Hey! Ben Jacob Barnett,
heyecanlı mısınız gençler?
(Övgüler)
Tamam!
Size bildiğiniz her şeyi neden unutmanız
gerektiğini anlatmak için buradayım,
şimdi!
Bilmeniz gereken ilk şey,
hepinizin ev ödevi yaptığını
tahmin ediyorum.
Tamam, biliyorsunuz,
hepinizin yapması gereken bir şey
ve ödevlerinizde çok iyisiniz,
yüksek notlar alıyorsunuz,
muhteşem ödüller,
Benjamins ve bunun gibi iyi şeyler.
Yanlış yaptığınızı söylemek
için buradayım!
Evet doğru, aynen öyle söyledim,
her şeyi yanlış yapıyorsunuz!
Başarmak için,
her şeye kendi eşsiz bakış açınızla
bakmanız gerekiyor.
Peki, bu ne anlama geliyor?
Bu, düşünürken,
halihazırda olanı kabul etmeyip
yaratıcı yönünüzle düşünmeniz
gerektiği anlamına geliyor.
Yeri gelmişken,
arka planda gösterdiklerim, küçük
kardeşlerim Ethan ve Wesley,
biri kimyager ve diğeri meteorolog.
Bu nedenle, bakış açınız sizin
sanatı, tarihi, müziği ya da diğerlerini
görebileceğiniz tek yol olabilir.
Bu yüzden, size benim Matematiği
görebildiğim yollardan birini göstereyim.
Örneğin,
bu 32 var ve döndürmeler;
toplama, çıkarma, bölme,
çarpma ve diğerlerini temsil ediyor.
Benim buraya gelmemdeki temel sebep,
biraz kuantum mekaniği yapmak.
O yüzden, bugün yapacağımız şey,
Schrödinger denklemini yapmak,
onu zamandan bağımsız bileşenlere ayırmak
ve onu kutudaki bir örgü
ve bir molekülün
sınır şartlarıyla çözeceğiz.
Hadi öyleyse başlayalım!
Elimde dağıtmanızı istediğim
bazı ders notları var.
Bunları iki sıraya ayıracağım.
Gelip bunları almak isteyen?
Hayır, bekleyin.
Buraya gelmeden önce
size bir şeyi çok çabuk bildirmeliyim.
Tamam, sadece orada durun.
Şaka yapıyorum!
(Gülüşmeler)
Ben--
(Alkışlar)
Ben buraya sizi kuantum mekaniği ile
korkutmak için gelmedim-- henüz değil.
Şimdi daha basit olarak düşünelim.
Burada kaçınız çemberleri duydunuz?
Tamam, güzel.
Çemberler neden önemlidir?
Kurabiyelerin şeklidirler.
Kaykay tekerleklerinin şeklidirler.
Ve en önemlisi,
X-box 360'ınızı açan şeyin
şeklidirler.
(Gülüşmeler)
Okuldan çemberler hakkında
neler biliyoruz?
Pi r2'yi biliyoruz.
Yuvarlak olduklarını biliyoruz.
Başka bir şey biliyor muyuz?
Pek sayılmaz.
(Gülüşmeler)
Size çemberlerle yapabileceğiniz
harika bir şey söyleyeyim.
Buna Johnson Teoremi deniliyor.
Gerçekten bir teorem değil,
sadece, biliyorsunuz,
matematikçilerin bir şeyleri
düşünüş şekli.
Johnson'ın söylediği şey,
"Üç çember alın,
bir şekilde üst üste geçirin
ki böylece altı mavi çizgi olsun"
ben her bir çemberi mavi
olarak düşünüyorum;
böylece bir noktaya gelen
altı çizgi var.
Diğer üç nokta, aynı boyuttaki
bir çemberin içinde,
ilginç.
Bu sadece Pi r2 değil,
bu yeni bir şey.
Çünkü Johnson şöyle düşünmediği için:
"Pi r2 ve yuvarlak olmalı,
hepsi bu"
o matematiği oluşturdu.
Ve bunu kendi eşsiz
bakış açısında yaptı.
