WEBVTT
00:00:01.833 --> 00:00:31.044
[sakin caz müzik]
00:00:31.044 --> 00:00:34.526
Derinizin renginden nefret etmeyi kim öğretti size?
00:00:34.526 --> 00:00:38.461
Saçınızın yapısından nefret etmeyi kim öğretti size?
00:00:38.461 --> 00:00:43.473
Size, burnunuzun şeklinden, dudaklarınızın şeklinden nefret etmeyi kim öğretti ?
00:00:43.473 --> 00:00:49.461
Baştan aşağı, taa tabanlarınıza kadar nefret etmeyi kim öğretti size?
00:00:49.461 --> 00:00:52.357
Kendi türünüzden nefret etmeyi kim öğretti size?
00:00:52.357 --> 00:00:55.720
Size, birbirinizin yanında olmayı istemeyecek kadar
00:00:55.720 --> 00:00:59.222
ait olduğunuz ırktan nefret etmeyi kim öğretti?
00:00:59.222 --> 00:01:05.135
Sizler Bay Mohammad'in nefret öğretip öğretmediğini sormadan önce,
00:01:05.135 --> 00:01:11.386
kendinize sormalısınız: size, Tanrı'nın yarattığı şeklinizden nefret etmeyi kim öğretti?
00:01:11.386 --> 00:01:14.755
Bizler, siyahi insanlar, ya da bizi adlandırdıkları şekilde, 'zenci'ler,
00:01:14.755 --> 00:01:16.890
gerçekten özgür olduğumuzu sanıyorduk.
00:01:16.890 --> 00:01:24.710
Ancak bilinçaltımızda, kurtulduğumuzu sandığımız o zincirler hala duruyordu
00:01:24.710 --> 00:01:30.463
Ve bizi hayatın bir çok alanında, gerçekten motive eden şey,
00:01:30.463 --> 00:01:35.694
beyaz adam tarafından sevilme arzumuzdu.
00:01:35.694 --> 00:01:39.445
Malcolm, bu aşağılık hissin yok etmek istiyordu.
00:01:39.445 --> 00:01:40.442
Bunun, acı vereceğini biliyordu.
00:01:40.442 --> 00:01:42.594
İnsanların, bu yüzden onu öldürebileceğini biliyordu,
00:01:42.594 --> 00:01:50.235
ama bu riski almaya cesaret etti.
00:01:50.235 --> 00:01:58.515
O, kendi zamanındaki liderlerin söylediklerinden daha üstün bir şey söylüyordu.
00:01:58.515 --> 00:02:05.073
Diğer liderler, onlara zulmedenlerin evine girmek için yalvarıyorlarken,
00:02:05.073 --> 00:02:10.545
Malcolm, size kendi evinizi inşa etmenizi söylüyordu.
00:02:10.545 --> 00:02:13.779
Afro-Amerikanlar için, korkuyu kovdu.
00:02:13.779 --> 00:02:16.459
Dedi ki: "Ben, sizin düşüncelerinizi sesli olarak söyleyeceğim."
00:02:16.459 --> 00:02:21.829
Ve dedi ki, " Bakın, insanlar bizi duyacaklar ve bize zarar vermeyecekler, tamam mı?
00:02:21.829 --> 00:02:25.001
Ancak, bunu toplumun tümüne söylemeyeceğim." *********
00:02:25.001 --> 00:02:30.886
İşte bunları, çok güçlüce söylüyordu, erkekçe söylüyordu,
00:02:30.886 --> 00:02:34.239
" Sizin bunca yıldır düşündüklerinizi dile getirmekten korkmuyorum" diyen bir tarzla söylüyordu.
00:02:34.239 --> 00:02:36.150
Ve işte, biz onu bu yüzden sevdik.
00:02:36.150 --> 00:02:38.853
Bunları yüksek sesle söyledi, kapalı kapılar ardında değil.
00:02:38.853 --> 00:02:43.624
Bizim adımıza, Amerika'yla savaştı.
00:02:43.624 --> 00:02:49.026
Ben, bir Müslüman olarak, beyaz adamın yeterince zeki olduğuna inanıyorum.
00:02:49.026 --> 00:02:53.689
Eğer kendisini, Siyahi insanların aslında nasıl hissettiğini fark ettirirsek,
00:02:53.689 --> 00:02:58.110
ve sürekli taviz vermemizi gerektiren, o eski tatlı dilli konuşmasından nasıl bıktığımızı bilse.
00:02:58.110 --> 00:03:00.903
Ama işleri zorlaştıran siz kendinizsiniz.
00:03:00.903 --> 00:03:03.922
Beyaz adam, siz o tatlı dilli konuşmaları sürdürdükçe, siz doğru söylüyorsunuz zannediyor.
00:03:03.922 --> 00:03:07.039
Çünkü o sizi buraya getirdiğinden beri, onunla tatlı dille konuşuyorsunuz.
00:03:07.039 --> 00:03:08.670
Tatlı dili bırakın!
00:03:08.670 --> 00:03:10.453
Ona nasıl hissettiğinizi söyleyin!
00:03:10.453 --> 00:03:23.652
Ona azarlanmaktan bıktığınızı söyleyin. Ona, eğer kendi evini kendisi temizlemeye hazır değilse,
00:03:23.652 --> 00:03:30.863
o zaman ev sahibi olmamasını söyleyin! [dinleyiciler: Evet, doğru!] O zaman o ev yansın, kül olsun...
00:03:30.863 --> 00:03:39.340
[alkışlar]
00:03:39.340 --> 00:03:51.162
[davul ve vokal eşliğinde Afrika müziği]
00:03:51.162 --> 00:03:56.916
Harlem'in bu sokak köşelerinde, bu yüzyılın büyük bir kısmında, Siyahi insanlar kültürlerini anmış
00:03:56.916 --> 00:04:02.114
ve Amerika'daki ırk konusunu tartışmışlardır.
00:04:02.114 --> 00:04:09.610
İşte, Malcolm burada, Harlem'in umuduna ve kızgınlığına ses veren sokak konuşmacılarına katılmıştır.
00:04:09.610 --> 00:04:20.294
Ben ulusalcılık dersi verdim ve bu demek ki ben, bu beyaz adamın ülkesinden dışarı çıkmak istiyorum çünkü ırklar arası
00:04:20.294 --> 00:04:23.738
birleşme hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Siz hayatta olduğunuz sürece, asla
00:04:23.738 --> 00:04:29.470
beyaz adamın sistemine dahil olmayacaksınız.
