Çok afedersiniz!
Hiç birisi esnedi diye
sizin de esnediğiniz oldu mu?
Aslında yorgun olmasanız da
aniden ağzınız ardına kadar açılır ve
kocaman bir esneme
gelir.
Bu fenomen bulaşıcı esneme olarak bilinir.
Bilim adamları bunun nedenini henüz tam olarak
açıklayamasalar da,
şu an üzerinde araştırma yapılan birçok kuram bulunmaktadır.
Bu kuramlardan en yaygın
birkaç tanesine bir göz atalım.
İlk olarak iki fizyolojik kuramla başlayalım ve
ardından bir psikolojik kuramla devam edelim.
İlk fizyolojik kuram
bulaşıcı esnemenin
belirli bir uyarıcıyı - ilk esnemeyi - takiben
harekete geçtiğini öne sürmektedir.
Buna sabit eylem yapısı adı verilir.
Sabit eylem yapısını bir çeşit refleks olarak düşünün.
Sizin esnemeniz benim de esnememe neden olur.
Yani domino etkisi gibi.
Bir kişinin esnemesi, eylemi gözlemleyen
civardaki diğer bir kişide de esnemeyi tetikler.
Bu refleks harekete geçtiğinde,
doğal akışını sürdürmesi gerekir.
Hiç esnerken kendinizi durdurmaya
çalıştınız mı?
Esasen bu mümkün değil!
Diğer bir fizyolojik kuram,
bilinçsiz taklit ya da bukalemun etkisi
olarak bilinir.
Bu durum başkasının davranışını farkında olmadan
taklit etmemiz sonucu ortaya çıkar:
üstü kapalı ve istem dışı bir taklitçi manevrası.
İnsanlar birbirlerinin tavırlarını taklit etmeye eğilimlidirler.
Bacak bacak üstüne atmış birisinin
karşısında oturuyorsanız,
siz de bacak bacak üstüne atabilirsiniz.
Bu kuram esneyen birisini gördüğümüzde,
o kişinin davranışını bilinçsizce
taklit ettiğimiz için
esnediğimizi öne sürmektedir.
Bilim adamları bukalemun etkisinin
ayna nöronlar olarak bilinen özel bir grup nöron sayesinde
mümkün olduğuna inanmaktadır.
Ayna nöronlar bir çeşit beyin hücresidir.
Bu hücreler, eylemi biz gerçekleştirdiğimizde de
aynı eylemi yapan birisini gözlemlediğimizde de
eşit ölçüde etkileşim gösterir.
Bu nöronlar öğrenme ve kişisel farkındalık
açısından önem taşır.
Örneğin, birisi tarafından gerçekleştirilen örgü örme veya
ruj sürme gibi fiziksel
bir eylemi izlemek,
aynı eylemleri daha doğru yapmamıza yardımcı olur.
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme, fMRG,
ile gerçekleştirilen nörolojik görüntüleme çalışmaları,
esneyen birisini gördüğümüzde veya
esneme sesi duyduğumuzda,
beyinde ayna nöronlarının
bulunduğu bölgede
hareketlenme olduğunu ve
bunun sonucunda bizim de aynı eylemi - esnemeyi -
gerçekleştirdiğimizi gösterir.
Psikolojik kuram da ayna nöronlarının
işleyişini içermektedir.
Bu kurama empatik esneme diyeceğiz.
Empati bir başkasının duygularını
anlama ve paylaşma
becerisidir:
bizim gibi sosyal hayvanlar için önemli bir beceri.
Son zamanlarda nörologlar
bir ayna nöron alt kümesinin
başkaları ile daha derinden empati kurmamıza
olanak sağladığını ortaya koymuştur.
Bilim adamları esnemeye karşı
verilen bu empatik tepkiyi,
önceden belirttiğimiz ilk kuramı, sabit eylem yapısını,
test ederken keşfetti.
Bu çalışma, köpeklerin salt insan esneme sesini
duyduklarında esneme rekleksi geliştirdiklerini
göstermek amacıyla hazırlandı.
Çalışmaları bunun doğru olduğunu kanıtlarken,
bilim adamları ilginç bir şey daha buldu.
Köpekler, yabancıların esneme seslerine oranla
sahiplerinin esneme seslerini
duyduklarında daha sık esniyorlardı.
Bu araştırmayı takiben,
insan ve primatlar üzerinde yapılan diğer çalışmalar da
bulaşıcı esnemenin yabancılara oranla
arkadaşlar arasında daha sık ortaya çıktığını gösterdi.
Aslında bulaşıcı esneme 4-5 yaşlarında,
çocuklar başkalarının duygularını kavrama
becerisini
geliştirmeye başladığında ortaya çıkar.
Bulaşıcı esnemenin bu empati kapasitesine
bağlı olduğunu kanıtlamaya çalışan
yeni bilimsel çalışmalar bulunsa da,
tam olarak ne olduğunu ortaya çıkarmak için
daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Cevap tamamen başka bir
kuramda da saklı olabilir.
Bir dahaki sefer esnediğinizde
bir dakika durun ve ne olduğunu bir düşünün.
Esneme hakkında mı düşünüyordunuz?
Yakınınızdaki biri esnedi mi?
Bu kişi bir yabancı mıydı, yoksa yakından tanıdığınız birisi miydi?
Şu anda esniyor musunuz?