WEBVTT 00:00:00.381 --> 00:00:04.604 Dini olmayan herhangi bir ifadede bile, 00:00:04.604 --> 00:00:10.659 eşcinsellik istismar edilen bir cinsellik duyusunu temsil eder. 00:00:10.659 --> 00:00:15.285 Bu gerçekliğin ikinci sınıf bir gerçekliğin yer değiştirmesidir. 00:00:15.285 --> 00:00:17.685 yaşamdan acınası bir kopuş. 00:00:17.685 --> 00:00:21.508 Bu haliyle merhameti de hiç hak etmez. 00:00:21.508 --> 00:00:24.070 tedavi edilmeye de layık değildir 00:00:24.070 --> 00:00:26.837 azınlıkta kalan bu kurbanlık tehlikeli 00:00:26.837 --> 00:00:33.515 bir hastalıktan başka hiç bir bir yaklaşımı da hak etmez. " NOTE Paragraph 00:00:33.515 --> 00:00:38.737 Bu 1966 yılındaki Time dergisinden bir alıntı, yani ben 3 yaşımdayken. 00:00:38.737 --> 00:00:42.651 Ama geçen yıl, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı 00:00:42.651 --> 00:00:45.234 eşcinsel evliliği onaylar hale geldi. NOTE Paragraph 00:00:45.234 --> 00:00:52.683 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:00:52.683 --> 00:00:58.385 Ve sorum şu, o günlerden buraya nasıl geldik? 00:00:58.385 --> 00:01:03.125 Nasıl oldu da bir hastalık kimlik haline geldi? NOTE Paragraph 00:01:03.125 --> 00:01:06.085 Ben henüz altı yaşındayken 00:01:06.085 --> 00:01:09.018 annem ve abimle ayakkabıcıya gitmiştik 00:01:09.018 --> 00:01:11.425 Ve ayakkabılarımızı aldıktan sonra, 00:01:11.425 --> 00:01:15.217 satıcı eve götürmek için ikimizin de birer balon alabileceğini söyledi. 00:01:15.217 --> 00:01:20.883 Kardeşim kırmızı bir balon aldı ve ben de pembe bir balon istedim. 00:01:20.883 --> 00:01:25.798 Annem benim aslında mavi bir balon almamın daha iyi olacağını söyledi. 00:01:25.798 --> 00:01:28.934 Ama ben kesinlikle pembe isteğimi vurguladım. 00:01:28.934 --> 00:01:34.353 Ve annem benim en sevdiğim rengin mavi olduğunu hatırlattı. 00:01:34.353 --> 00:01:39.143 Gerçek şu ki en sevdiğim renk hala mavi ama ben yine de eşcinselim -- 00:01:39.143 --> 00:01:42.251 (Kahkahalar) -- 00:01:42.251 --> 00:01:46.623 ki bu da annemin benim üzerimdeki etkisinin nerelere varacağının kanıtı. NOTE Paragraph 00:01:46.623 --> 00:01:48.690 (Kahkahalar) NOTE Paragraph 00:01:48.690 --> 00:01:55.557 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:01:55.557 --> 00:01:58.098 Ben daha küçükken annem derdi ki, 00:01:58.114 --> 00:02:02.650 "Çocuklarınız için beslediğiniz sevgi dünyadaki başka hiçbir duyguya benzemez" 00:02:02.650 --> 00:02:05.995 Çocuklarınız oluncaya dek, bunun nasıl bir his olduğunu bilmezsiniz " 00:02:05.995 --> 00:02:09.189 Ve çocukken, annemin, abime ve bana annelik yapmak hakkında söylediği 00:02:09.189 --> 00:02:12.009 bu sözü dünyanın en güzel iltifatı olarak görüyordum. 00:02:12.009 --> 00:02:14.637 Gençlik dönemimde, eşcinsel olduğum 00:02:14.637 --> 00:02:18.001 için bir aileye sahip olamayacağımı düşünürdüm. 00:02:18.001 --> 00:02:20.378 Bunu annem de söyleyince çok endişelenmiştim. 00:02:20.378 --> 00:02:21.904 Ve eşcinsel olduğumu ilk kez açıklayınca da 00:02:21.904 --> 00:02:25.104 bunu söylemeye devam etmesi beni oldukça kızdırıyordu. 00:02:25.104 --> 00:02:29.245 Ben eşcinselim. Bu benim seçtiğim bir yol değil. 00:02:29.245 --> 00:02:32.290 O yüzden bunu söylemekten vazgeçmenizi istiyorum." dedim. NOTE Paragraph 00:02:35.013 --> 00:02:40.070 Yaklaşık 20 yıl önce, New York Times dergisi editörleri 00:02:40.070 --> 00:02:42.511 benden sağır kültürü hakkında bir şeyler yazmamı istediler. 00:02:42.511 --> 00:02:44.348 Oldukça şaşırmıştım. 00:02:44.348 --> 00:02:46.543 Sağırlığın tamamen bir hastalık olduğunu düşüyordum. 00:02:46.543 --> 00:02:48.269 Bu zavallı insanlar duyamıyordu. 00:02:48.269 --> 00:02:51.043 İşitme yoksunuydular, onlar için ne yapabilirdik ki? 00:02:51.043 --> 00:02:53.160 Ve sonra sağır dünyaya doğru yola koyuldum. 00:02:53.160 --> 00:02:55.551 İşime engelliler kulüplerinde takıldım. 