WEBVTT 00:00:50.880 --> 00:00:56.640 Antik çağlardan modern zamanlara kadar dünyanın en büyük ruhani liderleri, 00:00:56.640 --> 00:01:01.440 varlığımızın en derin gerçeğinin belirli bir dine veya 00:01:01.760 --> 00:01:06.880 ruhani geleneğe ait olmadığı, ancak her insanın 00:01:06.880 --> 00:01:10.400 kalbinde bulunabileceğini söylemeye çalıştılar. 00:01:20.640 --> 00:01:28.960 Şair Rumi, derki ''nerede o asla doğmayan ve batmayan Ay nerede.?'' 00:01:28.960 --> 00:01:36.640 Nerede biz ve biz olmadan yaşayan o ruh nerede? Burada ya da oradadır deme. 00:01:36.640 --> 00:01:45.920 Görebilen gözler için tüm varoluş sadece "O" dur. 00:02:49.920 --> 00:02:55.350 Babil Kulesi'nin hikayesinde insanlık sayısız parçalara ayrıldı 00:02:55.350 --> 00:03:04.250 diller, inançlar, kültürler ve ilgi alanlarına kadar. Babil, kelimenin tam anlamıyla "Tanrı'nın kapısı" anlamına gelir. 00:03:04.250 --> 00:03:15.510 Kapı bizim düşüncemizdir - koşullanmış kalıplarımızdır. kendi 00:03:15.510 --> 00:03:22.110 gerçek doğasını fark eden, benliğinin ve formun ötesindeki özünü arayanlar için, onlar 00:03:22.110 --> 00:03:28.400 kapının ardında yatan o büyük sırra kabul edilmişlerdir. 00:03:35.250 --> 00:03:43.080 Eski bir efsane, fil efsanesinde, çeşitli geleneklerin tümü aslında 00:03:43.080 --> 00:03:50.490 tek büyük 'gerçek' olana değindiğinden bahseder. Bir grup kör insanların 00:03:50.490 --> 00:03:56.280 her biri filin farklı yerlerine dokunarak, filin aslen ne olduğuyla ilgili her yerinden farklı 00:03:56.280 --> 00:04:04.020 izlenimler alıyorlardı. filin bacağından sarkan kişi fil bir ağaç 00:04:04.020 --> 00:04:11.400 gibidir der. Kuyrukta sarkan kişi fil bir halat gibidir der. 00:04:11.400 --> 00:04:20.488 Fil dişinde duran biri, fil bir mızrak gibidirder. filin 00:04:20.488 --> 00:04:25.730 kulağına dokunursan , fil bir yelpaze gibidir der. 00:04:26.000 --> 00:04:34.340 Yan tarafa dokunan kişi ise filin duvar gibi olduğunu idda eder. 00:04:34.340 --> 00:04:39.980 Sorun şu ki; biz fildeki kendi parçamıza dokunuyor ve kendi deneyimlerimizin 00:04:39.980 --> 00:04:47.510 tek gerçek olduğuna inanıyoruz. Herbirinin deneyiminin, Tek bir hayvandaki farklı birer 00:04:47.510 --> 00:04:53.920 tezahürü olduğunu kabul etmiyor ve saygı duymuyoruz. 00:05:16.690 --> 00:05:22.250 kadim felsefe aslında bütün spirituallığı anlama ve bütün dinsel geleneklerin 00:05:22.250 --> 00:05:29.000 tek evrensel gerçeğini kapsadığını paylaşıyor. Tüm manevi 00:05:29.000 --> 00:05:34.610 bilgilerin ve öğretilerin temelinde mistik veya 00:05:34.610 --> 00:05:44.839 mutlak gerçek yeşerir. 00:05:45.920 --> 00:05:52.400 Swami Vivekananda bu kadim öğretiyi şöyle diyerek özetledi "Bütün dinlerin son bulması 00:05:52.400 --> 00:05:59.870 yaratıcıyı ruhta keşfetmektir. Bu tek evrensel dindir" 00:05:59.870 --> 00:06:08.300 Bu filmde Yaratıcı kelimesi ; sınırlı egosal zihnin ötesindeki büyük 00:06:08.300 --> 00:06:16.160 gizeme, mutlak gerçekliğe değinmek için kullandığımız basit bir metafordur. 00:06:16.160 --> 00:06:23.870 Kişinin gerçek benliğini ya da tinselliğini gerçekleştirmek, ilahi doğasını gerçekleştirmektir. 00:06:23.870 --> 00:06:31.310 Her ruh, onu uykusundan ve benlik formundan uyandırmak için yeni bir yüksek bilinç seviyesini ortaya çıkarma 00:06:31.310 --> 00:07:04.170 Potansiyeline sahiptir. 00:07:04.320 --> 00:07:11.380 Yazar ve vizyon sahibi Aldous Huxley, "Cesur Yeni Dünya" adlı kitabıyla tanınır. 00:07:11.380 --> 00:07:16.480 ayrıca "kadim felsefe" başlıklı bir kitap yazmıştır. Yazdığı bu kitapta, 00:07:16.480 --> 00:07:22.240 tarihte ard arda süregelen öğretinin , bir kültürde form alarak 00:07:22.240 --> 00:07:28.960 gerçekleştirildiğinden bahis eder. Kadim felsefe, 00:07:29.020 --> 00:07:36.400 sanskrit dilindeki en özlü ifadeyle "Tat Tvam Asi"; "O Thou Art." formülüdür. 00:07:36.400 --> 00:07:45.130 Atman veya içsel ebedi benlik Brahman ile bir, tüm varlıkların 00:07:45.130 --> 00:07:50.830 kesin prensibi ve her insanın varoluşu 00:07:50.880 --> 00:08:00.140 kendi gerçeğini keşfetmesi içindir. Gerçek anlamda kim olduğumuzu bulmaktır. 00:08:06.320 --> 00:08:12.840 Her gelenek, aynı geleneği yansıtan benzersiz bir bakış açısı na sahip olan 00:08:12.940 --> 00:08:19.830 tek gerçeğin farklı bir yüzü gibidir , aynı zamanda yankılanan ve birbirlerini aydınlatan. 00:08:19.830 --> 00:08:26.080 Dili ve anlayış çerçevesi ne olursa olsun tüm dinler aynı kadim bilgiyi yansıtır 00:08:26.080 --> 00:08:31.029 hepimizden daha büyük olanın katında, benlik bilincimizin de ötesinde hepimizin 00:08:31.029 --> 00:08:35.849 tek bir ırk olduğu. 00:09:08.800 --> 00:09:15.200 öğretilerinin bütününden, bir ya da daha çok kaynaktan onlarla kimlikleştirme 00:09:15.200 --> 00:09:22.560 duygusuna kapılmadan bilgi alabiliriz. Manevi öğretiler basitçe 00:09:22.600 --> 00:09:28.940 kadim gerçeğe parmakla işaret eder. Hepsinin doğru bilgi olduğu söyleniyor. 00:09:28.960 --> 00:09:34.720 Eğer biz konforumuz için öğretiye, dogmaya tutunursak, manevi evrimimizde 00:09:34.720 --> 00:09:42.720 sersemlemiş olacağız. herhangi bir öğretinin ardındaki asıl olanı gerçekleştirerek 00:09:42.720 --> 00:09:50.720 tutunmaktan ve bağımlılıktan vazgeçmek, herhangi bir inançsal kavrama takılı kalmamaktır. 