1 00:00:13,874 --> 00:00:20,871 Hayat, özgürlük ve mutluluk arayışı. 2 00:00:24,724 --> 00:00:27,875 Hayatlarımızı sanki bir eşyaymış gibi, ''dışarıda bir yerlerde''olan 3 00:00:27,894 --> 00:00:30,362 mutluluğun peşinden koşarak geçiriyoruz. 4 00:00:30,394 --> 00:00:37,391 Bizler, kendi arzu ve ihtiraslarımızın birer kölesi haline geldik. 5 00:00:39,110 --> 00:00:40,791 Mutluluk, peşine düşülebilecek veya ucuz bir takım elbise gibi 6 00:00:41,134 --> 00:00:44,638 satın alınabilecek bir şey değildir. 7 00:00:44,684 --> 00:00:45,833 Bu Maya'dır... 8 00:00:45,864 --> 00:00:46,694 ilüzyondur... 9 00:00:46,723 --> 00:00:51,672 Biçimlerin sonsuz oyunudur. 10 00:00:51,694 --> 00:00:53,241 Budist geleneğinde, 11 00:00:53,264 --> 00:00:56,495 Samsara veya ızdırap döngüsü, zevk almayı arzulama 12 00:00:56,523 --> 00:00:58,866 ve acıdan kaçınma devam ettikçe, 13 00:00:58,913 --> 00:01:03,179 kendini sürekli kılar. 14 00:01:03,214 --> 00:01:07,480 Freud bunu ''haz prensibi''olarak tanımlamıştır. 15 00:01:07,503 --> 00:01:10,290 Esasında, yaptığımız her şeyin altında haz alma, 16 00:01:10,323 --> 00:01:12,314 istediğimiz bir şeyi elde etme 17 00:01:12,323 --> 00:01:19,320 veya hoşlanmadığımız bir şeyi kendimizden uzaklaştırma amacı yatmaktadır. 18 00:01:19,764 --> 00:01:23,712 Bunu terliksi hayvan gibi basit bir organizma bile yapar. 19 00:01:23,724 --> 00:01:25,954 Buna, ''uyartıya tepki''adı verilir. 20 00:01:25,984 --> 00:01:30,933 Terliksi hayvandan farklı olarak insanlar, daha fazla seçeneğe sahiptir. 21 00:01:30,944 --> 00:01:34,448 Bizler düşünmekte özgürüz ve sorunumuzun en can alıcı noktası da burası. 22 00:01:34,503 --> 00:01:41,500 Ne istediğimize dair düşüncelerimiz kontrolden çıkmış durumda. 23 00:02:09,902 --> 00:02:11,854 Modern toplumun çelişkisi, dünyayı anlamak için, 24 00:02:12,164 --> 00:02:17,009 kadim içsel bilincimiz yerine, dış dünya olarak algıladığımız şeyi, 25 00:02:17,524 --> 00:02:20,106 bilimsel metotlar ve yaklaşımlar kullanarak, 26 00:02:20,154 --> 00:02:25,865 nicel ve nitel değerlendirmeye tabi tutuyor olmamızdan kaynaklanıyor. 27 00:02:25,913 --> 00:02:30,384 Düşünmek, bizi yalnızca daha fazla düşünmeye ve daha çok soruya götürür. 28 00:02:30,413 --> 00:02:33,723 Dünyayı yaratan ve izlediği yolda ona rehberlik eden en içteki güçleri, 29 00:02:33,744 --> 00:02:35,735 öğrenmek ve bilmek istiyoruz. 30 00:02:35,764 --> 00:02:39,154 Fakat bu özün, kendi doğamızın da özünde olan canlı bir varlık olduğunu 31 00:02:39,204 --> 00:02:44,631 düşünmek yerine, onun bizim dışımızda olduğunu varsayıyoruz. 32 00:02:44,663 --> 00:02:47,973 Ünlü psikiyatrist Carl Jung: 33 00:02:47,984 --> 00:02:54,935 ''Dışına bakan kişi rüya görür, içine bakan kişi ise uyanır,'' demiştir. 34 00:02:56,104 --> 00:03:00,495 Uyanık olmayı, mutlu olmayı istemek yanlış değildir. 35 00:03:00,534 --> 00:03:04,083 Yanlış olan şey, mutluluğun bulunabileceği tek yer kendi içimizken, 36 00:03:04,112 --> 00:03:11,109 onu uzaklarda, kendi dışımızda aramaktır. 37 00:03:24,233 --> 00:03:30,933 BÖLÜM IV DÜŞÜNCE'NİN ÖTESİ 38 00:03:34,714 --> 00:03:39,788 4 Ağustos 2010 tarihinde Kaliforniya Tahoe Gölü'nde yapılan Techonomy konferansında 39 00:03:39,824 --> 00:03:45,799 Google CEO'su Eric Schmidt, insanı hayrete düşüren bir istatistikten bahsetti. 