00:04:29.470 --> 00:04:31.982
100. ve 25. caddelerin köşesi ile, Yedinci Bulvar,
00:04:31.982 --> 00:04:38.758
siyahi sokak konuşmacılarının eylem merkezi haline gelmişti.
00:04:38.758 --> 00:04:42.613
Malcolm buraya geldiğinde, onun kendine ait bir köşesi yoktu. [New York Şehri, devriye polisi]
00:04:42.613 --> 00:04:51.935
İşte o zaman, tabiri caizse, üssünü, Elder Michaux'nun kitapevi'nin önüne kurmuştu.
00:04:51.935 --> 00:05:09.314
Malcolm o küçük sahneye çıktığında, ilk dört beş dakika konuşamazdı.
00:05:09.314 --> 00:05:15.750
Dinleyenler ona öylesine bir tezahurat yaparlardı ki,
00:05:15.750 --> 00:05:20.425
o orada bekler, hakkı olan bu övgüyü kabul ederdi.
00:05:20.425 --> 00:05:24.518
İşte sonra konuşmaya başlardı.
00:05:24.518 --> 00:05:28.661
Bay Mohammed'in nefret öğretmeni olduğunu söylüyorlar,
00:05:28.661 --> 00:05:32.295
çünkü sizin uyuşturucudan ve alkolden nefret etmenize sebep oluyor.
00:05:32.295 --> 00:05:36.088
Hz. Muhammed için, bir 'Siyahi Üstüncüsü' diyorlar,
00:05:36.088 --> 00:05:40.075
çünkü o size ve bana, bizim beyaz adam kadar iyi olduğumuzu değil,
00:05:40.075 --> 00:05:44.970
ondan daha iyi olduğumuzu, söylüyor.
00:05:44.970 --> 00:05:47.854
Evet, beyaz adamdan daha iyi.
00:05:47.854 --> 00:05:49.875
Sizler beyaz adamdan daha iyisiniz.
00:05:49.875 --> 00:05:51.905
Ve bu herhangi bir cümle değil.
00:05:51.905 --> 00:05:55.091
Bu, beyaz adamla eşit olduğumuzu söylemiyor yalnızca.
00:05:55.091 --> 00:05:57.585
O kim ki, biz onunla eşit olmaya çalışalım?
00:05:57.585 --> 00:05:59.136
Onun cildine bakın.
00:05:59.136 --> 00:06:01.626
Siz kendi cildinizi onunkiyle kıyaslayamazsınız.
00:06:01.626 --> 00:06:09.493
Sizinkisi, onunkinin yanında altın gibi kalır.
00:06:09.493 --> 00:06:13.417
Bizim, beyaz insanlara hayran olduğumuz bir zaman vardı.
00:06:13.417 --> 00:06:17.576
Onların güzel olduğunu düşünüyorduk, çünkü biz kördük, akılsızdık.
00:06:17.576 --> 00:06:19.716
Biz onları, oldukları gibi göremiyorduk.
00:06:19.716 --> 00:06:24.563
Ama saygıdeğer Adil Muhammed geldi ve bize İslam dinini öğrettiği,
00:06:24.563 --> 00:06:28.808
bizi temizledi ve böylece biz kendi gözlerimizle
00:06:28.808 --> 00:06:33.532
o silik renkli şeyi, gerçekten olduğu gibi görebiliyoruz.
00:06:33.532 --> 00:06:40.960
Değersiz, silik bir şey olarak.
00:06:40.960 --> 00:06:43.997
Ben onu dinleyince, o toplantının hissi içimde kaldırdı.
00:06:43.997 --> 00:06:45.968
Onu bir kere dinlendiniz mi, [Harlem sakini]
00:06:45.968 --> 00:06:50.811
eskiden olduğunuz yere asla dönmezdiniz.
00:06:50.811 --> 00:06:56.654
Pozisyonunuzu değiştirmeseniz bile, en azından gözden geçirirdiniz.
00:06:56.654 --> 00:06:58.763
Biz, bizim şeytan olduğumuzu duymaya alışkın değildik. [Gazeteci]
00:06:58.763 --> 00:07:04.095
Ve bizim harika kuzey şehirlerimizde, aslında bizim de zulum uygulayıcılar olduğumuzu.
00:07:04.095 --> 00:07:09.210
O, sessiz bir grup siyahi insanı temsilen konuşuyordu
00:07:09.210 --> 00:07:18.524
***** Ve işte bu savaş demekti.
00:07:18.524 --> 00:07:22.486
Sahneden indiğinde, ben de dinleyicilerin arasından sıyrıldım [Harlem aktivisti]
00:07:22.486 --> 00:07:27.095
ve ona doğru yürüdüm. Tabii ben ona yaklaştığımda, bodyguard'ları
00:07:27.095 --> 00:07:30.654
öne doğru atıldılar ama o, onları ittirdi.
00:07:30.654 --> 00:07:33.266
Onun karşısına dikildim ve elimi uzattım.
00:07:33.266 --> 00:07:41.742
Dedim ki: "Dediklerinin bir kısmı çok hoşuma gitti. Bütün söylediklerine katılmıyorum ama bir kısmını çok sevdim."
00:07:41.742 --> 00:07:45.609
O da bana baktı ve elimi kibarca tutarak,
00:07:45.609 --> 00:07:52.943
"Bir gün bana katılacaksın, Kızkardeşim. Bir gün katılacaksın."
00:07:52.943 --> 00:07:58.529
Mesajını netleştirmek için, Malcolm kendi hayatını, tüm Siyahi Amerikalılar'a örnek teşkil etmesi için kullandı.
00:07:58.529 --> 00:08:04.029
Hayatını hikayeleştirerek tavsiyelerde bulundu.
00:08:04.029 --> 00:08:07.264
Sonra, hayat hikayesini Alex Haley'le birlikte yazarken de,
00:08:07.264 --> 00:08:13.962
Hayatının, gelecekte nasıl yorumlanacağına ilişkin söz sahibi olmak istedi.
00:08:13.962 --> 00:08:19.027
Ben, onun kendinden bahsederken kullandığı bir tabirden çok etkilenmiştim. [otobiyografi yazarı]
00:08:19.027 --> 00:08:21.959
Derdi ki, "Ben karşılaştıklarımın hepsinin bir parçasından oluşmaktayım."
