İnanılmaz! -Mary, bunu unutamaz mıyız? Ben hayatımda böyle küçük düşürülmedim. Biliyorum canım. Bana ne dediğini duydun mu? Duydum evet. Fazla kiloluymuşum! Herkesin içinde söyledi! -Biliyorum, biliyorum. Üç kilo vermem gerekiyormuş! -Tamamen saçmalık. Sence ben fazla kilolu muyum, Gerry? -Hayır, hayır. Evet. -Hayır. Hayır. -Evet. Hayır. Sen de pek küçük bir valiz değilsin, Gerry. -Ben öyle bir şey söylemedim. Dergilerde gördüğün Samsoniteler gibi görünmeyebilirim... O dergilere pek bakmıyorum ki. -...ama ben gerçek bir valizim. Elbette öylesin. -Gerçek valizler böyle görünür Gerry. Kesinlikle. -Evet. Ben 70-80-40'ım. -Evet. Biliyor musun? Kulplarımla gurur duyuyorum. %100 katılıyorum. Daha fazla katılamazdım, Mary. Genişleyecek alanın var ve bu harika... Uyuşturucu izlerin olduğuna inanmaya başlıyorum. Ohh! Sadece aradıklarını söylemişlerdi! Öyle mi? Senin üzerinde mi aradılar? -Evet! Yapma Gerry, hadi ama! O kadar da heyecan verici değilsin, aşkım. Kusura bakma. Öyle mi? Dün akşam öyle demiyordun ama. Taksinin arka koltuğunda üzerime çıkmıştın. Söyleyeceklerim bu kadar. Ama o küçük valiz yanımızda olmasın/ Artık bu tür şeyler olmayacak, tamam mı? -Elbette. Biliyor musunuz? Bu skeci sevmediyseniz bunlardan daha çok yapacağız. Foil Arms and Hog'da biz böyle çalışır ve ekstra şeyler yaparız. Bu skeç gecikiyor. -Ah evet. Bana biraz şundan versene. Evet, birinci sınıf espri. Devam et! Bir şeyim yok. -Tamam. Gerry. -Efendim? Fermuarın. -Ne? Fermuarın açık Gerry. -Hayır, tüm uçuş boyunca böyleymiş. Seni hiçbir yere götürmemeliyim. -Beni rahat bırak, seni yaşlı valiz.