40 00:03:45,813 --> 00:03:48,395 Schmidt'e gore medeniyetin başlangıcından, 41 00:03:48,544 --> 00:03:51,331 2003 yılına kadar ürettiğimiz bilgi miktarını, 42 00:03:51,374 --> 00:03:54,639 günümüzde her iki günde bir üretmekteyiz. 43 00:03:54,693 --> 00:04:00,290 Bu, yaklaşık olarak 5 exabyte'lık veriye tekabül eder. 44 00:04:02,154 --> 00:04:05,658 İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde, şu anki kadar fazla düşünce üretilmediği gibi, 45 00:04:05,683 --> 00:04:09,234 gezegen üzerinde bu denli çalkantılı bir dönem daha görülmemiştir. 46 00:04:11,044 --> 00:04:14,652 Ne zaman bir soruna çözüm arasak, kendimize 47 00:04:15,183 --> 00:04:18,234 iki yeni sorun daha yaratıyor olabilir miyiz? 48 00:04:18,452 --> 00:04:20,443 Eğer daha büyük mutluluklara sebep olmuyorsa, 49 00:04:20,582 --> 00:04:23,210 bunca düşüncenin ne yararı olabilir ki? 50 00:04:23,844 --> 00:04:24,887 Daha mı mutluyuz? 51 00:04:25,224 --> 00:04:26,562 Daha mı huzurluyuz? 52 00:04:26,984 --> 00:04:30,249 Tüm bu düşüncelerin sonucunda, daha mı neşeliyiz? 53 00:04:30,374 --> 00:04:32,741 Yoksa bu düşünceler bizi tecrit ederek, 54 00:04:32,974 --> 00:04:40,068 hayatı daha derin, daha anlamlı bir şekilde deneyimlememize engel mi olmaktadır? 55 00:04:42,493 --> 00:04:45,279 Varoluş; düşünme, harekete geçme 56 00:04:45,404 --> 00:04:47,554 ve faaliyet ile dengelenmelidir. 57 00:04:48,194 --> 00:04:55,191 Çünkü varoluş eylem halinde değil, oluş halindedir. 58 00:05:04,434 --> 00:05:09,622 Aynı anda hem değişim, hem de istikrâr arzuluyoruz. 59 00:05:09,644 --> 00:05:13,228 Düşünen zihinlerimiz bizleri istikrâra, güvenliğe 60 00:05:13,244 --> 00:05:15,109 ve duyuların terbiye edilmesine doğru götürdükçe, 61 00:05:15,144 --> 00:05:18,090 kalplerimiz yaşam sarmalıyla, değişim kanunuyla olan 62 00:05:18,133 --> 00:05:23,161 bağlarını yitirmeye başlıyor. 63 00:05:25,274 --> 00:05:28,402 Dehşet verici bir merakla cinayetleri, tsunamileri, depremleri 64 00:05:28,714 --> 00:05:32,364 ve savaşları izliyoruz. 65 00:05:34,184 --> 00:05:37,972 Zihnimizi sürekli olarak meşgul etmeye ve bilgiyle doldurmaya çalışıyoruz. 66 00:05:38,023 --> 00:05:41,447 Akla gelebilecek her cihazdan izlenebilen aralıksız TV programları, 67 00:05:41,494 --> 00:05:43,644 oyunlar ve bulmacalar, 68 00:05:43,694 --> 00:05:44,444 telefon mesajlar. 69 00:05:44,463 --> 00:05:47,933 Ve olanca ıvır zıvır. 70 00:05:47,944 --> 00:05:49,605 Durmaksızın akan yeni görüntülerin, yeni bilgilerin, 71 00:05:49,663 --> 00:05:53,326 duyuları yatıştırmaya ve boş ümitlerle aldatmaya yarayan yeni yolların, 72 00:05:53,363 --> 00:05:58,160 bizleri hipnotize etmesine izin veriyoruz. 73 00:06:00,763 --> 00:06:04,187 Sessiz içsel düşüncelerimize daldığımız zamanlarda kalplerimiz bize, 74 00:06:04,233 --> 00:06:08,420 hayata dair mevcut gerçekliğimizden çok daha fazlasının var olduğunu, 75 00:06:08,454 --> 00:06:11,924 aç hayaletlerle dolu bir dünyada yaşamakta olduğumuzu söyleyebilir. 76 00:06:11,954 --> 00:06:18,951 Durmaksızın bir şeyler isteyen ve asla tatmin olmayan hayaletler. 77 00:06:24,154 --> 00:06:27,481 Gezegenin etrafında dönüp duran bir veri girdabı yarattık; 78 00:06:27,723 --> 00:06:29,989 daha fazla düşünebilelim diye, 79 00:06:30,133 --> 00:06:33,318 dünyayı nasıl düzelteceğimize dair daha fazla fıkir üretebilelim diye. 80 00:06:33,364 --> 00:06:38,518 Sadece zihin onları yarattığı için var olan sorunları giderebilmek adına. 