00:08:21.959 --> 00:08:27.945
Yani, hayatının erken yıllarında karşılaştığı şeyler,
00:08:27.945 --> 00:08:31.016
ona şu ya da bu şekilde bir beceri kazandırmıştır ve
00:08:31.016 --> 00:08:39.692
bu beceriler Malcolm'un kişiliğini oluşturarak, onun İslam halkı için bir temsilci olmasını sağlamıştır.
00:08:39.692 --> 00:08:41.432
Siz Omaha'da doğmuştunuz, değil mi?
00:08:41.432 --> 00:08:42.026
Evet, efendim.
00:08:42.026 --> 00:08:44.861
Sonra, siz bir yaşındayken aileniz Omaha'yı terk etmişti?
00:08:44.861 --> 00:08:46.477
Sanırım bir yaşındayken.
00:08:46.477 --> 00:08:47.746
Neden Omaha'dan ayrılmışlar?
00:08:47.746 --> 00:08:54.649
Benim anladığım kadarıyla, Klu Klux Klan, Omaha'daki evlerinden birini yakmış.
00:08:54.649 --> 00:08:55.605
Orada çok Klu Klux Klan aktivitesi varmış.
00:08:55.605 --> 00:08:57.585
Eminim, bu olay ailenizi çok mutsuz etmiştir.
00:08:57.585 --> 00:08:59.496
Mutsuz değilse de, güvensiz hissettirmiş.
00:08:59.496 --> 00:09:01.446
O halde, sizin şahsi olarak, önyargılı
00:09:01.446 --> 00:09:02.894
bir fikriniz olmalı.
00:09:02.894 --> 00:09:07.123
Yani, bu olaya, geniş, akademik bir bakış açısıyla bakamazsınız, değil mi?
00:09:07.123 --> 00:09:10.334
Ben buna katılmıyorum çünkü Omaha'da başımıza gelen o olaydan sonra,
00:09:10.334 --> 00:09:13.734
Lansing, Michigan'a taşındığımızda, evimiz tekrar yakıldı.
00:09:13.734 --> 00:09:15.942
Hatta, babamı Klu Klux Klan öldürdü.
00:09:15.942 --> 00:09:21.000
Ve, buna rağmen, kimsenin beyaz insanlarla benim kadar iç içe yaşadığını sanmıyorum.
00:09:21.000 --> 00:09:24.606
Kimsenin benim kadar, beyazların oluşturduğu toplumlarda benim gibi yaşadığını sanmıyorum.
00:09:24.606 --> 00:09:28.369
Biz, mahalledeki tek siyahi çocuklardık. [En büyük abisi]
00:09:28.369 --> 00:09:33.041
Bizim evin arkasında ormanlık bir alan vardı.
00:09:33.041 --> 00:09:36.620
Beyaz çocuklar bizim eve gelirler ve sonra da ormana oyun oynamaya giderdik.
00:09:36.620 --> 00:09:39.786
Malcolm derdi ki "Hadi, Robin Hood oynayalım".
00:09:39.786 --> 00:09:43.622
O zaman, Robin Hood oynamaya oraya giderdik.
00:09:43.622 --> 00:09:47.108
Ve Robin Hood, Malcolm'du. [kahkaha atar]
00:09:47.108 --> 00:09:53.154
Bu çocuklar da bunu kabul ederlerdi.
00:09:53.154 --> 00:09:59.038
Malcolm, Earl ve Louise Little çiftinin en açık tenli olduğunu söylemişti.
00:09:59.038 --> 00:10:09.705
Ve tenindeki açıklığın, annesinin annesine tecavüz eden beyaz adamı hatırlattığını söylemişti.
00:10:09.705 --> 00:10:15.291
1929'da, Malcolm dört yaşındayken, marangoz ve rahip olan babası,
00:10:15.291 --> 00:10:21.388
aileyi Lansing, Michigan'a taşımıştı.
00:10:21.388 --> 00:10:28.926
Lansing küçük bir şehirdi ve siyahiler şehrin batı tarafında yaşamaktalardı.
00:10:28.926 --> 00:10:34.992
Malcolm ve ailesi, şehrin dışında yaşamışlardı [çocukluk arkadaşı]
00:10:34.992 --> 00:10:40.046
ve yaklaşık iki hektarlık bir araziye küçük bir eve sahiptiler.
00:10:40.046 --> 00:10:46.244
Bu yüzden, bir çeşit çiftçi ailesi olarak görülüyorlardı.
00:10:46.244 --> 00:10:54.351
Little ailesi taşındıktan üç ay sonra, beyaz komşular onları evlerinden çıkarmak için yasal yollara başvurdular.
00:10:54.351 --> 00:10:59.784
Bölge hakimi, tarım bölgesinde, yalnızca beyaz insanların yaşayabileceği yönünde karar kıldı.
00:10:59.784 --> 00:11:06.701
Ancak Earl Little taşınmayı kabul etmedi.
00:11:06.701 --> 00:11:14.592
Michigan'daki Klu Klux Klan üyeliği, Mississipi'dekinin beş katı kadardı; 70.000 kişiydi.
00:11:14.592 --> 00:11:22.233
Malcolm'un ailesi için, husumet hayatlarının bir parçasıydı.
00:11:22.233 --> 00:11:30.330
Evde herkes uyuyordu sonra birden, kocaman bir "buum!" sesi duyduk.
00:11:30.330 --> 00:11:38.661
Uyandığımızda her yerde yangın vardı ve herkes duvarlara ve birbine çarpıyordu.
00:11:38.661 --> 00:11:42.224
Benim hatırlardığım annemin bize,
00:11:42.224 --> 00:11:48.122
"Kalkın, kalkın, kalkın, ev yanıyor, dışarı çıkın." Ben bu kadarını tamamen hatırlıyorum.
00:11:48.122 --> 00:11:51.492
Annemin bağırışlarını, babamın bağırışlarını duyuyordum.
00:11:51.492 --> 00:11:56.561
Hepimizin ayıldığından emin olup, bizi dışarı çıkardılar.
00:11:56.561 --> 00:12:02.846
Ev kül olmuştu. İtfaiye ya da herhangi bir yardım gelmemişti. Her şeyimiz tamamen yanmıştı.
00:12:02.846 --> 00:12:09.382
Malcolm'un babası Earl Little, yerel beyazları, evini yakmakla suçladı.
00:12:09.382 --> 00:12:17.748
Polis, Earl'ü suçladı ve onu sonra, kundakçılık şüphesiyle tutukladı. Hakkındaki suçlamalar sonra düşürüldü.
