DUVAK
- 1925 -
ÇÝN
LONDRA
ÝKÝ YIL ÖNCE
Merhaba.
- Merhaba.
Ţey, acaba...
Ne?
Afedersiniz. Acaba
dans etmek ister miydiniz?
Neden olmasýn?
Kitty, dün gece dans ettiđin
o delikanlý kimdi?
Hangisi?
Sessiz, ciddi görünümlü olan.
Ţu...
Sanýrým onu siz davet
ettiniz anneciđim.
Kimden bahsettiđini bilmiyorum.
Onu ben davet ettim.
Ýsmi Fane ve bir doktor.
Ţangay'da, devlete ait bir
laboratuvar iţletiyor.
Bir devlet memuru mu?
Bir nevi.
Geçen pazar aradý.
Uzunca sohbet etme ţansýmýz oldu.
Ona istediđi zaman tekrar
gelmesini söyledim.
Erkek arkadaţlarýmdan böylesine
hazzetmeniz pek sýk rastlanýr bir durum
deđil.
Peki sen ondan hoţlanýyor musun?
Pek sayýlmaz.
- Nesi var ki?
- Peki o sana âţýk mý?
Bilmiyorum.
Bundan böyle, bir delikanlý sana âţýk
olduđunda bunu bileceđini düţünmesem
iyi olacak.
Önemli olan benim ona âţýk olup
olmadýđým. Ve ona âţýk deđilim.
Aklýný baţýna alsan iyi edersin küçük
haným! Zaman giderek tükenebilir.
Yapmayýn ne olursun anne!
Gerçekten.
Hisleri ne olursa olsun, bir kadýnýn
Tom, Dick veya Harry'den biriyle...
...evlenmek durumunda kalmasý
inan artýk tarih öncesinde kaldý.
Babanýn seni, daha ne kadar
geçindirmesini bekliyorsun?
Merhaba.
Merhaba. Ben...
Ben de tam geliyordum...
Beni babanýz davet etti.
Dýţarý çýkýyorum.
Size eţlik edebilir miyim?
Tam zamanýnda.
Tam olarak ne iţle meţgulsünüz?
Ben bir bakteri bilimciyim.
Muazzam bir ţey olmalý.
Ne olduđu konusunda en ufak
bir fikriniz yok, deđil mi?
Hayýr. Korkarým yok.
Hayýr, kendinizi kötü
hissetmenize gerek yok.
Ben, hastalýk taţýyan mikro
organizmalar üzerinde çalýţýyorum.
Harika.
Hayýr, hiç de deđil aslýnda.
Tam aksine.
Ýçeri girelim mi?
Çiçekleri sever misiniz?
Özel olarak deđil, hayýr.
Yani evet.
Ama evimizde pek bulundurmuyoruz.
Annem, "Neden bedava yetiţtirebileceđin
bir ţeye para veresin ki?" der.
Gerçi biz yetiţtirmiyoruz da.
Eninde sonunda ölecek...
...bir ţey için, bunca emek harcamak
çok aptalca hakikaten.
Size bir ţey söylemek istiyorum.
Bugün size, evlenme teklif etmek
için geldim.
Size hayýr diyememem için
bana bir neden gösterin.
Size âţýk olduđumu inkâr
edebilir misiniz?
Bunu hiç göstermediniz.
Göstermek istedim.
Ama bu çok zor. Ben...
Ama durum bu.
Anlýyorum.
Bunun, durumu tam olarak
açýkladýđýndan emin deđilim.
Hayýr, açýklamýyor. Ne kadar
beceriksizleţtiđimi görüyor musunuz?
Bu tip ţeylerde hiç iyi deđilimdir.
Ama...
...çok yakýnda Çin'e geri dönmek
durumundayým.
Çekingen olmaya zamaným yok.
Hiç bu yönden düţünmemiţtim.
Birbirimizi tanýdýkça bu durumu
iyileţtirebileceđimi düţünüyorum.
Bundan eminim...
Sizi mutlu etmek için elimden gelen
her ţeyi yaparým.
Hem de her ţeyi.
Bence Sangay'ý seversiniz.
Gerçekten çok heyecan verici bir yer.
Birçok dans gösterisi oluyor.
Benden ţu anda bir cevap
vermemi beklemiyorsunuz, deđil mi?
Sizi tanýmýyorum bile.
Evet! Her ne kadar bu konuda
fazlasýyla umudumuz olsa da...
...bu kadar erken teklif
etmesini hiç beklemiyorduk.
Evet. Muhteţem bir
Güz sonu düđünü.
Kendisi için çok iyi bir ţey
yaptý, Doris'ciđim.
En azýndan bir tanesi
bunu baţardý.
Hayýr, Kitty'den ümidimi
yýllar önce kestim ben.
Evet.
Evet.
Beni anladýđýný biliyorum. Evet.
Tasavvur ettiđinden daha mý küçük?
Ne tasavvur ettiđimden emin deđilim.
Piyanon yok mu?
Hayýr, piyano çalmam.
Kim o?
Benim.
Gel.
Her ţey yolunda mý diye
bakmak istedim.
Rahatsýn o halde.
Bir ţeye ihtiyacýn var mý?
Hayýr, böyle iyiyim.
Teţekkür ederim.
Güzel. Güzel.
Burada olduđun için çok mutluyum.
Iţýđý kapatayým mý?
Neden ki?
Iţýđý kapatayým.
Çýlgýnlar gibi yađmur yađýyor.
Çýlgýnlar gibi yađmur yađýyor dedim.
Evet, seni duydum.
Cevap verebilirdin.
Üzgünüm.
Söyleyecek bir ţeyim olmayýnca
konuţmam da.
Hiç kimse, söyleyecek bir ţeyi
olmadýđý takdirde konuţmazsa...
...insanođlu, çok kýsa süre içinde
iletiţim gücünü yitirir.
Walter.
Üzgünüm.
Haklýsýn.
Ne yapalým?
Oyun oynayalým mý?
Benim oynadýđým oyunlarý sevmiyorsun.
Seni sýkýyor.
Olur mu hiç?
Haydi iskambil oynayalým.
Bir akţam dýţarý çýkmak ister miydin?
Cumartesi gecesi için davetliyiz.
Kim davet etti?
Townsend'lar.
Dorothy Townsend.
Ondan hoţlanmýyor musun?
Daha sadece bir kez karţýlaţtýk...
...ama sebepsiz yere havalara girdi.
Öyle mi?
Evet. Nedenini bilmiyorum.
Kim ki o? Konsolos
yardýmcýsýnýn karýsý mý?
Sahiden de, ţu Ţangay
sosyetesi son derece gülünç.
Annem bunlarýn yarýsýndan fazlasýný
yemeđe bile davet etmezdi.
Siyah beţliyi alýyorum.
Pekâla, tamam o zaman.
Ben hoţuna gidebileceđini
düţünmüţtüm...
...ancak kesinlikle gitmek
zorunda deđiliz.
Gitsek de kalsak da farketmez.
Nereye?
- Kitty Fane?
- Merhaba Dorothy.
Gelmenize çok sevindim.
Bu Walter.
Tanýţtýđýmýza memnun oldum.
Bu da benim kocam.
Charlie, muhabbeti býrak ve
konuklarýmýza merhaba de.
Bay Fane'i tanýyorsun.
- Charlie.
Doktor Fane, hayatým.
Tanrým. Affýnýza sýđýnýyorum
Doktor Fane.
Rica ederim.
Ve bu da Doktor Fane'in
eţi Kitty.
Bayan Fane.
Bay Townsend.
Sizden özür diliyorum Doktor Fane.
Sizin Charlie'yle birlikte
konsoloslukta çalýţtýđýnýzý düţündüm.
