WEBVTT 00:00:03.525 --> 00:00:05.785 Merhaba, ben Tony, Every Frame a Painting'i izliyorsunuz. 00:00:08.453 --> 00:00:10.293 Bazı film yapımcıları o kadar etkileyicidir ki 00:00:10.988 --> 00:00:13.238 nereye bakarsanız bakın, her yerde onların izlerini görürsünüz. 00:00:16.479 --> 00:00:19.499 Ben bu yapımcının çerçeve kullanımını Wes Anderson'ın işlerinde, 00:00:23.528 --> 00:00:26.048 akrobatik hareketleri ve stuntlarını Jackie Chan'de, 00:00:28.948 --> 00:00:31.221 ifadesiz duruşunu Bill Murray'de görüyorum. 00:00:34.861 --> 00:00:38.457 O, elbette ki Buster Keaton, üç büyük sessiz komedi ustasından biri. 00:00:39.150 --> 00:00:41.999 "O, şimdi anlamaya başladığımız gibi... 00:00:42.976 --> 00:00:47.676 ...sinema tarihindeki palyaçoların en büyüğüydü." 00:00:47.999 --> 00:00:49.116 Neredeyse 100 yılın ardından bile 00:00:49.347 --> 00:00:52.140 bence görsel komedi hakkında bize öğretecek çok şeyi var. 00:00:53.253 --> 00:00:56.215 Bugün, ustanın bir espiriyi nasıl oluşturduğuna bir bakalım. 00:00:56.968 --> 00:00:57.980 Hazır mıyız ? 00:01:00.327 --> 00:01:01.550 Başlayalım. 00:01:07.286 --> 00:01:10.189 Görsel komedi hakkında bilmeniz gereken ilk şey, 00:01:10.189 --> 00:01:12.286 hikayeyi hareketler aracılığıyla aktarmanız gerektiği 00:01:12.992 --> 00:01:14.323 Keaton görsel bir hikaye anlatıcısıydı ve diğer yönetmenlerin 00:01:14.406 --> 00:01:17.547 hikayelerini yazı kartlarıyla anlatmasından hiç hoşlanmazdı. 00:01:18.295 --> 00:01:21.175 - "Bir filmde ortalama 240 kart kulanılırdı... 00:01:21.525 --> 00:01:23.503 ... aşağı yukarı 240." 00:01:23.692 --> 00:01:27.346 - "Ortalama 240 mıydı ?" - "Evet ve ben en fazla 56 tane kullandım." 00:01:28.130 --> 00:01:30.855 Yazı kartlarından, jest ve pandomime odaklanarak kaçındı. 00:01:31.303 --> 00:01:34.212 Bu çekimde, ikisinin ne konuştuğunu asla bilemiyoruz. 00:01:34.840 --> 00:01:38.090 Bilmemiz gereken her şey masa ve vücut dilleri ile iletilmiş. 00:01:38.988 --> 00:01:40.532 "Ancak anlatmanız gerekiyor... 00:01:40.677 --> 00:01:44.056 seyirciyle geriye kalan tek yolla iletişim kurmalısınız." 00:01:45.667 --> 00:01:47.968 - "Hareket ile." - "Evet, hareket ile anlatabileceğimiz..." 00:01:48.243 --> 00:01:51.358 "...tüm yazı kartlarını, elimizden geldiğince ortadan kaldırdık." 00:01:52.098 --> 00:01:54.452 Keaton yaptığınız her jestin özgün olması gerektiğine inandı. 00:01:55.057 --> 00:01:56.416 Asla kendini tekrarlamadı. 00:02:00.141 --> 00:02:01.441 Her bir düşüş... 00:02:02.996 --> 00:02:04.011 yaratıcılık için... 00:02:05.598 --> 00:02:06.814 bir fırsattı. 00:02:08.336 --> 00:02:10.456 Hareketi hallettikten sonra ikinci probleme geliyoruz. 00:02:11.231 --> 00:02:12.587 Kamerayı nereye koyacaksın ? 00:02:18.447 --> 00:02:20.999 Görsel espiriler genellikle tek bir acıdan çalışır. 00:02:22.073 --> 00:02:23.254 Eğer açıyı değiştirirsen... 00:02:24.174 --> 00:02:26.602 espiriyi değiştirirsin ve eskisi gibi işlemeyebilir. 00:02:27.719 --> 00:02:29.499 Doğru açıyı bulmak, deneme yanılma meselesidir. 00:02:30.238 --> 00:02:33.603 Şimdi aynı espriye iki olası açıyla yerleştirilmiş kameralardan bakalım. 00:02:33.986 --> 00:02:34.994 İşte birincisi. 00:02:42.746 --> 00:02:43.855 ve ikincisi. 00:02:52.270 --> 00:02:54.587 Birinci açıda, fark edeceğiniz gibi araba çerçevenin büyük kısmını kaplıyor 00:02:54.694 --> 00:02:57.369 ve Buster arkasını dönene kadar onu düzgün bir şekilde göremiyoruz. 