Şimdi, biliyorum ki hepiniz matematiksel
olarak yetenekli değilsiniz,
bu yüzden --
(Gülüşmeler)
şimdi daha ilginç bir konuya atlayalım.
Şimdiye kadar, Lise kariyerinizde Isaac
Newton'ı duymuş olabilirsiniz.
Onu prizmalar konusundan
duymuş olabilirsiniz
ya da her ne yaptıysa.
1665'te, Isaac Newton,
Cambridge Üniversitesindeydi.
Şimdi tarihini iyi bilenler için,
o zamanda, Cambridge vebadan
kapatılmıştı.
Bu nedenle, Isaac Newton'ın
bir öğrenme yolu yoktu.
Öğrenmeyi bırakmak zorunda kaldı
ve belki de,
yurt odasında, vebadan kaçan kedisiyle
saklanıyordu.
Şimdi, o bunu yaparken, öğrenmeyi
bırakması gerektiğine karar verdi,
ama düşünmeyi bırakmak istemedi.
Bu yüzden bu problemi astrofizikte
düşünüyordu.
Ve özellikle,
Ay'ın Dünya etrafındaki hareketini
hesaplamak istedi.
Ben de bu problemi Merkür'ün Güneş
etrafındaki dönüşünde revize ettim.
Tamam.
Onun yaptığı şey,
bu problemi çözmek için Kalkülüsü,
Newton'ın üç kanununu,
evrensel yer çekimi kanununu,
çalışmasını kontrol etmek için,
aynalı teleskop ve optikleri yarattı
ve o öğrenmeyi bıraktığı iki yılda
bütün bu çılgın şeyleri yaptı.
Sanırım bu bizim için çok iyiydi,
çünkü o zaman Newton öğrenmeyi
bırakmak zorunda kalmıştı,
ama öğrenmeyi bırakıp düşünmeye başladı
ve bilimi yarattı.
Ve, tamam, mükemmel,
şimdi bizim bir fizik teorimiz var!
Tamam.
Belki en üst düzey öğretim üyesi
olabilirdi,
4.0 diploma notu getirebilirdi,
onur listesinde olabilirdi,
profesörlerin gururu olabilirdi,
ama hiç bir şey yaratamazdı,
eğer öğrenmeyi bırakmasaydı.
Newton düşünmeye başlamalıydı
ve bir şeyleri kendi özgün
bakış açısından düşünmeliydi
ki teorisini yaratabilsin.
Şimdi, izin verin size resmi olarak
kendimi tanıtayım,
çünkü konuşmanın başında yapmadım.
11 yıl önce, bana otizm denen
şeyin teşhisi konuldu.
Bunun anlamı, bir şeylere şiddetli detayla
odaklanabiliyor olmamdı,
bu da hiç düşünmüyorum gibi görünüyordu.
Temel olarak şöyleydim: "Oh, burada şu
ışığın yansıması var,
öyleyse burada bir ışık var, ama
benim gölgem var,
öyleyse orada arkada bir ışık var"
ve oraya baktım ve oradaydı.
(Gülüşmeler)
Tamam.
Bu yüzden, biliyorsunuz,
insanlar asla öğrenemeyeceğimi
düşünüyorlardı,
çünkü sadece boşluğa bakıyormuşum
gibi görünüyordu.
Hiç bir şey yapmıyormuşum gibiydi.
Bu yüzden, insanlar asla
öğrenemeyeceğimi, düşünemeyeceğimi,
konuşamayacağımı,ayakkabılarımı
bağlayamayacağımı söylediler.
Tamam, haklı olabilirler,
ben sandalet giyiyorum.
Bu nedenle --
(Gülüşmeler)
Ancak, o yaşta,
Barnes and Noble kitapçısına gittim
ve bir ders kitabı aldım
ve o ders kitabındaki verilerden
Kepler kanunlarını buldum.
Oysa öğrenmem veya
düşünmem gerekmiyordu.
Esasen, diğer insanların bakış
açılarından
çok iyi görünmüyordu, parmak boyası
yapmıyordum ya da hikaye saati
ya da 2-3-4 yaş grubunun yapacağı
diğer şeyleri yapmıyordum,
ancak, biliyorsunuz, onların yaptığı şey,
beni Özel Eğitime götürmekti.