Hayýr. O kadar göz kamaţtýrýcý bir
iţim yok. Ben
Ben Devlet Laboratuvarýnda
çalýţýyorum.
Devlet Laboratuvarý demek!
Ne ţahane!
Eđleniyor musunuz?
Daha önce hiç böyle
bir ţey görmemiţtim.
Yapýlan her jest bir anlam taţýyor.
Ţu kýzýn, yüzünü elbisesiyle nasýl da
sakladýđýný görüyor musunuz?
Kadersizliđinin matemini tutuyor.
Ona ne olmuţ?
Köle olarak satýlmýţ.
Evinden çok uzaklarda, tanýmadýđý
topraklarda, ađýr ţartlar altýnda...
...ve umutsuzluk içerisinde
bir hayata mâhkum edilmiţ.
Zincirleri görüyor musunuz?
Onlar; kapana kýstýrýlmýţ
ve hiçbir kaçýţý olmayan...
...zavallý ruhunu tasvir ediyor.
Ve ađlýyor.
Yaţlar gözünden, bir zamanlar neţeli
ve hayat dolu olup,...
...ţimdi yapayalnýz bir hale
bürünen o kadýn için damlýyor.
Hepsinin ötesinde...
...asla kalbinde hissedemeyeceđi...
...ve bir daha asla birine
bahţedemeyeceđi âţk için ađlýyor.
Gerçekten söyledikleri bunlar mý?
Aslýna bakarsanýz, neden bahsettiđi
konusunda en ufak bir fikrim yok.
Çince bilmem.
O da neydi?
Belki hizmetçi falan...
Gitti.
Bizi duydu.
Kim?
Walter.
Walter. O olsa ne olacak ki?
Senin ţekerleme yaptýđýný biliyor.
- Kapým kilitli ţekilde mi?
Kitty hayatým, senin
bir içkiye ihtiyacýn var.
O olsa bile, benim ţahsi öngörüm,
hiçbir ţey yapmayacađý yönünde.
Aman ne güzel!
O da herkes gibi...
...bir skandal yaratmanýn kimseye
bir ţey kazandýrmayacađýný bilir.
Hiç aklýnýn bir köţesinden, kocamýn
bana âţýk olabileceđi fikri geçti mi?
Ýçimden bir his, senin korkunç bir
ţey söyleyeceđini söylüyor.
Ýţin aslý, kadýnlar genellikle,
erkeklerin kendilerine...
...var olandan çok daha fazla bir sevgi
duyduklarý izlenimine kapýlýrlar.
Bir an için bile olsa, bana âţýk olduđunu
düţüp, kendimi kandýracak deđilim.
Ýţte ţimdi yanýldýn.
Hediyeni beđendin mi?
Fena deđil.
Charlie?
Beni ettiđin kadar,
seni mesut edebiliyor muyum?
Elbette ediyorsun sevgilim.
Seni çok özledik
- BABAN -
Hasan!
- Efendim.
- Bu paketi buraya kim getirdi?
- Doktor Fane.
- Ne zaman?
- Siz uyurken.
Neredeyse öđlen oldu.
Ţu ađaçlarýn gölgesinde
biraz mola verebiliriz...
...ama ben hýz kesmeden ilerlemekten
yanayým, senin için de sakýncasý yoksa.
Tabi benim rahatým senin
için bir sorun teţkil etmiyor.
Dođru.
Devam ediyoruz o halde.
Charlie Townsend, lütfen.
Charles Townsend.
Seninle görüţmeliyim.
Kitty, seninle görüţmem
mümkün deđil.
Bir saat içinde,
kulüpte toplantým var.
Sorun nedir?
Kapatmalýyým.
Evde ne iţin var?
Üzgünüm. Seninle bir konuyla ilgili
olarak görüţmem gerekiyordu.
Aslýnda ben de tam banyoya
girmek üzereydim.
Korkarým bu biraz daha mühim
hayatým. Bekleyemez.
Otur.
Mei-Tan-Fu adýnda bir yer
biliyor musun?
Hayýr.
Geçen gün gazetede vardý.
Yangtze Nehrinin
kollarýndan birinde...
...içerlerde bir kasaba.
Bölgede bir kolera salgýný
baţ göstermiţ.
Uzun zamandýr hiç kimsenin ţahit
olmadýđý kadar fena bir salgýn.
Çinli Askeri Doktor ölmüţ.
Bölgedeki bir manastýrda kalan
Fransýz rahibeler, hastaneyi...
...iţler halde tutmak için
ellerinden geleni yapýyorlar...
...ancak insanlar
patýr patýr ölüyormuţ.
Oraya gidip, yetkiyi devralmak
hususunda, gönüllü oldum.
Niçin?
Çünkü bir doktora
ihtiyaç duyuyorlar.
Sen bir doktor deđil, bakteri
uzmanýsýn. - Ben bir tabipim.
Ben her ţeyden önce
bir bilim adamýyým...
...ki bilhassa bu vakâda bu özelliđim
bir avantaj teţkil eder.
Bu ciddi ţekilde
tehlike arz etmeyecek mi?
Öyle tahmin ediyorum ki;
muhtemeldir. Evet.
Mei-Tan-Fu buradan
on günlük mesafede.
Yolun ilk kýsmýný trenle gidebiliyorsun
ancak sonrasýnda at arabasý ile...
...en son kýsýmdaysa tahtýrevanla
devam etmek mecburiyetindeyiz.
Bizden kastýn?
- Sen ve ben elbette ki. - Benim de
gideceđimi ummuyorsun deđil mi?
Ţayet ben gidersem, senin de gitmek
arzusunda olacađýný sanýyordum.
Oranýn bir bayan için hiç de
uygun bir yer olmadýđý aţikâr!
Benim için oraya gitmek çýlgýnlýk!
Neden gideyim ki?
Bana refakât edip,
destek olmak için.
Hayýr!
Hayýr, gitmiyorum!
Aslýna bakarsan bunu benden
istemiţ olman bile bir rezâlet!
Pekâla! O halde yarýn boţanma
dilekçemi iţleme koysam iyi olacak.
Korkarým beni olduđumdan daha
büyük bir aptal sandýn.
Neden bahsettiđini bilmiyorum.
Sahi mi?
Senden, "zinâ"
gerekçesi ile boţanýyorum.
Charles Townsend'ý,
âţýđýn addediyorum.
Çok üzgünüm Walter.
Bunun son derece nahoţ
olduđunun farkýndayým...
...ancak lütfen bunu olduđundan
daha da çirkinleţtirmeyelim.
Kesinlikle! Sen bu durumda
ne yapmamýzý öneriyorsun?
Senden sessiz sedasýz
boţanmama göz yummaný.
Sen mi beni boţayacaksýn?
Hangi sebebe dayandýracaksýn acaba?
- Bir beyefendinin yapmasý gereken budur.
Bana, kendimi senin itibârýnda...
...bir nebze dahi olsa, alçaltmam
için tek bir neden gösterebilir misin?
Walter lütfen bu kadar husumet içinde
olma! Biz kimseye zarar vermek istemedik.
Ama, Charlie ile birbirimize âţýđýz.
Benimle evlenmek istiyor.
Sahi mi? Senin, dünyanýn en zeki
kýzý olmadýđýný biliyordum...
...ama aslen bir budala
olduđunu bilmiyordum.
Pekâla, beni incitmek kendini
daha iyi hissettiriyorsa, devam et.
Lâkin, buna alýţmaya baksan iyi
edersin. Birbirimizi seviyoruz.
Ayrýca bu gizli saklýlýktan da...
...namusumuza leke düţeceđi
endiţesinden de, usandýk artýk!