81 00:06:38,564 --> 00:06:45,561 Şu an içinde bulunduğumuz bu büyük karmaşayı yaratmış olan şey düşüncedir. 82 00:06:46,004 --> 00:06:50,589 Hastalıklara, düşmanlara ve sorunlara karşı savaş açıyoruz. 83 00:06:50,633 --> 00:06:55,104 Çelişki şudur ki; neye karşı direnç gösterirseniz, o şeyin devamlılığını sağlarsınız. 84 00:06:55,133 --> 00:06:59,206 Neye karşı direnç gösterirseniz, onu daha güçlü kılarsınız. 85 00:06:59,254 --> 00:07:02,155 Tıpkı bir kası çalıştırmak gibi, aslen kurtulmak istediğiniz şeyi, 86 00:07:02,203 --> 00:07:05,752 bizzat güçlendirmektesinizdir. 87 00:07:05,793 --> 00:07:09,820 O halde, düşünmenin alternatifi nedir? 88 00:07:09,844 --> 00:07:16,841 İnsanlar, bu gezegende var olabilmek için başka nasıl bir mekanizma kullanabilir? 89 00:07:32,733 --> 00:07:35,918 Son yüzyıllarda Batı kültürü, fıziksel olanı 90 00:07:35,964 --> 00:07:39,707 düşünce ve analiz yöntemleriyle keşfetmeye odaklanmışken, 91 00:07:39,763 --> 00:07:42,750 diğer antik kültürler, içsel mekânı keşfetmek için, 92 00:07:43,783 --> 00:07:48,558 aynı ölçüde sofıstike teknolojiler geliştirmişlerdir. 93 00:07:48,692 --> 00:07:51,354 Gezegenimizdeki dengesizliği yaratmış olan şey, 94 00:07:51,383 --> 00:07:56,047 içsel dünyamızla bağlantımızı kaybetmiş olmamızdır. 95 00:07:56,084 --> 00:07:59,713 Eskiden burada olan ''kendini bil'', yerini, dışsal biçim dünyasını 96 00:07:59,763 --> 00:08:04,132 deneyimleme arzusuna bırakmıştır. 97 00:08:04,363 --> 00:08:06,353 ''Ben kimim?''sorusuna cevap vermek, 98 00:08:06,973 --> 00:08:14,270 kartvizitinizde yazılı olanları izah etme meselesi değildir. 99 00:08:15,853 --> 00:08:19,482 Budizme göre kişi, bilincinin içeriğinden ibaret değildir. 100 00:08:19,524 --> 00:08:22,675 Yalnızca düşünce veya fıkirlerden oluşmuş bir derlemeden ibaret değildir. 101 00:08:22,714 --> 00:08:29,665 Zira düşüncelerin ardında, o düşüncelere tanıklık eden kişi vardır. 102 00:08:35,844 --> 00:08:40,747 ''Kendini bil''buyruğu; bir Zen koan'ıdır, cevaplanması mümkün olmayan bir bilmecedir. 103 00:08:40,794 --> 00:08:45,504 Bir cevap bulmaya çabalayan zihin nihayetinde yorulacaktır. 104 00:08:45,544 --> 00:08:47,535 Tıpkı bir köpeğin kuyruğunu kovalaması gibi. 105 00:08:48,144 --> 00:08:55,095 Bir cevap veya bir amaç bulma arzusunda olan yalnızca ego kimliğimizdir. 106 00:08:56,914 --> 00:09:01,021 Kim olduğunuz gerçeği, bir cevaba ihtiyaç duymaz 107 00:09:01,054 --> 00:09:08,051 çünkü tüm sorular egosal zihin tarafından yaratılır. 108 00:09:08,354 --> 00:09:15,351 Siz, zihniniz değilsiniz. 109 00:09:16,514 --> 00:09:23,511 Gerçek, daha çok cevabın altında değil, daha az sorunun altında yatar. 110 00:09:25,164 --> 00:09:26,791 Joseph Campbell'ın dediği gibi, 111 00:09:27,024 --> 00:09:30,294 ''İnsanların, hayatta olma deneyimini aradıkları kadar, 112 00:09:30,314 --> 00:09:37,311 hayatın anlamını aradıklarına inanmıyorum.'' 113 00:09:53,094 --> 00:09:57,246 Buda'ya ''Nesin sen?''diye sorulduğunda, basitçe şöyle cevap vermiş: 114 00:09:57,284 --> 00:09:59,434 ''Uyanığım''. 115 00:09:59,474 --> 00:10:03,571 Uyanık olmak ne anlama gelir? 116 00:10:07,654 --> 00:10:10,680 Buda tam olarak bunu açıklamaz, zira her bireyin hayatının, 117 00:10:10,704 --> 00:10:13,411 çiçeklenme biçimi farklıdır. 118 00:10:13,454 --> 00:10:20,451 Fakat söylediği bir şey vardır; "uyanış ıstırabın sonudur." 