1 00:00:00,000 --> 00:00:01,000 Beş duyudan 2 00:00:01,000 --> 00:00:04,000 en çok takdir ettiğim 3 00:00:04,000 --> 00:00:07,000 ve en az cepte görebildiğim biri, görme duyusudur. 4 00:00:07,000 --> 00:00:10,000 Bu, bir dereceye kadar kör olan babamdan dolayı böyledir. 5 00:00:11,000 --> 00:00:13,000 Gerçi o, çoğu zaman kör olmasını mesele yapmadı. 6 00:00:13,000 --> 00:00:14,000 Bir zaman Nova Scotia'ya, 7 00:00:14,000 --> 00:00:16,000 tam güneş tutulmasını izlemeye gittik -- 8 00:00:17,000 --> 00:00:19,000 Carly Simon şarkısında adı geçen güneş tutulmasını 9 00:00:19,000 --> 00:00:21,000 ve belki de James Taylor'ın, 10 00:00:21,000 --> 00:00:24,000 Warren Beatty'nin ve Mick Jagger'in de atıfta bulunduğu tutulmayı, emin olamayız. 11 00:00:24,000 --> 00:00:27,000 Bize, gözlerimize zarar vermeden 12 00:00:27,000 --> 00:00:29,000 güneşe doğru bakmamızı mümkün kılan 13 00:00:29,000 --> 00:00:30,000 bu koyu plastik parçaları dağıttılar. 14 00:00:31,000 --> 00:00:32,000 Ama babam gerçekten korktu: 15 00:00:32,000 --> 00:00:33,000 bunu yapmamızı istemedi. 16 00:00:34,000 --> 00:00:37,000 Bunun yerine, gözlerimizin hasar görmesi tamamen imkansız olsun diye 17 00:00:37,000 --> 00:00:40,000 bu ucuz, karton parçaları kullanmamızı istedi. 18 00:00:41,000 --> 00:00:42,000 O zaman bunu biraz tuhaf sandım. 19 00:00:43,000 --> 00:00:44,000 O zaman bilmediğim şey şu ki 20 00:00:44,000 --> 00:00:46,000 babam mükemmel görme gücü ile doğmuştu. 21 00:00:47,000 --> 00:00:49,000 O ve kız kardeşi Martha çok küçükken 22 00:00:49,000 --> 00:00:52,000 anneleri onlara tam güneş tutulmasını -- 23 00:00:52,000 --> 00:00:53,000 yok, parçalı tutulmayı -- gösterdi 24 00:00:53,000 --> 00:00:54,000 ve çok geçmeden 25 00:00:54,000 --> 00:00:57,000 ikisinin de gözleri bozulmaya başladı. 26 00:00:58,000 --> 00:00:59,000 Yıllar sonra 27 00:00:59,000 --> 00:01:01,000 kör olmalarının nedeninin muhtemelen 28 00:01:01,000 --> 00:01:04,000 bir bakteriyel enfeksiyon olduğu ortaya çıktı. 29 00:01:04,000 --> 00:01:05,000 Tahmin edebildiğimiz kadarıyla 30 00:01:05,000 --> 00:01:09,000 gözlerinin bozulması, bu güneş tutulmasıyla hiç alakalı değildi. 31 00:01:09,000 --> 00:01:11,000 Fakat babaannem zaten bunun kendi suçu olduğunu düşünerek 32 00:01:11,000 --> 00:01:12,000 ölmüştü. 33 00:01:14,000 --> 00:01:17,000 Babam 1946'da Harvard'dan mezun olmuş, 34 00:01:17,000 --> 00:01:18,000 annemle evlenmiş, 35 00:01:18,000 --> 00:01:21,000 ve Massachusetts devletindeki Lexington'da ev almıştı. 36 00:01:21,000 --> 00:01:25,000 (Orada 1775'te İngilizlere karşı ilk kez ateş etmiş, 37 00:01:25,000 --> 00:01:27,000 ama Concord'a kadar hiçbirini öldürememiştik.) 38 00:01:27,000 --> 00:01:29,000 Babam, Raytheon'da güdüm sistemleri 39 00:01:29,000 --> 00:01:31,000 tasarlayıcısı olarak çalışmaya başladı. 40 00:01:31,000 --> 00:01:34,000 Raytheon, 70'lerin Silikon Vadisi olan Route 128 ileri teknoloji ekseninin 41 00:01:34,000 --> 00:01:37,000 bir parçasıydı o sıralar. 42 00:01:37,000 --> 00:01:40,000 Babam aslında militarist biri değildi. 43 00:01:40,000 --> 00:01:43,000 Yalnızca özürlülüğü yüzünden II. Dünya Savaşında savaşamadığından 44 00:01:43,000 --> 00:01:44,000 kendini çok kötü hissederdi. 45 00:01:44,000 --> 00:01:46,000 Gerçi askerde bir kaç saat süren sağlık muayenesi 46 00:01:46,000 --> 00:01:50,000 yapmasına izin verdiler ama 47 00:01:50,000 --> 00:01:51,000 sadece muayenenin sonundaki 48 00:01:51,000 --> 00:01:52,000 görme duyusu testine varana kadar. 