O kadar aşırı özel ki,
beni hiç eğitemedi.
(Gülüşmeler)
O zaman süresince,
öğrenmeyi bırakmak zorunda kaldım,
çünkü öğrenmek için
bir yolum yoktu,
sadece Özel Eğitim'de idim.
Yapacakları şey--
Hiç bir şey öğrenemedim.
Ancak, o yaşta bir şeyleri düşünmeye
başladım,
bütün bu gölgelerin yollarını
ve bence bugün bu yüzden astrofizik
ve fiziği ve matematiği seviyorum;
çünkü öğrenmeyi bıraktım.
Bugün yaptığım şeyi bugün
bu yüzden yaptığıma inanıyorum.
Tamam, yer çekimine deva edeyim.
Fizikle ilgilenen bizler için çok
heyecan verici bir konu.
Konuma devam edeyim.
Şimdi, olan şey,
bir kaç asır sonra,
fizikçiler Newton'ın uydusunu test etmek
için yeterli deneysel teknolojiye sahiptiler.
Newton, Merkür'ün uydusunun
oval olduğunu tahmin etmişti,
ya da bilim adamlarının dediği gibi
"bir elips."
Ancak, teleskobumuzla baktığımızda
onu gördük.
Bilim adamı olanlarınız için o,
aşırı abartılmış, ama --
O iyi görünmüyordu,
Newton başarısız olmuştu.
En büyük fizikçilerden biri başarısız
olmuştu, başaramamıştı!
(Gülüşmeler)
Bizim aynen Newton'ın yaptığını
yapacak birine ihtiyacımız vardı,
bildiği her şeyi unutacak!
Ve biliyorsunuz, bunu yeniden oluşturacak.
O adamın adı Albert Einstein idi.
Albert Einstein, yaptığı şey
parkurunda durduruldu,
çok iyi yapmıyordu.
Bir Yahudiydi ve
Nazi-öncesi Almanya'sındaydı,
bu nedenle, bölgedeki üniversitede
bir pozisyon alamadı.
Patent ofisinde çalışmak zorunda kaldı;
evet, teorik olarak Fizik değildi ve
biz burada Einstein'dan bahsediyoruz.
Evet,
olan şey, Einstein'ın birdenbire düşünmeye
zamanı kalmıştı.
Öğrenmeyi bırakmak zorunda kaldı,
ama düşünmek için zamanı oldu.
Ve böylece, yapmış olduğu şey,
bu düşünce deneyimlerini sevdi
ve bütün bu farklı şeyler hakkında
düşünmeyi de sevdi.
Einstein'ın düşündüğü şey--
kendisini bir kaç arkadaşıyla
tramplende resmetmişti,
ki - aslında öyleler -
benim cümlemdeki başarısızlık
ve Fizikçiler genellikle
sahip olduklarından bir çift daha
fazlasına sahipler.
(Gülüşmeler)
Albert Einstein belki de arkadaşlarından
biriyle tramplendeydi.
Ve biliyorsunuz, belki de beraber
tenis ya da başka bir şey oynuyorlardı.
Ancak, biliyorsunuz,
onlar Fizikçi,
çok iyi el göz koordinasyonları yok,
bu yüzden, belki de
tenis topunu yakalayamadılar
ve etraflarında yuvarlandı
ve Einstein buna baktı ve dedi ki:
"Sürtünme olmadan, bu yerçekimi!"
O bunun sadece yerçekimi
olduğunu fark etti.
Daha sonra,
bu çılgın şeyle sonuçlanacak
devinimi tahmin etti
ama o çılgın şey tamamen
bu diğer çılgın şey gibi.
Einstein problemi çözmüştü,
sadece onu kendi perspektifi ile
düşünerek ve
kendine mahsus yöntemle.
Öğrenmeyi bıraktı ve
düşünmeye başladı
ve yaratıcı olmaya başladı.
Şimdi hikayeye geri döneyim,
çok iyi görünmüyordum,
sadece bir kaç fırça yapıyordum.