119 00:10:22,084 --> 00:10:24,154 Belli başlı dinsel geleneklerin hepsinde, 120 00:10:24,184 --> 00:10:26,652 uyanık olma halini tanımlayan bir sözcük vardır. 121 00:10:26,674 --> 00:10:27,857 Cennet... 122 00:10:27,904 --> 00:10:29,132 Nirvana... 123 00:10:29,144 --> 00:10:31,567 veya Moksha. 124 00:10:32,814 --> 00:10:37,510 Akışın doğasını fark etmek için ihtiyacınız olan tek şey sessiz bir zihindir. 125 00:10:37,634 --> 00:10:40,865 Zihin sustuğunda, her şey kendiliğinden oluverir. 126 00:10:40,874 --> 00:10:44,059 O sessizlikte, içsel enerjiler uyanır 127 00:10:44,104 --> 00:10:48,395 ve sizin çabanız olmaksızın kendiliğinden çalışır. 128 00:10:48,504 --> 00:10:55,501 Taocuların dediği gibi, ''Ki, bilincin peşinden gider.'' 129 00:10:56,294 --> 00:10:58,922 Sükûnet halinde olan kişi, bitkilerin ve hayvanların, 130 00:10:58,944 --> 00:11:00,889 bilgeliğini duyabilmeye başlar. 131 00:11:00,904 --> 00:11:05,614 Sessizlik, rüyalarda fısıldar. 132 00:11:05,654 --> 00:11:07,599 Kişi, rüyaların maddesel forma dönüşmesini sağlayan, 133 00:11:07,624 --> 00:11:11,731 bilinç mekanizmasını öğrenir. 134 00:11:11,744 --> 00:11:16,818 Tao te Ching'de bu yaşam tarzı, ''wei wu wei'': 135 00:11:16,854 --> 00:11:22,724 ''yapmamayı yapmak''şeklinde adlandırılır. 136 00:11:22,764 --> 00:11:27,012 Buda, ''orta yol''un aydınlanmaya giden yol olduğundan bahsetmiştir. 137 00:11:28,264 --> 00:11:31,529 Aristoteles, 'iki uç noktanın ortası' dediği Altın Orta'yı, 138 00:11:31,554 --> 00:11:35,627 güzellik yolu olarak tanımlamıştır. 139 00:11:35,673 --> 00:11:39,079 Ne çok fazla çaba gösterilmelidir, ne de çok az. 140 00:11:39,704 --> 00:11:46,701 Kusursuz bir denge içindeki yin ve yang. 141 00:11:57,424 --> 00:12:00,450 Vedanta'nın Maya veya illüzyon kavramına göre, 142 00:12:00,484 --> 00:12:03,112 çevremizi olduğu gibi deneyimlemek yerine, 143 00:12:03,134 --> 00:12:08,122 düşünceler tarafından yaratılan bir izdüşümünü deneyimlemekteyiz. 144 00:12:08,364 --> 00:12:11,071 Düşüncelerimiz elbette bu titreşimsel dünyayı 145 00:12:11,104 --> 00:12:12,994 belirli bir şekilde deneyimlemenize izin verir, 146 00:12:13,314 --> 00:12:19,025 fakat içsel huzurumuzun,dışsal olaylara bağlı olmasına gerek yoktur. 147 00:12:21,654 --> 00:12:26,762 Algılayan kişiden bağımsız bir dışsal dünyanın varlığına inanmak, 148 00:12:26,774 --> 00:12:30,437 bilimin temelini oluşturur. 149 00:12:30,474 --> 00:12:34,262 Ne var ki duyularımız bize ancak dolaylı bilgiler verir. 150 00:12:34,294 --> 00:12:37,559 Zihnin yarattığı bu fıziksel dünyaya ilişkin görüşlerimiz, 151 00:12:37,594 --> 00:12:44,227 duyularımızdan geçerek fıltrelendiğinden, daima eksiktir. 152 00:12:44,263 --> 00:12:49,257 Tüm duyuların altında yatan ortak bir titreşimsel alan vardır. 153 00:12:49,294 --> 00:12:53,082 ''Sineztezi''adı verilen bir duruma sahip insanlar, 154 00:12:53,104 --> 00:12:57,336 bu titreşimli alanı değişik şekillerde deneyimlerler. 155 00:12:57,354 --> 00:13:01,586 Sineztezikler, sesleri, renkler veya şekiller halinde görebilirler 156 00:13:01,594 --> 00:13:05,496 veya bir duyunun özelliklerini bir diğeriyle birleştirebilirler. 157 00:13:05,544 --> 00:13:12,541 Sineztezi, duyuların sentezlenmesini veya birbirine karışmasını ifade eder. 158 00:13:13,294 --> 00:13:16,036 Çakralar ve duyular, bu titreşim ortamını fıltreleyen, 159 00:13:16,074 --> 00:13:20,022 bir prizma gibidir. 