Neden illüzyonlar görüyoruz? Size kahve standınızdaki kitapta bulunandan farklı bir hipotez türü için kanıt sağladığım araştırmalarımın bazılarından bahsedeceğim. Buradaki illüzyonlardan birine bakalım. Bu, bu hipotez tarafından açıklanan birçok çeşit illüzyon için bir örnek. Bunun üzerinden konuşacağım. Bu şeylerde her zaman olduğu gibi aslında bu iki de çizgi paralel ancak onların merkezlerinde dışa doğru eğildiklerini algılarsınız. Bu radyal çizgilerin olduğu merkezde, görme alanınızda üst ve alt kısımlardan daha geniş. Bu, olağanüstü çünkü oldukça basit bir uyarıcı. Sadece bir sürü düz çizgi. Evrendeki en karmaşık nesnelerden biri neden bu inanılmaz derecede basit görüntüyü oluşturamasın? Böyle sorulara cevap vermek istediğinizde, bunun beyniniz için ne anlama geldiğini sormanız gerekir. Beyninizin bunu düşüneceği şey, bir sayfadaki bazı satırlar değil. Beyniniz, gerçek hayatta karşılaştığı doğal uyaran türlerini idare edecek şekilde gelişti. Peki beyin ne zaman böyle uyaranlarla karşılaşır? Biraz tuhaf görünüyor ama aslında gün boyu bu uyaranla karşılaşıyorsunuz. Ne zaman hareket eder, ne zaman ilerlerseniz özellikle. İlerlediğinizde görsel alanınızda dışarı doğru optik bir akış elde edersiniz, tıpkı Atılgan'ın çarpıklığa girdiği zamanki gibi. Tüm bu nesneler dışarı doğru akar ve retinanızda izler bırakır veya çizgileri bulanıklaştırır. Arka arkaya mini nöronları etkinleştiriyorlar. Yani bu, gerçek hayatta olanların bir versiyonu ve gerçek hayatta her zaman olanların başka bir versiyonu. Aslında karikatüristler bunu biliyor. Bu bulanık çizgileri çizgi filmlerine koyarlar ve beyniniz için hareket anlama gelir. Bulanık çizgiler gerçek hayatta gördüğünüzden değil. Beyninize hareket ettiğinizi söyleyen şey gözünüzün arkasındaki bu optik bulanıklıklar. İlerlediğinizde gözleriniz kamera gibi sabitlenir, anlık görüntü kameraları gibi; sabitler, sabitler, küçük (şipşak sesi) kamera çekimlerini sabitler ve ileriye doğru her hareket ettiğinizde sabitler, bunların dışa doğru akmasını sağlarsınız. Sabitlendiğiniz zaman bu garip optik bulanıklık şeyiyle karşılaşırsınız ve bu size hareket ettiğiniz yönü söyler. Pekala, hikayenin yarısı bu. Uyaranın anlamı bu. Bu, beyninizin ilk resme bakarken aslında yolda olduğunuzu düşündüğü anlamına gelir. Yine de neden bu düz çizgileri dışa doğru eğilmiş olarak algılamanız gerektiğini açıklamıyor. Hikayenin geri kalanını anlamak için beynimizin yavaş olduğunu anlamalısınız. İstediğiniz şey, ışık gözünüze çarptığında -- pat! -- hemen dünyanın neye benzediğine dair bir algınız var. Fakat bu şekilde çalışmıyor. Algınızın yaratılması saniyenin onda biri kadar sürer. Saniyenin onda biri kulağa çok uzun gelmiyor ama normal davranışlarda uzun bir süre. Saniyede sadece bir metre hareket ediyorsanız, ki bu oldukça yavaş, saniyenin onda birinde, 10 cm hareket etmişsinizdir. Bu gecikmeyi düzeltmeseydiniz o zaman 10 santimetre içinde herhangi bir şeyi algıladığınızda ona çarpacak ya da geçecektiniz. Tabii ki bu çok daha kötü olacak -- (Kahkahalar) böyle bir durumda çok daha kötü olacak. Algınız geride kaldı. İstediğiniz şey, algının böyle görünmesi. Herhangi bir T zamanındaki algılarınızın dünyada da T zamanında olmasını istersiniz. Beyninizin bunu yapmasının tek yolu, ışığın retinanıza çarptığında dünyanın nasıl olduğuna dair bir algı oluşturmak yerine daha güzel bir şeyler yapması