Dnipro nehrinde
sakin bir gün batımına rağmen
Zaporojya Kazaklarının ruh hali gergin.
Yıl 1676 ve Żurawno Antlaşması,
Polonya-Litvanya Topluluğu ile
Osmanlı Devleti arasındaki
düşmanlığı resmen sona erdirdi.
Fakat Stepan ve adamları
kalelerine doğru ilerlerken
barış akıllarından uzakta.
Evlerini Karadeniz'in kuzeyindeki
Yabani Tarlalarda yapan,
isimleri Türkçe "özgür adam"
kelimesinden türetilen bu Kazaklar,
Avrupa'nın en zorlu
askeri güçlerinden biri olarak bilinir.
Avcı, balıkçı, göçebe
ve haydutlardan oluşan Kazaklar,
bu verimli sahipsiz
topraklarda özgürlük buldu.
Ancak bu özgürlüğün devam etmesinin
giderek zorlaştığı kanıtlandı.
Polonya ve Moskova
arasında on yıllardır süren
ittifakları değiştirme stratejileri
topraklarının bölünmesine yol açtı.
Bağımsızlığı geri kazanmak ve parçalanan
Kazak devletini birleştirmek için
en son liderleri Ataman Petro Doroshenko,
Osmanlı İmparatorluğu ile müttefik oldu.
Bu ittifak batıda
yer alan Zaporojya Kazaklarını
Polonya egemenliğinden başarıyla kurtardı
ancak zaferleri acıydı.
Doroshenko’nun Osmanlı müttefikleri
köylüleri köle haline getirerek
kırsal kesimleri perişan etti.
Müslümanlarla Hristiyanlara
karşı müttefik olmak,
ona geride kalan
herhangi bir yerel desteğe mal oldu.
Şimdi, Doroshenko'nun görevden
alınması ve sürgün edilmesiyle
Kazaklar bir sonraki hareketlerinin
ne olması gerektiği konusunda kararsızlar.
O zamana kadar Stephan düzeni korumalı.
Tüfek ve kavisli kılıcı ile
etkileyici bir figürdür.
180 kişilik taburunu denetler.
Çoğu Ortodoks Hristiyandır
ve gelecekte modern Ukraynaca
olacak bir Slav dili konuşur.
Ancak Yunanlılar, Tatarlar
ve hatta bazı Moğol Kalmukları da var.
Bunların çoğu son olaylar
hakkında farklı görüşlere sahip.
Resmi olarak, Stepan’ın tüm adamları
yedi yıllık askeri eğitimden geçerek
ve evlenmeyerek Kazak Kodunu
korumaya yemin ettiler.
Uygulamada, bazıları kendi
geleneklerine daha yakın
ve ailelerini Kazak topraklarının
dışındaki yakındaki köylerde tutan
yarı zamanlı çalışanlardır.
Neyse ki Kazak askeri yaşamın
merkezi olan Sich'e ulaşmadan
önce barışçıl bir kırılma yaşanmadı.
Halen Chertomlyk'te
bulunan Sich’in konumu,
askeri harekat
gelgitiyle birlikte kayıyor.
Yerleşimde, Cossack'ın ödüllü
okuryazarlığı gibi idari binalar,
memurların mahalleleri ve hatta
okullar da oldukça iyi düzenlenmiştir.
Stepan ve adamları,
yüzlerce insan alayını oluşturan
diğer birçok tabur
veya kurinleri ile birlikte
yaşadıkları ve antrenman yaptıkları
kışlalara doğru yola koyuluyorlar.
İçeride, erkekler
kurutulmuş balık, koyun peyniri
ve tuzlanmış domuz yağı
ile birlikte bol miktarda şarap içer.
Stepan, arkadaşı Yuri'ye bandura ile
ortamı yumuşatmasını söyler.
Fakat çok geçmeden bir tartışma çıkar.
Adamlarından biri
Doroshenko'ya kadeh kaldırır.
Stepan onu böler.
Moskova ile Türklere
karşı ittifakı destekleyen
yeni ataman Ivan Sirko'ya
kadeh kaldırana kadar oda sessizdir.
Stepan onu desteklemeyi planlıyor
ve adamlarından da aynısını bekliyordur.
Birden Sirko’nun
adamlarından biri içeri girer,
acil Rada, yani genel kurul
toplantısı çağrısı yapar.
Stepan ve diğerleri,
Sich hayatının merkezi olan
kilise meydanına doğru ilerler.
Ivan Sirko şaşkın kalabalığı
heyecan verici haberlerle karşılıyordur—
izciler bir tarafı tamamen savunmasız olan
büyük bir Osmanlı kampı kurmuşlardır.
Sirko yarın ortak düşmanlarına
karşı gideceklerine,
Kazakların özerkliklerini koruyacaklarına
ve Vahşi Alanlara birlik
getireceklerine yemin ediyor.
Erkekler birlikte tezahürat yaparken
Stepan, yenilenen
kardeşlik duygusu ile rahatlar.
Sonraki 200 yıl boyunca, bu özgürlük
savaşçıları birçok düşmanla savaşacaktır.
Trajik bir şekilde,
bir zamanlar karşı çıktıkları
Rus hükümetinin baskıcı eli olacaklardır.
Fakat bugün, 17. yüzyıl Kazakları
bağımsızlık ve meydan
okuma ruhlarıyla hatırlanıyorlar.
Rus ressam Ilya Repin'in
bir keresinde söylediği gibi:
“Dünyadaki hiçbir insan özgürlük, eşitlik
ve kardeşliği bu kadar derinden tutamaz.”