Yaklaşık sekiz ay önce, plajda yakın bir arkadaşım bir Rubik küpü aldı ve önümde çözmeye başladı. O yaparken oldukça kolay görünüyordu. Elime aldım ve şansımı denedim. Bir saat sonra hayal kırıklığına uğradım ve bıraktım - kendime güvenim... kalmamıştı. Hiç bir tarafı çözemedim, hiç birini. Bir hafta sonra, bir aile dostumuz hediye olarak bana Rubik küpü getirmişti. İşte o anda, küp ile, beni yargılayacak kimse olmadan, aptal ya da sersem hissetmeden çözmeyi deneyebilirdim. Böylece küpün nasıl çözüleceğini öğrenmek için günlük bir düello başladı. İlk 24 saat içinde küpe takıntılı hale geldim. Nereye gitsem yanıma alıyordum: okul otobüsünde, yemek masasında, gece yatağımda ve evet, birden fazla kez küpü kaptırdığım sınıfta bile. (Kahkaha) Kendimi küpün içine attım. Düzinelerce eğitici YouTube videosu izledim ve hızlı bir şekilde yardımcı olabilecek birçok anahtar algoritma keşfettim. İlk olarak, küpü çözmek için, önce herhangi bir tarafta çapraz yeri çözmelisiniz. Sonra dört köşeyi doldurun, ilk taraf ortaya çıkar. Sonra küpün ilk iki katmanını çözme ve son olarak PLL olarak bilinen son tarafı çözme ve son katmanı yönlendirme. Tüm bu uygulama ile, başlarda bir tarafı, sonra iki tanesini çözebildim ve tüm bu uygulama ile, hepsini çözebildim. (Tezahüratlar) (Alkış) Küpü bir veya iki kez çözmenin, küp bağımlılığının ana parçası olmadığını fark ettim. Aslında, düelloyu daha da ileriye götürerek, küpü gözlerim kapalı olarak nasıl çözeceğimi öğrenmeye veya hız rekorumu geçmeye çalıştım. Küpü çözdüğümde, zaten çifter çifter ve üçer üçer, dörder dörder ve beşer beşer, piramit ve sayısız diğerleri gibi küplerle ilgileniyordum. Dürüst olmak gerekirse, küp dünyası olağanüstü. Bu uzun küp deneyimi sırasında aslında oldukça iyi bir şey öğrendim. Rubik'in düellosunda her seferde bir adımla uğraşmak, algoritma dizilerini ve tekniklerini ezberlemek, insanların aklına koyduğu her şeyi yapabileceğini anlamamı sağladı. Bu imkansız görünebilir, kapasitemizin ötesinde görünebilir. Biliyorum. Şimdi, bu küçük klişeye gözlerinizi devirmeyin çünkü ben bundan gerçekten pratik sonuçlar elde ettim. Mesela, küp dünyası hayatıma girmeden önce, bir eşyayı kaybettiğimde, asla uğraşmaz veya aramak için zaman ayırmaz ve sadece yeni bir tane satın alırdım. Ama şimdi araştırmanın farklı yollarını ve stratejilerini düşünürüm ve bulana kadar ararım. Sadece üstesinden gelinecek başka bir zorluk. Gözüme çarpan bir şey duyduğumda, çözülmesi gereken bir sorun, daha önce hiç duymadığım bir şey duyduğumda hemen internete giriyorum, araştırıyorum ve her yönü açığa çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin, herhangi biriniz uyku felcinin ne olduğunu biliyor mu? Bana sorun, ilgili her şeyi biliyorum. Ya da fırtınaların neden oluştuğu ya da astral projeksiyon ya da kontrol edilebilir rüya, aklınıza gelebilecek en tuhaf şeyler. Yani aslında, dikkatimi çekerse, tamamen tatmin olana kadar öğrenirim. Kısacası, bu küp yüzünden bir "bitirici" oldum. Bunun sebebi de... (Alkış) Böyle düşünmemin sebebi, geçen gün bir öğretmenin gerçekten ilginç bir şeye dikkat çekmesiydi: Diğer ülkelerdeki çocuklar neden daha rekabetçi? Doğuştan şekilde daha mı akıllılar? Hayır. İşin sırrı, alışkanlıklarında. Japonya, Çin, Hindistan veya geldiğim yer olan İran'da yaşayan çocuklar bir istikrar kültüründe yaşıyorlar. Bu doğru. Bir şeylerde istikrarlılar. Başarana kadar denemeye devam ediyorlar. Ancak çocuklar olarak hala bir "anında memnuniyet" çağında yaşıyoruz, yani bir şeyleri anında istiyoruz. Eğer sahip olamıyor, çözemiyor, düzeltemiyor, bitiremiyor, kısa sürede tamamlamıyorsak, ilgimizi hemen kaybediyoruz, direkt pes ediyoruz. Bu küp, bu küçük renkli küp yüzünden, okulumda, işimde ve kendi ilgi alanlarımda bana gerçekten yardımcı olan yepyeni bir düşünme şeklim oldu. Ama tabii ki olmak istediğim kadar mükemmel değilim. Bir şey yapmak istersem, zaman içinde, çok fazla pratikle, ustalaşacağım, sadece onu yapacağım. Her şey bir merak, istikrar, bir ayağın diğerinin önünde olması ve en iyisi de memnuniyet meselesi ile ilgili. Deneyin! (Tezahüratlar) (Alkış)