Yani artýk benimle tanýţtýđýn
güne lanet ediyorsun!
Benimle alay etme!
Böylesi acýnasý bir davranýţ
karţýsýnda baţka bir tepki verilmez!
Çok gülünç!
Ben de seni mutlu etmek için ne denli
çabaladýđýmýn muhakemesini yapýyordum.
Senin bu dünyadaki en görgüsüz ve
bayađý kiţi oluţuna ayak uydurup...
...çýkan son dedikoduya ţaţýrmýţ gibi
tepki vererek kendimi kepaze ediyorum!
Bir daha sözümü kesersen,
seni bođarým.
Otur!
Seninle evlenirken, bencil ve
ţýmarýk biri olduđunu biliyordum.
Ama seni sevdim.
Benimle, annenden olabildiđince
uzaklaţmak için evlendiđinin...
...farkýndaydým, ama bir gün
bundan daha fazlasýný...
...hissedebileceđini ümidettim.
Yanýlmýţým.
Ýçinde böyle bir his yok, deđil mi?
Bir kadýný kendine âţýk etmek için neyin
gerekli olduđunu bilmeyen bir erkek...
...hatayý kendinde aramalýdýr...
...kadýnda deđil.
Ýki seçenek var:
Ya yarýn sabah Mei-Tan-Fu'ya
birlikte gideriz...
...ya da boţanma
dilekçemi iţleme koyarým.
Walter, beni kolera
salgýnýnýn tam ortasýna...
...sürüklemek konusunda
ciddi olamazsýn!
Ciddi olmadýđýmý mý sanýyorsun?
Tanrým!
Ýstediđin bu, deđil mi?
Charlie'nin buna müsamaha
göstereceđini mi sanýyorsun?
Bu konuda Charlie'nin pek de
söz hakký olduđunu sanmýyorum.
Söylediđin her ţey dođruydu!
Her ţey.
Âţýk olmadýđým halde,
seninle evlendim.
Ama bunu biliyordun.
Bu olanlardan ötürü, sen de
en az benim kadar sorumlu deđil misin?
Pekâla.
Ne yapacađýmý söyleyeyim.
Beyler, hepimizin korunmasý
gereken servetleri var.
Ne yazýk ki,
Bay Nagata'nýn yaptýklarý...
...mümkün mertebe acil
bir durum oluţturdu.
Talihsiz olduđu kadar,
kaçýnýlmaz da bir olaydý.
Ustabaţýnýz bir iţçiyi vurdu.
Adam provokatörmüţ.
Bir Çinli'ydi!
Çok ufak bir eylemle
olayý bastýrabilirdiniz...
...ancak bu ţekilde, toplum bazýnda
büyük bir infial baţlattýnýz.
Kaleminizi alabilir miyim, lütfen?
- Buyurun hanýmefendi.
Peki Chiang Kai-shek'in
desteđi ne âlemde?
Bu durumda o hangi safta?
O bir Milliyetçi. Çin'in
yanýnda saf tutacaktýr.
Bu yüzden onlara Milliyetçi deniyor.
Afedersiniz!
Bay Townsend'a.
Korkarým durumun vahâmetinin
farkýnda deđilsiniz.
Grev yüzünden
üç fabrikam kapandý.
Ţimdi de boykot lakýrdýlarý
dilden dile dolanýyor.
Peki sizin öneriniz nedir?
Bir avuç yerel askerle güç
gösterisi, hiç kolay olmaz.
Bana izin verir misiniz?
Bayan Fane.
Bu ne hoţ sürpriz!
Beni sýkýcý mý sýkýcý
bir sohbetten kurtardýnýz.
Gerekli olmasa
buraya gelmezdim.
Ýyi misin?
Seninle görüţmem gerekiyordu.
Üzgünüm.
Kitty, ţu an için pek de
elveriţli bir zaman deđil...
Charlie!
Biliyor.
Pekâla.
Önden buyrun Bayan Fane.
- Merhaba Charlie.
- Merhaba George.
- Merhaba Townsend.
- Adam.
Boţanmak istiyor.
Bir ţey kabullenmedin, deđil mi?
Herhangi bir mesuliyet aldýn mý?
- Hayýr.
- Emin misin?
- Oldukça eminim.
Kahrolasý bir açmazdayýz, desene.
Elinde kanýtý olduđunu söylüyor.
Ýnkâr ederiz.
Hiçbir ţey kanýtlayamaz.
Bunun yanýnda bir skandal yaratmak
Walter için de iyi olmayacaktýr.
Bir skandal olmayacak zaten.
Walter, kendisinden sessizce
boţanmam hususunda mutabýk.
Bu o kadar da kötü bir ţey deđil,
yanýlýyor muyum?
- Bana sahip çýkacak mýsýn?
- Elbette çýkacađým.
Tanrým!
Charlie?
Teklifini bir koţula bađladý.
Ben zengin biri deđilim.
Paraný istemiyor.
Ondan boţanmamý
kabul etmesi için...
...Dorothy'nin de senden
boţanmasýný istiyor. Ve de...
Ne?
Benimle evlenmeni.
Hayatým, her ne olursa olsun Dorothy'yi
bu iţe karýţtýrmamaya çalýţmalýyýz.
Ne demek istiyorsun?
Yalnýzca kendimizi düţünemeyiz.
Dorothy'yi çok iyi tanýrým.
Dünyadaki hiçbir ţey,
onu boţanmaya iknâ edemez.
Ondan boţanmak istemiyorsun.
Buradaki tek sorun
benim evliliđim deđil.
Ne peki?
Buradaki konumumun ne derece önemli
olduđu hakkýnda en ufak bir fikrin var mý?
Niçin gülüyorsun?
Walter'ýn, benden boţanacađýný bir an
olsun aklýndan geçirdiđini sanmýyorum.
Senin beni yüzüstü
býrakacađýný biliyordu.
Lütfen anlamaya çalýţ...
Gayet iyi anlýyorum.
Kitty! Kitty, lütfen!
Bunu bir ţekilde çözeceđiz.
Sana söz veriyorum.
Seninle geliyorum.
Güzel.
Ben de öyle tahmin etmiţtim.
Sanýrým yazlýk giyecekler ve pike
dýţýnda fazla bir ţeye gerek yok, deđil mi?
Hassan'a gerekenleri söyledim.
Çantaný hazýrladý bile.
Yerinde olsam ona dokunmazdým.
O yatakta ölmüţ olabilirler.
Burasý senin odan olabilir.
Siz doktorun karýsý olmalýsýnýz.
Kocanýzla az önce tanýţtým ve beni
yemeđe davet etti.
Sizin için Watson'larýn aţçýsýný
ayarladým. Hiç fena deđildir.
Sizin hizmetçiliđinizi de yapabilir.
Burada biraz az kiţiyiz de.
Pardon, benim adým Waddington.
Tabi, dođru ya.
Kitty Fane.
- Ben vekil memurum.
- Lütfen oturun.
Sanýrým komţularýmýzdan birisiniz.
Korkarým tek komţunuzum.
Son kalan.
Watson'lar da burada yaţayan
misyonerler miydi?
Evet. Çok iyi insanlardý.
Amerikalý, çok iyi bir aileydi.
Dilerseniz yarýn size
mezarlarýný gösterebilirim.
Çok naziksiniz.
Dilerim yolculuđunuz
çok çetin geçmemiţtir.
Ýki haftadýr yoldaydýk.
Ýki hafta mý? Nasýl,
yoksa yüzerek mi geldiniz?
Hayýr, nehirden gelmedik.
Karayolunu kullandýk.
Neden ki?
Taţranýn tadýný çýkartmak istedik.