00:02:55.551 --> 00:02:59.471 Sağır tiyatrosundaki ve şiir alanındaki performansları izledim. 00:02:59.471 --> 00:03:05.682 Hatta Nashville, Tennessee'deki insanların bozuk 00:03:05.682 --> 00:03:09.526 Güneyli işaret dili hakkında şikayet ettikleri Sağır Amerikan Güzeli yarışmasına gittim. 00:03:09.526 --> 00:03:13.782 (Kahkahalar) 00:03:13.782 --> 00:03:17.709 Ve sağırların dünyasına girdikçe, 00:03:17.709 --> 00:03:20.715 bunun bir kültür olduğuna gerçekten inanmaya başladım 00:03:20.715 --> 00:03:23.077 ve bu sağır dünyanın içindeki insanların, 00:03:23.077 --> 00:03:26.444 "Biz işitme yoksunu değiliz, bir kültüre aitiz," demeleri 00:03:26.444 --> 00:03:29.021 bu kültürün gerçekten varlığını bağımsız olarak sürdürebildiğini gösteriyordu. 00:03:29.021 --> 00:03:30.526 Bu benim kültürüm değildi, 00:03:30.526 --> 00:03:33.244 aceleyle ayrılmak ya da katılmak istememiştim, 00:03:33.244 --> 00:03:36.075 ancak bunun bir kültür olmasına 00:03:36.075 --> 00:03:38.210 o kültürün içindeki insanlar için minnet duydum, 00:03:38.210 --> 00:03:44.499 Latin kültürü, eşcinsel kültürü ya da Yahudi kültürü kadar değerli olduğunu hissetmiştim. 00:03:44.499 --> 00:03:49.499 Hatta belki de Amerikan kültürü kadar geçerliydi. 00:03:49.499 --> 00:03:52.913 Arkadaşımın arkadaşının çocuğu cüceydi. 00:03:52.913 --> 00:03:53.756 Ve çocuk doğduğunda, annesi 00:03:53.756 --> 00:03:54.599 şu an kulağımda yankılanan sorularla NOTE Paragraph 00:03:54.599 --> 00:03:55.443 yüzleşmek zorunda kalmıştı. 00:03:55.443 --> 00:03:56.708 Bu çocukla ne yapacağım sorusu. 00:03:56.723 --> 00:03:59.510 "Aslında herkes gibisin sadece biraz daha kısasın?" mı demeliydi. 00:03:59.510 --> 00:04:03.377 Yoksa onun için bir çeşit cüce kimliği mi yaratmalıydı, 00:04:03.377 --> 00:04:06.837 mesela cücelerin başına gelenler hakkında farkındalık 00:04:06.837 --> 00:04:10.052 kazanmak için Amerika'nın Küçük İnsanları grubuna mı girmeliydi? 00:04:10.052 --> 00:04:12.599 Ve o an bir çok sağır çocuğun işitme engeli 00:04:12.599 --> 00:04:15.392 olmayan ebeveynlerinin olduğunu düşündüm. 00:04:15.392 --> 00:04:16.993 Bu ebeveynler genelde çocuklarını iyileştirme eğilimindedirler. 00:04:16.993 --> 00:04:19.212 Haliyle sağır insanlar o kültürü ve topluluğu gençliklerinde keşfederler. 00:04:19.212 --> 00:04:22.011 Bir çok eşcinselin ebeveynleri heteroseksüeldir. 00:04:22.011 --> 00:04:26.177 Bu heteroseksüel ebeveynler çocuklarını 00:04:26.177 --> 00:04:28.526 dünyada yaygın olduğu şekilde olmalarını istiyorlar, 00:04:28.526 --> 00:04:30.974 haliyle homoseksüel insanlar kimliklerini daha sonra keşfediyorlar. 00:04:30.974 --> 00:04:33.244 Ve işte arkadaşım, cüce kızının kimliği 00:04:33.244 --> 00:04:36.848 için böyle sorularla uğraşıyordu. 00:04:36.848 --> 00:04:38.464 Tekrar düşündüğüm şey şuydu: 00:04:38.464 --> 00:04:41.793 Kendini normal gören bir aile, 00:04:41.793 --> 00:04:43.569 ve sıradışı olan çocukları. 00:04:43.569 --> 00:04:46.135 2 çeşit kimlik olduğu fikrine ulaştım. 00:04:46.135 --> 00:04:48.505 Dikey kimlikler, 00:04:48.505 --> 00:04:53.017 nesilden nesile geçiyorlar. 00:04:53.017 --> 00:04:54.941 Etnik köken, çoğu kez milliyet, dil, bazen din. 00:04:54.941 --> 00:04:57.923 Bu çocuklarınızla ve ailelerinizle ortak noktalarınız. 00:04:57.923 --> 00:05:03.526 Ve bazıları sıkıntılı olsa da, 00:05:03.526 --> 00:05:08.004 bunları tedavi etmek için bir çaba sarf edilmez. 00:05:08.004 --> 00:05:10.277 Şu anki başkanımız beyaz olmamasına rağmen 00:05:10.277 --> 00:05:12.471 bunun Amerika Birleşik Devletleri'nde 00:05:12.471 --> 00:05:15.883 daha zor olduğunu iddia edebilirsiniz. 00:05:15.883 --> 00:05:17.857 Ve tabi ki doğacak olan bir sonra neslin 00:05:17.857 --> 00:05:19.690 Afro-Amerikan ve Asyalı olup krem renkli ve 00:05:19.690 --> 00:05:22.389 sarı saçlı olacağının garantisini veren kimse yok. 00:05:22.389 --> 00:05:26.277 Arkadaş gruplarından öğreneceğiniz bazı kimlikleriniz de var. 00:05:26.277 --> 00:05:29.666 Ben onlara yatay kimlikler diyorum, 00:05:29.666 --> 00:05:33.943 çünkü arkadaş grupları yatay deneyimlerdir. 