-
(Müzik)
-
Güzelavrat otu sizi öldürür.
-
Boru çiçeği sizi ebedi uykuya daldırır.
-
Kurtboğan öldürür.
-
Defne siyanür üretip öldürür.
-
(Müzik)
-
Burada, Zehir Bahçesi'ndeki her bitki
-
zehirlidir ve doğası gereği
sizi öldürür.
-
Adım Trevor Jones, Alnwick Bahçesinin
Baş Bahçıvanıyım.
-
Bu bitki Dev Tavşancılotu.
-
Boyu yaklaşık iki buçuk metreye ulaşır.
-
Fototoksiktir yani cildinizi yakar.
-
7 yıl boyunca cildinizde kalacak
kabarcıklar bırakır.
-
Burası, Birleşik Krallık
Northumberland'daki
-
eski kalenin kraliyet bahçesi içindedir.
-
Şu anda yaklaşık 95 bitkimiz var.
-
Sürekli yenilerini eklemeye
devam ediyoruz.
-
Bu bitki Kurtboğan ya da
diğer adıyla keşişbaş.
-
Harika mavi çiçeklerdir ancak
tamamen zehirlidir.
-
Ezilip yemeniz için verilen bu meyveler
sizi kesinlikle öldürecektir.
-
Yaprakları, kökü ve sapı da
-
sizi öldürür.
-
Bahçenin varlığını
devam ettirmeliyiz.
-
Yani bitkilere bakmak zorundayız
ve bunu yaparken de
-
bitkiler üzerindeki çalışmamızda
çok dikkatli olmalıyız
-
özellikle
tehlikeli bitkilerle ilgilenirken
-
cildimizi örtecek şekilde
giyinmek zorundayız.
-
Buna Defne diyoruz.
Defne siyanür üretir.
-
ve bu üretimin nelere
yol açacağını tahmin edersiniz.
-
Bu parlak fikir Düşes'e aitti,
-
Northumberland Düşesi'ne.
-
Normal bir bitki bahçesi
yapmaktansa
-
Daha ilgi çekici bir şey
yapmaya karar verdi
-
ve bir zehir bahçesi yaptı.
-
Aslında çok bilinen bitkiler.
-
Çoğu "yazlık bahçe" bitkileri
dediğimiz türden.
-
Birçok insanın bahçesinde de yetişir.
-
Ancak insanlar bu bitkilerin
ne kadar zararlı olduğunu bilmiyorlar.
-
Bu Güzelavrat otu.
-
Bir çocuğu öldürmesi için
dört adet meyvesi yeter.
-
Zehirli bitkiler
insanların ilgisini çekiyor
-
ve serpildiklerinde insanlar
endişelenmeye başlıyorlar
-
Çünkü birçok kişi bu bitkileri
evde yetiştiriyor ve
-
insanların birbiri üzerinde
bıraktığı etki kadar
-
bu bitkilerin de üzerimizde
bırakabildiği güçlü etkiyi fark edemiyorlar.
-
Bunu etkileyici buluyor musunuz?
-
Kesinlikle.
-
Neden?
-
Karınızdan kurtulmak için
güzel bir yöntem çünkü.
-
(Gülüşmeler)
-
Muhabir: Aman Tanrım!
Trevor: Ne bileyim.
-
(Gülüşmeler)