(Piyano Müziği)
Berlin'de Gemaeldegalerie'deyiz,
ve Peter Brugel'in oldukça eğlenceli
"Netherlandish Proverbs"ine [Felemenk Atasözleri] bakıyouz.
Öyle, gerçekten son dört-beş yüzyılda
pek bir şeyin değişmediğini gösteriyor.
Yüzden fazla özdeyişi resmediyor,
bu özdeyişler sıklıkla mizahi bir üslupla insanların kusurlarını anlatıyor.
İlginç, çünkü bu bir kınama değil.
Sanki onun bir parçası oluyormuş gibi.
Bu resimlerden birkaçına göz atalım.
Bu kıssaların hepsinin günümüz dilinde karşılıkları yok,
sadece bazılarının var.
Ön tarafta daha görünür olanlar
açıkça anlaşılabiliyor.
Sol alt köşede
kafasını tuğla duvara vuran
bir adam görüyoruz.
Bunun nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum.
Elbette bu bir kimseden hiç yapmadığı bir şeyi yapmasını istemek anlamına gelen "Kafasını tuğla duvara vurmak".
Bir şeyleri hiç başarı şansı olmadığı halde tekrarlamak anlamına da gelir.
Aşağı sağda zorlanarak yetiştiği
iki somun ekmeğe doğru uzanan
figüre ne dersin?
Aslında, birinden diğerine uzanamıyor,
ve hepimiz "maaştan maaşa yaşamak" deyimini biliriz. Bu "bir somundan diğerine zor uzanmak" demektir.
O bunu başaramıyor, ucucuna getiremiyor.
Hemen sağında, masanın altında
kafasını tutan ve
lapasını döktüğü için endişeli görünen birini görüyoruz.
"Dökülen sütün ardından ağlanmaz."
Anlıyor ki onu kaba geri koyamayacak.
Bunca atasözüne rağmen hala yaptığımız şeyler bunlar.
Biliyoruz ki aptalca ve yararsız şeyler, ama yine de yapıyoruz.
Bu şeyde gezinirken aslında sürekli sözel olan
bir olguyu görsel olarak görmek oldukça zevkli.
Favorilerimden birisi, ve aynı zamanda en aptalcalarından biri
Turta ya da tartları sol üst tarafta bir evin çatısı
için kullanılmasını gösteriyor.
Bu günümüz dilinde karşılığı olmayan bir söze refererans veriyor
ve şöyle bir şey "Evini tartla kiremitlemek."
Bu birisinin zenginliği boşuna kullanması demek..
Tüm resim çocuk kitabı gibi bir manzara yaratıyor
ve bu manzarada gözlerimizle keşfettiklerimiz
kendimizle dalga geçerek eğlenmemizi sağlıyor.
(Piyano Müziği)