00:05:33.943 --> 00:05:36.241 Bu kimlikler ailenize uzaktır haliyle onları 00:05:36.241 --> 00:05:39.136 arkadaşlarınızda görüp keşfetmeniz gerekir. 00:05:39.136 --> 00:05:41.704 Ve insanların genelde tedavi etmeye çalıştıkları 00:05:41.704 --> 00:05:45.889 kimlikler işte bu yatay kimliklerdir. 00:05:45.889 --> 00:05:48.974 Bu kimlikleriyle iyi geçinen 00:05:48.974 --> 00:05:52.690 insanların geçtiği 00:05:52.690 --> 00:05:55.358 sürece bakmak istiyorum. 00:05:55.358 --> 00:05:57.575 Bence olması gereken 3 aşamalı 00:05:57.575 --> 00:06:00.303 bir kabullenme süreci var. 00:06:00.303 --> 00:06:04.556 Kendini kabul etme, ailenin kabulü ve sosyal çevrenin kabulü. 00:06:04.556 --> 00:06:05.995 Genelde aynı zamanda olmazlar. 00:06:05.995 --> 00:06:11.544 Çoğu zaman durumları daha sıkıntılı olan 00:06:11.544 --> 00:06:13.491 insanlar, aileleri onları oldukları gibi kabul etmeyince 00:06:13.491 --> 00:06:17.627 aileleri tarafından sevilmediklerini hissediyorlar. 00:06:17.627 --> 00:06:20.691 Ebeveyn ve çocuk arasındaki olması 00:06:20.691 --> 00:06:24.990 gereken sevgi koşulsuz olandır. 00:06:24.990 --> 00:06:28.156 Ancak kabullenme zaman alan bir süreçtir. 00:06:28.156 --> 00:06:31.203 Hep zaman alır. 00:06:31.203 --> 00:06:34.469 Tanıdığım bir cücenin adı Clinton Brown'dı. 00:06:34.469 --> 00:06:36.704 Doğduğunda diastropik cücelik teşhisi konmuştu, 00:06:36.704 --> 00:06:41.596 oldukça sıkıntılı bir durumdu, 00:06:41.596 --> 00:06:44.998 ve ailesine belki de hiç yürüyemeyeceği, hiç konuşamayacağı, 00:06:44.998 --> 00:06:46.776 entellektüel bir kapasitinin olamayacağını, 00:06:46.776 --> 00:06:50.182 belki de onları hiç tanımayacağını söylemişler. 00:06:50.182 --> 00:06:52.157 Rahatça ölmesi için onu hastaneye 00:06:52.157 --> 00:06:54.856 bırakmasını önermişler. 00:06:54.856 --> 00:06:58.277 Annesi böyle bir şey yapmayacağını söylemiş. 00:06:58.277 --> 00:07:00.491 Ve oğlunu eve götürmüş. 00:07:00.491 --> 00:07:02.455 Annesinin eğitim ve ekonomik anlamda pek bir 00:07:02.455 --> 00:07:04.222 avantajı olmamasına rağmen ülkedeki cücelik 00:07:04.222 --> 00:07:07.856 konusunda uzmanlaşmış en iyi doktoru bulmuş, 00:07:07.856 --> 00:07:09.804 Clinton'ı kaydettirmiş. 00:07:09.804 --> 00:07:12.003 Çocukluğu boyunca 30 büyük 00:07:12.003 --> 00:07:14.169 cerrahi operasyon geçirmiş. 00:07:14.169 --> 00:07:16.250 Sonuç olarak yürüyebildiği tüm bu 00:07:16.250 --> 00:07:19.323 süreç boyunca tüm zamanını 00:07:19.323 --> 00:07:21.510 hastane geçirmek zorunda kalmış. 00:07:21.510 --> 00:07:23.203 Hastanedeyken, derslerine yardımcı olması için özel öğretmenler gönderilmiş. 00:07:23.203 --> 00:07:25.611 O da gerçekten çok çalışmış çünkü yapacağı başka bir şey yokmuş. 00:07:25.611 --> 00:07:29.961 Ailesinden kimsenin daha önce yapamadığı 00:07:29.961 --> 00:07:32.790 şeyleri yapan bir hale gelmiş. 00:07:32.790 --> 00:07:34.537 Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi o, 00:07:34.537 --> 00:07:38.112 kampüste yaşamış, onun sıradışı 00:07:38.112 --> 00:07:41.442 vücuduna uygun olarak döşenmiş arabasını kullanmış. 00:07:41.442 --> 00:07:44.824 Bu hikayeyi bana annesi anlattı, bir gün eve gelmiş -- 00:07:44.824 --> 00:07:47.608 o da yakınlardaki okulundaymış -- 00:07:47.608 --> 00:07:50.571 "Park yerinde her zaman fark 00:07:50.571 --> 00:07:52.336 edebileceğiniz arabasını gördüm." dedi. (Kahkahalar) 00:07:52.336 --> 00:07:55.423 "Diğerleri 180 boyundayken, onun 1 metre olduğunu öğrettim 00:07:55.423 --> 00:07:59.846 kendime. Diğerleri için 2 bira, onun için 4 biraydı." 