WEBVTT 00:00:00.730 --> 00:00:06.869 İnsanları neyin mutlu ettiğini araştırdığım oldukça keyifli bir işim var. 00:00:07.561 --> 00:00:12.311 O kadar keyifli ki, lüzumsuz gibi bile görünebilir. 00:00:12.335 --> 00:00:17.364 Hele de canımızı sıkan bir sürü haberin olduğu zamanlarda. 00:00:18.087 --> 00:00:22.423 Ama meğerse mutluluğu araştırmak, karşı karşıya olduğumuz 00:00:22.423 --> 00:00:26.366 en güç problemleri çözmemize yardımcı olabilirmiş. 00:00:27.182 --> 00:00:30.953 Bunun farkına varmam neredeyse 10 yılımı aldı. NOTE Paragraph 00:00:31.567 --> 00:00:35.186 Daha kariyerimin başındayken iş arkadaşlarımla Science dergisinde, 00:00:35.186 --> 00:00:39.686 ''Başkaları için Para Harcamak Mutluluk Veriyor'' başlıklı bir yazı yayımladık. 00:00:40.377 --> 00:00:43.259 Bu kanıya çok güveniyordum 00:00:43.259 --> 00:00:45.329 ama şöyle bir şey vardı ki 00:00:45.329 --> 00:00:48.512 sanki benim için geçerli değildi. 00:00:48.542 --> 00:00:49.652 (Gülme sesleri) NOTE Paragraph 00:00:49.790 --> 00:00:52.072 Pek bağış yapan biri değildim, 00:00:52.072 --> 00:00:56.174 yaptığımda da beklediğim o içimi ısıtan duyguyu hissetmiyordum. 00:00:56.723 --> 00:01:02.876 O yüzden araştırmamda bir sorun mu var diye merak etmeye başladım 00:01:02.900 --> 00:01:05.903 ya da bende. 00:01:07.450 --> 00:01:13.256 Paylaşmaya karşı gösterdiğim duygusal tepkisizlik özellikle kafa karıştırıcıydı 00:01:13.256 --> 00:01:15.496 çünkü sonraki araştırmalarım, 00:01:15.496 --> 00:01:20.463 bebeklerin bile paylaşmaktan zevk aldıklarını gösteriyordu. NOTE Paragraph 00:01:20.803 --> 00:01:24.595 Bir deney için ben ve meslektaşlarım Kiley Hamlin ile Lara Aknin 00:01:24.619 --> 00:01:27.822 laboratuvara iki yaşından biraz küçük çocuklar getirdik. 00:01:28.246 --> 00:01:29.539 Tahmin edebileceğiniz gibi 00:01:29.539 --> 00:01:33.189 bebeklerin ilgilendiği bir şeyden yararlanmamız gerekiyordu. 00:01:33.819 --> 00:01:39.577 Bu yüzden bebekler için altın değerindeki balık krakerleri kullandık. 00:01:39.577 --> 00:01:40.927 (Gülme sesleri) NOTE Paragraph 00:01:41.264 --> 00:01:44.895 Bebeklere bir yığın balık kraker verdik 00:01:44.895 --> 00:01:50.185 ve bir de krakerlerini Monkey isimli kuklayla paylaşmaları için bir şans. NOTE Paragraph 00:01:50.495 --> 00:01:54.208 (Video) Araştırmacı: Daha fazla kraker buldum ve hepsini sana vereceğim. 00:01:54.968 --> 00:01:56.910 Çocuk: Teşekkürler. NOTE Paragraph 00:01:58.722 --> 00:02:03.114 Araştırmacı: Ama başka kalmamış, bir tane Monkey'ye verir misin? NOTE Paragraph 00:02:03.878 --> 00:02:04.728 Çocuk: Evet. NOTE Paragraph 00:02:05.000 --> 00:02:06.161 Araştırmacı: Evet mi? 00:02:06.662 --> 00:02:07.638 Çocuk: Evet. 00:02:14.040 --> 00:02:16.541 Araştırmacı: Çok leziz. Mmmm. NOTE Paragraph 00:02:18.862 --> 00:02:20.495 Çocuk: Hepsi bitti. Hepsini yedi. NOTE Paragraph 00:02:22.186 --> 00:02:25.856 Elizabeth Dunn: Araştırma asistanlarımızdan bu videoları izleyip 00:02:25.880 --> 00:02:28.435 çocukların tepkilerini kodlamalarını istedik. 00:02:28.459 --> 00:02:30.613 Tabii ki onlara hipotezimizi söylemedik. 