00:09:53.600 --> 00:09:59.680 Ego'nun bakış açısından parmak Sizi Samadhi'ye ve 00:09:59.860 --> 00:10:04.470 doğruca boşluğa işaret eder. 00:10:05.630 --> 00:10:11.660 Haçlı Aziz John, "biri bastığı adımın doğruluğundan emin olma arzusu 00:10:11.660 --> 00:10:17.650 içindeyse , onların gözlerini kapamalı ve karanlıkta yürütmeli" der. 00:10:50.660 --> 00:10:55.940 Samadhi bir bilinmeyene sıçrama ile başlar. 00:11:08.360 --> 00:11:14.269 Tarihi geleneklerde Samadhiyi gerçekleştirmek için, kişi 00:11:14.269 --> 00:11:20.449 sonuna dek bilincini bilinen tüm nesnelerden kapatıp ; tüm dışsal 00:11:20.449 --> 00:11:27.519 algılardan, şartlanmış düşüncelerden, duygularından, bilincin kendisine çekmelidir 00:11:27.519 --> 00:11:36.980 yani İç kaynağa doğru; kalp veya varlığın özüne doğru. Bu filmde 00:11:36.980 --> 00:11:42.290 Samadhi kelimesini kullandığımızda bilincin ardındaki mutlak olanı ifade ederiz. En yüksek Samadhi'yi 00:11:42.290 --> 00:11:48.320 yani Nirvikalpa adlı Samadhi'yi 00:11:53.000 --> 00:11:59.160 Nirvikalpa Samadhi'de kişisel aktivitenin durdurulması, hiç bir 00:11:59.160 --> 00:12:06.140 arayışın ve eylemin olmayışı esastır. Geri dönüş yaptığımızda sadece yaklaşırken neyin çekildiği ve 00:12:06.149 --> 00:12:13.199 neyin yeniden belirdiği hakkında konuşabiliriz .Ne bir algı, ne de 00:12:13.199 --> 00:12:21.000 algısızlık, ne ''bir şey" ne de "hiçbir şey", ne bilinç ne de 00:12:21.000 --> 00:12:34.089 bilinçsizlik vardır. Mutlaktır, bilinemez, zihin tarafından algılanamaz. 00:12:34.089 --> 00:12:39.920 Benlik faaliyete döndüğünde bir biliş yoktur; bu bir çeşit yeniden doğuştur, 00:12:39.920 --> 00:12:46.220 ve her şey yeniden hayat bulur. Biz ilahi olanın parfümü olarak kalırız, 00:12:46.220 --> 00:12:54.300 evrimleşme süresi boyunca bu yolda oyalanan. 00:13:02.040 --> 00:13:07.110 Çok sayıda Samadhi türü vardır. yıllarca antik geleneklerde ve 00:13:07.110 --> 00:13:13.560 dillerde çok fazla karışıklıklar yarattı. Bu mutlak birliğe 00:13:13.570 --> 00:13:18.190 Samadh'i ismini kullanmayı seçiyoruz ama basitçe başka bir gelenekten 00:13:18.190 --> 00:13:24.790 farklı bir kelime kullanabilirdik. Samadhi kelimesi eski bir Sanskrit 00:13:24.790 --> 00:13:30.970 Vedik yogik ve Hindistan'ın Samkhya geleneklerinin ortak terimi olarak 00:13:30.970 --> 00:13:38.410 başka birçok spiritual gelenelere yayılmıştır. Samadhi Patanjali'nin 00:13:38.410 --> 00:13:42.490 yogadaki sekiz basamağın sekizincisi dir, ve Buda'nın 00:13:42.490 --> 00:13:50.200 sekiz asil yolunun parçasıdır. Buda "Nirvana" kelimesini kullandı. 00:13:50.200 --> 00:13:57.510 "vana" nın durdurulması veya öz aktivitenin durdurulması. 00:13:58.260 --> 00:14:07.330 Patanjali, yoga veya Samadhi'yi Sanskritçe "chitta vritti nirodha", 00:14:07.330 --> 00:14:16.470 yani "zihnin dönen sarmalını durdurmaktır''. diye betimler. Bu bilinci bütün matrix'ten 00:14:16.470 --> 00:14:47.700 yada aklın ilizyonundan ayrıştırmaktır. 00:14:50.040 --> 00:14:56.439 Samadhi herhangi bir görüşü içermiyor çünkü gerçekleştirebilmek için 00:14:56.439 --> 00:15:00.660 görüşsel bir zihinden ayrışmak gerekiyor. 00:15:02.010 --> 00:15:08.519 Farklı dinler İlahi birliği tanımlamak için çeşitli kelimeler kullandı. 00:15:08.519 --> 00:15:16.690 Aslında religion (din) kelimesinin kendisi ''aynı'' anlamına gelir. Latince "religare" 00:15:16.690 --> 00:15:24.430 yeniden bağlamak veya yeniden bağlanmak anlamına gelir. Bu ''yoga'' kelimesiyle benzer anlama içerir 00:15:24.430 --> 00:15:33.610 yoke , mutlak gerçek ile dünyevi birliği birleştirmek . İslam'da öyle 00:15:33.610 --> 00:15:39.310 eski arapçada İslam kelimesinin anlamı 00:15:39.310 --> 00:15:47.170 Tanrı'ya boyun eğme veya yalvarma demektir. O alçak gönüllüğü veya teslim olmayı ifade eder 00:15:47.170 --> 00:15:52.750 özümüzdeki gerçekle. 00:15:52.750 --> 00:16:03.120 Aziz Francis gibi Hıristiyan mistikler Assisi, Teresavila Aziz Teresa ve 00:16:03.120 --> 00:16:10.149 Haçlı Aziz John; tanrı ile ilahi birlik, içimizdeki tanrının krallaığı 00:16:10.149 --> 00:16:19.589 içinde der. Thomas İncili'nde, Mesih "krallık burada ya da orada değildir" der. 00:16:19.589 --> 00:16:25.569 Aksine, Babanın krallığı dünya üzerine yayılmış ve insanoğlu 00:16:25.569 --> 00:16:35.019 Göremiyor.'', Yunan eserleri filozofları Plato, Plotinus, Parmenides, 00:16:35.019 --> 00:16:41.410 ve Heraclitus uzun ömürlü kadim öğretiyi aynı bilgelik doğrultusunda, 00:16:41.410 --> 00:16:50.620 aynı mercekten gözlemlenirler. Plotinus ; insanın en büyük çabası 00:16:50.620 --> 00:16:57.120 insan ruhunu yüce hal olana yönlendirip mükemmellik durumu ve bir olanla 00:16:57.129 --> 00:17:00.920 bütünleşmek olduğunu öğretir. 00:17:02.660 --> 00:17:10.949 Lakota medicine ve kutsal adam Siyah Elk, "İlk barış'' ki en önemlisi budur, 00:17:10.949 --> 00:17:15.900 insanoğlunun özünden tezahür edendir ararlarındaki evrenle 00:17:15.900 --> 00:17:21.900 ve onun bütün gücünün bağını, birliklerini farkettiklerinde gerçekleşir. 00:17:21.900 --> 00:17:27.869 ve bunu evrenin tam ortasında zaman, Büyük Ruh'u farkettiklerinde 00:17:27.869 --> 00:17:36.170 Bu Merkezin gerçekten her yerde olduğunu bilirler. O merkez her birimizin içindedir. 