00:12:17.748 --> 00:12:22.681
Bizim büyüdüğümüz şehirde, bize "kendini beğenmiş zenciler" derlerdi, ya da
00:12:22.681 --> 00:12:27.162
" şehrin güneyinde yaşayan ukala zenciler" derlerdi. O zamanlar, eğer beyaz biri size "ukala zenci" derse,
00:12:27.162 --> 00:12:35.456
bu, " Salak olmadığı için, dikkat edilmesi gereken zenci" anlamına geliyordu.
00:12:35.456 --> 00:12:41.724
Babam bağımsız bir adamdı. Kimsenin onu beslemesini istemiyordu.
00:12:41.724 --> 00:12:46.778
Kendi yemeğini kendi üretmek istiyordu. Çocukları üzerinde kimse söz sahibi olsun, istemezdi.
00:12:46.778 --> 00:12:51.022
Söz onun olsun istiyordu ve söz sahibiydi de. O hep
00:12:51.022 --> 00:12:58.864
Marcus Garvey'in düşüncelerini tekrar ederdi. Siyahi insanların kendi hayatlarını düzenlemelerini
00:12:58.864 --> 00:13:04.334
ve kimseye sorun yaşatmadan, birbirleriyle işbirliği yapmalarını
00:13:04.334 --> 00:13:08.073
ve beraberce durumlarını düzeltmeye çalışmaları gerektiğini söylerdi.
00:13:08.073 --> 00:13:15.566
Ama o günlerde bunu bile yapsanız, hala sorun çıkarıyorsunuz, demekti.
00:13:15.566 --> 00:13:18.207
1920'lerde siyahi bir ulusalcı olan Marcus Garvey,
00:13:18.207 --> 00:13:25.965
siyahi Amerikalıların, beyaz toplumdan bağımsız olan bir ulus kurmalarını söylüyordu.
00:13:25.965 --> 00:13:35.575
Yüzbinlerce üyesi olan, Garvey'in, Birleşik Zenci Kalkınma Birliği (UNIA), Afrika ülkeleriyle daha yakın olmayı hedefliyordu.
00:13:35.575 --> 00:13:49.124
UNIA'nın kendi bayrağı vardı, kendi ulusal marşı vardı ve Afrika'da, kendi ülkesindeki ve yurt dışındaki zencileri kollamaya
00:13:49.124 --> 00:13:56.590
yemin etmiş bir ordusu vardı. ABD Federal Araştırma Bürosu, Garvey'i, " öncü Zenci eylemcilerden biri" olarak adlandırmıştı.
00:13:56.590 --> 00:14:04.514
Federal hükümet 1927'de onu ülke dışı ettiyse de, Malcolm'un ailesi, Garvey taraftarı olarak kalmışlardı.
00:14:04.514 --> 00:14:06.829
Earl, birliğe yeni üyeler katıyordu.
00:14:06.829 --> 00:14:13.004
Louise, Garvey gazetesi için yazılar yazıyordu.
00:14:13.004 --> 00:14:18.469
Bize "The Negro World" [Zenci Dünyası] isimli, Garvey gazetesini okuyan, annemdi.
00:14:18.469 --> 00:14:22.901
Ayrıca, bizimle bağımsız olmamız konusunda konuşan da oydu.
00:14:22.901 --> 00:14:28.808
Bizim kendimizi 'Zenci' ya da 'Nigger' olarak adlandırmamamızı,
00:14:28.808 --> 00:14:33.260
bizlerin siyahi olduğunu ve kendimizi 'siyahi' olarak adlandırmamızdan gurur duymamız gerektiğini, söylerdi.
00:14:33.260 --> 00:14:34.807
Sizin gerçek isminiz nedir?
00:14:34.807 --> 00:14:36.734
Malcolm. Malcolm X.
00:14:36.734 --> 00:14:38.137
Bu sizin yasal isminiz mi?
00:14:38.137 --> 00:14:40.150
Benim bildiğim kadarıyla, yasal ismim.
00:14:40.150 --> 00:14:42.907
Bana, babanızın soyadını söyleyebilir misiniz?
00:14:42.907 --> 00:14:44.898
Babam kendi soyadını bilmiyordu.
00:14:44.898 --> 00:14:50.930
Babam soyadını dedesinden almış, dedesi de kendi dedesinden, o da bunu kölelik ettiği efendisinden almış.
00:14:50.930 --> 00:14:53.404
Bizim kendi isimlerimiz yok edilmiş.
00:14:53.404 --> 00:14:54.290
Peki, kölelik esnasında,
00:14:54.290 --> 00:14:55.544
herhangi bir soyadınız var mıymış?
00:14:55.544 --> 00:15:03.710
Aile kütüğünüzün herhangi bir yerinde kullanılan bir soyad var mıydı, ve varsa bu neydi?
00:15:03.710 --> 00:15:05.846
Benim atalarımın soyadları,
00:15:05.846 --> 00:15:06.405
Evet?
00:15:06.405 --> 00:15:09.910
onlar Amerika'ya getirilip, köle yapıldıklarında, onlardan alınmış.
00:15:09.910 --> 00:15:16.284
Ve sonra onlara efendilik eden kişinin soyadları onlara verilmiş. İşte biz bu ismi reddediyoruz ve ...
00:15:16.284 --> 00:15:22.356
Yani, siz bana babanızın kabul edilen soyadını söylemeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?
00:15:22.356 --> 00:15:29.054
Ben bu adı hiç bir şekilde benimsemiyorum.
00:15:29.054 --> 00:15:32.442
Eylül, 1931
00:15:32.442 --> 00:15:38.990
Annesi bir gün sezgileriyle kötü bir şey olacağını sezdiğinde, Malcolm altı yaşındaydı.
00:15:38.990 --> 00:15:42.699
Evdeydik ve akşam yemeğimizi yemiştik.
00:15:42.699 --> 00:15:46.683
Annem Wesley'i, en küçük kardeşimi tutuyordu.
00:15:46.683 --> 00:15:50.698
Sanırım onu emziriyordu çünkü masadaydı. Ve bebek
00:15:50.698 --> 00:15:52.689
kucağında, masada uyuyakalmıştı.
00:15:52.689 --> 00:15:57.864
Sonra babam kalktı, yatak odasına gidip elini yüzünü yıkadı. Şehre gidip, para alacaktı.
00:15:57.864 --> 00:16:02.463
Annem o zaman uyandı ve dedi ki: "Earl, Earl. Şehir merkezine gitme."
00:16:02.463 --> 00:16:06.332
Ve şöyle devam etti "Eğer gidersen, geri gelmezsin."
