"Lana Del Rey - Tropico (Explicit) (2013)"
Ve John'un ruhu suyun
yüzünde hareket etti.
Ve John Işık olsun diye buyurdu.
Ve ışık oldu.
John, ışığın iyi olduğunu gördü.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Büyükbaba, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Teşekkür ederim.
Nerede olduğunu söylemek istedim.
Eskiden kamp alanındaki bendim.
Şimdi size kovboy olmayı
öğreteceğim.
Eğer sert birer kovboy olmak istiyorsanız,
Ağladığınızı duymak istemiyorum.
Mızmızlanmanızı istemiyorum.
Üstüne çıkıp atı bineceksiniz.
Korkmayın. Çizmeleriniz yüksekte,
pantalonunuz alçakta olsun.
-Seks doğanın bir parçasıdır.
-Şapkanı iyi eğ.
Ben doğanın yolundan giderim.
Bindiğinde çekiştirip durma,
düzgün ve yumuşak davran.
Yapabilirsin, sana güveniyorum.
Rüzgarı arkana al,
şikayet etme.
Asla özür dileme çünkü bu
bir zayıflık göstergesidir.
Sakın anana kaçma,
alır geri getiririm.
--??--
Seni istiyorum.
... seviyorum.
İyi çocuklarsınız.
Siz küçük kovboylar benim için
iyi çalışırsınız, eminim.
Çalıştığından emin ol, yolcu,
42
00:02:17,413 --> 00:02:18,853
zira seni gözlüyor olacağım.
Bozukluk ya da on sent rica et.
Bazen kumar oynamalısın.
Evet bebeğim, işte bu.
Her şey aslında bunun için.
Amin.
Unutma, anana mektup yazacağım.
"(1) Lana Del Rey - Body Electric"
Elvis babam,
Marilyn annem,
İsa en iyi bi dostum.
Bize kimse lazım değil
çünkü biz bize yeteriz.
En azından öyleymiş gibi yapıyorum.
Her cuma diz çökeriz,
Solgun ay ışığında danseder,
sürteriz.
Grand Ole Opry,
iyi hissediyoruz.
Mary, bozuk zihnime
tesbihle dua okumakta.
(Öyleyse aldırma)
Vücut elektriğine ses veriyorum
Vücut elektriğine ses veriyorum, bebeğim.
Vücut elektriğine ses veriyorum,
Vücut elektriğine ses veriyorum,
Ses ver vücut elektriğine,
Ses ver vücut elektriğine.
Yanıyorum, ses ver vücut elektriğine.
Babam Whitman,
annem Monaco.
Pırlantalar en iyi dostlarım,
Cennet benim bebeğim,
intihar ise babası,
Nihayeti de bolluk.
Her cuma diz çökeriz,
Solgun ay ışığında danseder,
sürteriz.
Grand Ole Opry,
iyi hissediyoruz.
Mary, bozuk zihnime
tesbihle dua okumakta.
(Öyleyse aldırma)
Vücut elektriğine ses veriyorum,
Vücut elektriğine ses veriyorum, bebeğim
Vücut elektriğine ses veriyorum,
Vücut elektriğine ses veriyorum,
Vücut elektriğine ses veriyorum
Vücut elektriğine ses veriyorum
Yanıyorum, ses ver vücut elektriğine
Kıyafetlerim hala sen kokuyor,
Tüm fotoğraflar hala genç
olduğumuzu söylüyor
Canım yanmamış gibi yapıyorum,
Yeryüzünde eğleniyormuşum gibi dolanıyorum,
Her cuma diz çöküyoruz,
Solgun ay ışığında, alev
almışcasına çıkartıp bırakıyorum.
Grand Ole Opry, iyi hissediyoruz.
Mary, gönlünden geçtiği
gibi sallanırken
Vücut elektriğine ses veriyorum
Vücut elektriğine ses veriyorum, bebeğim.
Vücut elektriğine ses veriyorum
Vücut elektriğine ses veriyorum
Ses ver vücut elektriğine,
Ses ver vücut elektriğine.
Yanıyorum, ses ver vücut elektriğine
Vücut elektriğine ses veriyorum.
Vücut elektriğine ses veriyorum.
Vücut elektriğine ses veriyorum.
Vücut elektriğine ses veriyorum.
Sevdiklerimden bir ordu beni sarmalar,
ben de onları.
Onlarla gidene dek, muhattap olana dek,
salmayacaklar beni.
Adamım, delirmiş olmalısın.
Ve na-yozlaştırana dek onları,
ruhun tüm gücüyle güçlendirene dek.
Kadınlık, ve kadın olmanın olayı,
-ve kadından gelen erkeğin,
Rahim, emzik, meme ucu, meme-sütü,
gözyaşı, kahkaha, ağlama,
Aşk görünümü, aşk tedirginlikleri ve yükselişleri,
Ses, telaffuz,
lisan,
fısıldama, haykırma,
Yemek, içecek, nabız,
sindirim, ter, uyku,
yürümek, yüzmek,
Kalça havada,
sıçramak, dayamak, sarılmak,
kolu kıvırmak ve sıkmak,
Dudak bükümünün sürekli değişimleri,
ve gözlerin etrafı.