49 00:01:52,000 --> 00:01:56,000 (Gülüşmeler) 50 00:01:56,000 --> 00:01:59,000 Babam bütün bu patentler toplamaya 51 00:01:59,000 --> 00:02:02,000 ve bilim adamı, kör dahi, kaşif namını almaya başladı. 52 00:02:02,000 --> 00:02:03,000 Ama bizim için sadece baba idi 53 00:02:03,000 --> 00:02:07,000 ve evdeki yaşamımız oldukça sıradan sayılırdı. 54 00:02:07,000 --> 00:02:09,000 Çocukken bol televizyon izledim, 55 00:02:09,000 --> 00:02:11,000 ve mineraloji, mikrobiyoloji, uzay keşfi gibi 56 00:02:11,000 --> 00:02:14,000 çok sayıda garip hobilerim vardı. 57 00:02:14,000 --> 00:02:15,000 Biraz da politikayla ilgileniyordum. 58 00:02:15,000 --> 00:02:17,000 Bir de bol satranç oynadım. 59 00:02:17,000 --> 00:02:18,000 Ama 14 yaşındayken 60 00:02:18,000 --> 00:02:19,000 arkadaşlarımdan biri, bende çizgi roman ilgisini uyandırdı 61 00:02:19,000 --> 00:02:22,000 ve ben bunu geçimimi sağlamak için yapmak istediğime karar verdim. 62 00:02:23,000 --> 00:02:24,000 Şimdi babam var, tamam mı? 63 00:02:24,000 --> 00:02:29,000 Bilim adamı, mühendis, ordu müteahhidi. 64 00:02:30,000 --> 00:02:33,000 Dört çocuğu da var. 65 00:02:33,000 --> 00:02:34,000 Biri bilgisayar uzmanı, 66 00:02:34,000 --> 00:02:36,000 biri bahriye askeri, 67 00:02:37,000 --> 00:02:38,000 biri de mühendis oluyor, 68 00:02:39,000 --> 00:02:40,000 ben ise 69 00:02:41,000 --> 00:02:43,000 çizgi roman sanatçısıyım. 70 00:02:43,000 --> 00:02:46,000 (Gülüşmeler) 71 00:02:46,000 --> 00:02:47,000 Ki tesadüfen beni Dean Kamen'in zıddı eder: 72 00:02:47,000 --> 00:02:49,000 Ben, bir kaşifin oğlu çizgi roman sanatçısıyım, 73 00:02:49,000 --> 00:02:51,000 o ise çizgi roman sanatçısının oğlu kaşiftir. 74 00:02:52,000 --> 00:02:53,000 (Gülüşmeler) 75 00:02:53,000 --> 00:02:55,000 Evet, doğrudur. 76 00:02:55,000 --> 00:02:58,000 (Alkışlar) 77 00:02:58,000 --> 00:03:00,000 Komik olan, babamın bana duyduğu inanç çok güçlüydü. 78 00:03:00,000 --> 00:03:03,000 Her şeyi bulanık bir şekilde gördüğünden 79 00:03:03,000 --> 00:03:06,000 güzel resim çizdiğime hiç bir kesin delili olmamasına karşın, 80 00:03:06,000 --> 00:03:08,000 yine de çizme yeteneklerime inanıyordu. 81 00:03:08,000 --> 00:03:10,000 Hani "kör inanç" var ya... 82 00:03:10,000 --> 00:03:14,000 Aslında benim için bu sözün çağrıştırdığı anlam diğer insanlardaki gibi olumsuz değil. 83 00:03:15,000 --> 00:03:18,000 Yani, görülemeyen, kanıtlanamayan şeylere inanç, 84 00:03:18,000 --> 00:03:22,000 benim önem verdiğim bir tür inanç asla olmazdı. 85 00:03:22,000 --> 00:03:23,000 Ben daha çok, bildiğimizin temellerinin 86 00:03:23,000 --> 00:03:25,000 görüp tespit edebileceklerimizde bulunduğu 87 00:03:25,000 --> 00:03:28,000 bilime eğilimliyimdir. 88 00:03:29,000 --> 00:03:31,000 Ama bu iki eğilimin ortak noktası da var. 89 00:03:31,000 --> 00:03:34,000 Zavallı Charles Babbage ve hiç bir zaman yapılmamış 90 00:03:34,000 --> 00:03:38,000 buharla çalıştırılan bilgisayarının bulunduğu bir ortak yer. 91 00:03:38,000 --> 00:03:40,000 Ada Lovelace haricinde hiç kimse aklında neyin olduğunu 92 00:03:40,000 --> 00:03:43,000 tam kestiremedi ve o, 93 00:03:44,000 --> 00:03:47,000 bu düşün peşinde koşarak ta mezara kadar gitti. 94 00:03:47,000 --> 00:03:49,000 Vannevar Bush ve Memex'i -- 95 00:03:49,000 --> 00:03:52,000 tüm insan bilginin elinin altında bulunması fikri -- 96 00:03:52,000 --> 00:03:54,000 onun bir hayali vardı. 97 00:03:54,000 --> 00:03:55,000 Ve tahminen gününde pek çok insan, 98 00:03:55,000 --> 00:03:57,000 biraz çılgın olduğu kanısındaydı. 