesiyim.
-
21:05 - 21:08Biz, dünyayı eğitmeye çalışıyoruz.
-
21:13 - 21:16"Basit toplama" isimli sunuma hoşgeldiniz.
-
21:16 - 21:211789 yılının Ağustos ayında, Bağımsızlık Bildirisi'nin kendilerine özgü bir halini yazmış bulunuyorlardı..
-
21:21 - 21:25İşte bu sürece fotosentez diyoruz...
-
21:27 - 21:35Kuzenlerime ders veriyordum. Büyümenin bir yolunu bulmak zorundaydım.
-
21:35 - 21:39Youtube videoları kaydetmeye ve küçük yazılım modülleri hazırlamaya başladım.
-
21:39 - 21:43Ancak bunları herkesin ulaşabileceği şekilde hazırladım ve çok ilgi görmeye başladım.
-
21:43 - 21:45Sal Khan'ın yaptıkları gerçekten hayret verici.
-
21:45 - 21:51Bütün bu malzemeyi alıp 12 dakikalık derslere bölmüş.
-
21:51 - 21:55Bunları, bazı şeyleri hatırlamak için şahsen kullandım. Çocuklarımın bazıları da bunlardan hoşlanıyor.
-
21:55 - 22:00Dolayısıyla, Khan konuşma yapmaya geldiğinde çok sevindim. Bundan sonraki adım neydi?
-
22:04 - 22:09Vakfım bu rüyayı gerçekleştirmeye nasıl katkıda bulunabilir? İnternet'te olup biten müthiş şeylerle bunları nasıl bir araya getirebilirim?
-
22:12 - 22:15Bunun, dünyada herkesin, bir şeyler öğrenmek isteyen herkesin ulaşabileceği,
-
22:19 - 22:23temelden başlayabileceği ve istediği kadar ilerleyebileceği, pratik yapabileceği, değerlendirme alabileceği sanal bir okul olmasını istiyorum.
-
22:25 - 22:26Sonra da bunun sınıfta olan bitenler için kullanılabilecek bir işletim sistemi olmasını.
-
22:29 - 22:32Her öğrenci kendi hızında öğrenebilir. Öğretmen de daha çok bir danışman
-
22:32 - 22:34veya bir koç görevi görür.
-
22:35 - 22:39Ben Sal Khan'ı teknolojiyi kullanarak daha çok insanın öğrenebileceği ve ne bildiklerini görebileceği
-
22:43 - 22:45genel bir hareketin öncüsü olarak görüyorum.
-
22:45 - 22:47Bu, bir devrimin başlangıcı.
-
22:49 - 22:54Bu tür bir sistem, meraklı, zeki ve yaratıcı bireyler üretecek.
-
22:54 - 22:57İşçiden farklı bir şey bu.
-
22:57 - 23:01Böyle bir sistemin sana parasal sistemde bir faydası olmaz.
-
23:01 - 23:05Ondan sonra, kendine sorman gerek "Neden?" diye.
-
23:14 - 23:17Ben çocuğuma okumayı öğretmedim. Ona geceleri kitap okurdum ve hikayenin en ilginç yerinde kitabı bırakır, ne yapacağını izlerdim.
-
23:17 - 23:23Ona baktım ve dedim ki: "Sen hikayenin geri kalanını okuyamazsın. Ben de çok yoruldum. Kalanı yarın okurum."
-
23:26 - 23:29Okumayı öğrenmek istemesini sağlayacak bir ihtiyacı vardı. Çocuklara okumayı veya matematiği öğretmeyin.
-
23:29 - 23:32Öğrenmek istemeleri için bir sebep verin.
-
23:32 - 23:34Bunun ne demek olduğunu herkes anlıyor mu?
-
23:34 - 23:38Okulda bunun tam tersini yapıyorlar.
-
23:38 - 23:43[Alternatif Çözümler] 1) Bilgi ve bilgiye ulaşmanın bir yolunu sağlayın.
-
24:04 - 24:07Dünyadaki en baskın zeki ırkı olan insan ırkının bir bireyi,
-
24:07 - 24:10çevrenin nasıl işlediğini ve çevresinde nelerin olup bittiğini
-
24:14 - 24:18en doğru ve en iyi kanıtlanmış bilgiyi kullanarak öğrenmeli.
-
24:18 - 24:2470-80 yıl ömrü olan bir insanın hayatının 12 ila 15 yılını, belki de daha fazlasını, kullanıp
-
24:24 - 24:30ona bir işçi olmayı veya kültürüyle sınırlı bir dili
-
24:30 - 24:33öğretmek onunla dalga geçmektir.
-
24:33 - 24:37Bu tür bir eğitim evrime ters düşer.
-
24:37 - 24:44İnsanları bir çizgi üzerinde değil bir elips üzerinde ileriye götürür.
-
Not SyncedBen de
-
Not SyncedEee...
-
Not SyncedSonra...
-
Not SyncedVe hayatlarında hiç bilgisayar görmemişlerdi.
- Title:
- (h) TROM - 2.3 Eğitim Sistemi
- Description:
-
http://tromsite.com - Çok kapsamlı ve çok iyi organize edilmiş bir belgesel. (indir, youtube'dan izle, altyazılar, jenerik, paylaş, katkıda bulun, ve daha pek çok şey)
Belgeselin içeriği :
-------------------------------------------------------------------------
TROM (Benim Gerçekliğim), şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı belgeseldir. Ayrıca, şimdiye kadar her şeyi analiz etmeye çalışan tek belgeseldir: bilimden parasal sisteme kadar herşeyi içeren TROM, herkesin hayatını iyileştirecek somut çözümler de sunuyor.Dünyayı görmenin yeni ve 'gerçekçi' bir yolu.
"Büyük Patlamadan bugüne ve geleceğe."
------------------------------------------------------------------------- - Video Language:
- English
- Duration:
- 25:00
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.3 Educational system | ||
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.3 Educational system | ||
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.3 Educational system | ||
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.3 Educational system | ||
harunkucuk added a translation |