Güneţin tadýný çýkartmak.
Öyle deđil mi hayatým?
Kim kokteyl ister?
Ţerefe.
Yerel askeri subaydan biraz yardým
alabileceđim söylenmiţti.
Albay Yu, deđil mi?
Size bol ţans. Kendisi biz
Ýngilizler'e pek düţkün deđildir.
Dinleyin, sizi uyarayým.
Ýţler burada dahi
son derece risk arzediyor.
Korkum o ki; kolera deđil, lâkin
Milliyetçiler bizi kýrýp geçirecek.
Ţu rahibeleri gitmeye zorladýlar,
ancak rahibeler kabul etmedi.
Onlarýn tek istediđi de ţehit olmak.
Kahrolasýlar.
Peki siz neden kaldýnýz?
Beni buraya atadýlar.
Hepsi bu.
Sizin gönüllü olduđunuzu
duyduđumda çok ţaţýrdým.
Benim için bir araţtýrma fýrsatýydý.
Es geçemezdim.
Tabi.
Peki ya siz?
Sizin Mei-Tan-Fu'ya araţtýrma
için geldiđinizi hiç sanmýyorum.
Bilim adamý, kocamdýr.
Elbette.
Aţý karţýsýnda vücudunuz bir
reaksiyon gösterdi mi?
Aţý oldunuz, deđil mi?
Evet, tabi ki.
Gerçi onun da garantisi yok. Watson'lar
aţý olmuţlardý ama pek iţ görmedi.
Acaba yanýnýzda hiç
taţ plak var mý?
Hayýr.
Ne yazýk ki getirmedik.
Çok kötü.
Benimkilerden gýna gelmiţti.
Dinleyin.
Nedir bu sesler?
Nehrin karţýsýndan geliyor.
Ölüm Ruhu'nu
korkutmaya çalýţýyorlar.
Sabah kasabaya gidip,
etrafa bir bakacađým.
Senin dinlenmek
isteyeceđin kanýsýndayým.
Akţam da sana aţý yaptýrabilirim.
Kendine de yaptýracak mýsýn?
Hayýr, sanmýyorum.
- Benim için de zahmet etme, o halde.
- Keyfin bilir.
Söyler misin Walter...
...kolera'dan ölmek
çok zaman alýr mý?
Hayýr. Vücudundaki tüm sývýlar
ilk 36 saat içinde boţalýr.
Aslen sývý kaybýndan ölüyorsun.
Ancak yine de çok kötü
ve sancýlý bir ölüm.
Ama nispeten daha hýzlý olur.
Ýyi geceler.
Büyük talihsizlik.
Düţündüm de,
siz ve eţiniz...
...burayý acilen terketme ihtimâline
karţýn tedbirinizi alabilirsiniz.
Tüm bunlarýn, sahiden de elzem
olduđunu düţünüyor musunuz?
Resme bakabilirsiniz.
Eţinizin tüm bu durumdan kafa olarak
uzak kalmasýný isteyeceđinizi düţündüm.
Bu Albay Yu.
Çin Milliyetçi Parti'nin adamýdýr.
Adamlarýndan birini,
evimize atýyor.
Artýk bir mahkum muyum?
Hayýr. Aslýnda bu
Bay Waddington'ýn fikri.
Kendisi, tedbir almamýzýn
iyi olacađýný düţünüyor.
Neye karţý tedbir alacađýz?
Birkaç gün önce Ţangay'da,
Ýngiliz birlikleri...
...eylem yapan bir grup Çinli
emekçinin üzerine ateţ açmýţ.
Onbir kiţi öldürülmüţ.
Biz de yeni haber aldýk.
Dün gece, ţehrin dört bir yanýna
bu resimden yapýţtýrýlmýţ.
Ecnebi Katillere Ölüm!
Bence fazla endiţe etmemek gerek.
Milliyetçiler dahi
koleradan korkarlar.
Bu suyu kaynaktan mý alýyorlar?
Albay, bu insanlarýn içme sularýný
nereden aldýklarýný görebilir miyim?
Emperyalist pislik!
Ýlk olarak, suyu test edene kadar
insanlarýn bu kuyuyu...
...kullanmalarýný engellemeliyiz.
Beni anlýyor musunuz?
Evet, anlýyorum Doktor Fane.
Askeri eđitimimi Moskova'da aldým.
Ýngilizce konuţmak istemezseniz,
Rusça da konuţabiliriz.
Ýngilizce daha iyi olacaktýr.
Teţekkür ediyorum.
Buyrun.
Daha önce hiç koleraya
ţahit oldunuz mu Doktor?
Laboratuvarda gördüm tabi ki.
Hayýr, bir hastada yani.
Hayýr. Hiç denk gelmedim.
Ben bir hekim deđilim.
Size söylemediler mi?
Ben bulaţýcý hastalýklar uzmanýyým.
Gidelim mi?
Önden buyrun, Doktor.
Charlie...
...sensizliđe katlanmak olanaksýz.
Sana ihtiyacým yok.
Orada kal!
Bay Waddington?
Bay Waddington'ý arýyorum.
Burada kal.
Tamam mý?
Merhaba!
Bay Waddington?
Bayan Fane?
Günaydýn.
Sizin için
ne yapabilirim Bayan Fane?
Sizin için bir plâk buldum.
Stravinsky!
Çok popüler.
Teţekkür ederim.
Baţka bir ţey var mýydý?
Acaba, postacý buraya uđradýđýnda
bana haber verebilir misiniz?
Ţangay'a gidecek
mektubum var da.
Ne yazýk ki koleradan beri, korkak
postacýlar nehrin bu tarafýna geçmiyorlar.
...ama bana býrakabilirsiniz.
Tanýdýđým yerli bir tacir,
cuma günü gidecekti.
Townsend.
Charlie Townsend mý?
Evet. Kendisi kocamýn
bir ahbabý olur.
Onu tanýr mýsýnýz?
Çok uzun yýllar önceydi. Ţangay
Konsolosluđuna birlikte tayin olmuţtuk.
Çok alýmlý bir eţi vardý.
Evet. Çok meţhurlar, deđil mi?
Meţhurluk üzerine ihtisas
yapmýţ olsa gerek.
O halde ailesini de tanýyorsunuzdur?
Az çok.
Dorothy'yi severim.
Evet, birbirlerine oldukça
düţkün bir çift olduklarý aţikârdý.
Charlie'nin küçük
kaçamaklarý olurdu.
Ciddi ţeyler deđildir.
Bir keresinde Dorothy eţini, kendisine
umutsuzca âţýk bir kadýnla...
...münâsebetsiz bir ţekilde
yakaladýđýný anlatmýţtý.
Neyse, iyi dinlemeler size.
Bayan Fane?
Mektup.
Tabi.
Bir anda cumanýn oldukça geç
olacađýnýn farkýna vardým.
Yine de teţekkürler.
Tuzu uzatýr mýsýn lütfen?
Pardon, bir ţey mi dedin?
Tuzu uzatabilir misin?
Teţekkür ederim.
Böyle mi olacak?
Evin hanýmýnýn günleri,
sükunet içinde geçer gider.
Walter.
Walter!
Aklýný yitirip yitirmediđini
merak ediyorum.
Piţirmemiţ baksana!
- Býrak, kalsýn.
Kalsýn.
Teţekkür ederim.
Kendini öldürme çabasýnda mýsýn?
Kasabanýn kuyusu hastalýklý.
Hastalýklý!
Pis bu kuyu!
Ne?
Bay Waddington?
Bayan Fane.
Bayan Fane!
Uzaklaţýn. Uzaklaţýn.
Te-Ming'in nesi var?
Ţu an üzerinizde ölü adam var.