160 00:13:20,054 --> 00:13:26,061 Evrendeki her şey, farklı oranlarda ve frekanslarda titreşmektedir. 161 00:13:27,884 --> 00:13:31,388 Horus'un Gözü her biri duyulardan birini temsil eden, 162 00:13:31,434 --> 00:13:34,506 altı sembolden oluşur. 163 00:13:34,544 --> 00:13:36,967 Eski Vedik (Hint) sisteminde düşünce, 164 00:13:36,984 --> 00:13:43,981 bir duyu olarak kabul edilir. 165 00:13:44,504 --> 00:13:46,505 Düşünceler, duyuların bedende deneyimlenmesi ile 166 00:13:46,533 --> 00:13:48,879 eşzamanlı olarak algılanır. 167 00:13:49,004 --> 00:13:54,431 Aynı titreşimsel kaynaktan doğar. 168 00:13:54,464 --> 00:13:56,455 Düşünce yalnızca bir araçtır. 169 00:13:56,484 --> 00:13:57,826 Altı duyudan biri. 170 00:13:58,664 --> 00:14:01,166 Ancak bizler onu, zaman içinde kendimizi, 171 00:14:01,804 --> 00:14:07,071 düşüncelerimizle tanımlamaya başlayacak kadar yüksek bir konuma çıkardık. 172 00:14:07,104 --> 00:14:10,608 Düşünceyi altı duyudan biri olarak tanımlamadığımız gerçeği, 173 00:14:10,634 --> 00:14:12,738 büyük önem arz eder. 174 00:14:12,764 --> 00:14:17,952 Kendimizi düşünceye o kadar kaptırdık ki, onu bir duyu olarak tanımlamaya çalışmak 175 00:14:17,974 --> 00:14:20,795 bir balığa suyu anlatmaya çalışmaktan farksız hale geldi. 176 00:14:20,824 --> 00:14:27,821 Su mu, ne suyu? 177 00:14:31,964 --> 00:14:34,706 Upanişad'da dendiği üzere; 178 00:14:34,763 --> 00:14:40,952 ''Gözün gördüğünün değil, sayesinde gördüğünün 179 00:14:40,984 --> 00:14:47,651 İnsanların tapındığı değil, ebedi olan Brahma olduğunu bil. 180 00:14:47,694 --> 00:14:54,122 Kulağın duyduğunun değil, sayesinde duyduğunun 181 00:14:54,143 --> 00:15:01,140 İnsanların tapındığı değil, ebedi olan Brahma olduğunu bil. 182 00:15:03,124 --> 00:15:09,359 Sözün aydınlattığının değil, sayesinde aydınlandığının 183 00:15:09,384 --> 00:15:16,381 İnsanların tapındığı değil, ebedi olan Brahma olduğunu bil. 184 00:15:22,794 --> 00:15:28,949 Zihnin düşünebileceğinin değil, sayesinde düşündüğünün 185 00:15:28,984 --> 00:15:35,981 İnsanların tapındığı değil, ebedi olan Brahma olduğunu bil. 186 00:16:04,583 --> 00:16:07,290 Geçtiğimiz on yılda, beyin araştırmaları alanında 187 00:16:07,324 --> 00:16:10,448 büyük atılımlar gerçekleştirildi. 188 00:16:10,464 --> 00:16:13,285 Bilimadamları nöroplastisite denen şeyi keşfetti: 189 00:16:13,643 --> 00:16:17,545 beynin fıziksel şebekesinin, içinden geçen düşüncelere bağlı olarak, 190 00:16:17,584 --> 00:16:21,372 değiştiğini belirten bir terim. 191 00:16:21,394 --> 00:16:24,101 Kanadalı fızyolog Donald Hebb'in sözleriyle, 192 00:16:24,134 --> 00:16:31,131 ''birbirlerini ateşleyen nöronlar, aynı zamanda birbirlerini etkiler.'' 193 00:16:35,084 --> 00:16:41,080 Nöronlar, kişinin dikkatini uzun bir süre koruması durumunda en yoğun etkileşimi gösterirler 194 00:16:41,094 --> 00:16:43,437 Bu, kişinin kendi öznel gerçeklik deneyimini, 195 00:16:43,454 --> 00:16:45,718 yönlendirebileceği anlamına geliyor. 196 00:16:45,734 --> 00:16:51,739 Kelimenin tam anlamıyla düşünceleriniz korku, endişe, kaygı ve olumsuzluk üzerine yoğunlaştığında 197 00:16:52,073 --> 00:16:56,462 bu tür başka düşüncelerin de gelişebilmesi için, şebekeyi büyütürsünüz. 198 00:16:56,484 --> 00:16:58,873 Düşüncelerinizi sevgi, şefkat, 199 00:16:58,884 --> 00:17:01,876 şükran ve neşe üzerine yönelttiğinizde, 200 00:17:01,894 --> 00:17:05,682 şebekenizi bu deneyimlerden daha fazla yapabilmek için genişletirsiniz. 