00:02:58.923 --> 00:03:01.092 Ancak ikinci açıda, araba arka plana yerleştirilmiş 00:03:01.828 --> 00:03:03.507 ve yüzünü her zaman doğrudan görebiliyoruz. 00:03:04.166 --> 00:03:07.054 Onun neler olduğunu bilmediği ama bizim bildiğimiz bu an... 00:03:07.607 --> 00:03:09.176 ... buradan çok daha güzel görünüyor. 00:03:10.366 --> 00:03:12.811 Ve birinci açıda, çerçeve ilgimizi dağıtıyor 00:03:13.107 --> 00:03:16.534 Gözlerimiz yüzüne ve tabelaya aynı anda bakmak istiyor. 00:03:17.251 --> 00:03:18.594 Ama düzenlendikten sonra... 00:03:19.410 --> 00:03:20.496 Doğal olarak ona bakıyoruz... 00:03:21.643 --> 00:03:22.513 sonra tabelaya... 00:03:23.038 --> 00:03:23.870 sonra tekrar ona. Daha iyi. 00:03:28.891 --> 00:03:30.880 Şimdi üçüncü soruya geliyoruz... 00:03:31.601 --> 00:03:33.153 Bu dünyanın kuralları neler ? 00:03:35.570 --> 00:03:38.548 Buster'ın dünyası düz ve tek bir kuralla yönetiliyor. 00:03:42.746 --> 00:03:46.269 Eğer kamera göremiyorsa, karakterler de göremiyordur. 00:03:47.263 --> 00:03:49.921 Buster'ın dünyasında, karakterler çerçevenin kenarlarıyla 00:03:50.390 --> 00:03:52.020 ve bize, seyirciye görünür olan ile sınırlıdır. 00:03:53.844 --> 00:03:57.439 Bu, görsel olarak anlamlı ama mantıksız espiriler 00:03:57.681 --> 00:03:59.629 yapmasına olanak tanır. 00:04:00.163 --> 00:04:02.306 Esprilerinin çoğu, düz bir dünyadaki insan hareketleriyle ilgilidir. 00:04:02.978 --> 00:04:04.031 Sağa gidebilir... 00:04:05.214 --> 00:04:06.633 Sola gidebilir... 00:04:07.347 --> 00:04:08.653 Yukarı... 00:04:09.424 --> 00:04:10.832 Aşağıya 00:04:11.428 --> 00:04:13.006 Lensten uzağa.... 00:04:13.448 --> 00:04:14.819 ya da lense doğru. 00:04:15.356 --> 00:04:16.784 Tanıdık geldi mi ? 00:04:17.018 --> 00:04:19.764 - "Kadın öldürüldü ve benim yaptığımı düşünüyorsunuz." 00:04:21.639 --> 00:04:22.788 - "Hey!" 00:04:24.461 --> 00:04:27.276 Wes Anderson gibi Buster Keaton da mizahı geometride buldu. 00:04:31.258 --> 00:04:34.203 Sıklıkla kamerayı uzağa yerleştirdi ki şakanın şekli görülebilsin. 00:04:34.987 --> 00:04:36.651 Çemberler... 00:04:37.346 --> 00:04:38.866 üçgenler... 00:04:39.488 --> 00:04:40.509 paralel çizgiler... 00:04:41.203 --> 00:04:43.654 ve elbette ki çerçevenin şekli, dikdörtgenleri kullandı. 00:04:45.935 --> 00:04:50.163 Bence bu gösterim harika çünkü, seyirciyi çerçeveye bakmaya 00:04:50.423 --> 00:04:52.129 ve mizahı kendileri görmeye teşvik ediyor. 00:04:52.546 --> 00:04:54.423 Bu sahnede, gözlerinizin nereye baktığını düşünün. 00:04:59.173 --> 00:05:00.025 Şimdi nerede? 00:05:02.162 --> 00:05:04.329 Bu esprilerden bazıları vaudevilleden* köken alır 00:05:04.395 --> 00:05:06.399 ve sihirbazlık numaraları gibi tasarlanmıştır. 00:05:11.903 --> 00:05:13.235 Ve tüm harika numaralar gibi 00:05:13.650 --> 00:05:15.609 eğlencenin bir kısmı nasıl yapıldığını anlamaya çalışmaktır. 00:05:19.226 --> 00:05:22.893 Keaton böyle esprilerle ünlenmişti Onlara "imkansız espriler" diyordu. 00:05:25.618 --> 00:05:27.949 Onlar en yaratıcı ve gerçeküstü esprilerini oluşturuyordu. 00:05:30.348 --> 00:05:32.272 Ancak bir hikayeci olarak onları sorunlu bulurdu 00:05:32.351 --> 00:05:33.751 çünkü bu espriler dünyasının kurallarını bozuyordu. 00:05:34.691 --> 00:05:39.382 - "Çizgifilm esprileri dediğimiz imkansiz esprileri yapmayı bırakmalıydık" 00:05:39.614 --> 00:05:42.549 - "Uzun metrajlı filmler yapmaya başladıktan sonra hepsinden kurtulduk." 