1 00:00:06,841 --> 00:00:09,999 İnsan beyninin en dikkat çekici yönlerinden biri 2 00:00:10,023 --> 00:00:13,651 modelleri fark edebilme ve tarif edebilme kabiliyetidir. 3 00:00:13,675 --> 00:00:16,331 Anlamaya çalıştığımız en zor modeller arasında 4 00:00:16,355 --> 00:00:20,649 akışkanlar dinamiğindeki türbülanslı akış kavramı gelir. 5 00:00:20,649 --> 00:00:23,272 Alman fizikçi Werner Heisenberg şunları söylemektedir: 6 00:00:23,296 --> 00:00:27,357 "Tanrıyla karşılaştığımda ona iki soru soracağım: 7 00:00:27,381 --> 00:00:30,818 Neden izafiyet ve neden türbülans? 8 00:00:30,842 --> 00:00:34,908 İlki için cevabının olacağına gerçekten inanıyorum." 9 00:00:34,932 --> 00:00:38,274 Türbülans kadar zor olanı matematiksel yolla anlamaktır, 10 00:00:38,274 --> 00:00:42,170 nasıl göründüğünü resimle tasvir edebiliriz. 11 00:00:42,194 --> 00:00:47,284 1889 Haziran'da Vincent van Gogh güneş doğmadan hemen önce 12 00:00:47,308 --> 00:00:51,549 Saint-Rémy-de-Provence Saint-Paul-de-Mausole akıl hastanesindeki 13 00:00:51,549 --> 00:00:53,564 odasının penceresinden manzarayı resmetti. 14 00:00:53,588 --> 00:00:56,816 Burada psikotik bir olayda kulağını kestikten sonra 15 00:00:56,840 --> 00:00:58,415 kendini itiraf etmişti. 16 00:00:59,312 --> 00:01:02,066 "Yıldızlı Gece" tablosundaki dairesel fırça darbeleri 17 00:01:02,066 --> 00:01:07,803 fırıl fırıl dönen bulutlar ve yıldız anaforlarıyla dolu bir gece oluşturmuştur. 18 00:01:07,827 --> 00:01:11,724 Van Gogh ve diğer Empresyonistler ışığı kendi seleflerinden 19 00:01:11,748 --> 00:01:12,955 farklı yorumlamışlardır, 20 00:01:12,979 --> 00:01:15,749 hareketini yakalamak ister gibi, örneğin, 21 00:01:15,773 --> 00:01:17,836 güneş-benekli sular karşısında 22 00:01:17,860 --> 00:01:21,506 veya burada mavi gece göğünün uysal dalgaları arasında 23 00:01:21,530 --> 00:01:23,919 parıldayan ve eriyen yıldız ışığında. 24 00:01:24,844 --> 00:01:27,391 Etki parlaklıkla ortaya çıkar, 25 00:01:27,415 --> 00:01:30,916 kanvasta renklerdeki ışığın yoğunluğu ile. 26 00:01:30,940 --> 00:01:33,608 Kontrast ve hareketi gören ama rengi görmeyen 27 00:01:33,632 --> 00:01:37,554 görsel korteksimizin daha ilkel kısmı, 28 00:01:37,578 --> 00:01:40,603 farklı renkteki iki bölgeyi aynı parlaklığa sahiplerse 29 00:01:40,627 --> 00:01:42,949 birbirine karıştıracaktır. 30 00:01:42,973 --> 00:01:45,328 Fakat beynimizin primat alt kısmı 31 00:01:45,352 --> 00:01:48,482 kontrast oluşturan renkleri karıştırmadan görecektir. 32 00:01:48,506 --> 00:01:51,433 Bu iki canlandırmanın aynı anda oluşmasıyla, tuhaf şekilde 33 00:01:51,457 --> 00:01:57,005 birçok Empresyonistin çalışmasında ışık titreşiyor ve saçılıyor gibi görünür. 34 00:01:57,898 --> 00:02:00,200 Bu ve diğer Empresyonistlerin çalışmaları ışığın 35 00:02:00,225 --> 00:02:03,282 nasıl hareket ettiğiyle ilgili çarpıcı biçimde gerçek bir şeyleri 36 00:02:03,282 --> 00:02:07,213 yakalamak için hızlıca yapılmış belirgin fırça darbelerini kullanır. 37 00:02:07,702 --> 00:02:11,182 60 yıl sonra Rus matematikçi Andrey Kolmogorov 38 00:02:11,206 --> 00:02:13,763 türbülansın matematiksel anlatımını geliştirdi: 39 00:02:13,787 --> 00:02:18,133 R uzunluğundaki türbülanslı bir sıvıda enerjinin 40 00:02:18,157 --> 00:02:22,467 R'nin 5/3 kuvveti ile orantılı şekilde değiştiğini söyledi. 