201 00:17:05,723 --> 00:17:10,114 Ancak şiddet ve ıstırap dolu bir ortamda bunu nasıl başarabiliriz? 202 00:17:10,143 --> 00:17:14,909 Şu durumda bu bir tür yanılgı ya da hayalden ibaret olmaz mı? 203 00:17:14,954 --> 00:17:18,177 Nöroplastisite, gerçekliğinizi olumlu düşünceler ile yarattığınız doğrultusundaki 204 00:17:18,324 --> 00:17:21,908 yeniçağ sanrısıyla aynı şey değil. 205 00:17:21,933 --> 00:17:25,118 Bu aslında Buda'nın 2500 yıl önce, 206 00:17:25,154 --> 00:17:28,738 öğrettiği şeyin ta kendisi. 207 00:17:30,174 --> 00:17:33,928 Vipassana Meditasyonu ya da içgörü meditasyonu, 208 00:17:33,954 --> 00:17:39,381 özerk bir nöroplastisite olarak tanımlanabilir. 209 00:17:39,424 --> 00:17:45,897 gerçekliğinizi tam anlamıyla olduğu gibi kabullenirseniz, OLDUĞU gibi: 210 00:17:45,914 --> 00:17:50,942 ancak bunu, önyargı ya da düşüncelerin etkisi olmaksızın, 211 00:17:50,964 --> 00:17:53,207 algının ana seviyesinde, titreşimsel ya da 212 00:17:53,334 --> 00:17:56,184 enerjisel seviyede deneyimlersiniz. 213 00:17:56,924 --> 00:18:00,587 Dikkat, bilincin ana seviyesinde tutularak, gerçekliğin tümüyle 214 00:18:00,614 --> 00:18:07,611 farklı bir açıdan algılanabilmesi için, gerekli olan şebeke yaratılmış olur. 215 00:18:18,594 --> 00:18:21,301 Çoğu zaman bunu tersten yaparız. 216 00:18:21,344 --> 00:18:27,852 Dış dünyadan edindiğimiz fıkirlerin sürekli olarak sinirsel ağlarımızı şekillendirmesine izin veririz 217 00:18:27,884 --> 00:18:34,835 ancak içsel metanetimizin dışsal olaylara bağımlı olmaması gerekir. 218 00:18:34,864 --> 00:18:37,936 Koşullar önemsizdir. 219 00:18:37,964 --> 00:18:41,516 Önem arz eden tek şey, bilincimin içinde bulunduğu haldir. 220 00:18:41,554 --> 00:18:44,341 Sanskritçe'de meditasyon, ölçülerden bağımsız olmak anlamına gelir. 221 00:18:44,954 --> 00:18:47,184 Tüm kıyaslamalardan bağımsız. 222 00:18:47,204 --> 00:18:49,265 Tüm 'başka şey'lerden bağımsız. 223 00:18:49,804 --> 00:18:51,725 Başka bir şey haline gelmeye çalışmazsınız. 224 00:18:51,764 --> 00:18:57,430 Zaten olan şey, size yeter. 225 00:18:57,444 --> 00:19:01,073 Fiziksel âlemin ıstırabının üzerine yükselmenin yolu, 226 00:19:01,114 --> 00:19:03,184 onu bütünüyle kucaklamaktır. 227 00:19:03,234 --> 00:19:05,498 Ona evet demek. 228 00:19:05,524 --> 00:19:08,186 Böylece artık siz onun değil, 229 00:19:08,214 --> 00:19:15,211 o sizin bir parçanız haline gelir. 230 00:19:21,204 --> 00:19:26,366 Kişi, artık içeriğiyle çelişmeyen bir bilinç hali ile nasıl yaşar? 231 00:19:27,574 --> 00:19:32,364 Kişi, nasıl değersiz tutkularla dolu kalbini arındırabilir? 232 00:19:32,374 --> 00:19:35,195 Bunun için bilinçte, kökten bir devrim yaşanmalıdır. 233 00:19:35,244 --> 00:19:41,672 Bilincin dış dünyadan, iç dünyaya doğru tamamen yön değiştirmesi gerekir. 234 00:19:41,704 --> 00:19:45,970 Bu, tek başına istek ya da çaba ile gerçekleştirilebilecek bir devrim değildir. 235 00:19:45,994 --> 00:19:48,161 Teslimiyet de gerekir. 236 00:19:48,194 --> 00:19:51,891 Gerçekliği olduğu gibi kabullenme. 237 00:19:51,915 --> 00:19:59,015 Yalnızca kalpten gelen erişebilir gökyüzüne - RUMİ 238 00:20:00,844 --> 00:20:05,076 İsa'nın tasvir edilen cömert mizacı, kişinin bütün acılara, 239 00:20:05,114 --> 00:20:08,584 kucak açması gerektiği fıkrini vurgular. 