99 00:03:57,000 --> 00:03:59,000 Şimdi de geçmişe baktığımızda, ha, evet, diyoruz, 100 00:03:59,000 --> 00:04:03,000 bu işte bildiğimiz mikrofilm. 101 00:04:03,000 --> 00:04:06,000 Ama mesele bu değil. O, geleceğin biçimini kavradı. 102 00:04:06,000 --> 00:04:10,000 Tam bilgisayar-insan arası ilişki hakkındaki fikirleriyle J.C.R. Liklider gibi. 103 00:04:10,000 --> 00:04:13,000 Aynısı: Geleceğin biçimini kavradı, 104 00:04:13,000 --> 00:04:16,000 neden sonra 105 00:04:16,000 --> 00:04:19,000 gerçekleşitirilse bile. 106 00:04:19,000 --> 00:04:22,000 Veya paket anahtarlama hayaliyle Paul Barron. 107 00:04:22,000 --> 00:04:24,000 Gününde neredeyse hiç kimse onu dinlemedi. 108 00:04:25,000 --> 00:04:27,000 Veya bunu aslında beceren kişiler: 109 00:04:27,000 --> 00:04:30,000 Boston'daki Bolt, Beranek ve Newman'da çalışanlar. 110 00:04:30,000 --> 00:04:32,000 Onlar, sonunda dünya çapında ağ 111 00:04:32,000 --> 00:04:35,000 olacak şeyin şekilleri 112 00:04:35,000 --> 00:04:39,000 peçetelerin arkalarında ve mektup kağıdında tasarlıyorlardı, 113 00:04:39,000 --> 00:04:41,000 Massachusetts devletinde, Lexington'da, Route 128'deki 114 00:04:41,000 --> 00:04:43,000 Howard Johnson'da yemek yerken tartışıyorlardı, 115 00:04:43,000 --> 00:04:46,000 benim Queen's Gambit Deferred'i okuduğum ve Gladys Knight & the Pips 116 00:04:46,000 --> 00:04:48,000 dinlediğim ve "Midnight Train to Georgia" söylediğim 117 00:04:48,000 --> 00:04:50,000 yerden sadece iki mil uzaklığında, ben ise o anda -- 118 00:04:50,000 --> 00:04:51,000 (Gülüşmeler) 119 00:04:51,000 --> 00:04:54,000 -- babamın büyük koltuğundaydım, tamam mı? 120 00:04:54,000 --> 00:04:56,000 Peki, üç tür görme var, değil mi? 121 00:04:56,000 --> 00:04:59,000 Görülemeyene dayalı görme, 122 00:04:59,000 --> 00:05:02,000 yani görülmeyeni, bilinmeyeni görme. 123 00:05:02,000 --> 00:05:05,000 Kanıtlanmış veya tespit edilebilecek olanı görme. 124 00:05:05,000 --> 00:05:07,000 Ve üçüncü 125 00:05:08,000 --> 00:05:10,000 görme tipi: 126 00:05:10,000 --> 00:05:11,000 bilime dayanabilen ama bu yana 127 00:05:12,000 --> 00:05:15,000 kanıtlanmamış olanı görme. 128 00:05:15,000 --> 00:05:20,000 Şimdi bilim alanında bu tür görmenin peşinde koşan pek çok insanın örneğini gördük 129 00:05:20,000 --> 00:05:22,000 ama bu aynı zamanda sanat, siyaset, 130 00:05:22,000 --> 00:05:25,000 hatta kişisel girişimler için de doğru olabilir. 131 00:05:25,000 --> 00:05:27,000 Aslında bunu dört temel kurala indergeyebiliriz: 132 00:05:27,000 --> 00:05:29,000 Herkesten öğren, 133 00:05:29,000 --> 00:05:31,000 hiç kimseye uyma, 134 00:05:31,000 --> 00:05:33,000 değişmeyen kalıpları izle, 135 00:05:33,000 --> 00:05:34,000 harıl harıl çalış. 136 00:05:34,000 --> 00:05:37,000 Bu dört noktayı, bu görmenin içerdiği birer ilke sanıyorum. 137 00:05:37,000 --> 00:05:39,000 Özellikle de üçüncüsünde 138 00:05:39,000 --> 00:05:41,000 gelecek hayalleri 139 00:05:41,000 --> 00:05:43,000 belirmeye başlar. 140 00:05:43,000 --> 00:05:45,000 İlginç olan, bu özel dünyayı görme şekli 141 00:05:46,000 --> 00:05:48,000 kanımca değişik girişim alanlarında beliren 142 00:05:48,000 --> 00:05:50,000 dört ayrı şeklin sadece birisidir. 143 00:05:50,000 --> 00:05:52,000 Çizgi romanda, nasıl işlediğine ilişkin 144 00:05:52,000 --> 00:05:55,000 kavrama çabalarını bir türlü 145 00:05:55,000 --> 00:05:57,000 biçimci kılar diye sanırım. 