Üç yıl önce,
bir kalkülüs dersi vardı ve
arka sırada oturmak istedim,
ve arka sırada oturmak için
iki haftada cebir, trigonometri
ve diğer ortaokul dersleri olan
lise matematiğini,
üniversite birinci sınıfın
kalkülüs dersini
öğrenmeye karar verdim
ki böylece sınıfın
arkasında oturabileyim.
10 yaşındaydım.
(Gülüşmeler)
Tamam --
O zamanda, bunu ispat etmek için,
Üniversiteye kabul edildim
ve halen on yaşındaydım.
Giriş mülakatına gitmek zorundaydım,
biliyorsunuz, üniversitede bu yapmanız
gereken şey.
Ve giriş mülakatına gitttim
ve park yüzünden
bozuk paralarım vardı
ve hepsini
adamın ofisinin orada düşürdüm.
Sağduyum olmadığını
düşünmesini sağladım
ve beni bir sömestr daha bıraktı.
Ben de o zamanda öğrenmeyi
bırakmak zorunda kaldım.
Peki, ne yaptım?
Öğrenmeyi bırakıp sadece video oyunları
oynamaya mı başladım?
Hayır!
Şekiller hakkında düşünmeye başladım!
(Gülüşmeler)
Ve astrofizikteki özel problemi
düşünüyordum,
o zaman çok ilgileniyordum
aslında halen ilgileniyorum.
Şimdi, yaptığım şey,
iki hafta boyunca bu şekilleri,
bu problemi düşünmeye başladım
ve bir müddet sonra çözmüştüm.
Bu astrofizik problemini çözdüm
ki temel olarak Einstein
ve Newton'a benzer şekilde.
Size tam olarak problemi anlatmayacağım,
çünkü henüz yayınlatmadım.
Makalem yayınlandığında, anlayabilirsiniz;
(Gülüşmeler)
bilimsel makale okuyanlar için.
(Gülüşmeler)
Bu problemlerin hepsini düşündüm,
sadece Officemax'tan ucuza aldığım
500 kağıdım vardı
ve çok boyutlu şeyler hakkında
düşündüğüm için
hepsi çabucak doluverdi.
Kağıdım bittiği için
beyaz tahtaya yöneldim.
Ama beyaz tahta da çabucak doldu,
ben de anne-babamın
pencerelerine yöneldim.
Sonrasında cam temizleyiciyle kovalanınca
- denklemlerim bu korkunç cam temizleyici
ile kolaylıkla siliniyordu ama -
bu nedenle,
yaklaşık bir ay kadar sonra,
ailem dışarı çıkmadığımı fark etti.
Bu garip şekilleri pencerelere çiziyordum.
Temel olarak kendimi
çürütmeye çalışıyordum,
sonum Newton gibi olsun istemiyordum,
Gelecekte yüzyılda ispatlanıp da
sonra çürütülmek istemiyordum.
Yaptığım şey, pencerelere yazmaktı,
kendimi çürütmeye çalışıyordum ama nafile.
Ondan sonra, ebeveynim,
parkta olmam gerektiğini düşündüler,
Princeton'dan birini aradılar
ve ondan yaptığım şeyin
aksini ispatlamasını istediler.
Ne yazık ki; durum böyle değildi
ve o benim doğru yolda olduğumu söyledi.
öyleyse, parka gitmeyeceğim.
(Gülüşmeler)
(Alkışlar)
Öğrenimi bırakmak
zorunda kaldıktan sonra
düşünmeye başladım
ve problemi çözdüm.
Sonra kalkülüs yapmak isteyenler için
bir video çekmeye karar verdim,
- ki üç tane piyasada var -
onlar da öğrenebilirler.
Bu kalkülüs videosunu yaptım,
insanlar 12 yaşında olduğumu ve
kalkülüs videosu yaptığımı fark ettiler.
Bunu farkeden ilk kişiler
Indianapolis Star gazetesiydi
ve beni gazetenin ön sayfasına koydular
ve bu resimden de görebileceğiniz gibi,
bir sandviç yiyordum,
çok lezzetliydi.
Tamam.
Sonra benim kalkülüs videom
internette yayıldı.
Bu fotoğrafın zamanında iki milyon
izlenme olmuştu.