00:17:59.360 --> 00:18:03.720 Bu uyanma yolunda Samadhi'de olmadığımızda 00:18:03.720 --> 00:18:11.310 Her zaman iki kutupluluk vardır, bir kişinin girebileceği iki giriş kapısı. İkili boyut: 00:18:11.310 --> 00:18:19.640 biri saf bilince doğru, diğeri olağanüstü dünyaya doğrudur. Yukarı doğru 00:18:19.650 --> 00:18:25.680 mutlak gerçeklik, ve aşağı doğru olan akım Maya'ya doğrudur ve herşey açığa çıkar 00:18:25.680 --> 00:18:33.030 Hem görülen hem de görünmeyen tezahür eder. Göreceli ve kesinlik arasındaki ilişki 00:18:33.030 --> 00:18:37.250 mutlak olarak toplanabilir. Sri Nisargadatta alıntısında şöyle özetler; 00:18:37.250 --> 00:18:46.550 Maharaj: "Bilgelik bir hiç olduğumu bilmektir, Aşk herşeyi olduğumu bilmektir, ve 00:18:46.550 --> 00:18:54.020 hayatım bu ikisi arasında gidip geliyor. " 00:18:54.020 --> 00:19:01.320 Bu birlikten, yeni ilahi bir biliç doğar. doğan şey 00:19:01.320 --> 00:19:06.890 evlilik dışı olandır yada bu kutuplaşmaların birleşimi yada kutuplaşmış kimliğin çöküşü 00:19:06.890 --> 00:19:16.690 doğan şey henüz doğmamış olandır , hiç birzaman doğmamış olan. 00:19:18.740 --> 00:19:25.080 Bilinç çiçekleri yeni bir şey yaratır , kadim üçleme diye adlandırılabilecek 00:19:25.080 --> 00:19:28.460 birşeyi 00:19:28.720 --> 00:19:35.230 Tanrı, mutlak gerçek, bilinmeyen ve değiştirilemeyen, ilahi dişil 00:19:35.230 --> 00:19:43.540 ile bütünleşmesiyle , değişen herşey. Bu birlik simyasal dönüşümü 00:19:43.540 --> 00:19:49.740 beraberinde getirir; bir tür ölüm ve yeniden doğuş. 00:19:51.610 --> 00:19:57.690 Vedik öğretilerinde ilahi birlik iki temel güç tarafından temsil edilir 00:19:57.690 --> 00:20:06.460 Shiva ve Shakti. bu tanrıların çeşitli isimleri ve yüzleri 00:20:06.460 --> 00:20:13.990 tarihe göre değişir ama temel nitelikleri aynen kalır. bu birliğin dışında doğan şey 00:20:13.990 --> 00:20:22.640 yeni bir ilahi bilinç, dünyada olmanın yeni bir yoludur. ayrılmayan 00:20:22.640 --> 00:20:30.900 iki kutupluluk. Merkezi olmayan evrensel bir enerji, sınırsızdır. 00:20:30.900 --> 00:20:35.080 Bu saf sevgidir. Kazanılacak ya da kaybedilecek hiçbir şey yok 00:20:35.090 --> 00:20:51.130 çünkü tamamen boş aynı zamanda kesinlikle dolu. 00:20:51.130 --> 00:20:57.429 Mezopotamyanın gizemli okulları, Babilin manevi gelenekleri 00:20:57.429 --> 00:21:02.460 ve Asurlular, Tarihi Mısır dinleri 00:21:02.460 --> 00:21:08.080 Nubian ve Antik Kemetik kültürleri Afrika, dünyadaki şamanik ve dünyadaki yerli 00:21:08.080 --> 00:21:15.150 gelenekler, Antik Yunan mistisizmi, Gnostikler 00:21:15.150 --> 00:21:30.240 dualist olmayan Budistler Taocular, Yahudiler, Zerdüştler, Jainler, Müslümanlar, 00:21:30.240 --> 00:21:37.030 ya da Hıristiyanlar ortak bağlarının en yüksek manevi içgörüler olduğunu 00:21:37.030 --> 00:21:43.709 farkederlerse taraflarının samadhiyi anlamalarına izin verir. 00:21:44.940 --> 00:21:52.420 Asıl sözcük Samadhi, herşeyde aynılık veya birliği farketmek gibi bir şey ifade eder. 00:21:52.420 --> 00:21:59.920 Birlik demektir. benliğinizde Her yönüyle 00:21:59.920 --> 00:22:07.870 birleşmektir . Ama entelektüel anlayışla hataya kapılmayın 00:22:07.870 --> 00:22:16.120 o senin dinginliğin, yaşam sarmalının tüm seviyelerini 00:22:16.120 --> 00:22:46.270 birleştiren boşluğundur. 00:22:55.090 --> 00:23:00.250 O, Eski öğretisi ile Samadhi, insanlığın anlamaya başlayabileceği, 00:23:00.250 --> 00:23:05.380 bütün dinlerin ortak kaynağını anlayabileceği ve yaşam döngüsüyle bir kez daha aynı 00:23:05.380 --> 00:23:12.810 seviyeye gelebileceği muhteşem ruh, Dhamma ya da Tao. 00:23:13.860 --> 00:23:21.019 bu döngü, mikrokozmostan makrokozmosa uzayan köprüdür. 00:23:23.380 --> 00:23:30.630 DNA'nızdan, içimizdeki enerji kanallarına oradan çakralar boyunca uzanan enerjiye , 00:23:30.630 --> 00:23:35.640 ve orada galaksilerin sarmalına kollarına kadar uzanır. 00:23:35.640 --> 00:23:42.650 Her bir ruh seviyesi, sarmal yoluyla sürekli gelişen dallar olarak ifade edilir, 00:23:42.650 --> 00:23:50.570 yaşamak, keşfetmek, Gerçek Samadhi benliğin tüm seviyesinin 00:23:50.570 --> 00:24:00.140 boşluğunu farketmektir. benliğin tüm kılıflarını. Bu döngü 00:24:00.140 --> 00:24:05.800 sarmal dualitenin ve yaşam - ölüm döngüsünün sonsuza dek sürmesidir. 00:24:08.200 --> 00:24:18.099 Zaman geçtikçe kaynakla olan bağımızı unuttuk. 00:24:19.940 --> 00:24:27.899 baktığımız mercek çok küçük ve biz dünya üzerinde sürünen 00:24:27.899 --> 00:24:33.629 sonlu bir varlık olarak tanımlıyoruz, sadece bir kez daha kaynağa geri dönmek için 00:24:33.629 --> 00:24:36.110 bu yolculuğu tamamlıyoruz; 00:24:37.639 --> 00:24:46.330 heryer olan o merkeze. 00:24:48.010 --> 00:24:55.060 Chuang Tzu dedi ki "şu ve bu arasındaki ayrım kalmadığı noktaya 00:24:55.060 --> 00:25:02.040 Tao'nun durağan noktası denir. döngünün merkezindeki durağan noktada 00:25:02.040 --> 00:25:10.299 kişi herşeyin içindeki sonsuzu görebilir.'' 00:25:13.730 --> 00:25:22.960 Antik mantra "om mani padme hum" şiirsel bir anlama sahiptir. Biri uyanır veya 00:25:22.960 --> 00:25:31.269 nilüfer içindeki mücevheri gerçekleştirir. senin gerçek doğan içindeki ruhunu uyandırır, 00:25:31.269 --> 00:25:36.880 Dünyada dünya çapında. 