Fikirler,
Fikirlerin genellikle ucuz olduğunu kafanıza sokmalısınız
Beyler bu pek iyi silinmiyor
Şunları kullanacağım
Satarken “silinir” diyorlar, “kalıcıdır, hiçbir yere yazmayınız” deseler ya!
İyi olmalıyım, ama
Büyük fikirlerin büyük kitaplar oluşturduğu fikrini kafanızdan atın
Elbette belli bir kalitedeki fikirler önemlidir.
Lakin iyi bir yazar, en temel fikirlerden bile çok zekice romanlar çıkarabilir
Ve kötü bir yazara en iyi fikirleri dahi verseniz, oluşturacağı şey kötünün ötesine geçemeyecektir.
Hep keşke Jurassic Park fikri bana ait olsaydı derim
Hani dinazorları geri getirir ve onlardan bir hayvanat bahçesi kurarsın
Müthiş bir hikaye ortamı ve bazıları diğerlerinden daha iyi
Ancak öğrenmeniz gereken fikirlerin ucuz olduğudur.
Fikirler konusunda endişe etmemelisiniz
Fikirlerinizin üzerine titreyip, çok yüce şeylermiş gibi yaklaşmamalısınız onlara
“İşte, bir tane roman yazdım ve üzerinde o kadar uzun bir süre çalıştım ki kusursuz bir kitap,
bitirdiğimde her şey harika olacak.” diye düşünmemelisiniz
Tam aksine, “Şu başlayalı on yıl olmuş kitabım var ya, bana kambur olmaya başladı.
Bunu bir kenara koyup, yeni bir şeye başlamalı
birkaç ay yazıp kendi kendime yazmayı öğretmeliyim.” demelisiniz.
Ve işte yazmayı öğrendiğim zaman
yıllardır taslak üstüne taslak yazarak kaç tane yazdığımı unuttuğum,
tam bir arapsaçına dönen on yıllık muazzam fikrim üzerinde
iyi bir muhakemeye
sahip olabilirim
demeniz gerek.
İşte bu derste, şimdiye kadar üzerinde çalıştığınız her ne varsa bir kenara koyacaksınız
bana gelip benden özel izin almadığınız sürece
Aramızda bir kitap sözleşmesine sahip, benden üzerinde çalışmak için özel izin almış birisi var, ki kitap sözleşmesi nedir biliyorsunuzdur.
Ya da sanırım bir aracıya sahipsin, henüz bir sözleşmen yok.
(Öğrenci evet diye yanıtlıyor.)
Ancak genel olarak,
hakkında daha önce kalem oynatttığınız -fikirlere sahip olduğunuz, planlamalar yaptığınız şeyleri kullanabilirsiniz
lakin daha önce kağıda döktüğünüz her ne varsa bir kenara koyacak
ve bu ders için temiz bir sayfa açacaksınız. (Öğrenci söz istiyor.) Evet.
“Peki giriş bölümü falan yazdıysak?”
Onda sıkıntı yok.
Biliyorsun, hukukun ruhuyla git.
Ne yapıyorsun? Onu öne koyuyorsun. Oh tabii, mikrofonu beni karşıma koy.
Bunu dinleyen insanlar için kolay yapalım. Benim için lapel mikrofon edinecektin değil mi?
Sonunda...
evet,evet
Sonra kendimi, havalı asabi ve bunun gibi bir şeyler gibi hissettim. Ve..
Evet, belki şu an dinleyenler vardır, kusura bakmayın millet. Merhaba!
Bu sene yeni bir şey deniyoruz.
Görünen o ki, biz bunu gerçekten açık bırakabiliriz. Eğer istersek.
Yani biz yapacağız. Ve o bunu usta derecesinde yapıyor.
Bekar derecesinde mi? Ya da onurla alakalı mı?
Neyse,
Tamam, tamam. Bu arada,
5 Doktora öğrencisi falan sınıfta galiba.
Doktora öğrencileri kimler? Onları tanımak isterim.
Evet buradasınız.
Belki doktora listesi.. Sizin çok fazla krediniz falan mı var? Ya da bunun gibi bir şey.
Kimse aslında Doktorada değil mi? Bunu sınıfta...
Tamam sensin. Bir tane bulduk.
Aslında ben JD' im, doktora öğrencisi değilim.
Oh, JD. Hey, bir avukat. Daha fazla avukat tanımak her zaman iyidir.
(Gülüşmeler)
Herhangi biriniz...
Bazılarınız Mariott okulundan olmalı, ya da bunun gibi bir şey?
Evet Marriott okulu? Tamam. Çünkü bu insanlar gizlice-Sen de mi Marriott okulundansın?
geldiler ve bu sınıfa çok erkenden kaydoldular. Ve her noktayı alabiliyorlar.