00:02:31.357 --> 00:02:36.619 Aldığımız veri, kraker verildiğinde bebeklerin oldukça mutlu olduklarını 00:02:37.075 --> 00:02:41.449 ama krakerleri kuklamıza verdiklerinde daha da mutlu olduklarını gösterdi. NOTE Paragraph 00:02:42.423 --> 00:02:46.571 Vermenin oluşturduğu sıcak duygu yetişkinlikte de devam ediyor. 00:02:46.865 --> 00:02:52.420 Dünya çapında 200.000'den fazla yetişkinin katıldığı anket sonuçları 00:02:52.650 --> 00:02:56.073 dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin 00:02:56.073 --> 00:02:59.475 geçtiğimiz ay en azından bir miktar para bağışladığını gösterdi. 00:03:00.535 --> 00:03:04.198 Dikkat çekicidir ki dünyanın önemli bölgelerinde 00:03:04.198 --> 00:03:08.920 bağış yapanlar bağış yapmayanlardan daha mutlu, 00:03:08.920 --> 00:03:13.314 hatta kendi kişisel maddi durumlarını hesaba kattıktan sonra bile 00:03:13.769 --> 00:03:16.366 ve aradaki bu ilişki önemsiz değil. 00:03:16.908 --> 00:03:23.890 Bağış yapmanın mutluluğa etkisi, iki kat fazla gelir ile aynı gibi. NOTE Paragraph 00:03:25.763 --> 00:03:28.378 Bir araştırmacı olarak dünya genelinde 00:03:28.378 --> 00:03:34.001 çocuk ve yetişkinlerde tekrarlanan bir etkiye rastlayacak kadar şanslıysanız 00:03:34.587 --> 00:03:39.299 Bu insan doğasının bir parçası olabilir mi diye merak etmeye başlarsınız. 00:03:39.848 --> 00:03:45.216 Şunu biliyoruz ki zevk uyarlanabilir davranışları pekiştirir, 00:03:45.216 --> 00:03:49.416 yemek yemek ve seks gibi türümüzün devamını sağlayan davranışlar. 00:03:49.416 --> 00:03:53.791 Ve bana göre paylaşmak da bu davranışlardan olabilir. NOTE Paragraph 00:03:54.519 --> 00:03:57.335 Bu fikirler beni çok heyecanlandırmıştı 00:03:57.335 --> 00:03:59.904 ve New York Times'ta onlar hakkında yazdım. 00:04:00.457 --> 00:04:03.948 Yazımı okuyanlar arasında muhasebecim de vardı. NOTE Paragraph 00:04:04.782 --> 00:04:07.797 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:04:08.047 --> 00:04:12.417 Vergi zamanında muhasebecimin karşısında oturmuş 00:04:12.417 --> 00:04:15.621 kalemini, iyi saklanamamış bir kınamayla, 00:04:15.621 --> 00:04:22.571 vergi beyannamemin bağış satırına yavaşça vurmasını izliyordum. NOTE Paragraph 00:04:24.976 --> 00:04:29.716 Kariyerimi, bağış yapmanın ne kadar iyi hissettirdiği üzerine yapmama rağmen 00:04:29.716 --> 00:04:33.040 kendim pek bağış yapmıyordum. 00:04:33.434 --> 00:04:36.025 Bu yüzden daha sık bağış yapmaya karar verdim. NOTE Paragraph 00:04:36.874 --> 00:04:44.326 O dönemde her yerde Suriyeli mülteci kriziyle ilgili kahredici hikâyeler vardı. 00:04:44.826 --> 00:04:48.928 Gerçekten yardım etmek istedim ve kredi kartımı çıkardım. 00:04:49.202 --> 00:04:54.424 Bağışlarımın muhtemelen bir yerlerde birileri için fark yaratacağını biliyordum 00:04:54.424 --> 00:05:02.194 ama etkili bir bağış sitesine girip kart numaramı yazmak yine de yeterli değildi. NOTE Paragraph 00:05:02.824 --> 00:05:06.732 İşte o zaman Beşli Grup'u öğrendim. 00:05:07.717 --> 00:05:14.334 Kanada hükûmeti, beş Kanadalıya bir mülteci aileye destek olma izni veriyor. 