00:25:50.010 --> 00:25:57.760 Hermetik prensibi kullanarak "Yukarıdaki olduğu gibi Aşağıda, aşağıda olduğu gibi yukarıda, 00:25:57.760 --> 00:26:03.419 zihin ve durgunluk, göreceli ve mutlak olanın arasındaki bağı, analojileri kullanarak 00:26:03.419 --> 00:26:07.049 anlamaya başlayabiliriz. 00:26:12.830 --> 00:26:18.740 Samadhi'nin kavramsal olmayan doğasını kavramaya başlamanın bir yolu, 00:26:18.740 --> 00:26:24.980 kara deliğin analojisini kullanmaktır. 00:26:24.999 --> 00:26:30.609 Kara delik, geleneksel olarak, hiçbir kütlenin veya maddenin kaçamayacağı kadar güçlü, 00:26:30.609 --> 00:26:37.209 kütleçekimsel bir alanı olan bir uzay bölgesi olarak tanımlanır. Yeni teoriler, 00:26:37.209 --> 00:26:42.809 en küçük mikroskobik parçacıklardan galaksiler gibi makro kozmik 00:26:42.809 --> 00:26:48.359 oluşumlara kadar tüm nesnelerin merkezinde bir kara delik veya 00:26:48.359 --> 00:26:55.479 gizemli tekillik olduğunu varsayar. Bu analojide kara deliğin yeni tanımını kullanacağız, 00:26:55.479 --> 00:27:01.589 "her yerdeki merkez" 00:27:06.630 --> 00:27:13.590 Zen'de bizi geçitsiz kapıyla yüz yüze getiren birçok şiir ve koan var. 00:27:13.590 --> 00:27:23.590 Kişi Samadhi'yi gerçekleştirmek için geçitsiz kapıdan geçmek zorundadır. 00:27:23.590 --> 00:27:30.249 Bir olay ufku, uzay-zamanda, olayların dışındaki bir gözlemciyi etkileyemediği 00:27:30.249 --> 00:27:36.070 bir sınırdır; bu demek olur ki olay ufkunun ötesinde olanların sizin için bilinmeyen 00:27:36.070 --> 00:27:43.210 olduğu anlamına gelir. Bir kara deliğin olay ufkunun geçitsiz 00:27:43.210 --> 00:27:50.470 kapıya benzer olduğunu söyleyebiliriz. benliğin ve benliksizliğin 00:27:50.470 --> 00:28:00.890 olmamayışıdır. Olay ufkunu geçende bir "BEN" olamaz. 00:28:00.890 --> 00:28:07.010 Karadeliğin merkezinde, tahmin edilemeyecek kadar küçük bir alanda 00:28:07.010 --> 00:28:13.580 milyarlarca Güneş kütlesini içeren tek boyutlu tekillik var. Etkili bir 00:28:13.580 --> 00:28:20.450 sonsuz kütle. Kelimenin tam anlamıyla, bir kum tanesinden çok daha küçük bir 00:28:20.450 --> 00:28:27.110 şeydeki bir evren. Tekillik, zamanın ve mekanın ötesinde anlaşılmaz bir şeydir. 00:28:27.110 --> 00:28:35.419 Fizik hareketine göre imkansız, şeylerin orada var olabilmeleri 00:28:35.419 --> 00:28:40.650 imkansız. O şey her ne ise, algı dünyasına ait değil, 00:28:40.650 --> 00:28:46.140 sadece durağanlık olarakta tanımlanamaz. 00:28:46.140 --> 00:28:53.880 Bu, durağanlığın ve hareketin ötesindedir. Her yerde ve hiçbir yerde olmayan 00:28:53.880 --> 00:29:01.159 merkezi fark ettiğinizde, ikililik bozulur, form ve boşluk 00:29:01.159 --> 00:29:05.820 zaman ve zamansızlık tezahür eder. 00:29:05.820 --> 00:29:13.390 Dileyen buna mutlak karanlığın merkezinde dinamik bir durgunluk ya da hamile bir 00:29:13.390 --> 00:29:22.080 boşluk diyebilir. Taocu öğretmen Lao Tse şöyle der; 00:29:22.080 --> 00:29:29.540 "Karanlığın içindeki karanlık, tüm anlayışlara açılan bir kapıdır." 00:29:38.630 --> 00:29:45.330 Yazar ve karşılaştırmalı mitolog Joseph Campbell çok yıllık felsefenin bir 00:29:45.330 --> 00:29:52.400 bir parçası olan Axis Mundi adını verdiği yinelenen bir sembolü tanımlar; 00:29:52.400 --> 00:29:57.090 merkezi nokta veya en yüksek dağı. Her şeyin 00:29:57.090 --> 00:30:02.820 döndüğü kutup. Hareketsizlik ve hareketin 00:30:02.820 --> 00:30:11.820 birleştiği nokta. Bu Merkez'den güçlü bir çiçekli ağaç gerçekleşir. tüm dünyalara katılan 00:30:11.820 --> 00:30:24.810 Bodhi ağacı. Tıpkı Güneş'in kara bir çukura emildiği gibi, büyük gerçekliğe 00:30:24.810 --> 00:30:31.470 yaklaştığınızda, yaşamınız onun etrafında dönmeye başlar ve 00:30:31.470 --> 00:30:35.030 kaybolmaya başlarsınız. 00:30:38.700 --> 00:30:46.450 İçsel benliğe yaklaşırken, egonun yapısına dehşet verici gelebilir. 00:30:46.450 --> 00:30:53.330 Kapının gardiyanları, yolculuklarında bunları test etmek için oradalardır. 00:30:53.330 --> 00:30:59.460 Kişi, en büyük korkularıyla yüzleşmeye istekli olmalı ve aynı zamanda 00:30:59.460 --> 00:31:07.950 kendi içsel gücünü kabul etmeli. bilinçsiz teröre ve içindeki gizli güzelliğe 00:31:07.950 --> 00:31:19.650 ışık getirmek için. Eğer zihniniz hareket etmezse, herhangi bir tepkide bulunmazsa 00:31:19.650 --> 00:31:26.400 o zaman bilinçdışı tarafından üretilen tüm modifikasyonlar ortaya çıkar ve gelip geçerler. 00:31:26.400 --> 00:31:33.330 Ruhsal yolculuktaki inanca en çokta ihtiyaç duyulan nokta budur. İnançla 00:31:33.330 --> 00:31:42.360 neyi kastediyoruz? İnanç, inanmakla aynı şey değildir. İnanç; konfor ve güvence sağlamak için 00:31:42.360 --> 00:31:49.170 zihin seviyesinde bir şeyi kabul ediyor oluşumuzdur. inanç , zihnin tecrübeyi etiketleme 00:31:49.170 --> 00:31:57.390 veya kontrol etme şeklidir. İnanmak aslında tam tersidir. inanmak 00:31:57.390 --> 00:32:03.360 tamamen bilinçsizce olduğun noktada kalmaktır. bilinç altında doğacak herşeyi 00:32:03.360 --> 00:32:10.260 kabul etmektir. İnanmak tekilliğin çekilipte 00:32:10.260 --> 00:32:27.040 kapıyı geçmek için özün çözülmesi veya sökülmesine teslim olmaktır. 00:32:28.340 --> 00:32:34.830 Bir galaksinin evrimi ve yapısı tıpkı sizin evriminiz gibi 00:32:34.830 --> 00:32:40.380 kara deliğinin ölçeğine de yakından bağlıdır. 