Öncelikle, bir kalkülüs videosunun
internette yayılacağını kim düşünebilirdi?
(Gülüşmeler)
Ondan sonra, bu dil neyse ona çevrildi.
Bunun hangi dil olduğunu biri
bana söyleyebilir mi?
Okuyamıyorum.
(Seyirci) Çince.
Tamam, Çince.
Bilmek güzeldi.
(Gülüşmeler)
Ondan sonra, Fox TV'den biri beni aradı
ve onun penceresine de
yazabildim, adı Glen Beck'ti.
(Gülüşmeler)
O deneyimi özel kılan şey,
pencerelerin kocaman olmasıydı,
yerden 23 kat yüksekte ve
Chrysler Binasına yukarıdan bakıyor.
Eğlenceli bir deneyimdi.
(Gülüşmeler)
Ondan sonra, evime gerçekten garip
ziyaretçiler gelmeye başladı.
(Gülüşmeler)
CBS Sixty Minutes programından
Morley Safer geldi.
Şimdi, bu resmi gerçekten
iyi görebilenler için,
aynı sandaletleri giydiğimi
fark edebilirsiniz.
(Gülüşmeler)
Şimdi, yaptığımızı yeniden özetleyelim.
Einstein, Johnson, Newton
ve bahsettiğim kişiler
gerçekten dahiler mi?
Onları çok özel yapan şey,
gerçekten bu mu?
Gerçekten işlerini bu yüzden mi yaptılar?
Kesinlikle değil! Hayır!
Bu yüzden değil!
(Gülüşmeler)
Olan şey, yaptıkları şey,
bir geçiş taptılar, öğrenmekten
düşünmeye, oluşturmaya,
ki bunu medya şimdi
dahi diye tercüme ediyor.
Eminim ki nispeten yüksek IQ'leri vardı,
ancak, bazılarınızın da bildiği gibi,
dışarıda bu tür şeyleri oluşturamayan
yüksek IQ'lü çok insan var.
Genellikle Pi'nin bir kaç yüz bin
hanesini ezberliyorlar.
Bu nedenle, benim onlara sorum şu:
farklı bir sayıyı neden ezberlemiyorsunuz?
Mesela, şu an Phi'yi giyiyorum.
Sonuçta,
Burada olmamam gerekiyor,
biliyorsunuz, konuşamayacağım
söylenmişti.
Muhtemelen bunu seyreden bir terapist
şimdi çileden çıkmıştır.
(Gülüşmeler) (Tebrikler)
(Alkışlar)
Tamam, konuşmamam gerekiyor,
öğrenmemem gerekiyor,
ancak öğrenmeden düşünmeye ve
oluşturmaya geçiş yaptığım için
bugün buradayım;
ve New York'ta dört yüz kişiden
sekiz yüz kişiye konuşuyorum.
Tamam.
Sizi bu konuşmadan uzaklaştırmak için
ne mi istiyorum?
Yapmanızı istediğim şey,
gelecek 24 saat için,
Bugün Cumartesi olmasına rağmen
okulunuz olabileceğini biliyorum;
gelecek 24 saat için,
hiç bir şey öğrenmeyin!
Gelen 24 saat içinde bir şey
öğrenmeniz yasak.
(Seyirciler) Evet!
(Gülüşmeler)
Ancak, yapmanızı istediğim şey,
bir alanı araştırmanız.
Yani hepinizin bir tutkusu var,
ben bilmiyorum,
11 dakikadır sizinle konuşuyorum.
sizin neyle ilgilendiğinizi bilmiyorum.
Ama hepinizin bir tutkusu var
ve bunun ne olduğunu siz biliyorsunuz.
Hepinizin o alanda öğrenmek yerine
o alanla ilgili düşünmenizi istiyorum
ve o alanda öğrenci olmak yerine,
o alan olun!
Müzik veya mimarlık olsun,
ya da bilim ya da her neyse
ve o alan hakkında düşünmenizi istiyorum
ve kim bilir, bir şeyler yaratabilirsiniz.
Çok teşekkür ederim:
Ben Jacob Barnett.
(Övgüler) (Alkışlar)