Dünyadaki en büyük yüz ölçümü ile Rusya
kendisinin 16'da biri kadar Nijerya ile
kabaca eşit nüfusa sahip.
Ancak bu eşitlik uzun sürmeyecek.
Nüfuslardan biri hızla artarken
diğeri usulca azalıyor.
Bu, iki ülkeyle ilgili ne söyleyebilir?
Nüfus istatistikleri, toplum bilimcilerin
ve politika uzmanlarının uğraştığı
en önemli verilerden bazılarıdır.
Ancak bir ülkenin durumunu anlayıp
doğru tahminler yapmak,
yalnızca toplam nüfus miktarını değil,
yaş ve cinsiyet dağılımı gibi
içsel özelliklerini de bilmeyi gerektirir.
Peki tüm bu veriyi,
kolay anlaşılacak bir şekilde
nasıl takip ederiz?
Karmaşık veriler, görsel yolla
daha kolay yorumlanır
ve nüfusbilimcilerin,
nüfus özelliklerini
yansıtma yollarından biri
nüfus piramitleridir.
Burada, erkekler bir tarafta,
kadınlar diğer tarafta olacak şekilde
veri, cinsiyetler göre ayrılır.
Nüfus sayıları,
0-4 yaş aralığından başlayıp
100 ve ötesine devam edecek şekilde
beş yaş aralıklarla gösterilir.
Ardından, bu aralıklar
şöyle gruplandırılır:
Ergenlik öncesi dönem (0-14 yaş),
üreme dönemi (15-44 yaş)
ve üreme sonrası dönem (45 ve üstü).
Böyle bir nüfus piramidi,
gelecek nüfus eğilimlerinin
kuvvetli bir tahmincisi olabilir.
Örneğin, Ruanda'nın nüfus piramidi
hızla büyüyen bir ülke olduğunu gösteriyor
çünkü nüfusun çoğu
piramidin tabanındaki
genç nüfusta toplanmış.
Sayı, ilerleyen yıllarda hızla artacak.
Bugünün çocukları
olgunluk yaşlarına ulaşıp
kendi çocuklarına sahip oldukça
önümüzdeki birkaç on yılda
nüfusun ikiye katlanması neredeyse kesin.
İkinci örneğimiz olarak,
Kanada'ya bir göz atalım.
Nüfusun çoğunluğu
grafiğin ortasında toplanmış.
Genç nüfus grubunda
olgun nüfus grubundakilerden
daha az insan olduğundan,
olgunluk çağına ulaşan
kişi sayısı azalacağı için
nüfus daha yavaş artacak.
Son olarak, Japonya'ya bakalım.
Nüfusun büyük çoğunluğu
yaşlılık yıllarında olduğundan
ve her genç aralıkta
kişi sayısı azaldığından,
gitgide daha az insan
olgunluk çağına eriştiği için
mevcut doğum oranıyla
nüfus azalmaya başlayacak.
Bu üç nüfus piramidini
yan yana karşılaştırmak
bize, bir ülkenin sanayi öncesi dönemden
sanayileşmiş döneme
veya sanayi ötesi
döneme geçerken geçirdiği
demografik değişimin
üç farklı aşamasını verir.
Sanayileşmeye yeni başlamış ülkelerde
ilaç, sağlık ve gıda konusundaki
gelişmelerin sonucunda,
yaşam süresinde genellikle uzama
ve çocuk ölümlerinde de düşüş gözlemlenir.
Ancak doğum oranlarının sabit kalması
nüfus patlamasına yol açar.
Sanayileşme sürecinde ilerlemiş
gelişmekte olan ülkeler;
yüksek eğitim düzeyi, kadınlar için
çocuk doğurmak dışındaki olanaklar
ve geniş bir aileye sahip olmayı
daha az avantajlı kılan
köyden şehre göç gibi faktörler sonucu,
doğum oranlarında düşüş yaşar.
Son olarak, sanayileşmenin
ileri aşamalarında olan ülkeler
hem doğum hem ölüm
oranlarının düşük olduğu
ve nüfusun sabit kaldığı,
hatta azalmaya başladığı
bir noktaya ulaşır.
Aynı üç ülkenin 2050 yılındaki
tahmini nüfus piramitlerini inceleyelim.
Bunlar, ülkelerin nüfuslarında beklenen
değişimlerle ilgili neler söylüyor
ve ne çeşit faktörler
bu gelecek piramitlerin
şeklini değiştirebilir?
Bir nüfus piramidi,
bir ülkenin yalnızca
geleceğinin tahmincisi değil,
geçmişinin kaydıdır.
Rusya'nın nüfus piramidi
hâlâ İkinci Dünya Savaşı'nın
yaralarını barındırıyor.
Yaşlı erkek nüfusunun
yaşlı kadın nüfusuna oranla daha az olması
ve askerlerin savaştan dönüp
normal hayatın devam etmesiyle birlikte
kısmen ani nüfus artışı bunu gösteriyor.
Çin'in nüfus piramidi,
35 yıl önce yürürlüğe giren
tek çocuk politikasını yansıtıyor.
Bu, Ruanda'dakine benzer bir
nüfus patlamasının önüne geçse de,
cinsiyetçi kürtajlara yol açıp
kız çocuklarına oranla daha fazla
erkek çocuğun doğmasına sebep oldu.
Son olarak, ABD'nin piramidi,
İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden
doğum patlamasını gösteriyor.
Gördüğünüz üzere nüfus piramitleri,
bir ülke hakkında
bize bir avuç sayıdan
çok daha fazlasını gösteriyor.
Tek bir görsel ile
nereden gelip nereye gittiğini gösteriyor.
Ve günümüzün giderek
birbirine bağlanan dünyasındaki
erzak sorunları, ekolojik tehditler
ve ekonomik eşitsizlikle beraber
hem bilim insanları,
hem de politikacılar için
nüfus ve onu etkileyen etmenlere dair
engin ve karmaşık kavrayışın önemi
her geçen gün artıyor.