00:16:06.332 --> 00:16:12.617
O gece saat 11 sularında, Earl Little, Lansing şehrinin kuytu bir yerinde,
00:16:12.617 --> 00:16:18.716
vücudu tramvay tekerlekleri tarafından neredeyse ikiye kesilmiş olarak bulundu.
00:16:18.716 --> 00:16:23.684
Polis, Earl Little'ın ölümünün bir kaza olduğunu söyledi.
00:16:23.684 --> 00:16:29.531
Bu mesele o zaman netliğe kavuşmamıştı.
00:16:29.531 --> 00:16:42.463
Earl Little'ın tramvay kazası geçirdiği değil de, tramvayın altına ittirildiğine inanılıyordu.
00:16:42.463 --> 00:16:43.983
Doğrusu,
00:16:43.983 --> 00:16:47.298
ben insanların tam da böyle dediklerini hatırlıyorum.
00:16:47.298 --> 00:16:53.254
O, tramvayın tekerlekleri altına ittirilmişti.
00:16:53.254 --> 00:16:55.485
Babamın ölümü, ailede
00:16:55.485 --> 00:16:57.574
büyük bir şok yarattı.
00:16:57.574 --> 00:16:59.220
Çünkü o güçtü.
00:16:59.220 --> 00:17:00.554
O kuvvetti.
00:17:00.554 --> 00:17:01.673
Biz bir düzen içindeydik;
00:17:01.673 --> 00:17:02.906
ailemizin belirli bir yapısı vardı.
00:17:02.906 --> 00:17:04.333
Okuldan çıkınca,
00:17:04.333 --> 00:17:07.124
ben, erkek kardeşlerim, kız kardeşlerim
00:17:07.124 --> 00:17:08.883
hemen eve gelir ve işe koyulurduk.
00:17:08.883 --> 00:17:11.640
Bahçede çalışırdık, tavuk kulübesini temizlerdik ve akşama hazırlık yapardık.
00:17:11.640 --> 00:17:13.438
Sonra da sabah kalkar, yine aynı şeyleri yapardık.
00:17:13.438 --> 00:17:15.279
Suyu pompalar, eve getirirdik.
00:17:15.279 --> 00:17:17.381
İşte bütün bunları Babam hayattayken yapardık.
00:17:17.381 --> 00:17:21.888
Çünkü yapmazsak, kırbaçlanırdık.
00:17:21.888 --> 00:17:24.687
Bu yüzden disiplinliydik.
00:17:24.687 --> 00:17:28.203
Ama babam öldürüldükten sonra,
00:17:28.203 --> 00:17:33.187
annem benim ya da Malcolm'un koştuğu kadar hızlı koşamadığı için,
00:17:33.187 --> 00:17:35.678
bizler, babam hayatta olsaydı yanımıza kar kalmayacak
00:17:35.678 --> 00:17:38.078
bir çok şey yapma fırsatı bulduk.
00:17:38.078 --> 00:17:43.364
Yani gittikçe gevşedik.
00:17:43.364 --> 00:17:48.975
Louise Little, Büyük Buhran sırasında yedi çocuğunu yetiştirirken çok zorluk çekti.
00:17:48.975 --> 00:17:53.180
Hiç bir geliri yoktu. [en küçük kız kardeş]
00:17:53.180 --> 00:17:55.018
Ara sıra iş sahibi olurdu.
00:17:55.018 --> 00:17:57.045
Çok gururlu bir kadındı.
00:17:57.045 --> 00:17:58.353
Büyük gurura sahipti.
00:17:58.353 --> 00:18:02.835
Bazen bir şeyler satardı. İnsanlara eldiven örerdi.
00:18:02.835 --> 00:18:07.501
Yalnızca devlet yardımına muhtaç olmamak için, bir çok ek iş yapardı.
00:18:07.501 --> 00:18:11.138
Ona, ne yapıp, ne yapamayacağını söylemelerinden nefret ederdi.
00:18:11.138 --> 00:18:16.379
İşte, onu en çok mahveden şeylerden biri buydu.
00:18:16.379 --> 00:18:22.438
Zaman içinde, onun eriyip gittiğini görüyordunuz.
00:18:22.438 --> 00:18:26.799
[hüzünlü caz müzik]
00:18:26.799 --> 00:18:30.381
Malcolm ergenliğe girme yolundayken, yedi yıl boyunca,
00:18:30.381 --> 00:18:35.109
annesi ailesinden gittikçe daha da uzaklaştı.
00:18:35.109 --> 00:18:38.619
1938 senesinde, Noel'den iki gün önce,
00:18:38.619 --> 00:18:48.529
Louise Little paranoya teşhisiyle Kalamazoo Devlet Hastanesi'ne gönderildi.
00:18:48.529 --> 00:18:52.229
Bir gün okuldan geldim ve annem yoktu.
00:18:52.229 --> 00:18:58.304
Evin boş olduğunu hiç hatırlamıyorum çünkü annem bizi hiç terk etmemişti.
00:18:58.304 --> 00:19:01.472
Ve her gün, onun yokluğunun acısını hissettim.
00:19:01.472 --> 00:19:04.208
Başta, yalnızca bir kaç hafta olacaktı.
00:19:04.208 --> 00:19:05.187
Öyle sanmıştık.
00:19:05.187 --> 00:19:08.393
İyileşip, eve geri gelecekti.
00:19:08.393 --> 00:19:12.848
Ama bu durum senelere döndü.
00:19:12.848 --> 00:19:20.830
Louise Little, bundan sonraki 26 sene boyunca, Kalamazoo'da kaldı.
00:19:20.830 --> 00:19:25.620
13 yaşındaki Malcolm, mahkeme kararıyla ailesinin parçalandığına şahit oldu.
00:19:25.620 --> 00:19:29.888
Küçük çocuklar Lansing'teki koruyucu ailelere verildi.
00:19:29.888 --> 00:19:38.257
Malcolm da 10 mil ötedeki bir beyaz mahalleye gönderildi.
00:19:38.257 --> 00:19:39.838
Geçmişte, beyaz adamın sahip olduğu
00:19:39.838 --> 00:19:45.140
en önemli silah, parçalayıp, fethetmek, olmuştur.
00:19:45.140 --> 00:19:49.617
Eğer ben elimi alıp, size tokat atarsam,
00:19:49.617 --> 00:19:51.068
bunu hissetmesiniz bile.
00:19:51.068 --> 00:19:55.991
Parmaklarım ayrı olduğundan, yalnızca birazcık canınız yanar.