00:07:59.846 --> 00:08:04.456 "Oraya gidip işlerini yarıda kesmek istemiyordum o yüzden 00:08:04.456 --> 00:08:06.756 eve gittim, cep telefonuna 8 mesaj bıraktım." dedi. 00:08:06.756 --> 00:08:09.369 "Sonra o doğduğunda birinin bana gelecekteki endişelerimin 00:08:09.369 --> 00:08:13.557 üniversite arkadaşlarıyla araba kullanması ve içki içmesi 00:08:13.557 --> 00:08:15.042 konusunda olacağını söylediğini düşündüm-- " 00:08:15.042 --> 00:08:17.142 (Alkışlar) 00:08:17.142 --> 00:08:22.755 "Onun bu kadar çekici, başarılı ve mükemmel 00:08:22.755 --> 00:08:31.537 olması için ona yardım etmen konusunda ne düşünüyorsun?" diye sordum. 00:08:31.537 --> 00:08:33.576 "Ne yaptım ki? Onu sevdim, bu kadar." 00:08:33.576 --> 00:08:38.036 Clinton her zaman o ışığa sahipti. 00:08:38.036 --> 00:08:42.723 Babası ve ben bunu ilk görenlerden olduğumuz için çok şanslıydık. 00:08:42.723 --> 00:08:45.859 60'lardaki başka bir dergiden alıntı yapacağım. 00:08:45.859 --> 00:08:52.272 Bu 1968'den -- The Atlantic Monthly, liberal Amerika'nın sesi -- 00:08:52.272 --> 00:08:55.310 önemli bir bioetikçi tarafından yazılmış. 00:08:55.310 --> 00:09:01.004 "Down sendromlu bir çocuğu akıl hastanesine 00:09:01.004 --> 00:09:03.808 göndermekle ilgili, 00:09:03.808 --> 00:09:07.616 bu bir sanatoryuma göndermek de olabilir 00:09:07.616 --> 00:09:10.921 ya da daha ölüm kalım meselesi dahilinde olabilir. 00:09:10.921 --> 00:09:15.980 Gerçekten üzücü, evet -- berbat. Ama ortada bir suç yok. 00:09:15.980 --> 00:09:19.889 Suç sadece bir insana karşı saldırmaktır, 00:09:19.889 --> 00:09:24.837 ve Down sendromlular insan değildir." 00:09:24.837 --> 00:09:28.937 Eşcinsellerin tedavi edilmesi konusundaki ilerleme için 00:09:28.937 --> 00:09:33.538 cidden çok mürekkep harcandı. 00:09:33.538 --> 00:09:37.479 Tavrımızın değişmesinin sebebi artık her gün manşetlerde olduğu gerçeği. 00:09:37.479 --> 00:09:39.606 Ama diğer farklı insanları nasıl gördüğümüzü unuttuk, 00:09:39.606 --> 00:09:43.642 mesela engelli insanları nasıl görüyorduk, 00:09:43.642 --> 00:09:48.338 onlara karşı ne kadar merhametsizdik. 00:09:48.338 --> 00:09:50.476 Ve başardığımız bu değişim 00:09:50.476 --> 00:09:53.389 önemsemediklerimiz kadar 00:09:53.389 --> 00:09:55.267 köklü bir değişim. 00:09:55.267 --> 00:09:57.093 Röportaj yaptığım başka bir aile de, Tom ve Karen Robards, 00:09:57.093 --> 00:09:59.969 ilk çocukları Down sendromu teşhisini aldığında 00:09:59.969 --> 00:10:03.921 genç ve başarılı New Yorlu bir çift olarak oldukça şaşırmışlar. 00:10:03.921 --> 00:10:07.649 Eğitim imkanlarının olması gerektiği gibi 00:10:07.649 --> 00:10:11.104 olamayacağını düşünüp 2 sınıflı küçük bir -- 00:10:11.104 --> 00:10:15.190 merkez açmışlar ve Down sendromlu çocukları eğitmek için-- 00:10:15.190 --> 00:10:19.043 diğer ailelerle işe koyulmuşlar. 00:10:19.043 --> 00:10:22.707 Bu merkez yıllardır binlerce zihinsel engelli 00:10:22.707 --> 00:10:25.170 çocuğa eğitim verip 00:10:25.170 --> 00:10:29.070 şu an Cooke Center'a dönüşmüş. 00:10:29.070 --> 00:10:31.227 Atlantic Monthy'de çıkan o yazıdan beri Down sendromluların 00:10:31.227 --> 00:10:35.004 ortalama yaşam süresi 3 katına çıktı. 00:10:35.004 --> 00:10:38.142 Down sendromlu oyuncular, yazarlar, yetişkinliği 00:10:38.142 --> 00:10:42.315 boyunca tamamen bağımsız yaşamış kişiler bu deneyimi oluşturuyor. 00:10:42.315 --> 00:10:47.074 Robards ailesi de bu alanda çok şey yaptılar. 00:10:47.074 --> 00:10:53.127 Ve, "Pişman mısınız? Çocuğunuzun 00:10:53.127 --> 00:10:55.002 Down sendromlu olmamasını ister miydiniz, 00:10:55.002 --> 00:10:56.536 Bunu hiç duymamış olmayı diler miydiniz?" dediğimde, 00:10:56.536 --> 00:10:59.139 gariptir ki babası, 00:10:59.139 --> 00:11:00.988 "David için, oğlumuz için üzülüyorum, 00:11:00.988 --> 00:11:03.355 çünkü David için, bu dünyada olmak için zor bir yoldu, 00:11:03.355 --> 00:11:05.942 onun daha kolay bir hayatı olmasını isterdim. 00:11:05.942 --> 00:11:09.322 Ancak Down sendromlu herkesi kaybetseydik bunun felaket bir kayıp olacağını düşünüyorum." 