Ten,
güneş yanığı tonu,
çiller,
saçlar
Bedenin çıplak etine
dokunan ellerin tuhaf ilgisi
Çarkeden nehirler, nefes,
nefes almak ve vermek,
Belin güzelliği, bundan dolayı kalçanın, bundan dolayı da aşağı doğru dizlerin,
İnce, kızıl jöle damarlarındaki, yahut bendeki,
kemikler ve ilik kemiklerin içindeki
Sağlık kavramının nefis idrakı
Demem o ki bunlar yalnızca bedenin parçaları
ve şiirleri değiller, ruhundurlar da.
Demem o ki bunlar ruhtur!
"(2) Gods & Monsters"
Tanrıların ve canavarların diyarında,
Bir melektim ben,
Kötülüğün bahçesinde yaşayan.
Siki tutmuş ve korkmuş bir şekilde
ne yapmam gerekirse yapıyordum
Ateş gibi bir fenerdim parlayan
İhtiyaç duyduğum ilaç sendeydi,
Şöhret, içki,
aşk, yavaşça ver bana,
Ellerini belime koy,
nazikçe yap,
Ben ve tanrı,
aramız pek iyi değil. Ben de şarkı söylüyorum.
"Kimse ruhumu alamayacak".
Jim Morrison gibi yaşıyorum,
Boktan bir tatile gidiyorum.
Motelde cümbüş var ben şarkı söylüyorum:
"İşte cennet bu, ver, ah siktir
ben de bunu istiyordum."
Masumiyeti kaybolmuş.
Masumiyet kaybolmuş.
Tanrıların ve canavarların diyarında,
Bir melektim ben,
Sağlam sikilmek istiyordum,
Gerçek şarkıcı taklidi yapan
görünmez bir hayran kız gibi.
Hayat, sanatı taklit eder.
İhtiyaç duyduğum ilaç sende,
Uyuştur, damardan vur,
direk kalpten lütfen.
Bana ne iyi gelir
pek bilmek istemiyorum,
Tanrı öldü,
"benim için sakıncası yok" dedim..
Kimse ruhumu alamayacak.
Jim Morrison gibi yaşıyorum,
Boktan bir tatile gidiyorum.
Motelde cümbüş var ben şarkı söylüyorum:
"İşte cennet bu, ver, ah siktir
ben de bunu istiyordum.".
Masumiyeti kaybolmuş.
Masumiyet kaybolmuş.
Konuştuğunda, film izliyormuş gibi
Çıldırtıyorsun beni.
Çünkü hayat sanatı taklit eder.
Biraz daha güzelleşsem bebeğin olabilir miyim?
Diyorsun ki "Hayat o kadar zor değil."
Kimse ruhumu alamayacak
Jim Morrison gibi yaşıyorum,
Boktan bir tatile gidiyorum.
Motelde cümbüş var ben şarkı söylüyorum:
"İşte cennet bu, uzat, oh amına koyayım ben de bunu istiyordum.".
Masumiyeti kaybolmuş.
Masumiyet kaybolmuş.
(Ya benimsin ya da kimsenin)
Her zaman bu seferki kadar
güzel olmayacak, biliyorsun değil mi?
Evet.
Rahatlayın, tamam mı?
Tamam.
Unutma: daima arkandayım.
Jack'in doğum günü şerefine,
Jack'in otuzbir çekebileceği
birini getireyim dedim.
-Anladım.
Cidden kim?
Hazır mısın?
Hanımlar.
"Yüce tanrım, vücut ısımın
yükselişini hissedebiliyorum"
(Burning Love, Elvis)
(Allen Ginsberg'den Howl/Uluma)
Gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını,
histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini,
Zenci sokakların şafağında
gördüm onları
bozuk kafalarıyla mal ararken,
Gecenin makinesinde yıldızlı dinamo
ile eski cennetsel bağ için yanıp
tutuşan melek kafalı hipsterler,
Yoksulluk ve paçavralar ve sahte gözlerle şehirlerin üstünde yüzen sıcak suyu olmayan
ucuz odaların doğa üstü karanlığında yükseğe doğrulup sigara içerken jazzı seyredenler,
Yaradan'ın cennetinde zihinleri apaçık olanlar aydınlatılmış ucuz çatı katlarında
ve yeraltlarında Muhammed'in dolaşaduran meleklerini görenler,
Arkansas ve Blake-ışığı trajedisi arasından parlak ifadesiz halüsinatif gözlerle
bilgi savaşının üniversitelerinden geçip gidenler,
akademilerden delilik ve ahlaksızlığa düzdükleri methiyeleri kafatası
üzerindeki pencerelerde yayınladıkları için tekmeyi yiyenler,
parasını çöp sepetlerinde yakarak ve
dehşeti duvardan dinleyerek tıraşsız odalarda
don gömlek sinenler,
apış arasındaki marihuanayla
Laredo'dan dönerken New York'da içeri tıkılanlar,
ucuz otellerde ateş yiyenler
ya da Paradise Alley'de terebentin içenler,
ölüm, ya da geceden geceye gövdelerini arafta bırakanlar,
düşlerle, ve uyuşturucularla, uyandıran kabuslarla,
alkol ve sik ve sonsuz taşaklarla.