41 00:02:22,491 --> 00:02:24,444 Deneysel ölçümler Kolmogorov'un 42 00:02:24,469 --> 00:02:27,632 türbülans akışının çalışma prensibine çok yaklaştığını gösteriyor, 43 00:02:27,656 --> 00:02:29,788 buna rağmen türbülansın tam tarifi 44 00:02:29,811 --> 00:02:32,576 fizikte çözülemeyen problemlerden biri olarak duruyor. 45 00:02:33,181 --> 00:02:37,491 Bir türbülanslı akış eğer bir enerji çağlayanı varsa özbenzeştir. 46 00:02:37,515 --> 00:02:41,099 Yani büyük girdaplar enerjilerini küçüklere aktarırlar, 47 00:02:41,123 --> 00:02:43,174 onlar da kendinden küçüklere. 48 00:02:43,921 --> 00:02:47,204 Bunun örnekleri arasında Jüpiter'in Büyük Kırmızı Noktası, 49 00:02:47,228 --> 00:02:50,568 bulut formasyonları ve yıldızlararası toz parçacıkları bulunur. 50 00:02:51,671 --> 00:02:54,885 2004'te Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanarak bilim insanları 51 00:02:54,909 --> 00:02:59,907 bir yıldızın etrafında uzak bir gaz ve toz bulutunun anaforlarını gördüler 52 00:02:59,931 --> 00:03:02,857 ve bu onlara Van Gogh'un "Yıldızlı Gece"sini hatırlattı. 53 00:03:03,961 --> 00:03:07,169 Bu, Meksika, İspanya ve İngiltere'den bilim insanlarını Van Gogh'un 54 00:03:07,193 --> 00:03:10,570 tablolarındaki parlaklığı detaylıca incelemeye yöneltti. 55 00:03:11,421 --> 00:03:15,676 Çoğu Van Gogh tablolarında gizli Kolmogorov'un denklemine yakın 56 00:03:15,700 --> 00:03:20,014 türbülanslı akış yapılarının açık bir modelinin varlığını buldular. 57 00:03:20,998 --> 00:03:23,200 Araştırmacılar tabloları sayısallaştırdı 58 00:03:23,224 --> 00:03:26,946 ve iki piksel arasında parlaklığın nasıl değiştiğini ölçtüler. 59 00:03:26,970 --> 00:03:29,665 Piksel ayırmaları için ölçülen eğrilerden 60 00:03:29,689 --> 00:03:34,431 Van Gogh'un psikotik sıkıntılar dönemi tablolarının belirgin şekilde 61 00:03:34,455 --> 00:03:37,427 akışkan türbülansına benzer davranış gösterdiğini belirlediler. 62 00:03:37,987 --> 00:03:41,974 Van Gogh'un sakin dönemlerinden kalma, bir pipoyla kendi portresinde 63 00:03:41,999 --> 00:03:43,860 bu benzerlikten eser bulunamadı 64 00:03:44,313 --> 00:03:46,787 ve diğer ressamların ilk bakışta 65 00:03:46,811 --> 00:03:49,337 benzer şekilde türbülanslı gözüken çalışmalarında da, 66 00:03:49,362 --> 00:03:50,977 Munch'un "Çığlık" tablosu gibi. 67 00:03:51,418 --> 00:03:54,672 Van Gogh'un türbülanslı zekâsının onun türbülansı resmetmesini 68 00:03:54,696 --> 00:03:57,068 sağladığını söylemek çok kolayken, 69 00:03:57,092 --> 00:04:02,002 doğanın insandan önce de oluşturduğu fevkalade zor kavramlardan birini, 70 00:04:02,026 --> 00:04:04,453 Van Gogh'un aşırı acı çektiği 71 00:04:04,477 --> 00:04:07,907 bir dönemde her nasılsa sezip betimlemesi 72 00:04:07,931 --> 00:04:10,336 ve hareket, akışkan ve ışığın en derin gizemleriyle 73 00:04:10,360 --> 00:04:13,597 özgün akıl gözünü birleştirmesi 74 00:04:13,621 --> 00:04:15,736 gerçeğinin heyecan verici güzelliğini 75 00:04:15,760 --> 00:04:19,926 doğru şekilde ifade etmek de oldukça zor olsa gerek.