146 00:05:57,000 --> 00:06:00,000 Bundan başka, güzelliğe ve ustalığa odaklı, 147 00:06:00,000 --> 00:06:02,000 daha klasik bir yaklaşım var. 148 00:06:02,000 --> 00:06:06,000 Ayrıca, içeriğin mutlak saydamlığına inanan yaklaşım var. 149 00:06:06,000 --> 00:06:08,000 Ve sonunda, 150 00:06:08,000 --> 00:06:10,000 insan deneyinin özgünlüğünü, dürüstlüğünü ve saflığını 151 00:06:10,000 --> 00:06:12,000 vurgulayan yaklaşım. 152 00:06:12,000 --> 00:06:14,000 Bu, dünyayı görmenin dört şeklidir. Onlara birer ad taktım bile. 153 00:06:14,000 --> 00:06:18,000 Klasik, canlıcı, biçimci ve ikonoklast. 154 00:06:18,000 --> 00:06:19,000 İlginç olan, bunun az çok Jung'un insan düşüncesini 155 00:06:19,000 --> 00:06:22,000 bölme şekline benzemesi. 156 00:06:24,000 --> 00:06:26,000 Bir de, solda sanatı, 157 00:06:26,000 --> 00:06:28,000 sağda yaşamı; 158 00:06:28,000 --> 00:06:30,000 üstte geleneği, altta devrimi yansıyor. 159 00:06:30,000 --> 00:06:32,000 Köşegenlere de bakarsanız, içerik-biçim ve 160 00:06:32,000 --> 00:06:34,000 güzellik-gerçeklik karşıtlıkları görürsünüz. 161 00:06:34,000 --> 00:06:35,000 Bu şema aynı şekilde müzik, sinema, 162 00:06:35,000 --> 00:06:38,000 ve güzel sanatlar için de uygulanabilir 163 00:06:38,000 --> 00:06:41,000 ama bunun görme ile hiç alakası yok. 164 00:06:41,000 --> 00:06:44,000 Hatta konferansımızın başlığı olan "Doğadan Esinti" ile 165 00:06:44,000 --> 00:06:45,000 hiç ilgisi de yok. 166 00:06:45,000 --> 00:06:48,000 Şu hikayenin çağrıştırdığı anlamın dışında: 167 00:06:48,000 --> 00:06:51,000 Kurbağa akrebi ırmağın karşı yakasına taşımayı kabul eder 168 00:06:51,000 --> 00:06:53,000 çünkü akrep, kurbağayı sokmayacağını söz verdi. 169 00:06:53,000 --> 00:06:55,000 Ama akrep yine de sokar ve ikisi de ölür. 170 00:06:55,000 --> 00:06:58,000 Fakat bir an önce kurbağa akrebe, niçin soktuğunu sorar ve akrep, 171 00:06:58,000 --> 00:06:59,000 "Doğamda olan bir şey" diye cevaplar -- 172 00:06:59,000 --> 00:07:01,000 bu anlamda, evet. 173 00:07:01,000 --> 00:07:03,000 (Gülüşmeler) 174 00:07:03,000 --> 00:07:04,000 Yani, doğamda 175 00:07:05,000 --> 00:07:08,000 olan bir şeydi. Aslında yürüdüğüm yolu, 176 00:07:08,000 --> 00:07:10,000 yani eserlerimde bu görüşün olduğunu ve 177 00:07:10,000 --> 00:07:13,000 benim kim olduğumu keşfetmeye giden yolu, 178 00:07:13,000 --> 00:07:15,000 beni bu keşfe doğru götürecek 179 00:07:15,000 --> 00:07:17,000 araç olarak gördüm sadece. 180 00:07:17,000 --> 00:07:19,000 Yani aslında doğamda olan şeyi kabul ettim 181 00:07:19,000 --> 00:07:21,000 ve öyleyse 182 00:07:21,000 --> 00:07:24,000 ailemden o kadar uzaklaşmadım. 183 00:07:26,000 --> 00:07:28,000 Peki, "bilimsel akıl"ın 184 00:07:28,000 --> 00:07:30,000 sanatta işi ne? 185 00:07:31,000 --> 00:07:32,000 Ben, çizgi roman yapmaya ve 186 00:07:32,000 --> 00:07:34,000 neredeyse eşzamanlı olarak çizgi romanı anlamaya çalışmaya başladım. 187 00:07:34,000 --> 00:07:37,000 Ve keşfettiğim en önemli şeylerden biri, 188 00:07:37,000 --> 00:07:39,000 çizgi romanın görsel bir araç olduğu 189 00:07:39,000 --> 00:07:43,000 ama içinde bütün duyuları bulundurmaya çalıştığı idi. 190 00:07:43,000 --> 00:07:47,000 Çizgi romanda bulunan, resim, kelimeler, farklı semboller 191 00:07:47,000 --> 00:07:50,000 ve aralarında kalan her şey gibi 192 00:07:50,000 --> 00:07:51,000 çeşitli öğelerin hepsi, 193 00:07:51,000 --> 00:07:53,000 tek görme duyusu aracılığıyla bize ulaşır. 