Ve böylece,
Onun suretinde yaratılıp,
ona çok benzemek istediği
için sürgün edildi
ve Cennet Bahçesi,
kötülüğün bahçesine dönüştü..
Los Angeles.
meleklerin şehri,
tanrıların ve canavarların ülkesi.
Yalnızca özgür iradenle yaptığın
seçimlerin olduğu yer,
aradaki diyar; ruhunun nihai
kaderini belirleyecek.
Bazı şairler, buranın yeraltı
dünyasına açılan
bir kapı olduğunu söylese de,
bazı yaz gecelerinde cennet hissiyatı verebilir.
Kayıp cennet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
Evrenin efendisi, kainatı yaratan,
günahlarımızı affet.
Sevgili John, günahlarımızı affet.
(John Wayne'den "America, Why I Love Her", Haziran, 1964)
O'nu niye mi seviyorum?
Vakit ayırırsan açıklayayım...
Hiç Kansas'ta gündoğumu ya da
Arizona'da yağmuru gördün mü?
Bataklık kolunda Louisiana
tarafına sürüklendin mi?
San Fransisco Körfezi'nde soğuk
sisin sürüklenişini izledin mi?
Carolina çamlarında öten bir
bıldırcın duydun mu?
Appalachia madenlerinde bağıran
bir dizel motoru işittin mi?
Niagara'nın sularının kükreyişleri
seni heyecanlandırıyor mu?
Massachusetts kıyılarına şaşkınlıkla karışık
bir merakla bakıyor musun...
Hani sert ve cesur adamların yeni dünyaya Plymounth kayalarında ilk adımı attıkları yere.
Peki New York City'de rıhtımda
gezinirken onları düşünüyor musun?
Yükseklerde, Rockies'de bir kar
tanesini süzülürken gördün mü?
Aydınlık Nevada semalarında güneşin
alevler içerisinde batışını gördün mü?
Columbia denize akın ederken
selam veriyor musun?...
Gettysburg'deki özgürlük mücadelemizi
saygıyla selamlıyor musun?
O'nu neden sevdiğimi mi soruyorsun?
Bir milyon sebebim var...
Benim güzel Amerikam...
tanrının alabildiğine uzanan
semasının altında..
"(3) Bel Air"
Gargoylelar kapının önünde
duruyorlardı.
Beklememi söylemeye çalışıyorlardı,
Ama seni görmek için bekleyemiyorum.
Bu yüzden çılgıncasına koşuyorum cennetin kapısına.
Kötü olmak istemiyorum,
Artık seni aldatmayacağım.
Güller, Bel Air, götür beni oraya,
Seninle tanışmayı bekliyordum.
Işığın altında palmiye ağaçları
Gece geç yatsam da olur.
Sevgilim, seni karşılamak için bekliyorum.,
Bana gel bebeğim.
Spot ışığı, kötü bebeğim,
bir şey seziyorsun,
Oralarda, her yerde,
aşkın en bir vahşi haliyle
Aşkım, tatlı çocuğum benim,
İlahisin. (Tanrısal anlamında)
Şimdiye kadar kimse söylemedi mi?
Parlamak iyidir.
Güller, Bel Air, götür beni oraya,
Seninle tanışmayı bekliyordum.
Işığın altında palmiye ağaçları
Gece geç yatsam da olur.
Sevgilim, seni karşılamak için bekliyorum,
Bana gel bebeğim.
Korkma benden, utanma.
Yumuşak dirilişimin yolunda git.
Güllerin putu, ikonik ruh.
Adını biliyorum.
Parlak emrinle
savaşa sür beni.
Güller, Bel Air, götür beni oraya,
Seninle tanışmayı bekliyordum.
Işığın altında palmiye ağaçları,
Gece geç yatsam da olur.
Sevgilim, seni karşılamak için bekliyorum,
Bana gel bebeğim.
Güller, Bel Air, götür beni oraya,
Seninle tanışmayı bekliyordum
Nar şurubundan gün ışığı,
benimkinin içinde solar mısın?.
Sevgilim, seni karşılamak için bekliyorum,
Bana gel bebeğim.
Daima aklımdasın.
Daima aklımdasın.
Çeviri: @redlinetheturk
Senkron : Reza Fa