Çok fazla
batýl inançlarý var, deđil mi?
Üç çocuđunu ve kocasýný
koleraya kurban vermiţ.
Onu suçlayamazsýnýz sanýrým.
Burasý bir haným için
pek uygun bir yer deđil.
Sizin geleceđiniz telgrafýný aldýđýmda,
ţaţkýnlýktan küçük dilimi yuttum.
Sizin tek ayađý tahtadan, býyýklý bir
ihtiyar hemţire olacađýnýzý sanmýţtým.
Kulübenize geldiđimde,
tam karţýmdaydýnýz...
...nârin, yorgun...
...ve oldukça mutsuz halinizle.
Çok uzun bir yolculuktu.
Ama ţu anda da mutsuzsunuz.
Ve bir anda, kocanýzla aranýzda
büyük bir âţk olduđu...
...ve onu yalnýz býrakmayý
reddettiđiniz fikrine kapýldým.
Bu oldukça mâkul bir açýklama.
Evet.
Ancak dođru bir açýklama deđil.
En çok neyi yadýrgadýđýmý
biliyor musunuz?
Kocanýzýn size asla bakmayýţýný.
Duvarlara, yerlere bakýyor,
ayakkabýsýna bakýyor.
Kafasý çok meţgul.
Evet, bundan eminim.
Doktor Fane!
Doktor Fane!
Tanrým!
Tamamdýr.
Ne yapýyorsun?
Martini?
Evet.
Baţ rahibeden mesaj getirdim.
Kimden?
Yetimhane ve hastaneden sorumlu
baţ rahibeden.
Varlýđýmdan haberdar
olduđunu bilmiyordum.
Görünüţe göre, Bay Waddington
senden söz etmiţ.
Ýyiliksever Doktor Fane'in, çok sevgili
ve sadýk eţi ile tanýţmayý çok istiyor.
Tabi. O halde kendimi bu zýrvalýk
için hazýrlasam iyi olacak.
Salgýnýn orta yerine girmek istemezsen,
seni anlayýţla karţýlayacaktýr.
Sen korkmuyorsan,
ben neden korkayým?
Dođru, unutmuţum.
Walter!
Tanrým!
Sen sarhoţsun!
Yabancý!
Evine geri dön!
Çok muhteţem ţeyler beklemeyin.
Fena halde fakirler.
Merhaba.
Ýyiliksever ve cesur
doktorumuzun eţi ile...
...tanýţma ţerefine
nâil olmak büyük zevk.
Ben de sizinle
tanýţtýđýma çok sevindim.
Bay Waddington.
Çöreklerden yemelisiniz.
Rahibe Aziz Joseph, bunlarý kendi
elleriyle bu sabah sizin için yaptý.
Söyler misiniz Bayan Fane...
...hangi imanýn mensubusunuz?
Afedersiniz.
Çeţitli sosyal hizmetlerde
bulunduk, ancak...
...herhangi bir düzenli dini oluţum
içinde olmadýk.
Kýsaca Ýngiliz Kilisesi'ne mensup
olduđumu söyleyebiliriz.
Yani, hiçbir ţeye pek de fazlaca
inanmadýđýnýzý söylemenin kibar yolu.
Çok güzelsiniz.
Çok da genç.
Sizi temin ederim, deđilim.
Kendimi fosil gibi hissediyorum.
Bayan Fane ţayet manastýrý ve
yetimhaneyi görmek isterse...
...memnuniyetle gezdirebilirim.
Yalnýz.
Nispeten eriţkin kýzlarý,
dikiţ nakýţ iţi ile uđraţtýrýyoruz.
Bu onlara meţgâle oluyor.
Ayrýca manastýr için de
bir gelir kapýsý.
Bu kýz, kendisini vaftiz etmemize
müsaade etmiyor.
Burasý müzik odamýz.
Rahibe Maryse.
Rahibe Dominique,
bizim piyanistimizdi.
Geçen vefat etti.
Koleradan.
Buranýn devamý revir.
Hiç kimsenin, görmeyi
isteyeceđi türden bir manzara deđil.
Sizi götürmesi için Doktor Fane'i
çađýrmamý ister misiniz?
Hayýr. Onu rahatsýz
etmenize gerek yok.
Ýţte, salgýnla birlikte, artýk
ilgilenmemiz gereken çok fazla kiţi oldu.
Bu bebeđi daha bu sabah getirdiler.
Bir baţka yetim daha.
Doktor Fane'in bebeklere
çok düţkün olduđunu söylüyor.
Hemen her fýrsatta soluđu
çocuk yuvasýnda alýyor.
Bayan Fane?
Bayan Fane?
Ýyi misiniz?
Evet.
Önemli deđil.
Sadece bir ahmaklýk.
Ne istiyorsun?
Afedersin.
Yemeđini getirmiţtim.
Tamam.
Oraya býrakabilirsin.
Baţka bir ţey var mý?
Ne yapýyorsun?
Köy domateslerindeki
nitrat seviyesini test ediyorum.
Neden?
Neden mi?
Ýlgini çekmesine imkân yok.
Pekâla, afiyet olsun.
Walter.
Salgýný baţarýyla alt edersek,
ne yapmamýzý önerirsin?
Hiçbir fikrim yok.
Ancak bildiđim bir ţey varsa,
o da unutmamýzýn çok daha iyi olacađý...
...bir konuyu ýsýtýp ýsýtýp önümüze
koymanýn kimseye bir hayýr
getirmeyeceđidir!
- Ama unutmuyorsun ki.
- Lütfen, çalýţmam gerek.
- Söyleyeceklerimi dinlemeyecek misin?
- Pekâla, madem diretiyorsun.
Bugün, manastýrda...
...rahibelerle beraberdim.
- Ne, yoksa seni imâna mý getirdiler?
- Hayýr.
Senden bahsettiler.
Ve bir anda senden...
Ne?
Benden ne?
- Senden korktuđumu hissettim.
Korkmalýsýn da!
Ýzninle.
Madem çalýţamýyorum,
gidip yatayým.
Bana kýzgýn olduđunu biliyorum.
Ama...
...en azýndan konuţmaya çalýţam...
Seni sahiden de anlayamýyorum.
Benden istediđin tam olarak nedir?
Belki de ikimizin daha az mutsuz
bir hayat sürmesini istiyorumdur.
Benim mutsuz olduđumu
düţünüyorsan, yanýlýyorsun.
Ţu an, seni hiç de düţünemeyecek
kadar iţim baţýmdan aţkýn.
Ben de tam olarak bunu söylüyorum.
Kendimi iţe yaramaz hissediyorum.
Bu konuda benim ne
yapmamý tavsiye edersin peki?!
Tanrý âţkýna Walter!
Beni cezalandýrmayý býrak artýk!
Bana lanet ediyorsun, deđil mi?
Hayýr. Kendime lanet ediyorum.
Niçin?
Bir zamanlar seni sevmeme
müsamaha gösterdiđim için.
Merhaba.
Münâsebetsiz bir zamanda
gelmemiţimdir umarým.
Rahibe Maryse,
dün gece vefat etti.
Tam da ailesini haberdar
etmek için mektup yazýyordum.
Çok üzgünüm.
Lâkin onun güzel ve yakýn ruhu,
dođruca...
...cennetin kapýsýndan içeri akarken,
benim elem içinde olmam büyük günâh.
Nasýl yardýmcý olabilirim?
Rahibenin vefat etmesiyle, sizin için
eleman sýkýntýsý oluţmuţtur sanýrým.
Ýţte ben de, belki manastýra gelip...
...size gereken ţekilde yardýmcý
olabilirim diye düţünüyordum.
