[Tania Bruguera: "Evrensel Göçmen Hareketi"] [Queens, New York] [ALIZA NISENBAUM] Burada resim yapmak çok eğlenceliydi. [Aliza Nisenbaum, Sanatçı] Zumba veya çocuk orkestrası dersleri olduğu sırada hep resim yapardım. Paletimin etrafında hep en az dört beş küçük çocuk olurdu. Parmaklarını boyaya batırıp bazı renkleri nasıl elde edebileceklerini sorarlardı ve fırçayı tuvale dokunduruş şeklimi gözlemlerlerdi. Ben Meksikalıyım ve iyice buradaki sanat dünyasının bir parçası haline geldim. Bu nedenle burası benim gerçek evim gibi. Vero ve Marisa buradalar. [NISENBAUM, İSPANYOLCA] Nasılsın Vero? Son görüşmemizin üstünden uzun zaman geçti! [VERO, İSPANYOLCA] Evet, seni özledim. [NISENBAUM, İSPANYOLCA] Ben de. Merhaba Marisa! Nasılsın canım? [MARISA, İSPANYOLCA] İyiyim. [NISENBAUM, İSPANYOLCA] Partiye hazır mısınız? [VERO, İSPANYOLCA] Evet, hem de çok. [NISENBAUM] Vero'yu iki defa çizdim. İlk modelimdi ve dersimde tanıdığım en ilham verici kişi. [VERO, İSPANYOLCA] Çok gurur duyuyorum çünkü eşim ve kızımla birlikte bir tablodayım! Bir resmin bir saat içinde tamamlandığını düşünüyordum ancak aslında çok zaman alan bir işmiş. Onunla burada, sanat yoluyla İngilizce öğrenme dersinde tanıştım. [NISENBAUM] Kadınlık ve feminizm fikirleri üzerine tartışıyorduk ancak "feminist" kelimesini pek kullanmıyorlardı. Sanırım biraz çekiniyorlardı. O nedenle bunun farklı insanlar için ne anlama gelebileceğini konuşmaya başladık. Karşılıklı oturma fikri ve bir modeli çizmek oldukça yakın bir tecrübe. Dolayısıyla insanları açılmaya teşvik ediyor. Tenlerini ve giysilerinin kırışıklıklarını en ince detayına kadar çiziyorsunuz ve bu oldukça yakın bir tecrübe. [VERO, İSPANYOLCA] Meksikadayken bir Aztek dansı üzerine çalıştım. Ailem ve ben ülkemizin geleneksel kıyafetlerini giymeye alışkınız.