00:05:14.976 --> 00:05:17.713 Aileye, Kanada'daki ilk yıllarında destek olabilmek için 00:05:17.713 --> 00:05:20.124 yeterli miktarda para biriktirmeniz gerekiyor 00:05:20.124 --> 00:05:23.590 ve ardından uçağa binip şehrinize geliyorlar. 00:05:24.338 --> 00:05:28.302 Bu programın güzel olduğunu düşündüğüm yönlerinden biri de 00:05:28.302 --> 00:05:30.827 kimsenin tek başına katılmasına izin verilmemesi. 00:05:30.827 --> 00:05:33.078 Ve biz beş kişilik bir grup olmak yerine 00:05:33.082 --> 00:05:38.195 bir topluluk organizasyonuyla anlaştık ve yirmi beş kişilik bir grup oluşturduk. 00:05:39.716 --> 00:05:43.481 Neredeyse iki yıl süren evrak işleri ve beklemeden sonra, 00:05:43.481 --> 00:05:46.295 destek olacağımız ailenin altı haftadan daha kısa bir sürede 00:05:46.295 --> 00:05:48.087 Vancouver'a geleceğini öğrendik. 00:05:48.795 --> 00:05:51.317 Dört oğulları ve bir kızları vardı. 00:05:51.341 --> 00:05:54.262 Biz de onlara yaşayacakları bir yer bulmaya çalıştık. 00:05:54.786 --> 00:05:57.245 Onlara bir ev bulabildiğimiz için şanslıydık 00:05:57.245 --> 00:05:58.928 ama biraz tadilata ihtiyacı vardı. 00:05:58.928 --> 00:06:01.740 Bu yüzden arkadaşlarım akşamları ve hafta sonları gelip 00:06:01.740 --> 00:06:05.189 evi boyadılar, temizlediler ve mobilyaları yerleştirdiler. NOTE Paragraph 00:06:05.677 --> 00:06:10.645 Büyük gün geldiğinde buzdolabını süt ve taze meyvelerle doldurduk 00:06:10.895 --> 00:06:14.399 ve aileyle buluşmak için havaalanına gittik. 00:06:14.423 --> 00:06:17.832 Bu herkes için çok büyük bir şeydi, 00:06:17.932 --> 00:06:19.939 özellikle de dört yaşındaki çocukları için. 00:06:20.646 --> 00:06:26.493 Annesi, aynı programla daha önceden Kanada'ya gelen kardeşiyle buluştu. 00:06:26.994 --> 00:06:30.591 Birbirlerini on beş yıldır görmemişlerdi. NOTE Paragraph 00:06:31.952 --> 00:06:37.944 5 milyon 600 binden fazla mültecinin Suriye'den kaçtığını duyduğunuzda 00:06:38.264 --> 00:06:41.487 insan beyninin idrak edecek kadar gelişmiş olmadığı 00:06:41.487 --> 00:06:44.951 bir trajediyle karşı karşıya kalıyorsunuz. 00:06:45.065 --> 00:06:47.188 Bu çok soyut bir şey. 00:06:48.746 --> 00:06:51.819 Daha önce, mültecilere yardım etmek için 00:06:51.819 --> 00:06:54.594 bizden ayda on beş saat bağış yapmamız istenseydi 00:06:54.594 --> 00:06:56.648 muhtemelen hayır derdik. 00:06:57.545 --> 00:07:01.020 Ama ailemizi Vancouver'daki yeni evlerine götürür götürmez 00:07:01.020 --> 00:07:03.455 hepimiz aynı şeyin farkına vardık: 00:07:03.455 --> 00:07:06.899 Onların mutlu olmaları için gereken her şeyi yapacaktık. NOTE Paragraph 00:07:07.743 --> 00:07:12.972 Bu tecrübe, çalışmam hakkında biraz daha derin düşünmemi sağladı. 00:07:13.962 --> 00:07:18.042 İnsanların, yardım ettikleri kişilerle gerçek bir bağ hissettiklerinde 00:07:18.042 --> 00:07:21.772 ve onların hayatlarında yaptıkları değişikleri 00:07:21.772 --> 00:07:24.337 zihinlerinde kolayca canlandırabildiklerinde 00:07:24.337 --> 00:07:26.858 bağışlamanın yararlarının arttığını gördük. NOTE Paragraph 00:07:27.333 --> 00:07:29.564 Örneğin bir çalışmada katılımcılara 00:07:29.564 --> 00:07:34.749 UNICEF veya Spread the Net'e bir miktar para bağışlamaları için olanak verdik. 