00:19:55.991 --> 00:20:03.662
Ama size gününüzü göstermek için yapmak gereken yer, alıp bu parmakları birleştirmektir. [elini yumruk yapar]
00:20:03.662 --> 00:20:08.128
O, Michigan'da, sekizinci sınıf öğrencisiyken,
00:20:08.128 --> 00:20:12.892
sanırım sınıfındaki tek siyahi öğrenciydi ve okulundaki nadir siyahi öğrencilerden biriydi ve
00:20:12.892 --> 00:20:16.625
tüm 'A' olan, harika bir öğrenciydi. [Biyografi yazarı]
00:20:16.625 --> 00:20:17.181
Yani, o
00:20:17.181 --> 00:20:19.599
sekizinci sınıftaki arkadaşlarının tümünün beyaz olmasına rağmen
00:20:19.599 --> 00:20:22.405
sınıf başkanı bile olmuştu.
00:20:22.405 --> 00:20:26.194
Bunları başarabilmesi için, epey olağanüstü olması gerekmekteydi.
00:20:26.194 --> 00:20:33.159
Sonra tabii, okulu terk edip, Roxbory, Massachusetts'e giden ve
00:20:33.159 --> 00:20:39.480
tabiri caizse, 'dolandırıcılık'la ilk tanışmasını yaşayan kişi de yine Malcolm'du.
00:20:39.480 --> 00:21:04.562
[neşeli caz müzik]
00:21:04.562 --> 00:21:09.466
Ben o zamanlarda, Roxbury'de kendimi 'küçük dolandırıcı' olarak adlandırırdım.
00:21:09.466 --> 00:21:11.685
Ve işte o zamanlarda,
00:21:11.685 --> 00:21:17.202
Malcolm X Boston'a gelmişti ve üzerinde çok havalı bir takım elbise vardı, geniş kenarlı bir şapkası vardı ve
00:21:17.202 --> 00:21:21.983
dizlerine kadar gelen bir mont ve bileklerine kadar gelen bir zincir takmıştı.
00:21:21.983 --> 00:21:31.864
Ben öyle bir giysiyi en son, Cab Callowy sahnede gösteri yaparken görmüştüm.
00:21:31.864 --> 00:21:33.676
Şimdi, Malcolm Lansing'ten ayrıldığında,
00:21:33.676 --> 00:21:36.186
üzerinde sade, eski bir takım elbise vardı.
00:21:36.186 --> 00:21:37.069
Benim deyimimle,
00:21:37.069 --> 00:21:38.865
"beyaz adam takımı".
00:21:38.865 --> 00:21:41.168
Ama Boston'dan döndüğünde, aman Yarabbi,
00:21:41.168 --> 00:21:44.567
Malcolm'un üzerinde afilli bir takım elbise, geniş kenarlı bir şapka
00:21:44.567 --> 00:21:47.065
ve ta ceketinin yakasından aşağı sarkan bir zinciri vardı.
00:21:47.065 --> 00:21:49.666
Tüm mahalle onu konuşuyordu.
00:21:49.666 --> 00:21:53.402
Herkes Malcolm'dan bahsediyordu.
00:21:53.402 --> 00:21:57.647
[dans müziği]
00:21:57.647 --> 00:22:01.226
İşte o yerde dansederken, havada süzülürken,
00:22:01.226 --> 00:22:04.094
giydiği o pantalonlar da, balon gibi havada süzülüyordu.
00:22:04.094 --> 00:22:07.006
Bir de o montunu giydi mi, kanat gibi oluyordu.
00:22:07.006 --> 00:22:11.762
O kocaman şapkasıyla ve sallanan zinciriyle, dans ediyordu, oradan oraya uçuyordu.
00:22:11.762 --> 00:22:11.763
Ve işte kızlar ona deli oluyorlardı.
00:22:11.763 --> 00:22:11.763
[neşeli müzik ve vokal]
00:22:28.634 --> 00:22:29.815
Boston'da ona, "New York Red" [New Yorklu Kırmızı] diyorlardı.
00:22:29.815 --> 00:22:31.856
New York'ta ise, ona "Detroid Red" [Detroitli Kırmızı] diyorlardı.
00:22:31.856 --> 00:22:34.512
Saçını hep düzleştirirdi.
00:22:34.512 --> 00:22:38.334
Saçı kızıl renkliydi ve onun Billie Holiday'le ve zamanında
00:22:38.334 --> 00:22:46.367
siyahi dünyada ünlü olmaya başlamış bir çok kişiyle fotoğrafları vardı.
00:22:46.367 --> 00:22:54.704
Malcolm, Boston, New York ve Washington D.C. arasında hizmet veren New Haven Demiryolu'da, mutfak görevlisi olarak
00:22:54.704 --> 00:23:06.228
çalışıyordu. 1942'de Harlem'e taşındı ve 17 yaşındayken, sabaha kadar açık olan kulüplerde ve dolandırıcılık yapan insanlarla takılmaya başladı.
00:23:06.228 --> 00:23:08.522
Sonunda öyle bir noktaya geldi ki, şöyle dedi:
00:23:08.522 --> 00:23:15.815
" Kapıcılık yaparak, trenlerde sandviç satarak ve ayakkabı cilalayarak, bu hayatta başarılı olamazsınız."
00:23:15.815 --> 00:23:18.176
"Bir yerlere gelemezsiniz."
00:23:18.176 --> 00:23:22.878
O, dolandırıcı olarak tanınıyordu. Evet sokak adamıydı,
00:23:22.878 --> 00:23:25.012
ama dolandırıcı değildi.
00:23:25.012 --> 00:23:28.070
Evet düzenbazdı, evet, üçkağıtçıydı.
00:23:28.070 --> 00:23:30.741
Ona bu konuda yetenekli olduğunu söylüyorlardı.
00:23:30.741 --> 00:23:34.109
Geceleri beyaz adamlar gelip de siyahi kadınlarla beraber olmak istediğinde,
00:23:34.109 --> 00:23:35.463
o, onlara kadın ayarlıyordu.
00:23:35.463 --> 00:23:38.087
Eğer kaçak viski arıyorlarsa, o nereden bulunur, biliyordu.
00:23:38.087 --> 00:23:41.089
Eğer uyuşturucu arıyorlarsa, o, nereden bulunur biliyordu.
00:23:41.089 --> 00:23:45.954
O insanların neye ihtiyaçları olduğunu öğrenmeyi beceriyordu ve sonra da bir yerlerden getiriyordu.