00:11:09.322 --> 00:11:12.070 Karen Robards da, "Tom'a katılıyorum. Elimde olsa 00:11:12.070 --> 00:11:17.170 David'e daha kolay bir hayat verebilmek için onu hemen iyileştirirdim 00:11:17.170 --> 00:11:20.601 Ama kendim için konuşmam gerekirse -- o, 23 yıl önce 00:11:20.601 --> 00:11:24.542 doğduğunda, böyle bir noktaya geleceğimizi hiç düşünmemiştim -- 00:11:24.542 --> 00:11:29.978 bu durum beni daha iyi daha yardımsever biri 00:11:29.978 --> 00:11:31.988 yaptı ve hayatımı hiç olmadığı kadar anlamlı kıldı, 00:11:31.988 --> 00:11:36.336 kendi adıma konuşuyorum, bunu dünyadaki hiçbir şeye değişmezdim." 00:11:36.336 --> 00:11:39.370 Öyle bir anda yaşıyoruz ki, bunu ve bunun gibi durumları 00:11:39.370 --> 00:11:45.779 toplumun kabul etmesi giderek artıyor. 00:11:45.779 --> 00:11:50.164 Ancak yine yaşadığımız an, bu 00:11:50.164 --> 00:11:51.902 durumlardan kurtulamamalarımızın 00:11:51.902 --> 00:11:53.738 hiç hayal edemeyeceğimiz kadar çok olduğu bir an. 00:11:53.738 --> 00:11:56.629 Şu an Amerika'da doğan bir çok sağır bebeğe 00:11:56.629 --> 00:11:59.237 koklea implantı yapılıyor, ki bu da 00:11:59.237 --> 00:12:02.381 beyine yerleştirilerek alıcıya bağlanır 00:12:02.396 --> 00:12:04.189 ve bu da duymayı ve konuşmayı sağlar. 00:12:04.189 --> 00:12:09.004 Farelerde test edilen bir bileşim, BMN-111, 00:12:09.004 --> 00:12:14.022 akonroplazi geninin aktivitesini engellemeye yardım ediyor. 00:12:14.022 --> 00:12:18.321 Akonroplazi cüceliğin en yaygın çeşidi, 00:12:18.321 --> 00:12:23.374 ve akonroplazi genine sahip farelere bu bileşim verilince 00:12:23.374 --> 00:12:26.119 tamamen büyüdükleri görüldü. 00:12:26.119 --> 00:12:30.086 İnsanlarda da denemeler çok yakında olacak. 00:12:30.086 --> 00:12:32.004 Hamilelik esnasında Down sendromu ihtimalini daha kolay daha hızlı 00:12:32.004 --> 00:12:34.555 görebilen kan testleri var, 00:12:34.555 --> 00:12:36.811 insanlara bu hamilelikleri daha erken daha kolay bitirme 00:12:36.811 --> 00:12:42.306 fırsatı veriyor. 00:12:42.306 --> 00:12:47.535 Sonuç olarak hem sosyal hem de tıbbi anlamda bir gelişme var. 00:12:47.550 --> 00:12:48.870 İkisine de inanıyorum. 00:12:48.870 --> 00:12:53.537 Sosyal sürecin çok anlamlı ve müthiş olduğunu düşünüyorum 00:12:53.537 --> 00:12:55.389 aynısı, tıbbi gelişmeler için de geçerli. 00:12:55.389 --> 00:12:59.444 Ama bu gelişmelerin birinin diğerinden uzakta kalması tam bir trajedi. 00:12:59.444 --> 00:13:02.540 Anlattığım o 3 durumdaki gibi onların 00:13:02.540 --> 00:13:06.903 kesiştiğini görünce de, 00:13:06.903 --> 00:13:08.974 büyük operada kahramanımızın 00:13:08.974 --> 00:13:11.188 kadın kahramana aşık olduğunu 00:13:11.188 --> 00:13:14.838 kadın divanda ölürken anladığı zamana benzetiyorum. 00:13:14.838 --> 00:13:17.442 (Kahkahalar) 00:13:17.442 --> 00:13:21.889 Tüm bu tedavileri bir bütün olarak düşünmeliyiz. 00:13:21.889 --> 00:13:24.688 Genellikle ebeveynlerin sorunu 00:13:24.688 --> 00:13:28.570 çocuklarımızda neleri onaylıyoruz, 00:13:28.570 --> 00:13:31.436 ve onlarda neleri tedavi ediyoruz? oluyor. 00:13:31.436 --> 00:13:33.288 Jim Sinclair, tanınmış otizm aktivisti, 00:13:33.288 --> 00:13:35.040 "Umarım çocuğum otizmli olmaz" deyince, 00:13:35.040 --> 00:13:39.211 aslında söyledikleri şey 'Umarım sahip olduğum çocuğum var olmaz 00:13:39.211 --> 00:13:43.865 ve bunun yerine ben farklı, otizmli olmayan bir çocuğa sahip olurum.' 00:13:43.865 --> 00:13:48.724 Tekrar düşünün. Varlığımız üzerine üzülmeniz bu şekilde algılanıyor. 00:13:48.724 --> 00:13:52.743 Bir tedavi için yalvardığınızda böyle algılanıyor -- 00:13:52.743 --> 00:13:57.535 bizim için en sevgi dolu dileğiniz 00:13:57.535 --> 00:14:00.737 bir gün böyle olmaktan vazgeçmemiz 00:14:00.737 --> 00:14:02.642 ve sevebileceğiniz yabancıların bizim dışımızdaki insanlar olması. 