00:07:34.749 --> 00:07:38.557 Bilerek bu hayır kurumlarını seçtik çünkü ikisi de ortaktı 00:07:38.557 --> 00:07:42.376 ve son derece önemli bir hedefleri vardı: çocuk sağlığı. 00:07:43.698 --> 00:07:48.424 Ama UNICEF o kadar büyük ve geniş bir hayır kurumu ki 00:07:48.424 --> 00:07:50.331 sizin az miktardaki bağışınızın 00:07:50.331 --> 00:07:53.701 nasıl bir fark yaratacağını zihinde canlandırmak biraz zor olabilir. 00:07:54.245 --> 00:07:59.267 Buna karşın Spread the Net, bağış yapanlara somut bir söz veriyor: 00:07:59.291 --> 00:08:00.896 Bağışlanan her on dolar başına, 00:08:00.920 --> 00:08:04.589 bir çocuğu sıtmadan korumak için bir cibinlik temin ediyorlar. NOTE Paragraph 00:08:05.368 --> 00:08:08.849 Katılımcılar, Spread the Net'e ne kadar çok bağış yaparsa 00:08:08.873 --> 00:08:11.915 o kadar çok mutlu hissettiklerini bildirdiler. 00:08:12.740 --> 00:08:16.870 Buna karşın UNICEF'e bağış yapıldığında 00:08:16.894 --> 00:08:21.379 bağışlamanın bu duygusal getirisi tamamen ortadan kalkmıştı. 00:08:21.914 --> 00:08:23.055 Bu, şunu ortaya koyuyor: 00:08:23.055 --> 00:08:27.594 Sadece değerli bir hayır kurumuna bağış yapmak her zaman yeterli değildir. 00:08:27.797 --> 00:08:30.856 Bağışınızın tam olarak nasıl bir fark yaratacağını da 00:08:30.856 --> 00:08:33.795 zihninizde canlandırabilmeniz gerekiyor. NOTE Paragraph 00:08:34.524 --> 00:08:39.282 Tabii Beşli Grup bu fikri bir üst seviyeye taşıyor. 00:08:39.678 --> 00:08:44.651 Projeye yeni başladığımızda mültecilerin ne zaman geleceğini konuşurduk. 00:08:45.088 --> 00:08:48.316 Şimdiyse onlara ailemiz diyoruz. 00:08:48.630 --> 00:08:51.216 Kısa süre önce çocuklarla buz patenine gittik 00:08:51.216 --> 00:08:55.371 ve günün devamında altı yaşındaki oğlum Oliver, 00:08:55.371 --> 00:08:58.227 bana ailemizdeki en büyük çocuğun kim olduğunu sordu. 00:08:58.908 --> 00:09:02.496 Bir sürü kuzeninden birini kastettiğini düşündüm 00:09:02.496 --> 00:09:03.930 ve onları kastediyordu 00:09:03.930 --> 00:09:07.192 ama aynı zamanda bizim Suriyeli ailemizi de kastediyordu. NOTE Paragraph 00:09:07.832 --> 00:09:13.647 Ailemiz geldiğinden beri birçok kişi ve kurum yardım teklif etti. 00:09:13.647 --> 00:09:19.326 Ücretsiz diş dolgusundan yaz kamplarına kadar her şeyi karşıladılar. 00:09:19.945 --> 00:09:24.222 Bu, toplumumuzda var olan cömertliği görmemi sağladı. 00:09:24.990 --> 00:09:29.209 Bir bağış sayesinde çocuklar bisiklet kampına gitti 00:09:29.209 --> 00:09:31.531 ve haftanın her günü grubumuzdan bazı kişiler, 00:09:31.531 --> 00:09:34.297 çocukları neşelendirmek için orada bulunmaya çalıştılar. 00:09:34.591 --> 00:09:38.096 Yan denge tekerleri çıkacağı gün ben de oradaydım 00:09:38.346 --> 00:09:42.335 ve şunu söyleyeyim, dört yaşındaki çocuk bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu. 00:09:43.483 --> 00:09:45.571 Ben de yanına gidip onunla konuştum 00:09:45.571 --> 00:09:49.242 ve ona yan tekerler olmadan sürmenin ileriye dönük yararlarını anlattım. NOTE Paragraph 00:09:49.242 --> 00:09:51.624 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:09:51.624 --> 00:09:55.615 Sonra onun sadece dört yaşında olduğunu ve çok az İngilizce bildiğini hatırladım. 