Daha önce hiç Silikon Vadisi'nin yükselişe geçeceğini öngörmüş olmayı dilediğiniz oldu mu? (Kahkahalar) Bence teknoloji dünyası son 15 yıl içerisinde inanılmaz bir değişim yaşadı ve ben de bunu anlatmak için buradayım. Bu değişimle birlikte ortaya yepyeni bir uyumun çıkacağını düşünüyorum. Hatta bu değişimle birlikte uyum kavramına bakışımızın değişeceğine inanıyorum. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yepyeni bir teknolojik sürecin başlıyor olacağını bilseniz ve siz de bu süreçte rol oynayabilecek olsanız ne yapardınız? Ne yapardınız? (Seyirci) Kaçırmazdım! Şu an içinde bulunduğum durumu şöyle anlatayım: Günün yarısında profesyonel olarak yatırım yapıyorum. Gündüzleri yani. Geçenlerde aklıma geldi ve fark ettim ki günde 10 saat uyumam lazım ki bu benim için biraz zor çünkü geçen geceki gösteri 12:30 gibi bitti ve ben... gösteri de Santa Rosa'da olunca eve biraz geç gittim. Teknoloji dünyasını yakından takip ettiğimi ve işlerin şimdiden değişmeye başladığını belirtmem gerek. Ama işler öyle bir değişiyor ki hiç kimse bu değişim hakkında yorum yapmıyor. Bugün üstünde duracağım altı konu var. Şimdiden söyleyeyim, bunların hepsi birer hipotezdir. Dolayısıyla hem değiştirilebilir hem de tamamen çürütülebilirler. Ama bu hipotezler üstüne yaklaşık 10 aydır kafa yoruyorum ve ilginçtir ki bu hipotezler hakkında sektördeki pek çok kişiyle konuşmama rağmen, henüz çürütebilen olmadı. Ben de bugün size bunlardan bahsedeceğim çünkü bence bir araya gelirsek durumu kavrayabiliriz. Bunlardan ilki -ki zaten çok açık- Windows'un batışı. Ve... (Alkış) Microsoft'a saygısızlık etmek istemem, ki zaten Microsoft'un şirketi büyütmek için atabileceği çok fazla adım var ama masaüstü işi artık geçti. Buradaki ana etmen, durumu anlayabilmek için bilmeniz hereken tek şey 3-4 yıl önce internete bağlı cihazların %96'sı Windows tabanlıydı, akıllı telefonların çıkışıyla birlikte, bu oran %50'nin altına düştü. Ve bu oran hızla düşüyor hatta bundan bir buçuk yıl sonra muhtemelen %30'un altında olacak. Microsoft'un yapabileceği pek çok şey var. Borsaya çekilip fiyatı orada dengeleyebilir. Ama bu durum oldukça önemli çünkü Windows ve Enterprise gibi SAP gibi kuruluşları düşünün, bu şirketler yüz milyarlarca dolarlık gelir elde ediyorlar. Ben de diyorum ki bu gelirler için yeni bir rekabet başlayacak. ABD ekonomisinin o kadar da büyüyemediği günümüz dünyasında, yeni sektörlerin önünü açmanın en iyi yolu diğerlerinin önünü kesmektir. Böylece gelir kapısı da bulunmuş olacak. Sizce iş burada bitiyor mu? Hayır! (Kahkahalar) Meğerse uçurum kenarında duran tek şirket Microsoft değilmiş! Google da yanındaymış. Bunu önceden düşünmemiş olabilirsiniz ama bundan 4 yıl önce arama hacminin %90'ını arama endeksleri oluşturuyordu. Sonraysa ilginç bir şey oldu. Google o kadar büyüdü ki endeks artık çöplüğe döndü. Hatta Web, tamamen çöplüğe dönmüş durumda. Web'in günümüzdeki hâlini sanal bir Detroit'e benzetebiliriz. (Gülüşler) Yeteri kadar zaman harcarsanız Web'de ilginç şeyler görebilirsiniz. Ama yeteri kadar temkinli olmazsanız, her an