00:14:02.642 --> 00:14:05.021 Bu gerçekten de uç bir bakış açısı, 00:14:05.021 --> 00:14:10.576 fakat iyileşmek değişmek ya da vazgeçilmek istemeyen 00:14:10.576 --> 00:14:13.642 insanların var olduğu bir gerçeklikten bahsediyor. 00:14:13.642 --> 00:14:17.771 Ne oldularsa öyle kalmak istiyorlar. 00:14:17.771 --> 00:14:22.336 Bu proje için röportaj yaptığım ailelerden biri de 00:14:22.336 --> 00:14:25.556 Columbine Katliamı'nın faillerinden Dylan Klebold'un ailesiydi. 00:14:25.556 --> 00:14:29.356 Onları benimle konuşmaları için ikna etmem uzun sürdü, 00:14:29.356 --> 00:14:34.610 önce kabul ettiler, içlerinde anlatmadan duramadıkları 00:14:34.610 --> 00:14:37.405 bir hikaye vardı. 00:14:37.405 --> 00:14:40.169 Onlarla geçirdiğim ilk haftasonu -- bir çok haftasonundan ilki -- 00:14:40.169 --> 00:14:41.868 20 saatten uzun bir konuşma kaydetmiştim. 00:14:41.868 --> 00:14:44.485 Ve Pazar günü, hepimiz yorulmuştuk. 00:14:44.485 --> 00:14:47.606 Mutfakta oturuyorduk. Sue Klebold akşam yemeğini hazırlıyordu. 00:14:47.606 --> 00:14:49.869 "Eğer Dylan şu an burda olsaydı, 00:14:49.869 --> 00:14:52.755 sormak istediğiniz bir şey olur muydu?" dedim 00:14:52.755 --> 00:14:55.276 Ve babası, "Tabi ki olurdu. 00:14:55.276 --> 00:14:58.121 Ona ne yaptığını sandığını sorardım." dedi. 00:14:58.121 --> 00:15:00.489 Sue yere baktı, ve biraz düşündü. 00:15:00.489 --> 00:15:04.038 Daha sonra kafasını kaldırıp, 00:15:04.038 --> 00:15:07.676 "Annesi olduğum için ve kafasında böyle 00:15:07.676 --> 00:15:09.855 bir şey olduğunu anlamadığım için beni affetmesini isterdim." 00:15:09.855 --> 00:15:13.918 Bir kaç yıl sonra onunla tekrar yemek yediğimde -- 00:15:13.918 --> 00:15:18.342 yediğimiz yemeklerden sadece biri -- 00:15:18.342 --> 00:15:21.310 "Bilirsin, ilk olduğunda, keşke hiç 00:15:21.310 --> 00:15:23.237 evlenmemiş hiç çocuk sahibi olmasaydım diye düşünmüştüm. 00:15:23.237 --> 00:15:26.647 Ohio'ya hiç gitmeseydim ve Tom'la yollarımız kesişmemiş olsaydı 00:15:26.647 --> 00:15:30.455 bu çocuk hiç var olmayacaktı ve bu korkunç şey hiç olmayacaktı. 00:15:30.455 --> 00:15:33.947 Ama daha sonra çocuklarımı çok sevdiğimi ve 00:15:33.947 --> 00:15:37.589 onlarsız bir hayat düşünemediğimi fark ettim. 00:15:37.589 --> 00:15:42.104 Diğer insanlara verdikleri acının farkındayım ve bu kesinlikle affedilemez, 00:15:42.104 --> 00:15:45.407 ama bana verdikleri bir acı da var." dedi. 00:15:45.407 --> 00:15:50.336 "Yani Dylan hiç doğmamış olsaydı, dünyanın daha 00:15:50.336 --> 00:15:53.800 iyi bir yer olacağını anladığım zamanlarda 00:15:53.800 --> 00:15:57.592 benim için daha iyi olmayacağını fark ettim." 00:15:57.592 --> 00:16:00.102 Yaptıkları şeyleri önlemek için her şeyi verebilecekleri 00:16:00.102 --> 00:16:05.584 şeylere neden olmuş çocuklara sahip tüm bu ailelerin 00:16:05.584 --> 00:16:12.068 başlarına gelen şeylerde bu kadar anlam bulmaları çok şaşırtıcıydı. 00:16:12.068 --> 00:16:15.101 Daha sonra, çocukları olanların sahip oldukları 00:16:15.101 --> 00:16:18.920 çocukları hatalarına rağmen ne kadar çok sevdiklerini düşündüm. 00:16:18.920 --> 00:16:22.121 Parlak bir melek bir anda oturma odamın tavanına inip 00:16:22.121 --> 00:16:24.813 tüm çocuklarımı almayı ve bana 00:16:24.813 --> 00:16:29.069 daha iyi daha kibar, daha eğlenceli, daha hoş, daha zeki çocuklar vermeyi önerse 00:16:29.069 --> 00:16:31.279 çocuklarıma sarılırdım ve bu zalim durumun bitmesi için dua ederdim. 00:16:31.279 --> 00:16:37.873 Sonuç olarak cehennemde tutuşmayan pijamaları test ederken 00:16:37.873 --> 00:16:42.978 sobanın karşısındaki çocuğumuzun alev almamasından emin 00:16:42.978 --> 00:16:44.970 olmak için 00:16:44.970 --> 00:16:48.548 ailelerin bu aşırı farklılıklarla pazarlık etme hikayeleri 00:16:48.548 --> 00:16:53.020 ebeveynliğin evrensel deneyimi üzerinde düşünmemizi sağlıyor, 00:16:53.020 --> 00:16:57.088 ki bu genelde çocuğunuza bakıp, 'nereden geldin?' 