00:32:40.380 --> 00:32:46.550 doğanızdaki tekillik olan içsel Benliğin varlığına bağlı olduğu gibi. 00:32:47.700 --> 00:32:53.190 Kara deliği göremiyoruz, ancak olayların etrafında dolaştığını, 00:32:53.190 --> 00:33:01.380 fiziksel gerçeklikle nasıl etkileşime girdiğini biliyoruz. aynı şekilde 00:33:01.380 --> 00:33:08.720 gerçek doğamızıda göremiyoruz. özümüzdeki gerçeklik bi şey değildir ama aydınlanmış 00:33:08.720 --> 00:33:16.790 eylemi görebiliriz. Zen ustası olarak Suzuki şöyle der, “Kesin konuşursak eğer, 00:33:16.790 --> 00:33:25.819 aydınlanmış insanlar diye birşey yok. Sadece aydınlanmış faaliyetler var.” 00:33:25.990 --> 00:33:34.280 tıpkı Gözün kendisini göremediği gibi onu göremeyiz. Göremiyoruz çünkü 00:33:34.280 --> 00:33:41.030 görmek mümkün olan içindir. Samadhi aynı kara delik gibi 00:33:41.030 --> 00:33:48.260 ne hiçliktir ve ne de herhangi bir şey. Bu, bir şeyin dualitesinin 00:33:48.260 --> 00:33:56.899 çöküşüdür ve aynı zamanda hiçbir şeyin. Büyük gerçekliğe girmenin kapısı yok 00:33:56.899 --> 00:34:04.759 ancak sonsuz yollar var. Dharma'nın yolları, başlangıcı ve sonu olmayan 00:34:04.759 --> 00:34:13.010 sonsuz bir spiral gibidir. Hiç kimse geçitsiz kapıyı geçemez. kime nasıl 00:34:13.010 --> 00:34:22.730 olduğunu ve olacağını asla çözemedi. Hiç kimse geçitsiz kapıyı geçemez 00:34:22.730 --> 00:34:29.120 buyüzden hiçkimse ol. 00:34:43.969 --> 00:34:53.369 Samadhi yolsuz bir yoldur , altından tuş. İç ve dış dünyalarımızı 00:34:53.370 --> 00:35:15.060 birbirinden ayıran kişisel kalıplarımızın sonunun gelmesidir. 00:35:15.060 --> 00:35:20.400 Kişisel kalıpların katmanlarını veya seviyelerini tanımlayan 00:35:20.400 --> 00:35:28.380 birçok gelişim modeli vardır. Çok eski olan bir örneği kullanacağız. 00:35:28.380 --> 00:35:36.030 Upanişadlarda Atman’ı (özü) veya ruhu kaplayan kılıflara koşalar denir. Her koşa 00:35:36.030 --> 00:35:44.040 bir ayna gibidir. kişisel kalıpların bir katmanı olarak onunla özdeşleşirsek gerçek doğamızın 00:35:44.040 --> 00:35:51.320 farkına varmamızı engelleyen bir örtü veya maya seviyesi ortadan kalkar. 00:35:51.320 --> 00:35:59.670 Çoğu insan yansımaları görüyor ve bunun gerçekte kendileri olduğuna inanıyorlar. 00:35:59.670 --> 00:36:07.110 aynalardan biri hayvansal kısmı yansıtır yani fiziksel bedeni. diğer ayna 00:36:07.110 --> 00:36:14.580 Zihnimizi, düşüncelerimizi, içgüdülerimiz, ve algılarımızı. Bir diğer ayna 00:36:14.580 --> 00:36:21.030 içe dönüldüğünde gözlemleyebileceğin enerjiyi veya pranayı. Başka bir ayna 00:36:21.030 --> 00:36:26.490 yüksek zihin veya bilgelik katmanı olan ruhani seviyeyi yansıtır 00:36:26.490 --> 00:36:33.300 ve ikililik olmayan yada soyut mutluluk katmanları da vardır. 00:36:33.300 --> 00:36:36.950 Kişi Samadhi'ye yaklaştıkça deneyimler. 00:36:37.000 --> 00:36:42.530 Kişinin ayırt edebildiği potansiyel olarak sayısız aynalar 00:36:42.530 --> 00:36:50.640 veya yönler vardır ve bunlar sürekli değişir. 00:36:50.640 --> 00:36:56.220 Pek çok insan henüz pranik, (enerjisel) yüksek zihin ve ikililiksiz mutluluk katmanlarını keşfedemedi. 00:36:56.220 --> 00:37:01.069 Var olduklarını bile bilmiyorlar. 00:37:01.190 --> 00:37:09.029 Bu katmanlar hayatlarınıza bilgiler gönderiyor ama onları görmüyorsunuz. Gizli aynalar 00:37:09.029 --> 00:37:13.880 aslında hayatımızı görünür olanlardan daha fazla bilgilendirir. 00:37:13.880 --> 00:37:19.349 Görünemezler çünkü çoğu insan için bilinç tamamen aydınlatılmamışdır. 00:37:19.349 --> 00:37:28.680 Indra’nın mücevherleri gibi, aynaların hepsi birbirlerini yansıtır ve 00:37:28.680 --> 00:37:35.940 yansımalar her yansımayı sonsuz olarak yansıtır. Bir seviyedeki değişiklik 00:37:35.940 --> 00:37:41.690 aynı anda diğer tüm seviyeleri etkiler. 00:37:42.420 --> 00:37:48.670 Bu aynaların bir kısmı gölgeler içinde kalmış olabilir, Tabii üzerimize ışık tutmamıza yardım edecek 00:37:48.670 --> 00:37:55.120 yetkin bir rehbere sahip olacak kadar şanslı olmadıkça. Gerçek şu ki, 00:37:55.120 --> 00:38:03.480 ne bilmediğimizi bilmiyoruz. Şimdi tüm aynaları kırdığınızı hayal edin. 00:38:03.480 --> 00:38:12.420 Seni kendine yansıtan hiçbir şey yok. Neredesin? 00:38:14.140 --> 00:38:23.349 zihin durağan haldeyken aynalar yansıtmayı bırakır. artık başka 00:38:23.349 --> 00:38:32.980 obje veya konu yoktur. fakat ilkel benliği hiçlik veya kayıtsızlıkla karıştırmayın 00:38:32.980 --> 00:38:47.719 öz benlik bir şey değildir ama hiçbir şey de değildir. 00:38:47.750 --> 00:38:57.349 Kaynak birşey değildir boşluk veya durağanlığın kendisidir. O 00:38:57.349 --> 00:39:05.720 herşeyin kaynağı olan bir boşluktur. Form tam olarak boşluk olarak, 00:39:05.720 --> 00:39:16.880 boşluk da tam olarak form gibi gerçekleşir. Bu kaynak 00:39:16.880 --> 00:39:23.320 yaratılışın mükemmel rahmidir, bütün olasılıklara hamiledir. 00:39:40.800 --> 00:39:47.710 Samadhi, kişisel olmayan bilincin uyanışıdır. Tıpkı bir rüya gördüğünüzdeki gibi, 00:39:47.710 --> 00:39:53.619 uyandıktan sonra, rüyadaki her şeyin sadece zihninizde yaşandığını 00:39:53.619 --> 00:39:58.930 farkedersiniz. Samadhi'nin farkına varıldığında, 00:39:58.930 --> 00:40:04.600 bu dünyadaki her şeyin enerji ve bilinç düzeyleri seviyelerinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. 