Benim güzel kýzým, buraya
kocanla gelerek yeterince ţey...
...yaptýđýný görmüyor musun?
Neredeyse bir aydýr buradayým.
Ýnanýn bana, sabahtan akţama
kadar yaptýđým hiçbir ţey yok.
Belki, hastanedeki rahibelere
yardýmcý olabilirim.
Bu imkânsýz. Kolerayý görmek
dahi berbat bir ţeydir.
Bunun yanýnda, ya siz de
hastalýk kaparsanýz ne olacak?
Yerleri silmekten bile memnuniyet
duyarým. Ne olursa...
...yeter ki bir faydam
olduđunu hissedeyim.
Buna gerek yok.
Yetimler yerleri siliyor.
Hayýr, hayýr bu bizim iţimiz. Ayrýca
bizim görevimiz bu iţleri yapmak.
Ama her gün, biraz daha çok
yapýlacak iţ oluyor.
Bu arzunuzdan kocanýza
bahsettiniz mi?
Evet.
Ne dediđinizi anlamýyorum!
Ayrýca, definlerin gömüldüđü yerden...
...nehrin akýţ istikâmetine
dođru bazý izler buldum.
- Sonuçlarý inceledin mi?
- Üç kez.
Pekâla, tamamdýr o halde.
Benim tavsiyem, yýkanma alaný ile
nehrin bađlantý noktasýnýn...
...barikat ile kesilmesidir.
Sizce insanlar suya ulaţmak için
daha ne kadar yürüyeceklerdir?
Hiçbir fikrim yok.
Nehrin yukarýsýna kadar, en azýndan
defin alanýndan yarým mil kadar uzađa.
Çok uzak.
Maalesef.
Doktor Fane'e katýlýyorum.
Bu ţart.
Ayrýca, insanlarýn cesetleri bir an
evvel imhâ etmeleri direktifini...
...yürütecek görevliler atanmasý
konusunda mutabýk kaldýđýmýzý sanýyordum.
- Bunu zaten yaptýk doktor! - Evet ama
onlara yaptýrýmda bulunmazsanýz...
...bir anlamý olmaz. Çünkü aileler
cesetleri günlerce saklýyorlar.
Sonra da nehrin çok yakýnýna
gömüyorlar. - Sorunu anladým!
Ýkinci kez anlatmanýza gerek yok!
Albay, sizden olanca saygýmla
askerlerinize...
...o evlere girme ve...
...gerektiđinde cesetleri...
...evden çýkartmalarý için zor kullanma
emrini vermenizi talep ediyorum.
Sorun deđil.
Merhaba.
Evet, evet, evet.
Anlýyorum.
Ruhlarýn bu nehre eriţmeleri
gerekli. Bunu anlýyorum.
Benim tek istediđim,
birkaç tanesini taţýmak...
...böylece suda yaţamak zorunda
kalmazlar.
Kendilerinin, derebeyinin
korumasý altýnda olduklarýný söylüyor.
O cesetlerin taţýnmasýný isteseydi,
askerlerini gönderirdi diyor.
Ţu an batýlý bir hanýmýn gidip
bir baţýna Çin kasabalarýný...
...tanýmaya kalkmasý için münâsip bir
zaman deđil. - Yapma ne olur!
Sanki bir milliyetçi tarafýndan yada
can sýkýntýsýndan ölmem çok umrundaymýţ
gibi!
Ayrýca, yalnýz da deđildim.
Yiđit korumam
Sung Ching de benimleydi.
Bu arada...
...rahibeler için de, týpký senin
nazarýnda olduđum gibi...
...iţe yaramaz olduđumu
bilmek seni mesut edebilir.
Bugün kasabanýn tek
su kaynađýný kapattýrdým.
Ne yapacaksýn?
Hiçbir fikrim yok.
O halde, ikimiz de
iţe yaramazýz sanýrým.
Sonunda bir ortak yönümüz çýktý.
Doktor Fane. Desenize ikimiz de
yađmura tutulduk.
Ţu an olmaz.
Üzgünüm.
Anlayamadým?
Sayýyorum.
Sayýyor musunuz?
Bu gece burada kamp yapacađýz.
Derebeyi dostumuzun yardým
edeceđini nereden biliyorsunuz?
Yardým edeceđini sanmýyorum.
Peki onu iknâ etmek için,
ne söylemeyi düţünüyorsunuz?
Bilmiyorum.
Bu adamlar hayvan gibidirler.
Hiç ileriyi düţünmezler.
Yalnýzca dürtüleri ve güçleri vardýr.
Bu tip insanlar, benim küçüklüđümden
bugüne Çin'de, erk sahibi olmuţlardýr.
Ancak bu sürecin
artýk sonu yaklaţýyor.
Yeni Çin'de, onlara yer yok.
Benim buradaki varlýđýmdan da çok
hoţnut olduđunuzu sanmýyorum, deđil mi?
Ben Çin'in, Çinliler'e ait
olduđuna inanýyorum...
...ancak dünyanýn geri kalaný,
benimle hemfikir deđil.
Evet, ancak bunun
benimle hiçbir ilgisi yok.
Buraya bir silahla deđil...
...mikroskopla geldim.
Size güveniyorum.
Ancak, sizin ülkenizin silahlarý...
...insanlarýmýza dođrultulmadan
birlikte çalýţabilseydik, çok iyi olurdu.
Planýmýz, defin alanlarýnýn bulunduđu
nehrin yukarýsýndan gelen...
...suyun yönünü,
kasabaya dođru çevirmek.
Askerlerinize vereceđiniz emir ve
direktiflerle mezarlarý...
...sudan uzaklaţtýrabiliriz.
Albay Yu ve adamlarý...
...su kaynaklarýnýn bütünlüđünü
bozmadan cesetlerin bir an evvel...
...defnedilmeleri ve önümüzdeki birkaç
hafta uygun sađlýk koţullarýnýn...
...sürdürülebilmesi için
dayatma uygulayacaklar.
Olasý binlercesinden, birkaç ölüme
indirgeyebileceđimiz bir fark
yaratacaktýr.
Ţayet su kaynaklarýný temiz
tutabilirsek ve düzgün...
...bir sađlýk koruma
programý uygularsak...
...birkaç hafta içinde, ölümleri...
...binlerce kiţi azaltma imkâný
yaratabileceđimizi söylüyor.
Söyleyecekleri bitti mi?
Bu kolera belasýna adamlarýmý
kurban vermeyeceđim.
Unutun bunu!
Ýnsanlar ölüyorsa...
...bu kaderlerinde var demektir!
Elimizden bir ţey gelmez!
Ţimdi...
...götür bunu buradan!
Olmaz diyor.
Hiç Ýngilizce konuţamýyor, deđil mi?
Ona, üzerindekinin hayatýmda gördüđüm
en komik kýyafet olduđunu söyleyin.
Doktor size saygýlarýný sunuyor ve...
...haklý olduđunuzu söylüyor.
Bu salgýn baţýmýzda
büyük bir bela.
Ancak komutanlarým...
...adamlarýnýz kontrolü
ele alamazsa...
...ordunun seve seve size
yardým edeceđini bana ilettiler.
Buranýn, bu kadar muazzam
olduđunu gördükten sonra korkarým...
...askerlerimiz buraya
bir kez geldiler mi...
...bir daha hiç
ayrýlmak istemeyeceklerdir.
Özür dilerim.
Benim yüzümden durmayýn.
Tabi Doktor Fane de zevk alýyorsa.
Hayýr, hayýr.
Çok güzeldi.
Ben sadece geçiyordum...
Hayýr. Kalýn.
Gitmeliyim.
Israr ediyorum.
Pekâla, madem istiyorsunuz.