soyguna uğrayabilirsiniz. (Gülüşler) İlla ki hepimiz bir şey bulmak isterken farklı arama metotlarını denemişizdir. İlk alternatifimiz Vikipedi'ydi, sonra zevk ve para için Facebook, gerçek zamanlı haberler için de Twitter geldi. Profesyonel işler için LinkedIn, pek profesyonel olmayan şeyler için Match.com, seyahat için TripAdvisor, restoran için Yelp, ev bulmak için Realtor.com, kelime bulmak için Dictionary.com, dilin tamamı içinse Wordnik geldi. Yani her şey değişti. İlginç olan da şu: Google da tıpkı Microsoft gibi şirketi büyütmek için birbirinden farklı şeyler yapabilir. Ama Google'ın yapamayacağı bir şey var: Bir daha interneti domine edemez. Zannediyorum ki Google 1998 yılında kurulduğunda İnternet henüz başıboş, açık kaynaklı bir ortamdı. Google bu ortama daldı ve liderliği üstlenerek yeni bir strateji geliştirdi ve her türlü içerik ticarileştirilmeye başlandı. Bunu yalnızca Google'ın arama sayfalarına bakarak bile görebiliriz: O sayfada sadece Google'ın logosu görülür, geri kalan her şey aynı font ile yazılmıştır. Bu ticari zihniyet Google için harika, geri kalanlar için ise felaket sonuçlar doğurdu. Ben artık bu devrin bittiğine inanıyorum, arama endekslerinin sonu geldi demiyorum, ama bu endeksler artık gözümüzdeki önemlerini kaybedip sıradan şeylere dönüştüler. Bu durumu özellikle mobilde gözlemleyebilirsiniz. Çünkü mobil cihaz kullanan kişiler, istedikleri şeyleri daha farklı yollarla bulmaya başladılar. Endeks aramaları mobil cihazlar için verimli değil. Bu yüzden mobilden yapılan endeks arama oranı, masaüstüne göre çok az. İşte bu yüzden arama endeksleri, Google'ın derdine deva olmayacaklar. Üçüncü hipotezim artık tartışma götürmüyor. Ama ne olup bittiğini anlamak gerekiyor. Bu denklemin sol tarafına düzenlemelerin, güvenliğin ve kontrolün olmadığı bir dünya hayaliyle büyüyen açık kaynaklı World Wide Web'i koyalım. Apple ise bambaşka bir vizyon geliştirdi. Web'in artık bittiğini düşünen Apple, Büyük verinin depolandığı İnternet'e geçiş yaptı ve katma değeri olan, markalı ve telifli içerikler sunmaya başladı. Ve insanlar Apple'ın vizyonunu Google'ınkine tercih ettiler. Bundan birkaç yıl öncesine dek yarışı kaybeden Apple, son üç sene içerisinde İnternet'e bağlı 100 milyon cihaz satmaya başladı. Yüz milyon cihaz. Yakında ellerinde mal kalmayacak. Olay şu: Dünya artık Apple'ın dünyası. Bu dünyada olmamız büyük şans çünkü Steve kendi dünyasına kolay kolay birini sokmuyor. (Gülüşler) Şöyle düşünelim: Georgia'nın İç Savaş dönemindeki halini düşünün. Apple, Sherman olsun; World Wide Web ise Joe Johnston. Kısacası, bu savaşı kaybettiler. Savaşı kaybeden Web, kendisine diyor ki: "Geri dönüş yapmam lazım." Bunun için de Google'ın feda edilmesi gerekiyor. Google, bu teknolojiyi son damlasına kadar metalaştırdı. Tüm hayatını eğlence sektöründe başarılı olmak, iyi bir gazetecilik kariyerine sahip olmak, iyi bir yazar olmak için harcayan insanlar, artık hiç para kazanamaz oldular. Durum böyleyken Web dedi ki "Eğer Google da Apple da burdaysa yeni nesil HTML 5, Apple'ın tarafında olacak." Dolayısıyla