00:16:57.088 --> 00:16:59.769 sorusunu düşündüğünüz an. 00:16:59.769 --> 00:17:03.903 (Kahkahalar) 00:17:03.903 --> 00:17:06.092 Bu bireysel farklılıklar böyle gizlenmişken, durum şuna dönüştü -- 00:17:06.092 --> 00:17:08.546 sadece şizofreni ile uğraşan o kadar çok aile var, 00:17:08.546 --> 00:17:13.521 çocukları cinsiyetini değiştiren o kadar çok aile var, 00:17:13.521 --> 00:17:16.066 mucize bebeklere sahip aileler var -- 00:17:16.066 --> 00:17:18.703 ve onlar da bir çok yönden engellerle karşılaşıyorlar -- 00:17:18.703 --> 00:17:20.897 tüm bu kategorilerde o kadar çok aile var ki 00:17:20.897 --> 00:17:23.181 düşündüğünüzde 00:17:23.181 --> 00:17:25.871 ailelerinizle onların farklılık olarak gördüğü farklılıklarınız üzerindeki 00:17:25.871 --> 00:17:27.303 uzlaşma sürecinde farkettiğiniz şey bunun 00:17:27.303 --> 00:17:30.869 neredeyse evrensel bir olgu olduğu oluyor. 00:17:30.869 --> 00:17:32.899 İronik olarak, farklılıklarımız ve bu farklılıklarla uzlaşmamız 00:17:32.899 --> 00:17:36.636 bizi birleştiriyor. 00:17:36.636 --> 00:17:41.271 Bu proje üstünde çalışırken çocuk sahibi olmaya karar verdim. 00:17:41.271 --> 00:17:43.699 Bu bir çok insanı şaşırttı, 00:17:43.699 --> 00:17:49.013 "Her şeyin kötüye gidebileceğini gördüğün bir 00:17:49.013 --> 00:17:52.129 çalışmanın tam ortasında nasıl çocuk sahibi olmaya karar verebilirsin?" dediler. 00:17:52.129 --> 00:17:53.977 "Her şeyin kötü gidebildiğine dair bir şey değil bu, 00:17:53.977 --> 00:17:58.083 bu çalışmam her şey kötüye gidiyormuş gibi görünürken 00:17:58.083 --> 00:18:01.313 bile ne kadar çok sevgi olabileceğine dair." 00:18:01.313 --> 00:18:04.404 Gördüğüm engelli bir çocuk annesi hakkında çok düşündüm, 00:18:04.404 --> 00:18:09.129 çocuğu bakıcı ihmali yüzünden ölen bir engelliydi. 00:18:09.129 --> 00:18:14.764 Külleri gömüldüğünde, annesi, 00:18:14.764 --> 00:18:18.536 "İki kere dolandırıldığım için af diliyorum, 00:18:18.536 --> 00:18:21.346 önce istediğim çocuğumu çaldılar şimdi de sevdiğim çocuğumu." 00:18:21.346 --> 00:18:29.380 Ve anladım ki geçerli bir niyeti olan herkes herhangi 00:18:29.380 --> 00:18:35.436 bir çocuğu sevebilir. 00:18:35.436 --> 00:18:40.072 Eşim Minneapolis'teki lezbiyen arkadaşlarının 00:18:40.072 --> 00:18:42.604 2 çocuğunun biyolojik babası. 00:18:42.604 --> 00:18:47.629 Üniversite yıllarından, şimdi boşanan ama çocuk sahibi olmak isteyen çok yakın bir arkadaşım vardı. 00:18:47.629 --> 00:18:50.390 Bizim de onunla bir kız çocuğumuz var, 00:18:50.390 --> 00:18:56.214 anne kız Teksas'ta yaşıyorlar. 00:18:56.214 --> 00:18:58.112 Eşimle de bizimle yaşayan bir oğlumuz var. 00:18:58.112 --> 00:19:00.323 Biyolojik babası benim, taşıyıcı annesi de 00:19:00.323 --> 00:19:03.562 Laura'ydı, Minneapolis'teki Oliver ve Lucy'nin 00:19:03.562 --> 00:19:05.946 lezbiyen annesi. 00:19:05.946 --> 00:19:09.866 (Alkışlar) 00:19:09.881 --> 00:19:12.929 Kısacası 3 eyaletteki 4 çocuğun 5 ebeveyni var. 00:19:12.929 --> 00:19:21.584 Benim ailemin varlığının kendi ailelerine 00:19:21.584 --> 00:19:27.048 sarstığını, zayıflattığını ya da zarar verdiğini düşünen insanlar var. 00:19:27.048 --> 00:19:30.404 Ve benim ailem gibi ailelerin varlığına 00:19:30.404 --> 00:19:35.069 izin verilmemesini talep eden insanlar var. 00:19:35.069 --> 00:19:38.697 Sevginin eksiltici örneklerini kabul etmem, sadece arttırıcı olanları. 00:19:38.697 --> 00:19:40.381 Gezegenin varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan 00:19:40.381 --> 00:19:46.036 tür çeşitliliğine inandığım gibi, 00:19:46.036 --> 00:19:49.562 iyiliğin ekosterinin güçlenmesi için 00:19:49.562 --> 00:19:51.813 sevgi ve aile çeşitliliğine de ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. 00:19:51.813 --> 00:19:56.014 Oğlumuz doğduktan sonraki gün, 00:19:56.014 --> 00:20:00.695 doktoru hastane odamıza girip, endişeli olduğunu söyledi. 