Nükleer enerjiyi kullanmayı bırakmak için üç sebep. Bir: nükleer silahların yaygınlaşması Nükleer teknoloji dünya sahnesine şiddetli bir giriş yaptı: 1944'te Dünyanın ilk nükleer test patlamasının ardından iki büyük şehir sadece iki bomba ile yok edildi. Bundan sonra, reaktör teknolojisi yavaşça elektrik üretimi için kullanlmaya başlandı ama hep nükleer silah teknolojisiyle içten içe bağlantılıydı. Nükleer teknolojiye erişmeden nükleer silah yapmak imkansızdı. Silahların yaygınlaşmasını engellemeyi amaçlayan bir anlaşma olan Nükleer Silahların Yaygınlaşmasını Engelleme Anlaşması başarılı olamadı 40 yılda 5 ülke kendi silahlarını üretti Asıl sorun barışçıl nükleer kullanımını nükleer silah programından ayırt etmek son derece zor. 1970'lerde büyük nükleer güçler barışçıl teknolojilerini küçük ülkelere satıyorlardı, onlar da kendi silahlarını geliştiriyordu Ölümcül nükleer silahlara giden yol barışçıl nükleer santrallerden geçiyordu. İki: nükleer atık ve kirlilik sorunu Tüketilmiş nükleer yakıtlar sadece radyoaktif değil, aynı zamanda plütonyum gibi zehirli kimyasal elementler içeriyor. Zararını ise yavaşça 10.000'lerce yılda kaybediyor. Ayrıca yakıt işleme denilen plütonyumun atık yakıttan ayrıştırılma süreci iki amaçla kullanılıyordu: nükleer silah üretmek, ya da yeni yakıt olarak kullanabilmek, ama şu anda yakıt olarak kullanacak reaktörümüz yok. Bir miligram sizi öldürür; birkaç kilogram atom bombası yapar; Almanya gibi silahsız ülkelerde bile ortalıkta tonlarca atık var Çünkü yeniden işlemenin başarılı olacağı umulmuştu, ama olmadı, ellerinde kaldı. Tüm bu atıklar nereye gidecek peki? Okyanusa atmak yasaklanınca gömmeyi düşündüler ancak 10.000'lerce yıl güvenli kalacak bir yer bulunamadı. 30 ülkeden 100.000'lerce tonluk radyoaktif atık için kalıcı depo kurmaya niyetlenen sadece bir ülke var: küçük Finlandiya. Üç: kazalar ve felaketler 60 yıllık nükleer kullanım sonunda reaktör ve atık depolarında 7 büyük kaza meydana geldi. Üçü sınırlı zarar verse de dördü doğaya ciddi radyoaktif salınım yaptı. 1957, 1987 ve 2011'de Rusya, Ukrayna Japonya'da çok miktarda toprak onlarca yıl insan yaşamına elverişsiz hale geldi. Ölüm sayıları saklansa da muhtemelen binlerce. Bu felaketler farklı reaktör tiplerinde, farklı ülkelerde ve farklı onyıllarda gerçekleşti. Rakamlara bakarak kendimize sorabiliriz, Dünya enerjisinin %10unu karşılamak uğruna her 30 yılda bir harap edici kaza yaşamaya değer mi? Oran %30 olsa her 10 yılda bir Fukuşima ya da Çernobil yaşamayı göze alacak mıyız? Buna razı mıyız? Hangi yeni toprak yaşanmaz hale gelmeli ki "yeter!" diyebilelim? Çizgimiz nedir? O halde nükleer enerjiyi kullanmalı mıyız? Riskler faydaları geçiyor, belki bu teknolojiyi bırakıp iyiliğimiz için daha iyilerine yönelmeliyiz.