00:09:55.615 --> 00:09:59.682 Bu yüzden, konuşmamı onun kesinlikle bildiği bir kelimeye düşürdüm: 00:09:59.682 --> 00:10:00.877 dondurma. 00:10:01.535 --> 00:10:05.022 Yan tekerler olmadan sürmeyi denersen sana dondurma alırım. 00:10:05.046 --> 00:10:06.677 Devamında olan şey şuydu: NOTE Paragraph 00:10:07.565 --> 00:10:10.306 (Video) Elizabeth Dunn: Evet, evet! NOTE Paragraph 00:10:10.330 --> 00:10:11.481 Çocuk: Deneyeceğim. NOTE Paragraph 00:10:11.505 --> 00:10:13.382 Elizabeth Dunn: Aman Tanrım! Kendine bir bak! NOTE Paragraph 00:10:13.406 --> 00:10:16.297 Nasıl gittiğine bak! Kendi kendine sürüyorsun! NOTE Paragraph 00:10:17.550 --> 00:10:19.654 Aferin sana! NOTE Paragraph 00:10:20.142 --> 00:10:21.939 (Gülme sesleri) NOTE Paragraph 00:10:21.939 --> 00:10:25.992 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:10:26.186 --> 00:10:32.087 Elizabeth Dunn: İşte insanların zevk aldıkları yardımlar bu tür yardımlar 00:10:32.111 --> 00:10:33.996 ama 40 yıl boyunca 00:10:33.996 --> 00:10:39.983 Kanada, vatandaşların mültecilere destek olmasını sağlayan tek ülkeydi. NOTE Paragraph 00:10:40.565 --> 00:10:42.749 Şimdi -- Kanada! NOTE Paragraph 00:10:42.773 --> 00:10:44.933 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:10:44.957 --> 00:10:46.347 Oldukça güzel bir şey. NOTE Paragraph 00:10:47.354 --> 00:10:50.900 Şimdi Avustralya ve Birleşik Krallık da buna benzer programlar başlatıyor. 00:10:51.563 --> 00:10:53.920 Başka ülkeler de bunu mümkün kılsa 00:10:53.920 --> 00:10:57.599 mülteci krizinin ne kadar farklı olabileceğini bir tahmin edin. NOTE Paragraph 00:10:58.647 --> 00:11:02.429 Kişiler arasında böyle anlamlı bağlar oluşturmak, 00:11:02.579 --> 00:11:07.729 baş edilemeyecek gibi görünen zorlukları aşmamıza olanak sağlıyor. 00:11:08.329 --> 00:11:13.322 Bu zorluklardan biri de şu anda bulunduğum noktadan birkaç blok uzakta, 00:11:13.322 --> 00:11:15.986 yani Vancouver'ın Downtown Eastside bölgesinde. 00:11:16.010 --> 00:11:20.338 Bazı ölçümlere göre burası, Kanada'nın en fakir kentsel bölgesi. 00:11:20.854 --> 00:11:23.923 Yaşadığımız yerde yardıma ihtiyacı olan o kadar çok kişi var ki 00:11:23.923 --> 00:11:27.569 onlar varken mülteci bir aileye destek olup olmamayı çok düşündük. 00:11:27.569 --> 00:11:35.271 Arkadaşım Evan, küçüklüğünde ailesiyle bu muhitten geçerken arka koltuğa siniyormuş. 00:11:36.011 --> 00:11:40.423 Ama ebeveynleri, büyüdüğü zaman, o bölgedeki bir lokantanın kapılarını açıp 00:11:40.423 --> 00:11:45.300 bu kişiler üç çeşit akşam yemeğinin tadını çıkarsınlar diye 00:11:45.300 --> 00:11:47.557 onları davet edeceğini tahmin bile edemezlerdi. 