00:23:45.954 --> 00:23:49.423
Bu işlerin ortasına düşerek, kar yapabiliyordu.
00:23:49.423 --> 00:23:53.124
Ve işte böylece başladı.
00:23:53.124 --> 00:23:54.621
O zamana baktığında, Malcolm
00:23:54.621 --> 00:23:57.794
kendisini üç şeyin endişelendirdiğini söylemişti:
00:23:57.794 --> 00:24:02.863
hapishane, iş durumu ve askeriye.
00:24:02.863 --> 00:24:04.724
2. Dünya Savaşı'na katılmamak için,
00:24:04.724 --> 00:24:10.840
askerlik kuruluna, siyahi askerleri, beyazları öldürmek için organize edeceğini söylemişti.
00:24:10.840 --> 00:24:17.939
Böylece askeriye için uygunsuz bulunmuştu.
00:24:17.939 --> 00:24:22.117
Malcolm'un kumar ve uyuşturucu alışkanlıkları ve Harlem'deki gece hayatı pahalıydı.
00:24:22.117 --> 00:24:26.560
O zamana kadar, basit suçlardan ötürü iki kez tutuklanmıştı.
00:24:26.560 --> 00:24:29.589
1945 senesinde Boston'a geri taşındığında,
00:24:29.589 --> 00:24:34.368
ileri gelen ailelerin evlerini soymak amacıyla, bir çete kurdu.
00:24:34.368 --> 00:24:37.969
Çetenin diğer üyeleri arasında, arkadaşı Malcolm Jarvis,
00:24:37.969 --> 00:24:42.848
beyaz kız arkadaşı Bea ve iki beyaz kadın daha vardı.
00:24:42.848 --> 00:24:47.204
Kızlardan biri, bir ailenin senenin o kısmında, Florida'da olacaklarını biliyordu,
00:24:47.204 --> 00:24:48.086
yani evde kimse olmayacaktı.
00:24:48.086 --> 00:24:52.649
O zaman biz de o eve girdik ve değerli eşyaları alacaktık.
00:24:52.649 --> 00:24:54.929
Malcolm da eşyaları alıp, tefeciye götürecekti, sonra da parayı
00:24:54.929 --> 00:24:56.589
kumar alışkanlığı için kullanacaktı.
00:24:56.589 --> 00:25:00.000
Bu soygundan iki hafta sonra,
00:25:00.000 --> 00:25:02.443
bu durum ortaya çıktı. Çünkü Malcolm çalmış olduğu, binlerce Dolar
00:25:02.443 --> 00:25:07.112
değerindeki bir saati tefeciye götürmüştü ve
00:25:07.112 --> 00:25:13.170
işte o zaman üç polis tarafından tutuklandı.
00:25:13.170 --> 00:25:19.034
Malcolm Little, Malcolm Jarvis ve üç kadın, haneye tecavüzle suçlanmışlardı.
00:25:19.034 --> 00:25:22.189
İki siyahi adamın, beyaz kadınlarla olması,
00:25:22.189 --> 00:25:25.107
mahkeme salonunda sorun çıkarmıştı.
00:25:25.107 --> 00:25:32.351
Malcolm iki beyaz kadınla birlikteydi ve işte bu davayı böyle önemli kılan,
00:25:32.351 --> 00:25:36.007
böyle şoke edici kılan, bu olmuştu.
00:25:36.007 --> 00:25:42.396
Kadınlar, Malcolm'un onları zorla hırsızlık yaptırdığı yönünde ifade verdiler.
00:25:42.396 --> 00:25:49.519
İki adam, bu tür suçlar için verilen en büyük cezayı aldılar: eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl.
00:25:49.519 --> 00:25:53.694
Hükmü verdiklerinde, ben aklımı yitirdim.
00:25:53.694 --> 00:25:58.140
Kafesin demirlerini yakaladım ve sallamaya başladım. Neredeyse demirleri yerinden çıkaracaktım.
00:25:58.140 --> 00:26:00.161
Sonra hakime bağırarak dedim ki,
00:26:00.161 --> 00:26:03.675
" Beni on yıl hapise atacağınıza, öldürün daha iyi!"
00:26:03.675 --> 00:26:09.100
Ben o 'deli zenci' dedikleri türdendim. [yarı kız kardeş]
00:26:09.100 --> 00:26:11.307
Gördüklerimin gerçek olduğunu biliyordum.
00:26:11.307 --> 00:26:12.895
Ve hiç de komik olmadığını düşünüyordum.
00:26:12.895 --> 00:26:22.947
Onlar güldüklerinde, içlerinden "Bakın zenciye ne yaptık" dediklerini biliyordum.
00:26:22.947 --> 00:26:30.138
Sonra bir de utanmadan, kızlara, bizim onlara tecavüz ettiğimiz gerekçesiyle,
00:26:30.138 --> 00:26:36.421
şikayetçi olmalarını istediler. Kızlar, bunu yapmadılar.
00:26:36.421 --> 00:26:41.654
Malcom Little yirmi yaşındaydı ve eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl geçirmekle karşı karşıyaydı.
00:26:41.654 --> 00:26:47.324
Anne babasının öğütlediği Garvey gururundan ve bağımsızlığından çok uzaktaydı.
00:26:47.324 --> 00:26:56.346
Şimdi o, 22843 numaralı mahkumdu.
00:26:56.346 --> 00:27:01.696
Bir kereliğine suçlu olmakta utanacak bir şey yok.
00:27:01.696 --> 00:27:05.816
Suçlu kalmaksa, utanç vericidir.
00:27:05.816 --> 00:27:10.333
Ben de önceden suçluydum. Ben de önceden hapishanede kaldım.
00:27:10.333 --> 00:27:15.243
Ben bundan utanmıyorum. Beni bununla alt etmeye kalkışan,
00:27:15.243 --> 00:27:19.423
yanılıyordur. Ben bu konuda rahatım.
00:27:19.423 --> 00:27:26.560
[tezahurat ve alkış]
00:27:26.560 --> 00:27:32.129
Onlar, İsa'yı da isyan çıkartıyor diye suçlamışlardı. Öyle değil mi?
00:27:32.129 --> 00:27:40.864
Onun, Sezar'a karşı olduğunu söylüyorlardı. O, havarilerine şöyle dediği için, onun ayrımcı olduğunu iddia ettiler:
00:27:40.864 --> 00:27:49.453
"Roma vatandaşlarına değil, kaybolmuş koyunlara gidin. Kim olduğunu bilmeyen insanlara gidin.
