Merhaba, ben Tony
ve bu "Every Frame a Painting"den kısa bir bölüm.
Belki siz anlarsınız.
Bazan bir sahneyi izlediğimde inanılmaz sıkılıyorum
çünkü sahnelenen şey biricik olması gerekirken
şundan ibaret oluyor:
Standart örtü plan.
Kimse kıpırdamıyor,
herkese yapım çekim yapılıyor
ve biz burada beş dakika boyunca
ileri ve geri kesmelerle sıkışıp kalıyoruz.
-"Bugünün çoğu filmi birbirlerinin aynısı gibi.
Bu tür filmler için
konuşan insanların fotoğrafları diyorum.
Ve sinemanın sanatına dair
herhangi bir alakaları yoktur."
Öyleyse buyrun size
Akira Kurosawa'dan alternatif bir yöntem:
Standart örtü çekimin yerine
sahneyi basit geometrik şekillerle kurmak.
Bu sahne "Ahmaklar Barış İçinde Uyuyor"dan
ve sahne iki şeye odaklananıyor:
Kareler ve üçgenler.
İşte, Nishi çantayı Shirai'ye uzatıyor
ve tekrar yerine oturdu mu
basit bir üçgen yakalıyoruz:
İki çift göz ve çalıntı paralı çanta.
Kurosawa'nın sahneyi tepkiler arasında kesmediğine dikkat edin.
Bunun yerine bizim gözlerimiz doğal olarak birinin yüzüne bakıyor,
sonra ötekininkine.
Shirai'nin korkusu çoğaldıkça üçgen genişliyor.
İzlerken onun üzerine düşünmesek bile
kapının arka plandaki konumunu nasıl da koruduğuna dikkat edin
bizi bir şeye hazırlar gibi...
Moriyama belirdiğinde
kamera Shirai'yı bir üçgene hapsetmek için tekrar konum alıyor.
-"Ne yapıyorsun?"
Ve daha kısa olan çekildi mi
biz de bu harika kompozisyonu yakalıyoruz:
üç adam, üç çift göz.
-"Onu ne diye açmıyorsun?"
Sözlü drama ayaktaki iki adam arasında yaşandığında bile
merkeze yakın olan yüz Nishi'ninki oluyor
çünkü onun tepkilerini görmemiz
ve soğukkanlılığını yitirmediğinden emin olmamız gerek.
-"Ver de bir bakayım."
Kurosawa üçgeni bir el ile
sonra da bir ifşayla yıkıyor.
Sadece gözlerinin hareketiyle bile
nasıl da Nishi'ye dikkat kesildiğimize dikkat edin.
Ve üçgen kurnazca değişti. Soldaki iki adam
çok daha yakına getirildi
sağdaki adam ilgisini paraya yöneltirken.
-"En ufak...
bir fikrim yok."
-"Benimle geleceksin!"
Son bir kez olsun af dileğine şahit oluyoruz
ama işe yaramıyor.
Shirai yarım saniyeliğine tereddüte düşüyor
ve sahne bitiyor
tıpkı başladığı gibi,
bir sonraki hamlesini tasarlayan
yalnız başına bir insanla.
Hiçbir söz söylemezken bile
Toshiro Mifune
tavır ve gözleriyle bu sahnenin asıl sahibi.
Ve Kurosawa,
sahnesini böyle üçgenler ile karelerle sergileyerek
gözlerimize, odaklanacağı birden başka konumu
ve hikayenin tamamını
iki buçuk dakikada veriyor.
Bunun geometrik bir güzelliği bile var:
Bir kişi
sonra iki
ve sonra üç,
iki,
bir.
Bu görsel hikaye anlatıcılığının bir başyapıtı.
Eğer bu yorumlamayı sevdiyseniz,
Kurosawa'nın başka eserlerinde de deneyin.
Her filmi için
sade, basit, görsel yöntemler bulmuştur
hikayeyi anlatmak için.
"Yedi Samuray"da dairelere ve yedişerli gruplara,
"Yojimbo"da yatay ve dikey çizgilere
ve "Gizli Kale"de üçgenlere
ve daha fazla üçgene sahip.
Öyleyse, bir dahaki
birden fazla kişinin yer aldığı bir sahneyi ele alışınızda
sadece tekdüze yakın planlar çekmeyin.
Yaratıcı olun
ve ne tür şekiller yapabildiğinize bakın.