Sessizlik! Kim var orada? Kleopatra, Sayın Yargıç. Korkunç ilişkileriyle en iyi iki generalini harcayarak Roma'yı yerle bir eden Mısır Kraliçesi. Sayın Yargıç, asıl bu Kleopatra. Tarihin en güçlü kadınlarından biri. Mısır'ı 22 yıl istikrarla yönetti ve refah düzeyini arttırdı. Öyleyse neden nasıl göründüğünü bile bilmiyoruz? Kleopatra'yı konu alan çoğu yazılı eser gibi, resim ve betimlemeleri de ölümünden çok sonra, M.Ö 1. yüzyılda ortaya çıktı. Peki elimizde tam olarak ne var? 7. Kleopatra, Büyük İskender'in Mısır'ı işgaliyle başa gelen, Makedonyalı Yunan Ptolemaios hanedanının son üyesi. Ülkeyi aynı zamanda evli olduğu kardeşiyle beraber Alexandria'dan yönetti. Tabii, kardeşi onu sürgüne gönderene kadar. Tüm bunların Roma'yla ne ilgisi var? Mısır, uzun yıllar boyunca Roma'nın bir eyaletiydi ve Kleopatra'nın babasının Roma'ya yüklü miktarda borcu vardı. İç savaşta Jül Sezar tarafından büyük yenilgiye uğratılan General Pompey Mısır'a sığındı ancak Kleopatra'nın kardeşi tarafından öldürüldü. Sezar'ın hoşuna gitmiştir kesin. Aslında, Sezar bu durumu pek hoş karşılamadı ve Mısır'a borçlarını derhal ödemesini emretti. Mısır'ı ilhak edebilirdi ancak Kleopatra, bunun yerine Sezar'ı kendisini tahta çıkarmaya ikna etti. İkna kabiliyetinin epey yüksek olduğunu duymuştuk. Neden olmasın? Büyüleyici bir kadındı sonuçta. 21 yaşındayken orduları kumanda etti. Birkaç dil konuşabiliyordu. Dönemin en iyi okullarının ve en geniş kütüphanesinin bulunduğu bir şehirde öğrenim gördü. Roma'nın Sezar'a ihtiyacı varken onu Mısır'da yan gelip yatmaya alıştırdı. Sezar yan gelip yatmadı. Mısır'ın bilgisinden ve kültüründen çok etkilenmişti, oradayken birçok şey öğrendi. Roma'ya döndüğünde takvimi yeniden düzenledi, nüfus sayımı yaptı, bir halk kütüphanesi kurmak için çalışmalar yaptı ve altyapı için birçok yeni proje önerdi. Aman ne hırs. Tam da bu yüzden suikaste uğradı. Roma'nın tuhaf politikaları için Kraliçe'yi suçlama. Onun işi Mısır'ı yönetmekti ve bunu da gayet güzel başardı. Ekonomiyi dengede tuttu, bürokrasiyi idare etti, din adamları ve yöneticilerin yolsuzluklarına son verdi. Kuraklık baş gösterdiğinde tahıl ambarlarının kapılarını halka açtı ve vergi affı getirdi. Saltanatı boyunca krallığı bağımsız ve dengeli politikalarla yönetti ve ona karşı bir kişi bile isyan etmedi. Peki sonra ne değişti? Sezar'ın ölümünden sonra bu yabancı kraliçe Roma meselelerine burnunu sokmayı kesmedi. Aslında, Kleopatra'dan yardım isteyen Romalılardı. Kleopatra, Sezar'ın intikamını almak isteyen Octavian ve Marc Antony'i desteklemeye, oğlu için mecburdu. Tabii Marc Antony'den de çok özel "yardımlarını" esirgemedi. Bunun ne önemi var? Neden kimse Sezar'ın ya da Antony'nin sayısız ilişkilerine bakmıyor? Neden kur yapan tarafın her zaman Kleopatra olduğunu varsayıyoruz? Neden güçlü kadınlar sadece cinsel yönleriyle ön plana çıkartılıyor? Sessizlik. Kleopatra ve Antony ilişkisi tam bir felaketti. Saçma sapan kutlamalar yaparak, altın tahtlarda oturup tanrı kılığına girerek halkı kızdırdılar. Ta ki Octavian onların birer megaloman olduğuna tüm Roma'yı ikna edene kadar. Ancak Antony'e saldıran, Mısır'ı ilhak edip kendisini imparator ilan eden yine Octavian'dı. Roma'yı yerle bir eden asıl şey, Romalıların güçlü bir kadından korkmasıydı, kadının kendisi değil. Ne ironi ama. Kleopatra'nın hikâyesi çoğunlukla Roma'daki düşmanları tarafından yazıldı, daha sonra aradaki boşluklar, yazarlarca klişeler ve rivayetlerle dolduruldu. Hayatını ve saltanatını hiçbir zaman tam anlamıyla bilemeyebiliriz, ancak tarihi sorguya çekerek, hakkındaki gerçekleri ve rivayetleri birbirinden ayırabiliriz.