00:27:49.453 --> 00:27:55.220
Kendi yurdu olmayan bir yerde yabancılık çeken ve kendini tanımayan insanlara gidin. İşte bu insanlara gidin.
00:27:55.220 --> 00:28:04.843
Kölelere gidin. İkinci sınıf vatandaşlara gidin. Sezar'ın gaddarlığı altında ezilen insanlara gidin."
00:28:04.843 --> 00:28:11.725
Ve eğer İsa bugün Amerika'da olsaydı, o beyaz adama gitmezdi. Beyaz adam zulmedendir.
00:28:11.725 --> 00:28:17.449
O, ezilenlere giderdi. Alçak gönüllülere giderdi. Boynu büküklere giderdi.
00:28:17.449 --> 00:28:20.473
Toplumdan dışlanmışlara ve hor görülenlere giderdi.
00:28:20.473 --> 00:28:35.042
İşte, 'Amerikalı zenci' olarak tanınanlara giderdi. [Hapishane, 1946]
00:28:35.042 --> 00:28:43.170
Hapishane duvarlarının ardında, Malcolm kumar oyunları düzenledi, uyuşturucu alışkanlığını sürdürdü ve Tanrı'nın
00:28:43.170 --> 00:28:47.138
var olmadığına dair tartışmalara girdi. Hücre bloğundakiler ona, 'Şeytan' demeye başladılar. Bir yandan da,
00:28:47.138 --> 00:28:56.405
ondan büyük bir siyahi mahkumun cesaretlendirmesiyle, Malcolm okumaya ve İngilizce dersi almaya başladı.
00:28:56.405 --> 00:29:06.945
Malcolm hapishane hayatını detaylıca tarif ettiğinde, gerçekten yalnız ve kısıtlı hissettiğini söylüyordu.
00:29:06.945 --> 00:29:12.654
Ama bolca okumayı planladığını söylemişti ve bolca yazı
00:29:12.654 --> 00:29:14.426
da yazdı.
00:29:14.426 --> 00:29:20.799
Bana her hafta mektup yazdığı olurdu.
00:29:20.799 --> 00:29:26.051
Hapishanedeki ikinci senesinde, erkek ve kız kardeşleri ona mektuplarında,
00:29:26.051 --> 00:29:29.330
'siyahi adamın doğal dini' olarak adlandırdıkları dinden bahsetmeye başladılar.
00:29:29.330 --> 00:29:35.808
Siyahi insanların ilk insanlar olduğunu, Tanrı'nın da siyahi olduğunu
00:29:35.808 --> 00:29:38.596
ve Allah adıyla çağrıldığını söylediler.
00:29:38.596 --> 00:29:43.432
Malcolm'a, artık İslam Ulus'unun bir parçası olduklarını ve Allah'ın elçisi
00:29:43.432 --> 00:29:49.172
Adil Muhamed'in, takipçileri olduğunu anlattılar.
00:29:49.172 --> 00:29:58.522
[İslam Ulusu Lideri] Bence İslam, bizim Amerika'daki insanlarımız için en iyi dinlerden biri. 'Amerikalı zenci'
00:29:58.522 --> 00:30:12.679
olarak bilinen grubun tamamen tekrar eğitilmesi gerekiyor ve İslam onlara bu yetkiyi veriyor. Onlar siyahi olmaktan ötürü
00:30:12.679 --> 00:30:18.749
gurur duyabilirler ve utanç duymaktan vazgeçebilirler.
00:30:18.749 --> 00:30:25.953
Ben Müslüman harekete 1947'de dahil oldum ve
00:30:25.953 --> 00:30:29.787
sonra erkek ve kız kardeşlerimi de dahil etmeye başladım.
00:30:29.787 --> 00:30:34.974
Biz zaten Marcus Garvey'in felsefesiyle eğitilmiştik, bu yüzden
00:30:34.974 --> 00:30:39.043
bizim siyahi olmaktan ötürü gurur duymamıza ilişkin olarak
00:30:39.043 --> 00:30:40.621
bizi ikna etmeleri gerekmiyordu.
00:30:40.621 --> 00:30:43.987
Biz zaten dahil olduğumuzda, bununla gurur duyuyorduk.
00:30:43.987 --> 00:30:47.373
Sonra ben Malcolm'a yazdım ve ona dedim ki,
00:30:47.373 --> 00:30:54.109
eğer Allah'a inanacak olursa, Allah onu hapisten çıkaracaktır. İşte bu kadar yazdım
00:30:54.109 --> 00:31:01.061
çünkü Malcolm'un dine karşı çok az hoşgörü beslediğini biliyordum ve işte o az hoşgörüyü de kaybetmek istemedim.
00:31:01.061 --> 00:31:05.752
Malcolm'un erkek ve kızkardeşleri, genç mahkuma, Amerika'daki siyahi insanların
00:31:05.752 --> 00:31:11.545
kaybolmuş bir soya ait olduklarını ve yakın zaman sonra, çilelerinden kurtulacaklarını, yazmışlardı.
00:31:11.545 --> 00:31:17.888
Ayrıca Elijah Mohammed'e göre, beyaz insanların iblis soyundan olduğunu ve onların bu dünyadaki hükümdarlıklarının
00:31:17.888 --> 00:31:21.371
yakın zaman sonra sona ereceğini, anlatmışlardı.
00:31:21.371 --> 00:31:27.778
Başta, Malcolm duyduklarını çok sevdi ancak bir kısmını anlayamıyordu. Anlayamadığı kısım,
00:31:27.778 --> 00:31:31.258
beyaz adamın şeytan olmasıydı.
00:31:31.258 --> 00:31:33.874
Malcolm Elijah Mohammad'e yazdı. Elijah Mohammed de,
00:31:33.874 --> 00:31:38.692
onu yanıtladı ve yanıtında, kutsal kitaptan alıntı yaptı.
00:31:38.692 --> 00:31:46.984
Ve sonra ona anahtarı verdi. Ona dedi ki " İncil bu dünyada
00:31:46.984 --> 00:31:48.392
olan her şeyi anlatan kitaptır."
00:31:48.392 --> 00:31:53.875
Yani, cehenneme gitmeniz için ölmek gerekmiyor. Hayattayken de cehennemi yaşayabilirsiniz. Ve size bunu yaşatan da
00:31:53.875 --> 00:32:01.359
beyaz adamdır. Doğrusu, beyaz adamın tarih boyunca
00:32:01.359 --> 00:32:05.383
yaptıklarına bakarsanız, bu çok ikna edici bir öğreti.