240 00:20:08,594 --> 00:20:11,700 Kişi, kendini evrimsel kaynağa açmak istiyorsa, 241 00:20:11,714 --> 00:20:14,865 HER şeyi kabullenmelidir. 242 00:20:14,894 --> 00:20:17,476 Bu bir mazoşist olmanız gerektiği anlamına gelmez. 243 00:20:17,514 --> 00:20:18,856 Sürekli acı peşinde koşmazsınız 244 00:20:18,884 --> 00:20:23,196 ancak size uğradığında, -ki bu kaçınılmazdır- 245 00:20:23,244 --> 00:20:27,237 yalnızca başka bir gerçeklik için kıvranmak yerine, 246 00:20:27,254 --> 00:20:32,408 gerçekliği OLDUĞU gibi kabullenirsiniz. 247 00:20:32,424 --> 00:20:36,391 Hawaii'liler, gerçeğin kalp ile öğrenildiğine inanırlardı. 248 00:20:37,294 --> 00:20:44,291 Kalp belirgin bir biçimde, tıpkı beyin gibi kendi zekâsına sahiptir. 249 00:20:44,574 --> 00:20:47,725 Mısırlılar ise, insan bilgeliğinin beyin değil, 250 00:20:47,744 --> 00:20:49,325 kalpten kaynaklandığına inanırlardı. 251 00:20:49,344 --> 00:20:54,072 Kalp, ruh ve kişiliğin merkezi olarak kabul edilirdi. 252 00:20:54,894 --> 00:20:58,279 Antik Mısırlılara, gerçek yolun bilgisini bahşeden tanrısallık, 253 00:20:58,324 --> 00:21:03,321 kalp vasıtasıyla konuşurdu. 254 00:21:05,624 --> 00:21:08,525 Bu papirüs ''kalbin tartımı''nı betimler. 255 00:21:08,544 --> 00:21:11,092 Ölümden sonraki yaşama hafıf bir kalple gitmek 256 00:21:11,134 --> 00:21:13,682 iyi bir şey olarak görülürdü. 257 00:21:13,704 --> 00:21:18,001 Bu, kişinin iyi bir yaşam sürdüğü anlamına gelirdi. 258 00:21:21,604 --> 00:21:25,392 İnsanların kalp merkezinin uyanışı sırasında deneyimledikleri 259 00:21:25,404 --> 00:21:28,350 evrensel ya da arketipik evrelerden biri, 260 00:21:28,364 --> 00:21:35,361 kişinin kendi enerjisini evrenin enerjisi olarak deneyimlemesidir. 261 00:21:44,604 --> 00:21:46,947 Kendinize bu sevgiyi hissetme, 262 00:21:46,984 --> 00:21:49,646 "bu sevgi" olma hakkı tanıdığınız zaman, 263 00:21:49,664 --> 00:21:53,134 iç dünyanızı dış dünyaya bağladığınız zaman 264 00:21:53,154 --> 00:21:56,738 her şey birdir. 265 00:21:56,764 --> 00:22:00,916 Kişi kürelerin müziğini nasıl deneyimler? 266 00:22:00,954 --> 00:22:04,538 Bir kalp nasıl açılır? 267 00:22:06,974 --> 00:22:09,238 Sri Ramana Maharshi'nin dediği gibi, 268 00:22:09,274 --> 00:22:12,141 ''Tanrı senin içinde, sen olarak yaşar. 269 00:22:12,154 --> 00:22:14,404 Tanrıyı ya da kendinizi gerçekleştirmek için, 270 00:22:14,444 --> 00:22:16,805 hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur. 271 00:22:17,354 --> 00:22:20,445 Bu sizin, gerçek ve doğal halinizdir. 272 00:22:20,464 --> 00:22:22,728 Sadece tüm arayışları bir kenara bırakın. 273 00:22:22,774 --> 00:22:24,674 Dikkatinizi içe yöneltin 274 00:22:24,694 --> 00:22:30,384 ve zihninizi, öz varlığınızın kalbinden yayılan kendinize feda edin. 275 00:22:30,584 --> 00:22:34,555 Bunun şu anda yaşadığınız deneyim olabilmesi için 276 00:22:35,094 --> 00:22:42,091 en hızlı yol, kendinizi sorgulamaktır. 277 00:22:48,584 --> 00:22:52,088 Meditasyon yaparak, içinizdeki sezgileri ve 278 00:22:52,114 --> 00:22:58,189 içsel canlılığınızı gözlemlerken, asılında değişimi gözlemlersiniz. 279 00:22:58,224 --> 00:23:01,409 Enerji şekil değiştirdikçe, bu değişim kuvveti, 280 00:23:01,454 --> 00:23:03,877 yükselir ve söner. 