00:40:04.600 --> 00:40:13.150 bütün bunlar aynalar içindeki aynalar, rüyalar içindeki rüyalardır. Sen 00:40:13.150 --> 00:40:20.520 olduğunu sandığın Sen , rüya ve görenden ibarettir. 00:40:33.559 --> 00:40:43.530 bu filmde her ne söyleniyorsa bırak gitsin akıl ile çözmeye çalışmayın. ruhun 00:40:43.530 --> 00:40:48.890 hayal kuruyor, hayallerinin hayalini kuruyor. 00:40:49.130 --> 00:40:56.970 Rüya değişen her şeyin ta kendisidir, ancak değişmezliği fark etmek 00:40:56.970 --> 00:41:13.410 mümkündür. Bu farkediş sınırl bireysel zihinle 00:41:13.410 --> 00:41:22.310 anlaşılamaz. 00:41:22.310 --> 00:41:29.020 Nirvikalpa Samadhi'den geri döndüğümüzde aynalar yeniden yansır ve 00:41:29.020 --> 00:41:36.550 şu an içinde yaşadığını düşündüğün dünyanın aslında sen olduğununun farkına varılır. 00:41:36.550 --> 00:41:43.970 Sadece geçici bir yansıma olan sınırlı sen değil, özündeki doğanın hepsinin 00:41:43.970 --> 00:41:53.800 ötesindeki kaynağın sen olduğunun farkındasındır. Bu daha yüksek bilgeliğin doğuşu, 00:41:53.800 --> 00:42:04.220 embriyo, "prajna" veya gnosis Samadhi'den doğar. 00:42:04.220 --> 00:42:13.040 Job Chokhmah veya bilgelik hiçlikten gelir kitabına göre. Bu bilgelik noktası 00:42:13.040 --> 00:42:18.890 hem son derece küçüktür, hem de varlığın tamamını kapsar 00:42:18.890 --> 00:42:24.970 ancak aynalar diyarında şekil ve form verilmeden anlaşılamaz. 00:42:24.970 --> 00:42:31.760 "binah" olarak adlandırılan rahim daha yüksek bilgelik tarafından oyulmuştur. 00:42:31.760 --> 00:42:50.330 Tanrı'nın embriyonik Ruhuna şekil verir. 00:42:50.330 --> 00:43:00.600 [müzik] "Abwoon d'bashmaya" Indiajiva 00:43:07.570 --> 00:43:14.650 Aynaların veya Zihnin varlığı bir sorun değildir. 00:43:14.650 --> 00:43:22.030 tam aksine , İnsan algısının hatası veya saptığı nokta kendimizi onunla tanımlamamızdır. 00:43:22.030 --> 00:43:32.620 Yanılsama kısıtlı bir benliktir, bu Mayadır. Yoga öğretisi 00:43:32.620 --> 00:43:38.020 derki; Samadhi'nin farkına varman için, meditasyon nesnesini kaybolana kadar, 00:43:38.020 --> 00:43:49.630 sen içinde kaybolana kadar ya da o senin içinde kaybolana kadar gözlemlemelisin. 00:43:49.630 --> 00:43:55.930 Çeşitli geleneklerdeki lisanın farklı olmasına rağmen yollarında 00:43:55.930 --> 00:44:00.850 hepsi özü tanımlama ve öz merkezli faaliyetin bırakılması üzerinde durmuştur. 00:44:00.850 --> 00:44:08.140 Buda her zaman olumsuz terim kullandı. Direk olarak kişisel kalıpların araştırılması üzerine çalışılması 00:44:08.140 --> 00:44:14.670 gerektiğini öğretti. Samadhi'nin ''ızdırabın sonu'' olduğu dışında 00:44:14.670 --> 00:44:23.500 ne olduğunu söylemedi. Advaita Vedanta'da "neti neti" terimi var, 00:44:23.500 --> 00:44:31.200 "ne bu ne şu" anlamına geliyor. Kendini gerçekleştirme yolunda olan insanlar, 00:44:31.200 --> 00:44:37.810 gerçek doğalarını veya Brahman'ın doğasını araştırırlar. ilk olarak 00:44:37.810 --> 00:44:42.489 ne olmadıklarını keşfederler. 00:44:42.720 --> 00:44:49.180 Benzer şekilde Hristiyanlıkta Avilalı Aziz Teresa, negative termle veya olumsuzluğa dayanarak dua etme 00:44:49.180 --> 00:44:56.620 yaklaşımı tarif etmiştir. (ne olduğunu değil ne olmadığını anlatma biçmi) Mutlak olana yaklaşmanın tek yolu 00:44:56.620 --> 00:45:02.760 sessizlik, teslimiyet ve birleşmedir. 00:45:03.400 --> 00:45:09.009 Bu aşamalı soyunma süreci sayesinde kişi kalıcı olmayan, 00:45:09.009 --> 00:45:17.680 değişen her şeyi üzerinden atar. zihni, egonun kalıplarını, 00:45:17.680 --> 00:45:24.160 bütün fenomenleri, benliğin gizli katmanları da dahil olmak üzere herşeyi. 00:45:24.160 --> 00:45:30.999 Bilinçaltının bir kaynağı yansıtması için şeffaf olması gerekir. bilinç altında 00:45:30.999 --> 00:45:37.359 derin bir bilme hali ya da kendi kendine işleyiş varsa, yaşamlarımız keşfedilmemiş 00:45:37.359 --> 00:45:44.519 benliği oluşturan gizli kalıpların bir labirentinde kilitli kalır. 00:45:47.960 --> 00:45:55.289 Tüm benlik katmanları boşa çıktığında, kişi kendinden özgürleşir. 00:45:55.289 --> 00:46:00.019 Tüm kavramlardan arınır. 00:46:03.750 --> 00:46:11.160 Evriminizdeki dönüm noktası, kim olduğunuzu bilmediğinizi farkettiğinizde gerçekleşir. 00:46:11.160 --> 00:46:22.240 Nefesi kim deneyimliyor? Tadı kim tadıyor? 00:46:22.240 --> 00:46:35.880 ilahiyi kim deneyimliyor, ritüeli, dansı, dağı? şahitliğe tanık ol, 00:46:35.880 --> 00:46:39.630 gözlemleyeni izle. 00:46:40.220 --> 00:46:47.210 İlk başta gözlemciyi gözlemlediğinizde sadece sahte benliği göreceksin, ama eğer 00:46:47.210 --> 00:46:52.300 ısrarcı olursan, yol gösterecektir. 00:46:54.020 --> 00:47:00.140 Kimin veya neyim sorgusu doğrudan deneyimlenir. 00:47:00.140 --> 00:47:10.040 gözünü kırpmadan, içine işlercesine, delip geçercesine, varlığının tüm gücüyle. 00:47:17.000 --> 00:47:19.060 [müzik] "Kapı, Kapı, Paragate. Parasum kapısı, bodhisvaha." 00:47:19.579 --> 00:47:32.356 (Anlamı: gitti, gitti, çok ötesine gitti, tamamen uyandırılmış kaynağın ötesine) 00:47:47.840 --> 00:47:57.140 Uyanan bir öz yoktur. Uyanan bir SEN yoktur. Uyanmakta olduğunuz 00:47:57.140 --> 00:48:03.500 şey, ayrıştırdığın benliğin yanılsamasıdır. sınırlandırılmış 00:48:03.500 --> 00:48:08.120 Ben'den uyanırsın. Bunun hakkında konuşmak anlamsızdır. 