194 00:07:53,000 --> 00:07:55,000 Öyleyse, benzerlik var ve 195 00:07:55,000 --> 00:07:58,000 fiziksel dünyaya benzeyen bir öğe bir kaç yöne doğru 196 00:07:58,000 --> 00:08:00,000 soyutlanabilir: 197 00:08:00,000 --> 00:08:02,000 benzerlikten soyutlanıp 198 00:08:02,000 --> 00:08:04,000 bütün anlamını saklayabilir; 199 00:08:04,000 --> 00:08:08,000 veya hem benzerlik hem de anlamdan soyutlanarak resim sahasına getirilebilir. 200 00:08:08,000 --> 00:08:10,000 Bu üç nokta, çizgi romanın 201 00:08:10,000 --> 00:08:13,000 görsel tarafınının sınırlarını beliren 202 00:08:13,000 --> 00:08:15,000 birer kutuptur. 203 00:08:15,000 --> 00:08:18,000 Sağa doğru giderseniz, dile ulaşacaksınız 204 00:08:18,000 --> 00:08:21,000 çünkü dil, benzerlikten daha ileri soyutlanarak elde alınır 205 00:08:21,000 --> 00:08:23,000 ama anlamı saklıyor. 206 00:08:24,000 --> 00:08:26,000 Görme, sesi teslim etmek 207 00:08:26,000 --> 00:08:29,000 ve ikisinin ortak özelliklerini ve mirasını 208 00:08:29,000 --> 00:08:31,000 anlamak için çağrılır. 209 00:08:31,000 --> 00:08:34,000 Bir de, görsel içinde sesin dokumunu teslim etmek, 210 00:08:34,000 --> 00:08:38,000 öz karakterini kavramak için. 211 00:08:39,000 --> 00:08:41,000 Çizgi romanda aynı zamanda görülen ile 212 00:08:41,000 --> 00:08:43,000 görülmeyen arasındaki denge var. 213 00:08:44,000 --> 00:08:46,000 Çizgi roman, çağrı-cevap şeması 214 00:08:46,000 --> 00:08:47,000 üzerinde kurulur: 215 00:08:47,000 --> 00:08:48,000 Sanatçı size, pano içinde göreceğiniz 216 00:08:48,000 --> 00:08:52,000 ve panolar dışında hayal edeceğiniz öğeleri verir. 217 00:08:53,000 --> 00:08:55,000 Bir de çizgi roman görmesinin 218 00:08:55,000 --> 00:08:58,000 teslim ettiği başka bir duyu: zaman. 219 00:08:59,000 --> 00:09:02,000 Sıralama, çizgi romanın çok önemli yönüdür. 220 00:09:03,000 --> 00:09:05,000 Çizgi roman bir zaman haritasıdır. 221 00:09:06,000 --> 00:09:09,000 Ve bu zaman haritası, modern çizgi romana enerji veren unsurdur. 222 00:09:09,000 --> 00:09:12,000 Ben ise "belki başka biçimlere de enerji veriyor" 223 00:09:12,000 --> 00:09:14,000 diye düşündüm ve tarih içinde 224 00:09:14,000 --> 00:09:15,000 buldum. 225 00:09:16,000 --> 00:09:19,000 Aynı fikrin eskiçağ versiyonlarında 226 00:09:19,000 --> 00:09:22,000 aynı ilkeyi görebilirsiniz. 227 00:09:22,000 --> 00:09:24,000 Sanatsal biçim, mevcut teknolojiyle 228 00:09:24,000 --> 00:09:25,000 uyum içindedir, 229 00:09:25,000 --> 00:09:29,000 ister Mısır'daki Katibin Mezarı'nda olduğu gibi taş üzerine boya olsun, 230 00:09:29,000 --> 00:09:31,000 ister taş sütun boyunca yukarıya doğru giden yarım kabartma olsun, 231 00:09:32,000 --> 00:09:34,000 ister 60 metre uzunluğunda nakış olsun, 232 00:09:34,000 --> 00:09:36,000 ister 88 akordeonvari katlanmış sayfa boyunca 233 00:09:36,000 --> 00:09:39,000 uzanan geyik derisi ve ağaç kabuğu olsun. 234 00:09:39,000 --> 00:09:41,000 İlginç olan şudur ki, 235 00:09:41,000 --> 00:09:43,000 matbaanın keşfinden, yani 1450'den itibaren 236 00:09:43,000 --> 00:09:45,000 tüm modern çizgi roman teknikleri görülmeye başlar: 237 00:09:45,000 --> 00:09:47,000 düz çizgili pano sıralanması, 238 00:09:47,000 --> 00:09:49,000 basit tonsuz çizgi çizmeler, 239 00:09:49,000 --> 00:09:52,000 soldan sağa okuma sırası. 240 00:09:53,000 --> 00:09:54,000 Ve 100 yıl içinde 241 00:09:54,000 --> 00:09:57,000 artık balonları ve başlıkları fark etmeye başlarsınız. 242 00:09:58,000 --> 00:10:00,000 Ve bu resimlerle çağımızın çizgi romanı arasında mesafe çok kısadır. 