gerektiği. Pasif bir şekilde yanıt veremez ve en iyi tahmini oluşturamaz, bir sonraki an için en iyi tahmini oluşturması gerekir. Saniyenin onda birinde dünya nasıl görünür? Bunun bir algısını oluşturun çünkü yakın geleceğe dair algınız beyninizde oluştuğunda, yakın gelecek gelmiş olacak ve şimdiyi algılayacaksınız, ki istediğiniz de bu. Araştırmamda beynin yavaşlığını telafi etmeye çalışan mekanizmalarla dolu olduğuna dair pek çok kanıt sağladım -- ve kanıt sağlayan başka araştırma alanları da var. Büyük illüzyon yığınlarının bununla açıklandığını gösterdim, bu sadece bir örnek. Şunu söyleyerek bitireyim: Bu, bu belirli örneği tam olarak nasıl açıklıyor? Gerçekten sormamız gereken soru şu: Bu ilk uyarıcıdaki bu iki dikey çizgi nasıl oluyor da merkeze doğru ilerliyorken bir sonraki anda değişiyorlar ve tüm bu optik çizgiler hareket ettiğimi gösteriyor. Onlara ne oldu? Hayal edelim. Bir kapınız olduğunu hayal edin. Bir kapınız var. Daha somutlaştırmak için bir katedral kapısı olduğunu hayal edin, hemen yardımcı olacak. Ondan çok uzakta olduğunuzda, kenarlar mükemmel şekilde paralel. Şimdi yaklaştığınızda ne olacağını hayal edin. Hepsi görsel alanınızda dışarıya, dışarıya doğru akar. Gerçekten yakın olduğunuzda -- kapının kenarlarının buralarda olduğunu hayal edin ancak bu katedral kapısına bakar ve parmaklarınızı bu şekilde yaparsanız kapının kenarları tıpkı gökyüzüne yükselen demiryolu rayları gibi olur. İki paralel çizgi olarak başlayan şey, aslında göz hizasında dışa doğru eğilir ve neredeyse yukarıdan dışarıya doğru gitmez. Sonraki anda daha çok bir sonraki resme benzeyen bir şekle sahip olacaksınız. Yansıtmalı geometri -- yani nesnelerin yansıtma biçimi, aslında bir sonraki anda bu şekilde değişir. Böyle bir uyaran olduğunda beyninizde bir sorun yok, sadece iki dikey çizgi var ve sonraki anda bir değişiklik olacağına dair hiçbir ipucu yok bu yüzden onu olduğu gibi alın. Fakat ipuçları eklerseniz -- ve bu, bu tür yanılsamalara yol açabilecek pek çok ipucu türünden yalnızca biri, bu çok güçlü optik bulanıklık ipucu -- o zaman bunun bir sonraki bölümde tam olarak nasıl görüneceğini algılayacaksınız. Tüm algılarımız sürekli şimdiki zamanla ilgili olmaya çalışıyor ama aslında şimdiyi algılamak için geleceği algılamalısınız. Bu yanılsamalar geleceğin başarısız algılamaları çünkü sayfadaki statik resimler, gerçek hayattaki gibi değişmezler. Burada bir illüzyon göstererek bitireyim. Yapabilirsem iki tane göstereceğim. Bu seferki eğlenceli. Ona doğru böyle uzanırsanız ortada sabitlenir ve kafanızla saplama hareketleri yapar. Herkes bunu yapsın. Kısa saplama hareketleri yapın. Bu optik akış çizgilerine bulanıklık eklediğim için beyniniz "Muhtemelen hareket ediyorlar, bu yüzden bulanıklar" diyor. Bunu yaptığınızda görme alanınızda olması gerekenden daha hızlı dışarı çıkmaları gerekir. O kadar hareket etmemeliler. Arka planda bırakacağım son bir tane de bu. İşte, nesneler hareket ederken retinanıza aldığınız türden hareket ipuçları. Hiçbir şey yapmanıza gerek yok -- sadece bakın. Hareket etmemesi gereken bir şey varsa elinizi kaldırın. Tuhaf, değil mi? Şimdi sahip olduğunuz şey, beynin bakış açısından gözlerinizin üzerinde "Bu şeyler hareket ediyor" gibi uyarıcılara dair ipuçları. Sonraki anda ne yapacaklarına dair bir algı oluşturun -- hareket edebilmeli ve değişmeleri gerekirdi. Pekala, çok teşekkür ederim. (Alkış)