00:48:08.120 --> 00:48:15.130 Ne olduğunu doğrudan anlayabilmek için benliğin gerçek anlamda durması gerekir 00:48:15.130 --> 00:48:23.540 ve bir kez gerçekleştiğinde üzerine söylenebilecek hiçbir şey yoktur. 00:48:23.540 --> 00:48:39.510 Bir şey söylediğin anda zihnine geri dönersin. Ben zaten çok fazla şey söyledim. 00:48:39.510 --> 00:48:46.030 Biz normalde 3 bilinç durumu yaşarız: uyanma, rüya görme ve derin uyku. 00:48:46.030 --> 00:48:53.380 Samadhi bazen dördüncü durum hakında atıfta bulunur, bilincin temel durumu olarak adlandırılır. 00:48:53.380 --> 00:49:00.460 İlkel bir uyanış paralel olarak anda devam eden ve paralel 00:49:00.460 --> 00:49:10.470 olarak diğer bilinç durumlarıyla tezahür edebilir. Vedanta'da buna Turiya denir. 00:49:10.950 --> 00:49:17.220 Turiya için diğer terimler Mesih bilinci, Krishna bilinci, 00:49:17.220 --> 00:49:26.680 Buda doğası veya Sahaja Samadhi'dir. Sahaja Samadhi'de öz Benlik, 00:49:26.680 --> 00:49:33.670 tüm insan fonksiyonlarının tam kullanımı ile birlikte anda mevcut kalır. Durağanlık, 00:49:33.670 --> 00:49:38.580 değişen doğal süreci sarmalının merkezinde hareketsizdir. 00:49:38.580 --> 00:49:45.630 Düşünceler, hisler, duygular, ve enerji çemberin etrafında döner 00:49:45.630 --> 00:49:54.130 ancak durgunluk derecesi veya BENsizlik, meditasyonda olduğu gibi dış aktivite 00:49:54.130 --> 00:50:02.680 sırasında kalır. İçsel benliğin derin uykuda bile mevcut kalması mümkündür; 00:50:02.680 --> 00:50:11.800 ''bilinciniz'' olduğunuzdaki farkındalığınız, bilinç durumları değişse 00:50:11.800 --> 00:50:15.450 bile gelip gitmez. 00:50:20.420 --> 00:50:24.190 Bu yogik uykudur. 00:50:24.660 --> 00:50:29.970 Şarkıların Şarkısı veya İbranice İncil'den veya Eski Ahit'ten Süleyman'ın 00:50:29.970 --> 00:50:40.010 şarkısı, şöyle diyor: "Uyuyorum ama kalbim uyanık ". Sonsuz kişiliksiz 00:50:40.010 --> 00:50:47.040 bilincin gerçekleşmesi, ''ibrahim olmadan önce ben'im” dediğinde Mesih'in sözlerine yansır. 00:50:47.040 --> 00:50:54.360 "İbrahim’den önce, ben." 00:50:56.289 --> 00:51:08.820 Bir bilinç sayısız yüz, sayısız form üzerine parlar. 00:51:16.470 --> 00:51:22.640 İlk başta kırılgan bir alev gibi doğar İçindeki kutuplardan dışarı. 00:51:22.640 --> 00:51:29.160 Bir teslimiyetle veya dişil enerjinin açılmasıyla erkeksi nüfuz etme bilinci doğar. 00:51:29.160 --> 00:51:36.089 Hassastır ve kolayca kaybolur ve biri onu olgunlaşana kadar hayatta 00:51:36.089 --> 00:51:40.849 tutmak için büyük özen göstermelidir. 00:51:43.800 --> 00:51:50.850 Samadhi aynı anda zamansız bir bilinç hali ve gelişmekte olan 00:51:50.850 --> 00:51:58.310 bir aşamadır. Organik ve zamanla büyüyen bir şey. 00:52:04.520 --> 00:52:13.990 Kişi Samadhi’de dahave daha fazla zaman harcadığında, şimdide, zamansız bir zamanda, 00:52:13.990 --> 00:52:22.520 kişi kalpten, ruhtan veya Atman’dan daha da öte, şartlandırılmış kalıplarında 00:52:22.520 --> 00:52:28.280 da ötesine doğru gider 00:52:28.810 --> 00:52:38.410 Bu, düşük seviyedeki zihin yapısından nasıl kurtulacağıdır. Patolojik düşünceden arınmışcasına. 00:52:38.410 --> 00:52:45.109 iç bağlantı değişir. Enerji artık eski şartlanmış kalıplara bilinçsizce akmaz, 00:52:45.109 --> 00:52:51.859 ki bu, artık öz benliğin, dış form dünyasıyla özdeşleşmenin 00:52:51.859 --> 00:53:09.829 artık oluşmadığını söylemenin bir başka yoludur. 00:53:10.920 --> 00:53:17.309 Samadhi'nin farkına varmak o kadar büyük bir çaba gerektiriyor ki, tamamen özünü teslim etmesini 00:53:17.309 --> 00:53:24.720 gerektiren bir teslim olmayı ve o kişinin varlığının tüm çabasını da içine alacak 00:53:24.720 --> 00:53:33.869 şekilde teslim olmayı; yani enerjisinin tümünü gerektirir. Bu bir çaba ve teslimiyet 00:53:33.869 --> 00:53:41.400 engesidir. yin ve yang dengesidir. Bir çeşit zahmetsiz çaba. 00:53:47.430 --> 00:53:55.330 Hint mistik ve yogi Paramahamsa Ramakrishna, 00:53:55.330 --> 00:54:02.620 "saçları yanmakta olan biri olan birinin gölü aradığı gibi onu aramadığınız sürece, aydınlanmayı aramayın" 00:54:02.620 --> 00:54:06.300 onu tüm varlığınızla arayın demiştir. 00:54:06.360 --> 00:54:12.840 Kişinin egosunu aşma pratiği süreci ebriyoyu hayatta tutmak için büyük cesaret 00:54:12.840 --> 00:54:21.850 uyanıklılık, dikkat ve azim gerektirir Dünyanın kalıplarına geri dönmemek için 00:54:21.850 --> 00:54:28.120 akıntıya karşı istekli olmalı, Matrisin acımasız tutkularına ve 00:54:28.120 --> 00:54:35.590 samsaranın öğütme taşlarından kopmalısın. Her nefes 00:54:35.590 --> 00:54:43.870 her düşünce, her eyleminin kaynağın farkına varmak için olmalı. 00:54:43.870 --> 00:54:51.490 Samadhi çaba ile gerçekleştirilemez ya da zahmetsizdir. Çaba ve gayretsizliği bırak; 00:54:51.490 --> 00:54:59.380 sadece zihinde var olan bir dualitedir. Samadhi'nin fiili gerçekleşmesi 00:54:59.380 --> 00:55:05.440 o kadar basittir ki ayırt edilemez, her zaman kendi içinde dualistik olan dil 00:55:05.440 --> 00:55:12.610 aracılığıyla yanlış anlaşılır. Dünya olarak uyanan tek bir ilkel bilinç vardır, 00:55:12.610 --> 00:55:21.160 ancak birçok zihin katmanı tarafından gizlenmiştir. Tıpkı 00:55:21.160 --> 00:55:27.610 Bulutların ardına gizlenmiş Güneş gibi her bir zihin katmanı çözüldüğünde kişinin 00:55:27.610 --> 00:55:30.900 özü ortaya çıkar. 