00:11:48.017 --> 00:11:51.727 Evan'ın da kurulmasına yardım ettiği bu programın ismi "Plenty of Plates" 00:11:51.727 --> 00:11:54.322 ve hedef sadece ücretsiz yemek dağıtmak değil 00:11:54.322 --> 00:11:58.180 bu program olmasa göz göze bile gelmeyecek insanlar arasında 00:11:58.180 --> 00:12:00.216 dostluk anıları oluşturabilmek. 00:12:00.216 --> 00:12:03.296 Her akşam, bölgedeki bir iş kurumu akşam yemeğine sponsor oluyor 00:12:03.320 --> 00:12:07.178 ve yemeği hazırlaması ve sunması için gönüllülerden oluşan bir grup gönderiyor. 00:12:07.732 --> 00:12:12.602 Yemeğin ardından, arta kalanlar sokakta yatanlara ulaştırılıyor 00:12:12.602 --> 00:12:14.861 ve devamındaki günlerde bu insanlara 00:12:14.861 --> 00:12:18.865 ücretsiz yüzlerce öğün sağlayabilecek kadar para kalıyor. NOTE Paragraph 00:12:19.434 --> 00:12:23.094 Ama bu programın iyi yönleri sadece yemekten daha fazla. 00:12:23.666 --> 00:12:28.267 Program, gönüllülere başkalarıyla iletişime geçme imkânı sağlıyor, 00:12:28.267 --> 00:12:31.256 oturup onların hikâyelerini dinleme olanakları oluyor. 00:12:31.733 --> 00:12:35.870 Bu deneyimden sonra, bir gönüllü işe gidiş geliş yolunu değiştirdi 00:12:35.870 --> 00:12:40.119 böylece bu muhitten kaçınmak yerine onun içinden yürüyor 00:12:40.119 --> 00:12:44.375 ve yoldaki tanıdık simalara gülümsüyor veya onlarla göz teması kuruyor. NOTE Paragraph 00:12:45.250 --> 00:12:49.043 Hepimiz yardım etmeyi zevk alarak yapabiliriz. 00:12:49.551 --> 00:12:52.740 Ama bunun otomatik olarak gerçekleşmesini beklememeliyiz. 00:12:53.359 --> 00:12:57.651 Para bağışlamak ve başkalarına yardım etmek ille de mutluluk getirmez. 00:12:57.675 --> 00:13:00.774 Bunun yerine bunu nasıl yaptığımız önemli. 00:13:01.223 --> 00:13:03.912 Eğer insanların daha fazla hayır yapmasını istiyorsak 00:13:03.936 --> 00:13:07.976 şimdiki hayırseverlikle ilgili düşüncemizi yıkmamız gerekiyor. 00:13:07.976 --> 00:13:10.701 Paylaştığımız insanlığın değerinin artmasını sağlayacak 00:13:10.701 --> 00:13:14.102 bağışlar yapma imkânları oluşturmalıyız. 00:13:14.737 --> 00:13:17.127 Eğer aranızda hayır kurumlarında çalışanlar varsa 00:13:17.127 --> 00:13:20.641 bağışçılarınızı kalem veya takvimlerle ödüllendirmeyin. NOTE Paragraph 00:13:21.959 --> 00:13:25.522 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:13:25.522 --> 00:13:31.809 Fedakârlıklarının spesifik etkilerini görmelerine ve yardım ettikleri bireylerle 00:13:31.809 --> 00:13:36.553 ya da topluluklarla bağ kurmalarına imkân sağlayarak onları ödüllendirin. NOTE Paragraph 00:13:37.519 --> 00:13:42.490 Yardım etmeyi, yapmamız gereken bir şey olarak görmeye alışığız. 00:13:42.490 --> 00:13:43.813 Ve öyle olmalı da. 00:13:44.551 --> 00:13:46.653 Ama böyle düşünerek 00:13:47.103 --> 00:13:51.846 insan olmanın en iyi yönlerinden birini kaçırıyoruz: 00:13:51.846 --> 00:13:56.544 Biz başkalarına yardım etmekten zevk duyabilecek şekilde geliştik. 00:13:57.041 --> 00:14:02.261 Yardımı, bir ahlaki zorunluluk olarak düşünmeyi bırakıp 00:14:02.261 --> 00:14:06.361 onu bir zevk kaynağı olarak görmeye başlayalım. NOTE Paragraph 00:14:06.782 --> 00:14:07.950 Teşekkürler. NOTE Paragraph 00:14:07.950 --> 00:14:15.203 (Alkışlar)