Devam edin Bayan Fane.
Yalnýz belki biraz daha
sâkin bir ţeyler olabilir.
Tabi, elbette.
Bugün yeni bir bebek getirdiler.
Zan Xien adýný koymuţlar.
"Yepyeni" demekmiţ.
Rahibeler ona Katherine diye
hitap edecekler.
Tabi kýzlarýn hiçbiri bu
ismi telaffuz edemeyecek.
Tanrý'ya ţükür ki o rahibeler var.
Hiçbir karţýlýk gözetmeksizin,
birçok ţey yapýyorlar.
O da bir bakýţ açýsý tabi.
Bakýţ açýsý mý?
Durumun bundan biraz daha
karmaţýk olabileceđini düţünüyorum.
Çaresiz çocuklarý alýp hayatta
onlara bir ţans veriyorlar.
Bunun neresi bu kadar
karmaţýk olabilir?
Bunun yanýnda genç annelerin
evlerine gidiyorlar.
Bebeklerini manastýra
vermelerini istiyorlar.
Ailelerine destek çýkmak ve
çocuklarýný vermeleri için...
...iknâ etmek adýna onlara
para teklif ediyorlar.
Senin iyiliksever rahibelerin, sadece
yetimhane iţletmek için burada deđiller.
Bu yavrucaklarý, küçük birer katolik
haline dönüţtürüyorlar.
Hiçbirimiz Çin'de sebepsiz
yere bulunmuyoruz.
Ancak, sonuç olarak yine de...
...yaptýklarý ţeylerin son derece güzel
olduđu kanaâtindeyim. Sence de öyle
deđil mi?
Ben bakteriler üzerinde
çalýţmak için buradayým.
Geri kalaný ile ilgili fikir
yürütme ihtiyacý hissetmiyorum.
Ben hissediyorum.
Ve onlarý takdir ediyorum.
Bunun o kadar da karmaţýk ve
karanlýk olduđunu düţünmüyorum.
Ha kezâ senin yaptýđýnýn da,
son derece asil olduđunu düţünüyorum.
Önceden beni hor görürdün.
Ţimdi deđiţti mi?
Walter, tüm bu muazzam zekâna
oranla sahip olduđun hislerin...
...bu denli küçük olmasý
anlaţýlýr ţey deđil!
Biz insanlar, senin o ţapţal
mikroplarýndan çok daha karmaţýk
yapýdayýzdýr.
Bir anýmýz bir anýmýza uymaz. Hatalar
yapar, hayâl kýrýklýđýna uđrarýz.
Evet, kesinlikle uđrarýz.
Çok üzgünüm.
Olmamý istediđin o harikulâde
kadýn olamadýđým için çok üzgünüm!
Ben yalnýzca, sýradaným.
Asla olmadýđým biri gibi
davranmaya çalýţmadým.
Hayýr, kesinlikle çalýţmadýn.
Tiyatrodan, dans etmekten
ve tenis oynamaktan hoţlanýrým.
Oyun oynamayý severim.
Oyun oynayan erkekleri severim.
Tanrý beni affetsin,
ben bu ţekilde yetiţtirildim.
Aslýnda ben de çýlgýn briç oynarým.
Aman ne heyecan verici!
Hele sen! Beni Venedik'te o bitmek
tükenmek bilmeyen müzelere sürükleyip...
...kanallarýn mucizeleri
hakkýnda zýrvalayan...
...ve iç deniz midir nedir, o ţeyin
niteliklerini anlatýp duran sen
deđil miydin?
Açýk söyleyeyim, Sandwich'te
golf oynasam çok daha mutlu olurdum.
Sanýrým haklýsýn.
Birbirimizde, hiç sahip olmadýđýmýz
nitelikleri aramak ţapţallýktý.
Evet.
Evet, ţapţallýktý.
Walter?
Charlie'yle içeride olduđumuzu
bildiđin halde...
...niçin o kapýyý kýrýp,
içeri dalmadýn?
En azýndan onunla
kavga edebilirdin.
O, buna deđmezdi.
Yahut da ben, kavga edemeyecek
kadar mađrurdum.
O kadarýný bilemiyorum.
Cesetler derhal yakýlacak!
Onu götürmeyin, ne olur!
Ruhu asla dinlenemeyecek!
Baţ rahibeye, diđer rahibeleri
manastýrda tutmasýný tembihledim.
Kapýnýn önüne de bir koruma koydum.
Batýlýlarýn dýţarýya
pek çýkmamalarýný tavsiye ederim.
Pekâla.
Rahibe, Bayan Fane
bugün manastýra geldi mi?
Evet. Ama birkaç dakika önce çýktý.
Bu Ýngiliz Ţeytanlarý'nýn iţi!
Geleneklerimize saygý gösterin!
Sung Ching.
Gidelim!
Gidelim!
Gidelim!
Sung Ching! Bayan Fane nerede?
Bayan Fane nerede?
Ne dediđinizi anlamýyorum!
Ondan uzak durun!
Sen iyi misin?
- Evet.
Haydi gel.
Viskimiz bitmiţ.
Doktor Fane.
Sizi bir içki için rahatsýz ediyorum.
Merhaba hayatým.
Devrim esnasýnda, Manchus'ta katliam
yapýlýrken ben Hankow'da yaţýyordum.
Belirli bir aileye yardým
edebilecek konumdaydým.
Yeni evraklar gibi bürokratik
iţler yüzünden.
O, kýz kardeţlerin en küçüđüydü.
En baţta çok dikkat etmemiţtim.
Daha dođrusu olmasý gerekenden
daha çok etmedim.
Hankow'dan ayrýldýđýmda,
peţimden geldi.
Ýki, üç kez geri göndermeme rađmen...
...sürekli gelmeye devam etti.
Onun için bu kadar çok sevgi
beslediđinizi farkedemedim.
Beslediđimi de nereden çýkarttýnýz?
Bunu gözlerinizde görebiliyorum.
Erkekleri önceden anlamak çok zor.
Sizin de diđer herkes gibi
olduđunuzu sanýyordum...
...ţimdi ise, hakkýnýzda tek bir ţey
bile bilmediđimi hissediyorum.
Sizde ne gördüđünü
çok merak ediyorum.
Wan Xi.
Benim iyi biri olduđumu söylüyor.
Sanki bu dünyada bir kadýn hiç, bir
erkeđi fâziletinden ötürü sevmiţ gibi!
Günaydýn.
Günaydýn.
Sanýrým bugün kasabadan uzak durmak
yapýlacak en iyi ţey.
Tamam.
Ben yürüyüţe çýkýyorum.
Gel haydi.
Bu kadar uzakta ne arýyorsun?
Akţamdan kalmýţlýđýn mahmurluđunu,
yürüyerek üstümden atýyorum.
Sen ne yapýyorsun?
Ţu beyefendiden, bir tomar
bambu satýn almaya çalýţýyorum.
Ama istediđi fiyat, ateţ pahasý.
Ya da baţým...
...pazarlýk yapamayacak kadar
fena ađrýyor.
Söyle bakalým...
...seni eve götürelim mi?
- Neyle?
Bizonla mý?
Gördüđün gibi, ţu an için geçici
bir süreliđine suyu...
...bu tarlalardan alýp,
insanlarýn...
...kolayca ulaţabileceđi, kasaba
merkezine aktarýyoruz.
Yarým milden uzun bir mesafe. Bazý
yerlerde canýmýza okuduđu oldu.
Ama inan buna deđdi.
Rahibe...
...ölecek miyim?
Ah, ah.
Bu kadar ţapţal olmamalýsýn.
Dinle bir tanem...
...bebek bekliyor olma
ihtimâlin var mý?