00:55:33.180 --> 00:55:39.480 Her bir zihin katmanı aşıldığında, insanlar buna farklı bir Samadhi der. 00:55:39.480 --> 00:55:45.260 Farklı deneyimlere veya farklı fenomen türlerine isimler verirler 00:55:55.010 --> 00:56:00.290 ancak Samadhi o kadar basit ki ne olduğu ve nasıl gerçekleştirileceği söylendiğinde 00:56:00.290 --> 00:56:04.600 onu bilincinizden kaybedersiniz. 00:56:05.170 --> 00:56:13.040 Aslında Samadhi basit ya da zor değildir; bunu yapan sadece onu öyle yapan zihindir. 00:56:13.040 --> 00:56:19.850 Zihin yokken hiçbir problem yoktur, çünki o gerçekleşmeden 00:56:19.850 --> 00:56:28.720 zihinin durulmasına ihtiyaç vardır. bu hiç bir oluş değildir bile. 00:56:36.880 --> 00:56:44.170 Samadhi'nin en özlü öğretisi belki de bu ifadede anlaşılır: 00:56:44.170 --> 00:56:55.530 durağan ol ve bil. 00:56:59.190 --> 00:57:05.490 Durgunluğu iletmek için kelimeleri ve görüntüleri nasıl kullanabiliriz? Sessizliği nasıl 00:57:05.490 --> 00:57:12.869 gürültü yaparak nasıl aktarabiliriz? Entelektüel bir kavram olarak Samadhi 00:57:12.869 --> 00:57:22.740 hakkında konuşmak yerine, bu film eylemsizlik için radikal bir çağrıdır. 00:57:22.740 --> 00:57:31.010 Meditasyona çağrıdır, iç sessizliğe ve arzulayana çağrıdır.. DURMAN için bir çağrı. 00:57:38.420 --> 00:57:45.140 Patolojik egoik zihin tarafından yönlendirilen her şeyi durdur. 00:57:46.270 --> 00:57:50.190 durağan ol ve bunu bil. 00:57:54.470 --> 00:57:59.890 Kimse durgunluktan neyin ortaya çıkacağını söyleyemez. 00:57:59.910 --> 00:58:05.720 Bu kalbi manevi harekete geçirmek için bir çağrıdır. 00:58:21.500 --> 00:58:30.050 Eski bir şeyi hatırlamak gibi. Ruh uyanır ve kendini hatırlar. 00:58:30.050 --> 00:58:37.260 o Uyuyan bir yolcuydu, ama şimdi o boşluk uyanır ve her şeyin içindeki 00:58:37.260 --> 00:58:43.439 kendisini fark eder. 00:58:44.390 --> 00:58:50.869 Samadhi'yi sınırlı egoik zihinle ne olduğunu hayal bile edemezsiniz, 00:58:50.869 --> 00:58:57.500 tıpkı kör bir insana rengin ne olduğunu tarif edemediğiniz gibi. Zihnin bunu bilemiyor. 00:58:57.500 --> 00:59:06.559 üretilemez. Samadhi'nin farkına varmak, farklı yoldan bakmaktır, 00:59:06.559 --> 00:59:12.579 ayrı şeyler görmek değildir, ama göreni anımsamaktır. 00:59:15.360 --> 00:59:24.840 Assisi'li Aziz Francis, “aradığın şey, arayandır ” demişti. 00:59:24.840 --> 00:59:34.290 Ayı gördükten sonra onu her yansımada tanıyabilirsin. Gerçek benlik 00:59:34.290 --> 00:59:42.920 her zaman oradaydı, her şeyde, ancak onun varlığını fark etmediniz. 00:59:43.070 --> 00:59:50.750 Zihnin ve duyuların ötesindeki gerçek benliği tanıyıp uymayı öğrendiğinde, 00:59:50.750 --> 01:00:08.530 en sıradan huşu yaşamak mümkündür. hoşnutluğun kendisi oluruz. 01:00:08.720 --> 01:00:15.530 Arzulardan kurtulmaya çalışmayın çünkü arzulardan arınmış olmayı istemekte 01:00:15.530 --> 01:00:26.020 bir arzudur. Durağan olmayı çabalayamazsın çünkü çabalamanda bir çabadır. 01:00:26.020 --> 01:00:34.570 Zaten her zaman mevcut olan durgunluğun farkına var. 01:00:34.570 --> 01:00:37.570 durağanlık ol ve bunu bil 01:00:38.840 --> 01:00:45.140 Tüm tercihler aşıldığında, kaynak ortaya çıkacak ancak kaynağa bile 01:00:45.140 --> 01:00:57.140 sarılma. Muhteşem gerçeklik, Tao bir değil iki değildir. Ramana Maharshi der ki; 01:00:57.140 --> 01:01:07.580 “öz Benlik yalnızca birdir. Sınırlıysa egodur, sınırsızsa sonsuz ve büyük gerçekliktir.” 01:01:07.580 --> 01:01:20.750 onun hakkında söylenen şeylere inanırsan onu kaçırırsın. 01:01:20.750 --> 01:01:27.500 Eğer inkar edersen, yine kaçırırsın. İnanç ve inançsızlık zihin düzeyinde çalışır. 01:01:27.500 --> 01:01:34.900 Bir bilmeye ihtiyaç duyarlar, ancak kendi araştırmanızla kendi varlığınızın 01:01:34.900 --> 01:01:40.370 tüm yönlerini inceleyerek girerseniz, kimin araştırdığını bulursanız, 01:01:40.370 --> 01:01:46.340 “elde ettiğim, arzuladığımdan yüksek olacak” ilkesine göre yaşamaya istekli olup olmadığınızı öğrenin. 01:01:46.340 --> 01:01:53.540 Eğer her şeyi bilmenin ötesine seyahat etmeye istekliysen, 01:01:53.540 --> 01:01:59.600 neyi ima etmeye çalıştığımı anlayabilirsin. Ancak o zaman kendiniz için, 01:01:59.600 --> 01:02:07.940 varolan varlığın derin gizemini ve güzelliğini tadacaksınız. 01:02:08.450 --> 01:02:16.070 Yaşam için başka bir olasılık var. Varlığınızın derinliklerinde, gizlenmiş bir şey var 01:02:16.070 --> 01:02:22.570 kavramların ötesinde, dogmaların ötesinde, koşullu faaliyetlerin ve tüm tercihlerin ötesinde 01:02:22.570 --> 01:02:33.920 keşfedilebilecek kutsal, anlaşılmaz bir şey var. 01:02:33.920 --> 01:02:41.410 Teknikler, ritüeller veya uygulamalar tarafından elde edilmez. Bunu elde etmek için "yöntem" yok. 01:02:41.410 --> 01:02:54.140 Sistem yok. Yolun bir yolu yok. Zen'de dedikleri gibi 01:02:54.140 --> 01:03:01.160 orijinal yüzünü daha doğmadan keşfedişindir. kendine daha fazla 01:03:01.160 --> 01:03:10.010 ekleme yapmakla ilgili bişey değil.O kendine ışık oluyor; 01:03:10.010 --> 01:03:20.210 Benlik yanılsamasını yayan bir ışık. Hayat her zaman tamamlanmamış olarak kalacak 01:03:20.210 --> 01:03:26.920 ve kalp hep huzursuz kalıcak, isim ve biçimin ötesindeki bu 01:03:26.920 --> 01:03:32.650 gizemde yerini alana kadar. 01:04:04.059 --> 01:04:06.059 [müzik] Om Shreem Lakshmi