243 00:10:01,000 --> 00:10:03,000 1993'te bunun üzerine bir kitap yazdım 244 00:10:03,000 --> 00:10:05,000 ve kitabı bitirecekken 245 00:10:05,000 --> 00:10:06,000 biraz dizgi yapmam gerekiyordu 246 00:10:06,000 --> 00:10:08,000 ve bitişikteki kırtasiyeye gitmekten usandığım için 247 00:10:08,000 --> 00:10:10,000 bilgisayar aldım. 248 00:10:11,000 --> 00:10:14,000 Basit bir şeydi -- metin girişi dışında pek işe yaramıyordu -- 249 00:10:14,000 --> 00:10:17,000 ama babam bana, 70'lerde Moore Yasası'ndan 250 00:10:17,000 --> 00:10:20,000 bahsettiğinden geleceğin farkındaydım. 251 00:10:21,000 --> 00:10:23,000 Dolayısıyla gözlerimi dört açıp 252 00:10:23,000 --> 00:10:25,000 matbaa öncesi çizgi romanından matbaa dönemi çizgi romanına 253 00:10:25,000 --> 00:10:28,000 geçişte olduğu gibi, matbaa sonrası çizgi romanına geçtiğimizde 254 00:10:28,000 --> 00:10:31,000 çizgi romanın aynı şekilde değişip değişmeyeceğini görmeye çalıştım. 255 00:10:31,000 --> 00:10:33,000 İleri sürülen ilk savlardan biri, 256 00:10:33,000 --> 00:10:35,000 çizgi romanın görsel tarafının 257 00:10:35,000 --> 00:10:37,000 o günlerde yapılan CD-ROM'ların ses, hareket ve interaktifliğiyle 258 00:10:37,000 --> 00:10:39,000 karıştırılabilmesi oldu. 259 00:10:39,000 --> 00:10:41,000 Bu İnternet öncesinde bile oldu. 260 00:10:41,000 --> 00:10:42,000 Ve yaptıkları ilk şeylerden biri, 261 00:10:42,000 --> 00:10:44,000 çizgi roman sayfasını olduğu gibi alarak 262 00:10:44,000 --> 00:10:45,000 ekrana taşımaları oldu. 263 00:10:45,000 --> 00:10:47,000 Bu da klasik McLuhan'vari bir hataydı: 264 00:10:48,000 --> 00:10:51,000 Önceki teknolojinin biçimini, yeni teknolojinin 265 00:10:51,000 --> 00:10:53,000 içeriği olarak kabul ettiler. 266 00:10:53,000 --> 00:10:54,000 Öyleyse, 267 00:10:54,000 --> 00:10:56,000 basılmış çizgi roman sayfalarına benzeyen çizgi roman sayfaları vardı 268 00:10:56,000 --> 00:10:59,000 ve bu sayfalara ses ve hareket eklediler. 269 00:11:00,000 --> 00:11:02,000 Ama şöyle bir sorun ortaya çıktı: Bu temel fikrindeysen 270 00:11:02,000 --> 00:11:05,000 yani çizgi romanda mekanın zaman ile eşit olduğu fikrindeysen, 271 00:11:05,000 --> 00:11:07,000 ve içine birer zamansal olgu olan ve sadece zaman içerisinde 272 00:11:07,000 --> 00:11:11,000 var olabilen ses ve hareket koyarsan, 273 00:11:11,000 --> 00:11:16,000 bunlar çizgi romanın akıcılığıyla çarpışıyor. 274 00:11:17,000 --> 00:11:18,000 İnteraktiflik başka bir şeydi. 275 00:11:18,000 --> 00:11:19,000 Hipermetin çizgi romanı da vardı. 276 00:11:19,000 --> 00:11:20,000 Ama hipermetinde 277 00:11:20,000 --> 00:11:23,000 ya her şey buradadır, ya burada değildir, ya da buraya bağlıdır: 278 00:11:23,000 --> 00:11:25,000 Hipermetin, derinlemesine gayri mekansaldır. 279 00:11:25,000 --> 00:11:28,000 Abraham Lincoln'dan Lincoln penny'ye, 280 00:11:28,000 --> 00:11:30,000 Penny Marshall'a, Marshall Planı'na, 281 00:11:30,000 --> 00:11:31,000 "Plan 9"a, dokuz yaşama mesafe, 282 00:11:31,000 --> 00:11:33,000 hep aynıdır. 283 00:11:33,000 --> 00:11:34,000 (Gülüşmeler) 284 00:11:34,000 --> 00:11:36,000 Fakat çizgi romanda 285 00:11:37,000 --> 00:11:39,000 eserin her tarafının, her öğesinin 286 00:11:40,000 --> 00:11:43,000 daima her diğer öğesine mekansal bir bağlılığı vardır. 