- Hayýr.
- Evet.
- Hayýr.
- Evet.
Yani...
Ben...
Bu mümkün sanýrým.
Ţüphemiz yok.
Evet. Rahibe Aziz Joseph,
hemen anlar.
Kendisi çok büyük bir
aileden geldiđi için...
...bu konularda oldukça
tecrübeli.
Ýnanamýyorum.
Neden inanamýyorsun?
Bebek sahibi olmak
son derece dođal bir ţeydir.
Evet.
Kocanýn ne kadar
sevineceđini bir düţün.
Neler oldu?
- Ýyiyim.
- Baygýnlýk geçirdiđini söylediler.
Ýyiyim.
- Ýzin ver bir bakayým.
- Kolera deđil.
Hayýr.
Kolera olduđunu sanmýyorum.
Mide bulantýn oldu mu?
Yoksa sadece baygýnlýk mýydý?
Walter, yeter.
Hamileyim.
Bir bebek mi?
Kesin emin misin?
Evet.
Bu harika!
Ne kadar zamandýr bu haldesin?
Ýki aydýr.
Belki daha fazla.
Kitty.
Babasý ben miyim?
Sahiden bilmiyorum.
Çok üzgünüm.
Artýk mühim deđil.
Deđil mi?
Hayýr.
Hayýr, deđil.
Doktor Fane!
Benimle gelin.
Bu da ne böyle?
Nereden geliyorlar?
Kolera, nehrin güneyine dođru
boylu boyunca yayýlmýţ.
Orada ne doktorlarý
ne de sađlýk merkezleri var.
Gelirlerse, herkese bulaţtýrýrlar!
Onlarý kasabaya sokmamalýyýz!
Doktor Fane!
Doktor Fane!
Durun! Durun!
Durun!
Lütfen durun!
Size burada yardým edebiliriz!
Albay, onlara kasabaya
gitmemelerini söyle!
Burada yardým edeceđimizi söyle!
Bayan Fane, bütün çocuklarý
müzik odasýnda toplayýn.
Burada bekleyin.
Haydi!
Ţu çocuđu getir buraya.
Getir onu!
Kesikleri var.
Onu tedavi edin.
Anlamýyorum.
Neden beni uyandýrmadý?
Erkenden yola koyuldu.
Ayrýca senin de dinlenmen gerekiyordu.
Mülteci kampý buradan
ne kadar uzaklýkta?
Hemen kasabanýn
dýţýndaki dađýn eteđinde.
Doktor Fane, buradan
gitmeni istediđini ama...
...senin buna yanaţmayacađýný
söyledi. -Sizden ayrýlmak istemem.
Evet. Bunun için minnettarýz,
sevgili yavrum, ancak...
...kocandan da ayrýlmak
istemezsin bana kalýrsa.
Benim görevim bu.
Görev dediđin, ellerin
kirlendiđinde yýkamaktýr!
17 yaţýmdayken kâlbimde
bir âţk baţladý...
...Tanrý'ya karţý.
Dini hayat hakkýnda, hayâlci fikirlere
sahip aptal bir kýzdým.
Lâkin âţkým, ihtiraslýydý.
Yýllar geçtikçe,
hislerim deđiţime uđradý.
Tanrý beni hayâl kýrýklýđýna uđrattý.
Beni yok saydý.
Aramýzdaki iliţki, huzurlu bir
aldýrmazlýđa dönüţtü.
Ayný kanepede oturup, kýrk yýlda bir
iki kelâm eden, karý koca gibiydik.
Onu asla terketmeyeceđimi biliyordu.
O da benim görevimdi.
Ama âţk ve görev,
ayný bedende birleţirse...
...iţte o zaman Tanrý sizinle olur.
Askerin, seni geri
götürmek için bekliyor.
Kalmayý yeđlerim.
Olmaz.
Ne? Neler oluyor?
Ne?
Bayan Fane?
Bay Waddington?
Kocanýz...
Ne? Ne oldu?
Hastalýk kapmýţ.
Nerede?
Bayan Fane?
Walter!
Hayýr. Onun burada olmamasý gerek!
Hiç güvenli deđil. Waddington!
Korkarým bu durumda
bana pek söz düţmez.
Seyirci istemiyorum.
Gidin.
Bebeđin...
Lütfen, gitmelisiniz.
Walter, ne yapmam gerek?
Ýlacý biraz kýs.
Çok hýzlý damlýyor.
Güzel, güzel.
Kitty. Kitty.
Kriz tuttuđunda, iţler çok daha
kötü bir hal alacak.
Bunun için hazýrlýklý mýsýn?
Evet.
Ne oldu?
Sodyum kloridimiz bitiyor.
Daha fazla getirtemez misiniz?
Getirtebilirim.
Ancak birçođu için,
çok geç olacaktýr.
Kitty.
Kitty.
Uyanýk mýsýn?
Daha iyi hissediyor musun?
Affet beni.
Seni af mý edeyim?
Affedecek bir ţey yok.
Walter.
Üzgünüm.
Çok üzgünüm.
Bayan Fane?
Doktor Fane, derhal
gömülmeyi arzu ederdi.
Evet, tabi ki.
Tertemiz bir membânýn,
dolanýyordum etrafýnda...
Enfes bir su buldum ve
yýkandým hemen altýnda...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Kendimi terkettim kurumaya,
o meţe ađacýnýn altýnda...
Bülbüller ţarký söylerdi hani,
en yüksekteki dalýnda...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Söyle ţarkýný güzel bülbül,
kâlbin sevinç dolu, asla susma...
Kalbin sanki güler gibi,
benimkisi ađlýyorken hâlâ...
Ne yapýyorsun?
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Sevdiceđimi yitirdim,
hiçbir ţey yokken ortada...
Ona sýrtýmý çevirdim,
bir demet gül adýna...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Bir gül olmak istedim,
hâlâ açan dalýnda...
Ve biricik sevdiceđimin
âţký her dâim yanýmda...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Tertemiz bir membânýn,
dolanýyordum etrafýnda...
Enfes bir su buldum ve
yýkandým hemen altýnda...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Kendimi terkettim kurumaya,
o meţe ađacýnýn altýnda...
Bülbüller ţarký söylerdi hani,
en yüksekteki dalýnda...
Nicedir içimde sana olan sevdam,
unutmayacađým seni asla...
Çok saçma, deđil mi?
Bir hafta içinde ölecek.
Verdiđin paraya bile deđmez.
Sen ne dersin?
Bence oldukça güzeller.
Sahi mi?
Sanýrým haklýsýn.
Haydi.
Acele etsek iyi olacak.
Büyükbaban bekliyor.
Kitty Fane?
Yaţýyor muyum,
yoksa bu bir rüya mý?
Merhaba Charlie.
Londra'da ne iţin var?
Çok uzun zaman oldu, biliyorum.
Sana yazmalýydým.
Kim bu sevimli dostumuz?
Merhaba delikanlý.
Adýn ne?
Walter.
Merhaba Walter.
Ben Charlie Townsend.
Kaç yaţýndasýn?
Beţ.
Haydi hayatým.
Gerçekten acelemiz var.
Evet, tabi.
Pekâla.
Seni tekrar görmek güzeldi.
Sizi de öyle.
Hoţçakal Walter.
Hoţçakalýn.
Kitty!
Önümüzdeki 3 hafta boyunca Londra'da
olacađým. Belki bir ara...
Hoţçakalýn Bay Townsend.
Hoţçakalýn Bayan Fane.
Kimdi o anne?
Önemli biri deđil, bir tanem.
...DOSTLARIMIZ JULIE PEARCE VE
JOHN TIMPERLEY'NÝN ANISINA...