şimdiki savaş metalaşma ile App Store arasında değil, App Store ile çeşitlendirilmiş içerik arasında olacak. HTML 5'ın ne olduğunu bilmiyorsanız şöyle anlatayım: Bu bir programlama dili. Ama oldukça derin bir dil. Çünkü tarihte ilk kez, Flash kutusu kullanmadan gömülü etkileşimin, videonun, sesin, kısaca siz ne isterseniz onun olacağı bir web sitesi oluşturabileceksiniz. Bu da çok, çok büyük bir fırsat. Çünkü böylece yepyeni bir sayfa açılmış oluyor ve bu sayfa sadece New York Times'a değil, WordPress kullanan herkese, her gruba açılıyor. Çünkü artık çeşitli, ilgi çekici, katma değerli, belki de ticari bir ürün oluşturulabilecek. Ve Apple sağ olsun, bunun şöyle bir güzel yanı var: Metacıların bu konu hakkında ellerinden hiçbir şey gelmiyor. Apple önümüze taş koymaya çalışabilir ama ben koyacağını sanmam. Bence bunu yapmayacak kadar akıllılar. Asıl nokta şu ki bu etkiye bir tepki gelince ne olacak, bilmiyorum. Ama artık hipermetalaştırma devrinin sona erdiğini düşünüyorum. Artık hepimizin rolü olabilir. Şimdi size şahsi yöntemimi söyleyeceğim. Tabletler. Windows'un batmasına neden olan bir diğer şey de bu. Eğer içinizde iPad'i olmayan varsa... Apple'da hissem filan yok, yanlış anlaşılmasın ama cidden, eğer iPad'iniz yoksa çok önemli bir şeyden yoksun kalıyorsunuz demektir. (Gülüşler) Ciddiyim bu konuda. Bence en önemli şey de diğer kişilerin en azından şimdilik, bu işte parmaklarının olmaması. Bir de aklınızda tutun, HP'nin gönderdiği Palm webOS'u çok yakında, en nihayetinde, bizim yatırımımızla geliştirilecek. (Gülüşler) Bence iPod'un Apple'ın pazar payında oynadığı rol iPhone'unkinden daha fazla olacak ve Apple bu savaşı kazanacak. %70-80 ihtimal veriyorum. Eğer böyle olursa, Apple'ın değeri birkaç sene içerisinde 50-100 milyar artabilir. Apple'a rakip olarak gördüğüm bir şirket de yok. Apple'ın maliyet yapısı diğerlerine kıyasla o kadar iyi ki Android üreticilerinin Apple'a rakip olması neredeyse imkansız. Çünkü Apple'ın brüt kar marjı, neredeyse tüm Android cihazlarının perakende fiyatından daha fazla. Size son olarak bir yatırım fikri olarak şundan bahsedeyim: Wall Street'teki çılgınlık, sosyallikle ilgili. Sosyallik bir ara öğündür. Yatırımının büyük kısmını Facebook'ta tutan kişilere hep aynısını söylüyorum. Bu iş bir kere yapılır. Diğeriyse öyle değil. Yıldız Savaşları'ndan bir alıntı yapayım: "Aradığın çılgınlık, bu değil." Bizim bahsettiğimiz şey, çok daha büyük ölçekli olacak. Facebook çoktan kazandı. O artık yeni Windows konumunda. Twitter, Yelp, Skype, LinkedIn gibi bazı şirketler de iyi platformlar kuruyorlar ama bunlar Facebook'a kıyasla çok daha küçük. Onlar da başarılı olacak. Ama geri kalan herkes, Zynga modelini takip edecek. Geri kalanlar, Facebook'a bağlı bir platform olacaklar. Ve bence bu platformun bu kadar büyük olmasındaki sebep, Zynga'nın Facebook'un üstüne daha başarılı bir şey üretememesi. Eğer sosyal dünyada bir start-up kuracaksanız Facebook'un üstüne kurun. Size verebileceğim tek tavsiye budur. Ama en önemli tavsiye ise şudur: Sosyalliği unutun. Sosyallik bir platform değil, bir