287 00:11:43,000 --> 00:11:44,000 Ve şu soru belirdi: 288 00:11:44,000 --> 00:11:47,000 Bu mekansal bağlılığı muhafaza etmenin ve 289 00:11:47,000 --> 00:11:49,000 aynı zamanda dijital çağın bize sunduğu tüm fırsatlardan 290 00:11:49,000 --> 00:11:51,000 istifade etmenin bir yolu var mı? 291 00:11:51,000 --> 00:11:53,000 Ben kendi kişisel cevabımı size göstermiş olduğum 292 00:11:53,000 --> 00:11:55,000 eski çağ çizgi romanlarda buldum. 293 00:11:56,000 --> 00:11:59,000 Onlardan her birisinde, tek, aralıksız okuma çizgisi var, 294 00:11:59,000 --> 00:12:01,000 ister duvarlar üzerinde zikzak olsun, 295 00:12:01,000 --> 00:12:03,000 ister sütun boyunca yükselen helezon olsun, 296 00:12:03,000 --> 00:12:06,000 ister soldan sağa, ister 88 akordeonvari sayfa boyunca 297 00:12:06,000 --> 00:12:08,000 geriye giden zikzak olsun. 298 00:12:08,000 --> 00:12:10,000 Bütün bunlarda aynı şey oluyor, ki bu temel bir fikirdir: 299 00:12:11,000 --> 00:12:13,000 Mekan içinde hareket ettikçe, zaman içinde de hareket ediyorsun fikri, 300 00:12:13,000 --> 00:12:15,000 istisna olmaksızın beliriyor. 301 00:12:15,000 --> 00:12:18,000 İstisnalar, matbaa ile birlikte başladı. 302 00:12:18,000 --> 00:12:21,000 Bitişik yerler, bitişik anlar değildi artık 303 00:12:21,000 --> 00:12:24,000 ve çizgi romanın temel fikri reddediliyordu tekrar tekrar, 304 00:12:24,000 --> 00:12:25,000 tekrar tekrar. 305 00:12:25,000 --> 00:12:26,000 Ben de şöyle düşündüm: 306 00:12:26,000 --> 00:12:28,000 Peki, bu doğruysa günümüzün matbaasının 307 00:12:29,000 --> 00:12:31,000 ötesine giderek bunu geri getirmemizin 308 00:12:31,000 --> 00:12:33,000 bir yolu var mı? 309 00:12:34,000 --> 00:12:36,000 Şimdi ekran, teknik olarak sayfa kadar 310 00:12:37,000 --> 00:12:39,000 sınırlıdır, değil mi? 311 00:12:39,000 --> 00:12:41,000 Şekli farklıdır ama bunun dışında 312 00:12:41,000 --> 00:12:43,000 aynı temel sıralama söz konusudur. 313 00:12:43,000 --> 00:12:46,000 Ama bu yalnızca ekrana sayfa muamelesi yaparsanız geçerlidir. 314 00:12:47,000 --> 00:12:49,000 Ekranı bir pencere olarak görürseniz, geçerli değildir. 315 00:12:50,000 --> 00:12:52,000 Ve ben şunu teklif ettim: Belki çizgi romanları sonsuz bir tuval 316 00:12:52,000 --> 00:12:53,000 üzerinde yapabilirdik, 317 00:12:54,000 --> 00:12:58,000 X ve Y eksenleri ve merdivenler boyunca. 318 00:12:59,000 --> 00:13:01,000 Kelimenin tam anlamıyla döngüsel hikayeler kurabilirdik. 319 00:13:01,000 --> 00:13:04,000 Hikayede kelimenin tam anlamıyla dönüşleri yapabilirdik. 320 00:13:05,000 --> 00:13:07,000 Gerçekten paralel olacak paralel anlatılar. 321 00:13:09,000 --> 00:13:11,000 X, Y, bir de Z. 322 00:13:12,000 --> 00:13:14,000 Geç 1990'larda bütün bu sezilerim vardı 323 00:13:14,000 --> 00:13:17,000 Ve meslektaşlarım beni oldukça çılgın sandı 324 00:13:18,000 --> 00:13:20,000 ama pek çok kişi, devam ederek sezdiklerimi gerçekleştirdi. 325 00:13:20,000 --> 00:13:22,000 Şimdi bir kaç örnek göstereceğim. 326 00:13:23,000 --> 00:13:26,000 Jason Lex adındaki meslektaşımın yaptığı erken bir kolaj çizgi roman bu. 327 00:13:30,000 --> 00:13:32,000 Burada neyin olup bittiğini fark edin. 328 00:13:32,000 --> 00:13:34,000 Benim aradığım, hepimizin aradığı şey, 329 00:13:34,000 --> 00:13:36,000 kalıcı bir değişimdir. 330 00:13:36,000 --> 00:13:38,000 Medya bu yeni çağa girerken 331 00:13:38,000 --> 00:13:41,000 biz değişimleri arıyoruz, 332 00:13:41,000 --> 00:13:45,000 kalıcı, kalma gücü olan değişimleri. 333 00:13:45,000 --> 00:13:49,000 Şimdi bu basit fikri, görsel bir araç içerisinde çizgi romanı sunma fikrini benimseyip 334 00:13:49,000 --> 00:13:52,000 çizgi romana başından sonuna kadar görsel araç muamelesi yapıyoruz. 