00:20:00.695 --> 00:20:03.065 Çocuğumuz bacağını düzgünce uzatamıyordu. 00:20:03.065 --> 00:20:07.637 Doktor bunun bir beyin hasarı sonucu yüzünden olabileceğini söyledi. 00:20:07.637 --> 00:20:10.770 Bacaklarını asimetrik bir şekilde uzatıyordu, 00:20:10.770 --> 00:20:13.679 bu da beyninde tümor olduğu anlamına gelebilirdi. 00:20:13.679 --> 00:20:17.040 Ayrıca kafası da oldukça büyüktü, bu da beyinde birikmiş suya işaret edebilirdi. 00:20:17.040 --> 00:20:20.903 Doktor bana bunları anlatırken, 00:20:20.903 --> 00:20:25.686 benim başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. 00:20:25.686 --> 00:20:27.316 Yıllardır engelli çocuklara sahip ebeveynlerin 00:20:27.316 --> 00:20:31.311 bu deneyimlerinde buldukları anlamlar üzerine bir 00:20:31.311 --> 00:20:33.654 kitap yazmaya çalışıyordum ancak yine de 00:20:33.654 --> 00:20:36.203 onların arasına katılmak istemiyordum. 00:20:36.203 --> 00:20:39.736 Çünkü karşılaştığım şey bir hastalık fikriydi. 00:20:39.736 --> 00:20:43.636 Ve zamanın başlangıcından beri tüm ebeveynler gibi 00:20:43.636 --> 00:20:46.331 çocuklarımı hastalıktan korumak istedim. 00:20:46.331 --> 00:20:48.581 Aynı zamanda kendimi de hastalıktan korumak istiyordum. 00:20:48.581 --> 00:20:51.927 Ve çalışmalarım sonucunda bildiğim şey şuydu: 00:20:51.927 --> 00:20:55.138 oğlumuzda ölçmeye başlayacağımız şeylerden birine 00:20:55.138 --> 00:20:57.698 rastlanırsa bu eninde sonunda onun kimliğine dönüşecekti, 00:20:57.698 --> 00:21:01.805 ve onun kimliği benim de kimliğim olacaktı 00:21:01.805 --> 00:21:04.878 böylece bu hastalık çok farklı bir biçimde yayılacaktı. 00:21:04.878 --> 00:21:09.112 Onu MRI makinasına, CAT tarayıcına soktuk, 00:21:09.112 --> 00:21:13.269 bir günlük çocuğumuzdan kal almalarına izin verdik. 00:21:13.269 --> 00:21:16.300 Çaresiz hissediyorduk. 00:21:16.300 --> 00:21:20.298 5 saat sonunda, 00:21:20.298 --> 00:21:21.492 beyninin tamamen temiz olduğunu söylediler 00:21:21.492 --> 00:21:22.970 ve o zamana da kadar da bacaklarını düzgünce uzatabiliyordu. 00:21:22.970 --> 00:21:25.194 Ve doktoruna neler olduğunu sorduğumda, 00:21:25.194 --> 00:21:28.204 oğlumuzun bacağına o sabah kramp girmiş olabileceğini söyledi. 00:21:28.204 --> 00:21:31.136 (Alkışlar) 00:21:31.136 --> 00:21:35.471 Ama annemin ne kadar haklı olduğunu düşünüyordum. 00:21:35.471 --> 00:21:39.036 Çocuğunuz için olan duygularınız, 00:21:39.036 --> 00:21:46.869 dünyadaki başka hiçbir şeye benzemiyor, 00:21:46.869 --> 00:21:50.364 ve çocuğunuz olana kadar bu hissi anlayamıyorsunuz. 00:21:50.364 --> 00:21:53.694 Sanırım babalık sıfatına bir eksiklikle 00:21:53.694 --> 00:21:59.858 bağlandığım zaman çocuklar beni tuzağa düşürdüler. 00:21:59.858 --> 00:22:02.179 Ama bunu araştırma projeme bu kadar yoğunlaşana 00:22:02.179 --> 00:22:05.705 kadar fark etmiş olduğumdan emin değilim. 00:22:05.705 --> 00:22:07.637 Çok fazla garip sevgiyle karşılaştım, 00:22:07.637 --> 00:22:13.162 ve bu büyüleyici örnekleri oldukça doğal karşıladım. 00:22:13.162 --> 00:22:16.394 Bu parlaklığın çok rezil hassasiyetleri bile aydınlattığını gördüm. 00:22:16.394 --> 00:22:20.179 Bu 10 yıl boyunca, çekilmez bir sorumluluğun 00:22:20.179 --> 00:22:26.906 korkutucu neşesine tanık oldum ve bunun 00:22:26.906 --> 00:22:30.712 nasıl geri kalan her şeyi ele geçirdiğini gördüm. 00:22:30.712 --> 00:22:34.204 Ve bazen görüştüğüm ailelerin budala olduğunu düşündüm, 00:22:34.204 --> 00:22:37.736 nankör çocukları için köle olup, kendileri 00:22:37.736 --> 00:22:42.037 için mutsuzluktan üremiş kimlikler yaratmışlardı. 00:22:42.037 --> 00:22:46.987 Araştırmam benim için bir prensip oluşturmuştu 00:22:46.987 --> 00:22:49.936 bir gün onların yolculuğuna katılmak için kendimi hazır hissediyordum. 00:22:49.936 --> 00:22:54.572 Teşekkürler. 00:22:54.572 --> 00:22:57.986 (Alkışlar) 00:22:57.986 --> 00:22:59.803 Teşekkürler. 00:22:59.803 --> 00:23:05.454 (Alkışlar)