281 00:23:04,804 --> 00:23:08,648 Bir kişinin ne derecede evrimleştiği ya da aydınlandığı, 282 00:23:08,664 --> 00:23:11,326 onun her ana adapte olabilme 283 00:23:11,603 --> 00:23:13,674 ya da sürekli bir şekilde değişen insan koşullarını, 284 00:23:13,674 --> 00:23:16,416 acılarını ve sevinçlerini, 285 00:23:16,454 --> 00:23:22,119 kusursuz bir hoşnutluğa dönüştürebilme yetisine bağlıdır. 286 00:23:29,114 --> 00:23:32,823 ''Barış ve Savaş'' eserinin yazarı Leo Tolstoy, 287 00:23:32,864 --> 00:23:36,573 ''Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür 288 00:23:36,594 --> 00:23:43,591 ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez,'' demiştir. 289 00:23:45,494 --> 00:23:47,803 Darwin, türlerin hayatta kalabilmeleri için 290 00:23:47,844 --> 00:23:52,429 en önemli karakteristiğin, güç ya da zeka değil, 291 00:23:52,454 --> 00:23:59,451 değişime adapte olabilme becerisi olduğunu söylemiştir. 292 00:24:08,694 --> 00:24:11,845 Kişi, uyumlanabilmeye uyumlanmalıdır. 293 00:24:11,874 --> 00:24:14,778 Budist öğretisi ''annica'', bunun üzerinedir. 294 00:24:14,914 --> 00:24:19,339 her şey yükselir, söner ve değişir. 295 00:24:19,354 --> 00:24:21,254 Sürekli değişir. 296 00:24:21,804 --> 00:24:27,901 Iztırap, yalnızca belirli bir forma bağlandığımızda var olur. 297 00:24:31,783 --> 00:24:34,684 İçinizdeki, tanıklık eden parçaya odaklanırsanız, 298 00:24:34,704 --> 00:24:41,701 bu anlayış ile birlikte kalp de, kusursuz bir mutluluk dolar. 299 00:25:24,034 --> 00:25:26,831 Tarihteki azizler, bilgeler ve yogiler ağız birliği etmişçesine, 300 00:25:27,054 --> 00:25:31,141 kalpte meydana gelen kutsal bir birlikten bahsederler. 301 00:25:31,174 --> 00:25:33,722 Hıristiyan azizi John'ın yazmaları, 302 00:25:33,764 --> 00:25:36,073 Rumi'nin şiirleri, 303 00:25:36,994 --> 00:25:39,737 ya da Hindistan'ın tantra öğretileri. 304 00:25:39,854 --> 00:25:41,924 Bütün bu farklı öğretiler, kalbin ince gizemini 305 00:25:41,973 --> 00:25:47,206 ifade etmeye çalışırlar. 306 00:25:47,234 --> 00:25:50,818 Kalp, Shiva ve Shakti'nin birliğidir. 307 00:25:50,844 --> 00:25:54,632 Yaşam sarmalına nüfuzun erilliği ile, 308 00:25:54,674 --> 00:25:58,804 değişime teslimiyetin dişilliği. 309 00:25:58,914 --> 00:26:00,044 Tekliğe tanıklık etme 310 00:26:00,174 --> 00:26:06,507 ve koşulsuz kabulleniş. 311 00:26:06,823 --> 00:26:08,211 Kalbinizi açabilmek için, 312 00:26:08,244 --> 00:26:11,589 kendinizi değişime açmalısınız. 313 00:26:11,624 --> 00:26:14,286 Görünüş açısından katı bir dünyada yaşamak, 314 00:26:14,334 --> 00:26:15,596 onunla dans etmek, 315 00:26:15,634 --> 00:26:17,215 onunla birbirinize tutunmak, 316 00:26:17,264 --> 00:26:18,492 tümüyle yaşamak, 317 00:26:18,533 --> 00:26:20,558 tümüyle sevmek 318 00:26:20,593 --> 00:26:23,380 ancak yine de bunun geçici olduğunu 319 00:26:23,394 --> 00:26:29,761 ve her şeyin eninde sonunda, her formun çözülerek değiştiğini bilmek. 320 00:26:29,884 --> 00:26:33,672 Kusursuz mutluluk, dinginliğe karşılık veren enerjidir. 321 00:26:33,884 --> 00:26:37,672 Bilinci tüm içeriğinden arındırmayla gelir. 322 00:26:37,694 --> 00:26:42,119 Bu enerjinin dinginlikten doğan içeriği, bilincin KENDİSİDİR. 323 00:26:42,134 --> 00:26:45,080 Bu bilinç, kalbe aittir. 324 00:26:45,114 --> 00:26:48,777 Bu bilinç, VAR olan TEK şey ile ilişki halindedir. 325 00:28:05,501 --> 00:28:17,357 Varolan gerçeklikle savaşarak, asla bir şeyleri değiştiremezsiniz. 326 00:28:17,400 --> 00:28:28,943 Bir şeyi değiştirmek için,mevcut modeli geçersiz kılacak yeni bir model inşa edin.