335 00:13:52,000 --> 00:13:54,000 Biraz önce gördüğünüz çizgi romanın bütünü 336 00:13:54,000 --> 00:13:56,000 şu an ekranda. 337 00:13:56,000 --> 00:13:59,000 Gerçi onu yalnızca küçük parçalarla algılayabiliyoruz ama 338 00:13:59,000 --> 00:14:01,000 bu, teknolojinin şu an bulunduğu yerden dolayı böyledir. 339 00:14:01,000 --> 00:14:03,000 Teknoloji geliştiği, 340 00:14:03,000 --> 00:14:06,000 tamamen kaptıran görünüşleri ve bilmem neleri elde ettiğimiz sürece 341 00:14:06,000 --> 00:14:08,000 bu gibi şeyler de gelişecektir. 342 00:14:08,000 --> 00:14:10,000 Benimsenecek, 343 00:14:10,000 --> 00:14:12,000 çevresine uydurulacak: 344 00:14:12,000 --> 00:14:14,000 Kalıcı bir değişim olacak. 345 00:14:15,000 --> 00:14:17,000 Başka bir çizgi romanı göstereceğim size. Drew Weing'in yaptığı, 346 00:14:17,000 --> 00:14:18,000 adı 347 00:14:18,000 --> 00:14:20,000 "Pop, Evrenin Isıl Ölümü Üzerine Kafa Yoruyor" olan bir çizgi roman. 348 00:14:46,000 --> 00:14:47,000 Burada neyin olup bittiğine bakın: 349 00:14:48,000 --> 00:14:51,000 Sonsuz tuval üzerinde çizdiğimizde 350 00:14:53,000 --> 00:14:56,000 aracın kendisiyle ilgili saf bir dışavurum 351 00:14:57,000 --> 00:14:59,000 yaratıyoruz. 352 00:15:04,000 --> 00:15:06,000 Bunu çabuk gözden geçireceğiz: Anlıyorsunuzdur. 353 00:15:06,000 --> 00:15:08,000 Son panoya gelmek istiyorum sadece... 354 00:15:14,000 --> 00:15:17,000 (Gülüşmeler) 355 00:15:17,000 --> 00:15:18,000 Buyurun. 356 00:15:20,000 --> 00:15:22,000 (Gülüşmeler) 357 00:15:25,000 --> 00:15:28,000 (Gülüşmeler) 358 00:15:31,000 --> 00:15:32,000 Bir tane daha. 359 00:15:34,000 --> 00:15:36,000 Hani sonsuz tuval. 360 00:15:37,000 --> 00:15:39,000 Daniel Merlin Goodbrey adlı bir İngiliz tarafından yapıldı. 361 00:15:40,000 --> 00:15:42,000 Peki, bu niçin önemli? 362 00:15:43,000 --> 00:15:45,000 Bence, medya, 363 00:15:46,000 --> 00:15:47,000 tüm medya, bize 364 00:15:48,000 --> 00:15:51,000 dünyamıza geri bakan bir pencere verdiği için önemlidir. 365 00:15:51,000 --> 00:15:53,000 Şimdi, belki bir gün filmler, 366 00:15:53,000 --> 00:15:56,000 nihayet de sanal gerçeklik veya bir karşılığı, 367 00:15:56,000 --> 00:15:58,000 yani bizi tamamen kaptıran bir araç, 368 00:15:58,000 --> 00:16:03,000 bize bulunduğumuz dünyadan en etkili kaçış yolunu verecektir. 369 00:16:03,000 --> 00:16:06,000 Çoğu insanın hikaye anlatmaya başvurmasının nedeni, kaçma isteğidir zaten. 370 00:16:06,000 --> 00:16:09,000 Ama medya bize, yaşadığımız dünyaya geri 371 00:16:09,000 --> 00:16:12,000 bakan bir pencere veriyor. 372 00:16:13,000 --> 00:16:15,000 Ve medya geliştikçe 373 00:16:16,000 --> 00:16:21,000 kimliği giderek daha çok benzersiz olmaya başlar. 374 00:16:21,000 --> 00:16:24,000 Çünkü şu an küplü çizgi romana bakıyorsunuz. 375 00:16:24,000 --> 00:16:27,000 Her zamankinden daha çok kendine özgü bir çizgi romana bakıyorsunuz. 376 00:16:28,000 --> 00:16:31,000 Böyle bir şey olunca insanlara, dünyaya çeşitli pencerelerden 377 00:16:31,000 --> 00:16:34,000 geri dönmenin çok fazla yolunu veriyorsunuz. 378 00:16:35,000 --> 00:16:38,000 Ve bunu yaptığınızda onlara dünyaya düzen verme fırsatını, 379 00:16:38,000 --> 00:16:40,000 dünyanın şeklini görme fırsatını veriyorsunuz. 380 00:16:40,000 --> 00:16:42,000 Bu yüzden bunun önemli olduğunu düşünüyorum. 381 00:16:42,000 --> 00:16:44,000 Bu, bir çok nedenden biri ama şimdi gitmem lazım. 382 00:16:44,000 --> 00:16:45,000 Teşekkürler.