Bu benim düşüncem ama, benim 4 tane doktora öğrencim var,ve onların kesin kredi eşikleri olmalı.
Bazılarınız sonsuza kadar öğrencisiniz, bilirsiniz, kimin 300 kredisi falan olabilir ki?
Ve onlar Doktorada olmalı çünkü aksi taktirde neden daha fazla sınıf istesinler?
Her neyse, fikirler diyorduk.
Fikirler ucuz olmalılar. Onlara kutsal şeylermiş gibi davranmamalısınız
Çok sevdiğim bir hikaye vardır,
Jim Butcher’a sorabilirsiniz. Daha yayınlanmadan önce, forumun birinde bu konuda tartışırken paylaşmıştı.
Bir düşünce tarzını savunan bir adam var ve
bu düşünce tarzına karşı çıkan başka bir adam daha - bunu defterlerinize yazmayın zira yanlış -
“Yazmak gizemlidir.”
Yani diyor ki oturursun ve ilham kapını çalıverir.
Müzik grubu olandan bahsetmese gerek. (Muse: İlham, aynı zamanda rock grubu.) (Gülüşmeler)
Sonra ilham gelir ve kafanızdan bir şeyler Athena gibi çıkıverir.
Ve bir anda boom!
Sonra bir anda kitap peydah olur! (Boom ve Book arasındaki ses benzerliğinden şaka yapıyor)
Sonra bu arada Pulitzer’ı kazanırsın!
Bilmiyorum, büyük ihtimalle verdikleri bu değildir. Pulitzer’dan bahsediyorum. (Gülüşmeler)
Ulusal kitap ödülü! Al bakalım!
Sonra bir basket takımına düşersin.
Ve bu mükemmel..
Her şeyin bundan ibaret olduğu gibi bir his var
Bunları pek onaylamıyorum.
Cidden, hem de hiç
Demiyorum ki bazen kıyak ilhamlar gelmiyor, elbette geliyor hepimiz yaşadık.
Bazen “Bugün parmaklarım durmuyor, neden bilmiyorum.” gibi bir hal alır, yazdıklarınızı okur ve harika olduklarını keşfedersiniz.
Ancak unutulmamalıdır ki işinde ehil olup da konuştuğum her yazar,
böyle güzel anların yanında çok tatsız, sıkıcı vakitler de geçirmişlerdir
Oturdukları yerde… odun kırmak gibi, tabiri caizse.
Yani oturur, odun kırar ve yapman gereken şeyi yaparsın.
Ve işin sonunda, fark ettim ki kitabı okuyan kişi için, o satırların nasıl bir ruh hali içinde yazıldığının bir önemi yok.
(Gülüşmeler)
Aradaki farkı anlayamazlar. İşte bu yüzden,
taslak süresince sıkıntıyla yazılanı iyileştirmeli ve ilhamla gelenin ise gösterişliliğini silip atmalısınız
taslak süresince sıkıntıyla yazılanı iyileştirmeli ve ilhamla gelenin ise gösterişliliğini silip atmalısınız
Ve bu, büyük ihtimal biraz yavan olacaktır ancak bağlantı kuracak esinlere sahip olacağınız vakitleri bulacaksınız.
Ve işte o zaman bu sıkıcı yazı biraz daha okuyucuyu saracak, şu ise biraz daha az sinir bozucu olacak.
Ve sonra oratada buluşacaklar ki bu da sizin yazma seviyenizi oluşturacak.
Her neyse, Jim Butcher bu adamla tartışıyor.
Adam diyor ki, “Hayır, dünya çapında bir yazar olabilmek için, dünya çapında fikirlere ihtiyacın var.”
Jim yanıtlıyor, “Peki, tamam. Bana…
bana verebileceğin en kötü fikri ver, ben de onunla müthiş bir kitap yazacağım.”
Sonra diğer şahıs diyor ki, “Tamam, o halde kitabın ana konusu Pokemon ve Kayıp Roma Alayı.” (Gülüşmeler)
“Bunun hakkında yaz bakalım.”
Sonrasın Jim, Codex Alera adlı kitabını yazıyor ki sonunda çok büyük, çok satan bir epik fantezi serisi haline geliyor.
Bu hikayeyi çevrimiçi olarak bulabilirsiniz, harikadır ve gerçek bir hikayedir
Codex Alera Pokemon ve Kayıp Roma Alayı arasındaki kesişimdir.
Ve Jim, eğer bunu izliyor ve yanılıyorsam, sorduğumda neden söylemedin?
Sanırım ilk sorduğumda sorumu başından savmıştı, hatırlamıyorum.
Her neyse, fikirler ucuzdur. Tamam mı?