Genellikle tarihte hikâyeleri
galiplerin yazdığı söylenir,
peki eğer bu doğruysa
mazlumların hâli ne olur?
Eğer kendi şanlı geçmişlerini
öğrenme fırsatını hiç yakalayamıyorlarsa
nasıl daha büyük şeyleri elde etme
umuduna sahip olabilirler ki?
Görünüşte sadece bir kıyafet tasarımcısı
olarak burada, karşınızdayım
ama çok eski dokumalar ve modern
kumaşların katmanları arasında
çok daha yüksek bir amaç
ve asıl tutkumu buldum.
Tasarımcı olarak kariyerim boyunca
şunu öğrendim:
toplumumuzdaki marjinal bireylerin
temsil edilmesi çok önemli
aramızda en hassas ve en kırılgan
olanlar onlar ve onlara
uzlaşmaya yanaşmayan bir çoğunluğa
uyum sağlamak için
artık kendilerinden taviz vermek
zorunda olmadıklarını söylemek
çok önemli.
Ortaya çıkan sonuç şu,
çoğumuzun önemsiz bir alan
olarak düşündüğü moda
ayrımcılığı ve ön yargıyı etkisiz hâle
getirmekte ve yeterince temsil edilmeyen
toplulukların öz güvenlerini desteklemekte
çok güçlü bir silah olabilir.
Modayı sosyal bir değişim aracı olarak
kullanma çabam sadece kişisel.
Nijeryalı bir Amerikan olarak
"Afrikalı" teriminin
normal bir coğrafi konum
gösterici yerine aşağılayıcı
bir terim olduğunu biliyorum.
Bizim için, bu güzel kıtadan olanlar için,
Afrikalı olmak bu kültürden ilham almak
ve geleceğe dair umutlarının
hiç ölmemesi demektir.
Doğduğum yerle ilgili birçok insanın
sahip olduğu bu yanlış algıları
düzeltme çabasıyla
moda tasarımını
hikâyeler anlatmakta kullanıyorum,
mutluluk hikâyeleri,
zafer hikâyeleri,
tarih boyunca onca sürgüne ve sömürüye
rağmen azmedenlerin hikâyeleri.
Bu hikâyeleri
tarihi kayıtları düzeltmek için
anlatıyorum
çünkü nereden gelirsek gelelim
ailelerimizi yabancı topraklara
sürükleyen bu karmaşık hikâyeler
her birimizin hayatlarına dokunuyor.
Bu hikâyeler bizim dünyaya
bakış açımızı değiştiriyor
ve beraberimizde taşıdığımız
ön yargıları şekillendiriyor.
Bu ön yargılarla mücadele etmek için
çalışmalarımda dünyanın farklı
yerlerinden güzellikleri toplayarak
ve onları sanatımla birleştirerek
ayrımcılıkla savaşın
önemine dair hikâyeler yaratıyorum.
Klasik Avrupa sanatından kareleri
Afrikan estetiğiyle karıştırınca
beyaz olmayan insanları ön plana
çıkarabiliyorum,
böylece onlara eski zamanlarda
sahip olamadıkları
saygınlık ve değeri sağlamış oluyorum.
Bu yaklaşım tarihsel olarak kabul edilmiş
hor görülme ve aşağılanma hikâyesini
alt üst etmiş ve saygınlıktan
ve asaletten yoksun olarak
tanımlanmaktan ve görülmekten sakınarak
büyümüş beyaz olmayan insanlar
için ilham kaynağı olmuştur.
Kültürler açısından birer dönüm noktası
olan bu olayların her biri
özel dikim birer kıyafet oluyor
veya ipek bir atkı, mesela şu anda
taktığım gibi.
(Gülüşmeler)
Etrafı Avrupa sınıf ayrımı
yapısıyla çevriliyken bile
bu anlatılar cesurca Afrika'nın
erdemlerini yüceltir.
Bu şekilde, ustaların hünerleri
bir zamanlar köle olanları
anmak ve kutlamak için
şaheserlere dönüştü.
Bu metafor, sanatın gerçekliğini aşarak
dış dünyaya uzanır.
İster mülteciler tarafından giyilsin
ya da dünyayı değiştiren girişimciler
insanlara kendilerini temsil etme
özgürlüğü verildiği zaman
onların benzersiz kimlikleri
kutlandığı ve yüceltildiği zaman
bu sihir gibi bir şey olur.
Daha dik dururuz.
Daha gururlu ve kendimizin farkında
çünkü sunduğumuz şey
bizim doğru ve asıl benliğimizdir.
Ve etrafımızda olanlar da
daha eğitimli hâle gelir,
farklı bakış açılarına karşı
daha açık ve daha hoşgörülü olurlar.
Bu yolla giydiğimiz kıyafetler
diplomatik hafif gücün harika
bir illüstrasyonu olabilir.
Giydiğimiz şeyler bizim görünüşte
birbirinden tamamen
farklı olan kültürlerimiz
arasında bir köprü oluşturabilir.
Evet ben sadece bir kıyafet tasarımcısı
olarak karşınızdayım.
Ama benim işim daima modadan
daha fazlası olmuştur.
Benim amacım kültürel hikâyeleri
yeniden yazmaktır
beyaz olmayan insanlar yeni ve farklı
ışıklar altında görülebilsin diye,
ve biz de
Sahra altı Afrika'nın
gururlu çocukları
kendimizi onurla taşırken
dünyayı tersine döndürebiliriz.
Geçmişin hikâyelerini galiplerin
anlattığı gerçekten doğru
ama ben yeni bir nesilim.
Sözlerim şunlara hitap eder:
Geleceklerini sorunlu geçmişlerinin
etkilemesine izin vermeyeceklere.
Bugün, kendi hikâyelerimizi
anlatmaya hazırız
taviz vermeksizin ve özür dilemeksizin.
Ama hâlâ yanıtlanmamış bir soru var:
Peki siz duyacağınız şeylere
hazır mısınız?
Umarım hazırsınızdır çünkü ne olursa
olsun geliyoruz.
(Alkışlar)