00:05:43.528 --> 00:05:47.141 - "İnanılabilir olmalıydı yoksa hikayeniz tutunamazdı." 00:05:48.310 --> 00:05:51.282 O da, bunun yerine doğal espriler dediği şeye odaklandı. 00:05:52.223 --> 00:05:55.477 Espri, karakter ve durumdan doğal olarak ortaya çıkıyordu. 00:05:56.166 --> 00:05:57.711 Kapıyla yaptıklarını düşünün. 00:06:04.079 --> 00:06:06.074 Keaton görsel komedi için... 00:06:06.208 --> 00:06:08.327 kendini doğaçlamaya açık tutman gerektiğini iddia etti. 00:06:09.152 --> 00:06:11.967 - "Ne kadarı planlıydı, ne kadarı yaparken ortaya çıkıyordu ?" 00:06:12.203 --> 00:06:13.954 - "Ne kadarı doğaçlamaydı yani ?" 00:06:14.248 --> 00:06:16.950 - "Kural olarak filme başlamadan... 00:06:17.206 --> 00:06:19.914 ...yüzde ellisi aklında olur... 00:06:20.934 --> 00:06:23.336 ....gerisini yaparken geliştirirsin." 00:06:23.979 --> 00:06:26.007 Bazen çok sevdiği bir espri bulur, 00:06:26.272 --> 00:06:27.976 ona sonradan gönderme yapardı. 00:06:30.173 --> 00:06:33.066 Bazı zamanlar, önceden planladığı, espriler o gün işlemezdi. 00:06:34.113 --> 00:06:35.937 O da onlardan kurtulurdu... 00:06:36.116 --> 00:06:38.274 - "...çünkü ayakta kalmıyorlardı ve düzgün işlemiyorlardı." 00:06:38.963 --> 00:06:40.763 - "Ardından kazara olanlar gelirdi." 00:06:42.159 --> 00:06:43.874 Bu atlayışı yapması gerekiyordu. 00:06:44.063 --> 00:06:45.241 Ancak kaçırdığına göre... 00:06:45.350 --> 00:06:47.170 Hatayı tutmaya ve üzerine inşa etmeye kadar verdi. 00:06:48.985 --> 00:06:52.375 - "Bu kadar iyi bir sahneyi ikinci seferde nadiren alırsın." 00:06:52.696 --> 00:06:54.065 - "Genellikle ilk seferde alıyorduk." 00:06:54.762 --> 00:06:56.212 - "Belki de bu geçen akşam... 00:06:56.326 --> 00:06:58.356 ...salonda o kadar çok kahkaha olmasının sebeplerinden biridir." 00:06:58.635 --> 00:07:00.466 - "Demek istediğim, genç insanlar ve ben 00:07:00.688 --> 00:07:03.066 ...gördüğümüz şeyin şu anda olduğunu hissediyorduk." 00:07:05.206 --> 00:07:06.899 - "Sadece bir kere olduğunu... 00:07:06.899 --> 00:07:08.963 ...daha önceden tekrar tekrar tekrar yapılan bir şey olmadığını." 00:07:09.556 --> 00:07:11.092 Ve bu bizi Buster Keaton ile ilgili son şeye getiriyor. 00:07:11.894 --> 00:07:12.882 En ünlü kuralı. 00:07:16.489 --> 00:07:17.667 Asla sahte bir espri yapma. 00:07:18.735 --> 00:07:21.436 Keaton için, seyirciyi gördüklerinin gerçek olduğuna... 00:07:21.551 --> 00:07:23.005 ...inandırmanın tek bir yolu vardı. 00:07:23.627 --> 00:07:25.737 Gerçekten yapmak zorundaydı... 00:07:27.939 --> 00:07:29.341 ....kesmeden. 00:07:29.739 --> 00:07:31.229 Bu kurala o kadar bağlıydı ki bir keresinde... 00:07:31.398 --> 00:07:33.422 "Ya tek seferde çekeriz... 00:07:37.657 --> 00:07:39.652 ya da espriyi çıkarırız." dedi. 00:07:40.477 --> 00:07:43.155 İşte bu yüzden neredeyse 100 yıl sonra bile canlı. 00:07:43.968 --> 00:07:46.036 Sadece yeteneğiyle değil dürüstlüğü sayesinde. 00:07:47.079 --> 00:07:48.498 Bu gerçekten o. 00:07:50.446 --> 00:07:52.815 Teknolojideki hiçbir gelişme bunu taklit edemez. 00:07:53.742 --> 00:07:56.847 Şimdi bile, yapımcılar gerçekten yaptığında büyüleniyoruz. 00:07:57.458 --> 00:08:00.148 Bence 95 yıl önce daha iyisini yaptı. 00:08:01.359 --> 00:08:04.150 Başkalarının ona gösterdiği hürmeti kaç defa görürsek görelim.... 00:08:16.921 --> 00:08:18.658 Hiçbir şey gerçek olanı yenemez. 00:08:21.288 --> 00:08:24.038 Çeviren Hüseyin Aybar