özelliktir. O yüzden Catherine nasıl "her şeyi oyunlaştırın" dediyse, siz de sosyalliği entegre edin. Her şey uyumla alakalı. Gelecek çok daha farklı olacak. Ve asıl soru şu: "Biz ne yapıyor olacağız?" Benim yaptığım şey gayet basit: ben tam kapsamlı yatırıma inanırım. Bundan bir yıl önce HTML 5'ı araştırdım ve dedim ki: "Bundan önemli şeyler çıkabilir. Nasıl emin olurum?" Bundan birkaç yıl önce Moonalice adlı müzik grubumla birlikte T Bone Burnett ile albüm yapıp grubun tutacağını, uçacağını düşünmüştük. Sonra öğrendik ki millet hippie müziği yapan ihtiyarları dinlemiyor. (Gülüşler) Daha sonra her şeyi webe koyduk, Facebook ve Twitter'a geçtik, Twitter'da canlı konser verip konser öncesi kayıtları paylaştığımız "Twittercasts" adlı bir şey yapmaya başladık. Daha sonra internete uygun gösteriler yapmak için şu an olduğu gibi canlı kayıtlar yaptık. Yakın zamanda da yeni bir uydu ağı satın aldık. Niye? Çünkü o bizi menajerimiz gibi üç ay bekletmiyor. (Gülüşler) Şimdi de U2 hariç tüm konserlerimizi tamamen bizim yönettiğimiz bir sistemde, uydu aracılığıyla canlı olarak, HTML 5'da yayınlıyoruz. Önümüzdeki ay satışa çıkacak bir uygulamamız da var. Aslında ''uygulama'' yanlış oldu. Sitemiz HTML 5'a güncelleniyor. Ve sitede herhangi bir yerden, herhangi bir telefonu kullanarak konserde çaltığımız her türlü şarkıyı dinleyebilecek tüm videolarımızı izleyebileceksiniz ki 150, 200 tane konserimiz var. Şu anda bunu yapmanın hiçbir maliyeti yok. Biz zaten kendi halinde takılan bir grubuz. Pek çok kişiye kıyasla teknoloji konusunda daha bilgiliyim pek çok kişi derken de 55 yaşının üstündekileri kastediyorum. Ama 18, 20 yaşında olan kişiler bu platformları her yerden, tamamen farklı şekillerde kullanabilecekler. Bence yaratıcılık geri geliyor. Moonalice grubunu da bu kavram üstüne kurduk. Her bir konserimize özel bir poster sanatçımız var. Her konserde çalışan fotoğrafçılarımız, ressamlarımız var. Olay da şu, ben yaratıcılığın teknoloji yüzünden değil, çürümeye yüz tutmuş Amerikan kültürü ve insanların eğitimsizliği yüzünden, gerçeklerden ziyade ritüellere dönüş yapmamız gerektiği düşüncesi yüzünden yok olduğunu düşünüyorum. Ama sanırım teknoloji nihayet bize bir iyilik yapacak. Sanırım teknoloji en nihayetinde özgürleşmemize yardım edecek. Ortada umut da var, öyle değil mi? Twitter'ın ve Facebook'un, Arap Baharı'nı nasıl etkilediğini gördük. Epey heyecan verici. Ama her şeyin bir uygulamaya dönüştüğü bir dünya hayal edin. HTML 5'da, bu dijital Detroit kavramı, her bir tweetin bir uygulama olduğu, her bir reklamın bir dükkan karesi olduğu bir şeye dönüşüyor. Bunun hakkında kafa yorun. Amazon'da bir reklam görmek yerine, New York Times Kitap İncelemesi'ndeki dükkanı görüyorsunuz. Hem talebi hem de hazzı arttırabilirsiniz. Neden? Çünkü bu, herkes için daha iyi. Hem zaman kurtarıyor, hem uyumluluğu arttırıyor, çünkü size hitap ediyor. Yanlış yerlere gitmenize, diğerlerinden uzak düşmenize neden olan bir asansör ağından çıkıp bir kontrol paneline ilerliyoruz. Tahmin edin bu paneli kim yapacak? Siz. Teşekkürler. (Alkış)